Mersin ili Anamur ilçesinde yüksek kayalıklar üzerinde konumlanan Mamure Kalesi, antik temeller üzerinde bulunur. 1988 yılında kalede yapılan kazılar sonucunda çıkarılan kalıntıların Rigmonai Antik Kenti’ne ait olduğu düşünülür. İç avlu, dış kale ve iç kale olmak üzere üç bölümden oluşan Mamure Kalesi, otuz dokuz kulesi, camii, su sarnıçları ve çevresinde yer alan hendeklerle dikkat çeker. Çift katlı kalenin üst katına merdivenlerle ulaşım sağlanır. Karamanoğulları döneminde inşa edilmiş olan kale ve çevresinde MS 3-4. yy’da bir Roma yerleşimi olduğu düşünülür. Kalenin kuzey yönünde ise bir hamam kalıntısı görülür.
18. yy sonunda onarım gördüğü ve yapısına eklemeler yapıldığı bilinen kale, 1960’larda tekrar onarımdan geçmiştir.
Mersin ili Erdemli ilçesinde yer alan Kanlıdivane Antik Kenti, Kanlıdivane obruğu çevresinde yer alır. MÖ 2-MS 7. yy arasında kesintisiz bir şekilde bölgenin yerleşim aldığı bilinir. Kentte Helenistik dönemde bir kale olduğu, poligonal örgülü bir sur duvarının keşfi ile ortaya çıkarılır. Yapılan çalışmalar sonucunda bölgede yer alan birçok mekânın zeytin işleme atölyesi olması dikkat çeker. Kentin aynı zamanda ticaret için Akkale Antik Limanı’nı kullandığı da ortaya çıkarılır.
Mersin ili Erdemli ilçesinde yer alan Kızkalesi, yapıda yer alan yazıta göre 1199 yılında I. Leon tarafından inşa ettirilir. Kızkalesi mahallesinde bir adacağın üzerinde kurulu olan yapı, Deniz Kalesi olarak da adlandırılır. Yunanlı tarihçi Strabon, Romalılar zamanında kalenin korsanlar tarafından kullanıldığını ifade eder. Mersin Müzesi’nin gerçekleştirdiği kazı çalışmalarında kalenin orta bölümünde bir yapı kompleksi ve kompleksin içerisinde şapel ortaya çıkarılır. Kale tabanında mozaikler ve opus sectile döşemeler ile karşılaşılabilir.
Mersin ili Erdemli ilçesinde yer alan Adamkayalar, MS 2.yy’a tarihlenir. Şeytan Deresi Vadisi’nde görülen kayalarda on bir adet farklı çerçeve bulunur. Kabartmalar arasında sıklıkla dört ölü ziyafeti sahnesi yinelenir. Çerçevelerde zamanın Romalı aileleri, yöneticileri ve komutanlarının kabartmalarının yer aldığı düşünülür.
Mersin ili Silifke ilçesi Cambazlı köyünde bulunan Cambazlı Kilisesi, bölgede yer alan bir tarihi kilisedir. Kilisenin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı hakkında net bir bilgi mevcut değildir. Üç nefli kilisenin neflerini ayıran sütunlardan kuzey yönündekiler yıkıktır. Kilisenin temenos duvarları ise günümüzde ayakta durur.
Mersin ili Silifke ilçesinde bulunan Silifke Kalesi’nin Helenistik veya Erken Roma Dönemi’ne ait olduğu tahmin edilir. Yüksek bir tepe üzerinde konumlanan kalede yapı kalıntıları, depolar, kemerli galeriler ve su sarnıçları görülür. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, 17.yy’da yirmi üç burcu olduğu belirtilen kale günümüze on adet burcuyla ulaşmıştır.
Mersin ili Silifke ilçesinde bulunan Aya Thekla Kilisesi, 4.yy’da inşa edilir. Azize Thekla’nın MS 1.yy’da yaşadığı ve Hristiyan dünyasının önemli isimlerinden Aziz Paul’ün öğrencisi olduğu bilinir. Kilisenin üst kısmında bulunan kalıntılar MS 5.yy’ın ikinci yarısına aittir. Bazilika planlı yapı, daha önce bulunduğu alanda yer alan mevcut bir kilisenin yerine inşa edilir. Bugün mevcut olan sarnıcın kuzeydoğusunda konumlanan Adak Kilisesi ise MS 476-491 yıllarında İmparator Zenon tarafından Azize Thekla’ya ithafen inşa ettirilir. Bölgede yer alan Adak Kilisesi ile Küçük Kilise arasında tarihte bir hamamın yer aldığı belirtilir.
