İl merkezinde konumlu Hüdavent Hatun Türbesi, 1312 - 13 yıllarında Selçuklu zamanında yapılmıştır. Selçuklu sultanlarından IV. Kılıç Arslan’ın kızı Hüdavent Hatun’un kabrine ev sahipliği yapan türbe, dantel gibi özenli işlemelerle bezeli, taş işçiliğinin nadide örneklerinden biridir. Sekizgen şeklinde tasarlanmış tarihi yapı, konik bir kubbe ile tamamlanmıştır. İçi de dışı kadar süslü olan Hüdavent Hatun Türbesi’nde Paşa Hatun ve Belkıs Hanım’ın mezarları da bulunur.
1866 tarihli Niğde Saat Kulesi, Ziya Paşa tarafından yaptırılmıştır. Niğde Kalesi’nin batı tarafındaki burcu sekizgen kaide eklenerek saat kulesine çevrilmiştir. Demir şerefeye sahip olan tarihi kule, köşk tipi bir kubbe ile süslenmiştir. Yaklaşık 41 metre yüksekliğe sahip olan bu kule, kalenin ve kentin simgelerindendir.
Şehir merkezindeki Yenice Mahallesinde bulunan Dörtayak Türbesi, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde olan dört tane ayak üzerine kondurulmuş bir kubbeye sahiptir. Taştan yapılan türbenin ayaklar arasındaki kemerleri parmaklıklarla çevrilmiştir. Türbenin yanında aynı adlı çeşme, 1764 - 65 tarihinde Ebubekir Ağa tarafından yaptırılmıştır. İnşa kitabesi ve sanduka hakkında bir bilgi bulunmadığı için Dörtayak Türbesi’nin de çeşme ile aynı yıllara yapıldığı öne sürülür.
Sungurbey Camii, kent merkezinde, kendisi ile aynı adı taşıyan mahallede bulunur. 1335 tarihli yapı, İlhanlılar zamanında inşa edilmiştir. Dönemin valisi Sungur Bey tarafından yaptırılmış cami, taş işçiliğinin güzel örneklerinden birini teşkil eder. Sarı trakit taşından yapılmış olan kutsal mekan, tek şerefeli iki minareye sahiptir.
Camiyi yaptıran Sungur Bey’in türbesi, ibadethanenin bitişiğindedir. Türbe, sekizgen şeklinde tasarlanmış olup konik kubbe ile tamamlanmıştır. Sungurbey Camii ve Türbesi, hala ibadete açıktır.
Sırali Camii, aynı isimli mahallede, Niğde’nin merkezindedir. Caminin inşa kitabesi bulunmamasına rağmen, güneybatısında yer alan Sırali Çeşmesi, 1712 tarihli bir kitabeye sahip olduğu için, kutsal mekanın da bu tarihlerde yapıldığı kabul edilir. Kaba yontu taşından yapılmış olan tarihi ibadethane, Sır Ali Mescidi olarak da bilinir ve hala kullanılır. Caminin bitişiğinde aynı adlı bir türbe bulunur.
İl merkezindeki Balhasan Mahallesinde konumlu Kığılı Camii, 1694 - 95 senesinde inşa edilmiş bir Osmanlı camisidir. Hacı Hasan Ağa’nın yaptırmış olduğu tarihi cami, kare olarak tasarlanmış, kubbe ile süslenmiştir. Hala ibadete açık olan yapının taş minaresi, tek şerefelidir. Pazar Camii adıyla da anılır.
Niğde Kalesi, şehir merkezinde, yüksek bir tepede yer alır. M.Ö. 8. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen tarihi yapı, yıllar boyu Niğde ve çevresinde hakimiyet kurmuş medeniyetlerin üssü olmuştur. Şehir, bu kalenin etrafına genişlemiştir. Büyük ölçüde varlığını korumuş olan bu yapı, farklı zamanlarda onarımdan geçmiş ve kentin değerlerinden bir haline gelmiştir.
Kalenin batı yakasındaki burcu, 1866 senesinde Ziya Paşa tarafından saat kulesine dönüştürülmüştür. Yapının yanı başında meşhur Niğde gazozu eşliğinde dinlenme imkanı sunan bir kafe ve çocuk parkı bulunur. Niğde Saat Kulesi ve Kalesi’nin silueti ile süslenen şehri, bir de kale mevkiinden seyretmek gerekir.
Hanım Camii, 1452 senesinde yapılmıştır. İl merkezindeki Burhan Mahallesinde konumlanmış olan tarihi yapı, birkaç defa onarılarak günümüze kadar gelebilmiştir. Afife Hanım Camii olarak da bilinir. Taştan yapılmış kutsal mekan, kiremit çatılı olarak tasarlanmış olup sade bir görüntüye sahiptir ve hala kullanıma açıktır.
1670 tarihli Murat Paşa Camii, Niğde’nin merkezindedir. Dört kubbe ile örtülü olan tarihi yapı, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Kutsal mekan, genel olarak sade bir görünüme sahiptir. Avlu kapısı ve iç mekanı bezemelerle donatılmış olan Murat Paşa Camii, bugüne dek birkaç kez onarılmış ve işlevini yitirmeden günümüze kadar gelebilmiştir.
Diğer ismi Çelebi Hüsamettin Ağa Camii’dir. Kent merkezinde konumlu tarihi ibadethanenin, inşa kitabesi bulunmamakta, mimari özelliklerine bakılarak caminin 16. yüzyılda Osmanlı Dönemi’nde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kurşun kaplı kubbesi ve iç mekanı donatan süslemeleriyle dikkat çeken kutsal mekan, hala işlevini korur. Kentteki birçok tarihi yapı gibi trakit taşından yapılan Dışarı Camii, tek şerefeli ve kurşun külahlı bir minareye sahiptir.
Darü’z-Zikr Mescidi, il merkezinde yer alır. İnşa tarihi bilinmeyen yapının 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir. Mescidin üzeri düz bir çatı ile kapatılmıştır. Sade bir görüntüye sahip olan ibadethane, varlığını bugüne kadar sürdürebilmiştir.
1413 tarihli Eskiciler Mescidi, kent merkezinde yer alır. Hacı Mahmut’un yaptırmış olduğu tarihi ibadethane, ahşap tavanlıdır. İç mekanı kalem işi süslemelerle donatılmış olup, bakımsız kaldığı için günümüzde kullanılmamaktır.
Gündoğdu Türbesi, şehir merkezinde yer alır. İnşa kitabesi yoktur; ancak türbede yatan Gündoğdu oğlu Ahi Bevvap 1344 tarihinde hayatını kaybettiği için kutsal mekanın da o yıllarda yapıldığı tahmin edilir. Kare olarak tasarlanmış yapı, trakit taşından yapılmış, içten kubbe olarak görünen bir külahla süslenmiştir.
İl merkezine bağlı Gümüşler beldesinde bulunan Orta Çağ’dan kalma Gümüşler Manastırı, kaya içine oyularak inşa edilmiştir. Kutsal mekan, Kapadokya’nın köklü geçmişinden bugüne kadar ulaşabilmiş en büyük ibadethanelerden biridir. Mezar kalıntıları, avludan geçiş sağlanan yeraltı şehri ile aynı zamanda bir örenyeri olan manastır, kapalı haç şeklinde planlanmıştır. Gümüşler Manastırı’nda, ikonografik duvar resimleri ve freskler bulunur. Bu özel parçalara bakılarak kutsal yapının 10 veya 11. yüzyıllarda inşa edildiği öne sürülür.
Şah Mescidi, diğer adı ile Şahinali Camii, Niğde’nin merkezinde bulunur. İnşa tarihi bilinmeyen kutsal mekanın mimari yapısına göz önüne alındığında 15. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilir. Küçük bir ibadethane olan Şah Mescidi, taştan yapılmış, düz bir dam ile örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir ve hala ibadete açıktır.
1223 tarihli Alaeddin Camii, Anadolu Selçuklu Dönemi eserlerinden biridir. Bulunduğu mahalleye adını veren kutsal yapı, kent merkezinde konumludur. Selçuklu Dönemi mimari eserlerinin pek çoğunda olduğu gibi bu camide de taş işleme sanatının muazzam örnekleri bulunur.
Alaeddin Camii’nin en hoş detayı, doğu kapısının üzerinde gizlidir. Özenle işlenmiş portalin üzerinde, bahar ve yaz boyunca saat 09:30 - 11:00 arasında bir kadın silueti belirir. “Taçlı Kadın Başı” olarak isimlendirilmiş bu detay, hala ibadete açık olan caminin en özel süslemesidir. Rivayete göre bu kadın, portali işleyen taş ustasının büyük bir aşkla sevdiği Niğde sancak beyinin kızıdır. Bir başka söyleme göre ise Alaeddin Keykubat’ın kızıdır.
Kıble Mescidi, Niğde’nin merkezinde konumlanmıştır. Osmanlı Dönemi’nden kalma ibadethanenin 1522 - 1584 yılları arasında yapıldığı tahmin edilir. Kubbeli mescid, taştan yapılmıştır. Bugüne dek çeşitli onarımlardan geçerek varlığını korumuş olan mescidin dışı özgün olsa da içi, asıl halinden uzaklaşmıştır. Güneyinde çeşmesi olan kutsal mekan, hala işlevini korur.
1762 tarihli Cullaz Mescidi, il merkezindedir. Kiremit çatılı tarihi mekanda, minare bulunmamaktadır. Moloz taş kullanılarak inşa edilmiş, iç mekanda sütun ve kemerlerle süslenmiştir. Oldukça sade tasarlanmış olan ibadethane, zamanla özgünlüğünü yitirmiş olsa da hala işlevini korur.
Eretna Beyliği zamanında yaptırılmış olan Esen Bey Türbesi, Niğde’nin merkezinde bulunur. İnşa tarihi net olmayan kutsal mekanın, moloz ve kesme taştan örülmüş duvarları zamanla yıpranmış olsa da yapı hala ayaktadır. Yukarı doğru uzayan bir kubbe ile süslü türbede, Gıyaseddin Mehmet Bey’in torunu Esen Bey’in kabri bulunur.
Kemal Ümmi Türbesi, kent merkezinde bulunur. Kubbeli olarak tasarlanmış türbede iki sanduka vardır. Kutsal mekanın içi özgünlüğünü yitirmiş olsa da kesme taştan örülmüş dış duvarları hala sağlamdır. Türbenin mimari özelliklerine bakılarak 18. yüzyılda yapıldığı öne sürülür.
