|
Atina
Dünya’nın en eski ve dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biridir, Atina. Modern Batı Uygarlığı’nın beşiği olarak addedilir. Felsefe, bilim ve sanata yapılan benzersiz katkılarla anılır.
Bugün birkaç milyonluk bir nüfusa sahip bir metropol haline gelen Atina, tarihsel olarak Attica olarak anılan bölgede, MÖ. 8 ila 4. yüzyıl arasında güçl&u...
...
|
|
Selanik
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ve ailesiyle birlikte yaşamının bir bölümünü geçirdiği bu şehrin Türkiye için ayrı bir önemi ve değeri vardır.
Thermaic Körfezi etrafında kurulmuş olan şehir, Makedonya’da Halkidiki Yarımadası’nın kuzey batısında yer alır.. Önem...
...
|
|
Kavala
M.Ö. 7. yy’da Thassos Adası sakinlerinin, Neapolis adıyla kurduğu tarihi Kavala şehri, Kuzey Ege’de Kavala Körfezi üzerinde yer alır. Kavala’nın konumunun önemi, kaderine yön veren bir yolun; Roma İmparatorluğu’nun askeri amaçlarla inşa ettiği, Kavala’dan geçip doğuya doğru uzanan ünlü Via Egnatia yolunun yapımı ile perçinlenir. Bu yol impara...
...
|
Coğrafi ve Siyasi Bilgi
Balkan Yarımadası’nın güney ucunda yer alan Yunanistan’ın üç tarafı denizlerle çevrilidir. Batısında İyon Denizi, güneyinde Akdeniz ve doğusunda Ege ile çevrelenmiştir. Yalnızca kuzey ve kuzeydoğusunda karasal sınırları bulunur. Kuzeyde, batıdan doğuya doğru Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan ile kuzeydoğuda Türkiye ile komşudur.
Yunanistan’ın coğrafi olarak üç ana bölgeye bölünmüştür. En güneyinde yer alan Mora Yarımadası, diğer adıyla Peloponez, ülkenin kuzeydeki topraklarından Korint Kanalı ile ayrılır. Mora Yarımadası’nın kuzeyinde ana karaya bağlı topraklar bulunur. Bu topraklar dar bir şerit halinde en doğuda Trakya’ya dek ulaşır. Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye ile tarihi Trakya Bölgesi topraklarını paylaşır.
Tarihi Makedonya bölgesinin bir kısmı da bugünkü Yunanistan’da yer alır. Bugün Makedonya olarak anılan bağımsız ülke ile Bulgaristan, sınırları içinde tarihi Makedonya topraklarının yer aldığı diğer ülkelerdir.
Coğrafi olarak üçüncü bölgeyi adalar oluşturur. Yunanistan topraklarının beşte birini meydana getiren adalar son derece büyük bir kıyı şeridine sahip olmasının da kaynağıdır. Yunanistan’ın 2000’den fazla adaya sahip olduğunu söyleyenler yanında bu rakamın büyüklü küçüklü ada ve adacık olarak 6000’e kadar çıktığını söyleyenler de vardır. Ancak üzerinde yerleşim bulunan ada sayısı birkaç yüzü geçmez. En büyük Yunan adası Girit’tir. Eğriboz, Rodos, Korfu, Midilli, Sisam, Sakız, Limni, 12 Adalar, Kiklad Adaları, İyon Adaları diğer önemli ada veya ada gruplarıdır.
Topraklarının büyük çoğunluğu dağlık olan Yunanistan’ın orta Yunanistan bölümüne hakim olan dağlar Pindus Dağları’dır. Ülkenin en yüksek noktasını mitolojiye konu olan 2917 metrelik yüksekliği ile Olimpos Dağı teşkil eder. Doğuya doğru en önemli dağlar ise Rodop Dağları’dır.
Resmi adı Hellen Cumhuriyeti ve başkenti Atina olan Yunanistan, parlamenter demokrasi ile yönetilir. Yürütme yetkisi Başbakan ve hükümet üyelerine aittir. Atamalarını Cumhurbaşkanı gerçekleştirir.
Bir Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’da para birimi olarak Euro kullanılır. Aynı zamanda Schengen Bölgesi’ne dahildir.