Mersin ili Tarsus ilçesinde bulunan Gülek Kalesi’nin tarihi Orta Çağ’a uzanır. Savunma amaçlı olarak kale yüksek bir tepede konumlandırılmıştır. Kalenin mimari planı ve buluntuları çerçevesinde zaman içerisinde farklı dönemlerde iskân gördüğü düşünülür. Kalenin inşa tarihi hakkında net bir bilgi mevcut değildir. Girişin güneyde yer alan kapıdan yapıldığı kalenin doğu ucunda bir sarnıç görülür. Kalenin sur duvarlarının bir kısmı halen ayaktadır.
St. Paul Kuyusu, Mersin ili Tarsus ilçesinde bulunur. MS 5-10 yy arasında Tarsus’ta doğan, tüm yaşamını Hıristiyanlığı yaymaya adayan St. Paul’ün evinin yeri olduğu düşünülen avluda kuyu bulunur. Kuyu çevresinde yapılan kazılarda Roma dönemine ait olduğu tespit edilen döşeme kalıntıları ve temel duvarları sağlamlaştırılır; cam döşeme ile koruma altına alınır. Kuyu sıklıkla ziyaret alır.
Eski Tarsus Evleri mimari yapısı ile tarihi günümüze taşır. Ahşap, kerpiç ve taş malzemeler kullanılarak inşa edilen eski Tarsus Evleri, ilçede geçmişi canlı tutan yapılardır. Yüksek duvarlı ve avlulu evlerin alt katı pamukların depolanması için ambar olarak kullanılırken, üst katları yaşam alanı olarak dizayn edilir. İlçeyi daha da güzelleştiren eski Tarsus Evleri'nin günümüzde bir kısmı restoran, cafe, otel olarak kullanılır.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan Kleopatra Kapısı, ilçe girişinde bulunur. Bizans döneinde inşa edilen surlarda yer alan Deniz Kapısı aynı zamanda Kleopatra Kapısı olarak adlandırılır. Kleopatra ve Marcus Antonius’un Tarsus'a buluşmak amacıyla geldiklerinde, Deniz Kapısı’ndan giriş yaptıkları ve kapının Kleopatra Kapısı olarak anılmaya başladığı ifade edilir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde ise kapıdan İskele Kapısı adı ile bahsedilir. 18.yy başına kadar bölgede sağlam olan surlar 19.yy’ın başında Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yıktırılır ve geriye tek kemerli Deniz Kapısı bırakılır.
Ulu Camii, Mersin ili Tarsus ilçesinde konumlanır. 1579 yılında Ramazanoğlu Piri Mehmet Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından inşa ettirilen camii, Cami-i Nur olarak da adlandırılır. Kesme taştan inşa edilen camii, tek şerefeli minareye sahiptir. Bir şadırvanın bulunduğu camide, ayrı bir bölümde, Hz. Şit ve Hz. Lokman’ın makamının yer aldığı ifade edilir. Yedinci Abbasi Halifesi Memun’un kabrinin de caminin doğu yönünde yer aldığı belirtilir. Günümüzde ibadete açık olan camii, yakın zamanda restore edilmiştir.
Antik dönemde Diocasearea olarak anılan kent, Uzuncaburç adını bölgede bulunan 23 m yüksekliğindeki burçtan alır. Kentten günümüze çeşme, tiyatro, sütunlu cadde, tören kapısı, Tyche (şans) Tapınağı, Tanrı odası, nekropol, kaya mezarları kalmıştır. Kentin en önemli yapısı olan Zeus Tapınağı, Hıristiyanlığın yayılmasıyla, kiliseye dönüştürülmüş, sütunlarının arası ise taş örülerek kapatılmıştır. Şans Tapınağı olarak anılan Tyche Tapınağı ise MS 1.yy’da Oppius ile eşi Kayra tarafından yaptırılarak kente armağan edilmiştir.
Mersin ili Anamur ilçesinden geçen Dragon çayı üzerinde bulunan Ala Köprü, tek gözlü bir köprüdür. 14.yy’da Karamanoğulları tarafından inşa ettirilen köprü, 54 m uzunluğa sahiptir. Taşkın suları boşaltma gözüne sahip olan köprü, bir mimarlık harikasıdır.
