St. Jean Kilisesi, Alaşehir’de Bergama Krallığı tarafından kurulmuş Philedelphia Antik Kenti’nin içindedir. Toptepe’de yer alan bu tapınak, Hristiyanlığın ilk yıllarındaki yedi kiliseden biridir. Kalıntılarıyla dahi halen önemli bir yere sahip olan St. Jean Kilisesi, M.S. 6. yüzyılda tarihlendirilir. Aziz Yuhanna Kilisesi ya da Philedelphia Kilisesi olarak da bilinir.
Alaşehir’in Antik Çağ’daki ismi, günümüzdeki ilçenin kurulduğu yer olan Philadelphia Antik Kenti, Bergama Krallığı tarafından kurulmuş, Roma ve Bizanslılar tarafından onarılıp genişletilmiştir. Günümüzde antik kent içinde görülen kalıntıların pek çoğu Romalılardan kalmadır. M.S. 40’lı yıllar itibariyle Hristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelen tarihi şehir, St. Jean Kilisesi’ne ev sahipliği yapar. Tarihi tapınağın burada olması nedeni ile Romalılar zamanında Küçük Atina olarak anılmış, kentin çevresi ise güçlü surlarla çevrelenmiştir. Günümüzde Aziz Jean Kilisesi ve sur kalıntılarının görülebileceği Philadelphia Antik Kenti, Hristiyanlar için halen önem arz eder.
Kula’nın birçok yerinde görülebilen tarihi Kula Evleri, 18 ve 19. yüzyıldan kalma ahşap ve taştan inşa edilmiş yapılardır. Çoğu iki katlı olan avlulu evler, kabartma ve kalem işleri ile bezenmiş, bazılarının pencereleri ahşap kepenklerle süslenmiştir. Kiremit çatı ile örtülü bu evlerin bazıları butik otel ve restoran olarak hizmet verir.
Lidyalıların başkenti, görkemli yapıları ve kalıntıları ilgi çeken Sardes Antik Kenti, Salihli ilçesinde konumlanır. Sart Antik Kenti olarak da bilinen tarihi şehir, adını verdiği Sart Kasabasında, ünlü Kral Yolu’nun başladığı alanda kurulmuştur. Tarihi şehir, Roma ve Bizanslıların da gözde yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Hristiyanlığın yedi kilisesinden biri de Sardes Antik Kenti’nde bulunur. Burada Bintepeler Lidya Tümülüsleri, antik tiyatro, hamam ve ev kalınları görülebilir.
Hatuniye Camii ve Külliyesi, Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde konumlanır. 1490 tarihli yapı topluluğu, II. Bayezid’in eşi Hüsn-i Şah Sultan’ın isteği üzerine inşa edilmiştir. Cami, külliye merkezi olarak sekizgen kasnağa oturtulmuş sade bir kubbe ile süslüdür ve tek şerefeli bir minareye sahiptir. Medrese, sıbyan mektebi ve imarethaneden oluşan külliyenin, medrese ve imarethanesi günümüze ulaşamamıştır. Tuğla ve taştan yapılma sıbyan mektebi, caminin batısındadır.
Muradiye Camii ve Külliyesi, Şehzadeler ilçesinde yer alır. 1583 - 1592 seneleri arasında Osmanlı padişahı III. Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami, medrese, imarethane ve kütüphaneden oluşur. Yapı topluluğunun tamamı halen ayaktadır. Külliyenin medrese ve imaret bölümleri, Manisa Arkeoloji Müzesi olarak hizmet verir. Muradiye Camii, görkemli mimarisi ile halen ibadete açıktır. Kütüphane ise Mimar Sinan Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılır.
16. yüzyıl mimari yapılarından biri olan Sultan Camii, Şehzadeler ilçesinde yer alır. Aynı adlı külliyenin bir parçası olan cami, külliye ile beraber Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın isteği ile yapılmıştır. O dönemden beri Mesir Macunu Festivali kapsamında burada mesir dağıtımı yapıldığı için Mesir Camii adıyla da bilinir. Kesme taş ve tuğladan inşa edilmiş kutsal mekan, birer şerefeli iki minaresi ile hala ibadete açıktır.
Yoğurtçu Kalesi, Yunusemre ilçesinde, Gediz Ovası’na bakan bir tepede konumlanmıştır. Bizanslılardan kalma yapının 12. yüzyılın sonu ya da 13. yüzyılın başında inşa edildiği tahmin edilir. Büyük ölçüde ayakta kalabilmeyi başarmış olan Yoğurtçu Kalesi’nin Türk akınlarına engel olmak amacı ile yapıldığı biliniyor.
Aigai (Aiolis) Antik Kenti, Yunusemre ilçesinde keşfedilmiş, M.Ö. 8 yüzyılda tarihlendirilmiştir. Nemrut Kale, Köseler Kalesi olarak da bilinen antik kent, Anadolu’nun 12 Aiol kentinden biri olarak pek çok uygarlığa dair izler barındırmıştır. Sur, agora, tapınak, stadyum ve antik tiyatro kalınlarının görülebileceği Aigai Antik Kenti’ne, Yunt Dağı’ndaki Köseler köyü mevkiinden kolaylıkla ulaşılabilir.
İvaz Paşa Camii, 1484 tarihinde İvaz Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yunusemre ilçesinde konumlanmış olan tarihi cami, tuğla ve kesme taştan inşa edilmiş olup biri büyük, dördü küçük olmak üzere beş kubbe ile süslenmiştir. Haziresinde İvaz Paşa’nın kabri bulunan tek minareli kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Ahmetli ilçesinden geçen Kelebek Çayı üzerindeki Çakıcı Köprüsü, tek gözlü ve eğimli bir kemere sahiptir. Köprü ve çevresi, trekking parkurlarının en gözde duraklarından biridir. Doğaseverlerin bahar itibariyle ziyaret ettiği tarihi yapının inşa kitabesi yoktur. Çevresi yakın zamanda düzenlenmiş olan bu köprü, taştan yapılmıştır ve hala kullanılır.
Hoca Seyfettin Köprüsü, Kula sınırları içinde Gediz Nehri üzerinde kurulmuş tarihi köprülerden biridir. Kemerle tamamlanmış biri büyük biri küçük iki gözü olan taş köprü, yaklaşık 50 metre uzunluğundadır. Boğaz ya da Bahas Köprüsü olarak da anılan tarihi yapın 1910’da onarıldığına dair bir kitabesi bulunur. Köprünün 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir.
Saruhanlı ilçesinde konumlu kutsal mekan, 14. yüzyılda Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Türbede yatan Saruhan Bey, Saruhanoğulları Beyliği’nin kurucusudur. 1270 - 1345 yılları arasında yaşamış, Manisa topraklarının önemli bir bölümünü hakimiyet altına almıştır. Türbesi, moloz ve kesme taştan inşa edilmiş olup kente gelenlerin ilk ziyaret ettiği yerlerden biridir.
Sultan Camii ile aynı külliyenin parçası olan Sultan Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan için 1539’da yaptırılmıştır. Şehzadeler ilçesinde konumlu tarihi yapı, kadın ve erkekler için çifte hamam olarak planlanmıştır. Kafesli pencereler ve kubbe ile süslenmiş olan mekan, tarihi dokusu muhafaza edilerek onarımdan geçmiştir ve halen kullanıma açıktır.