Tarihi Bilgi
Avrupa Uygarlığı’nın beşiği olarak anılan Yunanistan’da ilk yaşamın yüzbinlerce yıl öncesine dayandığına dair bulgular mevcuttur. Yunanistan’da varlık gösteren Miken Uygarlığı’nın M.Ö. 1200’lerde son bulmasından Büyük İskender’in M.Ö. 323’de ölümüne dek süren döneme Antik Yunan Dönemi adı verilmektedir. Bu dönemde bilimsel, felsefi ve sanat alanında dünyayı yüzyıllar boyunca etkileyecek olan Antik Yunan tarihi oluşur. En bilinenleri Atina ve Isparta olmak üzere Yunan şehir devletleri kurulmuş, bu devletler Mezopotamya’dan yola çıkan devasa Pers İmparatorluğu ile karşı karşıya gelmekle kalmamış; Peloponez Savaşları’nda olduğu gibi aralarında da savaşmak durumunda kalmışlardı.
M.Ö. 356’da Makedonya’da tarihin gördüğü en büyük fatihlerden biri doğar; Büyük İskender kısa sürede yalnız etrafındaki ülkeleri değil dünyanın uzak köşelerine dek uzanacak bir dünya imparatorluğunun kurucusu olacaktır. Bu genç fatih, 33 yaşında ölüme yenilmekten kurtulamaz ve kurduğu imparatorluk generalleri arasında paylaşılır. Yunanistan şehir devletlerinin azalmış güçlerine rağmen nispeten otonom kaldığı bu dönemden Roma İmparatorluğu’nun Yunanistan’a tamamen hakim olduğu M.Ö. 146’ya dek geçen dönem Helenistik Dönem olarak anılır. M.S. 330’da Roma İmparatoru başkentini Roma’dan Byzantium şehrine taşır ve adını Konstantinopolis olarak değiştirir. İmparatorluğu’nun 395 yılında Batı Roma ve Doğu Roma olarak bölünmesiyle Yunanistan’ın Bizans İmparatorluğu hakimiyetinde kalır. Doğudaki müslüman hakimiyetine son vermek üzere düzenlendiği iddia edilen Haçlı Seferleri’nin dördüncüsünde 1204’te hedef, zenginliği ile göz kamaştıran Konstantinopolis olunca Bizans İmparatorluğu’nun yerine Yunanistan’da hakim güç, bazı batılı liderlerle, özellikle önemli kıyı kentlerini ve adalarını ticaret için kontrol altında tutan Venedikliler olur. Bizans İmparatorluğu batılı işgalcilerden 1262 yılında kendini kurtarsa da eski gücünden çok uzaktır artık ve önünde başa çıkması çok zor bir dönem onu bekler.
1299’da küçük bir beylik olarak ortaya çıkan Osmanlılar uzun müddettir Balkanlar’da ilerlemektedir ve 1453’de İstanbul’un fethi ile Bizans İmparatorluğu’nun sonuna gelinir. Bugünkü Yunanistan’ın fethi 1669’da Girit’in alınmasıyla tamamlanır.
Yunanistan yaklaşık dört yüzyıl süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun ve millet sisteminin bir parçası olarak kalır. 1821’de Yunan bağımsızlık savaşı başlar ve Yunanistan’ın bağımsızlığı 1829’da Ruslarla imzalanan Edirne Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu tarafından da resmen kabul edilir.
Dönemin hakim güçleri, bu yeni ve küçük devletin monarşi ile yönetilmesine ve ilk kralının Bavyera Prenslerinden Otto Wittelsbach olmasına karar vermiştir ama pek çok nedenden memnuniyetsizlik yaratan kral 1862’de bir darbe ile tahttan indirilerek sürgüne gönderilir. Yerine gelen kişi, bu kez bir Danimarka soylusu olan ve 1913’e dek ülkeyi yönetecek olan I. George olur.
Başlangıçta tarafsız kalsa da Yunanistan, I. Dünya Savaşı’na etkili bir siyasetçi olan Başbakan Eleftherios Venizelos’un yönlendirmesi ile İngiltere Fransa ve Rusya’dan oluşan İtilaf Devletleri safında savaşa katılır. Savaşta yenik düşen Osmanlı İmparatorluğu’nun işgaline Mayıs 1919’da İzmir’e birliklerini çıkararak katılan Yunanistan orduları Türk Kurtuluş Savaşı’nda büyük bir yenilgiye uğrayarak Anadolu’yu terkeder. Lozan Anlaşması ile karara bağlanan mübadele gereği milyonlarca Rum ve Türk, Türkiye ile Yunanistan arasında karşılıklı göçe tabi tutulur.