Mersin ili Bozyazı ilçesinde yer alan Softa Kale, yüksek bir tepede konumlanır. Kalenin büyük kısmı günümüzde ayakta durmaktadır. İç kale ve dış kaleden oluşan yapı, büyük bir alana yayılır. Surlar içerisinde su sarnıcı ve Orta Çağ’a ait hamam kalıntıları görülür.
Mersin ili Bozyazı ilçesinde yer alan Nagidos Örenyeri, Grek tarih adamı Hekataios’a göre Nagis Kubernetes tarafından kurulur. Kent, MÖ 7.yy’da ticarete açık bir liman kenti kimliği kazanır. Nagidos’da bulunan Pharnabazus’a ait gümüş sikkeler, kentin MÖ 5.yy sonu ile 4.yy’da güçlü bir konuma eriştiğine işaret eder. Kentin Paşabeleni Tepesi’nde akropolü ve sur duvarları görülür. Tepenin doğusunda yine bir yerleşimi ve batı yönünde antik limanı yer alır. Tepenin alt kısmında ise nekropol alanı bulunur. Kent buluntuları Mersin Müzesi’nde görülebilir.
Kente ilk yerleşimin ne zaman yapıldığı hakkında net bir bilgi mevcut değildir. Anemurium isminin bir liman kenti listesinde yer almasından dolayı, MÖ 4.yy’da var olmuş olabileceği üzerinde durulur. Kentte Kral IV. Antiokhos adına sikkeler basıldığı bilinir. Aynı dönemde kent surları inşa edilmiştir. MS 260 yılında Perslerin eline geçen kent, parlak dönemini sonlandırır. MS 5.yy’da Isaurialılar’ın eline geçer ve yeniden refaha kavuşulur. MS 7.yy’da yaşanan Arap akınından sonra ise Anemurium terk edilir. Odeon, sur duvarları, gözetleme kuleleri hamam, nekropol alanı, gymnasion ve mezar kalıntıları kentten geriye kalan bazı kalıntılardır.
Mersin ili Anamur ilçesinde yer alan Sultan Alaeddin Camii, 13. yy’da Karamanoğlu döneminde inşa edilmiştir. Merkezi planlı camii, kesme taştan inşa edilmiştir. Ak Camii olarak da adlandırılan caminin yivli minaresi yapıya daha sonra eklenmiştir. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
Mersin ili Anamur ilçesi Kalınören köyünde konumlanan Titiopolis Antik Kenti’nde Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar görülür. Kentin birçok yapısının köy yerleşiminin altında kaldığı düşünülür. Kenti koruma amaçlı çevreleyen sur kalıntıları, bahçeler arasında görülebilecek burmalı sütun ve mozaik tabanlı mekânlar, tepelerde yer alan ve gymnasium yapısı olduğu düşünülen hamam kalıntısı, hamamın batısındaki üç sahınlı bazilika görülebilir kalıntıların birkaçıdır.
Tarihi Helenistik döneme uzanan Tapureli Örenyeri, Mersin ili Erdemli ilçesi sınırlarında konumlanır. Tapureli köyünde yeşillik arazide konumlanan örenyerinde, iki asker, bir rahip ve bir rahibe kabartmaları görülür. Roma döneminden kaldığı düşünülen mezarların bulunduğu örenyerinde, nekropol alanında lahit ve mezar odaları bulunur. Erken Bizans zamanına ait beş kilisenin de bulunduğu örenyeri, konumlandığı alan sebebiyle gezilmesi zordur.
Mersin ili Mut ilçesinde yer alan Laal Paşa Camii, 14.yy’da Karamanoğlu İbrahim Bey’in isteği üzerine Laal Paşa tarafından inşa ettirilir. Kesme taştan inşa edilen camii, kare planlıdır. Camii bahçesinde iki türbe bulunur ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne göre Laal Paşa’nın mezarı bu türbelerden birinde yer alır.
Mersin ili Silifke ilçesinden geçen Göksu Irmağı üzerinde bulunan Taş Köprü, Roma İmparator Titus Flavius Vespasianus ile oğulları Titus ve Domitianus adlarına Kilikya Valisi Octavius Memor tarafından MS 77-78 yılında yedi kemerli olarak inşa ettirilir. Zaman içerisinde harap olan köprü, Silifke Mutasarrıfı Mehmed Ali Paşa tarafından onarılır. 1972 yılında genişletilen köprü, günümüze beş kemeriyle ulaşmıştır.
