Şehir merkezini süsleyen saat kulesi, Osmanlı Dönemi’nde Tevfikzade Ahmet Bey tarafından yaptırılmıştır. 1908 - 1909 tarihinde inşa edilmiş tarihi yapı, yedi katlıdır. Kesme taştan yapılmış, çanın üzeri külah gibi bir kubbe ile süslenmiş, üst bölümüne demir korkuluklu bir balkon yerleştirilmiştir. Kare şeklinde tasarlanmış olan Yozgat Saat Kulesi’nin dört tarafında da kuleyle aynı zamanda yapılmış dört tane saat bulunur.
Akdağmadeni’ndeki İstanbulluoğlu Camii, aynı adı taşıyan mahallede konumlanmıştır. Kilise olarak 1907 senesinde inşa edilmiş, 1962’de de camiye çevrilmiştir. Kesme taştan yapılan kutsal mekan, kiremit çatı ile kapatılmıştır. Çan kulesi yerine sonradan eklenen minaresi, tuğladandır. Cami, hala ibadete açıktır.
Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri, Akdağmadeni’ndeki Muşalikalesi köyünde konumlanmıştır. Muşali Kalesi’nin (Behramşah Kalesi) yakınındaki iki ayrı türbede, bu kaleyi savunurken hayatını kaybeden Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi’nin kabirleri bulunur.
Kaleye yakın olan türbe, 1466 - 1471 tarihleri arasında yapılmıştır ve Ali Çelebi’ye aittir. Mahmut Çelebi’nin türbesi ise 1477’de inşa edilmiştir. İki türbe de moloz taştan yapılmıştır. Mahmut Çelebi’nin türbesindeki taş kubbe günümüze kadar ulaşamamış olsa da Ali Çelebi’nin türbesindeki kubbe hala sağlam durumdadır.
Akdağmadeni ilçesinin Muşalikalesi köyünde, yüksek bir noktada konumlanmış olan Behramşah Kalesi, Selçuklu Dönemi yapılarından birdir. 13. yüzyılın başlarında inşa edildiği tahmin edilen kale, moloz ve kesme taştan yapılmış, burç ve surlarının büyük bir kısmı ile günümüze kadar gelebilmiştir. Muşali Kalesi olarak da bilinen tarihi yapının yakınında Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri bulunur.
Yeşildere Mahallesinde yer alan 1862 tarihli Akdağmadeni Kilisesi, dikdörtgen şeklinde tasarlanmış ve kesme taştan yapılmıştır. Kutsal mekanın 13 adet Grekçe kitabesi vardır. Kemerlerle süslenmiş yapı, günümüzde yıkık ve bakımsız durumdadır.
Yozgat’ın tarihi ibadethanelerinden biri olan Alacalıoğlu Camii, kent merkezinde yer alır. Yapım tarihi bilinmeyen caminin, kemerli pencereleri ve taş bir minaresi vardır. Üstü kiremit çatı ile kapatılmış, minberi ise ahşaptan yapılmıştır. Caminin bahçesinde beş tane mezar bulunur.
Yozgat Müzesi olarak ziyaretçilerini karşılayan Nizamoğlu Konağı, 1871 tarihinde yapılmıştır. Şehir merkezinde yer alan konak, 1985’te müzeye dönüştürülmüştür. O zamana dek okul ve depo olarak kullanıldığı bilinir. Ahşap işleme sanatının nadide örnekleriyle süslü odalarında, etnografik ve arkeolokjik eserler sergilenir. 19. yüzyıldan kalma tablolar, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine dair eşyalar, müzenin ilgi çekici parçalarındandır.
Yozgat’ın merkezinde konumlanmış Nakıpzade Camii, 1844 tarihli bir Osmanlı eseridir. İki katlı kutsal tarihi cami, kesme taştan yapılmıştır. İç mekan bitkisel figürlerle bezelidir. Taşla çevreli kemerli pencereleri, tek şerefeli taş minaresi ile bu cami hala ibadete açıktır.
Kent merkezinde bulunan Fatih Camii, 1996 senesinde kiliseden dönüştürülerek ibadete açılmıştır. Tarihi ibadethanenin 1907 senesinde yapıldığı tahmin edilir. Üç nefli kilisenin çan kulesi minareye çevrilmiştir. Kesme taştan yapılmış kutsal mekan, kiremit çatı ile örtülmüş olup iki katlıdır. Kilise Camii adıyla da anılır.
