İlk inşa edildiğinde Fuller Binası olarak bilinen, Daniel Burnham tarafından tasarlanan Flatiron Binası, 1920 yılında 20 katlı olarak yapılır. Devasa bir geminin baş kısmına benzeyen yapı dar bir üçgen ayakizini yansıtır. Beaux Art anlayışıyla inşa edilmiş olan yapı, çelik bir çerçeve üzerine yapılmıştır ve terra-cotta cepheye sahiptir. Günümüzde dünyaca ünlü birçok filmde boy gösteren meşhur New York yapılarındandır. Flatiron, izledikçe daha karmaşık ve daha çekici görünen etkileyici binalar arasında bulunur. Broadway ile 5. Cadde arasında bulunan 23. sokağın kuzeyinden en iyi şekilde izlenebilen Flatiron Binası için halka açık oturma yerleri yapılmıştır.
Rockefeller Center
John D. Rockefeller Jr. Tarafından yaptırılan ve Mayıs 1933’te kapılarını açan Rockefeller Center, Büyük Buhran döneminde inşa edilen ve yapıldığı sırada 40 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayan bir projeydi. Her yıl sonunda merakla beklenen yılbaşı ağacı geleneği 1931 yılında, buz pateni pisti ise 1936 yılında başlar. Birçok heykel ve resme kucak açan yapıda Atlas, Prometheus ve çeşmeler en dikkat çekenler arasında bulunur. Düzenli olarak çevresindeki çiçeklerin değiştiği havuzda yer alan çeşmelerde hayırsever deniz tanrısı Nereus’un mitolojik kızları olan Nereids ile deniz tanrılarının görevlisi Tritons’lar çeşme başı olarak simgelenmiştir. Chambellan’ın heykelleri 5. Cadde yönünden aşağıya doğru Liderlik, İrade, Düşünce, Hayal Gücü, Enerji ve İkazı simgeler. New York’un en ilgi çeken heykellerinden biri olan Prometheus ise Paul Manship tarafından yapılmıştır. Titanların yenilgisinden sonra dünyayı omuzlarında ceza olarak taşımaya mahkûm edilen Atlas da yapının en çok fotoğrafı çekilen heykellerindendir. Rockefeller Center, Top of The Rock’a da ev sahipliği eder ve bu uç noktadan New York’u 360 derecede izleme imkânı bulunur.
Grand Central Terminali
New York’un görkemli tarihi gar binası Grand Central Terminali, 1871 yılında Grand Central Depot adıyla açılır. Yapılan onarımlar ve eklemelerin ardından bina 1901 yılında son ismini alır. 1913 yılında ise bina tamamlanır ve yüzyılı aşan formuyla günümüzdeki haline kavuşur. Şehrin tarihi güzelliklerinden biri olan gar binası gün içinde 750 binin üzerinde ziyaretçi alır. Garın ilgi çekici güzellikleri vardır. Vanderbilt Salonu’nda yer alan her avize ortalama 1150 kg ağırlığındadır ve 132 ampül ile aydınlanır; garın 4. katında bulunan kulüpte tenis oynanabilir; ana salon pencereleri yaklaşık olarak 18 m uzunlukta ve 9 m genişliğindedir ve merkezi iklimlendirme öncesinde terminalde hava akışını sağlamak amacıyla açılmışlardır. 60’ın üzerinde dükkan ve 30’un üzerinde yemek yeme noktasına ev sahipliği eden gar binası, hem bir buluşma hem bir kültürel cazibe merkezidir.
Empire State Binası
Yıl 1933… New York’ta büyük bir kargaşa ve kaos var; uçaklar dev bir maymun için havalanır! King Kong! Empire State ile özdeşleşen, King Kong filminin meşhur tırmanış sahnesi yıllardır unutulmayan sahnelerden biri. 1930 yılında yapımına başlanan ve 1931 yılında tamamlanan Empire State, 90 yıla yakın yaşıyla New York’un en önemli simgesel yapılarından. 102 katlı bina, 5. Cadde 34. Sokak’ta yer alır. Binanın 86 ve 102. katlarından şehri 360 derece izleme imkanı bulunur. Aynı zamanda Empire State’in yapımı zamanındaki fotoğraflar da bina içinde sergilenir. Seyir terası bileti almak için sabah erken saatlerde sıraya girmezseniz, uzun bir kuyruğu beklemeye hazır olmanız gerekir.
