Altınordu’daki Taşbaşı Kültür Merkezi, 2010 yılında kurulmuştur. 1853 yılında inşa edilmiş üç nefli bir Ortodoks kilisesinde hizmet verir. 1977 yılına dek, yaklaşık 40 sene kadar, cezaevi olarak kullanılmış olan Taşbaşı Kilisesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Sanat ve kültür etkinliklerine ev sahipliği yapan Taşbaşı Kültür Merkezi, muazzam bir deniz manzarasına karşı konumlanmıştır.
Yason Burnu Yarımadası üzerinde konumlanmış olan tarihi Yason Kilisesi, 1866 senesinde Rumlar tarafından yapılmıştır. Taş kilise, yemyeşil örtü ile kaplı yarımadanın güzel görüntüsü ile hoş bir bütünlük sağlar. Küçük bir kubbeye sahip kutsal mekan, 2004 yılında özgünlüğü muhafaza edilerek onarılmış ve ziyarete açılmıştır.
M.Ö. 1 ya da 2. yüzyıldan kalma bir kaya yerleşimi olan Kurul Kalesi Yerleşkesi, Altınordu’ya bağlı Bayadı köyünün yüksek noktasındaki Kurul kayalıkları üzerindedir. Tapınak, sur, merdiven gibi yapı kalıntılarının keşfedildiği yerleşkeden, yaklaşık 2 bin yıllık Kybele ve Pan heykelleri çıkarılmıştır. Kurul Kalesi Yerleşkesi’ndeki dehlizin içinde su sarnıcı bulunmuştur. Bölge tarihini aydınlatan Kurul kayalıkları, yıllar boyu birçok uygarlığın yaşam alanı olmuştur. Yerleşkenin yakınında seyir terası, yürüyüş parkuru ve dinlenme yerleri bulunur.
Hüsrev Yürür Konağı ya da Yürürler Konağı, 1915 yılında Rus bir mimar tarafından yazlık olarak tasarlanmış, Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. İki katlı olan tarihi konak, özenli süslemelere sahiptir. Tavan bezemeleri, iç ve dış mekandaki taş işlemeleri, göz kamaştırır. Bahçesindeki sütun başlarında bile taş işleme sanatının etkileyici örnekleri görülebilir.
Gölköy ilçesine 4 km mesafede yer alan aynı adlı kale, Perslerden kalmıştır. Tek kapısı olan Gölköy Kalesi, yüksek ve büyük bir kaya üzerinde, bölgeye hakim bir konumdadır. Gözetleme kulesi ve girişindeki kale burcu halen ayakta olan taş kale, UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.
Kuşfenak Kalesi, Kumru ilçesinin merkezine yaklaşık 3 km uzaklıkta, çevreye hakim bir kaya üzerinde konumlanmıştır. Yapım tarihi bilinmeyen kalenin oldukça yüksekte inşa edilmesş, gözetleme ve savunma için kullanıldığına işaret eder.
Meletios Kalesi, Mesudiye’nin en eski yerleşim yeri olarak kabul gören Yeşilçit köyündedir. Kaya üzerine yapılmış kalenin, Rum Pontus İmparatorluğu Dönemi’nden kaldığı düşünülür. Moloz taş ve tuğla ile örülmüş duvarlarının bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.
Kullanılmayan eski bir kilisenin restore edilmesiyle kurulmuş olan kültür merkezi, Mesudiye’nin ilgi çekici yerlerinden biridir. Kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan tarihi mekan, kesme taştan yapılmış olup üç neflidir.
Muzadere Kilisesi, Mesudiye ilçesindeki Muzadere Yaylası’nda konumlanmıştır. 19. yüzyılda inşa edildiği düşünülen tarihi kilise, tek neflidir. Taş duvarları tahrip edilmiş olsa da ilgi çeken tarihi bir mekandır.
Ulubey ilçesinin Karakoca Mahallesinde konumlanmış olan Sarpdere Köprüsü, Osmanlılar Dönemi’nden kalmıştır. Yakın tarihte restore edilen tarihi köprü, taştan yapılmıştır. Yalnızca yayalar için uygundur. Sarpdere Köprüsü’nün başında ve sonunda merdivenler bulunur.
Çifte Hamam, Ünye ilçesinin Kaledere Mahallesinde yer alan 1800’lü yıllardan kalma bir yapıdır. Soğukluk ve sıcaklık bölümlerinden oluşan hamam, iki kubbeli olarak tasarlanmıştır. Kadın ve erkekler için giriş yerleri farklıdır. Çifte Hamam, günümüzde kullanılmadığı için bakımsız kalsa da ilgi çekici bir tarihi mekandır.
Ünye’nin Kaledere Mahallesi’ndeki Saray Camii, Osmanlı Dönemi’nden kalmıştır. Dikdörtgen yapılı kutsal mekan, kubbe yerine kiremitten bir çatı ile kapatılmış, duvarları Ünye taşı ile kaplanmıştır. Tek şerefeli minareye sahip olan Saray Camii, halen kullanımdadır.
Yüzyıllar önce inşa edilmiş Ünye Kalesi, gizemli görüntüsüyle ilçede dikkat çeken tarihi yapılardan biridir. Günümüze kadar büyük bir kısmı ile ayakta kalmayı başarmış olan kalenin Pontus kralı Mithridates tarafından yaptırıldığı tahmin edilir. Sarp ve büyük bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Kalenin oturduğu kayalığın yamacında odacıklardan oluşan kaya mezarlar vardır. Ünye Kalesi’ni gizemli kılan iki adet dehlizin ise kaya mezarlara açıldığı düşünülür.
Ünye’deki tarihi evlerden birinin yenilenmesi ile hizmet vermeye başlayan Ünye Müze Evi, Ordu ve Ünye’nin geleneksel mimarisini yansıtır. Ahşap işlemelerle süslenmiş müze evde, geçmişte kullanılmış ev gereçleri, işlemeler, günlük eşyalar sergilenir.
Ünye ilçesindeki Yalı Kilisesi, 19. yüzyılda, Rumlar tarafından yapılmıştır. Meryem Ana Kilisesi olarak da bilinen kutsal mekan, taştan inşa edilmiştir. Yakın tarihte yenilenen Yalı Kilisesi, günümüzde kültür ve sanat merkezi olarak hizmet verir.
Kestane Köyü’nde yer alan tarihi cami, 1800’lü yılların sonunda inşa edilmiştir. Kemerlerle süslenmiş, kesme taştan yapılan cami, iki katlıdır. Tek şerefeli minaresi, 1978 yılında eklenmiştir. Kestane Köyü Camii, günümüze kadar birkaç defa onarılmış olup halen aktif olarak kullanılır.
Kestane Köyü Kemer Köprüleri, 1900’lü yılların başında inşa edilmiştir. Yontma taştan yapılan Değirmen Yanı Köprüsü, sivri kemerli Dayınnı Köprüsü, düz kemerli Sinekli Köprü ve Karanlık Dere Köprüsü özenli işçiliğiyle Gülyalı ilçesinde eşsiz bir görüntü yaratır.
Göller Köyü Kalesi, Çatalpınar Mahallesinde yer alır. Akkaya Kalesi olarak da bilinir. Yalnızca sur kalıntılarıyla günümüze ulaşan kalenin çevresinde sarnıç kalıntıları keşfedilmiştir. Çatalpınar ilçesine hakim bir konumda, eşsiz bir manzaraya karşı durmuş olan Göller Kalesi’ne taştan yapılmış yüzlerce yıllık merdivenleri kullanarak ulaşmak gerekir.
Tekke Camii, diğer adı ile Kargılı Camii, Çaybaşı ilçesinde yer alır. 19. yüzyılda inşa edildiği tahmin ibadethane, ahşaptan yapılmıştır. Minaresi olmayan kutsal mekan, kare planlıdır. İç kısmı ahşap işçiliğinin özenli örneklerini barındıran Tekke Camii, bakımsız durumdadır.
Çaybaşı’nda konumlanmış ahşap ibadethanelerden biri olan Yeni Cuma Camii, bulunduğu mahalleye adını vermiştir. Tarihi eser niteliğindeki kutsal mekanın içi ahşap süsleme örnekleriyle bezelidir. Yüzlerce yıllık Yeni Cuma Camii, çivi kullanmadan inşa edilmiştir.
Gençağa Kalesi, İkizce ilçesinde bulunan tarihi yapılardan biridir. Yüksek bir noktada konumlanmış olan kalenin 13. yüzyılda inşa edildiği düşünülür. Kalenin surları varlığını büyük ölçüde korumuştur. Yüksek bir noktada yer alan yapıya, taştan yapılma merdivenler yardımıyla ulaşılır.
İkizce’nin tarihi değerlerinden biri olan Laleli Camii, ahşap işleme sanatının nadide örneklerinden biridir. Laleli Çivisiz Camii olarak da bilinen kutsal mekanın 16. yüzyılın 2. yarısında yapıldığı tahmin edilir. Pelit ağacından yapılan caminin, minaresi yoktur. Yakın zamanda onarılmıştır ve hala kullanıma açıktır.
1800’lü yılların sonunda inşa edilmiş olan Kemer Köprü, Altınordu’da, Bülbül Deresi’ni süsleyen tarihi yapılardan biridir. Kesme ve moloz taştan yapılma köprü, tek gözlüdür. Yuvarlak kemeri olan tarihi köprü, onarılmış olup halen kullanılır.
Altınordu’nun Saray Mahallesinde bulunan Hamidiye Camii, 1890’lı yıllarda inşa edilmiştir. Hükümet Camii olarak da bilinen kutsal mekan, taştan yapılmıştır. İç mekanı ahşap süslemelerle donatılmıştır. Kiremit çatılı ve güdük minareli cami, halen aktif olarak kullanılır.
Göreği Manastırı, Fatsa’ya bağlı Evkaf köyünde, ilçe merkezinizden 5 km uzakta konumludur. Pontuslar tarafından inşa edildiği tahmin edilen manastır, kalıntı haline günümüze kadar ulaşabilmiştir. Kutsal mekanın çevresinde, kale ve kilise gibi yapıların varlığına dair izlere rastlanmıştır.
Fatsa, Bolaman’da yer alan Haznedaroğlu Konağı, Bolaman Kalesi’nin üzerine inşa edilmiştir. Karadeniz kıyısını süsleyen,18. yüzyılda iç kale üstüne kondurulan ahşap konak, Fatsa’nın simgelerinden biridir. Dönemin mimari çizgisini yansıtan en güzel örneklerden biridir. Konak, yakın zamanda restore edilmiş ve Fatsa Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Tarihi yapının altında lezzeti ile ünlü Ordu yemeklerini sunan bir restoran bulunur. Hazinedaroğlu Konağı olarak da bilinir.
Bolaman Kalesi, Fatsa’da konumlanır. İç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşur. İnşa kitabesi olmayan yapının, Pontus Rum İmparatorluğu zamanında yapıldığı tahmin edilir. Kıyıda yer alan kale, Karadeniz’in hırçın dalgalarına rağmen çeşitli onarımlarla günümüze kadar gelebilmiştir. Kalede, bazilika olarak tasarlanmış bir şapel kalıntısına rastlanmıştır. Gözetleme amacıyla kurulmuş Bolaman Kalesi’nin iç kale kısmı, Haznedaroğlu Konağı’nı taşır. İç kale duvarlarının üzerine yerleştirilmiş bu konak ve kale, Fatsa ile özdeşleşmiş tarihi mekanlardır.
Fatsa’ya bağlı Yapraklı köyünün yüksek bir tepesinde bulunan Cıngırt Kalesi ve Kaya Mezarları, ilçe merkezine yaklaşık 5 km uzaklıktadır. Antik yerleşim yeri olarak belirlenen kale çevresinde, M.Ö. 300 - 363 yılları arasında yapılmış kaya mezarları ve su kayaklarına uzanan tünel kalıntıları keşfedilmiştir. Kaleden geriye yalnızca duvar yıkıntıları kalmıştır. Cıngıt Kayası adıyla da bilinen yerleşim yeri, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altındadır.
Gölköy ilçesinde konumlu Dereçayır Çivisiz Camii, tek bir çivi dahi kullanılmaksızın tamamen ahşaptan yapılmış tarihi bir ibadethanedir. Selçuklular zamanında Canik Türklerinin inşa ettiği tahmin edilen kutsal mekan, Emirler Mahallesinde yer alır. Ahşap oyma süslemeleriyle hayranlık uyandırır. Pelit ağacından yapılmış cami, özgünlüğü muhafaza edilerek onarılmış olup hala ibadete açıktır.
Mesudiye’ye bağlı Kaleköy Mahallesinde konumlu bu kale, 14. yüzyılda tarihlendirilir. İlçe merkezine yaklaşık 6 km mesafede konumludur. Mezar ve sur kalıntıları ile günümüze kadar gelebilmiştir. Burada kümbet benzeri bir yapı yıkıntısı bulunmuştur. Yüksek bir tepede bulunan Kaleköy Kalesi’nin savunma ve gözetleme amacıyla kurulduğu tahmin edilir.
Mesudiye ve Kabadüz arasında akan Melet Irmağı’nın üzerindeki Başkotanı Köprüsü, hala iki ilçe tarafından da kullanılır. Ahşap asma köprünün 19. yüzyılın son çeyreğinde yapıldığı düşünülür. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tarihi köprü, onarımlarla bütünlüğünü tamamen korumuştur. Çevre sakinleri tarafından Deretam Köprüsü olarak da bilinir.
Perşembe’ye bağlı Efirli köyünde bulunan bu cami, denize yakın bir konumdadır. Küçük bir ibadethanedir. Yanındaki mezarlıkta, tarihi mezar taşları ilgi çeker. Tek şerefeli taş minaresi, kutsal mekandan bağımsızdır. Kiremit bir çatı ile örtülü olan Efirli Camii’nin 150 yıldan fazladır ayakta olduğu tahmin edilir.
Kurtuluş Kalesi, aynı isimli köyde, Perşembe ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunur. Günümüze yalnızca duvar kalıntıları ile ulaşabilmiştir. Kalenin Romalılar Dönemi’nde yapıldığı, Bizans ve Osmanlılar tarafından da ikamet gördüğü tahmin edilir.
Çamburnu Feneri, Perşembe ilçesinde, Karadeniz sahil yolunda bulunur. Kısa boylu tarihi fener, 6 metre uzunluğundadır. Vona Feneri adıyla da bilinir. Denizden 40 metre kadar yüksek konumlanmış, 1880 yılında inşa edilmiştir. Fransızların Osmanlılara olan borçlarına karşılık bu yapıyı inşa ettikleri söylenir. Yakın zamanda yapılan Karadeniz tüneli nedeniyle buraya ulaşmak için eski yolu kullanmak gerekir. Çamburnu Feneri, hala işlevini korur. Bakımı ise fenerin lojmanında yaşayan bir aile tarafından yapılır.
Ulubey’e bağlı Kardeşler köyünün güneyinde keşfedilen kaya mezarı, yalçın bir kaya kütlesi içine oyularak yapılmıştır. Kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber Roma Dönemi’ne ait olabileceği tahmin edilir. Tek gözlü bir girişe sahip olan mezar odasında 8 tane mezar bulunur. Tavanı beşik tonozlu olan kutsal mekan, Kıranyağmur Kaya Mezarı adıyla da bilinir.