Karabıyık Köprüsü, aynı adlı köyde, Yozgat’ın merkezindedir. Delice Irmağı ile buluşan Kaynak Çayı üzerindeki bu köprü, 1516 senesinde, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim zamanında inşa edilmiştir. Kesme taştan, iki gözlü ve kemerli olarak yapılmıştır. Yaklaşık 54 metre uzunluğundan olan Karabıyık Köprüsü, hala kullanılır.
Yozgat’ın tarihi köprülerinden biri olarak 1894 - 1895 tarihleri arasında Osmanlı hükümdarı II. Abdülhamit döneminde yapılmıştır. Kent merkezindeki Bozok Üniversitesi Kampüsü sınırları içinde bulunan Kemer Köprü, yaklaşık 29 metre uzunluğundadır. İki gözlü köprü, kesme taştan yapılmış, yakın tarihte onarımdan geçmiştir.
1804 tarihli Kayyımzade Camii, Yozgat’ın merkezindeki Köseoğlu Mahallesinde bulunur. İki katlı kutsal mekan, kırma çatı ile kapatılmıştır. Kagir yapının tek şerefeli tuğla bir minaresi vardır. Alt kattaki pencereleri taşla çerçevelenmiş olup kemerlidir. Mihrabı özenli süslemelerle bezeli olan tarihi cami, hala hizmet vermeye devam eder.
17. yüzyılda Yozgat’a yerleşmiş Türkmen asıllı Çapanoğlu ailesi, kentin ileri gelenlerindendir. Kent merkezindeki Çapanoğulları Aile Türbesi, Çapanoğlu Camii ile aynı tarihte, 1777 - 1779 tarihinde yapılmıştır. Beyaz kesme taştan yapılan türbe, caminin dışında yer alır. Kubbeli kutsal mekanda, kabartmalarla süslenmiş 18 lahit bulunur.
Hayri İnal Konağı, şehir merkezinde yer alan Geç Osmanlı Dönemi eserlerinden biridir. Yozgat’ın eski belediye başkanlarından Hayri İnal’a ait olan bu konak, iki katlıdır. Bodrum katı ile beraber toplam 3 katlıdır. Kagir konak, ahşap pencereleri, iç mekanı süsleyen tavan kabartmaları ile hayranlık uyandırır. Yakın tarihte onarılmış olup günümüzde Yozgat Belediyesi Konuk Evi olarak hizmet verir.
Çapanoğlu Camii, Yozgat’ın simgelerinden biridir. Kent merkezindeki tarihi cami, Çapanoğlu ailesi tarafından 1777 - 1779 yıllarında yaptırılmıştır. Büyük Camii ya da Cam-i Kebir olarak da bilinir. Kutsal mekan, iç ve dış cami olmak üzere iki kısımdan oluşur. Kesme taştan yapılmış ve kubbelerle süslenmiş olan tarihi ibadethanenin mihrabı ve minberi muazzam bir işçilikle bezelidir. Hala ayakta olan caminin doğusunda Çapanoğulları Aile Türbesi bulunur.
Çarşı Hamamı olarak da bilinen tarihi hamam, 1793’te yapılmıştır. Çapanoğlu Camii’nin yakınında, Yozgat’ın merkezinde konumlanmıştır. Çapanoğlu Çifte Hamamı, yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Erkekler bölümü 1780’de, kadınlar bölümü ise 1793’te yapılmıştır.
Hacı Ozan Evi, 1899 tarihli Geç Osmanlı Dönemi mimari örneklerinden biridir. Kent merkezinde konumlu bu evi bodrum katı hariç iki katlıdır. Kemerli ve uzun pencereleri eve zarif bir görüntü karar. İçi ahşap süslemelerle bezelidir ve hala konut olarak kullanılır.
Hamidiye Saatli Çeşmesi, Çapanoğlu Camii’nin dışındadır. II. Abdülhamit zamanında yapıldığı tahmin edilir. Üç parçadan oluşan ve kesme taştan yapılan çeşmenin üst bölümünde bir saat bulunur. Üç yüzü olan çeşmede beş tane musluk vardır.