II. Dünya Savaşı’nda Nazi işgaline uğrayan Yunanistan, savaşın sonunda İtalya’dan On iki Adayı ve Bulgaristan’dan Batı Trakya’yı alarak topraklarına katar.
1967’de Albaylar Cuntası’nın darbeyle ele geçirdiği yönetim, 1974’de parlamenter demokrasiye geçiş ile neticelenir. Yunanistan 1981’de Avrupa Birliği’ne üyeliğe kabul edilir.
Kültür/Sanat/Mimari
Antik Yunan bugünkü Batı Uygarlığı’nın beşiği addedilir ve günümüzde geçerli olan pek çok Batı kökenli kavramın temeli Antik Yunan düşüncesine dayanır.
Aynı zamanda bu coğrafya, Büyük İskender’den, Roma ve Bizans’a, oradan Osmanlı İmparatorluğu’na dek dört büyük imparatorluğun doğduğu veya yayıldığı yerlerden biri olarak çok katmanlı bir kültürün izlerini taşır.
Antik Yunan filozofları ve edebiyatçıları günümüz Batı düşünsel dünyasının ve edebiyatının temellerini atan kişiler olarak ortaya çıkar. Socrates, Platon veya daha fazla bilinen adıyla Eflatun, Aristo, büyük Yunan filozofları olarak dönemlerinin çok ötesine damga vurur. Heredot ve Tukidides yine isimleri modern dünyaya ulaşmayı başarmış iki önemli Yunan tarihçidir. Yunan Edebiyatının tartışmasız en önemli ismi, yapıtları bugüne ulaşan ve hala modern sanatın çeşitli alanlarında değişik formlarla varlığını gösteren Homeros’tur. Homeros’un bu önemli ürünleri İlyada ve Odysseia destanlarıdır. Tragedyaları ile Sophokles ve Euripides, Komedyaları ile Aristophanes, fabl türünde yazılmış masalları hala okul sıralarında eğlendirerek okunan Ezop, Antik Çağ’dan günümüze isimleri ulaşmış Yunan edebiyatçılarıdır.
Modern Yunanistan’ı edebiyat alanında temsil eden en önemli isimlerden bazıları Konstantinos Kavafis, Nikos Kazancakis, Kostas Vanalsis, Stratis Myrivilis, Yorgos Theotokas, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi iki isim Yorgo Seferis ve Odisseus Elitis olarak sıralanır.
Müzik dünyasının dünya çapında tanınan Yunan sanatçıları arasında opera dünyasının önemli ismi, soprano sesiyle Maria Callas, besteciler Mikis Theodorakis ve Nikos Skalkottas, orkestra şefi Dimitri Mitropoulos, Nana Mouskouri, 2005 yılı Eurovision Şarkı Yarışması birincisi Elena Paparizou, Haris Alexiou ilk akla gelen isimlerdir.
Yunan müziği Rebetiko veya Rembetiko, sadece Yunanistan’da değil Ege’nin karşı yakasında, Türkiye’de de meraklıları olan ve tango gibi belli bir felsefeye sahip bir müzik olarak addedilmektedir. Sirtaki de iyi bilinen bir Yunan dansıdır.
Yunanistan’ın sinema dünyasına kattığı ünlü isimlerden bazıları ünlü yönetmen Costa Gavras, bir dönem kültür bakanlığı da yapmış olan aktris Melina Mercouri, Altın Palmiye ödüllü yönetmen Theodoros Angelopoulos, Anthony Queen’in başrolde oynadığı ünlü film Zorba’nın aktrislerinden Irene Papas, aynı filmin yönetmeni Mihalis Cacoyannis olarak sıralanabilir. Dünyanın en önemli yönetmenlerinden sayılan Amerikalı Yönetmen Elia Kazan, İstanbul doğumlu ve Yunan asıllıdır. John Cassavetes de yine Amerikan film dünyasının Yunan asıllı, ünlü isimlerinden biridir.