Ulubey’in tarihi miraslarından biri olan Çubuklu Kalesi, ilçe merkezine yaklaşık 30 km mesafedeki Çubuklu köyündedir. Sarp bir kayalığın oyulması ile yapılmıştır. Mağara ve sarnıç kalıntıları barındıran gizemli kale, inşa zamanı belirlenemeyen yapılardan biridir. Kalenin savunma amacı ile yapıldığı tahmin edilir. Ulaşım açısından şanslı olan Çubuklu Kalesi, temiz hava almak ve Ulubey’i yukarıdan görmek isteyenleri de buraya davet eder.
Ulubey ilçesinde bulunan Kızılin Köprüsü, ilçe merkezine yaklaşık 9 km mesafede konumlanmıştır. Akoluk Köprüsü olarak da bilinir ve 19. yüzyılda tarihlendirilir. Osmanlı Dönemi köprüsü, yaklaşık 12 metre uzunluğunda, kemerli olarak tasarlanmıştır. Yakın zamanda restore edilen taş köprünün çevresinde han kalıntıları da görülebilir.
Ulubey ilçesinden 16 km uzaklıkta bulunan Şahinkaya köyünde yer alır. Şahinkayası, sarp ve dik bir kayalıktır. Kayalığın üzerinde ve çevresinde binlerce yıl öncesine ait tarihi kalıntılar keşfedilmiştir. Sarnıç, tünel, mağara, kaya mezarı ve kuyular, tarih meraklıları için ilgi çekici detaylar barındırır. Kayalık, profesyonel ekipmanlar eşliğinde tırmanış aktivelerine için uygundur.
Beşoluk Çeşmesi ismiyle de bilinen bu yapı, Ulubey’in Akpınar köyü meydanında bulunur. 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği tahmin edilir. Taştan yapılmış, niş ve yuvarlak kemerlerle süslenmiş, dört yüzlü olarak tasarlanmıştır. Çeşmenin genişliği 160 cm, uzunluğu ise 142 cm’dir. Akpınar Çeşmesi’nin üzeri taş bir çatıyla kapatılmıştır. Yakın zamanda özgünlüğü muhafaza edilerek onarılmış olup işlevini hala korur.
Ulubey’e bağlı Kıranyağmur köyünde konumlu 1866 tarihli cami, ilçe merkezine yaklaşık 5 km mesafededir. Kubbesiz olarak tasarlanmış kare planlı cami, taştan yapılmıştır. İçi rengarenk çinilerle kaplıdır. Tek şerefeli minaresi olan kutsal yapı, hala ibadete açıktır. Caminin karşısındaki tarihi çeşme, aynı yıllarda yapılmıştır.
Kadılar Yokuşu, Ünye’nin Kaledere Mahallesinde yer alan tarihi bir sokaktır. Karadeniz kıyısına doğru dik olarak uzanan sokak, Osmanlı Dönemi’nde burada gelişen kadılık müessesi nedeniyle bu adı almıştır. Yolu taşla kaplıdır, kadıların konakladığı tarihi evleriyle ve kadı heykeliyle ilgi çeker. Denize doğru inerken eşsiz bir manzaraya hakimdir.
Ünye’nin meşhur Bakırcılar Çarşısı, Kaledere Mahallesindeki Kazancılar sokakta bulunur. Geç Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi dükkanların sıralandığı çarşıda, hala zanaatkarlık yapılır. Bakırcılar Arastası olarak da bilinir. Burada bakırdan yapılış mutfak ve süs eşyaları satılır. Tarihi dokusunu koruyan bu çarşı, Ünye’ye özgü hediyelik eşyalarıyla ilgi toplar.
Ünye’nin batısında bir yarım ada üzerinde bulunan Aya Nikola Kilisesi, temel kalıntıları ile günümüze kadar gelebilmiş tarihi yapılardan biridir. 18 ya da 19. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen bu kilise ve adını verdiği Aya Nikola Adası, geniş açılı, hoş bir manzaraya sahiptir. Ada ve kilise çevresinin yakın zamanda düzenlenmesi planlanıyor.
Tozkoparan Mağarası, ilçe merkezine yaklaşık 5 km uzaklıkta konumlu Gürpınar köyünde keşfedilmiştir. Tarihi kalıntıları ile öne çıkan mağarada, M.Ö. 5000 - 7000 yılları arasında tarihlendirilen kaya mezarları bulunur. Mağaranın insan eliyle yapılmış tek bir girişi bulunur. Tozkoparan Kaya Mezarı olarak da bilinen mekanda, hayvan figürleriyle süslenmiş iki mezar odası vardır.
Tarihi Ünye Evleri, ilçe merkezinde ve Kadı Yokuşu’nda bulunur. Geleneksel Osmanlı - Türk mimarisindeki bu evler, genellikle iki katlı olup kerpiç ve ahşaptan yapılmıştır. Taş temel üzerine yerleştirilmiş evler, kırma çatı ile örtülmüştür. Bir kısmı restore edilerek konaklama yeri ya da restoran olarak hizmete açılmıştır.
Ünye’nin merkezindeki Kaledere Mahallesinde bulunan bir Osmanlı Dönemi kervansarayıdır. 1870’li yıllardan kalma tarihi yapının develi kervanların girişine müsaade eden uzun kemerleri dikkat çekicidir. İpek Yolu üzerindeki önemli duraklardan biri olan Kefeli Han, taş duvarlarının ardında birçok kervanı ağırlamıştır. Günümüzde bakımsız olan kervansarayın yakın zamanda yenilenmesi bekleniyor.
Saray Hamamı, Ünye Kaledere Mahallesi’nde konumlu bir Osmanlı Dönemi hamamıdır. Ilıklık, sıcaklık ve soğukluk olmak üzere 3 kısımdan oluşur. 1800’lü yıllardan kalma bu yapı, taştan inşa edilmiştir. Delikli kubbeleri ile ferah bir mekandır. 1960’a dek aktif olarak kullanılmıştır. 2017 yılında hamam olarak hizmet vermek üzere restore edilmiştir.
Tarihi Ünye konaklarından biri olan Paşabahçe Konağı’nın 1898 yılında inşa edildiği düşünülür. Saray Caddesi üzerinde bulunur. Taştan yapılmış, ahşap pencerelerle süslenmiştir. Bodrum ve çatı katları dahil dört katlıdır. Özgünlüğü korunarak yapılan onarım sonrasında hem kafe & restoran hem de butik otel olarak hizmet verir.
Ünye’nin merkezinde, Kaledere Mahallesinde bulunan Eski Hamam, kare planlı ve kubbeli olarak inşa edilmiştir. İnşa kitabesi bulunmayan yapının mimari özelliklerine bakılarak 16. yüzyıla ait olduğu ve hatta bir kiliseden dönüştürüldüğü tahmin edilir. Çarşı Hamamı ya da Tarihi Ünye Hamamı olarak da anılır. Hala işlevini koruyan bu yapı, farklı zaman aralıklarında kadın ve erkeklere hizmet verir.
Kaleköy Kalesi Kaya Mezarları, Ünye Kalesi’nin güneydoğusunda keşfedilmiştir. Kale köyünde konumlu mezarlar, Ünye Kalesi’nin uzantısı olarak görülür. Tarihi kalıntılar, Helenistik Dönem’i işaret eden detaylar barındırır. Tapınak şeklinde oluşturulmuş kaya mezarlar, hayvan figürleri ile bezenmiş, üçgen alınlıklarla süslenmiştir. İçte fresklere sahip olan kaya mezarlar, kalenin yamacında, yüksek bir noktada yer alır, bu nedenle iç kısma ulaşım zordur.
Osmanlı Dönemi eserlerinden biri olan Sebile Hanım Konağı, Ünye’nin merkezinde yer alır. Arapzade İsmail Efendi tarafından inşa ettirilmiş olan konak, 1800’lü yılların sonunda tarihlendirilir. Üç katlı tarihi yapı, taş temel üzerine yerleştirişmiş, ahşap pencere ve taş işlemelerle hareketlendirilmiştir. 14 odalı olan Sebile Hanım Konağı, onarımdan geçirildikten sonra butik otel olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Cumhuriyet Meydanı’nı süsleyen Saray Surları, 19. yüzyılın başında, Süleyman Paşa Sarayı ile beraber inşa edilmiştir. Tarihi Çınar ağacının önünden geçen surların yüksekliği 10 metreyi bulur. Süleyman Paşa Sarayı, bugüne ulaşamamış olsa da surlar bir kısmıyla günümüze kadar gelebilmiştir. Meydanda yarattığı otantik hava, anıt çınar ağaçları ile beraber muazzam bir bütünlük oluşturur.
Soyut değerlerin çeşitli canlandırmalarla sergilendiği Ünye Belediyesi Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nde, etnografik eserler de görülebilir. Hamidiye Mahallesi’nde yer alan müze, 16. yüzyıldan kalma bir konakta ziyaretçilerini ağırlar. Geleneksel Osmanlı konağı, taş, kerpiç ve ahşaptan yapılmış olup 3 katlıdır. Eskiyi merak eden ve geçmişe özlem duyanların mutlaka görmek isteyeceği bir mekandır.
Ünye’nin Kaledere Mahallesinde bulunan Orta Camii, 1899 senesinde inşa edilmiştir. Osmanlı Dönemi camisi, taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri kemerli olarak tasarlanmıştır. Ana ibadet yeri, mütevazı bir kubbe ile örtülüdür. Caminin tek şerefeli bir minaresi bulunur. Orta Çarşı’nın ibadethanesi, yakın tarihte onarılmıştır ve işlevini korur.
Gürgentepe’ye bağlı Dikenlice mevkiinde keşfedilmiş olan kaya mezarı, tek odalıdır. 15 mezardan oluşan Dikenlice Kaya Mezarı’nın ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmez. Büyük bir kaya bloğuna oyulmuş mezarların bazıları üçgen alınlıkla süslenmiş, nişli bir girişe sahiptir. Kutsal mekan, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altına alınmıştır.
Çamaş, Hisarbey köyünde keşfedilmiş olan kaya mezarının hangi yıllarda kimler tarafından yapıldığı bilinmez. Dikdörtgen planlı tarihi mezar, içe doğru oyulmuş, üçgen alınlıklı bir girişe sahiptir. İç kısımda kayaya yapılmış bir lahit teknesi bulunur.
Çamaş’a bağlı Sucuali köyünde bulunan kaya mezarı, kare planlı bir mezar odasından oluşur. Mezarın içi suyla doludur. Bu nedenle içinde kaç mezar olduğu ve bunların ne zaman, kim tarafından yapıldığı bilinmez. Sucuali Kaya Mezarı’nın kapısı, kaya bloğunun yaklaşık 70 cm içine yerleştiriliştir.
Çamaş’ın Edirli Mahallesinde konumlu Cevat Bey Konağı, 1909 senesinde, Osman Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. 18 odalı konak, kestane ağacı ve taştan yapılmıştır. Genişçe bir bahçe içinde bulunan yapının bahçesinde fırın ve müştemilat bulunur. Geç Osmanlı Dönemi’nden kalma sivil mimari örneği, süslemeleri ile göz doldurur.
Çayır Camii, Çaybaşı’na 4 km mesafede yer alır. Kitabesi olmayan caminin avlusunda bir çeşme vardır. Çeşme 1864 ve 1871 tarihli bir kitabeye sahiptir. Kutsal mekanın da aynı yıllarda inşa edildiği tahmin edilir. Tamamen ahşap olan caminin minaresi yoktur. Uzun yıllar boyunca zamana karşı direnen Çayır Camii, hala ibadete açıktır.
İkizce - Devecik yolu üzerinde bulunan tarihi bir un değirmenidir. Cin Değirmeni’nin çevresi, yemyeşil bir mesireliktir. Diyek Irmağı’nda bulunan değirmen, birçok efsaneye konu olmuştur. Bölge sakinlerinin sıkça ziyaret ettiği bu alan, ilçe merkezine 17 km mesafededir. 1970’li yıllarda sel nedeniyle tahrip olduğu için un değirmeni yenilenmiştir.
Kabadüz’e bağlı Harami köyünde bulunan Oluklu Çeşme, Osmanlı Dönemi’nde yapılmış ve günümüze kadar gelebilmiştir. 1800’lü yıllarda Felekzade Süleyman Seyyar Ağa tarafından yaptırıldığı söylenen olan bu çeşme, işlevini hala korur.
Altınordu’nun simgelerinden Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi, Boztepe yolu üzerinde, Selimiye Mahallesi’ndedir. Ordu ve çevresine dair etnografik ve arkeolojik eserlerin sergilendiği müze, hizmet verdiği tarihi konakta doyurucu bir gezi imkanı sunar. Tunç Dönemi’ne ait hayvan figürleri, geleneksel eşya ve objeler müzede oldukça ilgi görür.
1896 tarihli konak, Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmış, uzun yıllar mesken olarak kullanılmıştır. Üç katlı taş yapı, sanat eseri niteliğindeki süslemeleriyle hayranlık uyandırır. Çatı kenarı, duvar ve merdivenlerinde kullanılan taş işçiliği, tavanlarındaki ahşap bezemeler, 19. yüzyılın en güzel örneklerini teşkil eder. Ordu Müzesi olarak da bilinen tarihi mirasın bahçesinde bir havuz bulunur.
Yüksek sütunları ile ünlü Osman Paşa Şadırvanı, Altınordu’da yer alır. Ordulu bir devlet adamı olan Osman Paşa, Trabzon’da valilik yapmış, 1842’de ise ülkemizde bulunan en uzun sütunlu şadırvanı yaptırmıştır. Bombeli bir kubbesi olan yapının sütun araları kemerlidir. Şadırvan, 1937 senesinde yıkılmış, 1997’de özgün mimarisine sadık kalınarak Ordulu bir işadamı tarafından yeniden yaptırılmıştır.
Altınordu’ya bağlı Delikkaya köyünde keşfedilmiş olan kaya mezarı, Antik Çağ’dan günümüze kadar gelebilmiştir. Mezar çevresinde yapılan kazılar, M.Ö. 1. yüzyıl itibariyle buranın yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteren kalıntılar barındırsa da kaya mezarının kaçıncı yüzyılda, kimler tarafından yapıldığı bilinmez. Tek odalı 3 kaya mezarından oluşan kutsal mekan, üçgen alınlık ile süslenmiş bir girişe sahiptir. 40 metre yükseklikte konumlu Delikkaya Kaya Mezarı, kaya bloğunun tam ortasındadır.
Altınordu’da bulunan Eskipazar Büyük Hamam, 16. yüzyılda tarihlendirilir. Hacıemiroğulları Beyliği Dönemi’nden kalma mimari yapı, ılıklık, soğukluk ve sıcaklık olmak üzere üç kısımdan oluşur. Moloz taştan yapılmış, kubbeli olarak tasarlanmıştır. Kent merkezine yaklaşık 5 km mesafede bulunur. Aynı adlı caminin güneyindeki bu yapı, 2012’de restore edilmiştir. Küçük Hamam ile beraber Ordu Botanik Bahçesi içindedir. Büyük Hamam, işlevini yitirmiş olsa da gezilecek tarihi mekanlardan biri olarak ziyaretçilerini karşılar.
Altınordu Eskipazar Camii’nin yanı başında konumlu Küçük Hamam, 18. yüzyıla aittir. Hacıemiroğulları Beyliği Dönemi’nden kalmıştır. Civil Nehri’nin kıyısındaki tarihi hamam, tek kısımdan oluşur. Kare yapının üzeri taş bir kubbe ile kapatılmıştır. Tarihi mekan, 2015 senesinde restore edilmiştir. Büyük Hamam ile birlikle Ordu Botanik Bahçesi’nin ilgi çeken köşelerinden biri olmuştur.