Şehir merkezine bağlı İstanbulluoğlu Mahallesinde konumlanan Başçavuş Camii, bir külliyenin merkezi olarak 1800 senesinde inşa edilmiştir. Başçavuş Halil Ağa’nın yaptırmış olduğu kutsal mekanın batısındaki hazirede, Halil Ağa’nın kabri bulunur. Cami, taş ve tuğladan yapılmış, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Düz bir çatı ile örtülü tarihi ibadethanenin içi kalem işi bezemelerle donatılmıştır. Başçavuş Camii, hala ibadete açıktır.
Yozgat’ın merkezine bağlı Büyüknefes köyünde keşfedilmiş ve bu yüzden Büyüknefes Antik Kenti olarak da bilinmiştir. Tavium Antik Kenti, Hititler itibariyle pek çok Anadolu medeniyetine ev sahipliği yapmış olsa da Galatlar Dönemi’nde en popüler zamanlarını yaşamıştır. Antik kentte yapılan kazılar neticesinde mezar taşı, seramik kalıntıları ve mimari parçalar bulunmuştur. Roma, Bizans ve Osmanlı zamanında ticaret yolları üzerinde önemli bir durak olan Tavium’da (Tavia), antik tiyatro ve tapınak kalıntılarına rastlanmıştır.
Yapım tarihi net olmayan Büyüknefes Köyü Çeşmesi, il merkezindeki Büyüknefes köyünde yer alır. Taştan yapılmış çeşmenin üzerindeki kanatları açık şahin ya da kartal gibi yırtıcı bir kuş kabartması işlenmiştir.
1788 tarihli Cevahir Ali Efendi Camii, il merkezinde konumlanmıştır. Mihrabı taş, minberi ahşap olan caminin içi, kabartma ve kalem işi süslemelerle donatılmıştır. Tavan süslemeleriyle dikkat çeken kutsal mekanın kiremit kaplı bir çatısı ve tek şerefeli taş bir minaresi vardır. Hala ibadete açıktır ve Cevheri Ali Efendi Camii olarak da anılır.
Sorgun’a bağlı Garipler köyünde bulunan tarihi kilise, üç nefli olarak tasarlanmış, bir dönem cami ve okul olarak kullanılmıştır. Çatısı harap durumda olan Garipler Köyü Kilisesi’nin moloz taştan yapılan duvarları sağlam olsa da çevresi izinsiz kazılar nedeniyle tahrip edilmiştir.
Sorgun’a bağlı Şahmurat köyü mevkiindeki Kerkenes Dağı’nın yamacında keşfedilmiştir. Kerkenes Harabaleri, M.Ö. 600’lü yıllarda kurulduğu tahmin edilen Medlere ait bir şehri saklar. Kayıp Şehir Pteria adıyla da bilinen harabelerde, Demir Çağı itibariyle birçok tarihi kalıntıya rastlanmış, Frigler zamanından kalma tabletler bulunmuştur. Buradan çıkarılan eserlerin pek çoğu Ankara’daki Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde sergilenir. Surlar, antik tiyatro ve çeşitli yapı kalıntıları ile Kerkenes Harabeleri, açık hava müzesi olarak gezilebilir.
Hititlere ait yerleşim kalıntılarını günümüze kadar muhafaza etmiş olan Çadırhöyük, Sorgun’a bağlı Peyniryemez köyünde keşfedilmiştir. Höyükte, Hitit, Frig, Roma ve Bizanslılara ait çeşitli obje ve eşyalar bulunmuştur. Çadırhöyük, bölge tarihinin M.Ö. 5000’li yıllarda başladığını gösterir.
Yerköy ilçesine bağlı Saray beldesinde bulunur. 1749 tarihinden kalma Saray Çapanoğlu Camii, Çapanoğlu Ahmet tarafından inşa ettirilmiş, küçük bir ibadethanedir. Kiremit çatı ile örtülü kutsal mekanın, 1957 tarihli tek şerefeli taş bir minaresi, iç mekanda ise ahşap süslemeleri vardır.
Kadışehri ilçesinde Akçakale köyünde yer alan Şeminel Gazi Türbesi, iki odalı, tek katlı bir yapıdır. Burada bulunan ahşap bir yanının yıkılması sonucunda inşa edilmiş mekanın bulunduğu tepe, Akçakale olarak anılır. Tepede, duvar ve seramik kalıntıları keşfedilmiş, tarihi izler barındıran bir mağara bulunmuştur.