Şehir merkezinde bulunan Kesikbaş Türbesi, sade olarak tasarlanmış, tek katlı ve dikdörtgen şeklindedir. Herhangi bir süslemeye sahip olmayan türbede, Şemsi Tebrizi’nin kabrinin olduğuna inanılır.
Rahmaniye Camii, Niğde’nin merkezinde konumlanmış, 1747 yılında inşa edilmiş tarihi ibadethanelerden biridir. Osmanlı Dönemi eseri, kemerlerle süslenmiş, kiremit bir çatı ile örtülmüştür. Tek şerefeli bir minareye sahip bu cami, bölgeye özgü trakit taşından yapılmıştır. Mihrabı ve iç mekanı barok tarzı süslemelerle donatılmış olan kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
İl merkezinde konumlanan Şah Süleyman Türbesi’nin kitabesi olmadığı için inşa tarihi bilinmemektedir. Eyvanlı olarak tasarlanmış türbenin mimari özellikleri 13 ya da 14. yüzyılı işaret eder. Tek sandukaya sahip olan kutsal yapı, trakit taşından inşa edilmiş ve çeşitli onarımlardan geçerek günümüze kadar gelebilmiştir.
1844 tarihli Konaklı Kilise, il merkezine bağlı Konaklı beldesindedir. Bazilika olarak tasarlanmış kutsal mekan, işemeli sütunlarla ve kemerlerle süslenmiş, bir dönem cami olarak kullanıldığı için fresklerinin üzeri boya ile kapatılmıştır. 1924’e kadar Rum kilisesi olarak hizmet vermeye devam etmiş, belediyeye tahsis edildikten sonra ise bir süre depo olarak kullanılmıştır. Dikdörtgen planlı kutsal mekan, yanlarda küçük kubbelerle donatılmıştır. Günümüzde bakımsız kalmış olsa da etkileyici görüntüsünden bir şey kaybetmemiştir.
Niğde’nin merkezine bağlı Eski Saray Mahallesinde konumlanmış olan Ermeni Kilisesi, bazilika olarak tasarlanmıştır. 19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen kutsal mekanın tamamı kesme taştan yapılmıştır. İşlemeli sütunlar üzerine yerleştirilmiş kemerleri ve revaklı avlusu ile bütünlüğünü koruyan bu yapı, kullanılmadığı için bakımsız durumdadır.
Ulukışla ilçesinde bulunan Mehmet Paşa Külliyesi, 1610 - 1622 yılları arasında Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Gösterişli duruşundan bir şey kaybetmeyen kompleks, cami, hamam, arasta, kervansaray ve handan oluşur. Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları şiirine ilham veren han, Mehmet Paşa Külliyesi’nin hanıdır. Cami, han ve kervansaray günümüze kadar gelebilmiştir. Yapıldığı dönemde ticaret yolları üzerinde önemli bir konuma sahip olan külliye, ayakta kalan bölümleriyle günümüzde de işlevini koruyor.
Bilginler Konağı, Bor ilçesinde yer alan geleneksel Niğde evlerinden biridir. Geç Osmanlı Dönemi’ne ait olan tarihi konak, ahşap pencereleri, iç ve dış mekan süslemeleriyle dikkat çeker. Yakın zamanda onarılmış olan konak, kerpiç ve moloz taştan yapılmış olup günümüzde kütüphane ve etnografik objelerin sergilendiği bir müze olarak hizmet verir.
Bor ilçesine bağlı Kemerhisar beldesinde keşfedilmiş olan Tyana Antik Kenti, Hititler tarafından kurulmuştur. Romalılar zamanda geliştirilen antik şehir, Güney Kapadokya Bölgesi’ne başkentlik yapmıştır. Antik kentte, Roma Havuzu, su kemerleri, yapı ve sur kalıntıları görülebilir. Hititler zamanında Tuwanuwa olarak anılmış Tyana Antik Kenti, hala sağlam duran su kemerleri ile Kemerhisar beldesine isim vermiştir.
Roma Havuzu, Bor ilçesinin geçmişini aydınlatan Kemerhisar beldesindeki Tyana Antik Kenti’nde yer alır. Antik kentin görkemli su kemerlerini besleyen havuzun içi kesme taşla kaplıdır. Özgünlüğünü koruyan antik havuzun, M.S. 2. ya da 3. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir. Günümüzde yüzme yarışmaları gibi çeşitli etkinliklerin düzenlendiği antik havuz, Tyana’nın da en dikkat çekici üyelerinden biridir.
Bor ilçesinde keşfedilmiş olan Yedioda Kaya Mezarları, ilçe merkezine yaklaşık 8 km uzaklıktadır. Tonozlu odalar halinde oluşturulmuş tarihi alanın çevresinde yerleşim yeri kalıntılarına da rastlanmıştır. Birbirine bağlı koridorlarla geçiş sağlanan mezar odalarının bazıları geometrik motiflerle bezenmiştir.
Kısaca Paşa Camii adıyla da anılan kutsal mekan, Bor ilçesine bağlı Çarşı Mahallesinde konumludur. 1573 senesinde Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bedesten üzerine kurulmuş olan tarihi ibadethane, iç mekandaki zengin süslemeleriyle dikkat çekicidir. Sokullu Mehmet Paşa Camii, bedesten kısmıyla beraber hala işlevini sürdürür.
Bor ilçesine bağlı Çukur Mahallesinde yer alan Ulu Camii, 1410 senesinde ibadete açılmıştır. Karamanoğlu Alaaddin Bey tarafından yaptırıldığı için diğer ismi Sultan Alaaddin Camii’dir. Dikdörtgen şeklinde tasarlanmış kutsal mekan, ahşap direkli ve kırma çatılıdır. Mihrabı ve minberi işlemelerle donatılmıştır. Tarihi ibadethane, bugüne dek geçirdiği onarımlar neticesinde hala işlevini korur.
Bor ilçesine bağlı Kale Mahallesinde yer alan kutsal mekan, Kale Camii adıyla da anılır. Cami, 1530 senesinde ibadete açılmıştır. Taştan inşa edilmiş, kiremit kaplama kubbe ile süslenmiştir. Kemerli pencerelerle aydınlatılan Şeyh İlyas Camii’nin avlusunda 20. yüzyıla ait mezarların yer aldığı bir hazire bulunur.
Bor Kültür Evi, tarihi bir Ermeni kilisesinin dönüştürülmesi ile kurulmuştur. Sokubaşı Mahallesinde konumlu bu mekan, kesme taştan inşa edilmiş, yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Kültür Evi’nde Niğde ve Bor ilçesine dair birçok detay görülebilir. El sanatları eserleri ve geleneksel eşyalarla donatılmış Bor Kültür Evi, tarihi atmosferi ile ilgi çekicidir.
Bor ilçesine bağlı Çukurhan beldesinde bulunan Yerhan’ın 13 - 16. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilir. Çatı örtüsü büyük ölçüde yok olmuş bu mekan, duvar ve tonozlu yapısı ile ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Tarihi yapılara merak duyanların görmek isteyeceği Yerhan’ın bir kısmı toprak altındadır.
1558 tarihli Kale Çeşmesi, Bor ilçesinin Kale Mahallesinde yer alır. Kesme taştan yapılmış olan bu çeşme, iki olukludur. Sivri kemerlerle süslenmiş yapıda çeşitli bezemeler görülebilir. Günümüze bütünlüğünü korumuş bir şekilde ulaşmış olup hala işlevini sürdürür.
Aynı adlı caminin altında, Bor ilçesinin Orta Mahallesinde yer alan Dabakhane Çeşmesi, cami yenilenmesine rağmen özgünlüğünü korumuştur. Tek cepheli tarihi çeşme, kesme taştan yapılmış, musluğu yuvarlak kemerli bir nişin içine yerleştirilmiştir. Çeşme, günümüzde de kullanılmaktadır.
Bor ilçesine bağlı Orta Mahallesinde yer alan Eski Hamam, 1460 senesinde inşa edilmiştir. İbrahim Bey Hamamı adıyla da bilinen tarihi mekan, çifte hamam olarak planlanmış, taştan inşa edilmiştir. Kiremit kaplı kubbeleri, aydınlatma pencerelerine sahiptir. Sıcaklık, ılıklık, soğukluk ve soyunmalık kısımlarından oluşan Eski Hamam, günümüzde de hizmet vermeye devam eder.
Yeni Hamam, Bor ilçesinin tarihi yapılarından biri olan Yeni Hamam, 1575 - 80 yılları arasında inşa edilmiştir. Sokullu Mehmet Paşa Hamamı adıyla da bilinir. Çifte hamam olarak tasarlanmış, tuğla ve taştan yapılmıştır. Aydınlatma penceresine sahip iki kubbe ile örtülü tarihi hamam, yakın tarihte restore edilmiştir.
Kavlaktepe Yeraltı Şehri, Çamardı ilçesinde, eski ismi Bulduruş olan Kavlaktepe köyünde keşfedilmiştir. Hititler Dönemi’nde kurulmuş ve sonraki yüzyıllarda da kullanılmış olan yerleşim yeri, tüneller boyunca odalara bölünmüştür. Değirmen taşına benzer oda kapıları ve havalandırmaya sahip olan yeraltı şehri, geçmişe ilgi duyanların görmek isteyeceği yerlerdendir.
Çamardı Rum Kilisesi, Maden Mahallesinde yer alır. Bazilika şeklinde tasarlanmış kutsal mekan, kesme ve moloz taştan inşa edilmiştir. Üç sahınlı olarak planlanmış kilisesinin orta sahın tavanındaki freskler dikkat çekicidir. Tarihi kilisesinin bir kısmı yıkık durumdadır. Yapı, işlevini kaybetmiş olsa da kısmen günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Niğde’ye bağlı Karatlı beldesinde keşfedilmiş olan Kuş Kayası Kaya Mezarları, vadi boyunca iki yamaca yayılmış toplam 14 adet mezardan oluşur. Benzer şekilde tasarlanmış mezarların bazılarında giriş kapısı yuvarlak kemerli, bazılarında ise dikdörtgen formundadır. Mezarlardan biri iki katlıdır. Çevre sakinleri tarafından Kızlar Mağarası olarak anılan iki katlı mezar, diğerlerine kıyasla daha büyüktür.