Diğer adı Bayrambey Camii’dir. Hacıemiroğulları Beyliği Dönemi’ne ait kutsal mekan, Altınordu Eskipazar’da yer alır. 1380’li yıllarda inşa edilmiştir. Zamanın yıpratıcı etkilerine karşı karşıya kalmış, bugüne dek pek çok kez onarılmıştır. Giriş kapısı ve portali özgün kalan tarihi ibadethane, dikdörtgen planlıdır ve tek şerefeli bir minare ile taçlandırılmıştır. Günümüzde Ordu Botanik Bahçesi içinde yer alan tarihi ibadethane, işlevini korur.
Altınordu’ya bağlı Kirazlimanı Mahallesinde konumlu bu çeşme, kesme taştan yapılmıştır ve tek yüzlüdür. 1911 tarihli kitabeye sahip olan Kirazlimanı Çeşmesi, onarımdan geçmiş olup hala kullanılır. Keçiköy ya da Çürüksulu Ali Paşa Çeşmesi isimleriyle de anılır.
Bozukkale, diğer ismi ile Cotyora, 11. yüzyıldan kalma Bizans gözetleme kulesi ve kale kalıntıları barındıran, deniz kıyısında bulunan arkeolojik sit alanıdır. Güzelyalı Mahallesi sınırları içindeki bu alan, şehir merkezine 2 km uzaklıktadır. Ordu’nun burada kurulduğu söylenir. Çevresinde çay bahçesi bulunan Bozukkale’de kuş gözlemciliği de yapılabilir.
Atik İbrahim Paşa Camii, Altınordu’nun Selimiye Mahallesinde konumludur. İlk kez 1770 senesinde Atik İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1802’de yeniden inşa edilmiş kutsal mekanın iki şerefeli bir minaresi vardır. Mihrabı barok stilinin güzel bir örneğidir. Caminin ve minaresi taştan yapılmış olup günümüzde hala işlevini korur.
Altınordu’ya bağlı Düz Mahallesinde konumlu Aziziye Camii, Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz tarafından 1889 senesinde yaptırılmıştır. Uzun boylu ve eğimli minberi ile dikkat çeken kutsal mekan, üç katlıdır. Yalı Camii olarak da bilinir. Tek şerefeli bir minaresi vardır. Moloz ve kesme taştan örülmüş duvarları özgünlüğünü korur. Cami, çeşitli onarımlardan geçmiş olup günümüzde ibadete açıktır.
Düz Mahalle Kilisesi, Altınordu, Düz Mahallesinde konumludur. 19. yüzyılın son yarısında inşa edilmiş, üç nefli bazilika olarak tasarlanmıştır. Rumlar tarafından taştan yapılmış olan kutsal mekan, 20. yüzyılda onarılmıştır. Bir dönem itfaiye binası olarak kullanılan Düz Mahallesi Kilisesi, tiyatro gibi kültürel aktivitelere hizmet vermek üzere restore edilmiştir.
Yalı Hamamı, Altınordu Düz Mahallesindedir. Bir kısmı kesme taş, bir kısmı moloz taştan yapılmış hamamın, inşa zamanı bilinmemekle beraber 19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilir. Hamamın önünde yapıya bitişik iki katlı bir bölüm vardır. Bu bölümün ikinci katı ahşaptır. Tarihi Yalı Hamamı, çeşitli onarımlarla birlikte hala işlevini sürdürür.
Altınordu’ya bağlı Zafer Milli Mahallesinde bulunan tarihi çeşme, taştan yapılmıştır. Kitabesi olmadığı için inşa zamanı bilinmez. Kemerli olarak tasarlanmış çeşmenin tek yüzünde bir tane musluk vardır ve hala kullanılır. Çeşmenin altında küçük bir yalak bulunur.
Altınordu, Selimiye Mahallesinde bulunan Kahraman Sağra Konağı, Geç Osmanlı Dönemi’ne ait mimari yapılardan biridir. Üç katlı tarihi konak, taştan yapılmış, ahşap pencerelerle aydınlatılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından arkeoloji müzesi olarak hizmet verebilmesi için 2016 senesinde restore edilmiştir.
1973’e kadar kentin valilerine hizmet vermiş olan Eski Vali Konağı, Osmanlı Dönemi konaklarından biri olarak 19. yüzyılda inşa edilmiştir. 2 katlı tarihi yapı, Altınordu’nun Taşbaşı Mahallesinde yer alır. Taştan yapılmış konak, özenli bir işçilikle süslenmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılmak üzere Eski Vali Konağı’nı 2018’de restore etmiştir.
Altınordu, Taşbaşı Mahallesine bağlı Sıtkı Can Caddesi, tarihi dokusunu büyük oranda muhafaza eden, kimliğini kaybetmemiş dokusu ile dikkat çeken sembol yerlerden biridir. Menekşe sokak ile beraber Geç Osmanlı Dönemi’ne ait ev ve konaklar, 19. yüzyıldan kalma yapılarla süslü olan caddenin büyük bir kısmı taşla kaplıdır. Eski Vali Konağı ve tarihi bir kilisenin dönüştürülmesi ile kurulmuş Taşbaşı Kültür Merkezi, burada bulunur Karadeniz kıyısının yanı başındaki bu cadde, Ordu’ya gelenlerin görmek isteyeceği yerlerdendir.
Diğer adı Çiseli Şelalesi’dir. Aybastı’nın Karaoluk köyünde yer aldığı için bu adla anılan şelale, buz gibi suyuyla yaz - kış akar. Yeşilliğin içinde kendine bir yol bulan şelale, taşların üzerinden dökülerek bir gölet oluşturur. Şelalenin güzelliğini seyretmek kişileri burada yaz boyunca görebilmek mümkün…
Perşembe ilçesinin en dikkat çekici yerlerinden biri olan Yason Burnu Yarımadası, muazzam bir manzaraya hakimdir. 1869 tarihli bir kilisenin yer aldığı yarımada, arkeolojik ve doğal sit alanıdır. Efsanelere konu olan Yason Burnu Yarımadası, güneşin doğuşu ve batışının rahatlıkla gözlemlenebildiği özel yerlerdendir.
Altınordu’daki Taşbaşı Kültür Merkezi, 2010 yılında kurulmuştur. 1853 yılında inşa edilmiş üç nefli bir Ortodoks kilisesinde hizmet verir. 1977 yılına dek, yaklaşık 40 sene kadar, cezaevi olarak kullanılmış olan Taşbaşı Kilisesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Sanat ve kültür etkinliklerine ev sahipliği yapan Taşbaşı Kültür Merkezi, muazzam bir deniz manzarasına karşı konumlanmıştır.
Büyüleyici güzelliklerle bezeli Çambaşı, Ordu’nun ünlü yaylalarından biridir. Kabadüz ilçesinde konumlu doğa harikası, yaklaşık 1850 metre yüksekliğe sahiptir. Yazı ayrı, kışı ayrı güzeldir. Bahar aylarında yeşeren yamaçlarında rengarenk çiçekler açar. Bol oksijenli havası, tabiat tutkunlarını buraya davet eder. Yayla evi, konaklama tesisi, kayak merkezi, alabalık çiftliği, restoranı ve kampa uygun alanları ile Çambaşı Yaylası, doğa ile kucaklaşmak isteyenlerin buluşma yeridir.
Çambaşı Kayak Merkezi, babylift ve telesiyeji ile kış sporları için Karadeniz’in ilk tercihidir. Yaylada düzenlenen Kar Festivali, her yıl eğlenceli etkinliklerle şenlenir.
Hoynat Adası, Perşembe ilçesinde Çaka Tüneli’nin yanında yer alır. Geçmişte, gemilerin depo olarak kullandığı bu ada, şimdilerde bir kuş cennetidir. Martı, karabatak gibi kuşlara yuva olan Hoynat, oldukça küçüktür. Kıyıdan bakıldığında deniz üzerinde yüzen sivri bir kayayı andırır. Doğal hayatın devamlılığı için koruma altına alınmıştır. Ada üzerindeki sur kalıntıları dikkat çekicidir.
Yason Burnu Yarımadası üzerinde konumlanmış olan tarihi Yason Kilisesi, 1866 senesinde Rumlar tarafından yapılmıştır. Taş kilise, yemyeşil örtü ile kaplı yarımadanın güzel görüntüsü ile hoş bir bütünlük sağlar. Küçük bir kubbeye sahip kutsal mekan, 2004 yılında özgünlüğü muhafaza edilerek onarılmış ve ziyarete açılmıştır.
Aybastı’da Uzundere köyünde bulunan doğa harikası, kayalardan süzülerek yaklaşık 100 metre yükseklikten yeryüzüne dökülür. Kayaların yarattığı dört basamağı aşarak gelen bu güzellik, Türkiye’nin en yüksek şelalelerinden biridir. Uzundere Şelalesi, seyrine doyum olmaz büyüleyici manzarası ile tabiat tutkunlarının buluşma yeri ve trekking parkurlarının en gözde dinlenme noktasıdır.
Fatsa sınırları içinde yer alan Gaga Gölü, heyelan sonucu oluşmuş, etrafı yemyeşil ağaçlarla kaplı bir mesireliktir. Bir adacığa sahip olan bu göl, oldukça derindir. Efsaneye göre gölün dibi, define ile doludur. Gaga Gölü, doğa fotoğrafçılığı, trekking ve kamp için idealdir. Karadeniz’in huzur dolu köşelerini keşfe çıkanlar, burayı mutlaka görmeli…
Şuayip Tepesi, Ulubey ilçesinin seyir terası ve en yüksek noktasıdır. Yemyeşil ağaçlarla kaplı tepenin etekleri, yabani hayvanların yaşam alanıdır. Faunası, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından koruma altındadır. Güzelyurt köyü sınırları içinde bulunan tepeyi uzaktan seyretmek, tepeden kenti seyretmek kadar huzur vericidir. Her ağustos ayında, burada güreş festivali düzenlenir.
Perşembe Yaylası, yemyeşil bir örtünün üzerinde dolaşan akarsuyun yarattığı menderesleriyle ünlüdür. Aybastı’nın simgesi, yaklaşık 1500 metrelik rakıma sahiptir ve ilçe merkezine 17 km uzaklıkta yer alır. Yayla, tablo gibi güzelliği, su kaynakları, lokantaları ile ziyaretçilerini yeniden buraya davet eder. Yaylaya özellikle yaz mevsiminde gidilmelidir. Her daim serin havası, ilçe sakinlerinin yaz boyunca burada kalmasının en önemli nedenlerindendir. Kapalı havalarda, yoğun bir sisin sakladığı muazzam manzara, en geniş açı ile Karga Tepesi’nden seyredilir.
Perşembe Yaylası’nda, doğa fotoğrafçılığı, trekking, yamaç paraşütü ve kamp yapılabilir. Yüzlerce yıldır Temmuz aylarında düzenlenen Perşembe Yaylası Şenlikleri, görülmeye değer aktivite ve eğlencelere sahne olur. Emir Kümbet Türbesi, yayladaki ziyaret noktalarından biridir.
Hüsrev Yürür Konağı ya da Yürürler Konağı, 1915 yılında Rus bir mimar tarafından yazlık olarak tasarlanmış, Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. İki katlı olan tarihi konak, özenli süslemelere sahiptir. Tavan bezemeleri, iç ve dış mekandaki taş işlemeleri, göz kamaştırır. Bahçesindeki sütun başlarında bile taş işleme sanatının etkileyici örnekleri görülebilir.
Altınordu’ya yaklaşık 6 km uzaklıkta yükselen Boztepe, kentin sembol yeridir. Ortalama 450 metre yüksekliğe sahip olan Boztepe, büyüleyici bir güzelliğin içinden muazzam bir deniz ve kent manzarası seyretme şansı sunar. Burada zengin bir ormanlık, piknik alanı, restoran, kafe ve seyir köşeleri bulunur. Karayolu ile kolay bir ulaşımı vardır; ancak Boztepe’ye gelmenin en güzel yolu, teleferiktir.
Ordu Teleferik, Altınordu - Boztepe arasında hizmet verir. Boztepe’den Karadeniz’e inerken kusursuz bir manzara sunan teleferik, Atatürk Bulvarı ve Boztepe’de olmak üzere iki durağa sahiptir. 2350 metre uzunluğundaki hat, 8 dakikalık bir yolculuk sunar. Boztepe’yi ziyaret ederken ilk tercih olan teleferik hattında toplam 28 kabin bulunur.
Argın Yaylası, Akkuş ilçesinin büyüleyici güzelliklerinden biridir. İlçe merkezinden yaklaşık 3 km uzaklıkta konumlanmış olan doğa harikası, gürgen ağaçlarıyla çevrili, el değmemiş bir tabiata sahiptir. Bahar gelince yeşilin her tonunu barındıran Argın Yaylası, kış turizminde kayak sporuna elverişlidir.
Danişment Gazi’nin komutanlarından biri olan Emir Yakup adına yaptırılmış kümbet, Korgan’ın Tepealan köyündedir. Taşla çevrelenmiş kümbetin üzerinde küçük bir kubbe vardır. İnşa tarihi bilinmeyen kümbetin yakınında şehitlik de bulunur.
Kumru’nun yemyeşil yaylalarından biri olan Düzoba Yaylası, zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Bol oksijenli havasıyla ilgi gören yaylada, şenlikler, güreş müsabakaları düzenlenir. İlkbahar ve sonbahar arasında burada her hafta yayla pazarı kurulur.
Kullanılmayan eski bir kilisenin restore edilmesiyle kurulmuş olan kültür merkezi, Mesudiye’nin ilgi çekici yerlerinden biridir. Kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan tarihi mekan, kesme taştan yapılmış olup üç neflidir.
Muzadere Kilisesi, Mesudiye ilçesindeki Muzadere Yaylası’nda konumlanmıştır. 19. yüzyılda inşa edildiği düşünülen tarihi kilise, tek neflidir. Taş duvarları tahrip edilmiş olsa da ilgi çeken tarihi bir mekandır.
Ordu’nun meşhur yaylalarından biri olan Keyfalan Yaylası, Mesudiye ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıktadır. Çam ağaçlarıyla bezeli yayla, temiz havasıyla kent sakinlerinin ve doğaseverlerin uğrak yerlerindendir. Keyfalan Yaylası, klasik yayla evleri, piknik ve dinlenme alanlarına sahiptir
Çifte Hamam, Ünye ilçesinin Kaledere Mahallesinde yer alan 1800’lü yıllardan kalma bir yapıdır. Soğukluk ve sıcaklık bölümlerinden oluşan hamam, iki kubbeli olarak tasarlanmıştır. Kadın ve erkekler için giriş yerleri farklıdır. Çifte Hamam, günümüzde kullanılmadığı için bakımsız kalsa da ilgi çekici bir tarihi mekandır.
Ünye’nin Karşıyaka Mahallesinde bulunan türbede, Yunus Emre’nin yattığı rivayet edilir. Sekiz köşeli bedeni ve küçük bir kubbesi olan türbenin yanında, aynı adlı cami bulunur. Ünye’nin birçok yerinde Yunus Emre’nin dörtlüklerinin yer aldığı panolar dikkat çeker.