Şehir merkezini süsleyen saat kulesi, Osmanlı Dönemi’nde Tevfikzade Ahmet Bey tarafından yaptırılmıştır. 1908 - 1909 tarihinde inşa edilmiş tarihi yapı, yedi katlıdır. Kesme taştan yapılmış, çanın üzeri külah gibi bir kubbe ile süslenmiş, üst bölümüne demir korkuluklu bir balkon yerleştirilmiştir. Kare şeklinde tasarlanmış olan Yozgat Saat Kulesi’nin dört tarafında da kuleyle aynı zamanda yapılmış dört tane saat bulunur.
Akdağmadeni’ndeki İstanbulluoğlu Camii, aynı adı taşıyan mahallede konumlanmıştır. Kilise olarak 1907 senesinde inşa edilmiş, 1962’de de camiye çevrilmiştir. Kesme taştan yapılan kutsal mekan, kiremit çatı ile kapatılmıştır. Çan kulesi yerine sonradan eklenen minaresi, tuğladandır. Cami, hala ibadete açıktır.
Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri, Akdağmadeni’ndeki Muşalikalesi köyünde konumlanmıştır. Muşali Kalesi’nin (Behramşah Kalesi) yakınındaki iki ayrı türbede, bu kaleyi savunurken hayatını kaybeden Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi’nin kabirleri bulunur.
Kaleye yakın olan türbe, 1466 - 1471 tarihleri arasında yapılmıştır ve Ali Çelebi’ye aittir. Mahmut Çelebi’nin türbesi ise 1477’de inşa edilmiştir. İki türbe de moloz taştan yapılmıştır. Mahmut Çelebi’nin türbesindeki taş kubbe günümüze kadar ulaşamamış olsa da Ali Çelebi’nin türbesindeki kubbe hala sağlam durumdadır.
Yozgat’ın tarihi ibadethanelerinden biri olan Alacalıoğlu Camii, kent merkezinde yer alır. Yapım tarihi bilinmeyen caminin, kemerli pencereleri ve taş bir minaresi vardır. Üstü kiremit çatı ile kapatılmış, minberi ise ahşaptan yapılmıştır. Caminin bahçesinde beş tane mezar bulunur.
Yozgat Müzesi olarak ziyaretçilerini karşılayan Nizamoğlu Konağı, 1871 tarihinde yapılmıştır. Şehir merkezinde yer alan konak, 1985’te müzeye dönüştürülmüştür. O zamana dek okul ve depo olarak kullanıldığı bilinir. Ahşap işleme sanatının nadide örnekleriyle süslü odalarında, etnografik ve arkeolokjik eserler sergilenir. 19. yüzyıldan kalma tablolar, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine dair eşyalar, müzenin ilgi çekici parçalarındandır.
Yozgat’ın merkezinde konumlanmış Nakıpzade Camii, 1844 tarihli bir Osmanlı eseridir. İki katlı kutsal tarihi cami, kesme taştan yapılmıştır. İç mekan bitkisel figürlerle bezelidir. Taşla çevreli kemerli pencereleri, tek şerefeli taş minaresi ile bu cami hala ibadete açıktır.
Kent merkezinde bulunan Fatih Camii, 1996 senesinde kiliseden dönüştürülerek ibadete açılmıştır. Tarihi ibadethanenin 1907 senesinde yapıldığı tahmin edilir. Üç nefli kilisenin çan kulesi minareye çevrilmiştir. Kesme taştan yapılmış kutsal mekan, kiremit çatı ile örtülmüş olup iki katlıdır. Kilise Camii adıyla da anılır.
1804 tarihli Kayyımzade Camii, Yozgat’ın merkezindeki Köseoğlu Mahallesinde bulunur. İki katlı kutsal mekan, kırma çatı ile kapatılmıştır. Kagir yapının tek şerefeli tuğla bir minaresi vardır. Alt kattaki pencereleri taşla çerçevelenmiş olup kemerlidir. Mihrabı özenli süslemelerle bezeli olan tarihi cami, hala hizmet vermeye devam eder.
17. yüzyılda Yozgat’a yerleşmiş Türkmen asıllı Çapanoğlu ailesi, kentin ileri gelenlerindendir. Kent merkezindeki Çapanoğulları Aile Türbesi, Çapanoğlu Camii ile aynı tarihte, 1777 - 1779 tarihinde yapılmıştır. Beyaz kesme taştan yapılan türbe, caminin dışında yer alır. Kubbeli kutsal mekanda, kabartmalarla süslenmiş 18 lahit bulunur.