Özgürlük Anıtı
Amerika’da özgürlüğün ve demokrasinin simgesi olan ihtişamlı Özgürlük Anıtı, dünyanın en bilinen anıtları arasında bulunur. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan anıt, Fransız heykeltıraş Frédéric-Auguste Bartholdi tarafından Paris’te 10 yıldan uzun sürede tasarlanıp yapılır. Ardından New York’a sevk edilir ve limanda bulunan küçük bir adada, Eyfel Kulesi’nin de tasarımcısı olan Gustave Eiffel tarafından tasarlanan demir bir iskelet üzerine 1886 yılında monte edilir. 93 m uzunluğa sahip olan heykel, sağ elinde bir meşale, sol elinde ise 4 Temmuz 1776 tarihinin yazılı olduğu bir kitap taşır. Tarih, Amerika’nın özgürlüğünü kazandığı günü sembolize eder. Heykelin yedi parçalı tacı, yedi kıta ve denizi sembolize eder. 1916 yılından bu yana meşaleye erişim, 2001 yılından bu yana ise heykele çıkış yasaklanmıştır. Adada rehber turları düzenlenir. Feribotlarla düzenli olarak adaya erişim sağlanır.
Brooklyn Köprüsü
19. yy mühendisliğinin kusursuz örneklerinden biri olan Brooklyn Köprüsü, Brooklyn’i Manhattan’a bağlar. Doğu Nehri üzerinde yer alan köprü, John Augustus Roebling tarafından inşa edilmeye başlanır. Bir kaza sonucu hayatını kaybeden Roebling’in çalışması oğlu Washington Roebling tarafından devralınır. Yapının tamamlanmasının ardından Roebling’in eşi Emily Warren Roebling, ilk at arabasını Brooklyn tarafına sürer. 24 Mayıs 1883 tarihinde resmi olarak açılışı yapılan köprü, 486 m uzunluğa sahiptir. New York’un en sık ziyaret alan gezi noktaları arasında bulunan köprü, yılın her mevsiminde turistlerin uğrak noktasıdır ve düzenli olarak köprüye gezi turları gerçekleştirilir. Köprünün yakınında konumlanan Brooklyn Köprüsü Parkı ise hem köprü manzarasını kusursuz bir şekilde izleme imkânı sunar hem de dinlenmek ve keyifli zaman geçirmek için şehrin en ideal noktalarından biridir.
Unutulmaz Breakfast at Tiffany’s filminde Audrey Hepburn’ün vitrinlerine baktığı ünlü Tiffany mağazasından Örümcek Adam’ın tırmandığı Flatiron Binası’na kadar ünlü mağaza ve yapılarıyla tanınan 5. Cadde, dünyanın en ilgi çeken alışveriş merkezlerinden. Millionaire's Row (Milyonerler sırası) olarak da tanınan cadde, Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Donald Trump ve ailesinin evi olan Trump Tower, New York’u 70 kat yükseklikten seyir imkânı sunan Top of the Rock ile 86 kat yükseklikten seyir fırsatı sunan Empire State, 24 saat açık olan Apple mağazası, St. Patrick Katedrali, Versace, Saks Fifth Avenue, Bergdorf Goodman, Bulgari, Armani, Louis Vuitton, Valentino ve daha nice markaya ev sahipliği yapıyor. Manhattan’ın tamamını kuzeyden güneye geçen uzun caddede, Amerikan’nın en seçkin müzelerinden Modern Sanat Müzesi, Guggenheim Müzesi, Afrika Sanat Müzesi, Metropolitan Museum of Art, New York Şehir Müzesi keşfedilmesi önerilen diğer noktalar.
St. Patrick Katedrali
Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük Katolik Katedrali olarak anılan yapı, 5. Cadde 50. Sokak’ta tüm ihtişamıyla yer alır. Temeli 1858 yılında atılan St. Patrick Katedrali, 1879 yılında kapılarını açar. 160 yıl önce yapımı planlanan katedralin, ilk inşa zamanında yer almayan ön kuleleri 1888 yılında yapıya eklenir. 2015 yılında katedral 200 milyon dolarlık bir restorasyondan geçirilir.
Kilisede rehber eşliğinde tur yapmak mümkündür. Her yıl katedralde bir milyonun üzerinde dua mumu yanar.
Times Meydanı
Times Meydanı’nın tarihi 19.yy’a uzanır. İlk ismi Long Acre Meydanı olan meydana The New York Times’ın sahibi Adolph S. Ochs tarafından Times Kulesi inşa edilir ve Ocak 1905’te gazete bu yapıya taşınır. Taşınma gerçekleşmeden önce, bir önceki baharda meydana Times adı verilmiştir. Bugün New York’ta sabahın ilk ışıklarından gecenin ilerleyen saatlerine dek şehrin en hayat dolu noktası Times Meydanı’dır. Çevresinde yer alan plazaların billboard ışıkları 24 saat boyunca şehrin tüm enerjisini ziyaretçilere yansıtır. Ünlü Broadway sahnesi, en gözde New York mağazaları ve restoranları, oteller, şehir turu yapan otobüsler ve rehberlerin buluştuğu tek adres Times Meydanı’dır. Yıl içerisinde yaklaşık 50 milyon ziyaretçiyi ağırlayan Times Meydanı, parlayan yıldızıdır.
