İtalya |
Roma
Canlı, sımsıcak, tarih yüklü ve insanı avucunun içine alan bir şehir Roma! Binlerce yıllık geçmişe sahip bu şehir, insanlık mirasının değerli mücevherlerinden biri. Roma, İtalya’nın ve Lazio Bölgesi’nin başkenti ve dünyanın büyük bölümüne hükmetmiş, dünya kültürünü derinden etkilemiş Roma İmparatorluğu’nun doğduğu ye...
|
Venedik
İtalya’nın bu özel şehri, Venedik, kuzeyde Adriyatik kıyısında yer alır. İnce uzun iki ada ve bir yarımadanın adeta denize set çektiği Venedik Lagünü içinde, 118 adadan oluşan bir adalar topluluğudur. Anakara üzerinde bulunan Venedik toprakları da tarihi adaya tek bir kara ve demiryolu ile bağlanmıştır.
Venedik’i anlatmaya gerek var mı bilinmez. Dünyada belki en... |
Napoli
İtalya’nın Campania Bölgesi’nin başkenti olan Napoli, Roma’nın güneyinde bir Akdeniz kenti. Kendisiyle aynı adlı körfezde yer alıyor. Napoli’nin tarihi merkezi, UNESCO kültür mirası alanlarından biri... Napoli sokakları size günlük yaşamın tam içinde olduğunuzu, kentin bir parçasına dönüştüğünüzü hissettiriyor.
... |
Milano
Fransa’nın kuzeyinde, Po Vadisi’nde yer alan, gerçek bir metropoldür Milano. Sanat, ticaret, dizayn, eğitim, moda gibi pek çok alanda yüksek bir gelişmişlik düzeyine ulaşmıştır. Lombardiya Bölgesi’nin başkentidir. Kuzeyinde İtalya’nın muhteşem göller bölgesi ve çevresinde altı tane doğal park yer alır. Milano, İtalyan demiryollarının önemli m...
|
Floransa
Orta İtalya’nın büyüleyici şehri Floransa, Toskana Bölgesi’nin başkentidir. Rönesansın beşiği olarak nitelendirilen tarihi kentin merkezi Arno Nehri ile ikiye ayrılır. Floransa’ya 1400’lerin ilk yarısından 1700’lerin ilk yarısına dek hükmeden kudretli Medici Ailesi damgasını vurmuştur. Bu aile üyelerinden bazıları papalık makamına layık görülmüş, bazıla...
|
Orta ve Güney Avrupa’nın Akdeniz ülkelerinden biridir İtalya. Akdeniz’de Afrika’ya doğru uzanan İtalyan yarımadası toprakları pekçokları tarafından bir çizmeye benzetilir. Kuzeyinde yer alan topraklar coğrafi olarak Alp Dağları’yla siyasi olarak Fransa, İsviçre, Avusturya ve Slovenya ile sınırlanır. İtalyan yarımadası, doğuda Adriyatik Denizi, güneyde İyon Denizi, batıda Tiran Denizi ve Cenova Körfezi ile çevrelenmiştir. Vatikan ve San Marino, İtalyan toprakları içinde kalan, İtalya’dan bağımsız iki küçük Avrupa ülkesiyken; İtalya’ya ait Campione D’Italia, İtalyan sınırları dışında, İsviçre’ye ait Ticino Kantonu içinde yer alır. Akdeniz’in iki güzel adası, Sicilya ve Sardinya da İtalya’ya aittir.
7600 kmlik kıyı şeridi, plajları, koy ve adaları ile İtalya gerçek bir turizm ülkesidir. İtalya’nın kuzeyinde yer alan en uzun, aynı zamanda en önemli akarsu Po Nehri’dir. İtalya, 1500 civarında gölüyle akarsudan çok göle sahiptir. Büyük çoğunluğu Po Vadisi ve Alp eteklerinde yer alan dünyaca ünlü göllerden bazıları Maggiore, Garda, Como, Lugano ve Iseo’dur. İtalya’da yer alan en önemli dağ silsilesi kuzeyde Alpler, diğeri yarımada boyunca uzanan Apeninlerdir.