Ünye’nin Kaledere Mahallesi’ndeki Saray Camii, Osmanlı Dönemi’nden kalmıştır. Dikdörtgen yapılı kutsal mekan, kubbe yerine kiremitten bir çatı ile kapatılmış, duvarları Ünye taşı ile kaplanmıştır. Tek şerefeli minareye sahip olan Saray Camii, halen kullanımdadır.
Yüzyıllar önce inşa edilmiş Ünye Kalesi, gizemli görüntüsüyle ilçede dikkat çeken tarihi yapılardan biridir. Günümüze kadar büyük bir kısmı ile ayakta kalmayı başarmış olan kalenin Pontus kralı Mithridates tarafından yaptırıldığı tahmin edilir. Sarp ve büyük bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Kalenin oturduğu kayalığın yamacında odacıklardan oluşan kaya mezarlar vardır. Ünye Kalesi’ni gizemli kılan iki adet dehlizin ise kaya mezarlara açıldığı düşünülür.
Ünye’deki tarihi evlerden birinin yenilenmesi ile hizmet vermeye başlayan Ünye Müze Evi, Ordu ve Ünye’nin geleneksel mimarisini yansıtır. Ahşap işlemelerle süslenmiş müze evde, geçmişte kullanılmış ev gereçleri, işlemeler, günlük eşyalar sergilenir.
Ünye ilçesindeki Yalı Kilisesi, 19. yüzyılda, Rumlar tarafından yapılmıştır. Meryem Ana Kilisesi olarak da bilinen kutsal mekan, taştan inşa edilmiştir. Yakın tarihte yenilenen Yalı Kilisesi, günümüzde kültür ve sanat merkezi olarak hizmet verir.
Kestane Köyü’nde yer alan tarihi cami, 1800’lü yılların sonunda inşa edilmiştir. Kemerlerle süslenmiş, kesme taştan yapılan cami, iki katlıdır. Tek şerefeli minaresi, 1978 yılında eklenmiştir. Kestane Köyü Camii, günümüze kadar birkaç defa onarılmış olup halen aktif olarak kullanılır.
Kestane Köyü Kemer Köprüleri, 1900’lü yılların başında inşa edilmiştir. Yontma taştan yapılan Değirmen Yanı Köprüsü, sivri kemerli Dayınnı Köprüsü, düz kemerli Sinekli Köprü ve Karanlık Dere Köprüsü özenli işçiliğiyle Gülyalı ilçesinde eşsiz bir görüntü yaratır.
Çamaş ilçesinin seyir terası olan Gelin Kayası Mesire Yeri, Taşoluk köyündedir. Kayalıklardan aşağı süzülen şelalenin yarattığı görüntü geline benzetildiği için bu adla anılan Gelin Kayası, piknik ve dinlenme için ideal bir yerdir. Mesirelik, doğaseverlerin ve fotoğrafçıların Ordu’da görmek isteyeceği yerlerin başında gelir.
Göller Köyü Kalesi, Çatalpınar Mahallesinde yer alır. Akkaya Kalesi olarak da bilinir. Yalnızca sur kalıntılarıyla günümüze ulaşan kalenin çevresinde sarnıç kalıntıları keşfedilmiştir. Çatalpınar ilçesine hakim bir konumda, eşsiz bir manzaraya karşı durmuş olan Göller Kalesi’ne taştan yapılmış yüzlerce yıllık merdivenleri kullanarak ulaşmak gerekir.
Tekke Camii, diğer adı ile Kargılı Camii, Çaybaşı ilçesinde yer alır. 19. yüzyılda inşa edildiği tahmin ibadethane, ahşaptan yapılmıştır. Minaresi olmayan kutsal mekan, kare planlıdır. İç kısmı ahşap işçiliğinin özenli örneklerini barındıran Tekke Camii, bakımsız durumdadır.
Çaybaşı’nda konumlanmış ahşap ibadethanelerden biri olan Yeni Cuma Camii, bulunduğu mahalleye adını vermiştir. Tarihi eser niteliğindeki kutsal mekanın içi ahşap süsleme örnekleriyle bezelidir. Yüzlerce yıllık Yeni Cuma Camii, çivi kullanmadan inşa edilmiştir.
İkizce’nin tarihi değerlerinden biri olan Laleli Camii, ahşap işleme sanatının nadide örneklerinden biridir. Laleli Çivisiz Camii olarak da bilinen kutsal mekanın 16. yüzyılın 2. yarısında yapıldığı tahmin edilir. Pelit ağacından yapılan caminin, minaresi yoktur. Yakın zamanda onarılmıştır ve hala kullanıma açıktır.
14. yüzyılda yaşamış Şid Abdal, diğer adıyla Şidlü Dede, Ordu ve çevresinin Türkleşme sürecine katkıda bulunmuş bir şeyhtir. Türbesi, Kabataş’ın Kuzköy mevkiindedir. Şid Abdal Türbesi, sekizgen kasnak üzerinde konik bir çatıyla örtülüdür.
Altınordu’nun Saray Mahallesinde bulunan Hamidiye Camii, 1890’lı yıllarda inşa edilmiştir. Hükümet Camii olarak da bilinen kutsal mekan, taştan yapılmıştır. İç mekanı ahşap süslemelerle donatılmıştır. Kiremit çatılı ve güdük minareli cami, halen aktif olarak kullanılır.
Derviş Mehmet Türbesi, Akkuş’a bağlı Tuzak köyündedir. Türbede, Derviş Mehmet adında bir bilginin yattığı söylenir. Çam ve meşe ağacından yapılmış kutsal mekan, iki bölümden oluşur. İki bölümde de iki farklı mezar bulunur. Diğer mezarın kime ait olduğu bilinmez. Bulunduğu yer nedeniyle Tuzak Köyü Türbesi adıyla da anılır.
Karga Tepesi, Aybastı’nın en büyük doğal zenginliği olan Perşembe Yaylası’nın en yüksek tepesidir. Yaylaya gelenlerin mutlaka uğradığı, mendereslerin gezdiği özel bir alandır. Perşembe Yaylası Gölü’nü gören tepe, saatlerce seyredilebilecek huzur dolu bir manzaraya hakimdir. Yaylanın seyir terası, trekking için iyi bir parkurdur.
Emir Kümbet Türbesi, Aybastı’nın dillere destan güzelliği olan Perşembe Yaylası’nda yer alır. Danişmentlilere mensup başarılı bir komutan olan Emir Kümbet, 6 bin askerle beraber hayatını kaybetmiş, adına bu alanda bir türbe ve askerler için de temsili şehitlik yapılmıştır. 1105 senesinde vefat eden Emir Kümbet, kent sakinleri tarafından Perşembe Yaylası şenlikleri sırasında düzenlenen törenle yâd edilir.
Göreği Manastırı, Fatsa’ya bağlı Evkaf köyünde, ilçe merkezinizden 5 km uzakta konumludur. Pontuslar tarafından inşa edildiği tahmin edilen manastır, kalıntı haline günümüze kadar ulaşabilmiştir. Kutsal mekanın çevresinde, kale ve kilise gibi yapıların varlığına dair izlere rastlanmıştır.
Fatsa, Bolaman’da yer alan Haznedaroğlu Konağı, Bolaman Kalesi’nin üzerine inşa edilmiştir. Karadeniz kıyısını süsleyen,18. yüzyılda iç kale üstüne kondurulan ahşap konak, Fatsa’nın simgelerinden biridir. Dönemin mimari çizgisini yansıtan en güzel örneklerden biridir. Konak, yakın zamanda restore edilmiş ve Fatsa Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Tarihi yapının altında lezzeti ile ünlü Ordu yemeklerini sunan bir restoran bulunur. Hazinedaroğlu Konağı olarak da bilinir.
Bolaman Kalesi, Fatsa’da konumlanır. İç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşur. İnşa kitabesi olmayan yapının, Pontus Rum İmparatorluğu zamanında yapıldığı tahmin edilir. Kıyıda yer alan kale, Karadeniz’in hırçın dalgalarına rağmen çeşitli onarımlarla günümüze kadar gelebilmiştir. Kalede, bazilika olarak tasarlanmış bir şapel kalıntısına rastlanmıştır. Gözetleme amacıyla kurulmuş Bolaman Kalesi’nin iç kale kısmı, Haznedaroğlu Konağı’nı taşır. İç kale duvarlarının üzerine yerleştirilmiş bu konak ve kale, Fatsa ile özdeşleşmiş tarihi mekanlardır.
Karadeniz’in sahil kesiminde konumlu Yalıköy, Fatsa ilçesine bağlıdır. Köftesi ve ekmeği ile ünlü olan Yalıköy, yüksek bir noktada konumlandığı için bol oksijenli bir havaya, güzel bir manzaraya sahiptir. Geçmişte Rumların yaşadığı yerleşim yerinde, fındık, bal ve taze balık boldur. Yalıköy, havalar ısınır ısınmaz doğa tutkunlarını buraya davet eder.
Fatsa’nın kıyısında bulunan sahil yerleşimlerinden biridir Bolaman. Keskin virajları, temiz havası, mavi bayraklı plajı, yemyeşil doğasıyla tanınır. Pidesi ve taze balıkları bir hayli meşhurdur. Pontus Rum İmparatorluğu’ndan kalma kale ve kalenin iç kısmı üzerine kondurulmuş Osmanlı Dönemi mimari örneklerinden biri Haznedaroğlu Konağı Bolaman’a gelmişken mutlaka görülmeli.
Fatsa’ya bağlı Kabakdağı köyü, ilçe merkezine yaklaşık 9 km uzaklıktadır. Ordu’nun organik tarım merkezi olan bu köy, 100’ü aşan yöresel yemek çeşidi, doğal ürünleri ile ekoturizm noktasıdır. Trekking ve bisiklet parkurları, geleneksel köy evlerinde konaklama seçeneği ile tabiat tutkunlarının ve köy yaşamına özlem duyanların görmek isteyeceği bir yerdir.
Gölköy ilçesinde konumlu Dereçayır Çivisiz Camii, tek bir çivi dahi kullanılmaksızın tamamen ahşaptan yapılmış tarihi bir ibadethanedir. Selçuklular zamanında Canik Türklerinin inşa ettiği tahmin edilen kutsal mekan, Emirler Mahallesinde yer alır. Ahşap oyma süslemeleriyle hayranlık uyandırır. Pelit ağacından yapılmış cami, özgünlüğü muhafaza edilerek onarılmış olup hala ibadete açıktır.
Gölköy’ün merkezine konumlu Gök Gölü, yeraltı kaynaklarının yarattığı doğal bir oluşumdur. Etrafında bank, çocuk parkı, çay bahçesi ve seyir noktaları bulunur. Çevresi yeşillendiğinde rengi yeşile doğru dönen göl, her mevsim bir başka güzeldir.
Mesudiye’nin en yüksek tepesi, geçmişte bölgeyi güvende tutmak için gözetleme alanı olarak kullanılmıştır. Kale ve mezar kalıntılarına ev sahipliği yapan bu tepe, Köşe Obası, Topçam Yaylası mevkiindedir. İlçenin seyir terası, trekkingcilerin mutlaka uğradığı, geniş açılı manzarası ile hayranlık uyandıran bir zirvedir. Çevresi ormanlık olan Eriçok Tepesi, kalker ve granitten oluşmuştur.
Mesudiye’nin Köşe Mahallesinde konumlu oba, Canik Dağlarının yamacında, Karadeniz’e dönük bir tabiat harikasıdır. Çam ağaçlarıyla kaplı Köşe Obası, su kaynakları açısından da bir hayli zengindir. Tarihi yayla evleri, buraya otantik bir hava katar. Doğaseverlerin gözde yeri, Köşe Yaylası olarak da bilinir. Ağustos ayında şenliklere tanık olan obada off-road yarışları da düzenlenir. Burada konaklama için ahşap oba evi bulunur ve yaylanın tamamı kampa elverişlidir.
Perşembe ilçesinin eşsiz güzellikler dolu mahallesi Medreseönü, Karadeniz kıyısında, seyrine doyum olmayan bir manzaraya hakimdir. Tarihi evleri, doğal güzelliği, plajı ile ilgi gören bu yer, yaz gelince pek çok kişinin tatil rotasıdır. Çay bahçesi ve lokantalar, huzur verici deniz manzarasına sahiptir. Medreseönü’nde konaklama seçenekleri de mevcuttur.
Perşembe ilçesinin batısında konumlu olan Bellicesu Plajı, berrak suyu, temiz kumsalı ile ilçenin en sık ziyaret edilen yerlerinden biridir. Arkası alabildiğine ormanlık olan bu plaj, el değmemiş doğasıyla bir hayli etkiyici… Burada kıyının denize doğru uzanarak yarattığı kıvrımlı bir oluşum bulunur. Doğal yer şekli, timsaha benzediği için Timsah Adası olarak anılır.
Perşembe ilçesinde bulunan Çaka Kumsalı, bembeyaz kumla kaplıdır. Hoynat Adası yakınlarındaki bu kumsal, yaklaşık 1300 metre uzunluğundadır. Deniz burada oldukça sığ ve berraktır. Kumsalda plaj hizmetleri sunan bir işletme bulunur. Bölge sakinlerinin Beyaz Kum olarak da andığı kumsalın çevresi, yemyeşil bir mesireliktir.
Perşembe’ye bağlı Efirli köyünde bulunan bu cami, denize yakın bir konumdadır. Küçük bir ibadethanedir. Yanındaki mezarlıkta, tarihi mezar taşları ilgi çeker. Tek şerefeli taş minaresi, kutsal mekandan bağımsızdır. Kiremit bir çatı ile örtülü olan Efirli Camii’nin 150 yıldan fazladır ayakta olduğu tahmin edilir.
Perşembe ilçesini ve Karadeniz’i yukarıdan seyretmek isteyenlerin gözde yeri olan Kordon Tepe, Kozağzı Mahallesindedir. Denizden yaklaşık 200 metre yüksekte olan bu alan, ilçenin seyir terasıdır. 2014 yılında yamaç paraşütü etkinliklerinin başlatıldığı tepe, geniş açılı bir manzaraya hakim. Burada doğa yürüyüşü için güzel bir parkur, dinlemek için kafe ve piknik alanı bulunur.
Çamburnu Feneri, Perşembe ilçesinde, Karadeniz sahil yolunda bulunur. Kısa boylu tarihi fener, 6 metre uzunluğundadır. Vona Feneri adıyla da bilinir. Denizden 40 metre kadar yüksek konumlanmış, 1880 yılında inşa edilmiştir. Fransızların Osmanlılara olan borçlarına karşılık bu yapıyı inşa ettikleri söylenir. Yakın zamanda yapılan Karadeniz tüneli nedeniyle buraya ulaşmak için eski yolu kullanmak gerekir. Çamburnu Feneri, hala işlevini korur. Bakımı ise fenerin lojmanında yaşayan bir aile tarafından yapılır.
Ulubey’in 7 km uzağında dağ yamacındaki ormanlığın içinde bulunan mesirelik temiz havası ile bölge sakinlerinin dinlenme ve sosyalleşme yeridir. Sayacabaşı, piknik ve kamp alanlarıyla öne çıkar. Belediyeye ait kır lokantası, bungalov ev ve çocuk parkına sahiptir. Yeşilin her tonunu barındıran mesirelikte, sakin bir doğa gezisi planlanabilir.