Mersin ili Tarsus ilçesi Halil İbrahim Paşa Tabyası, Osmanlı döneminde İbrahim Paşa tarafından inşa ettirilir. 1830’larda yaptırıldığı düşünülen yapı, Kızıl Tabya olarak da isimlendirilir. Aynı bölgede Ak Tabya, Armutlu Tabya ve Yer Tabyaları da yer alır. Halil İbrahim Paşa Tabyası’nın inşa edildiği tepe, Ak Tabya ile karşılıklıdır. Tabyaların bulunduğu yerin Antik çağlardan beri stratejik bir konuma sahip olduğu ifade edilir.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan Justinianus Köprüsü, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6.yy’da inşa ettirilir. Berdan çayı üzerinde yer alan köprü, üç gözlüdür. Baç (vergi) Köprüsü olarak da adlandırılan köprünün bu ismi almasının sebebi, geçmişte geçişler sırasında ödeme alınmasıdır.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan Kubat Paşa Medresesi, 1553 yılında Kubat Paşa tarafından inşa ettirilir. Açık avlulu dikdörtgen planlı medrese, on altı odaya sahiptir. Medrese, 1970 senesinde gerçekleştirilen onarımların ardından orijinalliğini yitirir. 1970-1999 yılları arasında Tarsus Müzesi olarak hizmet veren yapı, Tarsus Belediyesi tarafından restore edilmiştir.
Mersin ili Tarsus ilçesi Şehitkerim mahallesinde bulunan Kırkkaşık Bedesteni, kentin önemli tarihi yapılarındandır. 16.yy’da Ramazanoğlu İbrahim Bey tarafından inşa ettirilen Kırkkaşık Bedesteni, kesme taştan yapılmış ve beş kubbe ile örtülmüştür. Bedestenin yanlarında yer alan dükkanların çatıları düz örülü iken orta avlu kubbelerle örülmüştür. Dikdörtgen planlı yapının hem doğu hem de batı yönünde ana girişleri; kuzey yönünde ise tali girişi bulunur. Bedesten, 2005 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde Tarsus Belediyesi tarafından onarılmıştır.
Mersin ili Akdeniz ilçesi Cemi Şerif mahallesinde bulunan Eski Camii, 1870 yılında II. Mahmud’un eşi, Sultan Abdülmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan adına inşa ettirilir. Dikdörtgen planlı yapı, tek minarelidir. 1901,1943 yıllarında onarılan camii, 2008’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilir. Camii günümüzde ibadete açıktır. Caminin güneybatı yönünde ise Bezm-i Alem Valide Sultan adına yaptırılan çeşme görülür. Çeşmede 1861 tarihli kitabe ve Sultan Abdmecit’in tuğrası bulunur.
Mersin ili Aydıncık ilçesinde yer alan Kelenderis Antik Kenti, Apollodoros’a göre Sandokos tarafından MÖ 2000’lerde kurulur. Konya Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Zoroğlu başkanlığında sürdürülen arkeolojik kazılarda MÖ 6. yy’a tarihlenen bazı kalıntılar ortaya çıkarılır. MÖ 6. yy’ın sonuna doğru İyonyalılar, Nagidos ve Kelenderis’te ticari iskeleler kurar. MÖ 5-4. yy’da parlak bir dönem geçiren Kelenderis, Romalıların korsanlara karşı hazırladıkları harekâta destek verir ve Akdeniz ticaret yolunun güvenlik altına alınmasına destek olur. Bu onların ikinci parlak dönemi olacaktır. Zaman içerisinde Bizans ve Selçuklu egemenliğine giren Kelenderis, Osmanlılar döneminde ise önemli bir liman kenti olur. Günümüzde antik kentte liman hamamı, nekropol alanı, çukur mezarlar, yer altı oda mezarları, beşik tonozlu mezarlar gibi farklı tipte mezarlar ve henüz ortaya çıkarılmamış olan bir yapı bulunur.
Mersin ili Bozyazı ilçesi Tekedüz köyünde yer alan Yelbiz Kalesi, yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Yapının inşa tarihi net olarak bilinmemektedir. Yapı itibariyle manastırı andıran kale, büyük bir avluya sahiptir. Yapının, bazilika kısmının büyük bölümü günümüze ulaşmıştır. Yapı avlusunun giriş kısmının yanlarında iki adet kule yer alır. Yapıda aynı zamanda bir sarnıç bulunur. Yapının doğu yönünde de bir yapı yer alır ve bunun da sarnıç olduğu düşünülür. Batı tarafında ise iki adet apsisli şapel görülür. Kalenin bulunduğu bölge, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir.