Kent merkezine bağlı Eski Saray Mahallesinde bulunan tarihi Rum kilisesi, kesme taştan inşa edilmiştir. Bazilika olarak planlanmış kutsal mekan, Hz. İsa ve havarilerini betimleyen fresk ve rozetlerle süslenmiştir. Kemerli sütunların başları da süslemelerle bezeli olan Niğde Rum Kilisesi, günümüze sağlam bir şekilde gelmiştir.
Andaval Kilisesi, Niğde’nin merkezinde bulunan eski adı Andaval (Andabalis) olan Aktaş Mahallesinde yer alır. Geç Antik Dönem’de tarihlendirilen kutsal mekan, I. Konstantin tarafından annesi Helena’ya adanmıştır. Bu yüzden Konstantin Helena Kilisesi olarak anılır. Üst örtüsü büyük ölçüde kaybolmuş olsa da yapı kısmen ayaktadır. Tarihi kilisenin duvar resimleri oldukça ilgi çekicidir.
Niğde’nin merkezinde, kentin en yüksek noktası olan Alaaddin Tepesi, Frig Dönemi’nden bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmış 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’dır. Niğde Kalesi ve Saat Kulesi’nin de bulunduğu bu tepe, tarihi ev ve dükkanlarla çevrilidir. Tepede bulunan park, güzel bir kent manzarası seyretmek için ideal bir noktadır.
Fertek Yerlatı Şehri, Niğde’nin merkezinde, Manastır mevkiinde keşfedilmiştir. Tarihi yerleşim yeri, kayaların oyulmasıyla yapılmıştır. Alt katı birbirine tünellerle bağlanmış 7 odadan oluşur. Üst katta da tünelin peşi sıra salon ve odalar sıralanmıştır. I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altına alınmış olan yeraltı şehri, turistik amaçlı olarak düzenlenmemiş olduğu için bakımsız kalmıştır.
1764 - 65 yıllarında Ebubekir Ağa tarafından yaptırılmış olan Dörtayak Camii, şehir merkezine bağlı Yenice Mahallesinde yer alır. Ahşap tavanlı düz bir çatı ile örtülü kutsal mekanın duvarları taştan örülmüştür. Künkbaşı Camii adıyla da bilinir. Harim ve son cemaat kısmındaki mihrabı ile dikkat çeken tarihi ibadetahne, günümüzde de kullanılır.
Niğde’nin merkezine bağlı Aktaş beldesinde bulunan tarihi yerleşim yeri, kayalık bir alanın çevresine kurulmuştur. Birden fazla girişi olan bu alanda tüf kayalardan yapılma yapı kalıntıları göze çarpar. Yerleşim yerinin orta kısmında inşa tarihi bilinmeyen bir şapel yıkıntısı bulunur.
Şapkalıkaya Kaya Mezarları ve Yerleşimi, merkeze bağlı Dikilitaş beldesindeki Yaylayolu köyüne yaklaşık 3,5 km uzaklıkta yer alır. Tek parça kayalığın içine oyulmuş kaya mezarı ve yerleşimi, tarih meraklılarının ilgisini çeker. Mezar odası, tapınağa benzer bir yapıda olup çeşitli kaya kabartmaları ile süslenmiştir. Şapkalıkaya’nın çevresinde iki yeraltı şehri daha bulunur.
Niğde’nin merkezine bağlı Saruhan Mahallesinde yer alan Akmedrese, 1409 senesinde inşa edilmiştir. İki katlı tarihi mekan, Selçuklu mimarisinin nadide örneklerinden biridir. Revaklarla çevrili avlusu ve yuvarlak kemerli pencereleri ile tarihi atmosferini muhafaza etmiş olan Akmedrese’nin muhteşem bir taş işçiliğiyle bezeli taç kapısı hayranlık uyandırır. Medresenin bir bölümü kafe olarak hizmet verir, bir kısmında ise taş eserler muhafaza edilir.
Niğde’nin merkezine bağlı Narköy’de yer alan Narlıgöl Şapeli, Bizans Dönemi’nden günümüze kadar gelebilmiştir. Peribacasının içine oyularak kurulmuş olan kutsal mekan, Acıgöl Şapeli adıyla da bilinir. Şapel, aynı adlı gölün yakınında bulunur. İç mekanda fresk ve mezar kalıntıları dikkat çekicidir.
Ovacık Camii, Niğde’nin merkezindeki Ovacık beldesinde konumludur. 1774 senesinde inşa edilmiş olan kutsal mekan, aslında kilise olarak yapılmış, takip eden yıllarda minare ve mihrap eklenerek camiye dönüştürülmüştür. Üç nefli olarak tasarlanmış tarihi yapının çan kulesi de vardır. Cami, günümüzde de ibadete açıktır.
19. asırdan kalma Hamamlı Kilisesi, Niğde’nin merkezine 3,5 km mesafede, Hamamlı köyü sınırları içinde yer alır. Bazilika şeklinde üç nefli olarak planlanmıştır. Kurdunus Kilisesi adıyla da bilinen kutsal mekan, narteks başlıklarını süsleyen kabartmalarıyla hayranlık uyandırır. Yapı, günümüzde işlevini kaybetmiş olması sebebiyle bakımsız kalmıştır.
Aşağı Kayabaşı Camii, 1835 senesinde inşa edilmiş tarih bir Rum kilisesinin dönüştürülmesi ile kurulmuştur. Niğde merkeze bağlı Aşağı Kayabaşı Mahallesinde konumludur. Bazilika şeklinde tasarlanmış kutsal mekan, bazalt kesme taşından yapılmıştır. Beşik tonozlu cami, çevre sakinleri tarafından Begüm Camii ismiyle anılır ve halen ibadete açıktır.
Küçükköy Kilisesi, Niğde’nin merkezindeki Küçükköy mevkiinde konumludur. 1834 senesinde manastır kilisesi olarak yenilenmiş olan kutsal mekan, Aziz Nikolas’a adanmıştır. Üç nefli bir bazilika olarak tasarlanmış, fresklerle süslenmiştir. Çapraz tonozlara sahip olan bu yapı, günümüze sağlam olarak gelmiştir, ancak işlevini kaybetmiştir. Tarihi ibadethane, İlasan Kilisesi ismiyle de anılır.
1805 tarihli Yeşilburç Camii, Niğde’nin merkezindeki Yeşilburç köyünde yer alır. 1805 tarihli Yeşilburç Camii, Niğde’nin merkezindeki Yeşilburç köyünde yer alır. Sarı kesme taştan inşa edilmiş bir kilisenin dönüştürülmesiyle ibadete açılmıştır. Üç nefli bazilika olarak planlanmış bu yapının iki katlı ve kubbeli bir çan kulesi vardır. İç mekan tonozlarla genişletilmiş, fresk ve kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Tarihi yapı, hala cami olarak kullanılır.
Fertek Camii, Niğde merkezdeki Fertek beldesinde konumludur. 1837 tarihli bir kilisenin camiye çevrilmesiyle ibadete açılmış olan kutsal mekan, üç nefli bazilika şeklindedir. Minber, minare ve mihrap eklenen tarihi ibadethanenin bazı kısımlarında fresk kalıntıları halen görülebilir. Tarihi atmosferini muhafaza eden Fertek Camii, günümüzde de işlevini sürdürür.
Kumluca Camii, Niğde’nin merkezine bağlı Kumluca köyünde bulunur. Aslında bir kilise olan bu yapı, 1835 yılında inşa edilmiştir. Taştan örülmüş duvarları, tonozlu bir örtü ile kapatılmıştır. Camiye üçgen alınlıklı bir kapıdan girilir. İç mekanı tonozlu olan kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Niğde’nin merkezine bağlı Hasaköy’de bulunan kutsal mekan, 1848 senesinde inşa edilmiştir. Siyah renkli bazalt taşından yapılmış olan Hasaköy Kilisesi, çan kulesi ve süslemeli sütun başları ile ilgi çeker. İç mekanda fresk kalıntıları hala varlığını korur. Tarihi ibadethane, bir dönem cami olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise işlevini kaybetmiştir.
Dikilitaş Kilisesi, Niğde merkezdeki Dikilitaş beldesinde yer alır. Günümüzde halı dokuma atölyesi olarak kullanılan kutsal yapı, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Üç nefli bazilika olarak planlanmış olan kilisesinin dış cephesinde çatıya bağlantı sağlayan taş merdivenler bulunur. Batı duvarındaki aziz asker kabartması dikkat çekicidir.
Niğde’nin merkezinde, aynı adlı köyde bulunan Hançerli Camii, 1832 tarihinde kilise olarak inşa edilmiştir. Bazilika şeklinde üç nefli olarak planlanmış bu yapı, 6 sütunun oluşturduğu bir narteks bölümüne sahiptir. Sonraki yıllarda tek şerefeli bir minare eklenerek camiye çevrilmiş kutsal mekanın iç içe iki nişin içine yerleştirilmiş çeşmesi dikkat çekicidir. Hançerli Camii, hala ibadete açıktır.
Geçmişten günümüze ulaşabilmiş etkileyici yapılardan biri olan Sokullu Mehmet Paşa Bedesteni, Niğde’nin merkezine bağlı Sungurlu Mahallesinde yer alır. 16. yüzyıla ait mekan, sarı taştan inşa edilmiş, arastalı olarak planlanmıştır. Beşik tonozlu olarak tasarlanmış tarihi çarşı, sivri kemerlerle süslenmiştir.
Kent merkezindeki Aşağı Kayabaşı Mahallesinde bulunan Saruhan, 1357 senesinde Hacı Muhammed tarafından yaptırılmıştır. Asırlar boyunca yolcuları karşılayan tarihi mekan, kervansaray olarak planlanmıştır. Taştan yapılan Saruhan, görkemli duruşundan bir şey kaybetmeden çeşitli onarımlarla bugüne ulaşmıştır. Hani günümüzde restoran olarak ziyarete açıktır.
Şehir merkezine bağlı Şah Süleyman Mahallesinde bulunan Paşa Hanı, 1670 senesine aittir. İki sahınlı yapı, taştan inşa edilmiş, kervansaray olarak planlanmıştır. Osmanlı Dönemi’nin han ve kervansaray mimarisini yansıtan bu mekan, günümüzde işlevini kaybetmiş olsa da hala ayaktadır.
