Görkemli manzarasıyla Atina’nın her yerinden görülebilen Akropolis, Batı dünyasının en önemli antik bölgeleri arasında bulunur. Güneşin aydınlatmasıyla parlayan tarihi anıt ve tapınaklar, Perikles’in kentleştirme çalışmasının ardından günümüze ulaşan kalıntılardır. Tanrıça Athena’nın kültüne adanmış olan şehir, etkileyici yapılar, bazılarının bronz, altın ve kıymetli taşlarla süslendiği devasa heykellerin vitrini olur. Yüksek bir tepe üzerinde konumlanan Akropolis, bugün UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alır. Atina’nın ilk gezi rotaları arasında bulunan Akropolis’e, Kasım-Mart ayları arasındaki ayın ilk pazar günü giriş ücretsizdir.
Akropolis Müzesi
Atina’da bulunan Akropolis Müzesi, tarihseverlerin keşfetmesi önerilen şehir noktalarından biridir. Yaklaşık olarak 14 bin metrekareye yayılan sergi alanı, çatısı altındaki tarihi eserler ile Yunanistan’ın geçmişine ışık tutar. 2009 yılında ziyarete açılan müze, gün içerisinde binlerce ziyaretçiyi ağırlar. Arkaik dönemden Roma dönemine uzanan tarihi eserler ve heykellerin sergilendiği müzede tarihi kalıntıların geçmişine uzanan filmleri izlemek de mümkün olur.
Olympia Zeus Tapınağı
Yunanistan’ın en büyük tapınağı olan Olympia Zeus Tapınağı, tahribatlarına rağmen ihtişamıyla ayakta durur. MÖ 5.yy’ın ikinci yarısında yapımına başlanıp, Roma İmparatoru Hadrian zamanında bitimi tamamlanan tapınak içerisine bir devasa Zeus heykeli ile Hadrian heykeli yapılır. Tapınakta yer alan Zeus heykeli dünyanın yedi harikasından biri olarak tanımlanır. Altın, fildişi gibi değerli malzemeler kullanılarak tahtta oturarak yapılan heykelin sağ elinde Zafer Tanrıçası Nike heykeli, sol elinde bir asa, başında ise çelenk bulunur. Heykeller günümüze gelememiştir. 104 sütunlu olarak inşa edilen tapınağın, tahrip olmasından dolayı, bugüne yalnızca 15 sütunu ulaşabilmiştir. Tapınak bölgesine giriş bilet satın alınarak yapılır.
Herodes Atticus Odeonu
MS 161 tarihinde karısı Regilla’nın anısına Herodes Atticus tarafından inşa ettirilen görkemli amfi tiyatro, 1857 yılında yapılan kazılar sırasında keşfedilir. 5000 kişilik ihtişamlı yapı, 1950’lerde yapılan çalışmalarda restorasyondan geçirilir. Günümüzde amfi tiyatro yaz aylarında birçok festival, etkinlik ve konsere ev sahipliği eder.
Parthenon
Antik Yunanistan’ın ihtişamını ortaya konan Parthenon, Tanrıça Athena Parthenos’a ithafen inşa edilir. Ülkenin bugüne kadarki en büyük Dor tapınağı olan yapı, beyaz Pentelik mermerden inşa edilmiş olan tek tapınak olma özelliğine de sahiptir. Yapımı 15 yıl süren tapınak, İktinos ile Kallikrates tarafından tasarlanır ve MÖ 438 yılında inşası tamamlanır. Parthenon içerisine Phisidias tarafından dev bir Athena heykeli inşa edilir. Yapı mimarisiyle olduğu kadar heykelleri ile de tarihte etkileyici olmuştur. Akropolis’in önde gelen anıtı olan yapı, MS 6.yy’da kilise, 1456 yılında camii olarak kullanılır; 1687 yılında ise yapı içerisinde yer alan Osmanlı mühimmatı Venedik tarafından bombalanır ve barut patlamasıyla tapınak tahrip olur. Günümüzde tapınağın heykelleri Londra’da bulunan Britanya Müzesi ve Atina’da yer alan Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde sergilenir.
