Estonya |
Tallinn
Estonya’nın başkenti, Kuzey Avrupa’nın huzur dolu köşesidir Tallinn. Orta Çağ’dan kalma tarihi yapıları, taş kaplı dar sokakları ile masalsı bir havaya sahiptir. Yıllar boyu Sovyetlerin gölgesinde kalmış, şimdilerde özgürlüğüne kavuşmuştur. Derin bir kültüre sahip olan Tallinn, 1918’de Estonya’nın bağımsızlığının ilan edilmesinden önce Raval olar...
|
Parnu
Estonya’nın güneybatısında yer alan Parnu, ülkenin “yaz başkenti” olarak bilinir. Baltık Denizi ve Parnu Körfezi ile çevrili bu kent, şehrin içinden körfeze doğru yol alan Parnu Nehri ile seyirlik manzaralara ev sahipliği yapar.
Parnu, pek çok kişinin eğlenmek ve dinlenmek için uğradığı bir sayfiye yeridir. Yalnızca Estonya’dan değil, ... |
Tartu
Estonya’nın manevi başkenti olan Tartu, aynı zamanda en büyük şehirlerinden biridir. 17. yüzyılda kurulmuş saygın üniversitesi ile öğrenci şehri olmasının yanında yüksek mahkeme ve bakanlıkların burada olması nedeniyle Estonya’nın politika ve finans merkezidir.
Tartu Üniversitesi, şehrin entelektüel yanını vurgular. Kütüphane, gözlem evi, bilim m... |
Resmi adı ile Estonya Cumhuriyeti, Avrupa’nın kuzeydoğusunda, Baltık ülkelerinin en doğusunda yer alır. Yaklaşık 1500 adası olan ülkenin doğusunda Rusya, kuzeyinde Finlandiya, güneyinde Letonya bulunur. Saaremaa ve Hiiumaa, Estonya’nın en büyük adalarıdır ve anakaranın batısındadır.
Ortalama yükseltisi 50 metre olan düz bir alana yayılmıştır Estonya. En yüksek noktası rakımı 318 metre olan Suur Munamägi tepesidir. Ülke topraklarının büyük bir kısmı ormanlıkla kaplıdır. Finlandiya ve Riga Körfezleri ile buluşan çok sayıda nehrin dolaştığı anakarada, en uzun nehir Pärnu’dur. En büyük göl ise yaklaşık 3550 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Estonya ve Rusya’nın paylaştığı Peipus Gölü’dür. Komşusu Rusya’ya kıyasla ılıman ve nemli bir iklime sahiptir. Kış mevsimi uzun sürse de Baltık Denizi, bahar ve yaz aylarında Estonya’da ılık bir havanın hakim olmasını sağlar.
Nüfusu az, refah seviyesi yüksek olan Estonya, 1991 yılından bu yana parlamenter demokrasi sistemi ile yönetilir. 1944 ile 1991 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin bir parçası olan ülkede, nüfusun bir büyük bir bölümünü Estonlar, bir kısmını Ruslar oluşturur. Ukrayna, Belarus ve Finlerin de yaşadığı Estonya’nın nüfusu yaklaşık olarak 1 milyon 317 bin civarındadır. En gelişmiş ve kalabalık şehir, başkent Tallin’dir. Resmi dil Estonca olsa da ülkede Rusça, Fince, Almanca ve İngilizce de konuşulur. Ural - Altay dil ailesinin Ural dillerine mensup olan Estonca, Fince ile büyük benzerlik taşır.
2004 senesi itibariyle Avrupa Birliği ve 2007’den beri Schengen Bölgesi üyesi olan ülkenin para birimi Euro‘dur. Başkent Tallinn, mükemmel bir şekilde korunmuş Ortaçağ mimarisinin masalsı görüntüsüyle Estonya’yı ziyaret edenleri etkisi altına alır.
Estonya’da yaşam Pärnu Nehri kıyısında Sindi adlı kasaba sınırları içinde yaklaşık 11.000 yıl önce başlamıştır. Mezolitik Çağ’da ülkenin neredeyse tamamı ormanlarla kaplıyken yarı göçebe yaşam tarzını benimseyen Estonlar, M.Ö. 3 binli yıllarda yerleşik düzene geçmişlerdir.
