Roma’da bulunan şaheserlerden biridir Kolezyum. Arena ya da Flavian Amfi Tiyatro ismiyle de anılan bu yapı, M.S. 72 -80 yılları arasında inşa edilmiştir. İmparatorluk ve Roma sakinlerinin eğlenmesi için düzenlenen gladyatör dövüşleri ile ünlüdür bu mekan. Kanlı dövüşler, Hristiyanlığın Roma topraklarına hâkim olmasına dek sürmüştür. Daha sonra tiyatro, barınma alanı, taş ocağı ve dini yapı olarak kullanılmıştır.
Günümüz dünyasının yedi harikası listesinde yer edinen Kolezyum, asırlar boyunca pek çok olaya tanıklık etmiş olan yaşlı duvarları ve muazzam mimarisi ile kente gelen turistleri etkilemeye devam eder. Oval biçimde tasarlanmış olan yapı, deprem nedeniyle zarar görmüş olsa da görkemli görüntüsünden hiçbir şey kaybetmemiştir. Her sene Paskalya Bayramı öncesinde tarihi amfi tiyatronun önünde gerçekleşen Haç Yolu Ayini ile pek çok kişi burada bir araya gelir.
Roma Forumu
Binlerce yıl öncesinde kurulan Roma Forumu, dünyadaki en büyük antik kentlerden biridir. Palantino Tepesi ve Capitol Tepesi arasında kurulmuştur ve Kolezyum’un yakınında yer alır. Roma’nın geçmişteki ticaret ve hukuk merkezi, kent sakinleri tarafından Forum Magnum adıyla da anılır. Günümüze yapı kalıntıları ile ulaşabilmiş olan arkeolojik alan, hayranlık uyandıran mimarisi ile ziyaretçileri etkisi altına alır.
Romulus Tapınağı, Septimius Severus Kemeri, Satürn Tapınağı, Castor ve Pollux Tapınağı, Fokas Sütunu Sezar Tapınağı, Julia Bazilikası, Urbi Göbeği, Roma ve Venüs Tapınağı, Forum’da yer alan başlıca yapılardandır. Eski Roma’yı dolaşmak isteyenler, devasa açık hava müzesini mutlaka görmeli.
Pantheon
Yaklaşık 2 bin yıllık geçmişe sahip olan Patheon, Roma’da yer alan ve mükemmel bir şekilde korunarak bugüne ulaşabilmiş tapınaklarından biridir. İlk olarak Augustus devrinde, şehrin tüm tanrıları adına yapılmış kutsal mekan, yangın sonucu harap olunca, Hadrian zamanında yeniden inşa edilmiş, M.S. 125 yılında ibadete açılmıştır. Girişteki 16 adet sütunun üzerine yerleştirilen üçgen alınlığın altında, yapının Marcus Agrippa tarafından yaptırıldığı yazar.
Pantheon’un en dikkat çekici özelliği, yaklaşık 43 metre çapındaki, modern dünyadaki betona benzer bir malzemeyle yapılmış olan kubbesidir. İnşa edildiği dönemde bu denli büyük bir kubbe yapılması, oldukça özverili bir çalışma gerektirir. Kubbenin üzerindeki “Ocululus” olarak adlandırılan göz, gün ışığının içeri sızmasını sağlarken Pantheon’un simetrik bir şekilde tasarlanmış iç mimarisini gözler önüne serer. Kutsal yapıda, bu göz dışında bir pencere bulunmaz. Yağmur suyunun tahliyesi, gözün altındaki zemin üzerinde bulunan neredeyse görünmez şekilde yerleştirilmiş 22 adet küçük delik ile sağlanır. Rönesans ressamlarından Raffaello Sanzio, II. Vittorio Emanuele ve I. Umberto gibi önemli şahsiyetlere ait mezarların bulunduğu tarihi mekan, günümüzde Katolik kilisesi olarak ziyarete açıktır. Rotonda Meydanı’ndaki 16. yüzyıla ait Pantheon Çeşmesi ile bütünlük oluşturan bu yapı, özellikle geceleri ihtişamlı bir görüntüsü ile parlar.
San Pietro Bazilikası
Aziz Petrus ya da St. Peter’s Bazilikası olarak da bilinen görkemli yapı, Vatikan’daki büyüleyici bazilikalardan biridir. 4. yüzyıla ait bir kilisesin üzerine inşa edilmiş San Pietro Bazilikası, 1626 senesinde ibadete açılmıştır. İçi ve dışı muazzam süslemelerle bezenmiş kutsal mekanda, Michelangelo’nun yaptığı Pieta heykeli yer alır. Heykel, Hz. Meryem’in kucağında uzanmış, çarmıhtan indirilen Hz. İsa’yı betimler.
Kendisi ile aynı adı taşıyan meydanda görkemli kubbesi parlayan bu yapı, dünyanın en büyük kiliselerinden biridir. Kilisenin atlında bulunan nekropolde 12 havariden biri olan Aziz Petrus’un mezarı bulunur.