Yunanistan toprakları birbirini takip eden farklı uygarlıkların mimari iz ve eserlerine sahiptir. Yunanistan’da UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil olmuş pek çok arkeolojik alan veya eser bulunur. Atina Parthenon gibi Antik Dönem Mimarisi, Atina’daki Aya Elefterios gibi Bizans Mimarisi, Messenia - Methoni gibi Venedik Mimarisi, Rodos Süleyman Camii gibi Osmanlı Dönemi Mimarisi, Pire Barış ve Dostluk Stadyumu gibi modern mimari örneklerini barındıran bir ülkedir, Yunanistan.
Yunan Adaları’nın Kiklad Mimarisi olarak da anılan kübik, mavi beyaz mimarisi de Yunanistan’ın sembol görüntülerinden birini teşkil eder.
Spor
Yunanistan, Antik Çağ’da olimpiyat oyunlarının ilk yapıldığı ülke olarak modern olimpiyat oyunlarında önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle Olimpiyat Oyunları yeniden canlandırılmak istendiğinde ilk olarak 1896’da Atina’da oynanmıştır. Yine bu nedenle olimpiyat açılış seremonilerinde, resmi geçit sırasında, Yunan atletler daima en başta yürürler. Yunanistan 2004 yılındaki Yaz Olimpiyat Oyunlarına da ev sahipliği yapmıştır. Bu sayede ülke pek çok modern spor tesisine sahip olmuştur.
Yunanistan’da en sevilen takım sporunun futbol olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yunanistan milli futbol takımı 1994 Dünya Kupası’nda final oynamış ve 2004’te Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanmıştır. En bilinen futbol klüpleri Olimpiakos, Panathinaikos, AEK Atina, kuruluş geçmişi İstanbul’a dek uzanan P.A.O.K. olarak sıralanabilir. Yunanistan basketbol alanında da önemli başarılara imza atmıştır ve Avrupa’nın en güçlü basketbol takımlarından birine sahiptir. Yunan Erkek Voleybol Takımı da benzer şekilde Avrupa çapında güçlü takım kimliğine sahiptir.
Çok uzun bir kıyı şeridine ve yüzlerce adaya sahip olan Yunanistan yüzme, dalma, şnorkel, uçurtma ve rüzgar sörfü, su kayağı, yelken gibi deniz sporları için bulunmaz ülkelerden biridir. Dağlık yapısı nedeniyle hiking, trekking nehirlerde rafting de Yunanistan’da keyifle yapılacak açıkhava aktivitelerinden bazılarıdır. Bu aktivitelere genelde parlak bir güneş, mavi deniz, güzel manzaralar ve tarih eşlik eder.
Mutfak
Yunanistan, zeytinyağı ağırlıklı Ege ve Akdeniz mutfağının sağlıklı, lezzetli ve Türk ağız tadına pek benzeyen ürünleriyle, sofraya oturduğunuzda asla yabancılık çekmeyeceğiniz bir mutfak kültürüne sahiptir. Taze sebze ve meyvenin, sağlıklı zeytinyağı ve geleneksel peynirin, denizden yeni çıkmış nefis deniz ürünlerinin ağırlığının hissedildiği Yunan mutfağı pek çok özel ve komşusu Türkiye ile ortak tarife sahiptir. Baklava, dolma(dolmades), lokma (loukoumades), cacık (tzatziki), uzo (uzou), fava ve benzeri meze tabakları Ege’nin iki yakasında paylaşılan lezzetlerden bazılarıdır.
Yunan adaları, özellikle Girit de lezzetli yiyeceklerle yüklü mutfağı ile göz doldurur.
Feta Peyniri
Feta peynirinin 6000 yıllık bir geçmişi olduğu söylenir. Yunanistan’ın bu özel geleneksel peyniri koyun veya keçi sütünden yapılır ve koruma altındadır. Yunanistan’da feta dışında graviera, kaseri, metsovone, myzithra, manouri, kopanisti gibi denemeye değer pek çok farklı Yunan peyniri mevcuttur.
Yunan Salatası(Greek Salad )
Yunan Salatası domates, salatalık, soğan, zeytin taneleri ve Feta veya yöresel peynirler kullanılarak ve nefis zeytinyağı ile tatlandırılmış ünlü salatasıdır, Yunanistan’ın. Bazen yeşillik, kapari ve kabuklu yemiş içleri ile süslendiği de olur.