Estonya, Letonya ve çevresi ilk olarak Vikingler tarafından fethedilmiştir. İskandinav destanlarında sözü edilen Estonya halkı, çağlar boyunca kültürlerini muhafaza etmiştir. 13. yüzyılın başlarında Haçlı Seferleri ile Danimarka işgali sonrasında ülkede Hristiyanlık yayılmıştır. Haçlı Seferleri sonrasında günümüzdeki Güney Estonya ve Letonya, Terra Mariana olarak anılmış, daha sonra ise Livonia adıyla bilinmiştir. Bu bölge içerisinde günümüze ulaşabilmiş bazı yapılar bulunur. Rakvere Kalesi, bunlardan biridir. Yüzyıllar boyunca pek çok kez işgal edilen bu ülke, 1700’de Büyük Kuzey Savaşı’nın başlamasıyla Rus İmparatorluğu tarafından fethedilmiştir.
Danimarka, İsveç, Polonya, Almanya ve Rusya tarafından yönetilmiş Estonya, ilk kez 1918’de bağımsızlığını ilan etmiş, 1940’ta ise Sovyetler Birliği ve Nazi Almanyası’nın işgali ile karşı karşıya kalmıştır. 1944’te yeniden Sovyetlerin himayesine katılmış, bugünkü 20 Ağustos 1991’de ise Estonya Cumhuriyeti kurulmuştur. Pek çok savaş ve işgal görmesi nedeniyle Estonya halkı, barışçıl bir toplumdur.
Resmi adıyla Estonya Cumhuriyeti, günümüzde refah seviyesinin yüksek olduğu, gelişmiş ülkelerden biridir. 2004 yılında Avrupa Birliği’ne kabul edilmiştir. Şimdilerde bilgi teknolojileri diyarı olarak bilinen Baltık ülkesinde genel seçimler elektronik ortamda düzenlenir.
Doğu ve Batı Avrupa kültürleri ile etkileşim içinde olan Estonya, tarihi boyunca çevresindeki toplulukların kültürel geleneklerine maruz kalmıştır. Alman, Fin, Baltık, Slav, İsveç, Danimarka ve tabii ki Rusya ile olan bu etkileşim, Estonya’yı zenginleştirmiştir. 19. yüzyıl itibariyle Ruslara karşı başlayan milliyetçiliğe rağmen ülkelerine gelen turistlere misafirperver bir yaklaşımla karşılayan Estonlar, açık görüşlü ve bireyselliğe önem veren bir toplumdur. Estonya’da kadınları her iş kolunda görebilmek mümkün…
Estonya’da edebiyat, 19. yüzyıldan sonra istikrarlı bir şekilde yükselişe geçmiş, 20. yüzyıldan sonra gelişimin sürdürmüştür. Anton Hansen Tammsaare, Jaan Kross, Tõnu Õnnepalu uluslararası üne sahip yazarlardır. Taamsaare’nin portresi, banknot üzerine basılmıştır. Estonya’nın milli destanı Kalevipoeg, Friedrich Reinhold Kreutzwald tarafından kaleme alınmıştır. Kreutzwald’ın anıtı, Kadriorg Sarayı’nın bahçesindedir.
Halk şarkıları, koro ve orkestraları ile ünlü olan Baltık ülkesi, şarkı söyleyen toplum olarak ün yapmıştır. Dans ve müzik festivalleri, Estonya’nın en eğlenceli detaylardandır. Ülkenin dört bir yanında yaz boyunca her hafta başka bir festival düzenlenir.
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan, başkent Tallinn’in tarihi şehir merkezi, masalsı havasıyla asırlar öncesine ait bir fotoğraf karesi gibidir. Mükemmel bir şekilde korunarak bugüne gelebilmiş olan yapılar, Barok mimarisinin nadide örneklerindendir. Estonya’nın görsel sanat eserlerine yakından bakmak isteyenler, Tallinn’de beş müzeden oluşan Estonya Sanat Müzesi’ne uğrayabilir. 18. yüzyıla ait Kadriorg Sarayı’nın bazı bölümleri Sanat Müzesi’nin bir parçası olarak gezilebilir.