Hayri İnal Konağı, şehir merkezinde yer alan Geç Osmanlı Dönemi eserlerinden biridir. Yozgat’ın eski belediye başkanlarından Hayri İnal’a ait olan bu konak, iki katlıdır. Bodrum katı ile beraber toplam 3 katlıdır. Kagir konak, ahşap pencereleri, iç mekanı süsleyen tavan kabartmaları ile hayranlık uyandırır. Yakın tarihte onarılmış olup günümüzde Yozgat Belediyesi Konuk Evi olarak hizmet verir.
Çapanoğlu Camii, Yozgat’ın simgelerinden biridir. Kent merkezindeki tarihi cami, Çapanoğlu ailesi tarafından 1777 - 1779 yıllarında yaptırılmıştır. Büyük Camii ya da Cam-i Kebir olarak da bilinir. Kutsal mekan, iç ve dış cami olmak üzere iki kısımdan oluşur. Kesme taştan yapılmış ve kubbelerle süslenmiş olan tarihi ibadethanenin mihrabı ve minberi muazzam bir işçilikle bezelidir. Hala ayakta olan caminin doğusunda Çapanoğulları Aile Türbesi bulunur.
Çarşı Hamamı olarak da bilinen tarihi hamam, 1793’te yapılmıştır. Çapanoğlu Camii’nin yakınında, Yozgat’ın merkezinde konumlanmıştır. Çapanoğlu Çifte Hamamı, yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Erkekler bölümü 1780’de, kadınlar bölümü ise 1793’te yapılmıştır.
Hacı Ozan Evi, 1899 tarihli Geç Osmanlı Dönemi mimari örneklerinden biridir. Kent merkezinde konumlu bu evi bodrum katı hariç iki katlıdır. Kemerli ve uzun pencereleri eve zarif bir görüntü karar. İçi ahşap süslemelerle bezelidir ve hala konut olarak kullanılır.
Şehir merkezine bağlı İstanbulluoğlu Mahallesinde konumlanan Başçavuş Camii, bir külliyenin merkezi olarak 1800 senesinde inşa edilmiştir. Başçavuş Halil Ağa’nın yaptırmış olduğu kutsal mekanın batısındaki hazirede, Halil Ağa’nın kabri bulunur. Cami, taş ve tuğladan yapılmış, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Düz bir çatı ile örtülü tarihi ibadethanenin içi kalem işi bezemelerle donatılmıştır. Başçavuş Camii, hala ibadete açıktır.
1788 tarihli Cevahir Ali Efendi Camii, il merkezinde konumlanmıştır. Mihrabı taş, minberi ahşap olan caminin içi, kabartma ve kalem işi süslemelerle donatılmıştır. Tavan süslemeleriyle dikkat çeken kutsal mekanın kiremit kaplı bir çatısı ve tek şerefeli taş bir minaresi vardır. Hala ibadete açıktır ve Cevheri Ali Efendi Camii olarak da anılır.
Çayıralan ilçesinde bulunan Çerkez Bey Türbesi, 1587 - 1588’de inşa edilmiş kubbeli bir yapıdır. 16. yüzyılda Çayıralan ilçesinde yaşam sürmüş Kırşehir Sancak Beyi olan Çerkez Bey için yaptırılmıştır. Kümbetli Camii’nin avlusunda yer alan türbe, ziyarete açıktır.
Sorgun Çayı’nın yakınına inşa edilmiş Salih Paşa Camii, 1813’te Salih Paşa tarafından dikdörtgen planlı ve tek minareli olarak yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilmiş kutsal mekan, 1955’te özgün bir şekilde yenilenmiştir. Yenilenen caminin büyük bir kubbesi, üçer şerefeli iki minaresi vardır ve hala ibadete açıktır.
Gedikhasanlı Şakir Efendi Türbesi, 1847 doğumlu din bilgini Mehmet Şakir Suntay’ın kabrine ev sahipliği yapar. Sorgun’a bağlı Gedikhasanlı beldesinde bulunan türbe, köy mezarlığı içinde üzeri açık, etrafı demir parmaklıklarla çevrili mezar şeklindedir.