İtalya, kısmi özerkliğe sahip, 20 idari bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgeler; Abruzzo, Basilicata, Calabria, Campania, Emilia-Romagna, Lazio, Ligurya, Lombardiya, Marche, Molise, Piyemonte, Puglia, Toskana, Umbria, Veneto’dur.
Başkenti Roma olan, cumhuriyetle yönetilen İtalya bir NATO, Avrupa Birliği, Schengen Bölgesi ülkesidir.
İtalya yarımadasında, Etrüskler ile başlayan İtalyan tarihi, MÖ. 8.yy’da Yunan kolonilerinin yarımadanın güneyinde kurduğu kent devletleri ile devam eder. İtalyan yarımadasının Dünya tarihinde yükselişi Roma kentinin yükselişi ile başlar. Roma’nın kuruluşu Romus ve Romulus efsanesi ile anlatılır. Bir dişi kurt tarafından emzirilerek büyütülen Truvalı göçmen Aeneas’ın öksüz ikizleri sonunda bir kavgaya tutuşur ve Romulus Romus’u öldürür. Romulus’un kurduğu ülke bundan böyle Roma olarak anılır.
Önceleri bir senato ile ve bugünkü cumhuriyet teriminden bir hayli farklı anlamda bir cumhuriyet yönetiminde varlığını sürdüren Roma şehir devleti, zamanla İtalyan yarımadasını adım adım fetheder ve daha ötesinde İspanya’dan Anadolu’nun bir kısmına dek pek çok yerde egemenlik sağlar. Fransa, Almanya ve nihayet İngiltere’ye dek sınırların uzamasını sağlayan büyük İmparator Julius Sezar, bu devasa imparatorluğu bir diktatörlüğe dönüştürürse de en yakınında yer alan soyluların düzenlediği bir suikastle, MÖ. 44 yılında öldürülür ama Roma’nın yükselişi durmayıp devam eder. Edirne’nin de kurucusu olan kudretli imparator Hadrianus Dönemi’nde imparatorluğun sınırları en uzak noktasına ulaşır. Akdeniz artık bir imparatorluk denizidir. Atlantik Okyanusu’ndan Hazar’a dek uzanan sınırlara sahiptir.
İmparatorluk sınırlarında yayılan hristiyanlık, önceleri zulümle karşılansa da İstanbul’un da kurucusu olan I. Constantine döneminde devlet himayesine girmiştir.
MS. 395’te Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesinin ardından, varlığını 1453’te İstanbul’un fethine dek sürdüren Doğu Roma’ya karşılık; İtalya merkezli Batı Roma, Cermen kabilelerin istilası sonucunda 476 yılında yıkılır. İtalya’nın kuzeyi Bizans’ın, güneyi ise papalık devletlerinin denetimi altında kalır. Sonrasında İtalya, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve Papalık Devletlerinin çok uzun süren iktidar mücadelesinin alanı olur.
MS. 1100’den itibaren İtalya, Venedik, Milano, Floransa gibi güçlü şehir devletlerinin yükselişine şahit oldu. Bu devletler, endüstri ve ticaret alanlarında gelişmişlikleri ile dünyanın geri kalanı ile önemli bağlar kuruyorlardı.
İtalya 14 ve 15. Yy’da bir sanatsal ve entellektüel patlamaya sahne oluyordu. İtalya’da başlayan Rönesans, zamanla tüm Avrupa’yı etkisi altına alacaktı.
Napolyon işgali, yönetimi ve Habsburg egemenliği sonrası 1861’de İtalyan birliği, ulusalcı İtalyan lider Guiseppe Garibaldi tarafından sağlandı ve İtalya Krallığı kuruldu.