Estonya sakinlerinin pek çoğu, spor yapmayı seven, hareketli bireylerdir. Spor konusunda pek çok farklı dalda aktif olan ülke, ilk defa Belçika’nın Antewerp şehrinde düzenlenen 1920 Yaz Olimpiyatları ile halter dalında Alfred Karl Neuland ile altın madalya kazanmıştır. Sonraki yıllarda pek çok kez olimpiyatlara dahil olan Estonya’da su sporlarının ayrı bir yeri vardır. Bağımsızlığını kazanana dek Estonya’nın tüm zaferleri Sovyetler Birliği’nin hanesine işlenmiştir.
Baltık Denizi’nin kıyısında konumlu Estonya’da su sporları bir tutkudur. Anakara ile ülkenin en büyük adalarından Saaremaa ve Hiiumaa’nın kıyılarında yat kulüpleri bulunur. Nehirlerin dolaştığı topraklarda kano en çok Vöhandu, Ahja ve Piusa Irmaklarında yapılır. Yaz boyunca birçok kişi, yelkenliyle Baltık Denizi’ne açılır. 1980 Moskova Olimpiyatları’nın yelken ayağı, Tallinn kentinde düzenlenmiştir. Finlandiya ile Offshore şampiyonasında sık sık yarışan Estonya, pek çok kez şampiyon olmuştur.
Estonya’nın uzun süren kış aylarında kış sporlarından bahsetmemek imkansız… Ülkenin güneyi ve kuzeydoğusundaki tepelerde yapılan kros kayağı, ülkede önemli bir yere sahiptir. Beyaz örtü ile kaplanmış geniş pistlerde, yeni başlayanlara, profesyonellere ekipman kiralama seçenekleri sunulur. Soğuk havayı çekici ve hareketli kılmak adına kış boyunca kayak ve kros kayağına dair pek çok yarışma düzenlenir. Valga’da bulunan Otepää kasabası, barındırdığı kayak merkezi ve pistlerle Estonya’nın kış aylarındaki başkentidir. Kros kayağında Andrus Veerpalu, Kristina Šmigun ve Jaak Mae, Kış Olimpiyatları’nda ödül almıştır.
Geçmişten bu yana etkileşim içinde olduğu toplumların lezzetleriyle zenginleşmiş Estonya mutfağı, tahıl, patates, turşu, lahana, et ve deniz ürünleri ile çeşitlenen yemeklere sahiptir. Tatlı, soğuk yemekler, çorba, hamur işi ve füme etler Estonya mutfağında önemli bir yer tutar. Etli yemeklerin birçoğu domuz etiyle yapılır.
Leziz yemeklerin yanında kefir gibi mayalı içeceklerin yanı sıra, süt ürünleri tercih edilir. Alkol oranı yüksek meyve likörü olan geleneksel Estonya içkisi Vana Tallinn, votka, bira, şarap gibi alkollü içecekler, Estonya’da çok tüketilir.
Vana Tallinn, Estonya’nın geleneksel alkollü içeceklerinden biridir. Rom bazlı meyve likörü, portakaldan yapılır. Narenciye yağları ile beraber vanilya ve tarçın gibi iştah açıcı baharatlarla yoğunlaştırılmış bir aroması vardır. Dondurma, krema, kahve ve çikolata ile zenginleştirilmiş pek çok farklı çeşidi olan bu içecek, minimum %40 olmak üzere farklı alkol oranlarına sahiptir. Bu yüzden kontrollü tüketmekte fayda var. Kahve, meyve suyu gibi içeceklerle karıştırılarak ya da buzlu olarak servis edilir. Tüm Baltık ülkelerinde, Rusya ve Finlandiya’da yaygın bir şekilde tercih edilir.