Souvlaki
Bir çeşit kebap ve fast food tarzı içecek olarak düşünülebilir Souvlaki. Şiş kebaba benzer görüntüsü çok tanıdıktır. Düzgün küp şeklinde kesilip şişe dizilmiş ızgara etten oluşur. Sıklıkla pide parçaları veya patates kızartması ile servis edilir. Kuzu, dana, domuz veya tavuk eti ile yapılmış olabilir. Atina ve Yunanistan’n güney kesimlerinde kalamaki olarak da adlandırılır.
Gyros
Türk dönerinin bir benzeri olan Gyros, döner dürüme benzer şekilde pita ekmeğine sarılarak da servis edilebiliyor. Bir çeşit fast food olarak kabul edilir.
Moussaka
Her ne kadar musakka paylaşılamayan bir isim olsa da Yunan moussaka ile Türk musakkası birbirinden oldukça farklıdır. Börek gibi dilim dilim servis edilen yemek üç kattan oluşan bir görüntüye sahiptir. Altta zeytinyağında sotelenmiş patlıcan dilimleri bulunur. Orta katmanda bulunan kuzu eti de baharatlar, soğan ve domates ile önceden hafifçe pişirilerek patlıcan dilimleri üzerine serilir. En üstte beşamel sos bulunur.
Limonlu Tavuk (Kotopoulo Lemonato)
Limon suyunda fırınlanmış tavuk ve patateslerden oluşan basit ama leziz bir yemektir. Kekik ve sarımsak ile tatlandırılır.
Kavala Kurabiyesi
Genellikle ay şeklinde yapılmış bademli un kurabiyesidir. Pudra şekerine bulanmış olarak servis edilir. Ağızda dağılan kurabiyenin lezzeti pek meşhurdur.
Uzo (Ouzo)
Rakı benzeri Yunan içkisidir. İçimi rakıya göre daha yumuşaktır ve karafaki adı verilen uzun boyunlu cam sürahilerden ikram edilmesi gelenekseldir.
Retsina
Çam reçinesi katılarak yapılmış bir çeşit kokulu Yunan beyaz şarabıdır.
Xerotigana
Girit Adası kökenli bu harika tatlı, bir çiçeği andırır gibi spiral şekilde sarılmış hamur parçalarının kızartılıp; tarçınlı, ballı sıcak bir şurup içine daldırılması ile yapılır. Üzerine tatlandırmak amacıyla tarçın ve kıyılmış ceviz eklenir.
Yunan Adaları
Yunanistan, büyük çoğunluğu Ege Denizi’nde ve Akdeniz’de yer alan, yüzlercesinde yerleşim bulunan ve en küçükleriyle beraber sayısı 6000’lere varacak kadar çok adaya sahiptir. Yunan adalarının en büyüğü Girit’tir. Onu, yüzölçümü olarak, anakaraya paralel olarak kuzeybatı-güneydoğu ekseninde uzanan ve anakaradan çok kısa bir deniz mesafesi ile ayrılmış olan Eğriboz takip eder. Midilli, Rodos, Sakız, Limni yüzölçümü büyük adalardan birkaçıdır. Yunan adalarının önemli bir bölümü Ege Adaları olarak da bilinir. Yine adaların önemli bir bölümü bir takımadaya bağlıdır. Bu takımadalar, Ege Denizi’nin kuzeyine doğru Kuzey Sporad Adaları, Yunanistan’ın Batı kıyılarında yer alan İyonya Adaları, Ege Denizi ortalarında yer alan Kiklad Adaları ve Türkiye’nin güneybatı kıyılarına yakın mesafede yer alan Güney Sporadlar, Dodecanese veya çok bilinen adıyla 12 Adalar olarak sıralanabilir.
Deniz ve güneşin hakim olduğu, tarihsel ve kültürel anlamda zengin birer yerleşim yeri olan adaların turistik önemi de aynı oranda büyüktür.