Müttefikler safında Birinci Dünya Savaşı’na katılan İtalya, savaşın getirdiği yıkım ve huzursuzlukların ardından 1922’de kendisini Il Duçe olarak tanıtan faşist lider Mussolini’nin yönetimi altına girmiş ve Nazilerle işbirliği dönemi başlamıştı. İtalya, II. Dünya Savaşı’na Almanya saflarında katıldı. Zamanla Almanların elinde bir kuklaya dönüşen Mussolini’nin ölümü, İtalyan direnişçilerinin elinden oldu.
1946’da İtalya, monarşiyi terk ederek cumhuriyet modeline geçti.
İtalya topraklarında doğan ve dünyanın büyük bir kısmında egemenlik kuran Roma İmparatorluğu’nun geride bıraktığı şaheser yapılar ve birikim, günümüze kadar uzanan pek çok mimari esere, tekniğe ilham vermiştir. İtalya üzerinde Klasik Roma, Gotik, Rönesans, Barok, Rokoko ve Neoklasik ve modern mimari örneklerine rastlamak mümkün. Colosseum, Panteon, ünlü eğik kule Pisa; kısaca katedral anlamında Duomo adıyla anılan, Floransa Santa Maria del Fiore Katedrali, Venedik San Marko Bazilikası, Venedik Dükler Sarayı (Doge’s Palace), çelik ve camdan yapılma tavanıyla dikkat çeken Milan Galleria Vittorio Emanuele II alışveriş merkezi, Milan Pirelli Kulesi İtalya’da yer alan çok önemli mimari örneklerinden yalnızca birkaçıdır.
İtalya yıl boyunca pek çok farklı etkinlikle süslenen, renkli ve canlı bir kültür sanat atmosferine sahiptir. Ülke operanın ana vatanı; Milan’da yer alan La Scala, kuşkusuz İtalya’daki en önemli opera evidir. Burada Verdi, Puccini, Rossini, Vivaldi gibi dünyaca ünlü İtalyan bestekarların eserlerini en güzel seslerden dinlemek mümkündür. Tiyatronun merkezlerinden bir diğeri Verona’dır. Uluslararası edebiyat, müzik ve film festivallerine sahne olan İtalya’da en önemli kültür sanat olaylarından biri, iki yılda bir düzenlenen Venedik Bienali’dir. Festivaller ülkesi İtalya, şubat ayında bir karnaval ülkesi kimliğine de bürünür. Karnavallar eğlenceli olduğu kadar kostüm ve maskeleri, renk, ışık, tasarım zenginliğiyle sanatsal bir görünüm taşır.
Nice ünlü ressam yetiştirmiştir, İtalya. Dünya tarihinin yetiştirdiği en büyük dahilerden Leonardo da Vinci, Michelangelo, Titian, Rafael, Boticelli gibi sanatçıların eserleri dün olduğu gibi bugün de İtalya’ya paha biçilmez bir değer katmaktadır. Roma’da Capitoline müzeleri, Floransa’da Uffizi galerisi gibi müzelerde daha pek çok sanatçının eserlerini görmek mümkündür.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan ülkeler içinde İtalya, en fazla eserle başı çekmektedir. Yalnızca bu bile İtalya’nın kültürel ve sanatsal zenginliğinin bir kanıtı gibidir.
İtalya, konumu ve coğrafi özellikleri açısından her türlü açık hava sporuna ev sahipliği yapabilecek kaynaklara sahiptir. Kuzey bölgesinde yer alan gölleri ve güneyini üç taraftan saran Akdeniz ile akla gelebilecek tüm su sporları için İtalya’da konaklama ve aktivite imkanı bulmak mümkündür. Alp ve Apenin dağları da doğanın kalbinde yapılabilecek sporlar için elverişli bir ortama sahiptir.
Yüzme, rüzgar ve uçurtma sörfü, yelken, su kayağı, dalış, rafting, balık tutma, bisiklet, dağ bisikleti, yürüyüş, tırmanış, binicilik, golf, her türü ekstrem spor, İtalya’da yapılabilecek sporlardan sadece birkaçıdır.
Türlü sporlar için zemin ve tesis mevcutsa da İtalya, en fazla futbol ile tanınır ve İtalyanların en sevdiği sporların başında futbol; ardından basketbol, voleybol gibi salon sporları ile bisiklet ve tenis gelir.