Gülgün Hatun Mescidi, diğer ismi ile Dere Camii, Şehzadeler ilçesinde, Dere Mahallesinde yer alır. 1375’te inşa edilen kutsa yapı, Selçuklu Dönemi mimari örneklerinden biridir. Küçük bir ibadethane olan Gülgün Hatun Mescidi, alaturka kubbesi ve sonradan eklenmiş minaresi ile hala ibadete açıktır. Yakın zamanda aslına uygun olacak şekilde büyük bir onarımdan geçmiştir.
Eski Camii ismiyle de anılan kutsal mekan, Gördes’te bulunur. Moloz taştan yapılmış olup inşa tarihi bilinmemektedir. Cami, dikdörtgen planlı olarak tasarlanmış, kemerlerle süslenmiş, kiremit çatı ile kapatılmıştır. Tek şerefeli taş bir minare ile iç mekanda ahşap sütunlara sahiptir. Yakın tarihte onarılmıştır olan ibadethane, hala kullanıma açıktır.
Kula’nın Akgün Mahallesinde bulunan Hagios Stefonos Kilisesi¸ 1835 senesinde yapılmıştır. Yangın nedeniyle tahrip olmuş, çatı örtüsü büyük zarar görmüş olan kutsal mekan, her şeye rağmen günümüze kadar ulaşabilmeyi başarmıştır. Tarihi kilisenin bütünlüğünü muhafaza edebilmesi için yenilenmesi gerekir.
Salihli ilçesindeki Sardes Ören Yeri sınırları içinde bulunan Artemis Tapınağı, Sart Çayı’nın yarattığı vadidedir. M.Ö. 4. yüzyılda tarihlendirilen kutsal mekan, Antik Çağ boyunca bu bölgedeki en büyük mabetlerden biri olmuştur. Artemis Mabedi olarak da anılan tarihi mekanın çevresinde küçük bir kilise ve M.Ö. 6. yüzyıldan kalma bir sunak kalıntısı bulunur. İlkbahar gelince açan papatya ve gelinciklerin arasında muazzam bir görüntü yaratır. Yıllara meydan okuyan tapınağın büyük bir uğraşla yapılmış da oldukça etkileyicidir.
Salihli ilçesinde bulunan, Sart Antik Kenti (Sardes Antik Kenti) sınırları içindeki Sart Kilisesi, İncil’de geçen yedi kiliseden bir tanesidir. Artemis Tapınağı’nın yakınındaki kutsal mekan, Hristiyanların ülkemizde bulunan hac yerlerinden biridir. M.Ö. 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kilisenin, yüzlerce yıla rağmen ayakta kalabilmeyi başarmış kalıntıları, gizemli atmosferi ile görenleri kendine hayran bırakır. Sardes Kilisesi adıyla da bilinir.
Antik Çağ’ın popüler yerleşim yerlerinden biri olan Thyateira Antik Kenti, bugünkü Akhisar’ın kurulduğu yerdir. İlçe merkezindeki antik kent, M.Ö. 3 binli yıllarda kurulmuş, sonraki dönemde ise Hristiyanlar için önemli bir yer haline gelmiştir. Günümüzde Tepe Mezarlığı olarak anılan tarihi yerde, Hristiyanlığın ilk döneminde yapılmış yedi kiliseden biri olan Thyateira Kilisesi ve yapı kalıntıları görülebilir. Burada keşfedilen eserler ise Akhisar Müzesi’nde sergilenir.
Alaşehir’in Soğuksu Mahallesinde yer alan Yıldırım Bayezid Camii, Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Milli Mücadele Dönemi’nde işgal nedeniyle çatısı zarar gören kutsal mekan, Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandıktan sonra onarımdan geçmiş ve bugünkü görüntüsüne kavuşmuştur. Tek şerefeli minareye sahip olan cami, hala ibadete açıktır.
Şehzadeler ilçesinin Bayındırlık Mahallesinde yer alan Manisa Mevlevihanesi, 1368 - 69 yıllarında inşa edilmiş Ulu Camii Külliyesi’ne dahil olan yapılardan biridir. Moloz taş ve tuğladan yapılma tarihi mekan, Saruhanoğulları Beyliği yapılarındandır. Günümüzde Spil Milli Parkı sınırları içinde kalan Manisa Mevlevihanesi birkaç kez restore edilmiştir.
1585 tarihli Muradiye Medresesi ve İmareti’nde hizmet veren Manisa Arkeoloji Müzesi, 1937’de kurulmuştur. Müze binası da bir tarihi eser niteliğinde olup Osmanlı sultanlarından III. Murat tarafından Muradiye Külliyesi’nin bir parçası olarak yaptırılmıştır. Sardes Antik Kenti’nden çıkarılan eserler, Lidya, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi’ne ait objeler ile Manisa Ulu Cami’sinin minber kapısı, Manisa Müzesi’nin en dikkat çekici parçalardandır.
Kurşunlu Han, Şehzadeler ilçesinin tarihi mekanlarından biridir. 1497 tarihli han, Osmanlı padişahlarından II. Bayezid’in hanımı Hüsn-i Şah Sultan tarafından Hatuniye Camii ve Külliyesi’ne gelir sağlama amacı ile yaptırılmıştır. Açık bir avluya sahip iki katlı tarihi han, kurşun kaplama ile örtülü olduğu için bu ismi almıştır. Yenileme çalışmaları neticesinde kurşunları sökülüp aynı görüntüye sahip bir malzeme ile kapatılmıştır ve günümüze kadar gelebilmiştir.
Şehzadeler ilçesinin Çarşı Mahallesinde bulunan Rum Mehmet Paşa Bedesteni, 15. yüzyıldan kalma tarihi yapılardan biridir. Rum Mehmet Paşa, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in kumandanı olarak bu bedesteni yaptırmış, yapı yüzlerce yıl boyunca kullanılmıştır. Yakın tarihte yenilenen tek katlı bedesten, günümüzde nikah ve çeşitli organizasyonlar için kullanılmakta.
Çeşnigir Camii, Şehzadeler ilçesinde bulunur. 1474 tarihli kutsal mekan, kesme taştan yapılmış küçük bir camidir. Kiremitten örülmüş bir kubbe ile süslenmiş caminin tek şerefeli taş bir minaresi vardır. Hala kullanımda olan ibadethanenin yanında Karaosmanoğulları’ndan kalma bir kütüphane bulunur.
Yeni Han, Şehzadeler ilçesinde konumlu tarihi yapılardandır. 19. yüzyıldan kalma iki katlı han, büyük ve üzeri açık bir avluya sahiptir. Kesme taştan ve tuğladan inşa edilmiş yapı, kemerli revaklarla, kalem işi bezemelerle donatılmıştır. Günümüzde, dükkanların yer aldığı bir alışveriş merkezidir.
1366 tarihli Ulu Camii ve Külliyesi, Şehzadeler ilçesinde yer alan ve Saruhanoğulları Beyliği’nden kalma tarihi yapılardan biridir. Merkezi Ulu Camii olan külliye, medrese, türbe ve hamamdan oluşur.
Külliyenin hamamı, Çukur Hamam olarak bilinir ve günümüzde onarılmış olup hizmet veremeye devam eder. Türbe, Saruhanoğullarından İshak Çelebi ve ailesine ait olduğu tahmin edilen sandukalara ev sahipliği yapar. Medrese ise camiye bitişik olup hala ayaktadır.