Mersin ili Çamlıyayla ilçesinde yer alan Namrun Kalesi, Orta Çağ dönemine tarihlenir. Savunma amaçlı olarak yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiş olan kale, Hitit ve Asur dönemlerinde Illibru olarak anılmıştır. Kalenin kuzey yönde bulunan iki burcu sağlam durmaktadır. Yapıdan ilçede yer alan tarihi Sinap Kalesi görülebilir.
Mersin ili Akdeniz ilçesinde yer alan Mersin Devlet Resim Heykel Müzesi ve Galerisi, kesme taştan inşa edilmiş olan bir 19.yy yapısında hizmet verir. Pazar günleri dışında haftanın her günü ziyaret edilebilen müzenin giriş katı resim galerisi, ilk katı müze, ikinci katı ise ofis ve toplantı salonudur. Müze 08.00-17.00 saatlerinde gezilebilir.
Mersin ili Akdeniz ilçesinde yer alan Mersin Atatürk Evi ve Müzesi, Atatürk caddesi üzerinde bulunur. 20 Ocak-2 Şubat 1925 tarihlerinde Atatürk, eşi Latife Hanım’la birlikte Mersin’i ziyaretlerinde, bu evde konaklamıştır.
Yapı, 1897 yılında Almanya Konsolosu Bay Christman’ın Mersinli Mavromati’nin kızıyla evliliği sebebiyle konut olarak inşa ettirilir. Halk tarafından süreç içerisinde Krizman Konağı olarak adlandırılan yapı, ilerleyen yıllarda Tahinci ailesinin mülkiyeti olur. 1972 yılında Nebil Hayfavi’nin satın aldığı yapı, 1976’ya kadar Toros Koleji olarak hizmet verir. Sonrasında bir süre boş kalan yapı, belediye encümeninin kararıyla Atatürk Evi olarak adlandırılır. 1980’de kamusallaştırılan ve 1982’de Kültür Bakanlığı’nın mülkiyetine geçen yapı 12 Ekim 1992 tarihinde Atatürk Evi ve Müzesi olarak hizmete girer. Müzede Atatürk’ün kişisel eşyaları ve fotoğrafları görülebilir.
Mersin ili Toroslar ilçesi Gözne beldesi sınırlarında yer alan kale, yüksek kayalıklar üzerinde konumlanır. Kale, Orta Çağ’a tarihlenir. İki yapıdan meydana gelen kalenin doğu tarafındaki ilk yapı, dikdörtgen planlı ve dört burçludur. Yapının girişi toprak seviyesinden ortalama bir metre yükseklikte yer alır. Kalenin ikinci yapısı ise altıgen planlı ve üç pencerelidir. Kule tipine sahip olan yapıda tavan, yerden çatıyı saran bir kemerle ikiye bölünmüştür. Kemerin batı yönündeki tavan üç ayrı üçgen yüzlüdür.
Mersin ili Toroslar ilçesi Demirtaş mahallesinde yer alan Yumuktepe höyüğü, 1937 yılında İngiliz arkeolog John Garstang tarafından ortaya çıkarılır. Yapılan kazı çalışmaları II. Dünya Savaşı sırasında duraklamaya girer. Kazılara ait dokümanların bir bölümü Liverpool Üniversitesi’nde yer alır ve üniversite arşivinin bombalanması sebebiyle dokümanlar harap olduğu bilinir. Ardından çalışmalara yeniden devam edilir. Garstang, höyükte 33 tabakalı yerleşim yeri ortaya çıkarır. MÖ 4500 tarihinde Neolitik dönem tabakasında dünyada kaleye benzeyen ilk yapının belirlendiği ifade edilir. Maden devrinde ise dünyada ilk bakır tesislerin kullanılmış olabileceği ifade edilir. Kalkolitik dönemden sonra höyüğün çevresinin surlarla kuşatıldığı gözlemlenir. Hititler zamanında güçlü duvarlarla bezendiği ortaya çıkarılmıştır. Arkeolojik kayıtların MÖ 3200’lerden sonrası çok yeterli değildir. Höyük kazısından çıkarılan buluntular Mersin Müzesi’nde görülebilir.