Ohtamış Şelalesi, Ulubey’e yaklaşık 20 km uzaklıkta, kendisi ile aynı adı taşıyan köyde yer alır. Yaklaşık 30 metre yüksekliğe sahip olan bu şelale, dik bir şekilde yeryüzüne karışır. Burada yarattığı küçük göl ve etrafındaki ormanlık ile beraber seyrine doyum olmayan bir görüntü yaratır. Trekking ve kamp için ideal rotalardan biridir. Yaz mevsiminde bile buz gibi olan suyu, serinlemek isteyenleri buraya davet eder.
Ulubey’in Şeyhler Mahallesinde konumlu Şeyh Abdullah Türbesi, 14. yüzyılda yaşam sürmüş Şeyh Abdullah için 1984 senesinde bölge sakinleri tarafından yaptırılmıştır. Şeyh Abdullah, yaşadığı yıllarda saygı görmüş bilginlerden biridir. Bu nedenle yaşadığı yere Şeyler adı verilmiştir. Açık türbe, çini ile kaplı bir mescide sahiptir.
Ulubey’e 9 km mesafede bulunan Küpkaya Kanyonu, Kardeşler köyünde yer alır. Doğa sporlarının Ulubey’deki adreslerinden biri, trekking ve kano için elverişlidir. Su kaynaklarının eşsiz bir tasarım olan Küpkaya, en sıcak zamanlarda bile serindir. Kanyon, yaklaşık 2 km’lik bir parkurdur. Parkur boyunca şelale ve devasa kayalıkların arasından geçilir. Tabiat aşıklarının görmek isteyeceği muazzam güzellik, yazları bile en fazla 10 derece sıcaklığa sahip olan suyu ile serinlemek isteyenleri buraya davet eder. Burada olta balıkçılığı da yapılabilir.
Yaklaşık 120 metre yüksekliğe sahip olan Çağlayan Şelalesi, ilçe merkezinden 35 km uzaklıktadır. Arkası alabildiğine orman, önü muazzam bir manzara… Şelale, aynı adlı dereden doğar. Yağışın bol olduğu aylarda, daha da görkemli çağlayan bu güzellik, Ulubey’in çekici noktalarından biridir. Kayaların üzerinden geçip oluşturduğu göle ulaşırken görsel bir şölen yaratır. Kuş seslerinin şelale sesiyle karıştığı bu alanda, trekking ve kamp yapılabilir.
Ulubey ilçesinden 16 km uzaklıkta bulunan Şahinkaya köyünde yer alır. Şahinkayası, sarp ve dik bir kayalıktır. Kayalığın üzerinde ve çevresinde binlerce yıl öncesine ait tarihi kalıntılar keşfedilmiştir. Sarnıç, tünel, mağara, kaya mezarı ve kuyular, tarih meraklıları için ilgi çekici detaylar barındırır. Kayalık, profesyonel ekipmanlar eşliğinde tırmanış aktivelerine için uygundur.
Ulubey’e bağlı Kıranyağmur köyünde konumlu 1866 tarihli cami, ilçe merkezine yaklaşık 5 km mesafededir. Kubbesiz olarak tasarlanmış kare planlı cami, taştan yapılmıştır. İçi rengarenk çinilerle kaplıdır. Tek şerefeli minaresi olan kutsal yapı, hala ibadete açıktır. Caminin karşısındaki tarihi çeşme, aynı yıllarda yapılmıştır.
Kadılar Yokuşu, Ünye’nin Kaledere Mahallesinde yer alan tarihi bir sokaktır. Karadeniz kıyısına doğru dik olarak uzanan sokak, Osmanlı Dönemi’nde burada gelişen kadılık müessesi nedeniyle bu adı almıştır. Yolu taşla kaplıdır, kadıların konakladığı tarihi evleriyle ve kadı heykeliyle ilgi çeker. Denize doğru inerken eşsiz bir manzaraya hakimdir.
Ünye’nin meşhur Bakırcılar Çarşısı, Kaledere Mahallesindeki Kazancılar sokakta bulunur. Geç Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi dükkanların sıralandığı çarşıda, hala zanaatkarlık yapılır. Bakırcılar Arastası olarak da bilinir. Burada bakırdan yapılış mutfak ve süs eşyaları satılır. Tarihi dokusunu koruyan bu çarşı, Ünye’ye özgü hediyelik eşyalarıyla ilgi toplar.
Ünye’nin batısında bir yarım ada üzerinde bulunan Aya Nikola Kilisesi, temel kalıntıları ile günümüze kadar gelebilmiş tarihi yapılardan biridir. 18 ya da 19. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen bu kilise ve adını verdiği Aya Nikola Adası, geniş açılı, hoş bir manzaraya sahiptir. Ada ve kilise çevresinin yakın zamanda düzenlenmesi planlanıyor.
Ünye’nin Kaledere Mahallesi’nde bulunan ve ilçeye gelenlerin uğrak yeri olan Orta Çarşı, kendisiyle aynı adı taşıyan cadde üzerindedir. Çarşının 4 arastası vardır. Ünye’nin en bilinen alışveriş noktasında birçok mağaza bulunur. Cadde boyu dizili mağazaların bir kısmı, uzun yıllar boyunca Orta Çarşı’da varlığını sürdürmüş, ahilik geleneğini halen devam ettirmeye çalışan esnaflara aittir.
Ünye’nin Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Tarihi Çınar Ağacı, meydanın simgesidir. 1461’de Trabzon’dan dönerken Ünye’ye uğrayan Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından dikildiği söylenen bu ağaç, yüzlerce yıldır ayaktadır. Yaşlı ağaç, 30 metreye ulaşan boyu ile dikkat çeker. 1950’li yıllarda yıldırım düşmesi nedeniyle zarar görüşse de yemyeşil dalları, meydanı gölgelemeye devam eder.
Saray Hamamı, Ünye Kaledere Mahallesi’nde konumlu bir Osmanlı Dönemi hamamıdır. Ilıklık, sıcaklık ve soğukluk olmak üzere 3 kısımdan oluşur. 1800’lü yıllardan kalma bu yapı, taştan inşa edilmiştir. Delikli kubbeleri ile ferah bir mekandır. 1960’a dek aktif olarak kullanılmıştır. 2017 yılında hamam olarak hizmet vermek üzere restore edilmiştir.
Tarihi Ünye konaklarından biri olan Paşabahçe Konağı’nın 1898 yılında inşa edildiği düşünülür. Saray Caddesi üzerinde bulunur. Taştan yapılmış, ahşap pencerelerle süslenmiştir. Bodrum ve çatı katları dahil dört katlıdır. Özgünlüğü korunarak yapılan onarım sonrasında hem kafe & restoran hem de butik otel olarak hizmet verir.
Osmanlı Dönemi eserlerinden biri olan Sebile Hanım Konağı, Ünye’nin merkezinde yer alır. Arapzade İsmail Efendi tarafından inşa ettirilmiş olan konak, 1800’lü yılların sonunda tarihlendirilir. Üç katlı tarihi yapı, taş temel üzerine yerleştirişmiş, ahşap pencere ve taş işlemelerle hareketlendirilmiştir. 14 odalı olan Sebile Hanım Konağı, onarımdan geçirildikten sonra butik otel olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Çet Dağı Mesire Alanı, yemyeşil bir alan içinde piknik, yürüyüş, kamp ve çeşitli etkinliklerine müsaade eden Ünye’nin sosyalleşme yerlerinden biridir. Niksar - Ünye Yolu üzerinde, İnkur mevkiindeki mesirelikte, restoran da bulunur. Her sene off-road yarışlara ev sahipliği yapan Çet Dağı’nda ATV kiralanabilir. Çam ağaçlarının sarmaladığı ormanlık içerisinde düğün gibi kutlama organizasyonları için açık ve kapalı alan bulunur.
Deniz kıyısından ormana doğru açılan bir mesireliktir burası. Aya Nikola Adası’nın önünden başlayan alanda, sakin kumsallar, çam ağaçlarıyla donatılmış doğal bir alan, denize bakan seyir noktaları, piknik yerleri büyük ilgi görür. İlçenin en popüler noktası olan Çamlık, Ünye’yi ilk kez ziyaret edenlerin mutlaka uğradığı bir tabiat harikasıdır.
Cumhuriyet Meydanı’nı süsleyen Saray Surları, 19. yüzyılın başında, Süleyman Paşa Sarayı ile beraber inşa edilmiştir. Tarihi Çınar ağacının önünden geçen surların yüksekliği 10 metreyi bulur. Süleyman Paşa Sarayı, bugüne ulaşamamış olsa da surlar bir kısmıyla günümüze kadar gelebilmiştir. Meydanda yarattığı otantik hava, anıt çınar ağaçları ile beraber muazzam bir bütünlük oluşturur.
Karadeniz’in en ünlü plajlarından biri olan Uzunkum, Ünye’ye 3 km mesafededir. Uzun bir kumsala sahip olduğu için bu adı alan plajda, şezlong ve şemsiye hizmeti sunulur. Uzunkum Plajı’nda, kamp alanı, konaklama yerleri ve yeme - içme mekanları vardır. Çamlık mevkiine oldukça yakın olan plaj, yaz tatili için güzel bir seçenektir.
Ünye At Çiftliği ve Binicilik Tesisleri, çocuklar ve yetişkinlerin bir arada vakit geçirebildiği mekanlardandır. Hipodrom, tribün, restoran, çocuk oyun alanı, konaklama yeri, spor sahası, teleferik gibi birçok etkinliğin yapılabildiği tesislerde, çocuklar için çiftlik gezileri de düzenlenir. At biniciliği konusunda hem çocuk hem de yetişkinlere eğitim verilir. Küçük misafirler için midillilerle kısa bir gezinti organize edilebilir. Açık havada ailece vakit geçirmek isteyenler, festival ve yarışları seyretmek için de buraya gelebilir.
Ünye’nin merkezinde bulunan ve ilçenin sembol yerlerinden biri olan iskele, güzelliklerle bezeli Ünye’yi deniz tarafından seyretmek isteyenlerin buluşma yeridir. Kaldırım taşı ile kaplı Ünye İskelesi, insanların huzur bulmak için gittiği özel bir yerdir. Yaklaşık 150 metre uzunluğundaki iskelenin çevresinde, çay bahçesi ve balıkçılar da vardır.
Ünye’nin kıyısında yer alan Atatürk Parkı, büyük bir alanı kaplar. Geniş bir alanda kurulan sahil parkı, insanların hoşça vakit geçirebileceği seçeneklere sahiptir. Çay bahçesi, lokanta, çocuk oyun alanı, futbol sahası, yürüyüş parkuru, amfi tiyatro, basketbol sahası, kameriye ve banklar… Atatürk Parkı, her mevsimde ziyaret alır. Deniz tutkunlarının seyir köşesi, stresten uzaklaşmak isteyenlere huzur dolu bir manzara sunar.
Soyut değerlerin çeşitli canlandırmalarla sergilendiği Ünye Belediyesi Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nde, etnografik eserler de görülebilir. Hamidiye Mahallesi’nde yer alan müze, 16. yüzyıldan kalma bir konakta ziyaretçilerini ağırlar. Geleneksel Osmanlı konağı, taş, kerpiç ve ahşaptan yapılmış olup 3 katlıdır. Eskiyi merak eden ve geçmişe özlem duyanların mutlaka görmek isteyeceği bir mekandır.
Ünye’nin Kaledere Mahallesinde bulunan Orta Camii, 1899 senesinde inşa edilmiştir. Osmanlı Dönemi camisi, taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri kemerli olarak tasarlanmıştır. Ana ibadet yeri, mütevazı bir kubbe ile örtülüdür. Caminin tek şerefeli bir minaresi bulunur. Orta Çarşı’nın ibadethanesi, yakın tarihte onarılmıştır ve işlevini korur.
Ünye’nin bir köyü ve aynı zamanda mesire alanı olan Cevizdere, Ünye - Fatsa yolu üzerindedir. Cevizdere Irmağı’nın kıyısındaki mesirelik, ceviz ağaçlarının bol olması sebebiyle bu adı almıştır. İlkbahar ve yaz aylarında birçok kişiyi misafir eden Cevizdere, ilçe merkezinden yaklaşık 7 km uzaklıktadır.
Gülyalı ilçesini denizle buluşturan Mavi Dünya Plajı, yaklaşık 1,5 km’lik bir kumsala sahiptir. Tepealtı’nda bulunan plaj, her mevsim ziyaret edilir. Yazları plaj hizmeti seçeneğine sahip olan Mavi Dünya, balık restoranları ve çay bahçesi ile ilgi çekicidir. Kumsalda, kamp yapmaya uygun alanlar da vardır.
Otantik Halk Plajı, Gülyalı - Tepealtı’nda bulunur. Halk plajı olarak her türlü imkana sahip olan bu alanda, sosyal tesisi bulunur. Kumla kaplı plaj, berrak deniziyle yaz boyu Gülyalı’nın ilgi noktalarından biri olur. Otantik Plaj’ın bir kısmı, çadır kampı için uygundur. Sosyal tesis, her mevsim hizmete açıktır.
Çamaş, Hisarbey köyünde keşfedilmiş olan kaya mezarının hangi yıllarda kimler tarafından yapıldığı bilinmez. Dikdörtgen planlı tarihi mezar, içe doğru oyulmuş, üçgen alınlıklı bir girişe sahiptir. İç kısımda kayaya yapılmış bir lahit teknesi bulunur.
Çamaş’a bağlı Sucuali köyünde bulunan kaya mezarı, kare planlı bir mezar odasından oluşur. Mezarın içi suyla doludur. Bu nedenle içinde kaç mezar olduğu ve bunların ne zaman, kim tarafından yapıldığı bilinmez. Sucuali Kaya Mezarı’nın kapısı, kaya bloğunun yaklaşık 70 cm içine yerleştiriliştir.
Çayır Camii, Çaybaşı’na 4 km mesafede yer alır. Kitabesi olmayan caminin avlusunda bir çeşme vardır. Çeşme 1864 ve 1871 tarihli bir kitabeye sahiptir. Kutsal mekanın da aynı yıllarda inşa edildiği tahmin edilir. Tamamen ahşap olan caminin minaresi yoktur. Uzun yıllar boyunca zamana karşı direnen Çayır Camii, hala ibadete açıktır.
Şifa Suyu ve Mesire Yeri, Kabataş’ın Alankent Mahallesinde yer alır. 1992 senesinde gerçekleşen Erzincan depreminden sonra ortaya çıkan ve bazı hastalıklara iyi geldiği söylenen su, Kabataş’ın simgelerinden biri olmuştur. Bölge sakinleri tarafından Şifa Suyu olarak adlandırılan bu su, böbrek taşı, mide rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olarak tüketilir. Alankent Şifa Suyu yakınlarında alabalık tesisi ve çay bahçesine sahip bir mesire yeri bulunur.
Altınordu’nun simgelerinden Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi, Boztepe yolu üzerinde, Selimiye Mahallesi’ndedir. Ordu ve çevresine dair etnografik ve arkeolojik eserlerin sergilendiği müze, hizmet verdiği tarihi konakta doyurucu bir gezi imkanı sunar. Tunç Dönemi’ne ait hayvan figürleri, geleneksel eşya ve objeler müzede oldukça ilgi görür.
1896 tarihli konak, Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmış, uzun yıllar mesken olarak kullanılmıştır. Üç katlı taş yapı, sanat eseri niteliğindeki süslemeleriyle hayranlık uyandırır. Çatı kenarı, duvar ve merdivenlerinde kullanılan taş işçiliği, tavanlarındaki ahşap bezemeler, 19. yüzyılın en güzel örneklerini teşkil eder. Ordu Müzesi olarak da bilinen tarihi mirasın bahçesinde bir havuz bulunur.