Ulu Camii, taş ve tuğladan yapılmıştır. Kubbe ve tek şerefeli minareye sahiptir. Muazzam bir ahşap işleme örneği olan caminin minberi, Manisa Müzesi’nde görülebilir. Kutsal mekan, günümüzde de kullanılır.
Kybele Kaya Kabartması, Turgutlu’da, Akpınar mevkiindedir. 8 metre genişliğinde, 10 metre yüksekliğinde düz bir kaya levha üzerine oyulan kabartmada, bereket tanrıçası Kybele iki tarafında birer aslanla betimlenmiştir. M.Ö. 13. yüzyıla ait olan Kybele Anıtı, zamanla yıpranmış olsa da oldukça ilgi çekicidir. Papaz Kayası ismiyle de bilinir.
Manisa Kalesi, Spil Dağı’nın kuzey yamacında, Yunusemre ilçesinde yer alır. İç ve dış kaleden oluşan yapının inşa tarihi bilinmemektedir. Sandıkkale olarak anılan iç kale, Bizanslılar zamanında büyük bir onarımdan geçmiştir. Bölgede yaşamış birçok medeniyetin izlerini barındıran Manisa Kalesi’nden geriye yalnızca sur ve kale duvarlarının bir bölümü kalmıştır.
Akhisar’a bağlı Şeyhisa Mahallesinde konumlu Paşa Camii, 1469 senesinde Sarı Ahmet Paşa için inşa edilmiştir. Köşeli bir kasnak üzerinde yükselen mütevazı kubbesi, tek şerefeli tuğla minaresi ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Kutsal mekan, taştan yapılmış olup kafesli pencerelerle aydınlatılmıştır. Takip eden yıllarda yapılmış aynı adlı hamam ve han da halen işlevini korur.
Paşa Camii ile aynı yıllarda, 15. yüzyılda inşa edilmiş olan bu hamam, tuğla, moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Pencereleri yuvarlak kemerli olarak tasarlanmış yapının sıcaklık, ılıklık ve soğukluk bölümleri bulunur. Yakın zamanda yenilenmiş olan Paşa Hamamı, hala işlevini sürdürür.
Yeni Camii ve Külliyesi, 16. yüzyıla aittir. Osmanlı padişahı II. Bayezid’in eşi Gülruh Sultan adına yaptırdığı kutsal mekan, Gülruh Sultan Camii adıyla da bilinir. Külliyenin merkezi olan cami, köşeli kasnak üzerine kondurulmuş bir kubbe ve tuğla minareye sahiptir. Bedesten, medrese, imarethane, cami ve hamamdan oluşan külliye, günümüze yalnızca cami ve hamam ile ulaşabilmiştir.
Alaşehir Surları, Bizans Dönemi’nde şehrin çevresine inşa edilmiş, günümüze kadar kısmen gelebilmiştir. Horasan harcı ve taştan yapılma tarihi surların, Kiremişli, Elhizar, Dombaykapı, Kirmastı isimli 4 adet kapısı vardır. Şehir surlarının kalınlığı 2,5 metre, yüksekliği 8 metredir. Gözetleme kuleleri bugüne kadar ulaşamamıştır
Şeyh Sinan Türbesi, Alaşehir ilçesinde, aynı adlı caminin avlusunda konumludur. 1482 yılında hayatını kaybeden, Şeyh Sinan için inşa edilmiş kutsal mekan, taştan yapılmış, mütevazı bir kubbe ile örtülmüştür. Tarihi dokusunu halen muhafaza eden türbede, Şeyh Sinan ve ailesinin kabirleri bulunur.
Alaşehir ilçesinde yer alan Kurşunlu Han 1548 - 53 yılları arasında inşa edilmiştir. 3 katlı tarihi kervansarayın Semiz Ali Paşa ya da Gedik Ali Paşa tarafından yaptırıldığı söylenir. Bir zamanlarda düğün salonu ve yoğurt pazarı olarak kullanılmış tarihi yapı, sonraları terk edilmiş ve bakımsız kalmıştır. Kurşunlu Han, yakın tarihte restore edilerek ayağa kaldırılmıştır.
Diğer ismi ile Sidas Antik Kenti, Demirci ilçesinin İcikler köyünde keşfedilmiştir. Roma İmparatorluğu’na ait olduğu tahmin edilen tarihi şehir, ortasından akıp giden bir dere ile ikiye bölünmüştür. Saittai Antik Kenti’nin büyük bir bölümü toprak altından çıkarılmayı bekler. Tarihi yerleşim yerinin bazı kısımları izinsiz kazılar neticesinde zarar görmüştür.
Manisa’nın Demirci ilçesine bağlı Çataloyuk köyünde bulunan Delikyar, sarp kayalıklar içerisine oyulmuş Bizans manastırıdır. Farklı seviyelerde oyulmuş pencerelerden oluşan bu manastırın içi, merdivenli dehlizlerle birbirine bağlanmıştır. Oldukça ilgi çekici olan Delikyar, yüksekte konumlandığı için yalnızca dışarıdan görülebilir.
Kırkağaç ilçesinin Siledik köyünde keşfedilmiş olan Stratonikeia Antik Kenti, Seleukoslar tarafından kurulmuştur. Kale, çeşme, yeraltı tüneli, gözetleme kulesi, hamam ve Romalılara ait mezar taşı kalıntılarının yer aldığı antik kentten elde edilen sikke ve diğer eserler, sergilenmek üzere Manisa Müzesi’ne götürülmüştür.
Yortan Kaya Mezarları, Kırkağaç ilçesine bağlı günümüzdeki ismi Bostancı olan Yortan köyünde, aynı isimli höyüğün yakınında yer alır. Frig Dönemi’ne ait olduğu tahmin edilen iki kaya mezar, birbirine geçitlerle bağlanmıştır. Kaya mezarlarının etkileyici görüntüsü, kaçak kazılar nedeniyle yok olmaya yüz tutsa da burası tarihe ilgi duyanların görmek isteyeceği yerlerden biridir.
Bintepeler ya da Lidya Kral Mezarlığı adlarıyla da anılan tarihi mezarlığın, Salihli, Ahmetli, Saruhanlı ve Gölmarmara ilçelerine sınırı vardır. Büyüleyici atmosferi ile merak uyandıran tümülüsler, Lidya Dönemi ve daha sonrasına ait pek çok kalıntıya ev sahipliği yapar. Oldukça büyük olan iki tümülüsün Lidya Kralı Gyges ve Alyattese’e ait olduğu düşünülür.
Salihli ilçesinde yer alan Sardes Ören Yeri’ndeki Gymnasium’un büyük salonu, Roma Dönemi’nde sinagoga dönüştürülmüştür. Musevilerin en önemli tapınaklarından biri olan kutsal mekan, M.Ö. 50’li yılların öncesinde kurulmuştur. Sardes Sinagogu’na ait İbranice yazıta göre burayı Roma imparatorlarından Lucius Verus sinagoga çevirmiştir. Kalıntıları ilgi çeken kutsal mekan, Avrupa ve Türkiye’nin en önemli havralarından biri olarak kabul edilir.