Emirler Örenyeri ve Kent Ormanı Müzesi, Mersin ili Yenişehir ilçesi Emirler mahallesinde yer alır. Örenyeri, kent ormanı projesi çalışmaları sırasında ortaya çıkarılır. Örenyerinde yapılan kazılar sırasında Helenistik, Geç Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait yerleşmelerin olduğu belirlenir. Bölgedeki kalıntılar arasında antik yol, toplu mezar alanı, lahitler, sarnıç, işlikler ve planı anlaşılamayan bir temel kalıntısı bulunur. Yapılan kazıdan çıkarılan eserler ve yaban hayatına dair kuş türü ve tanıtım fotoğraflarının sergilendiği müze de kent ormanı içerisinde konumlanır.
Mersin ili Silifke ilçesi Cambazlı köyünde bulunan Cambazlı Kilisesi, bölgede yer alan bir tarihi kilisedir. Kilisenin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı hakkında net bir bilgi mevcut değildir. Üç nefli kilisenin neflerini ayıran sütunlardan kuzey yönündekiler yıkıktır. Kilisenin temenos duvarları ise günümüzde ayakta durur.
Mersin ili Silifke ilçesinde bulunan Aya Thekla Kilisesi, 4.yy’da inşa edilir. Azize Thekla’nın MS 1.yy’da yaşadığı ve Hristiyan dünyasının önemli isimlerinden Aziz Paul’ün öğrencisi olduğu bilinir. Kilisenin üst kısmında bulunan kalıntılar MS 5.yy’ın ikinci yarısına aittir. Bazilika planlı yapı, daha önce bulunduğu alanda yer alan mevcut bir kilisenin yerine inşa edilir. Bugün mevcut olan sarnıcın kuzeydoğusunda konumlanan Adak Kilisesi ise MS 476-491 yıllarında İmparator Zenon tarafından Azize Thekla’ya ithafen inşa ettirilir. Bölgede yer alan Adak Kilisesi ile Küçük Kilise arasında tarihte bir hamamın yer aldığı belirtilir.
Ulu Camii, Mersin ili Tarsus ilçesinde konumlanır. 1579 yılında Ramazanoğlu Piri Mehmet Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından inşa ettirilen camii, Cami-i Nur olarak da adlandırılır. Kesme taştan inşa edilen camii, tek şerefeli minareye sahiptir. Bir şadırvanın bulunduğu camide, ayrı bir bölümde, Hz. Şit ve Hz. Lokman’ın makamının yer aldığı ifade edilir. Yedinci Abbasi Halifesi Memun’un kabrinin de caminin doğu yönünde yer aldığı belirtilir. Günümüzde ibadete açık olan camii, yakın zamanda restore edilmiştir.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan St. Paul Kilisesi, ruhani bir merkez olarak şehir dokusuyla bütünleşmiştir ve Mersin’in simgelerinden biridir. Tarihi yapı UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday olarak gösterilmiştir.
Mersin ili Anamur ilçesinde yer alan deniz feneri, 1911 yılında Fransızlar tarafından inşa edilir. Her on saniyede çift beyaz yanan fener, Anamur Burnu’nda konumlanır. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmış olan fener ve gardiyan yapısı denizden 68 m yüksekliğe sahiptir.
Mersin ili Anamur ilçesinde Mamure Kalesi’nin içerisinde konumlanan Mamure Camii, 14.yy’dan bu yana ibadete açıktır. Karamanoğlu Mahmut Bey tarafından inşa ettirilen camii, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Zaman içerisinde onarımlar geçiren camii, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker.
Mersin ili Anamur ilçesinde yer alan Sultan Alaeddin Camii, 13. yy’da Karamanoğlu döneminde inşa edilmiştir. Merkezi planlı camii, kesme taştan inşa edilmiştir. Ak Camii olarak da adlandırılan caminin yivli minaresi yapıya daha sonra eklenmiştir. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
Mersin ili Erdemli ilçesi Ayaş-Korykos yolu üzerinde yer alan Paşa Türbesi, 1220 yılında Aktaşoğlu Sinan Bey tarafından inşa ettirilir. Selçuklu eseri olan yapı, giriş kapısı dikdörtgen silme içerisindedir. Düzgün bir plana sahip olmayan türbenin üzeri taştan bir külahla kapatılmıştır.
Mersin ili Mut ilçesinde yer alan Laal Paşa Camii, 14.yy’da Karamanoğlu İbrahim Bey’in isteği üzerine Laal Paşa tarafından inşa ettirilir. Kesme taştan inşa edilen camii, kare planlıdır. Camii bahçesinde iki türbe bulunur ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne göre Laal Paşa’nın mezarı bu türbelerden birinde yer alır.