Yüksek sütunları ile ünlü Osman Paşa Şadırvanı, Altınordu’da yer alır. Ordulu bir devlet adamı olan Osman Paşa, Trabzon’da valilik yapmış, 1842’de ise ülkemizde bulunan en uzun sütunlu şadırvanı yaptırmıştır. Bombeli bir kubbesi olan yapının sütun araları kemerlidir. Şadırvan, 1937 senesinde yıkılmış, 1997’de özgün mimarisine sadık kalınarak Ordulu bir işadamı tarafından yeniden yaptırılmıştır.
Altınordu Plajları, Akyazı ve Cumhuriyet Mahallesi mevkiindedir. Kent sakinlerinin yaz boyunca popüler sosyalleşme alanı olan bu plajlar, Karadeniz’in güzelliğini gözler önüne serer. Kumbaşı kumsalı, Cumhuriyet Mahallesindeki halk plajı, mavi bayraklı kumsalları ile Altınordu, çevre şehirlerden de yaz boyunca ziyaretçi alır.
Diğer adı Bayrambey Camii’dir. Hacıemiroğulları Beyliği Dönemi’ne ait kutsal mekan, Altınordu Eskipazar’da yer alır. 1380’li yıllarda inşa edilmiştir. Zamanın yıpratıcı etkilerine karşı karşıya kalmış, bugüne dek pek çok kez onarılmıştır. Giriş kapısı ve portali özgün kalan tarihi ibadethane, dikdörtgen planlıdır ve tek şerefeli bir minare ile taçlandırılmıştır. Günümüzde Ordu Botanik Bahçesi içinde yer alan tarihi ibadethane, işlevini korur.
Kayabaşı, Altınordu’ya bağlı bir mahalledir. Bu mahalle, ekoturizm faaliyetleri ile ünlüdür. Köy yaşamını merak eden ya da özlem duyan şehirlilere hitap eder. Kayabaşı, meyve bahçesi, tarla ve çiftliğiyle ilgi çeker. Ordu’ya yaklaşık 10 km mesafede, yemyeşil bir vadide dere ve şelaleleriyle hayranlık yaratan ekoturizm merkezi, köy evlerinde konaklama imkanı da sunar.
Bozukkale, diğer ismi ile Cotyora, 11. yüzyıldan kalma Bizans gözetleme kulesi ve kale kalıntıları barındıran, deniz kıyısında bulunan arkeolojik sit alanıdır. Güzelyalı Mahallesi sınırları içindeki bu alan, şehir merkezine 2 km uzaklıktadır. Ordu’nun burada kurulduğu söylenir. Çevresinde çay bahçesi bulunan Bozukkale’de kuş gözlemciliği de yapılabilir.
Turnasuyu Vadisi, Altınordu’nun bakir köşelerinden biridir. Kent merkezine yaklaşık 9 km mesafede konumlu doğa harikası, uzun ve güzel bir yürüyüş parkurudur. Vadiye adını veren Turnasuyu Deresi, Canik Dağlarından gelerek Karadeniz’e kavuşur. Tatlı su balıklarına yuva olan berrak suyu, Karadeniz’e ulaştığı noktada seyirlik bir manzara yaratır. Trekking rotası, Turnasuyu Plajı’nda bitirilmelidir.
Atik İbrahim Paşa Camii, Altınordu’nun Selimiye Mahallesinde konumludur. İlk kez 1770 senesinde Atik İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1802’de yeniden inşa edilmiş kutsal mekanın iki şerefeli bir minaresi vardır. Mihrabı barok stilinin güzel bir örneğidir. Caminin ve minaresi taştan yapılmış olup günümüzde hala işlevini korur.
Altınordu’ya bağlı Düz Mahallesinde konumlu Aziziye Camii, Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz tarafından 1889 senesinde yaptırılmıştır. Uzun boylu ve eğimli minberi ile dikkat çeken kutsal mekan, üç katlıdır. Yalı Camii olarak da bilinir. Tek şerefeli bir minaresi vardır. Moloz ve kesme taştan örülmüş duvarları özgünlüğünü korur. Cami, çeşitli onarımlardan geçmiş olup günümüzde ibadete açıktır.
Düz Mahalle Kilisesi, Altınordu, Düz Mahallesinde konumludur. 19. yüzyılın son yarısında inşa edilmiş, üç nefli bazilika olarak tasarlanmıştır. Rumlar tarafından taştan yapılmış olan kutsal mekan, 20. yüzyılda onarılmıştır. Bir dönem itfaiye binası olarak kullanılan Düz Mahallesi Kilisesi, tiyatro gibi kültürel aktivitelere hizmet vermek üzere restore edilmiştir.
Altınordu Selimiye Mahallesinde konumlu Selimiye Camii, Cumhuriyet Dönemi’nde yapılmıştır. Kesme taştan inşa edilen kutsal mekan, Orta Cami’nin 18. yüzyıla ait taş mihrabını barındırır. Ana mekanı ve son cemaat yeri kubbelerle süslü olan ibadethanenin tek şerefeli bir minaresi vardır. Bugüne kadar birkaç kez tamir gören cami, hala işlevini sürdürür.
1973’e kadar kentin valilerine hizmet vermiş olan Eski Vali Konağı, Osmanlı Dönemi konaklarından biri olarak 19. yüzyılda inşa edilmiştir. 2 katlı tarihi yapı, Altınordu’nun Taşbaşı Mahallesinde yer alır. Taştan yapılmış konak, özenli bir işçilikle süslenmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılmak üzere Eski Vali Konağı’nı 2018’de restore etmiştir.
Altınordu, Taşbaşı Mahallesine bağlı Sıtkı Can Caddesi, tarihi dokusunu büyük oranda muhafaza eden, kimliğini kaybetmemiş dokusu ile dikkat çeken sembol yerlerden biridir. Menekşe sokak ile beraber Geç Osmanlı Dönemi’ne ait ev ve konaklar, 19. yüzyıldan kalma yapılarla süslü olan caddenin büyük bir kısmı taşla kaplıdır. Eski Vali Konağı ve tarihi bir kilisenin dönüştürülmesi ile kurulmuş Taşbaşı Kültür Merkezi, burada bulunur Karadeniz kıyısının yanı başındaki bu cadde, Ordu’ya gelenlerin görmek isteyeceği yerlerdendir.
Altınordu’ya bağlı Düz Mahallesinde yer alan Bilal Köyden Açıkhava Basın Müzesi, Ordu’da köyde ilk kez gazete çıkaran Bilal Köyden adına kurulmuştur. Güzelordu adlı gazetenin yazarı Bilal Köyden, 1894 - 1967 yılları arasında yaşamıştır. Açık hava müzesinde, Köyden’in fotoğrafları ve anıt heykeli, Ordulu gazetecilerin fotoğrafları, geçmişte kullanılan dizgi makinası görülebilir.
Altınordu’nun Bahçelievler Mahallesinde, 2017 yılında hizmete açılan Cumhuriyet Eğitim Müzesi, zengin bir kütüphaneye sahiptir. Geçmişte kullanılan eğitim araç ve gereçlerinin yer aldığı müzede, tarihi enstrümanlar da büyük ilgi görür. Türk ve dünya klasikleri ile ansiklopedilerin dizili olduğu kütüphanesi ile bir kültür merkezidir. Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nde, eski belgeler ve diploma örnekleri de görülebilir.
Diğer adı Çiseli Şelalesi’dir. Aybastı’nın Karaoluk köyünde yer aldığı için bu adla anılan şelale, buz gibi suyuyla yaz - kış akar. Yeşilliğin içinde kendine bir yol bulan şelale, taşların üzerinden dökülerek bir gölet oluşturur. Şelalenin güzelliğini seyretmek kişileri burada yaz boyunca görebilmek mümkün…
Perşembe ilçesinin en dikkat çekici yerlerinden biri olan Yason Burnu Yarımadası, muazzam bir manzaraya hakimdir. 1869 tarihli bir kilisenin yer aldığı yarımada, arkeolojik ve doğal sit alanıdır. Efsanelere konu olan Yason Burnu Yarımadası, güneşin doğuşu ve batışının rahatlıkla gözlemlenebildiği özel yerlerdendir.
Büyüleyici güzelliklerle bezeli Çambaşı, Ordu’nun ünlü yaylalarından biridir. Kabadüz ilçesinde konumlu doğa harikası, yaklaşık 1850 metre yüksekliğe sahiptir. Yazı ayrı, kışı ayrı güzeldir. Bahar aylarında yeşeren yamaçlarında rengarenk çiçekler açar. Bol oksijenli havası, tabiat tutkunlarını buraya davet eder. Yayla evi, konaklama tesisi, kayak merkezi, alabalık çiftliği, restoranı ve kampa uygun alanları ile Çambaşı Yaylası, doğa ile kucaklaşmak isteyenlerin buluşma yeridir.
Çambaşı Kayak Merkezi, babylift ve telesiyeji ile kış sporları için Karadeniz’in ilk tercihidir. Yaylada düzenlenen Kar Festivali, her yıl eğlenceli etkinliklerle şenlenir.
Hoynat Adası, Perşembe ilçesinde Çaka Tüneli’nin yanında yer alır. Geçmişte, gemilerin depo olarak kullandığı bu ada, şimdilerde bir kuş cennetidir. Martı, karabatak gibi kuşlara yuva olan Hoynat, oldukça küçüktür. Kıyıdan bakıldığında deniz üzerinde yüzen sivri bir kayayı andırır. Doğal hayatın devamlılığı için koruma altına alınmıştır. Ada üzerindeki sur kalıntıları dikkat çekicidir.
Aybastı’da Uzundere köyünde bulunan doğa harikası, kayalardan süzülerek yaklaşık 100 metre yükseklikten yeryüzüne dökülür. Kayaların yarattığı dört basamağı aşarak gelen bu güzellik, Türkiye’nin en yüksek şelalelerinden biridir. Uzundere Şelalesi, seyrine doyum olmaz büyüleyici manzarası ile tabiat tutkunlarının buluşma yeri ve trekking parkurlarının en gözde dinlenme noktasıdır.
Fatsa sınırları içinde yer alan Gaga Gölü, heyelan sonucu oluşmuş, etrafı yemyeşil ağaçlarla kaplı bir mesireliktir. Bir adacığa sahip olan bu göl, oldukça derindir. Efsaneye göre gölün dibi, define ile doludur. Gaga Gölü, doğa fotoğrafçılığı, trekking ve kamp için idealdir. Karadeniz’in huzur dolu köşelerini keşfe çıkanlar, burayı mutlaka görmeli…
Gölköy ilçesinin Haruniye Mahallesi’nde bulunan Ulugöl Tabiat Parkı, üç tane doğal gölle süslenmiştir. Çam, meşe ve gürgen ağaçlarının koynunda, huzur dolu bir köşe olan tabiat parkı, sonbaharda doğanın tüm renklerini bir araya toplar. Ulugöl Tabiat Parkı’nda, piknik alanı, yürüyüş parkuru, seyir terası ve çocuk parkı bulunur. Bu enfes manzara, ilçe merkezine yaklaşık 17 km uzaklıktadır.
Şuayip Tepesi, Ulubey ilçesinin seyir terası ve en yüksek noktasıdır. Yemyeşil ağaçlarla kaplı tepenin etekleri, yabani hayvanların yaşam alanıdır. Faunası, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından koruma altındadır. Güzelyurt köyü sınırları içinde bulunan tepeyi uzaktan seyretmek, tepeden kenti seyretmek kadar huzur vericidir. Her ağustos ayında, burada güreş festivali düzenlenir.
Perşembe Yaylası, yemyeşil bir örtünün üzerinde dolaşan akarsuyun yarattığı menderesleriyle ünlüdür. Aybastı’nın simgesi, yaklaşık 1500 metrelik rakıma sahiptir ve ilçe merkezine 17 km uzaklıkta yer alır. Yayla, tablo gibi güzelliği, su kaynakları, lokantaları ile ziyaretçilerini yeniden buraya davet eder. Yaylaya özellikle yaz mevsiminde gidilmelidir. Her daim serin havası, ilçe sakinlerinin yaz boyunca burada kalmasının en önemli nedenlerindendir. Kapalı havalarda, yoğun bir sisin sakladığı muazzam manzara, en geniş açı ile Karga Tepesi’nden seyredilir.
Perşembe Yaylası’nda, doğa fotoğrafçılığı, trekking, yamaç paraşütü ve kamp yapılabilir. Yüzlerce yıldır Temmuz aylarında düzenlenen Perşembe Yaylası Şenlikleri, görülmeye değer aktivite ve eğlencelere sahne olur. Emir Kümbet Türbesi, yayladaki ziyaret noktalarından biridir.
Altınordu’ya yaklaşık 6 km uzaklıkta yükselen Boztepe, kentin sembol yeridir. Ortalama 450 metre yüksekliğe sahip olan Boztepe, büyüleyici bir güzelliğin içinden muazzam bir deniz ve kent manzarası seyretme şansı sunar. Burada zengin bir ormanlık, piknik alanı, restoran, kafe ve seyir köşeleri bulunur. Karayolu ile kolay bir ulaşımı vardır; ancak Boztepe’ye gelmenin en güzel yolu, teleferiktir.
Argın Yaylası, Akkuş ilçesinin büyüleyici güzelliklerinden biridir. İlçe merkezinden yaklaşık 3 km uzaklıkta konumlanmış olan doğa harikası, gürgen ağaçlarıyla çevrili, el değmemiş bir tabiata sahiptir. Bahar gelince yeşilin her tonunu barındıran Argın Yaylası, kış turizminde kayak sporuna elverişlidir.
Kumru’nun yemyeşil yaylalarından biri olan Düzoba Yaylası, zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Bol oksijenli havasıyla ilgi gören yaylada, şenlikler, güreş müsabakaları düzenlenir. İlkbahar ve sonbahar arasında burada her hafta yayla pazarı kurulur.
Ordu’nun meşhur yaylalarından biri olan Keyfalan Yaylası, Mesudiye ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıktadır. Çam ağaçlarıyla bezeli yayla, temiz havasıyla kent sakinlerinin ve doğaseverlerin uğrak yerlerindendir. Keyfalan Yaylası, klasik yayla evleri, piknik ve dinlenme alanlarına sahiptir
Çamaş ilçesinin seyir terası olan Gelin Kayası Mesire Yeri, Taşoluk köyündedir. Kayalıklardan aşağı süzülen şelalenin yarattığı görüntü geline benzetildiği için bu adla anılan Gelin Kayası, piknik ve dinlenme için ideal bir yerdir. Mesirelik, doğaseverlerin ve fotoğrafçıların Ordu’da görmek isteyeceği yerlerin başında gelir.
Denizden yaklaşık 1400 metre yüksekte gürgen ağaçlarıyla bezeli zengin bir ormanlıkla konumlu Kertil Mesire Alanı, orman içi dinlenme yeridir. Akkuş’un tabiat harikası, ilçe merkezine yaklaşık 1,5 km mesafede… Piknik alanı olarak düzenlenmiş mesirelik, kalabalık etkinliklere uygundur. Doğa tutkunlarına kucak açan Kertil Mesire Alanı, trekking ve kamp için muazzam bir seçimdir.