Bisiklet sporu İtalya’da Fransa’da olduğu gibi ayrı bir öneme de sahiptir. 1909’dan bu yana yapılmakta olan Giro d’Italia (İtalya turu) genellikle Mayıs ayında yapılan dünyanın başlıca uzun mesafe bisiklet yarışlarından biridir.
Otomobil yarışlarının her zaman başa güreşen markası Ferrari’nin anavatanı İtalya’da, her yıl Formula 1 ayaklarından biri gerçekleştirilir.
İtalya! Bir Gastronomi Ülkesi ...
Dünyanın en zengin mutfaklarından biri olan İtalyan mutfağına has lezzetler, aynı zamanda pek çok farklı ülkede kabul görmüştür ve yaygın olarak tüketilmektedir. Bu zengin mutfağı, anayurdunda tatmak isteyenler bilmelidir ki İtalya’nın pek çok farklı bölgesinde oraya has tatlar öne çıkar. Gidilen yere göre bu tadın ne olduğunu keşfedip öncelikle onu tatmaya çalışmak doğru bir tercih olabilir.
İtalya’da yaygın olarak tüketilen yağ, zeytinyağıdır ve çok yüksek kalitede zeytinyağı bulabilmek mümkündür. İtalya’nın en güneyinde yer alan Bari şehri zeytinyağı üretiminde önemli bir bölge...
İtalya aynı zamanda bir peynir ülkesi, pek çok kahve türünün çıkış noktası ve gerçek bir şarap diyarıdır. Olağanüstü güzellikte bağları, mimari dokusu ve doğası ile mutlaka görülmesi gereken beldesi Toskana’da dünyanın en iyi şaraplarından biri, Chianti, aynı adlı vadide üretilir. İtalya’da şarabın eşlik etmediği bir ana yemek düşünülemez. Pizza ve spagetti gibi tüm dünyanın severek tükettiği, evrensel hale gelmiş tatların anavatanıdır. İtalyan mutfağında deniz ürünleri yaygın olarak kullanılır.
Modena’nın balsamik sirkesi, Ligurya’nın ceviz, fesleğen ve zeytinyağı ile yapılan Pesto Sosu; Piedmont Alba’nın beyaz trüf mantarı, pek meşhurdur.
İtalya’da çok sevilen ve tüketilen kahve türleri, kahve zincirleri vasıtasıyla dünya kültürünün bir parçası oldu. Kahve türlerinin büyük çoğunluğu espresso’dan üretilir. Espresso, basınçlı sıcak suyun kahve çekirdekleri üzerinden geçirilmesi ile elde edilen yoğun tada sahip kahve türüdür ve küçük fincanlarda servis edilir.
Macchiato: espresso üzerine ince bir tabaka süt köpüğü ilave edilerek kahvenin sert tadımı yumuşatılır.
Caffe Latte: Espressoya ısıtılmış süt ilavesi ile elde edilen kahve türüdür.
Cappuccino: Espressoya süt ve süt köpüğü ile çikolata tozu ilave edilir.
Ristretto: Espresso’nun daha az suyla hazırlanmış daha yoğun halidir.
Caffe Corretto: Grappa veya brendi eklenerek, tadında “düzeltme” yapılmış espressodur.
Granita di Caffe: buzlu ve kremalı bir kahve türü.
Farklı malzemelerle oluşturulmuş binlerce türü bulunan bu İtalyan lezzetinin en ünlüsü; Margarita’nın doğuşu, efsanevi bir hikaye ile süslenir. Napolili bir pizza üstadının, 1889 yılında Kraliçe Margherita onuruna hazırladığı, İtalyan bayrağının renklerini taşıyan —kırmızı domates, beyaz peynir ve yeşil fesleğen ile yapılır—pizza o günden sonra Kraliçe’nin adıyla anılmaya başlar. Çok çeşitli pizza seçenekleri olsa da nefis İtalyan peynirleri ile yapılmış Quattro Formaggi – dört peynirli pizzayı mutlaka denemeli! Her bir çeyreğinde farklı lezzetler olan, Dört Mevsim pizzası, Quattro Stagioni ise görüntüsü ile iştah açıyor.