Estonya mutfağında esmer çavdar ekmeğinin önemli bir yeri vardır. Savaş ve kıtlık zamanlarda doyurucu olması nedeniyle tüketilen bu ekmek, Estonlar için sofranın vazgeçilmezidir. Birçok yemeğin ana ya da yardımcı malzemesi olarak kullanılan çavdar ekmeği, baharat ve kuruyemişlerle zenginleştirilmiş çeşitlere sahiptir. Neredeyse her yerde kolaylıkla bulunabilen bu ekmeğin Estonya peyniri ile beraber tüketilmesi önerilir.
Deniz ürünleri, Estonya mutfağının olmazsa olmaz lezzetlerini oluşturur. Somon, yılan balığı, alabalık ve ringa balığından yapılan güveç, ızgara, füme ve meze çeşitleri, her sofrada kendine yer bulur. Bazen esmer çavdar ekmeği ile sandviç şeklinde, bazen haşlanmış sebze, salata ve ekşi krema ile beraber servis edilir.
Kama, bir tür tahıl ezmesi olarak şekerle beraber yoğurt ve kefire eklenerek tüketilir. Arpa, yulaf, çavdar, buğday gibi tahılların kavrulup öğütülmesiyle elde edilir. Dondurmayla muhteşem bir uyum sağlayan besleyici karışım, çilek, yaban mersini ya da orman meyveleriyle daha da iştah açıcı hale gelir. Şeker kullanmak istemeyenler için balla da tatlandırılabilen Kama, Estonya’nın geleneksel tatlarından biridir.
Lahana turşusu, arpa ve kızarmış domuz eti ile yapılan Mulgikapsas, geleneksel Estonya yemeklerinden biridir. Noel ve yemek festivallerinin vazgeçilmez lezzeti, etsiz ve arpasız hali ile Karadeniz mutfağındaki turşu kavurmasına oldukça benzer. Güveçte yapılan bu yemek, haşlanmış patatesle de servis edilir.
Dijital dünyanın en gelişmiş toplumları arasında yer alıyor Estonya. 1,3 milyonluk nüfusu ile Avrupa’nın kuzeydoğusuna yerleşmiş Baltık ülkesi, ekonomi, internet ve basın özgürlüğü konusunda bir hayli iddialı…
Pek çok ülkenin imrendiği ve herkesin ilgi gösterdiği en dikkat çekici husus, Estonya’da internetin ücretsiz sağlanması gereken bir vatandaşlık hakkı olarak garanti edilmesi… Ülkenin pek çok noktasında ücretsiz internet sağlayıcıları bulunduğu gibi Estonya, internet özgürlüğünde de ilk sıralarda yer alıyor.
1991 yılında bağımsızlığını elde edip “Dijital Cumhuriyet” olarak tanınmaya başlayan Estonya’nın bu kadar gelişmesinin sırrı, eğitim anlayışındaki yenilikçi tutum ve bilgi teknolojilerine yapılan yatırımlardır. Burada ilkokuldan itibaren bilgisayar programcılığına dair eğitim alan çocuklar, dijital düşünmeyi ve arka plandaki detayları görmeyi öğreniyor.
1996’da başlayan değişim ve gelişim, tüm ülkeyi çevrimiçi konuma taşımıştır. Vatandaşlar, e-devlet veri tabanında paylaştığı tüm bilgilerin gizliliğini kontrol altına alabilirken bu bilgilere görüntüleyen kurum ve kişileri de görebiliyor. Yani burada tam manasıyla bir şeffaflık söz konusu… Tüm kişisel bilgilerin büyük bir titizlikle muhafaza edildiği Estonya’da halk, devlete oldukça güveniyor ve devlet de siber saldırılara karşı geniş çaplı önlemler alıyor.
İnternet devrimi ile beraber Estonya’da bürokratik işlerin neredeyse tamamı çevrimiçi olarak yürütülebiliyor. Günlük işleri bir hayli kolaylaştıran bu devrim, şirket kurmak, vergi ödemek, sağlık ve eğitim hizmetlerini takip etmek gibi olası durumların dışında, en çok elektronik oylama ve elektronik vatandaşlık ile dikkat çekiyor.