Girit (Crete)
Yunanistan’ın en büyük adası Girit, dar bir şerit görünümüyle Ege Denizi girişinde yer alır. Yalnız en büyük Yunan adası değildir; aynı zamanda Akdeniz’de bulunan en büyük beşinci adadır. Avrupa’da bilinen en eski uygarlıklardan biri olan ve M.Ö. 3000 yılı başlarından itibaren ortaya çıktığı düşünülen Minos Uygarlığı’nın beşiğidir. Minos Uygarlığı’ndan günümüze ulaşan ve Girit’te bulunan en önemli iz, ünlü Knossos Sarayı’dır. Daha sonra ada Miken, Yunan ve Roma dönemlerini; Bizans, Arap ve Venedik hakimiyetini yaşamıştır. Girit, 1669’da Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından fethedilir. Girit’in fethi Osmanlı tarihinde, neden olduğu iç sorunlar nedeniyle önemli bir yer bulur. Osmanlı egemenliğinde 1898’e dek kalan Girit, bu tarihten sonra özerk hale gelir ve 1908’de Yunanistan’la birleşme kararı verir. Bu karar ancak 1913’de uluslararası olarak tanınmıştır.
Girit’in en büyük şehirleri, Heraklion (Iraklion veya Kandiye olarak da bilinir) ve Hanya’dır. Konossos Sarayı, Gortyn, Malia ve Phaistos gibi arkeolojik değerleri, özellikle Kandiye ve Hanya’da yer alan müzeleri, dillere destan mutfağı, denizi, plajları ve doğal güzellikleri, doğa sporları olanakları, Türk tarihinde yeri ve önemiyle görmeye değer...
Kaydadeğer yüzölçümü ve turistik olarak gördüğü yoğun ilgi nedeniyle sakin ve sessiz bir tatil isteyenlerin Girit’i nispeten sakin zamanlarda ziyaret etmesinde yarar var.
Rodos (Rhodes)
Datça Yarımadası’nın hemen güneyinde yer alan Rodos, Oniki Adalar’ın en büyüğüdür. Adayla aynı ismi taşıyan Rodos şehri, adanın kuzey ucunda yer alıyor. Önemli bir turistik merkez olma niteliğine sahip olan adanın zengin bir tarihi geçmişi var.
Adada Antik Çağ’ın yedi harikasından biri olup M.Ö. 226’da bir depremle yıkılan, 33 metrelik dev boyutlaryla Colossus of Rodes, yani Rodos Heykeli bulunuyordu.
Rodos, tarih boyunca Bizans hakimiyetini, Haçlı Seferleri’ni, Saint Jean “Rodos” Şövalyeleri’nin adayı kendileri için geçit vermez bir kaleye dönüştürdüğü zamanları ve nihayetinde Kanuni Dönemi’nde 1522’de Osmanlılar tarafından fethedilişini görür. 1912’de İtalyan işgaline uğrayan ada, 1947’de Yunanistan’a devredilir.
Tarihi Şehir, Rodos Kalesi, Büyük Üstadlar Sarayı, Şövalyeler Sokağı, Akropolis, Arkeoloji Müzesi, Labirenti andıran sokaklarıyla Rodos’ta ilk ziyaret edilecek yerler. Burası 1988’den itibaren UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinin bir parçası... Kanuni Sultan Süleyman Camii ve İbrahim Paşa Camii de adada Osmanlı izlerini taşıyor.
Midilli (Lesbos veya Lesvos)
Türkiye’nin Ege kıyılarına çok yakın bir noktada, Edremit Körfezi’nin karşısında yer alır, Midilli. Öyle yakındır ki adanın Midilli şehrine, Ayvalık’tan feribotla bir-iki saatlik yolculuk ile ulaşmak mümkündür. Antik Çağ’dan itibaren yerleşime sahne olan Midilli şehri (Mytilini), adanın merkezini oluşturur ve Mytilini’den Türkçe Midilli adının türetildiği sanılmaktadır. 1462’de Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde Bizans’tan Osmanlı hakimiyetine geçen ada 1913’den itibaren Yunanistan topraklarına katılmış ve bu nedenle 1922’de adadaki Türk nüfus mübadele ile Anadolu’ya geçmiştir.
Midilli, Lezbiyen olarak bilinen ünlü Antik Çağ kadın şairi Sappho’nun yaşadığı ada olarak bilinir. Hatta kanıtlanmış bir bilgi olmasa da Lesbos adının buradan geldiği söylenir.
Burası, Türk denizciliğinin efsanevi isimleri Barbaros Kardeşlerin, Barbaros Hayrettin Paşa’nın da doğum yeridir.
Bugün Yunanistan’da üretilen en iyi uzonun memleketi; tarihsel nitelikleri, altın kumsalları, lezzetli mutfağı ile önemli bir turizm merkezi... Adada yer alan Kaloni de önemli bir kuş gözlem alanı.