Kurdunus Hamamı, Niğde’nin merkezindeki Hamamlı köyünde bulunur. Hamamlı Hamamı adıyla da bilinir. 19. yüzyıldan kalma tarihi yapı, kubbeli olarak planlanmış, taştan inşa edilmiştir. Kubbesi, aydınlatma pencerelerine sahiptir. Rumlar tarafından inşa edilmiş olan tarihi hamam, günümüzde kullanılmadığı için bakımsız kalmıştır.
Niğde’nin merkezindeki Fertek beldesinde bulunur. 1852 - 53 yıllarında inşa edilmiştir. Taştan yapılma tarihi hamam, aydınlatma pencereli bir kubbeye sahiptir. Fertek Hamamı, ılıklık, sıcaklık ve soğukluk bölümlerinde meydana gelmiştir. Çapraz tonozlarla genişletilmiş iç mekan, mermerle kaplıdır. Yapı, bugüne kadar sağlam bir şekilde gelebilmiştir; ancak işlevini kaybetmiştir.
Çarşı Hamamı, Niğde’nin merkezine bağlı Balhasan Mahallesinde yer alır. İnşa kitabesi olmayan tarihi yapının 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir. Sıcaklık, ılıklık, soyunmalık ve halvet bölümlerinden oluşan bu hamam, günümüze dek birçok onarımdan geçmiş, özgün halinden uzaklaşmışsa da hala işlevini korur.
Paşa Hamamı, Niğde’nin merkezinde konumlu tarihi hamamlardan biridir. 17. yüzyıldan kalma bu yapı, kubbeli olarak planlanmıştır. Sıcaklık, soyunmalık, soğukluk ve külhan kısımlarından meydana gelmiştir. Geçirdiği onarımlarla ayakta kalabilmiş tarihi hamam, taş ve tuğladan yapılmıştır. Paşa Hamamı, günümüzde de aynı amaçla hizmete açıktır.
Yeşilburç Hamamı, Niğde’ye bağlı Yeşilburç köyünde bulunur. Tarihi yapının inşa zamanı belli değildir. Kubbe ile örtülü hamamın içi sağır kemerlerle bezelidir. Kubbesinde aydınlatma penceresi bulunan bu yapı, günümüzde kullanılmadığı için bakımsız kalmıştır.
Ulukışla ilçesinde yer alan Kırkgeçit Köprüsü, aynı adlı derenin üzerinde bulunur. Kitabesi olmayan tarihi köprünün Roma devrine ait olduğu tahmin edilir. Yapı, tek gözlü ve yuvarlak kemerli olarak tasarlanmıştır. Köprü, bugüne kadar sağlam bir şekilde ulaşabilmiştir; ancak kullanılmamaktadır.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, Ulukışla ilçesine bağlı Alpağut Mahallesinde yer alır. Aynı isimli külliyenin bir parçası olan bu yapı, 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Asırlar boyu birçok kervanın durağı olan tarihi mekan, revaklı odalar ve eyvanlardan meydana gelmiştir. Kervansaray, Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış olup sağlam bir şekilde günümüze ulaşmıştır.
Şekerpınarı Köprüsü, Ulukışla ilçesinde, Adana - Niğde sınırında bulunur. Kırkgeçit Deresi’ni süsleyen bu yapı, 1526 senesinde inşa edilmiştir. Ak Köprü adıyla da bilinir. Tek gözlü köprünün eğimli bir kemeri vardır. Hala işlevini koruyan köprünün çevresi, mesire alanı olarak kullanılır.
1615 senesinde inşa edilmiş Ulukışla Hamamı, Pazaryeri mevkiinde yer alır. Kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Sıcaklık, soğukluk, ılıklık ve halvet kısımlarına sahiptir. Halvet ve sıcaklık bölümlerinin üzeri kubbe ile örtülüdür. Tarihi hamam, bugüne kadar ayakta kalabilmeyi başarmıştır, ama günümüzde kullanılmamaktadır.
Kamereddin Hanı, Ulukışla ilçesi, Yeniyıldız köyünde konumludur. Kitabesi olmayan yapının 16. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilir. Üç nefli ve tonozlu mekan, günümüze harabe şeklinde ulaşmış olsa da tarihi mekanlara ilgi duyanların görmek isteyeceği yerlerden biridir.
Kraliçe Faustina Mezarı, Ulukışla ilçesine bağlı Başmakçı köyünde görülebilir. Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un karısı olan Kraliçe Faustina, burada kurulan bir Roma kenti Faustinapolis’e adını vermiştir. Mezar alanı, toprak yüzeyinde olup taştan yapılmıştır. Günümüzde mezarın üzeri açık bir vaziyettedir.
Altunhisar ilçesinde, Gırnavuz mevkiinde keşfedilen kalıntılar, tüf kaya içine oyulmuş kaya mezarları, kilise ve kale yapılaşmalarına aittir. Kilise kalıntısı, kaya mezarlarının yaklaşık 100 metre kadar batısında bulunur. Kale ise Opsal Deresi kıyısında konumludur.
Altunhisar ilçesine bağlı Yeşilyurt beldesinde keşfedilen yeraltı şehri, Kapadokya Bölgesi’nde bulunan tipik yerleşim alanlarına bir örnektir. 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altına alınmış olan tarihi yerleşim alanının turizme kazandırılması için moloz yığınlarından arındırılması gerekmektedir.
Yeşilyurt Sivri Kilise, Altunhisar ilçesinin Yeşilyurt beldesinde yer alır. İnşa kitabesi olmadığı için yapım zamanı bilinmeyen kutsal mekan, kapalı Yunan haçı şeklinde planlanmış, tonozu ve kubbeli bir yapıdır. Bir ara cami olarak kullanılmış, daha sonra terkedilmiştir. Bir kısmı toprak altında olan yapı, bakımsız durumdadır.
Han Köprüsü, Altunhisar ilçesinden geçen aynı adlı derenin üzerinde yer alır. Kitabesi olmayan tarihi yapı, bazalt taşından inşa edilmiştir. Kesme taşla çerçevelenmiş üç kemeri olan köprünün kemeleri yuvarlaktır. Bakımsız durumda olsa da sağlam bir şekilde bugüne kadar gelebilmiştir.
Köprübaşı Çeşmesi, Çiftlik ilçesinin Kitreli beldesinde yer alır. 1845 yapımı çeşme, kesme taştan inşa edilmiştir. Sivri kemerli tek cepheli çeşmeye 1958 senesinde üç kemer daha eklenmiştir. Kemerlerin önündeki yalak kısmı da sonradan ilave edilmiştir.
Çiftlik ilçesine bağlı Murtaza köyünün yüksek bir noktasında bulunan bu kale, tabii bir kayalık üzerine kurulmuştur. M.Ö. 2 binli yıllar itibariyle yerleşim alanı olarak kullanılmış kale ve çevresi, izinsiz kazılar neticesinde tahrip edilmiştir. Kalenin duvar ve yuvarlak formdaki burcuna ait kalıntılar bugüne kadar ulaşabilmiştir.
Göllüdağ Harabeleri, Geç Hitit Dönemi’ne ait yapı kalıntıları ve çevresini saran surları ile oldukça ilgi çeker. Ören yerinin adı, ortasında bulunan krater gölünden gelir. Göl çevresinde tapınak, ev, mabet ve saray kalıntıları keşfedilmiştir. Bu bölgeden çıkarılan heykel vb. eserlerin bir kısmı Niğde Müzesi’nde, bir kısmı ise Kayseri Müzesi’nde sergilenir.
İl merkezinde konumlu Hüdavent Hatun Türbesi, 1312 - 13 yıllarında Selçuklu zamanında yapılmıştır. Selçuklu sultanlarından IV. Kılıç Arslan’ın kızı Hüdavent Hatun’un kabrine ev sahipliği yapan türbe, dantel gibi özenli işlemelerle bezeli, taş işçiliğinin nadide örneklerinden biridir. Sekizgen şeklinde tasarlanmış tarihi yapı, konik bir kubbe ile tamamlanmıştır. İçi de dışı kadar süslü olan Hüdavent Hatun Türbesi’nde Paşa Hatun ve Belkıs Hanım’ın mezarları da bulunur.
Ulukışla’nın doğal güzelliklerinden biri olan Karagöl, Toroslardaki Bolkar dağlarının eteklerinde bulunan krater göllerinden biridir. Göl, kışları buz tutarken yazları sarı kır çiçekleriyle sarmalanır. Karagöl, Toros Kurbağası (Rana Holtzi) olarak adlandırılan endemik bir kurbağa türünün yuvasıdır. Bu eşsiz güzelliğe Çiftehan’dan Alihocaköyü, Ulukışla’dan Darboğaz mevkii üzerinden kolayca ulaşılır. Dağların yansıması ile parlayan tabiat harikasını seyretmek için öğle saatlerinden sonra gelinmesi önerilir.
1866 tarihli Niğde Saat Kulesi, Ziya Paşa tarafından yaptırılmıştır. Niğde Kalesi’nin batı tarafındaki burcu sekizgen kaide eklenerek saat kulesine çevrilmiştir. Demir şerefeye sahip olan tarihi kule, köşk tipi bir kubbe ile süslenmiştir. Yaklaşık 41 metre yüksekliğe sahip olan bu kule, kalenin ve kentin simgelerindendir.
Diğer ismi Acıgöl olan krater gölü, Niğde’nin merkezine yaklaşık 80 km uzaklıktadır. Kapadokya Bölgesi’nin zenginliklerinden biri olan gölün kükürtlü suyu, deri rahatsızlıklarında şifa kaynağı olarak kullanılır. Kuşbakışı olarak bakıldığında kalp şeklinde olan bu güzellik, vadi içerisinde saklı kalmış bir cenneti andırır. Gölün yakınındaki termal su kaynağı nedeniyle burada kaplıca merkezleri bulunur.
Şehir merkezindeki Yenice Mahallesinde bulunan Dörtayak Türbesi, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde olan dört tane ayak üzerine kondurulmuş bir kubbeye sahiptir. Taştan yapılan türbenin ayaklar arasındaki kemerleri parmaklıklarla çevrilmiştir. Türbenin yanında aynı adlı çeşme, 1764 - 65 tarihinde Ebubekir Ağa tarafından yaptırılmıştır. İnşa kitabesi ve sanduka hakkında bir bilgi bulunmadığı için Dörtayak Türbesi’nin de çeşme ile aynı yıllara yapıldığı öne sürülür.