Mersin ili Silifke ilçesinde bulunan Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi, 1987 yılında hizmete açılır. 1914 yılında inşa edilen çift katlı yapı, Hacı Hulusi Açıkbaş’a aittir. Sonrasında Sami Açıkbaş’ın olan yapı, 1982 yılında ise Mevci Açıkbaş’tan kamulaştırılır ve Kültür Bakanlığı’nca restore edilir. Atatürk, 27 Ocak 1925 tarihinde Silifke ilçesini ilk kez ziyaret ettiğinde bu yapıda konaklamıştır.
Mersin ili Silifke ilçesinde bulunan Taşucu Amphora Müzesi, Arslan Eyce’nin Taşucu Eğitim ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı’na 1997 yılında amphora koleksiyonunu bağışlaması ve Kültür Bakanlığı tarafından onaylanması ile hizmete girer. Özel müzede Mersin, Taşucu ve Antalya açıklarından balıkçı ağına takılarak toplanan MÖ 7-MS 18.yy’a ait ticari amphoralar görülebilir.
Mersin ili Silifke ilçesi Narlıkuyu mahallesinde konumlanan Narlıkuyu Mozaik Müzesi, 1975-1976 yıllarında hizmete girer. Orta Çağ’daki ismi Porto Calamie olan Narlıkuyu koyu tarihte liman olarak kullanılır. Burada bulunan Roma dönemine ait yunaktan Üç Güzeller’in betimlendiği bir mozaik taban çıkarılır ve müzede sergilenir.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan Nusrat Mayın Gemisi, 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale harekatındaki deniz zaferi ile bilinir. Nusrat tarafından denize dahice döşenen mayınlar, harekatta deniz zaferi alınmasını sağlar. Ünlü mayın gemilerinden biri olan Nusrat, Bouvet, Inflexible ve Bolva zırhlılarını alt eder. İlerleyen yıllarda Nusret olarak anılmayan başlayan gemi, kendisi için yapılan Çanakkale parkına demirler. Sonrasında özel bir şirket tarafından satın alınan gemi kuru yük gemisi olarak kullanılır ve 1990 yılında Mersin Limanı’nda çalışmaz durumda kalır. Ardından Tarsus Belediyesi tarafından satın alınıp restore edilen gemi, müzeleştirilir. 2003 yılından bu yana gemi halkla buluşmaktadır.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan türbe, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Bey tarafından inşa ettirilir ve giriş kapısı üzerinde kitabesi yer alır. İçeride bir sanduka bulunur. Yapı, Osmanlı arşiv belgelerinde Mencek Zaviyesi olarak kayıtlıdır. İmam Kuseyrizade Şeyh Abdullah Mencek tarafından yaptırılmış olan yapının vakfiyesi Mencek tarafından 1379 yılında tanzim edilir.
St. Paul, Tarsus’ta doğar ve kendini Hıristiyanlık dinini yaymaya adar. Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan 1850 yılında Ortodoks Arap-Rum Cemaati tarafından yaptırıldığı ifade edilen kilise, 1994 yılında Kültür Bakanlığı tarafından tahsis edilir. St. Paul Anıt Müzesi olarak isimlendirilen yapı çevresinde restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları yapılır. 2001 senesinde St. Paul Anıt Müzesi olarak ziyarete açılarak hizmete girer. St. Paul Anıt Müzesi, yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça ziyaret alır ve günümüzde kilisede ayinler düzenlemeye devam eder.
Mersin ili Tarsus ilçesinde bulunan Tarsus Müzesi, 1970 yılında Kubat Paşa Medresesi’nde, 1999 yılında ise 75. Yıl Tarsus Kültür Merkezi Kompleksi içerisinde yer aldığı bölümde ziyaretçileriyle buluşur. Müze, 2000 yılından bu yana ise taşındığı üç katlı yapıda hizmet vermeyi sürdürür. Arkeolojik ve etnografik eserlerin yanı sıra müzede sikke koleksiyonları da görülebilir.
Mersin ili Akdeniz ilçesi Cemi Şerif mahallesinde bulunan Eski Camii, 1870 yılında II. Mahmud’un eşi, Sultan Abdülmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan adına inşa ettirilir. Dikdörtgen planlı yapı, tek minarelidir. 1901,1943 yıllarında onarılan camii, 2008’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilir. Camii günümüzde ibadete açıktır. Caminin güneybatı yönünde ise Bezm-i Alem Valide Sultan adına yaptırılan çeşme görülür. Çeşmede 1861 tarihli kitabe ve Sultan Abdmecit’in tuğrası bulunur.