Ege’de yer alan pek çok adanın aksine Midilli, zeytinlik ve çamlıklarla bezeli yeşil alanları ile de ünlenmiştir.
Sakız (Chios)
Türkiye’nin Ege kıyılarına en yakın Yunan Adalarından biridir. Karaburun Yarımadası ile Çeşme’nin karşısında yer alır. Çeşme’den feribotla Chios kentine ulaşmak kolaydır ve kısa sürede ulaşım sağlanır.
Bizanslıların ve ardından Cenevizlilerin hakimiyetinde kalan ada, 1566 yılında, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde ve Kaptan-ı Derya Piyale Paşa tarafından fethedilir; 1913’de Yunanistan’a bırakılana dek 347 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalır.
Adada en önemli üretim maddesi mastika da denilen damla sakızı... Adanın Mastichochoria denen güney bölgesi mastika üretiminin yapıldığı yedi köyden oluşuyor. Mesta, Pirgi, Olympi, Kalamoti, Vessa, Lithi ve Elatha adlarındaki bu köylerin geçmişi 14. yy’a ve Ceneviz hakimiyetine dek uzanıyor. Özellikle Mesta görülmeye değer bir Ortaçağ şehri.
Adanın 11. yy’dan kalma, mozaikleriyle ünlü Nea Moni Manastırı, UNESCO Dünya Kültürel Mirası listesindedir. Mastika Yapımı da adanın yüzlerce yıllık kültürel mirasının bir parçası olmasının yanı sıra UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde de yer alır.
Yalnız tarihsel zenginliğiyle değil doğal güzellikleriyle de görülmeye değer bir yer, Sakız Adası. Sakin koylar, altın rengi plajlar; denizseverler aradıklarını burada bulacaklar.
Santorini (Thira)
Ege’nin ortasında, Kiklad Adaları’nın güney ucunda bulunan volkanik ada Santorini, Yunan Adaları içinde en turistik adalardan biridir. Minos Uygarlığı’ndan, Dorlara, Roma ve Bizans’a, Venedik hakimiyetine ve 1566’da Piyale Paşa’nın fethiyle Osmanlı hakimiyetine kadar uzun bir yol kateden ada, 1831’de Yunanistan’ın bir parçası haline geliyor.
Masmavi denizin üzerinde, beyaz köy Oia veya ada merkezi Fira’da; kiklad mimarisi örneği, merdivenli teraslarla birbirine bağlanmış küp şeklinde bembeyaz ev ve yapılardan oluşan görüntü akıllara deniz, güneş, tatil üçlüsünü getiriyor. Nisan’dan kasım ayına dek uzun bir yaz sezonu yaşayan adaya havayoluyla, adalar arası feribot ağından yararlanarak –ki Bodrum üzerinden de adalar arası bu yol mevsim ve tarihe göre mümkün olabiliyor - veya yine feribotla Atina’nın Pire Limanı’ndan ulaşmak mümkün. Ada cruise gemilerinin de önemli duraklarından biri...
Santorini deniz ve güneş tutkunlarına harika plajlarıyla hizmet verirken, aksiyon sevenler dalış ve sörf gibi deniz sporlarının tadını çıkarabiliyor. Akrotiri Antik Kenti de adanın görmeye değer zenginliklerinden...
Santorini nefes kesen güzellikteki gün batımı mazaralarıyla da ünlü...
Mikonos (Mykonos)
Kiklad adalarından Mikonos, hava yoluyla ulaşılabilecek adalardan biri... Yunan adaları içinde şöhreti en yüksek adalardan olan Mikonos, özellikle renkli gece yaşamı ve partileriyle anılıyor; LGBT üyelerinin çok tercih ettiği bir turistik merkez olarak biliniyor.
Mikonos Adası, adını Yunan mitolojisinde yer alan Apollo’nun oğlu Mikonos karakterinden alıyor. Adanın Zeus ve Titanlar arasındaki ünlü savaşa sahne olduğu, kayalık adanın Herkül’ün öldürdüğü taşlaşmış devlerden oluşmuş olduğu da söylenceler arasında.