Kız Köprüsü, Salihli ilçesindeki Adala beldesinde, Adala Kanyonu’nun üzerinde kuruludur. Gediz Nehri’ni süsleyen tarihi yapının Osmanlı devrinde inşa edildiği tahmin edilir. Taş köprü, yaklaşık 160 metre uzunluğunda olup yuvarlak biçimli altı göze sahiptir. İlk ve sonbaharda coşkulu akan Gediz Nehri, tarihi Kız Köprüsü’nü daha da çekici kılar.
Selendi ilçesine bağlı Karaselendi köyü, ilçe merkezine yaklaşık 4 km uzaklıkta bulunur. Bu köyü, mağara, anıt ve yapı kalıntıları bir hayli ilgi çekici kılar. Roma ve Bizans Dönemlerine ait buluntuların bazıları Manisa Müzesi’ne taşınmıştır. Karaselendi’nin Lidya devrinde gözde bir yerleşim yeri olarak kullanıldığı düşünülür.
Soma ilçesine bağlı Darkale köyü, ilçe merkezine yaklaşık 3 km uzaklıktadır. 19. yüzyıldan kalma Osmanlı Dönemi yapıları, camileri ve dar sokakları ile dikkat çeken bu köy, Bergama Krallığı’ndan bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmış, geçmişte Tarhala adı ile anılmıştır. Hamam kalıntısı, Minareli Cami, Kırkoluk Camii, burada görülecek yerlerin başındadır.
Tarihi dokusunu günümüze kadar muhafaza edebilmiş Soma’nın Darkale köyünde bulunan Kırkoluk Camii, 1746 - 47 senesinde inşa edilmiştir. 1823 - 24 yıllarında onarımdan geçen bu cami, Darkale’nin en dikkat çekici yapılarındandır. İbadethaneye adını veren şadırvanı, iç mekandaki süslemeleri ile hayranlık uyandırır. Tarihi cami, hala işlevini korur.
Soma ilçesinde bulunan Darkale Minareli Camii, 19. yüzyılda yapılmış ve günümüze kadar ulaşabilmiş özel yapılardan biridir. Avlusundaki kapı, Bizans devrinden kalma bir yapıdan sökülmüş ve camiye yerleştirilmiştir. Camiye adını veren minaresi, yapıdan bağımsız olarak tasarlanmıştır. Kutsal mekan, bugün bakımsız durumda olsa da ayakta kalabilmeyi başarmıştır.
Emir Hıdır Bey Camii, Soma ilçesine bağlı Cuma Mahallesinde yer alır. 1791 - 92 yıllarında Emir Hıdır Bey’in yaptırmış olduğu kutsal mekan, bağımsız minaresi ile dikkat çekicidir. Barok üslubu ile tasarlanmış, zengin süslemelere sahip olan tarihi ibadethane, bugüne dek geçirdiği onarımlarla ayakta kalabilmeyi başarmıştır ve hala işlevini sürdürür.
Damgacı Camii, Soma’ya bağlı Karamanlı Mahallesinde bulunur. 1872 senesine ait kutsal mekan, Hacı Musa Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Şimdilerde bakımsız durumda olan ama halen ibadete açık olan bu cami, iç mekandaki bezemeleri ile dikkat çekicidir.
Gölmarmara ilçesinin merkezinde bulunan Halime Hatun Camii, aynı adlı külliyenin merkezi olarak 1595 - 1605 yılları arasında III. Murat’ın sütannesi Halime Hatun için yaptırılmıştır. Kubbelerle süslü kutsal mekan, özgünlüğünü büyük oranda muhafaza ederek bugüne ulaşabilmiştir. Hamam, imarethane, medreseden oluşan külliye, medrese ve imarethane ile günümüze kadar gelebilmiştir. Medrese Kur’an kursu olarak, imaret ise öğretmenevi olarak kullanılır.
Şehzadeler ilçesine bağlı Tilkisüleymaniye köyünde keşfedilen kalıntılar, köy mezarlığının içinde görülebilir. Burada, Roma ve Bizans devirlerini işaret eden antik mimari parçalar, sütunlar yer alır. kalıntıların güneydoğusunda kutsal bir alanın var olduğu tahmin edilir.
Hacet Mescidi, Şehzadeler ilçesinde, Spil Dağı Milli Parkı mevkiinde, Manisa Kalesi’nin dış surları içindedir. 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen tarihi mekan, günümüze kalıntı olarak ulaşmıştır. Moloz taş ve tuğladan yapılma mescit, tarihi mekanlara ilgi duyanların görmek isteyeceği yerlerdendir.
Hüsrev Ağa Hamamı, Şehzadeler ilçesinin Sakarya Mahallesinde, aynı adlı caminin yakınında yer alır. 1558 yılına ait tarihi mekan, tonozlu ve kubbeli olarak tasarlanmış tipik bir Osmanlı hamamıdır. Bugüne kadar sağlam bir şekilde gelebilmeyi başarmış hamam, asırla boyu işlevini korumuştur. Yapının restore edildikten sonra kültürel etkinliklerin ev sahipliği edecek bir merkez olması planlanır.
Dilşeker Hatun Hamamı adıyla da bilinen tarihi yapı, Şehzadeler ilçesinde bulunur. 1570 tarihli hamam, moloz taştan yapılmış, kubbe ve tonozlarla süslenmiştir. Çifte hamam olarak tasarlanmıştır. Sıcaklık, soğukluk ve soyunmalık kısımlarından oluşan tarihi yapı bir dönem ruh sağlığı merkezi olarak kullanılmıştır.
Sultan Camii ile beraber aynı külliyenin bir parçası olan Sultan Medresesi, 1522 senesinde inşa edilmiştir. Şehzadeler ilçesinde bulunan tarihi yapı, Hafsa Sultan Medresesi ismiyle de bilinir. Medrese, caminin hemen yakınındadır. On odası ve camiyle bağlantılı bir avlusu vardır. Tarihi yap, hala ayakta olup ziyarete açıktır.
Hindistani Medresesi, Şehzadeler ilçesi, Ege Mahallesinde yer alır. 15. yüzyıla ait olan tarihi mekan, taş ve tuğladan yapılmış, sekiz köşeli kasnak üzerine yerleştirilmiş bir kubbe ile süslenmiştir. Günümüzde mescit olarak kullanılan bu yapı, kemerli kapısı ile dikkat çekçidir.
15. yüzyıldan kalma Sinan Bey Medresesi, Şehzadeler ilçesinin Tunca Mahallesinde yer alır. Açık avlulu olarak planlanmıştır. Öğrenci odaları kubbelerle örtülmüştür. Yapının bir kısmı devşirme malzemelerle, bir kısmı ise tuğla ve taştan inşa edilmiştir. Günümüze sağlam bir şekilde gelebilen bu medrese, el sanatları eğitimi ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan bir merkez olarak kullanılır.
Şehzadeler ilçesine bağlı Utku Mahallesinde yer alan Taş Mektep, 1572 senesinde sıbyan mektebi olarak inşa edilmiştir. Kubbelerle örtülü tarihi yapının asıl ismi Çapraz-ı Sağır Mektebi’dir. Taş Mektep tarihi atmosferi ile günümüzde kafe olarak hizmet veren özel mekanlardan biridir.