Estonya vatandaşları, dünyanın bir ucunda bile olsa elektronik ortamda oylama yaparak yerel seçimlere katılabiliyor. Elektronik vatandaşlıkta ise girişimciler dijital kimlik sayesinde Estonya’ya gelmeden Avrupa Birliği içerisinde bir şirket kurup düşük maliyetle bu şirketi dünyanın her yerinden kontrol edebiliyor. Buna bir nevi dijital vatandaşlık deniyor.
Estonya, internetin başkenti olarak kağıt kullanımını azaltan, zaman ve para tasarrufu sağlayan, insanların hayatını güvenli bir şekilde kolaylaştıran uygulamalarına dair tüm tecrübelerini, talep eden ülkelerle de paylaşıyor.
Yabancılar için İnternet Erişimi
Estonya’da turistler internete erişim konusunda problem yaşamaz. Ülkenin pek çok noktasında internete ücretsiz olarak ulaşılabilir. Otel, restoran, kafe, bar, alışveriş merkezi, benzin istasyonu, park ve sokaklara yerleştirilen erişim noktaları, Estonya’ya gelenlerin kendini yabancı gibi hissetmemesini sağlar.
Estonya’da müziğin ayrı bir yeri vardır. Uzun süren kış sezonunun ardından havalar ısınır ısınmaz başlayan hareketlilik, festivallerle şenlenir. Halk müziği ve dans festivalleri, konserler, yemek ve film festivalleri, samimi ortamı ile turistleri Estonya’nın kültürü ile sarmalar.
Baltık ve Fin kültürünün özgün örneklerinden UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne eklediği Seto Leelo, Estonya’da yaşatılan, çok sesli bir şarkı söyleme geleneğidir. Folk müzik festivallerinde Seto Leelo’nun büyüleyici etkisine tanık olunabilir. Ülkemizde de konser veren Eston keman ve ses sanatçısı Maarja Nuut’a müzik festivallerinde rastlamak mümkün…
Tallinn’deki festival alanında düzenlenen Estonya Şarkı Festivali’nin tarihi 1869’a dek uzanır. 5 senede bir organize edilen festival, Estonya’nın ulusal uyanışı ile beraber doğmuştur. Her yıl tarihleri değişiklik gösterse de yaz aylarında gerçekleşir. Şarkı festivali, geniş bir orkestra ve koro ile zengin bir müzik ziyafeti sunuyor.
Estonya Şarkı Festivali ile beraber gerçekleşen Dans Festivali, geleneksel kıyafetler giyen dansçıların eşlik ettiği görsel bir şölendir. Dansçılar, ekipler halinde ulusal dans gösterileri düzenler. İlk olarak 1934 yılında düzenlenmiş olan festival, dansa ve şarkılara düşkün olanlar için bir hayli eğlencelidir.
Kış mevsiminin çetin ve uzun geçtiği Estonya’da Noel kutlamaları, muazzam lezzetlerle ve çeşitli eğlencelerle herkesin içini ısırtır. Kutlamalar, pek çok Avrupa ülkesindeki gibi Noel arifesi olan 24 Aralık’tan çok daha önce başlar. Orta Çağ ruhunu halen koruya başkent Tallinn’deki geleneksel Noel Pazarı, Avrupa’nın en ilgi çekici ve güzel Noel pazarlarından biri olarak bilinir. Noel ve yeni yıl temalı birçok el yapımı hediye ve eşyaların satıldığı pazarda, Noel’e özel lezzetlerden de tadılabilir. 16 Kasım - 7 Ocak arasında açık olan pazarın yanı başındaki Noel ağacı, görkemli görüntüsüyle ışıldarken hayranlık yaratır.
Orta Çağ’dan kalma yapıları ile muazzam bir mimariye sahip olan başkent Tallinn’in en büyük festivali 1982’den bu yana büyük bir ilgi ile takip ediliyor. Mayıs ayının sonunda başlayan Tallinn Eski Şehir Günleri Festivali (Tallinn Old Town Days) tarihi yapılarla çevrili kent merkezinde müzik, tiyatro, sanat ve spor etkinleriyle sürer. Festival sırasında Talliinn’de Orta Çağ giysileri ile dolaşan insanlar görebilmek mümkün…