Sungurbey Camii, kent merkezinde, kendisi ile aynı adı taşıyan mahallede bulunur. 1335 tarihli yapı, İlhanlılar zamanında inşa edilmiştir. Dönemin valisi Sungur Bey tarafından yaptırılmış cami, taş işçiliğinin güzel örneklerinden birini teşkil eder. Sarı trakit taşından yapılmış olan kutsal mekan, tek şerefeli iki minareye sahiptir.
Camiyi yaptıran Sungur Bey’in türbesi, ibadethanenin bitişiğindedir. Türbe, sekizgen şeklinde tasarlanmış olup konik kubbe ile tamamlanmıştır. Sungurbey Camii ve Türbesi, hala ibadete açıktır.
Sırali Camii, aynı isimli mahallede, Niğde’nin merkezindedir. Caminin inşa kitabesi bulunmamasına rağmen, güneybatısında yer alan Sırali Çeşmesi, 1712 tarihli bir kitabeye sahip olduğu için, kutsal mekanın da bu tarihlerde yapıldığı kabul edilir. Kaba yontu taşından yapılmış olan tarihi ibadethane, Sır Ali Mescidi olarak da bilinir ve hala kullanılır. Caminin bitişiğinde aynı adlı bir türbe bulunur.
İl merkezindeki Balhasan Mahallesinde konumlu Kığılı Camii, 1694 - 95 senesinde inşa edilmiş bir Osmanlı camisidir. Hacı Hasan Ağa’nın yaptırmış olduğu tarihi cami, kare olarak tasarlanmış, kubbe ile süslenmiştir. Hala ibadete açık olan yapının taş minaresi, tek şerefelidir. Pazar Camii adıyla da anılır.
Niğde Kalesi, şehir merkezinde, yüksek bir tepede yer alır. M.Ö. 8. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen tarihi yapı, yıllar boyu Niğde ve çevresinde hakimiyet kurmuş medeniyetlerin üssü olmuştur. Şehir, bu kalenin etrafına genişlemiştir. Büyük ölçüde varlığını korumuş olan bu yapı, farklı zamanlarda onarımdan geçmiş ve kentin değerlerinden bir haline gelmiştir.
Kalenin batı yakasındaki burcu, 1866 senesinde Ziya Paşa tarafından saat kulesine dönüştürülmüştür. Yapının yanı başında meşhur Niğde gazozu eşliğinde dinlenme imkanı sunan bir kafe ve çocuk parkı bulunur. Niğde Saat Kulesi ve Kalesi’nin silueti ile süslenen şehri, bir de kale mevkiinden seyretmek gerekir.
Hanım Camii, 1452 senesinde yapılmıştır. İl merkezindeki Burhan Mahallesinde konumlanmış olan tarihi yapı, birkaç defa onarılarak günümüze kadar gelebilmiştir. Afife Hanım Camii olarak da bilinir. Taştan yapılmış kutsal mekan, kiremit çatılı olarak tasarlanmış olup sade bir görüntüye sahiptir ve hala kullanıma açıktır.
1670 tarihli Murat Paşa Camii, Niğde’nin merkezindedir. Dört kubbe ile örtülü olan tarihi yapı, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Kutsal mekan, genel olarak sade bir görünüme sahiptir. Avlu kapısı ve iç mekanı bezemelerle donatılmış olan Murat Paşa Camii, bugüne dek birkaç kez onarılmış ve işlevini yitirmeden günümüze kadar gelebilmiştir.
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biridir Niğde. Kent merkezindeki müze, bölge tarihine ilgi duyanlar için geçmişe doğru doyurucu bir yolculuk imkanı sunar. Zengin bir içeriğe sahip olan Niğde Müzesi, 6 tane sergi salonuna sahiptir. Köşk Höyük Salonu olarak adlandırılan I. salon, 10. ve 13. yüzyıla ait mumyaların yer aldığı V. salon, oldukça dikkat çeker. Hititlerin fırtına tanrısı olan Teşup’un kabartması, III. salonda görülebilir.
Diğer ismi Çelebi Hüsamettin Ağa Camii’dir. Kent merkezinde konumlu tarihi ibadethanenin, inşa kitabesi bulunmamakta, mimari özelliklerine bakılarak caminin 16. yüzyılda Osmanlı Dönemi’nde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kurşun kaplı kubbesi ve iç mekanı donatan süslemeleriyle dikkat çeken kutsal mekan, hala işlevini korur. Kentteki birçok tarihi yapı gibi trakit taşından yapılan Dışarı Camii, tek şerefeli ve kurşun külahlı bir minareye sahiptir.
Darü’z-Zikr Mescidi, il merkezinde yer alır. İnşa tarihi bilinmeyen yapının 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir. Mescidin üzeri düz bir çatı ile kapatılmıştır. Sade bir görüntüye sahip olan ibadethane, varlığını bugüne kadar sürdürebilmiştir.
Sırali Türbesi, aynı isimli caminin bitişiğinde, il merkezinde yer alır. Kutsal mekanın kitabesi bulunmamakla beraber, camiyle aynı zamanda, 1712’de inşa edildiği tahmin edilir. Türbede Sır Ali’ye ait olduğu düşünülen bir mezar vardır.
1413 tarihli Eskiciler Mescidi, kent merkezinde yer alır. Hacı Mahmut’un yaptırmış olduğu tarihi ibadethane, ahşap tavanlıdır. İç mekanı kalem işi süslemelerle donatılmış olup, bakımsız kaldığı için günümüzde kullanılmamaktır.
Gündoğdu Türbesi, şehir merkezinde yer alır. İnşa kitabesi yoktur; ancak türbede yatan Gündoğdu oğlu Ahi Bevvap 1344 tarihinde hayatını kaybettiği için kutsal mekanın da o yıllarda yapıldığı tahmin edilir. Kare olarak tasarlanmış yapı, trakit taşından yapılmış, içten kubbe olarak görünen bir külahla süslenmiştir.
İl merkezine bağlı Gümüşler beldesinde bulunan Orta Çağ’dan kalma Gümüşler Manastırı, kaya içine oyularak inşa edilmiştir. Kutsal mekan, Kapadokya’nın köklü geçmişinden bugüne kadar ulaşabilmiş en büyük ibadethanelerden biridir. Mezar kalıntıları, avludan geçiş sağlanan yeraltı şehri ile aynı zamanda bir örenyeri olan manastır, kapalı haç şeklinde planlanmıştır. Gümüşler Manastırı’nda, ikonografik duvar resimleri ve freskler bulunur. Bu özel parçalara bakılarak kutsal yapının 10 veya 11. yüzyıllarda inşa edildiği öne sürülür.
Şah Mescidi, diğer adı ile Şahinali Camii, Niğde’nin merkezinde bulunur. İnşa tarihi bilinmeyen kutsal mekanın mimari yapısına göz önüne alındığında 15. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilir. Küçük bir ibadethane olan Şah Mescidi, taştan yapılmış, düz bir dam ile örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir ve hala ibadete açıktır.
Şeref Ali Türbesi, şehir merkezinde konumlanmış tarihi yapılardan biridir. 1865 - 66 yıllarından kalma türbe, trakit taşından yapılmıştır ve tek katlıdır. Sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş konik bir çatısı vardır. Türbenin içindeki taş sandukanın kitabesi yoktur.
1223 tarihli Alaeddin Camii, Anadolu Selçuklu Dönemi eserlerinden biridir. Bulunduğu mahalleye adını veren kutsal yapı, kent merkezinde konumludur. Selçuklu Dönemi mimari eserlerinin pek çoğunda olduğu gibi bu camide de taş işleme sanatının muazzam örnekleri bulunur.
Alaeddin Camii’nin en hoş detayı, doğu kapısının üzerinde gizlidir. Özenle işlenmiş portalin üzerinde, bahar ve yaz boyunca saat 09:30 - 11:00 arasında bir kadın silueti belirir. “Taçlı Kadın Başı” olarak isimlendirilmiş bu detay, hala ibadete açık olan caminin en özel süslemesidir. Rivayete göre bu kadın, portali işleyen taş ustasının büyük bir aşkla sevdiği Niğde sancak beyinin kızıdır. Bir başka söyleme göre ise Alaeddin Keykubat’ın kızıdır.
Kıble Mescidi, Niğde’nin merkezinde konumlanmıştır. Osmanlı Dönemi’nden kalma ibadethanenin 1522 - 1584 yılları arasında yapıldığı tahmin edilir. Kubbeli mescid, taştan yapılmıştır. Bugüne dek çeşitli onarımlardan geçerek varlığını korumuş olan mescidin dışı özgün olsa da içi, asıl halinden uzaklaşmıştır. Güneyinde çeşmesi olan kutsal mekan, hala işlevini korur.
1762 tarihli Cullaz Mescidi, il merkezindedir. Kiremit çatılı tarihi mekanda, minare bulunmamaktadır. Moloz taş kullanılarak inşa edilmiş, iç mekanda sütun ve kemerlerle süslenmiştir. Oldukça sade tasarlanmış olan ibadethane, zamanla özgünlüğünü yitirmiş olsa da hala işlevini korur.
Eretna Beyliği zamanında yaptırılmış olan Esen Bey Türbesi, Niğde’nin merkezinde bulunur. İnşa tarihi net olmayan kutsal mekanın, moloz ve kesme taştan örülmüş duvarları zamanla yıpranmış olsa da yapı hala ayaktadır. Yukarı doğru uzayan bir kubbe ile süslü türbede, Gıyaseddin Mehmet Bey’in torunu Esen Bey’in kabri bulunur.
Kemal Ümmi Türbesi, kent merkezinde bulunur. Kubbeli olarak tasarlanmış türbede iki sanduka vardır. Kutsal mekanın içi özgünlüğünü yitirmiş olsa da kesme taştan örülmüş dış duvarları hala sağlamdır. Türbenin mimari özelliklerine bakılarak 18. yüzyılda yapıldığı öne sürülür.
Şehir merkezinde bulunan Kesikbaş Türbesi, sade olarak tasarlanmış, tek katlı ve dikdörtgen şeklindedir. Herhangi bir süslemeye sahip olmayan türbede, Şemsi Tebrizi’nin kabrinin olduğuna inanılır.