İtalya’da pizza restoranları Pizzeria olarak anılıyor.
İtalyan mutfağının vazgeçilmez lezzetidir makarnalar. İtalyanlar makarnaya pasta derler. Yüzlerce farklı çeşit makarna vardır. Spagetti, mantıya benzeyen ravioli, geniş ve düz formu ile lazanya, kısa boru şeklinde penne, dikdörtgen şerit gibi kesilmiş tagliatelle ve fettucine ilk akla gelenlerden bazılarıdır. Makarnalar, farklı malzeme ve soslarla, peynirle tüketilebilmektedir.
İçinde likör barındıran, İtalya’nın en güzel tatlılarından Tiramisu; meyveyle sütün lezzetli birleşimi Panna Cotta; İtalya’ya özgü bir çeşit dondurma olan, pek çok farklı tadıyla nefis Gelato; parmak şeklinde kıtır hamur içinde ricotta peyniri ile Cannoli; tatlı sevenler için bir cennettir, İtalya...
İşte dünyaca ünlü İtalyan peynirlerinden bazıları:
Türkçede Parmesan olarak bilinen, İtalya’nın Parma, Reggio Emilia, Modena, Bologna ve Mantua bölgelerine özgü Parmigiano Reggiano; Lombardy ve Piedmont’ta üretilen Gorgonzalo; İtalya’nın güneyinden bir lezzet, kremsi tadıyla yapıldığı gün tüketilmesi önerilen eşsiz Mozzarella di Bufala; Basilicata kökenli Provolone; kuzeye özgü bir tat, Asiago; Toskana’dan Pecorino; Piedmont’dan Robiola ...
Toskana’nın ünlü kırmızı şarap türlerinden Chianti, yanı sıra Brunello, Vermentino, Sciacchetrá markaları çok bilinen İtalyan şaraplarıdır. Güzel bir limon likörü olan güney İtalya’ya özgü limonçello, ünlü İtalyan likörü grappa ve amaro güzel bir yemeğin ardından hazmı kolaylaştırır.
Dünyanın en küçük devletlerinden biri ve İtalya’nın başkenti Roma’nın merkezinde küçük bir alanı kaplayan Vatikan, Katolik Hristiyan dünyasının merkezidir. Ruhani lider Papa, bu devletin başkanlığını da yürütmektedir. Hristiyanların inançları gereği ziyaret ettiği bu kutsal yer, aynı zamanda Roma’da turistik olarak en fazla ziyaret edilen yerlerden biridir. Dolayısıyla yoğun bir ziyaretçi trafiğine sahne olur.
Katolik dünyasının önemli olaylarına sahne olan St. Peter Meydanı (Piazza San Pietro) ve ardında yer alan görkemli St. Peter Bazilikası, kitle iletişim araçlarının yaygın şekilde kullanıldığı günümüzde Vatikan denince akla gelen ilk görüntüdür.
Çarmıha gerildikten sonra annesi Meryem’in kucağında cansız yatan İsa Peygamber’in tasvir edildiği, Michelangelo’nun Pieta adlı eseri St. Peter Bazilikası’nda bulunur. Bu muhteşem kilisenin tabanı altında, Grotte Vaticane adı verilen bölümde, Papalık makamında bulunmuş dini liderler gömülüdür ve bu bölüm de ziyaret edilebilmektedir. Necropoli di San Pietro veya Scavi olarak anılan ayrı bir bölümde, Aziz Petrus’un mezarını ziyaret etmek de mümkündür. Ancak buraya günlük ziyaretçi sayısı sınırlıdır.
Yine Michelangelo’nun tavanını olağanüstü bir şekilde resimlediği Sistina Şapeli, Vatikan sınırları içinde bulunur. Sistina Şapeli, Vatikan Müzeleri içinde ve müzenin en sonunda yer alır.