Mersin ili Akdeniz ilçesinde yer alan Mersin Devlet Resim Heykel Müzesi ve Galerisi, kesme taştan inşa edilmiş olan bir 19.yy yapısında hizmet verir. Pazar günleri dışında haftanın her günü ziyaret edilebilen müzenin giriş katı resim galerisi, ilk katı müze, ikinci katı ise ofis ve toplantı salonudur. Müze 08.00-17.00 saatlerinde gezilebilir.
Mersin ili Akdeniz ilçesinde bulunan Mersin Arkeoloji Müzesi, modern teknolojiler ile tarihteki uygarlıkların yaşam biçimleri ve düşüncelerini ziyaretçilerini buluşturur. Bin 435 eserin sergilendiği müzede, giriş katında zaman tünelinde tarihte bir yolculuğa çıkılabilir, kronolojik sergi salonunda uygarlıkların gelişimi hakkında bilgi alınabilir, ölü kültü alanında farklı kültürlerde ölü gömme gelenekleri öğrenilebilir, etnografik salonda ise etnografik eserler görülebilir. Yakın bölgelerde yapılan arkeolojik kazılardan çıkarılan eserler de müzede ziyaretçilerle buluşur. Müze, pazartesi günü hariç, haftanın diğer günlerinde mesai saatleri içerisinde ziyaret edilebilir.
Mersin ili Yenişehir ilçesi Adnan Medrese Bulvarı’nda yer alan Mersin Deniz Müzesi, Atatürk’ün denizciliği Türk’ün büyük ülküsü yapmak hedefinden yola çıkarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın sosyal, tarihi ve teknik gelişimini yansıtmak amacıyla kurulur. 1897 yılında Bahriye Müze ve Kütüphane İdaresi adıyla kurulan İstanbul Deniz Müzesi, 1982 yılında kurulan Çanakkale Deniz Müzesi ile 2009 yılında kurulan İskenderun Deniz Müzesi’nin ardından Türkiye’nin dördüncü deniz müzesi olur. Müzede, Türk deniz harp tarihinin geçmişi ziyaretçilerle buluşur. Ana sergi salonunda deniz harp tarihi hakkında bilgi verilir ve sergi salonunda askeri kıyafetler, gemi modelleri, arma, sancak, delici, kesici aletler ve ateşli silahlar ile yağlı boya tablolar görülebilir. 800 kitaplı kütüphane ise araştırmacılara hizmet verir.
Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan Tarsus Şelalesi, Berdan ırmağı olarak da bilinen Tarsus çayı üzerinde bulunur. Yaklaşık olarak 5 m’lik yükseklikten akan şelale etkileyici bir manzara oluşturur. Çayın antik dönemde Kydnos kentinden geçtiği ve bugün şelalenin antik bir mezarlığın üzerinde bulunduğu bilinir. Ancak mezarlar nehrin akış debisi ile tahrip olmuştur.
Mersin ili Silifke ilçesi sınırlarında yer alan Pityussa Adası, tarih tanıklık eden bir Akdeniz adasıdır. Ada, Dana Adası olarak adlandırılır. Adada tarihte yer alan Pityussa Antik Kenti’nin Aphrodisias Antik Kenti ile birlikte kurulduğu tahmin edilir. Kıbrıs, Mısır, Aphrodisias, Komardias, Holmi ve Seleukeia ile ticari ilişkiler kurmuş olan kentin günümüze bazı kalıntıları ulaşmıştır. Ancak kalıntıların bir kısmının yapılarda kullanılmak amacıyla taşındığı ifade edilir. Adada yakın zamanda gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 3 bin yıllık olduğu düşünülen gemi ve sandalların yapıldığı antik çekek yerleri ve sarnıçlar bulunmuştur.
Mersin ili Tarsus ilçesi Şehitkerim mahallesinde bulunan Kırkkaşık Bedesteni, kentin önemli tarihi yapılarındandır. 16.yy’da Ramazanoğlu İbrahim Bey tarafından inşa ettirilen Kırkkaşık Bedesteni, kesme taştan yapılmış ve beş kubbe ile örtülmüştür. Bedestenin yanlarında yer alan dükkanların çatıları düz örülü iken orta avlu kubbelerle örülmüştür. Dikdörtgen planlı yapının hem doğu hem de batı yönünde ana girişleri; kuzey yönünde ise tali girişi bulunur. Bedesten, 2005 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde Tarsus Belediyesi tarafından onarılmıştır.