Rahmaniye Camii, Niğde’nin merkezinde konumlanmış, 1747 yılında inşa edilmiş tarihi ibadethanelerden biridir. Osmanlı Dönemi eseri, kemerlerle süslenmiş, kiremit bir çatı ile örtülmüştür. Tek şerefeli bir minareye sahip bu cami, bölgeye özgü trakit taşından yapılmıştır. Mihrabı ve iç mekanı barok tarzı süslemelerle donatılmış olan kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
İl merkezinde konumlanan Şah Süleyman Türbesi’nin kitabesi olmadığı için inşa tarihi bilinmemektedir. Eyvanlı olarak tasarlanmış türbenin mimari özellikleri 13 ya da 14. yüzyılı işaret eder. Tek sandukaya sahip olan kutsal yapı, trakit taşından inşa edilmiş ve çeşitli onarımlardan geçerek günümüze kadar gelebilmiştir.
Cullaz Sokak, tarihi Niğde evlerinin sıralandığı özel yerlerden biridir. Songur Mahallesine bağlı olan bu sokak, kentleşmenin ilk örneklerini barındırır. 19. yüzyıl itibariyle ortaya konan sivil mimari örnekleri, Geç Osmanlı Dönemi’nin kalabalık ailelerine uygun, avlulu, geniş evlerden oluşur. Niğde’nin geleneksel evleri eşliğinde geçmişe kısa bir yolculuk yapmak isteyenler, burayı mutlaka görmeli…
Şehir merkezinde bulunan Kadıoğlu Sokak, Aşağı Kayabaşı Mahallesindedir. Cullaz Sokak gibi geleneksel Niğde evlerinin dizildiği sokakta, en fazla iki katlı olan yapılar bulunur. Geç Osmanlı Dönemi stilinin neredeyse birebir muhafaza edildiği, taş evlerin geniş avlulara açıldığı bu sokak, Niğde’den ayrılmadan evvel ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir.
1844 tarihli Konaklı Kilise, il merkezine bağlı Konaklı beldesindedir. Bazilika olarak tasarlanmış kutsal mekan, işemeli sütunlarla ve kemerlerle süslenmiş, bir dönem cami olarak kullanıldığı için fresklerinin üzeri boya ile kapatılmıştır. 1924’e kadar Rum kilisesi olarak hizmet vermeye devam etmiş, belediyeye tahsis edildikten sonra ise bir süre depo olarak kullanılmıştır. Dikdörtgen planlı kutsal mekan, yanlarda küçük kubbelerle donatılmıştır. Günümüzde bakımsız kalmış olsa da etkileyici görüntüsünden bir şey kaybetmemiştir.
Niğde’nin merkezine bağlı Eski Saray Mahallesinde konumlanmış olan Ermeni Kilisesi, bazilika olarak tasarlanmıştır. 19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen kutsal mekanın tamamı kesme taştan yapılmıştır. İşlemeli sütunlar üzerine yerleştirilmiş kemerleri ve revaklı avlusu ile bütünlüğünü koruyan bu yapı, kullanılmadığı için bakımsız durumdadır.
Ulukışla ilçesinde bulunan Mehmet Paşa Külliyesi, 1610 - 1622 yılları arasında Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Gösterişli duruşundan bir şey kaybetmeyen kompleks, cami, hamam, arasta, kervansaray ve handan oluşur. Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları şiirine ilham veren han, Mehmet Paşa Külliyesi’nin hanıdır. Cami, han ve kervansaray günümüze kadar gelebilmiştir. Yapıldığı dönemde ticaret yolları üzerinde önemli bir konuma sahip olan külliye, ayakta kalan bölümleriyle günümüzde de işlevini koruyor.
Borlu şeyhlerden, şair Ahmet Kuddusi, 1840 yılında vefat etmiş dönemin önemli kişilerinden biridir. İlk olarak Eski Mezarlık’a defnedilen Kuddusi Hazretleri, daha sonra Armutlu Mahallesinde yer alan işlemelerle bezeli sekizgen şeklinde tasarlanmış türbeye taşınmıştır. Kuddusi Baba Türbesi olarak da anılan kutsal mekan, yakın zamanda restore edilmiştir.
Bor ilçesine bağlı Kemerhisar beldesinde keşfedilmiş olan Tyana Antik Kenti, Hititler tarafından kurulmuştur. Romalılar zamanda geliştirilen antik şehir, Güney Kapadokya Bölgesi’ne başkentlik yapmıştır. Antik kentte, Roma Havuzu, su kemerleri, yapı ve sur kalıntıları görülebilir. Hititler zamanında Tuwanuwa olarak anılmış Tyana Antik Kenti, hala sağlam duran su kemerleri ile Kemerhisar beldesine isim vermiştir.
Roma Havuzu, Bor ilçesinin geçmişini aydınlatan Kemerhisar beldesindeki Tyana Antik Kenti’nde yer alır. Antik kentin görkemli su kemerlerini besleyen havuzun içi kesme taşla kaplıdır. Özgünlüğünü koruyan antik havuzun, M.S. 2. ya da 3. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir. Günümüzde yüzme yarışmaları gibi çeşitli etkinliklerin düzenlendiği antik havuz, Tyana’nın da en dikkat çekici üyelerinden biridir.
Bor’a bağlı Çarşı Mahallesi’nde yer alan Sarı Saltuk Türbesi, 13. yüzyılda inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı türbenin kiremit kaplı küçük bir kubbesi bulunur. Türbede, Yunus Emre’nin hocası Tapduk Emre’nin ustası Sarı Saltuk’a ait bir sanduka bulunur.
Bor ilçesinde keşfedilmiş olan Yedioda Kaya Mezarları, ilçe merkezine yaklaşık 8 km uzaklıktadır. Tonozlu odalar halinde oluşturulmuş tarihi alanın çevresinde yerleşim yeri kalıntılarına da rastlanmıştır. Birbirine bağlı koridorlarla geçiş sağlanan mezar odalarının bazıları geometrik motiflerle bezenmiştir.
Kısaca Paşa Camii adıyla da anılan kutsal mekan, Bor ilçesine bağlı Çarşı Mahallesinde konumludur. 1573 senesinde Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bedesten üzerine kurulmuş olan tarihi ibadethane, iç mekandaki zengin süslemeleriyle dikkat çekicidir. Sokullu Mehmet Paşa Camii, bedesten kısmıyla beraber hala işlevini sürdürür.
Bor ilçesine bağlı Değirmenler Mahallesinde konumlu Sarı Camii, sarı taştan yapılmıştır. 1205 tarihli kitabeye sahip olan bu yapı, günümüze kadar pek çok kez yenilenmiştir. Sarı taştan yapılma tek şerefeli bir minaresi olan yapı, kubbe ile örtülmüştür ve günümüzde de ibadete açıktır.
Bor ilçesine bağlı Çukur Mahallesinde yer alan Ulu Camii, 1410 senesinde ibadete açılmıştır. Karamanoğlu Alaaddin Bey tarafından yaptırıldığı için diğer ismi Sultan Alaaddin Camii’dir. Dikdörtgen şeklinde tasarlanmış kutsal mekan, ahşap direkli ve kırma çatılıdır. Mihrabı ve minberi işlemelerle donatılmıştır. Tarihi ibadethane, bugüne dek geçirdiği onarımlar neticesinde hala işlevini korur.
Bor ilçesine bağlı Kale Mahallesinde yer alan kutsal mekan, Kale Camii adıyla da anılır. Cami, 1530 senesinde ibadete açılmıştır. Taştan inşa edilmiş, kiremit kaplama kubbe ile süslenmiştir. Kemerli pencerelerle aydınlatılan Şeyh İlyas Camii’nin avlusunda 20. yüzyıla ait mezarların yer aldığı bir hazire bulunur.
Bor ilçesinin Bahçeli beldesine bağlı Cumhuriyet Mahallesinde yer alan Eski Camii, taştan yapılmış, kubbelerle örtülmüştür. İnşa kitabesi olmayan kutsal mekan, bugüne dek birçok kez elden geçirilmiş, günümüze bütünlüğünü koruyarak gelmiştir. Minaresi de yenilenmiş olan Eski Camii, hala ibadete açıktır.
Büyük Camii olarak da anılan tarihi ibadethane, Bor ilçesinin Çukurkuyu beldesinde yer alır. Kitabesine göre 1892 - 93 yılında inşa edilmiş olan Hamzalı Camii, kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri büyük kemerlerle süslü olan caminin iki renkli taştan yapılmış tek şerefeli bir minaresi vardır.
Bekdik Camii, Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu beldesinde konumludur. İnşa kitabesine göre 1889 - 90 yıllarında yapılmıştır. Kesme taştan yapılan duvarları üzerinde kiremit kaplı, düz bir çatı taşıyan tarihi ibadethanenin yapıdan bağımsız olarak tasarlanmış tek şerefeli bir minaresi vardır. Bugüne kadar birkaç kez onarılmış olan kutsal yapı, hala ibadete açıktır.
Abdurrahman Paşa Camii, Bor ilçesine bağlı Başpınar Mahallesinde yer alan bir Osmanlı Dönemi ibadethanesidir. 1747 tarihli kutsal mekan, ahşap tavan üzerine Marsilya kiremit kaplama bir çatı ile örtülüdür. Bugüne kadar birkaç kez onarılmış, taş minaresi 1959 senesinde eklenmiştir. Tarihi cami, günümüzde de ibadete açıktır.
Hacı Veli Camii, Bor ilçesinin Armutlu Mahallesinde bulunur. Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi ibadethane, kapsamlı bir onarıma tabi tutulmuştur. Avlusuz olarak planlanan caminin haziresinde Hafız Yağcızade Mustafa Efendi’ye ait bir mezar yer alır. Tarihi ibadethane, hala işlevini korur.
20. yüzyılın ilk yıllarında inşa edilmiş olan Abdullatif Camii, Bor ilçesinin Harım Mahallesinde yer alır. Moloz taş dolgulu kerpiç duvarları üzerinde kiremit kaplı kırma çatı taşır. Son cemaat kısmı sivri kemerle süslenmiştir. Tek şerefeli taş bir minaresi olan caminin mermerden yapılma minber ve mihrabı daha sonra eklenmiştir. Abdullatif Camii, günümüzde de ibadete açıktır.