Rockefeller Center
John D. Rockefeller Jr. Tarafından yaptırılan ve Mayıs 1933’te kapılarını açan Rockefeller Center, Büyük Buhran döneminde inşa edilen ve yapıldığı sırada 40 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayan bir projeydi. Her yıl sonunda merakla beklenen yılbaşı ağacı geleneği 1931 yılında, buz pateni pisti ise 1936 yılında başlar. Birçok heykel ve resme kucak açan yapıda Atlas, Prometheus ve çeşmeler en dikkat çekenler arasında bulunur. Düzenli olarak çevresindeki çiçeklerin değiştiği havuzda yer alan çeşmelerde hayırsever deniz tanrısı Nereus’un mitolojik kızları olan Nereids ile deniz tanrılarının görevlisi Tritons’lar çeşme başı olarak simgelenmiştir. Chambellan’ın heykelleri 5. Cadde yönünden aşağıya doğru Liderlik, İrade, Düşünce, Hayal Gücü, Enerji ve İkazı simgeler. New York’un en ilgi çeken heykellerinden biri olan Prometheus ise Paul Manship tarafından yapılmıştır. Titanların yenilgisinden sonra dünyayı omuzlarında ceza olarak taşımaya mahkûm edilen Atlas da yapının en çok fotoğrafı çekilen heykellerindendir. Rockefeller Center, Top of The Rock’a da ev sahipliği eder ve bu uç noktadan New York’u 360 derecede izleme imkânı bulunur.
Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi
26 Şubat 1993 tarihinde Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan bombalı saldırıda ölen altı kişi ve 11 Eylül 2001 yılında gerçekleştirilen uçak saldırılarının ardından hayatını kaybedenlerin anısına Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi açılır. Saldırılarda hayatını kaybeden 2977 kişinin ismi, ikiz kulelerin yerine konumlandırılan anıt havuzlara işlenir. Müzede ise o trajik günden geriye kalan yapı parçaları, hasarlı merdivenler, tahrip olmuş ambulans ve itfaiye araçları, fotoğraflar, videolar görülebilir.
Empire State Binası
Yıl 1933… New York’ta büyük bir kargaşa ve kaos var; uçaklar dev bir maymun için havalanır! King Kong! Empire State ile özdeşleşen, King Kong filminin meşhur tırmanış sahnesi yıllardır unutulmayan sahnelerden biri. 1930 yılında yapımına başlanan ve 1931 yılında tamamlanan Empire State, 90 yıla yakın yaşıyla New York’un en önemli simgesel yapılarından. 102 katlı bina, 5. Cadde 34. Sokak’ta yer alır. Binanın 86 ve 102. katlarından şehri 360 derece izleme imkanı bulunur. Aynı zamanda Empire State’in yapımı zamanındaki fotoğraflar da bina içinde sergilenir. Seyir terası bileti almak için sabah erken saatlerde sıraya girmezseniz, uzun bir kuyruğu beklemeye hazır olmanız gerekir.
Dünyanın en ünlü yeşil alanlarından biri olan Central Park, 1876 yılında açılır. Park 843 dönüme yayılan çayırlar, kayalıklar, ağaçlı yürüyüş yolları, bahçeler, büyük bir göl ve rezervuardan meydana gelir. 5. ve 8. Cadde ile 59 ve 100. Sokaklar arasında uzanan park, yaklaşık olarak 4 km uzunluğa sahiptir. Ünlü Alice Harikalar Diyarında heykeli, John Lennon Anıtı, hayvanat bahçesi ve yemek yiyebileceğiniz Loeb Kayıkhanesi de parkta öne çıkan yerler arasında bulunur. Dikdörtgen bir alana yayılan park, şehrin göbeğinde bir doğa mucizesi olarak tanımlanabilir. Sincaplardan birçok kuş çeşidine ev sahipliği yapan devasa parkta, huzur veren bir hava hâkimdir. Gün içinde koşu, jogging ve yürüyüş yapanlar, bisiklet turuna çıkanlar, çimlerde uzanıp keyifli zaman geçirenler ya da çimlerde toplu yoga dersi yapanlarla karşılaşmak mümkündür. New York’un kalbi olan Central Park, yaz aylarında ücretsiz açık hava konserleri ve etkinliklere de kucak açar. Park içinde rehberli turlar düzenlenir.