Kalabalıklar tarafından çok fazla ziyaret edilmeyen Vatikan Bahçeleri de görmeye değer güzelliktedir.
Vatikan’ı ziyaret esnasında belli giyim kurallarına uyulması gerektiği unutulmamalıdır.
İtalya her türden kültür ve sanat festivalleri, bar ve eğlence yerleri, karnavalları, açık hava etkinlikleri, başta Avrupa çapında bir büyüklüğe sahip olan ünlü Gardala olmak üzere eğlence parkları, tam bir deniz ülkesi olması nedeniyle Akvaryum ve su parkları ile eğlence arayanlar için de ideal bir gezi rotasıdır.
Yalnız İtalya’da değil, Avrupa’nın genelinde, Christmas yaklaşırken sokaklar renk ve ışık saçar. Süslenmiş caddeler, sokaklar, büyük binalar, bir renk ve ışık cümbüşüdür. Bir kısmı özenli el yapımları olan Christmas süsleri etrafa masalsı bir hava verir. Kuşkusuz bu görüntü çocuksu bir zevk verir kalplere. Aralık sonu ocak başında İtalya’nın kuzeyinde Güney Tirol’de; Merano, Bressanone, Bolzano ve Vipiteno, Brunico’da kurulan Christmas pazarları görmeye değer renkli manzaralar oluşturur.
Venedik Karnavalı
Şubat ayı, festivaller zamanı, İtalya’nın en renkli zamanlarından biridir. Karnaval denince de akla öncelikle Venedik Karnavalı gelir. Rengarenk, yaratıcı maske ve kostümlerin ardında hangi yüzün gizlendiği bilinmez. Yüzyıllar öncesinden gelen bu geleneğin sunduğu görsel zenginlik, dünyanın her yerinden gelen kalabalıkları Venedik’te buluşturur. Festivalin açılışında, kostümlü bir kişinin St. Mark Kulesi’nden Doge’s Palace’a bir düzenekle havadan inişi şeklinde yapılan “Meleğin Uçuşu” adlı gösterinin ilk kez 16.yy ortalarında bir Türk akrobat tarafından, ip üstünde yürüyerek yapılmış olması, gösteriyi daha da ilginç kılan bir detaydır.
Regatta Storica
Venedik’te eylül başında gerçekleştirilen, kostümlü, gondol ve geleneksel teknelerle gerçekleştirilen tarihi kürek yarışları (regatta storica) görmeye değer bir manzara oluşturur.
Ivrea Karnavalı
Ivrea Şehri’nde gerçekleştirilen karnaval 1800’lerin başından günümüze ulaşmış tarihi bir karnavaldır. Küçük tatlı hediyelerin dağıtıldığı geçit töreni, dans ve müzik gösterileri ile görmeye değerdir. Avrupa’dan çeşitli topluluklar bu gösterilerde yer alır. Karnavalın en önemli anlarından biri “Portakal Savaşı” olarak anılır. Küçük arabalara binmiş Napolyon kuvvetlerini temsil edenlerle, yerel halkı temsil eden yayaların, tarihi bir iç savaşı karşılıklı portakal salvolarıyla canlandırdığı; katılanları eğlenceli bir hareketin içine sokan bir savaştır bu.
La Notte della Taranta
Çizmeye benzeyen İtalyan yarımadasının topuğunda, Apulia’da, bir tarantulla tarafından ısırılıp, vücudunda zehir kalmayana dek durmaksızın dans eden bir kadın efsanesi Pizzica adıyla gelenek haline gelmiştir. Çıplak ayakla sabaha dek çılgınca dans etmek isteyenler için özel bir deneyim! Yine aynı yörede her yıl yaz döneminde gerçekleştirilen, Salento’nun folk müziğini, evrensel formlarla birleştiren “La Notte della Taranta” festivali, İtalyan kültürünü yakından tanımak isteyenlerle müzik meraklılarına hitap ediyor.