Aladağlar Kamp Alanı, büyük bir bölümü Kayseri sınırları içinde yer alan Aladağlar Milli Parkı’nda, Çamardı ilçesi, Çukurbağ mevkiinde yer alır. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken doğal alanda, profesyonel rehber eşliğinde trekking ve tırmanış aktiviteleri yapılabilir. Muhteşem manzaralararı ve el değmemiş tabiatı ile hayranlık uyandıran bu alan, özellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde ziyaret edilir. Burada bungalov evlerde konaklama imkanı da bulunur.
Çamardı Rum Kilisesi, Maden Mahallesinde yer alır. Bazilika şeklinde tasarlanmış kutsal mekan, kesme ve moloz taştan inşa edilmiştir. Üç sahınlı olarak planlanmış kilisesinin orta sahın tavanındaki freskler dikkat çekicidir. Tarihi kilisesinin bir kısmı yıkık durumdadır. Yapı, işlevini kaybetmiş olsa da kısmen günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Kent merkezine bağlı Eski Saray Mahallesinde bulunan tarihi Rum kilisesi, kesme taştan inşa edilmiştir. Bazilika olarak planlanmış kutsal mekan, Hz. İsa ve havarilerini betimleyen fresk ve rozetlerle süslenmiştir. Kemerli sütunların başları da süslemelerle bezeli olan Niğde Rum Kilisesi, günümüze sağlam bir şekilde gelmiştir.
Andaval Kilisesi, Niğde’nin merkezinde bulunan eski adı Andaval (Andabalis) olan Aktaş Mahallesinde yer alır. Geç Antik Dönem’de tarihlendirilen kutsal mekan, I. Konstantin tarafından annesi Helena’ya adanmıştır. Bu yüzden Konstantin Helena Kilisesi olarak anılır. Üst örtüsü büyük ölçüde kaybolmuş olsa da yapı kısmen ayaktadır. Tarihi kilisenin duvar resimleri oldukça ilgi çekicidir.
Niğde’nin merkezinde, kentin en yüksek noktası olan Alaaddin Tepesi, Frig Dönemi’nden bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmış 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’dır. Niğde Kalesi ve Saat Kulesi’nin de bulunduğu bu tepe, tarihi ev ve dükkanlarla çevrilidir. Tepede bulunan park, güzel bir kent manzarası seyretmek için ideal bir noktadır.
1764 - 65 yıllarında Ebubekir Ağa tarafından yaptırılmış olan Dörtayak Camii, şehir merkezine bağlı Yenice Mahallesinde yer alır. Ahşap tavanlı düz bir çatı ile örtülü kutsal mekanın duvarları taştan örülmüştür. Künkbaşı Camii adıyla da bilinir. Harim ve son cemaat kısmındaki mihrabı ile dikkat çeken tarihi ibadetahne, günümüzde de kullanılır.
1839 tarihli Fesleğen Camii, Niğde merkeze bağlı Efendi Bey Mahallesinde konumludur. Moloz taştan örülmüş duvarları, düz bir çatı ile örtülüdür. Mukarnaslı mihrabı ile dikkat çeken tarihi cami, bugüne dek geçirdiği onarımlar neticesinde özgün halinden uzaklaşmış olsa da işlevini korur.
Ömerağa Camii, Niğde’nin merkezindeki Fertek beldesinde yer alır. 1673 senesinde inşa edilmiş olan kutsal yapı, tek kubbe ile süslenmiştir. Son cemaat yeri, sütunlar üzerinde yükselen sivri kemerlerle bezelidir. Tek şerefeli taş bir minareye sahip olan tarihi ibadethane, günümüzde de işlevini sürdürür.
Elmalı Eski Camii, Niğde’nin merkezindeki Elmalı beldesinde yer alır. İnşa zamanı bilinmeyen tarihi cami, taştan yapılmıştır. Sekizgen kasnak üzerine yerleştirilmiş olan kubbesi de taşla kaplıdır. İç mekanda özenli bir kalem işçiliği göze çarpar. Süslemelerin yanına 1933 (H. 1352) tarihi işlenmiştir. Tek şerefeli minaresi ile Eski Camii, hala ibadete açıktır.
Koyunlu Camii, 1899 senesinde inşa edilmiştir. Niğde merkeze bağlı Koyunlu beldesinde yer alan tarihi cami, dikdörtgen olarak tasarlanmış, düz bir çatı ile kapatılmıştır. Tavanı işlemelerle bezeli caminin mihrap ve minberi de kalem işi ile süslenmiştir. Yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılan tarihi ibadethanenin kapısı da kemerlidir.
1848 - 49 yıllarında inşa edilmiş olan Tekke Camii, Gümüşler beldesinde konumludur. Sarı taştan inşa edilmiş olan tarihi ibadethane, harim bölümünde üç sahına ayrılmıştır. İç mekanı oldukça sade olan bu cami, 1963 yılında onarımdan geçirilmiş olup özgün halinden kısmen uzaklaşmıştır.
Hikmet Baba Türbesi, Niğde’nin merkezindeki Değirmenli beldesinde yer alır. Köy mezarlığında konumlu kutsal mekan, kubbeli olarak taştan inşa edilmiştir. Kitabesi olmadığı için ne zaman yapıldığı bilinmeyen türbede, mukarnaslı bir mihrap bulunur. Çevre sakinleri tarafından sıkça ziyaret edilen tarihi yapıda taştan bir sanduka bulunur.
Niğde’nin merkezine bağlı Narköy’de yer alan Narlıgöl Şapeli, Bizans Dönemi’nden günümüze kadar gelebilmiştir. Peribacasının içine oyularak kurulmuş olan kutsal mekan, Acıgöl Şapeli adıyla da bilinir. Şapel, aynı adlı gölün yakınında bulunur. İç mekanda fresk ve mezar kalıntıları dikkat çekicidir.
Ovacık Camii, Niğde’nin merkezindeki Ovacık beldesinde konumludur. 1774 senesinde inşa edilmiş olan kutsal mekan, aslında kilise olarak yapılmış, takip eden yıllarda minare ve mihrap eklenerek camiye dönüştürülmüştür. Üç nefli olarak tasarlanmış tarihi yapının çan kulesi de vardır. Cami, günümüzde de ibadete açıktır.
19. asırdan kalma Hamamlı Kilisesi, Niğde’nin merkezine 3,5 km mesafede, Hamamlı köyü sınırları içinde yer alır. Bazilika şeklinde üç nefli olarak planlanmıştır. Kurdunus Kilisesi adıyla da bilinen kutsal mekan, narteks başlıklarını süsleyen kabartmalarıyla hayranlık uyandırır. Yapı, günümüzde işlevini kaybetmiş olması sebebiyle bakımsız kalmıştır.
Aşağı Kayabaşı Camii, 1835 senesinde inşa edilmiş tarih bir Rum kilisesinin dönüştürülmesi ile kurulmuştur. Niğde merkeze bağlı Aşağı Kayabaşı Mahallesinde konumludur. Bazilika şeklinde tasarlanmış kutsal mekan, bazalt kesme taşından yapılmıştır. Beşik tonozlu cami, çevre sakinleri tarafından Begüm Camii ismiyle anılır ve halen ibadete açıktır.
Küçükköy Kilisesi, Niğde’nin merkezindeki Küçükköy mevkiinde konumludur. 1834 senesinde manastır kilisesi olarak yenilenmiş olan kutsal mekan, Aziz Nikolas’a adanmıştır. Üç nefli bir bazilika olarak tasarlanmış, fresklerle süslenmiştir. Çapraz tonozlara sahip olan bu yapı, günümüze sağlam olarak gelmiştir, ancak işlevini kaybetmiştir. Tarihi ibadethane, İlasan Kilisesi ismiyle de anılır.
1805 tarihli Yeşilburç Camii, Niğde’nin merkezindeki Yeşilburç köyünde yer alır. 1805 tarihli Yeşilburç Camii, Niğde’nin merkezindeki Yeşilburç köyünde yer alır. Sarı kesme taştan inşa edilmiş bir kilisenin dönüştürülmesiyle ibadete açılmıştır. Üç nefli bazilika olarak planlanmış bu yapının iki katlı ve kubbeli bir çan kulesi vardır. İç mekan tonozlarla genişletilmiş, fresk ve kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Tarihi yapı, hala cami olarak kullanılır.
Fertek Camii, Niğde merkezdeki Fertek beldesinde konumludur. 1837 tarihli bir kilisenin camiye çevrilmesiyle ibadete açılmış olan kutsal mekan, üç nefli bazilika şeklindedir. Minber, minare ve mihrap eklenen tarihi ibadethanenin bazı kısımlarında fresk kalıntıları halen görülebilir. Tarihi atmosferini muhafaza eden Fertek Camii, günümüzde de işlevini sürdürür.
Kumluca Camii, Niğde’nin merkezine bağlı Kumluca köyünde bulunur. Aslında bir kilise olan bu yapı, 1835 yılında inşa edilmiştir. Taştan örülmüş duvarları, tonozlu bir örtü ile kapatılmıştır. Camiye üçgen alınlıklı bir kapıdan girilir. İç mekanı tonozlu olan kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Niğde’nin merkezine bağlı Hasaköy’de bulunan kutsal mekan, 1848 senesinde inşa edilmiştir. Siyah renkli bazalt taşından yapılmış olan Hasaköy Kilisesi, çan kulesi ve süslemeli sütun başları ile ilgi çeker. İç mekanda fresk kalıntıları hala varlığını korur. Tarihi ibadethane, bir dönem cami olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise işlevini kaybetmiştir.
Dikilitaş Kilisesi, Niğde merkezdeki Dikilitaş beldesinde yer alır. Günümüzde halı dokuma atölyesi olarak kullanılan kutsal yapı, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Üç nefli bazilika olarak planlanmış olan kilisesinin dış cephesinde çatıya bağlantı sağlayan taş merdivenler bulunur. Batı duvarındaki aziz asker kabartması dikkat çekicidir.