Karga Tepesi, Aybastı’nın en büyük doğal zenginliği olan Perşembe Yaylası’nın en yüksek tepesidir. Yaylaya gelenlerin mutlaka uğradığı, mendereslerin gezdiği özel bir alandır. Perşembe Yaylası Gölü’nü gören tepe, saatlerce seyredilebilecek huzur dolu bir manzaraya hakimdir. Yaylanın seyir terası, trekking için iyi bir parkurdur.
Kabaktepe Mesire Alanı, Aybastı’ya yaklaşık 7 km mesafededir. Toygar Mahallesinde konumlu Kabaktepe Yaylası’nda bulunan mesirelik, gürgen ağaçlarının çevrelediği tabii bir alanda, çocuk parkı, piknik ünitesi, dinlenme yeri, kameriye, yürüyüş parkuru, mescit ve lokantaya sahiptir. Girişlerin ücretli olduğu mesire alanında bir de paintball sahası vardır. Perşembe Yaylası’ndan 6 km uzakta konumlu olması nedeniyle yaylaya gelenler buraya mutlaka uğrar. Yöreye özgü manda yoğurdu ve kuzu etini tatmadan Kabaktepe’den ayrılmayın.
Aybastı’ya gelenlerin mutlaka görmesi gereken tabii güzelliklerinden biridir Kent Ormanı… Canik Dağlarının eteklerindeki ormanda, çam, meşe, kayın ve gürgen ağaçlarının koynunda bungalov tipi ahşap evler bulunur. Yaz aylarında kampçı ve doğaseverlerin uğrak yeri olan Aybastı Kent Ormanı, piknik alanı, çocuk parkı, restoran, yürüyüş parkuru ve spor sahaları ile büyük ilgi görür. Mis gibi orman havası ve yeşilin türlü tonları, ziyaretçileri kendine hayran bırakır.
Fatsa kıyısından yaklaşık 1,5 km uzaklıkta konumlu Fatsa Adası, kayalıklara kaplı küçük bir alandır. Üzerinde kısa boylu bir deniz feneri bulunur. Bu yüzden Fener Adası olarak da anılır. Yaz boyunca tekneleri karşılayan bu ada, herhangi bir yapıya sahip değildir. Çevresinde denize girmek ve adadan Fatsa kıyılarını seyretmek oldukça güzeldir.
Fatsa, doğal plajları ile dikkat çeken bir sahil ilçesidir. Kıyı şeridinde, özel plaj, halk plajı, kadınlar plajı, kafe ve balık lokantaları bulunur. Plajların çoğunda şemsiye ve şezlong hizmeti sunulur. Yaz gelince şirin bir beldeye dönüşen sahil kesimi, ilçe sakinlerinin önemli bir sosyalleşme noktasıdır. Çamlık ve Belediye Plajı, mavi bayraklı Fatsa plajlarındandır. Denize nazır konaklama seçenekleriyle Fatsa’da güzel bir yaz tatili yapılabilir.
Fatsa’ya bağlı Dolunay Mahallesinde bulunan Çamlık Mesire Alanı, ilçenin sıkça tercih edilen dinlenme ve eğlenme mekanıdır. Yüzünü Karadeniz’e dönen mesirelikte, kameriye, piknik masası, çocuk parkı, yürüyüş parkuru ve mavi bayraklı plaj bulunur. İyot ve çam kokusu eşliğinde huzur dolu bir dinlenme sunan mesire alanında restoran da vardır.
Fatsa’ya bağlı Kabakdağı köyü, ilçe merkezine yaklaşık 9 km uzaklıktadır. Ordu’nun organik tarım merkezi olan bu köy, 100’ü aşan yöresel yemek çeşidi, doğal ürünleri ile ekoturizm noktasıdır. Trekking ve bisiklet parkurları, geleneksel köy evlerinde konaklama seçeneği ile tabiat tutkunlarının ve köy yaşamına özlem duyanların görmek isteyeceği bir yerdir.
Gölköy’ün gizli kalmış güzelliklerinden biridir Enişdibi Şelalesi. Karagöz mevkiinde bulunan bu şelale, Karagöz Yaylası ile beraber doğa yürüyüşü tutkunlarının Gölköy’deki popüler parkurlarından biridir. Yeşillenmiş kayaların üzerinden akan şelale, ağaç dallarına dokunarak buğulu bir görüntü yaratır. Döküldüğü noktadaki kayaların oluşturduğu basamaklar, bu manzarayı daha da çekici kılar.
Gölköy’ün merkezine konumlu Gök Gölü, yeraltı kaynaklarının yarattığı doğal bir oluşumdur. Etrafında bank, çocuk parkı, çay bahçesi ve seyir noktaları bulunur. Çevresi yeşillendiğinde rengi yeşile doğru dönen göl, her mevsim bir başka güzeldir.
Çermik Gölü, tabii güzelliklerle ve göllerle bezeli Gölköy’e 500 metre uzaklıktadır. Her daim sıcak olan mineralli suyu, kaplıca özelliği taşır. Özellikle böbrek rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olarak kullanılır. Çermik Gölü’nün etrafı sık bir ormanlıktır. İlçenin şifa kaynağı, her sene 20 Mayıs’ta bahar şenliklerine ev sahipliği yapar.
Korgan’ın simgesi, yeşilin her tonunu barındıran temiz havalı yaylaları, ilçenin büyük bir bölümü kaplar. Korgan Yaylası, Çobantepe Obası, Göltepe Obası, Çayıralan Yaylası, Armutalan Yaylası, Turnalık Yaylası, Tepealan Obası, muazzam güzelliği ve etkileyici tabiatı ile doğa tutkunlarının görmek isteyeceği yerlerdendir. İlçeden 25 km uzaklıkta konumlu Korgan Yaylası, temmuzda ayında düzenlenen yayla şenlikleri ile eğlenceli etkinlere tanık olur.
Korgan’ın 25 km uzağında yer alan İteniçi Mesire Yeri, gürgen ağaçlarıyla bezelidir. Su kaynaklarına sahip bu mesirelik, piknik ünitesi ve yürüyüş parkuruna sahiptir. Doğa ile baş başa kalmak isteyenler için ideal bir mesireliktir. İteniçi mevkiine araçla kolay bir şekilde ulaşım sağlanabilir.
Ericek Yaylası, Kumru ilçesinden yaklaşık 10 km uzaklıkta, yüksek bir noktada konumludur. Su kaynaklarının zenginleştirdiği yaylada, çevre sakinlerinin yaz boyunca konakladığı yayla evleri bulunur. Haziran aylarında düzenlenen Yaban Çileği Festivali ile hareketlenir. Temiz havası, çam ağacı, meyve bahçeleri ile hayranlık uyandıran yayla, yaz boyu düzenlenen şenlik ve yarışmalarla dikkat çeker.
Kumru ilçesinin muazzam güzelliği, Pösküden Şelalesi, ilçe merkezine yaklaşık 6 km uzaklıktadır. Geniş bir alanda coşkuyla çağlayan bu şelale, çevresindeki mesirelik ve alabalık çiftliğiyle önemli bir çekim alanıdır. Şelale ve çevresi, trekking için muazzam bir parkurdur. Şelalenin döküldüğü alanda bir göl oluşmuştur. Burası özellikle yaz aylarında ziyaret edilmelidir.
Kızılağaç Yaylası, Canik Dağları üzerinde konumlu, Mesudiye ilçesi sınırları içinde bulunan bir doğa harikasıdır. İlçenin sayfiye yeri, güneş toprağı ısıttığı zaman yeşermeye, bereket saçmaya başlar. 200’e yakın bitki türünün bulunduğu Kızılağaç mevkii, mis kokulu balı, taze peyniri ve süt ürünleri ile meşhurdur. Derelerin dolaştığı topraklarda, yöreye özgü pırasa ve patates oldukça lezzetlidir.
Mesudiye’nin en yüksek tepesi, geçmişte bölgeyi güvende tutmak için gözetleme alanı olarak kullanılmıştır. Kale ve mezar kalıntılarına ev sahipliği yapan bu tepe, Köşe Obası, Topçam Yaylası mevkiindedir. İlçenin seyir terası, trekkingcilerin mutlaka uğradığı, geniş açılı manzarası ile hayranlık uyandıran bir zirvedir. Çevresi ormanlık olan Eriçok Tepesi, kalker ve granitten oluşmuştur.
Mesudiye’nin Köşe Mahallesinde konumlu oba, Canik Dağlarının yamacında, Karadeniz’e dönük bir tabiat harikasıdır. Çam ağaçlarıyla kaplı Köşe Obası, su kaynakları açısından da bir hayli zengindir. Tarihi yayla evleri, buraya otantik bir hava katar. Doğaseverlerin gözde yeri, Köşe Yaylası olarak da bilinir. Ağustos ayında şenliklere tanık olan obada off-road yarışları da düzenlenir. Burada konaklama için ahşap oba evi bulunur ve yaylanın tamamı kampa elverişlidir.
Topçam Yaylası, Yeşilce Yaylası ile beraber birkaç yayladan oluşur. Kızılağaç, Çukuralan, Kıyıyurt Yayları, Topçam mevkiinin en gözde yerleridir. Yaz boyunca birçok yayla festivalinin düzenlendiği Topçam Yaylası, bitki örtüsü açısından oldukça şanslıdır. Doğa yürüyüşü ve kampçılar için ideal rotalardan biri, Eriçok Tepesi’nde muazzam bir manzara sunar.
Perşembe ilçesinin eşsiz güzellikler dolu mahallesi Medreseönü, Karadeniz kıyısında, seyrine doyum olmayan bir manzaraya hakimdir. Tarihi evleri, doğal güzelliği, plajı ile ilgi gören bu yer, yaz gelince pek çok kişinin tatil rotasıdır. Çay bahçesi ve lokantalar, huzur verici deniz manzarasına sahiptir. Medreseönü’nde konaklama seçenekleri de mevcuttur.
Perşembe ilçesinin batısında konumlu olan Bellicesu Plajı, berrak suyu, temiz kumsalı ile ilçenin en sık ziyaret edilen yerlerinden biridir. Arkası alabildiğine ormanlık olan bu plaj, el değmemiş doğasıyla bir hayli etkiyici… Burada kıyının denize doğru uzanarak yarattığı kıvrımlı bir oluşum bulunur. Doğal yer şekli, timsaha benzediği için Timsah Adası olarak anılır.
Perşembe ilçesinde bulunan Çaka Kumsalı, bembeyaz kumla kaplıdır. Hoynat Adası yakınlarındaki bu kumsal, yaklaşık 1300 metre uzunluğundadır. Deniz burada oldukça sığ ve berraktır. Kumsalda plaj hizmetleri sunan bir işletme bulunur. Bölge sakinlerinin Beyaz Kum olarak da andığı kumsalın çevresi, yemyeşil bir mesireliktir.
Perşembe ilçesindeki Selimiye (Kurşunçal) köyündeki ormanlar ve şelale, doğa yürüyüşü için muazzam parkurlardan biridir. Kurşunçal Şelalesi, huzur verici bir görüntüye sahiptir. Kayalara dokunarak yön değiştiren şelale, zengin bir ormanlığın içinde saklanmıştır. Kamp için de uygun olan bu alanda, alabalık çiftliği bulunur.
Ordu’nun yaz boyunca en kalabalık plajlarından biridir. Perşembe ilçesinin doğusunda konumlu Efirli Plajı, temiz bir kumsala sahiptir. Kadınlara özel alanı, şezlong hizmeti sunan tesisi, kafeleri ile çevre sakinlerinin sosyalleşme yeridir. Denizi sığ olan plajın çevresi kamp için müsaittir. Sonbaharda bile ilgi gören plaj, deniz kıyısında yürüyüş yapmayı sevenlerin uğrak yeridir.
Aktaş Plajı, Perşembe ilçesinden 1 km uzaklıktadır. Küçük bir alana sahip olmasına rağmen yazları bir hayli kalabalık olur. Plaj kumla kaplıdır, deniz berrak ve sığdır. Her 20 Mayıs’ta Ordu’nun birçok yerinde gerçekleşen Mayıs Yedisi Şenlikleri, Aktaş Plajı’nda düzenlenir.
Ulubey’in 7 km uzağında dağ yamacındaki ormanlığın içinde bulunan mesirelik temiz havası ile bölge sakinlerinin dinlenme ve sosyalleşme yeridir. Sayacabaşı, piknik ve kamp alanlarıyla öne çıkar. Belediyeye ait kır lokantası, bungalov ev ve çocuk parkına sahiptir. Yeşilin her tonunu barındıran mesirelikte, sakin bir doğa gezisi planlanabilir.
Ohtamış Şelalesi, Ulubey’e yaklaşık 20 km uzaklıkta, kendisi ile aynı adı taşıyan köyde yer alır. Yaklaşık 30 metre yüksekliğe sahip olan bu şelale, dik bir şekilde yeryüzüne karışır. Burada yarattığı küçük göl ve etrafındaki ormanlık ile beraber seyrine doyum olmayan bir görüntü yaratır. Trekking ve kamp için ideal rotalardan biridir. Yaz mevsiminde bile buz gibi olan suyu, serinlemek isteyenleri buraya davet eder.
Ulubey’e 9 km mesafede bulunan Küpkaya Kanyonu, Kardeşler köyünde yer alır. Doğa sporlarının Ulubey’deki adreslerinden biri, trekking ve kano için elverişlidir. Su kaynaklarının eşsiz bir tasarım olan Küpkaya, en sıcak zamanlarda bile serindir. Kanyon, yaklaşık 2 km’lik bir parkurdur. Parkur boyunca şelale ve devasa kayalıkların arasından geçilir. Tabiat aşıklarının görmek isteyeceği muazzam güzellik, yazları bile en fazla 10 derece sıcaklığa sahip olan suyu ile serinlemek isteyenleri buraya davet eder. Burada olta balıkçılığı da yapılabilir.
Yaklaşık 120 metre yüksekliğe sahip olan Çağlayan Şelalesi, ilçe merkezinden 35 km uzaklıktadır. Arkası alabildiğine orman, önü muazzam bir manzara… Şelale, aynı adlı dereden doğar. Yağışın bol olduğu aylarda, daha da görkemli çağlayan bu güzellik, Ulubey’in çekici noktalarından biridir. Kayaların üzerinden geçip oluşturduğu göle ulaşırken görsel bir şölen yaratır. Kuş seslerinin şelale sesiyle karıştığı bu alanda, trekking ve kamp yapılabilir.
Kadıncık Şelalesi, Ulubey ilçesine 20 km mesafede konumlu Kadıncık Mahallesinde yer alır. Ormanları aşarak gelen şelale, yaklaşık 10 metrelik bir yükseklikten dökülür. Yanı başındaki tarihi su değirmeni ile birlikte hoş bir görüntü yaratır. Ulaşımı toprak yolla sağlanır. Normal araçla gelenler için yaklaşık 1 km yürüme mesafesi bulunur. Trekking için uygun olan bu rota, el değmemiş tabiatı ile ilgi çeker. Şelalenin oluşturduğu göl, birden bire genişleyip derinleştiği için burada yüzmek tehlikelidir.
Ulubey’in merkezinde bulunan Belediye Mesire Alanı, çam ağaçlarının arasında bir dinlenme yeridir. Gürgentepe yolundaki mesirelik, piknik alanı, kameriye ve yürüyüş parkuruna sahiptir. Temiz havada spor yapmak isteyenlerin ve kalabalık piknik gruplarının gözde yeri, ilçe merkezinde olması nedeniyle yaz boyu ziyaret alır.