Yirmi İki Sultanlar Türbesi, Şehzadeler ilçesine bağlı 1. Anafartalar Mahallesinde yer alır. 1490 - 1503 yılları arasında inşa edilmiş kutsal mekanda 8 tanesi kavuklu olmak üzere toplam 22 adet sanduka bulunur. Osmanlı şehzadeleri ve aileleri için yapılmış olan türbe, özenli bir taş işçiliği bezeli portale sahip tek bir mekandan oluşur. Sekizgen olarak tasarlanmış bu mekan, kubbe ile örtülüdür.
Şehzadeler ilçesindeki Ulu Camii Külliyesi’nde yer alan İshak Çelebi Türbesi, 1376 senesinde Emet bin Osman tarafından inşa edilmiştir. Anadolu Beylikleri Dönemi’nden kalma bu mekan, İshak Çelebi’nin isteği üzerine yapılmıştır. Tonozlu ve kubbeli olarak tasarlanmış kutsal yapı, devşirme malzemelerden yapılma sütunlarla süslüdür. Türbe, günümüzde de ziyarete açıktır.
Revak Sultan Türbesi, Şehzadeler ilçesine bağlı Dere Mahallesinde konumludur. 14. yüzyıla ait kutsal mekan, taştan yapılmış, sekiz köşeli olarak tasarlanmıştır. Saruhanoğulları Beyliği’nin kurucusu İshak Paşa zamanında yaşam sürmüş Halveti Şeyhi Revak Sultan için yaptırılmıştır. Türbede biri Revak Sultan’ın olmak üzere toplam 3 sanduka bulunur. Kiremit kaplı sivri bir kubbe ile örtülü kutsal yapı, günümüzde de ziyaret edilebilir.
Gülgün Hatun Türbesi, Şehzadeler ilçesinin Dere Mahallesinde bulunur. Yedi Kızlar Türbesi adıyla da anılan kutsal yapı, 14. yüzyıla aittir. Taştan yapılmış, kiremit kaplı kubbe ile örtülmüş türbede, yedi sanduka bulunur. Sandukalardan birinin Gülgün Hatun’a ait olduğu tahmin edilir. Yakın tarihte onarılmış bu mekan, ziyarete açıktır.
Şehzadeler ilçesinin Peker Mahallesinde bulunan Terzi Ahmet Dede Türbesi, 17. yüzyılda inşa edilmiştir. Küçük bir bahçe içinde yer alan kutsal mekan, moloz taştan yapılmış, sıva ile kapatılmıştır. Sivri bir kubbe ile örtülü türbe, halen ziyarete edilebilir.
Şehzadeler ilçesine bağlı Sakarya Mahallesinde bulunan Kadiri Türbesi, Hüsrev Ağa Camii’nin haziresindedir. 1615 senesinde inşa edilmiş kutsal mekan, sivri kemerli taş duvarlarının üzerinde kiremitli bir kubbe taşır. Paşa Kızı Türbesi adıyla da anılan türbede, III. Murat zamanında yaşam sürmüş önemli kişilerin sandukaları yer alır.
Üç Oluklu Çeşme, Şehzadeler ilçesine bağlı 2. Anafartalar Mahallesinde konumludur. Osmanlı Dönemi’nden günümüze kadar gelebilmiş tarihi çeşmenin üç oluğu vardır. Muslukları, sivri kemerli derin bir nişin içine yerleştirilmiştir. Aslına uygun olarak restore edilmiş olan çeşme, hala kullanılır.
Polat Hacı Mehmet Ağa Çeşmesi, Şehzadeler ilçesine bağlı Çarşı Mahallesinde yer alır. İki cepheli çeşme, beyaz mermerle kaplıdır. Osmanlı Dönemi’ne ait bu yapı, 1790 tarihli bir kitabeye sahiptir. Sütunlarla süslenmiş çeşme, güzel bir taş işçiliği bezelidir. İki cephesinde birer lülesi vardır ve halen kullanılır.
Şehzadeler ilçesine bağlı Çarşı Mahallesinde bulunan Sipahi Pazarı Çeşmesi, Cumhuriyet yıllarında yapılmıştır. Rum Mehmet Paşa Bedesteni’nin güney girişinde yer alır. Sade bir şekilde süslenmiş olan bu çeşme, halen işlevini korur.
Şehzadeler ilçesinin Saruhan Bey Mahallesinde bulunan Muradiye Medresesi Çeşmesi, aynı adlı külliyenin içindedir. Cami ve medrese arasını çizen duvarda yer alır. Biri yuvarlak biri sivri olmak üzere iç içe yerleştirilmiş kemerli nişe sahiptir. Muradiye Medresesi Çeşmesi, 1958 senesinde restore edilmiş olup hala işlevini korur.
14. yüzyılda tarihlendirilen Gülgün Hatun Hamamı, Şehzadeler ilçesine bağlı Dere Mahallesinde bulunur. Dere Hamamı adıyla da anılan tarihi mekan, kubbe ile örtülmüş, tonozlarla süslenmiştir. Soyunmalık, soğukluk, sıcaklık, ılıklık ve halvet bölümlerinden oluşur. Moloz taştan inşa edilmiş olan bu hamam, yakın tarihte onarıma tabi tutulmuştur ve hala aynı amaçla kullanılır.
Çukur Hamamı, Şehzadeler ilçesindeki Ulu Camii ve Külliyesi’nin bir parçasıdır. Ulu Cami Hamamı adıyla da bilinir. 14. yüzyıldan kalma tarihi yapı, İshak Çelebi’nin Manisa’da yaptırdığı yerlerden biridir. Tonozlu ve kubbeli olarak planlanmış bu yapı, dört eyvanlıdır. Sivri kemerli nişlerle süslenmiş olan Çukur Hamamı, restore edilmiş olup halen kullanıma açıktır.
Tarihi Darphane, Şehzadeler ilçesinin İshak Çelebi Mahallesinde yer alır. Ulu Camii yakınlarındaki tarihi mekan, iki katlıdır. Kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Yuvarlak kemerli büyük pencerelerle aydınlatılmıştır. 14. yüzyılda tarihlendirilen darphane, kiremit kaplı bir kubbeye sahiptir. Yakın zamanda restore edilmiş olmasına rağmen kullanılmadığı için bakımsız kalmıştır.
Manisa Saat Kulesi, Şehzadeler ilçesinin İshak Çelebi Mahallesinde bulunur. Ulu Camii meydanındaki tarihi yapı, sekizgen şeklinde tasarlanmıştır. Saat Kulesi, 14. yüzyılda inşa edilmiştir. 17. yüzyılın sonlarında onarımdan geçmiştir. Yakın tarihte de restorasyona tabi tutulmuş bu yapı, hala işlevini sürdürür.
Kocasar Kalesi ve Nekropolü, Yunusemre ilçesine bağlı Sümbültepe köyünde yükselen bir tepe üzerine, M.Ö. 5 ya da 4. yüzyılda kurulmuştur. Kalenin temel kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir. Kalenin yer aldığı tepenin batısında, kayaların sanduka gibi şekillendirilmesiyle oluşturulmuş bir nekropol alanı bulunur.