Niğde’nin merkezinde, aynı adlı köyde bulunan Hançerli Camii, 1832 tarihinde kilise olarak inşa edilmiştir. Bazilika şeklinde üç nefli olarak planlanmış bu yapı, 6 sütunun oluşturduğu bir narteks bölümüne sahiptir. Sonraki yıllarda tek şerefeli bir minare eklenerek camiye çevrilmiş kutsal mekanın iç içe iki nişin içine yerleştirilmiş çeşmesi dikkat çekicidir. Hançerli Camii, hala ibadete açıktır.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, Ulukışla ilçesine bağlı Alpağut Mahallesinde yer alır. Aynı isimli külliyenin bir parçası olan bu yapı, 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Asırlar boyu birçok kervanın durağı olan tarihi mekan, revaklı odalar ve eyvanlardan meydana gelmiştir. Kervansaray, Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış olup sağlam bir şekilde günümüze ulaşmıştır.
Çinili Göl, Ulukışla ilçesinde konumlu muazzam bir güzelliktir. Bolkar Dağlarının eteğindeki buzul göllerden biridir. Derinliği yaklaşık 100 metreyi bulan bu gölün rakımı da 2600 metreye ulaşır. Her mevsim bambaşka bir güzelliğe bürünür Çinili Göl. Doğaseverlerin gözde yeri, endemik bir tür olan Toros kurbağasının da yuvasıdır.
Ulukışla ilçesi, Darboğaz köyü mevkiinde bulunan Meydan Yaylası, Torosların uzantısı olan Bolkar Dağlarının eşsiz güzellikleri arasında yer alır. Oksijene doymak isteyenlerin uğrak yeri, Karagöl’e de oldukça yakındır. Burada kamp kurmak ve piknik yapmanın tadı başkadır. Doğa yürüyüşü için de uygun olan yayla, özellikle kiraz mevsiminde ziyaret edilmeli.
Kraliçe Faustina Mezarı, Ulukışla ilçesine bağlı Başmakçı köyünde görülebilir. Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un karısı olan Kraliçe Faustina, burada kurulan bir Roma kenti Faustinapolis’e adını vermiştir. Mezar alanı, toprak yüzeyinde olup taştan yapılmıştır. Günümüzde mezarın üzeri açık bir vaziyettedir.
Altunhisar ilçesi, Bayatönü dolaylarında keşfedilmiş olan Karaasmaz Mağaraları, yüzlerce yıl boyunca birçok kişiye yaşam alanı olmuştur. Kapadokya Bölgesi’ndeki tipik mağara yerleşimlerinden biri olan bu oluşum, şimdilerde depo olarak kullanılmıştır.
Şafak Camii, Altunhisar ilçesine bağlı Ulukışla beldesinde yer alır. 1922 - 23 yıllarında inşa edilmiştir. Kesme taştan yapılan kutsal mekan, düz bir çatı ile örtülüdür. Çini ile bezeli mihrabı ve taş - tuğla karışımından yapılma minberi ile dikkat çeken tarihi ibadethane, iki şerefeli bir minare ile taçlandırılmıştır. 1963’te onarımdan geçen cami, günümüzde hala kullanılır.
Altunhisar ilçesinin Ulukışla beldesinde bulunan Seyit Ali Ağa Camii, 1817 - 18 yıllarında inşa edilmiştir. Moloz taştan yapılma kutsal mekanın kiremit kaplı çatısı vardır. Son cemaat yeri tek sütun tarafından bölünmüş iki yuvarlak kemere sahiptir. Günümüzde hala kullanılan caminin ahşap bir minaresi vardır.
Yeşil Camii, Altunhisar ilçesi, Ulukışla beldesinde yer alır. Kubbelerle örtülü kutsal mekan, kesme taştan inşa edilmiştir. Minber ve mihrabı mermerden yapılmış, taş minaresi iki şerefe ile taçlandırılmıştır. Mahfile uzanan merdivenler, yapıya sonradan eklenmiştir. Tarihi cami, günümüzde de işlevini korur.
Yeşilyurt Sivri Kilise, Altunhisar ilçesinin Yeşilyurt beldesinde yer alır. İnşa kitabesi olmadığı için yapım zamanı bilinmeyen kutsal mekan, kapalı Yunan haçı şeklinde planlanmış, tonozu ve kubbeli bir yapıdır. Bir ara cami olarak kullanılmış, daha sonra terkedilmiştir. Bir kısmı toprak altında olan yapı, bakımsız durumdadır.
Ulukışla’nın doğal güzelliklerinden biri olan Karagöl, Toroslardaki Bolkar dağlarının eteklerinde bulunan krater göllerinden biridir. Göl, kışları buz tutarken yazları sarı kır çiçekleriyle sarmalanır. Karagöl, Toros Kurbağası (Rana Holtzi) olarak adlandırılan endemik bir kurbağa türünün yuvasıdır. Bu eşsiz güzelliğe Çiftehan’dan Alihocaköyü, Ulukışla’dan Darboğaz mevkii üzerinden kolayca ulaşılır. Dağların yansıması ile parlayan tabiat harikasını seyretmek için öğle saatlerinden sonra gelinmesi önerilir.
Diğer ismi Acıgöl olan krater gölü, Niğde’nin merkezine yaklaşık 80 km uzaklıktadır. Kapadokya Bölgesi’nin zenginliklerinden biri olan gölün kükürtlü suyu, deri rahatsızlıklarında şifa kaynağı olarak kullanılır. Kuşbakışı olarak bakıldığında kalp şeklinde olan bu güzellik, vadi içerisinde saklı kalmış bir cenneti andırır. Gölün yakınındaki termal su kaynağı nedeniyle burada kaplıca merkezleri bulunur.
Bor ilçesi, Okçu mevkiinde bulunan Kayabaşı Parkı, yeşil alanları ile ünlü olan ilçenin huzur dolu köşelerinden biridir. Bor ve çevresinden pek çok kişinin ziyaret ettiği bu parkta çocuk oyun alanı, yürüyüş yolu, süs havuzu ve piknik yerleri bulunur. Amfi tiyatrosunda yaz boyunca konser ve çeşitli etkinlikler sahnelenir.
Bor ilçesi, Sıra Söğütler mevkiinde bulunan Pınarbaşı Piknik Alanı, yemyeşil, huzur dolu bir mesireliktir. Trekking, piknik ve kamp için tercih edilir. Havalar ısınır ısınmaz birçok kişinin ziyaret ettiği Pınarbaşı Piknik Alanı’nda restoran da bulunur.
Aladağlar Kamp Alanı, büyük bir bölümü Kayseri sınırları içinde yer alan Aladağlar Milli Parkı’nda, Çamardı ilçesi, Çukurbağ mevkiinde yer alır. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken doğal alanda, profesyonel rehber eşliğinde trekking ve tırmanış aktiviteleri yapılabilir. Muhteşem manzaralararı ve el değmemiş tabiatı ile hayranlık uyandıran bu alan, özellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde ziyaret edilir. Burada bungalov evlerde konaklama imkanı da bulunur.
Demirkazık Dağı, Torosların uzantısı, Aladağlar’ın en yüksek noktalarından biridir. Zirvedeki rakımı 3756 metredir. Çamardı ilçesi sınırları içinde bulunan bu dağ, zorlu bir tırmanış parkuruna sahiptir. Yalnızca profesyonel dağcılar için ekipmanlı bir şekilde tırmanılması önerilir. Eteklerinde trekking ve kamp için muhteşem manzaralı alanlar vardır. Burada konaklama için dağ evi de bulunur.
Emli Vadisi, Çamardı ilçesinin Çukurbağ köyü mevkiinde konumludur. Özellikle kamp tutkunları tarafından ziyaret edilen tabii alanda, ahşap piknik üniteleri bulunur. Boğaz şeklindeki vadinin başlangıcındaki su kaynağı, ilkbahar ve sonbaharda coşkulu bir şekilde akar. Emli Vadisi, huzur verici manzarası ile tabiat aşıklarını buraya davet eder.
Çamardı ilçesinde yükselen Demirkazık Dağı’nın eteklerindeki Sokullu Pınar Kamp Alanı, doğa tutkunları ve kampçıların Niğde’deki uğrak yerlerinden biridir. Huzur dolu ve sakin atmosferi ile tabiatın kalbinde vakit geçirmek için ideal olan Sokullu Pınar, piknik ve doğa yürüyüşüne müsaittir.
Çinili Göl, Ulukışla ilçesinde konumlu muazzam bir güzelliktir. Bolkar Dağlarının eteğindeki buzul göllerden biridir. Derinliği yaklaşık 100 metreyi bulan bu gölün rakımı da 2600 metreye ulaşır. Her mevsim bambaşka bir güzelliğe bürünür Çinili Göl. Doğaseverlerin gözde yeri, endemik bir tür olan Toros kurbağasının da yuvasıdır.
Ulukışla ilçesi, Darboğaz köyü mevkiinde bulunan Meydan Yaylası, Torosların uzantısı olan Bolkar Dağlarının eşsiz güzellikleri arasında yer alır. Oksijene doymak isteyenlerin uğrak yeri, Karagöl’e de oldukça yakındır. Burada kamp kurmak ve piknik yapmanın tadı başkadır. Doğa yürüyüşü için de uygun olan yayla, özellikle kiraz mevsiminde ziyaret edilmeli.
Altunhisar ilçesi, Bayatönü dolaylarında keşfedilmiş olan Karaasmaz Mağaraları, yüzlerce yıl boyunca birçok kişiye yaşam alanı olmuştur. Kapadokya Bölgesi’ndeki tipik mağara yerleşimlerinden biri olan bu oluşum, şimdilerde depo olarak kullanılmıştır.
Altunhisar ilçesi, Çiftlik yolu üzerindeki doğa harikası, ilçe merkezine yaklaşık 12 km uzaklıktadır. Vadiyi süsleyen dere, özellikle bahar aylarında daha coşkulu akar. Her mevsim ziyaret edilen bu vadi, piknik, kamp ve doğa yürüyüşü aktiviteleri için uygundur.
Çiftehan Kaplıcası, Ulukışla ilçesinin doğal zenginliklerinden biridir. Yaklaşık 52 santigrat derece sıcaklığa sahip olan şifa kaynağı, romatizma, kadın hastalıkları ve sindirim sistemi bozukluklarının tedavisine yardımcı olarak tercih edilir. Çevresi alabildiğine yeşil olan Çiftehan Kaplıcası, Roma ve Bizanslılardan bu yana kullanılır. Kaplıca yakınlarında konaklama yerleri bulunur.