Zappeion Binası
Konstantinos Zappas tarafından inşa ettirilen Zappeion Binası, günümüzde kongre ve sergi merkezi olarak kullanılır. Theophil Hansen’in tasarladığı, temelleri 1874 yılında atılıp 1888 yılında inşası tamamlanan Zappeion Binası, Atina’da olimpiyatların canlanması amacıyla yaptırılır. Neoklasik mimariye sahip olan yapı, çevresindeki etkileyici düzen ile büyüleyici bir güzellik sunar. Yapı, 1896 Olimpiyat Oyunları’nda eskrim yarışması için mekan olarak kullanılırken 1906 yılında ise altyapı ve tesislerin eksikliği ile Olimpiyat Köyü olarak değerlendirilir.
1936 yılından itibaren 40 yıl boyunca ülkenin ilk devlet radyo istasyonuna ev sahipliği yapan Zappeion, 1940 yılında hastaneye dönüştürülür. Ertesi yıl Alman işgal ordusu tarafından depo ve kışla olarak kullanılır ve 1944 yılında bombalanır. Savaşın ardından yapıyı yıkma tartışmaları sürer. 1960 yılında ise mimar A. Ploumistos ve F. Panagiotopoulos tarafından genel onarımları gerçekleştirilir. Son restorasyon ise Atina’da yapılan 2004 Olimpiyat Oyunları zamanında olur. Görülmeye değer tarihi Yunan yapıları arasındadır.
Atina’da yer alan Bizans ve Hıristiyan Müzesi, Yunanistan’ın ulusal müzeleri arasında yer alır. Erken Hıristiyan, Bizans, Ortaçağ, Bizans sonrası dönemlere ait 25 binin üzerinde eserler ile ziyaretçileri tam bir sanat ve kültür hazinesidir. MS. 3-20.yy arasına tarihlenen eserler ve kalıntılar Yunan dünyası ile Helenizm’in geliştiği bölgeleri kapsar.
Ulusal Arkeoloji Müzesi
Yunanistan’ın en büyük arkeoloji müzesi ve antik Yunan sanatına adanmış dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Ulusal Arkeoloji Müzesi, 19.yy’ın sonunda ülkenin kültürel ve sanatsal değerlerini sergilemek amacıyla kurulur. 11 binin üzerinde eserin sergilendiği müze, 8 bin metrekarelik alana yayılır. Müzedeki beş ana kalıcı koleksiyon şöyledir; Antik Yunan Heykel Koleksiyonu, Seramik Koleksiyonu, Vazo ve Minyatür Koleksiyonu, Metal Eserler Koleksiyonu ile Mısır ve Doğu Antikaları Koleksiyonu.
Fethiye Camii
Atina’da yer alan Fethiye Camii, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan tarihi yapılar arasında bulunur. Onarım belgesi H. 1206 / M. 1791-92 tarihlenen caminin Fatih Sultan Mehmet Vakfı’na ait olduğu belirtilir. Caminin ne zaman inşa edildiğine işaret eden bir belge mevcut değildir ancak Fatih Sultan Mehmet’in Atina’yı ziyareti sırasında inşa ettirdiği tahmin edilir. Camii, şehrin bağımsızlığını kazanmasının ardından Atina müftülüğüne geçer. Bir süre müzik okulu olarak kullanılmasının ardından hapishane olarak değerlendirilir. 1980’lerde ise koruma altına alınır ve onarım çalışmaları 2017 yılında tamamlanır. Günümüzde antik sit alanı içerisinde yer alır ve sergi salonu olarak halkla buluşur.
Mustafa Ağa Camii
Venedik işgalinin ardından Atina’da inşa edilen Mustafa Ağa Camii, 1763 tarihli kitabesine göre Mustafa Ağa tarafından yaptırılır. Kubbeli ve barok üslupla inşa edilen camii, minaresizdir. Camide ibadete son verilmesinden bir süre sonra Yunan ordusu tarafından kullanılmıştır. Ardından camii sırasıyla hapishane, askeri kamp ve depo olarak değerlendirilmiştir. Günümüzde müze olarak kullanılır.
Yoğun olan Atina’da açık alanlar büyük bir özgürlük hissi uyandırır. Şehrin karmaşasından kaçmaya fırsat tanıyan, keyifli ve rahat vakit geçirilebilen Atina Ulusal Bahçesi, şehir merkezinin ünlü rotalarındandır. 500’ün üzerinde bitki, ağaç, kuş ve hayvan türünün bulunduğu bir vaha olan bahçede Botanik Müzesi, hayvanat bahçesi, gölet, oyun alanı, çocuk kütüphanesi, kafe ve antik anıtlar ile heykeller yer alır. Onarımdan geçirilmiş olan park, şehrin en sık ziyaret edilen yerlerinden biridir.