Ada tarihini Karya, İon, Roma, Bizans, Venedik hakimiyetleri ve ardından Barbaros Hayrettin Paşa’nın Osmanlılar adına adayı fethetmesi oluşturuyor. Yunanistan’ın bağımsızlığa erişmesinin ardından Mikonos da Yunanistan’ın bir parçası haline geliyor.
Ada merkezi ve en büyük kasabası Chora, labirentvari dar sokakları, renkli pencere ve kapılarıyla beyaz iç açıcı mimarisi, begonvillerin çiçek açtığı sokaklarını kaplayan turistik mekanlarıyla dikkat çekiyor.
Alefkantra veya “Küçük Venedik” olarak anılan bölge adanın en güzel köşelerinden biri olmasının yanında ünlü rüzgar değirmenlerinin de görülebileceği yer... Adanın rüzgarı ünlü, bu da onu rüzgar sörfü için elverişli bir yer haline getiriyor. Rüzgar sörfü ve dalış adada yapılabilecek sporlardan sadece ikisi. Başka seçenekler de mevcut.
Güneydeki plajlar, özellikle Paradise ve Super Paradise plajları eğlence arayanların tercih ettiği, çılgın partilerin mekanları...
Turistik olarak çok popüler olan ada, aynı zamanda pahalı bir tatil mekanı.
Eğlence
Deniz, güneş, doğa, sıcakkanlı insanlar bir araya geldiğinde eğlence olmaz da ne olur? Kendisi coşku dolu Yunan müziğine ek olarak her türlü müzik, dans, sohbet, hareket için klüp, bar, restorant, plaj; kısacası gönlünüze göre ne ararsanız var bu ülkede....
Yılın özel zamanlarından bazıları aşağıda yer alır :
Yıllık Karnaval Zamanı
Ocak ortalarından başlayan ve Şubat sonu, bazen Mart başına dek süren karnaval günleri yöreye göre farklı şekillerde kutlanabilir. En büyüğü Peleponez Yarımadası’nın kuzeyinde yer alan Patras’da kutlanan karnavalın kökeni İtalya’ya ve tarihsel Yunan-İtalyan ticaret ilişkilerine dayanır. Yaklaşık 180 yıldır kutlanmakta olan karnaval renkli ve coşkulu anlara sahne olur. Geceler dans ve müzikle dolar. Yumurta ve çikolata savaşları gibi eğlenceler yaşanır. Maskeli balolar, kostümler, rengarenk figürlerle donanmış karnaval arabaları, resmi geçitler, kısacası yılın en hareketli zamanları...
Ortodoks Paskalyası
Her yıl İsa Peygamber’in çarmıha gerildikten sonra dirilişinin kutlandığı Paskalya, Ortodokslar için Katolik Hristiyanlar ile aynı tarihe denk gelmeyebilir ancak Nisan ayında kutlanır. Doğanın ve yaşamın canlanışını simgeleyen kırmızı boyalı yumurtalar ve Paskalya çörekleri kutlamalara eşlik eder. Paskalya’da Cumartesi gecesine gelindiğinde; pencerelerde, balkonlarda, ellerde binlerce yanan mum görünür. Sokakları dolduran kalabalıklar tam 12.00’da davullar eşliğinde havai fişek gösterilerine şahit olur. Dini ağırlığı yüksek olsa da izlemeye değer bir kutlamadır.
1 Mayıs
Tüm dünyada olduğu gibi işçi haklarını temsil eden bu gün, Yunanistan’da aynı zamanda kırlarda yapılan güzel piknikleri de ifade eder.
Ifestia Festivali
Her yıl Ağustos ayında, Santorini Adası’nda gerçekleştirilen festivalde havai fişeklerle adadaki volkanik püskürme adeta canlandırılır. Dans ve müzik gösterileri de bu eğlenceli zamana eşlik eder.
Ochi (Ohi) Day
Ohi, yunancada hayır demektir ve her yıl Ekim ayında, 18 Ekim tarihinde “Hayır” günü kutlanır. Bu “Hayır”, İkinci Dünya Savaşı’nda faşist lider Mussolini’nin, Yunanistan’a stratejik noktaları direnmeden teslim etmesi için verdiği ültimatoma karşı söylenmiştir ve söyleyen kişi dönemin başbakanı Metaxas’dır. Her yıl, “dur” diyen bu ses, şarkılar, danslar, törenler ve resmi geçitlerle hem anılır, hem kutlanır.