Hacı Yahya Camii, 1474 tarihinde Hacı Yahya’nın oğlu Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Yunusemre ilçesine bağlı Topçu Asım Mahallesinde bulunan tarihi ibadethane, taş ve tuğladan örülmüş duvarlarının üzerinde kiremitten üç kubbe taşır. Kırmızı tuğladan yapılmış minaresi tek şerefelidir. Tarihi cami, çeşitli onarımlarla günümüze kadar gelebilmiştir ve hala işlevini sürdürür.
Yunusemre ilçesine bağlı Uzunburun köyünde keşfedilen Mersintepe Yerleşmesi, Geç Roma Dönemi’ne aittir. Akropol ve konut olarak kullanıldığı tahmin edilen yapı kalıntıları ile tarihi yerleşim yeri, Antik Çağ’da oluştuğu düşünülen bir gölün etrafındadır. Yerleşim alanının genişliği 100 metre, uzunluğu ise 200 metredir.
Lala Paşa Camii, Yunusemre ilçesinin aynı isimli mahallesinde yer alır. Cami, Lala Mehmet Paşa tarafından 1569 senesinde yaptırılmıştır Kutsal yapı, taş duvarları üzerinde sekizgen kasnağa yerleştirilmiş bir kubbe taşır. Geniş bir bahçesi olan ibadethanenin avlu bölümünde şadırvan, yatır ve çeşme bulunur.
Emlakdere Antik Yerleşim Alanı, Yunusemre ilçesinin Emlakdere köyünde keşfedilmiştir. Romalılar tarafından kurulduğu tahmin edilen bu alanda, Bizanslıların da yerleşim izi bulunmuştur. Tarihi yerleşim yerinde taş ocakları ve mezar kalıntılarının yanı sıra Osmanlı Dönemi'nden kalma suyolu da dikkat çeker.
Yunusemre ilçesinde bulunan Derdiler Çeşmesi, 1785 senesinde Ali Ağa tarafından yaptırılmıştır. Musluğu, derin ve sivri kemerli bir niş içine yerleştirilmiştir. Tek cepheli olarak planlanmış bu yapının arkasında su deposu var, üzeri ise kiremit bir çatı ile örtülüdür. Çeşme, günümüzde de işlevini sürdürür.
Aynı Ali Türbesi, Yunusemre ilçesinin Akgün Mahallesinde, Kumludere mevkiinde yer alır. Altıgen planlı yapının, 15 ya da 16. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilir. Kesme taştan örülmüş duvarları üzerine bir kubbe taşıyan bu mekan, kutsal günlerde birçok kişinin dua etmek üzere bir araya geldiği türbelerden biridir.
Pür Nefes Çeşmesi, Yunusemre ilçesi, Lala Paşa Mahallesinde konumludur. 1586 senesinde inşa edilmiştir. Sivri bir kemerle çevrelenmiş, derin nişle süslenmiş bu çeşmenin tek cephesi vardır. Bugüne kadar yapılan onarımlarla ayakta kalabilmiş olan yapı, günümüzde işlevini korur.
Yunusemre ilçesinin Topçu Asım Mahallesinde bulunan Karaköy Hamamı, geleneksel Osmanlı hamamlarından biridir. Kitabesi olmayan yapı, moloz taş ve devşirme malzemelerle yapılmıştır. Ilıklık, sıcaklık ve soğukluk kısımlarından oluşan tarihi hamama, sonradan soyunmalık kısmı eklenmiştir. Kubbeleri aydınlatma fenerleri ile süslü olan Karaköy Hamamı, günümüzde de aynı amaçla kullanılır.
St. Jean Kilisesi, Alaşehir’de Bergama Krallığı tarafından kurulmuş Philedelphia Antik Kenti’nin içindedir. Toptepe’de yer alan bu tapınak, Hristiyanlığın ilk yıllarındaki yedi kiliseden biridir. Kalıntılarıyla dahi halen önemli bir yere sahip olan St. Jean Kilisesi, M.S. 6. yüzyılda tarihlendirilir. Aziz Yuhanna Kilisesi ya da Philedelphia Kilisesi olarak da bilinir.
Alaşehir’in Antik Çağ’daki ismi, günümüzdeki ilçenin kurulduğu yer olan Philadelphia Antik Kenti, Bergama Krallığı tarafından kurulmuş, Roma ve Bizanslılar tarafından onarılıp genişletilmiştir. Günümüzde antik kent içinde görülen kalıntıların pek çoğu Romalılardan kalmadır. M.S. 40’lı yıllar itibariyle Hristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelen tarihi şehir, St. Jean Kilisesi’ne ev sahipliği yapar. Tarihi tapınağın burada olması nedeni ile Romalılar zamanında Küçük Atina olarak anılmış, kentin çevresi ise güçlü surlarla çevrelenmiştir. Günümüzde Aziz Jean Kilisesi ve sur kalıntılarının görülebileceği Philadelphia Antik Kenti, Hristiyanlar için halen önem arz eder.
Yunus Emre ve onun hocası Tapduk Emre’ye ait olduğu tahmin edilen türbelerden biri de Kula’ya bağlı Emre köyündedir. Özellikle Kadir Gecesi’nde yüzlerce kişinin ziyaret ettiği kutsal mekanda, toplam on adet mezar bulunur.
Kula’nın birçok yerinde görülebilen tarihi Kula Evleri, 18 ve 19. yüzyıldan kalma ahşap ve taştan inşa edilmiş yapılardır. Çoğu iki katlı olan avlulu evler, kabartma ve kalem işleri ile bezenmiş, bazılarının pencereleri ahşap kepenklerle süslenmiştir. Kiremit çatı ile örtülü bu evlerin bazıları butik otel ve restoran olarak hizmet verir.
Kula Peribacaları, ilçe merkezinden yaklaşık 18 km uzaklıkta konumlanmış bir doğa turizmi merkezidir. Volkanik özelliklere sahip olan Kula topraklarında, Gediz Nehri’nin üstünde Burgaz köyü mevkiinde oluşmuş bu doğa harikası, Tabiat Anıtı ilan edilmiştir. Genişçe bir alana yayılan peribacaları, seyrine doyum olmayan bir manzara yaratır.
Kula’nın Antik Dönem’de Katakekaumene, yani “Yanık Ülke” olarak anılmasına neden olan Kula Volkanları, Salihli’ye kadar uzanan sönmüş küçük tepelerden oluşur. Eşsiz bir manzaraya sahip olan bu saha, yer yer siyah lav kalıntıları ile kaplıdır. Divlit Yanardağı’nda tarih öncesi çağlardan kalma insana ait fosil ayak izleri keşfedilmiştir. Bu izlerin yanardağdan aşağı doğru indiği görülebilir. Kula Volkanik Jeoparkı (Kula Jeooparkı) ilan edilen Kula Volkanları, Türkiye’nin ilk ve tek jeoparkı olarak yerkürenin gizemli geçmişine ilgi duyanları ağırlar.
Salihli’nin doğal zenginliklerinden biri olan Kurşunlu Kaplıcaları¸ ilçe merkezine 5 km mesafede konumlanır. Yemyeşil bir vadide, Kurşunlu Deresi’nin çevresinde yer alan doğal kaynak suyu, 52 ile 96 derece sıcaklığa sahiptir. Şifa kaynağı, romatizma ve çeşitli eklem rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı olarak kullanılır. Kurşunlu Kaplıcaları’nın yakınında konaklama ve tedavi merkezleri bulunur.