Sorgun’a bağlı Şahmurat köyü mevkiindeki Kerkenes Dağı’nın yamacında keşfedilmiştir. Kerkenes Harabaleri, M.Ö. 600’lü yıllarda kurulduğu tahmin edilen Medlere ait bir şehri saklar. Kayıp Şehir Pteria adıyla da bilinen harabelerde, Demir Çağı itibariyle birçok tarihi kalıntıya rastlanmış, Frigler zamanından kalma tabletler bulunmuştur. Buradan çıkarılan eserlerin pek çoğu Ankara’daki Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde sergilenir. Surlar, antik tiyatro ve çeşitli yapı kalıntıları ile Kerkenes Harabeleri, açık hava müzesi olarak gezilebilir.
Yerköy ilçesine bağlı Saray beldesinde bulunur. 1749 tarihinden kalma Saray Çapanoğlu Camii, Çapanoğlu Ahmet tarafından inşa ettirilmiş, küçük bir ibadethanedir. Kiremit çatı ile örtülü kutsal mekanın, 1957 tarihli tek şerefeli taş bir minaresi, iç mekanda ise ahşap süslemeleri vardır.
Kadışehri ilçesinde Akçakale köyünde yer alan Şeminel Gazi Türbesi, iki odalı, tek katlı bir yapıdır. Burada bulunan ahşap bir yanının yıkılması sonucunda inşa edilmiş mekanın bulunduğu tepe, Akçakale olarak anılır. Tepede, duvar ve seramik kalıntıları keşfedilmiş, tarihi izler barındıran bir mağara bulunmuştur.
Dulkadiroğulları hükümdarlarından Şahruh Bey’in eşine ait olan türbe, Çandır ilçesinde yer alır. Çandır Kümbeti olarak da bilinen tarihi mekanın 1500’lü yılların başında yapıldığı öne sürülür. Kesme taştan inşa edilmiş kutsal yapı, eyvanlı olarak tasarlanmış olup piramit şeklinde sekizgen bir külah ile süslenmiştir. Bu külah, iç mekanda kubbe olarak planlanmıştır. Şah Sultan Hatun Türbesi, hala ziyarete açıktır.
Aydıncık ilçesinin Kazankaya beldesinden Çekerek Irmağı, Kazankaya Vadisi’ni yararak yaklaşık 10 km uzunluğundaki kanyonu oluşturmuştur. Bir kısmı Çorum’un Ortaköy ilçesi sınırlarında kalan Kanankaya Kanyonu, aynı zamanda Kybele Kabartması gibi tarihi izler de barındırır. Dağcılık, trekking, doğa fotoğrafçılığı aktiviteleri için yerinde bir seçim olan kanyonda, rafting de yapılabilir.
Kadıpınarı Yaylası, Akdağmadeni ilçesinin yemyeşil ağaçlarla ve zengin bitki örtüsüyle kaplı tabii güzelliklerinden biridir. Akdağmadeni Ormanlarında konumlu yayla, doğal su kaynakları, meşe ve çam ağaçları, bol oksijenli havasıyla ilçenin en önemli mesireliğidir. Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı kır lokantası, kafe, piknik alanları ve bungalov evlere sahip olan Kadıpınarı Tabiat Parkı, yaylada bulunan önemli bir sosyalleşme alanıdır.
Türkiye’nin ilk milli parkı olan Çamlık Milli Parkı, çam ve meşe ağaçlarının gölgesinde huzur bulmak isteyenlerin buluşma yeridir. Şehir merkezinde bulunan park, karaçam türünün kalıntı ormanlarından birine ev sahipliği yapar. Yozgat Çamlığı olarak da bilinen tabii güzellik, piknik ve dinlenme alanları, yeme - içme mekanlarına sahiptir. Burada birçok canlı türü yaşar. Kuş gözlem evi ve seyir teraslarıyla doğaseverlerin ilgisini çeken milli parkta, trekking ve doğa fotoğrafçılığı yapılabilir.
Yozgat’ın termal turizm noktası olan Sarıkaya Kaplıcaları, yeraltından yaklaşık 48 derece sıcaklıkta çıkar. Pek çok hastalığın tedavisine destek olan kaplıca suyu kışları soğuk geçen Yozgat ve çevresinin buluşma yeridir. Zengin içerikli termal su, Roma Dönemi’nden bu yana şifa dağıtır. Su kaynağının çevresinde hamam ve oteller bulunur.