Katolik dünyasının ihtişamlı yapısı, bugün hala Michelangelo tarafından tasarlanmış giysiler giyen askerler tarafından korunur. Devasa kubbesinden seyredilebilen panoramik manzarası, her santimetresi özenle süslenmiş nefes kesen mimarisi ile San Pietreo Bazilikası’nı tam manasıyla keşfetmek adına günün büyük bir kısmını buraya ayırmak yerinde olacaktır.
Sistina Şapeli
Vatikan’da yer alan Sistina Şapeli, günümüzde papa seçimlerinin yapıldığı ve çeşitli dini etkinliklerin düzenlendiği önemli bir merkezdir. Vatikan Müzelerinin bir parçası olan şapel, 1477 - 1480 yılları arasında Papa IV. Sixtus tarafından yaptırılmıştır.
Kutsal mekan, Michelangelo’nun boyadığı tavanı ile görenleri kendine hayran bırakır. Birbirinden güzel fresklerle bezeli olan Sistina Şapeli, tarihe ve sanata meraklı olanların görmeden geçemeyeceği noktalardan biridir. İncil’den alıntı pek çok hikayenin resmedildiği freskler, 1508 - 1512 yılları arasında yapılmıştır. Büyük bir uğraş ve özveri ile yapılan Sistina Şapeli freskleri, sanat tarihinin en önemli eserleri arasında yer alır. Ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken şey, Kıyamet Günü freskidir. Bu eşsiz tavanı incelerken bile yorulanlar, Michelangelo’nun tüm bunları ne büyük bir çaba ile yaptığını düşünmeden edemez.
Trevi Çeşmesi
Roma’ya gelenlerin mutlaka uğradığı, ortadaki havuzuna para atarak dilek tuttuğu namıdiğer Aşk Çeşmesi, Barok mimarinin en güzel örnekleri arasında yer alır. Üç yolun buluştuğu noktada konumlanmış olan Trevi Çeşmesi, Poli Sarayı’nın ön cephesi ile bütünlük oluşturacak şekilde mitolojik figürlerle donatılmıştır. Çeşme, Roma mitolojisindeki adı Neptün olan okyanus tanrısı heykeli ve pek çok mitolojik unsurla bezelidir.
Trevi Çeşmesi’ni ziyaret edenler, sırtlarını çeşmeye dönerek bozuk parayı havuza atar ve bu sayede tekrar Roma’ya geleceklerine inanır. İspanyol Merdivenleri’nin yakınında yer alan tarihi çeşme, her daim kalabalıktır. Bu güzel mimariyi incelemek için en uygun zaman gece yarısıdır ki muazzam bir aydınlatmaya sahip yapı, karanlıkta büyüleyici bir görünüme bürünür.
İspanyol Merdivenleri
Roma’nın her daim kalabalık noktalarından biridir İspanyol Merdivenleri. Kentin ruhunu hissetmek isteyenlerin buluşma yeri, Spagna Meydanı ile Trinità dei Monti Kilisesi arasında bağlantı sağlar.
Francesco de Sanctis ve Alessandro Specchi’nin tasarımı, 135 basamaktan oluşur. 1725 senesinde yapılmış merdivenler, adını yakınındaki İspanya Elçiliği’nden alır. Basamaklar, zeminin açılı olması nedeniyle yukarı doğru eğimlidir. 135 basamağı tırmanmak ilk etapta zor görünse de yükseldikçe geri dönüp meydandaki manzarayı seyretmek ya da Trinità dei Monti Kilisesi’nin muazzam mimarisini incelemek tepeye ulaşma çabasını kolaylaştırır.
Vatikan Müzeleri
Dünyadaki en zengin koleksiyona sahip müzeler arasında bulunan Vatikan Müzeleri, 53 galeriye sahiptir. Vatikan’a gelen tarih meraklıları ve sanatseverlerin mutlaka görmek isteyeceği müzeler, Rönesans Dönemi’nde inşa edilmiştir. Yaklaşık 5,5 hektarlık bir alanı kaplayan bu kompleks, Vatikan Sarayı ve Palazzetto di Belvedere olmak üzere iki binadan oluşur. Müzelerin bir parçası olan Sistina Şapeli, 54. galeri sayılabilir.
Papalar tarafından asırlar boyu oluşturulmuş koleksiyonlar, ziyaretçilerin içinde kaybolacağı büyüklükte ve zenginliktedir. Tablo, fresk, heykel, lahit, mumya ve etnografik objeler… Her köşesi özenle donatılmış müzeleri gezerken yorulanların soluklandığı üç ayrı avlu bulunur. Vatikan Bahçeleri’ni de içine alan kompleksin her santimetresi tarihi eserlerle doludur. Doyurucu bir zaman yolculuğu sunan müzenin özel kısımlarından biri de süslemelerle bezeli sarmal şeklinde tasarlanmış merdivenlerdir. Bu güzel merdivenler, İtalyan mimar Giuseppe Momo’nun imzasını taşır.