Hatuniye Camii ve Külliyesi, Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde konumlanır. 1490 tarihli yapı topluluğu, II. Bayezid’in eşi Hüsn-i Şah Sultan’ın isteği üzerine inşa edilmiştir. Cami, külliye merkezi olarak sekizgen kasnağa oturtulmuş sade bir kubbe ile süslüdür ve tek şerefeli bir minareye sahiptir. Medrese, sıbyan mektebi ve imarethaneden oluşan külliyenin, medrese ve imarethanesi günümüze ulaşamamıştır. Tuğla ve taştan yapılma sıbyan mektebi, caminin batısındadır.
Muradiye Camii ve Külliyesi, Şehzadeler ilçesinde yer alır. 1583 - 1592 seneleri arasında Osmanlı padişahı III. Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami, medrese, imarethane ve kütüphaneden oluşur. Yapı topluluğunun tamamı halen ayaktadır. Külliyenin medrese ve imaret bölümleri, Manisa Arkeoloji Müzesi olarak hizmet verir. Muradiye Camii, görkemli mimarisi ile halen ibadete açıktır. Kütüphane ise Mimar Sinan Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılır.
16. yüzyıl mimari yapılarından biri olan Sultan Camii, Şehzadeler ilçesinde yer alır. Aynı adlı külliyenin bir parçası olan cami, külliye ile beraber Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın isteği ile yapılmıştır. O dönemden beri Mesir Macunu Festivali kapsamında burada mesir dağıtımı yapıldığı için Mesir Camii adıyla da bilinir. Kesme taş ve tuğladan inşa edilmiş kutsal mekan, birer şerefeli iki minaresi ile hala ibadete açıktır.
Aigai (Aiolis) Antik Kenti, Yunusemre ilçesinde keşfedilmiş, M.Ö. 8 yüzyılda tarihlendirilmiştir. Nemrut Kale, Köseler Kalesi olarak da bilinen antik kent, Anadolu’nun 12 Aiol kentinden biri olarak pek çok uygarlığa dair izler barındırmıştır. Sur, agora, tapınak, stadyum ve antik tiyatro kalınlarının görülebileceği Aigai Antik Kenti’ne, Yunt Dağı’ndaki Köseler köyü mevkiinden kolaylıkla ulaşılabilir.
İvaz Paşa Camii, 1484 tarihinde İvaz Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yunusemre ilçesinde konumlanmış olan tarihi cami, tuğla ve kesme taştan inşa edilmiş olup biri büyük, dördü küçük olmak üzere beş kubbe ile süslenmiştir. Haziresinde İvaz Paşa’nın kabri bulunan tek minareli kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Saruhanlı ilçesinde konumlu kutsal mekan, 14. yüzyılda Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Türbede yatan Saruhan Bey, Saruhanoğulları Beyliği’nin kurucusudur. 1270 - 1345 yılları arasında yaşamış, Manisa topraklarının önemli bir bölümünü hakimiyet altına almıştır. Türbesi, moloz ve kesme taştan inşa edilmiş olup kente gelenlerin ilk ziyaret ettiği yerlerden biridir.
Niobe Ağlayan Kaya Anıtı, Şehzadeler ilçesi sınırları içinde, Spil Dağı’nın güney yamacında yer alır. Niobe Kayası ya da Ağlayan Kaya olarak anılan yer şekli, oturarak ağlayan bir kadını andırır. Efsaneye göre Frig kralı Tantalos’un kızı olan Niobe’nin çocukları, Leto Şenliği sırasında Apollon ve Artemis tarafından öldürülür. Sürekli yas tutan ve ağlayan Niobe, daha fazla acı çekmemesi için Zeus tarafından taşa dönüştürtülür.
Gülgün Hatun Mescidi, diğer ismi ile Dere Camii, Şehzadeler ilçesinde, Dere Mahallesinde yer alır. 1375’te inşa edilen kutsa yapı, Selçuklu Dönemi mimari örneklerinden biridir. Küçük bir ibadethane olan Gülgün Hatun Mescidi, alaturka kubbesi ve sonradan eklenmiş minaresi ile hala ibadete açıktır. Yakın zamanda aslına uygun olacak şekilde büyük bir onarımdan geçmiştir.
Eski Camii ismiyle de anılan kutsal mekan, Gördes’te bulunur. Moloz taştan yapılmış olup inşa tarihi bilinmemektedir. Cami, dikdörtgen planlı olarak tasarlanmış, kemerlerle süslenmiş, kiremit çatı ile kapatılmıştır. Tek şerefeli taş bir minare ile iç mekanda ahşap sütunlara sahiptir. Yakın tarihte onarılmıştır olan ibadethane, hala kullanıma açıktır.
Kula’ya bağlı Zafer Mahallesinde yer alan Meryem Ana Kilisesi, 19. yüzyılda inşa edilmiş bir Rum kilisesidir. Beşik çatılı ve tonozlu olarak tasarlanmış kutsal yapının yuvarlak kemerli ahşap kapısı oldukça ilgi çekicidir. Tarihi ibadethane, yakın zamanda yenilenmiştir.
Kula’nın Akgün Mahallesinde bulunan Hagios Stefonos Kilisesi¸ 1835 senesinde yapılmıştır. Yangın nedeniyle tahrip olmuş, çatı örtüsü büyük zarar görmüş olan kutsal mekan, her şeye rağmen günümüze kadar ulaşabilmeyi başarmıştır. Tarihi kilisenin bütünlüğünü muhafaza edebilmesi için yenilenmesi gerekir.
Hacı Abdurrahman Camii, Kula’nın Zaferiye Mahallesinde yer alır. 16. yüzyılda Hacı Abdurrahman Efendi tarafından yaptırılmıştır. Uzun kemerli pencerelere ve tek kubbeye sahip olan tarihi ibadethane, geçirdiği çeşitli onarımlara bugüne ulaşabilmiştir. Tuğladan yapılma tek şerefeli bir minaresi olan kutsal mekan, hala işlevini korur.
Salihli ilçesindeki Sardes Ören Yeri sınırları içinde bulunan Artemis Tapınağı, Sart Çayı’nın yarattığı vadidedir. M.Ö. 4. yüzyılda tarihlendirilen kutsal mekan, Antik Çağ boyunca bu bölgedeki en büyük mabetlerden biri olmuştur. Artemis Mabedi olarak da anılan tarihi mekanın çevresinde küçük bir kilise ve M.Ö. 6. yüzyıldan kalma bir sunak kalıntısı bulunur. İlkbahar gelince açan papatya ve gelinciklerin arasında muazzam bir görüntü yaratır. Yıllara meydan okuyan tapınağın büyük bir uğraşla yapılmış da oldukça etkileyicidir.
Salihli ilçesinde bulunan, Sart Antik Kenti (Sardes Antik Kenti) sınırları içindeki Sart Kilisesi, İncil’de geçen yedi kiliseden bir tanesidir. Artemis Tapınağı’nın yakınındaki kutsal mekan, Hristiyanların ülkemizde bulunan hac yerlerinden biridir. M.Ö. 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kilisenin, yüzlerce yıla rağmen ayakta kalabilmeyi başarmış kalıntıları, gizemli atmosferi ile görenleri kendine hayran bırakır. Sardes Kilisesi adıyla da bilinir.