Ulubey ilçesinden 16 km uzaklıkta bulunan Şahinkaya köyünde yer alır. Şahinkayası, sarp ve dik bir kayalıktır. Kayalığın üzerinde ve çevresinde binlerce yıl öncesine ait tarihi kalıntılar keşfedilmiştir. Sarnıç, tünel, mağara, kaya mezarı ve kuyular, tarih meraklıları için ilgi çekici detaylar barındırır. Kayalık, profesyonel ekipmanlar eşliğinde tırmanış aktivelerine için uygundur.
Ünye, Sahilköy mevkiinde bulunan Çınarsuyu Tabiat Parkı, bir yanı deniz, bir yanı orman muazzam bir mesireliktir. İyot kokusunun çam kokusuna karıştığı bu yerde, kamp alanı, bungalov evler, piknik üniteleri, yürüyüş parkuru bulunur. Kalabalık gruplar için sosyal aktivite imkanı sunan tabiat parkı, yaz boyu kumsal plajında birçok kişiyi denizle buluşturur.
Ünye’nin merkezine yaklaşık 4 km mesafede konumlu Asarkaya Kent Ormanı, deniz manzaralı bir mesireliktir. Zengin bir florası olan ormanlık, denizden 400 metre kadar yüksektedir. Kent ormanındaki piknik alanı, yürüyüş yolu, çocuk parkı, sosyal tesis ve spor sahaları, kalabalık organizasyonlar için burayı uygun kılar. Ünye - Fatsa yolunda olması nedeniyle Fatsalılar tarafından da ziyaret alır.
Ünye’nin Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Tarihi Çınar Ağacı, meydanın simgesidir. 1461’de Trabzon’dan dönerken Ünye’ye uğrayan Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından dikildiği söylenen bu ağaç, yüzlerce yıldır ayaktadır. Yaşlı ağaç, 30 metreye ulaşan boyu ile dikkat çeker. 1950’li yıllarda yıldırım düşmesi nedeniyle zarar görüşse de yemyeşil dalları, meydanı gölgelemeye devam eder.
Yazkonağı Mağarası, Ünye’nin Yazkonağı köyünde konumlanır. İlçe merkezinin 4 km güneyindeki bu mağara, yakın zamanda keşfedilmiştir. Damlataşı, dikit ve sarkıtların süslediği iki galeriye sahiptir. Kireç taşı oluşumlar, etkileyici bir görsel şölen yaratır. Mağara, yaklaşık 900 metre uzunluğundadır. Fay üzerinde meydana gelmiştir ve içi henüz aydınlatılmamıştır. Bu nedenle gerekli araç ve gereçlerle ziyaret edilmesi önerilir.
Çet Dağı Mesire Alanı, yemyeşil bir alan içinde piknik, yürüyüş, kamp ve çeşitli etkinliklerine müsaade eden Ünye’nin sosyalleşme yerlerinden biridir. Niksar - Ünye Yolu üzerinde, İnkur mevkiindeki mesirelikte, restoran da bulunur. Her sene off-road yarışlara ev sahipliği yapan Çet Dağı’nda ATV kiralanabilir. Çam ağaçlarının sarmaladığı ormanlık içerisinde düğün gibi kutlama organizasyonları için açık ve kapalı alan bulunur.
Deniz kıyısından ormana doğru açılan bir mesireliktir burası. Aya Nikola Adası’nın önünden başlayan alanda, sakin kumsallar, çam ağaçlarıyla donatılmış doğal bir alan, denize bakan seyir noktaları, piknik yerleri büyük ilgi görür. İlçenin en popüler noktası olan Çamlık, Ünye’yi ilk kez ziyaret edenlerin mutlaka uğradığı bir tabiat harikasıdır.
Karadeniz’in en ünlü plajlarından biri olan Uzunkum, Ünye’ye 3 km mesafededir. Uzun bir kumsala sahip olduğu için bu adı alan plajda, şezlong ve şemsiye hizmeti sunulur. Uzunkum Plajı’nda, kamp alanı, konaklama yerleri ve yeme - içme mekanları vardır. Çamlık mevkiine oldukça yakın olan plaj, yaz tatili için güzel bir seçenektir.
Ünye’nin kıyısında yer alan Atatürk Parkı, büyük bir alanı kaplar. Geniş bir alanda kurulan sahil parkı, insanların hoşça vakit geçirebileceği seçeneklere sahiptir. Çay bahçesi, lokanta, çocuk oyun alanı, futbol sahası, yürüyüş parkuru, amfi tiyatro, basketbol sahası, kameriye ve banklar… Atatürk Parkı, her mevsimde ziyaret alır. Deniz tutkunlarının seyir köşesi, stresten uzaklaşmak isteyenlere huzur dolu bir manzara sunar.
Ünye’nin bir köyü ve aynı zamanda mesire alanı olan Cevizdere, Ünye - Fatsa yolu üzerindedir. Cevizdere Irmağı’nın kıyısındaki mesirelik, ceviz ağaçlarının bol olması sebebiyle bu adı almıştır. İlkbahar ve yaz aylarında birçok kişiyi misafir eden Cevizdere, ilçe merkezinden yaklaşık 7 km uzaklıktadır.
Gülyalı ilçesini denizle buluşturan Mavi Dünya Plajı, yaklaşık 1,5 km’lik bir kumsala sahiptir. Tepealtı’nda bulunan plaj, her mevsim ziyaret edilir. Yazları plaj hizmeti seçeneğine sahip olan Mavi Dünya, balık restoranları ve çay bahçesi ile ilgi çekicidir. Kumsalda, kamp yapmaya uygun alanlar da vardır.
Otantik Halk Plajı, Gülyalı - Tepealtı’nda bulunur. Halk plajı olarak her türlü imkana sahip olan bu alanda, sosyal tesisi bulunur. Kumla kaplı plaj, berrak deniziyle yaz boyu Gülyalı’nın ilgi noktalarından biri olur. Otantik Plaj’ın bir kısmı, çadır kampı için uygundur. Sosyal tesis, her mevsim hizmete açıktır.
İlçeden yaklaşık 5 km uzaklıktaki Budak köyünde bulunan Çamaş Kanyonu, Ordu’nun doğal zenginliklerinden biridir. Budak Kanyonu olarak da anılan bu güzellik, yaklaşık 4 km’dir. Tabiat tutkunlarının buluşma yeri, trekking ve kano gibi doğa sporlarına elverişlidir. Trekking parkuru, kanyonun şekli nedeni ile bazı yerlerde zorlaşabilir. Su seviyesi mevsim şartlarına göre değişkenlik gösterdiği için buraya tedbirli gelinmesi önerilir. Kanyonda, kırmızı benekli alabalık ve çevresindeki ormanlarda birçok endemik bitli türü bulunur.
Çaybaşı’na bağlı Kapılı köyünde yer alan etkileyici güzellik, Çıngırt Şelalesi olarak da bilinir. İlçeye 18 km mesafede olan Kapılı Şelalesi, etrafı yeşilliklerle kaplı, el değmemiş bir tabiat harikası… Doğa tutkunları için orta zorlukta bir yürüyüş parkuru olan şelale çevresi, hayranlık yaratan görüntüsü ile aynı zamanda bir dinlenme noktasıdır.
Çaybaşı, Kazankaya mevkiinde bulunan şelale, iki basamaklıdır. Kapılı Şelalesi ile beraber ilçenin en güzel trekking rotalarından biri olan Kazankaya Şelalesi, huzur bulmak isteyenlerin buluşma yeridir. Buğulu görüntüsüyle doğa harikası, taşların üzerinden geçerken pırıl pırıl ve kusursuz bir görüntü yaratır.
Çaybaşı, İlküvez mevkiinde bulunan Aşıklı Şelalesi, küçük bir şelale olmasına rağmen bakir doğası ile ilgi çeker. Ormanlık bir alanı aşarak gelen bu güzellik, yine bir su kaynağına karışır. Huzur dolu ve dinlendirici bir görüntü yaratan şelale, doğa yürüyüşü etkinliklerinin ilgi gören durakları arasında bulunuyor.
İkizce - Devecik yolu üzerinde bulunan tarihi bir un değirmenidir. Cin Değirmeni’nin çevresi, yemyeşil bir mesireliktir. Diyek Irmağı’nda bulunan değirmen, birçok efsaneye konu olmuştur. Bölge sakinlerinin sıkça ziyaret ettiği bu alan, ilçe merkezine 17 km mesafededir. 1970’li yıllarda sel nedeniyle tahrip olduğu için un değirmeni yenilenmiştir.
Kabadüz ilçesindeki Çambaşı Yaylası’nın yanında bulunan Turnalık Yaylası, doğal su kaynakları, şelale ve çam ormanlarına sahiptir. Geleneksel yayla evlerinin dizili olduğu Turnalık mevkii, el değmemiş, yemyeşil alanlarıyla, görenleri kendine hayran bırakır. İlkbahar ve yaz ayları, yaylanın en güzel zamanlarıdır. Yüksekte konumladığı için Turnalık yaz boyu serin kalır.
Kabadüz’ün Yokuşdibi beldesinde bulunan Emine Pınarı Mesire Alanı, her mevsim ziyaret edilir. Seyirlik bir kar manzarasına sahip mesirelik, orman örtüsünün daha da zengin olduğu ilkbahar ve yaz aylarında daha sık ziyaret edilir. Rakımı yaklaşık 1700 metredir. Çoğu ladin ve çam ağacı olan pek çok bitki çeşidini barındıran Emine Pınarı Mesire Alanı’nda, konaklamak için bir dağ evi ve restoran bulunur.
Yoroz Kent Ormanı, Altınordu’nun Saraycık Mahallesi mevkiinde geniş bir alana yayılır. Şehir merkezine yaklaşık 20 km uzaklıkta konumlu kent ormanı, deniz ve orman manzarası barındıran eşsiz bir mesire alanıdır. Yoroz Tepesi olarak da bilinen bu alanda, seyir terası ve yürüyüş parkuru bulunur. Yoroz’un belli bir kısmına kadar araçla ulaşım sağlanır. Yaklaşık 1 km’lik bir yürüyüş yolunun ardından kent ormanına ulaşılır.
Altınordu Plajları, Akyazı ve Cumhuriyet Mahallesi mevkiindedir. Kent sakinlerinin yaz boyunca popüler sosyalleşme alanı olan bu plajlar, Karadeniz’in güzelliğini gözler önüne serer. Kumbaşı kumsalı, Cumhuriyet Mahallesindeki halk plajı, mavi bayraklı kumsalları ile Altınordu, çevre şehirlerden de yaz boyunca ziyaretçi alır.
Kayabaşı, Altınordu’ya bağlı bir mahalledir. Bu mahalle, ekoturizm faaliyetleri ile ünlüdür. Köy yaşamını merak eden ya da özlem duyan şehirlilere hitap eder. Kayabaşı, meyve bahçesi, tarla ve çiftliğiyle ilgi çeker. Ordu’ya yaklaşık 10 km mesafede, yemyeşil bir vadide dere ve şelaleleriyle hayranlık yaratan ekoturizm merkezi, köy evlerinde konaklama imkanı da sunar.
Turnasuyu Vadisi, Altınordu’nun bakir köşelerinden biridir. Kent merkezine yaklaşık 9 km mesafede konumlu doğa harikası, uzun ve güzel bir yürüyüş parkurudur. Vadiye adını veren Turnasuyu Deresi, Canik Dağlarından gelerek Karadeniz’e kavuşur. Tatlı su balıklarına yuva olan berrak suyu, Karadeniz’e ulaştığı noktada seyirlik bir manzara yaratır. Trekking rotası, Turnasuyu Plajı’nda bitirilmelidir.
Karadağ Kanyonu, Turnasuyu Nehri’nin süslediği saklı kalmış bir güzellik olarak Altınordu’da yer alır. Zafer Mahallesi içindeki bu oluşum, nehrin granit kayaları aşınmasıyla meydana gelmiştir. Kano trekking, olta balıkçılığı ve piknik aktiviteleri için tercih edilen kanyon, Turnasuyu Vadisi’nde huzur dolu köşesidir.
Büyüleyici güzelliklerle bezeli Çambaşı, Ordu’nun ünlü yaylalarından biridir. Kabadüz ilçesinde konumlu doğa harikası, yaklaşık 1850 metre yüksekliğe sahiptir. Yazı ayrı, kışı ayrı güzeldir. Bahar aylarında yeşeren yamaçlarında rengarenk çiçekler açar. Bol oksijenli havası, tabiat tutkunlarını buraya davet eder. Yayla evi, konaklama tesisi, kayak merkezi, alabalık çiftliği, restoranı ve kampa uygun alanları ile Çambaşı Yaylası, doğa ile kucaklaşmak isteyenlerin buluşma yeridir.
Çambaşı Kayak Merkezi, babylift ve telesiyeji ile kış sporları için Karadeniz’in ilk tercihidir. Yaylada düzenlenen Kar Festivali, her yıl eğlenceli etkinliklerle şenlenir.
Sarmaşık Kaplıcası, Fatsa’ya yaklaşık 10 km mesafede konumlu şifa kaynağıdır. Yaklaşık 47 derecelik sıcaklığı ile pek çok hastalığın tedavisine yardımcıdır. Kaplıca suyunun Cenevizlilerden bu yana kullanıldığı rivayet edilir. Karadeniz’e oldukça yakın olan termal merkez, Ilıca Kaplıcası ismiyle de bilinir. Şifalı sudan yararlanmak isteyenler için burada bir havuz bulunur.
Çermik Gölü, tabii güzelliklerle ve göllerle bezeli Gölköy’e 500 metre uzaklıktadır. Her daim sıcak olan mineralli suyu, kaplıca özelliği taşır. Özellikle böbrek rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olarak kullanılır. Çermik Gölü’nün etrafı sık bir ormanlıktır. İlçenin şifa kaynağı, her sene 20 Mayıs’ta bahar şenliklerine ev sahipliği yapar.
Ünye’nin meşhur Bakırcılar Çarşısı, Kaledere Mahallesindeki Kazancılar sokakta bulunur. Geç Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi dükkanların sıralandığı çarşıda, hala zanaatkarlık yapılır. Bakırcılar Arastası olarak da bilinir. Burada bakırdan yapılış mutfak ve süs eşyaları satılır. Tarihi dokusunu koruyan bu çarşı, Ünye’ye özgü hediyelik eşyalarıyla ilgi toplar.
Ünye’nin Kaledere Mahallesi’nde bulunan ve ilçeye gelenlerin uğrak yeri olan Orta Çarşı, kendisiyle aynı adı taşıyan cadde üzerindedir. Çarşının 4 arastası vardır. Ünye’nin en bilinen alışveriş noktasında birçok mağaza bulunur. Cadde boyu dizili mağazaların bir kısmı, uzun yıllar boyunca Orta Çarşı’da varlığını sürdürmüş, ahilik geleneğini halen devam ettirmeye çalışan esnaflara aittir.
Novada Ordu Alışveriş Merkezi, Altınordu Şarkiye Mahallesinde yer alır. Kafe, restoran ve sinema salonları ile kentin kapalı alanda sosyalleşme ihtiyacını karşılarken birçok markayı bir araya getirir. Özel günlerde çeşitli aktivitelerin düzenlendiği Novada Ordu’da çocuklara öze eğitici atölye günleri ilgi çekicidir.