Spil Dağı Milli Parkı, Şehzadeler ilçesine yaklaşık 24 km mesafede konumludur. Spil Dağı’nın yamaçlarında kurulmuş olan milli park, başta lale olmak üzere pek çok endemik bitki türüne ev sahipliği yapar. İzmir - Bornova’ya 38 km uzaklıkta bulunan doğal alan, kampçılar ve doğa tutkunlarının uğrak yerlerindendir. Milli park sınırları içinde orman köşkü, konaklama yerleri ve piknik alanı bulunur. Muazzam manzarası ve zarafetin sembolü Manisa Lalesi ile dikkat çeken doğal alan, ilkbahar ve yaz aylarında ziyaret edilmeli.
Akhisar Müzesi, 2006’ya dek hastane, okul ve öğretmen evi olarak kullanılmış 1933 tarihli bir binada hizmet verir. Arkeolojik ve etnografik birçok eserin yer aldığı müzede Helenistik Dönem’e ait seramikler binlerce yıl öncesinde kullanılmış eşyalar ve Thyateira Antik Kenti’nde keşfedilen eserler oldukça ilgi çeker.
Antik Çağ’ın popüler yerleşim yerlerinden biri olan Thyateira Antik Kenti, bugünkü Akhisar’ın kurulduğu yerdir. İlçe merkezindeki antik kent, M.Ö. 3 binli yıllarda kurulmuş, sonraki dönemde ise Hristiyanlar için önemli bir yer haline gelmiştir. Günümüzde Tepe Mezarlığı olarak anılan tarihi yerde, Hristiyanlığın ilk döneminde yapılmış yedi kiliseden biri olan Thyateira Kilisesi ve yapı kalıntıları görülebilir. Burada keşfedilen eserler ise Akhisar Müzesi’nde sergilenir.
Alaşehir’in Soğuksu Mahallesinde yer alan Yıldırım Bayezid Camii, Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Milli Mücadele Dönemi’nde işgal nedeniyle çatısı zarar gören kutsal mekan, Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandıktan sonra onarımdan geçmiş ve bugünkü görüntüsüne kavuşmuştur. Tek şerefeli minareye sahip olan cami, hala ibadete açıktır.
Şehzadeler ilçesinin Bayındırlık Mahallesinde yer alan Manisa Mevlevihanesi, 1368 - 69 yıllarında inşa edilmiş Ulu Camii Külliyesi’ne dahil olan yapılardan biridir. Moloz taş ve tuğladan yapılma tarihi mekan, Saruhanoğulları Beyliği yapılarındandır. Günümüzde Spil Milli Parkı sınırları içinde kalan Manisa Mevlevihanesi birkaç kez restore edilmiştir.
1585 tarihli Muradiye Medresesi ve İmareti’nde hizmet veren Manisa Arkeoloji Müzesi, 1937’de kurulmuştur. Müze binası da bir tarihi eser niteliğinde olup Osmanlı sultanlarından III. Murat tarafından Muradiye Külliyesi’nin bir parçası olarak yaptırılmıştır. Sardes Antik Kenti’nden çıkarılan eserler, Lidya, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi’ne ait objeler ile Manisa Ulu Cami’sinin minber kapısı, Manisa Müzesi’nin en dikkat çekici parçalardandır.
Çeşnigir Camii, Şehzadeler ilçesinde bulunur. 1474 tarihli kutsal mekan, kesme taştan yapılmış küçük bir camidir. Kiremitten örülmüş bir kubbe ile süslenmiş caminin tek şerefeli taş bir minaresi vardır. Hala kullanımda olan ibadethanenin yanında Karaosmanoğulları’ndan kalma bir kütüphane bulunur.
1366 tarihli Ulu Camii ve Külliyesi, Şehzadeler ilçesinde yer alan ve Saruhanoğulları Beyliği’nden kalma tarihi yapılardan biridir. Merkezi Ulu Camii olan külliye, medrese, türbe ve hamamdan oluşur.
Külliyenin hamamı, Çukur Hamam olarak bilinir ve günümüzde onarılmış olup hizmet veremeye devam eder. Türbe, Saruhanoğullarından İshak Çelebi ve ailesine ait olduğu tahmin edilen sandukalara ev sahipliği yapar. Medrese ise camiye bitişik olup hala ayaktadır.
Ulu Camii, taş ve tuğladan yapılmıştır. Kubbe ve tek şerefeli minareye sahiptir. Muazzam bir ahşap işleme örneği olan caminin minberi, Manisa Müzesi’nde görülebilir. Kutsal mekan, günümüzde de kullanılır.
Tarihi bir kilisenin dönüştürülmesiyle kurulmuş olan Akhisar Ulu Camii, mihrap ve kubbesindeki kalem işi süslemeleriyle dikkat çeker. Tarihi cami, yanı başındaki haziresi ile hala ibadete ve ziyarete açıktır. Haziredeki mezarlarda Osmanlı Dönemi’ne ait taşları, özenle işlenmiştir.
Akhisar’a bağlı Şeyhisa Mahallesinde konumlu Paşa Camii, 1469 senesinde Sarı Ahmet Paşa için inşa edilmiştir. Köşeli bir kasnak üzerinde yükselen mütevazı kubbesi, tek şerefeli tuğla minaresi ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Kutsal mekan, taştan yapılmış olup kafesli pencerelerle aydınlatılmıştır. Takip eden yıllarda yapılmış aynı adlı hamam ve han da halen işlevini korur.
Yeni Camii ve Külliyesi, 16. yüzyıla aittir. Osmanlı padişahı II. Bayezid’in eşi Gülruh Sultan adına yaptırdığı kutsal mekan, Gülruh Sultan Camii adıyla da bilinir. Külliyenin merkezi olan cami, köşeli kasnak üzerine kondurulmuş bir kubbe ve tuğla minareye sahiptir. Bedesten, medrese, imarethane, cami ve hamamdan oluşan külliye, günümüze yalnızca cami ve hamam ile ulaşabilmiştir.
Akhisar’a bağlı Ulu Cami Mahallesinde konumlu tarihi caminin 14. yüzyılda, Saruhanlı Beyliği zamanında yapıldığı tahmin edilir. Kitabesi olmayan kutsal yapı, pek çok defa onarılarak bugüne ulaşabilmiştir. İki sıra haline dizilmiş pencereleri restorasyon sırasında PVC doğrama ile yenilenmiş, özgünlüğünden uzaklaşmıştır. Son cemaat yerindeki sütun parçaları ile dikkat çeken Köfünlü Camii’nin tarihi mezar taşına sahip bir haziresi vardır.
Akhisar’ın Efendi Mahallesinde yer alan Aynalı Camii, 16. yüzyıla aittir. Sinaniye Camii ya da Medreseli Camii adıyla da bilinen kutsal yapı, yakın tarihte elden geçirilmiştir. Devşirme yapı unsurlarının kullanıldığı bu cami, tarihi mezar taşlarıyla bezeli küçük bir hazireye sahiptir.
Emetli Camii, Akhisar’a bağlı Şeyhisa Mahallesinde yer alır. İnşa kitabesi olmadığı için yapım zamanı bilinmeyen kutsal mekan, 15. yüzyılda tarihlendirilir. Kiremitle kaplı bir kubbesi ve tek şerefeli bir minaresi olan caminin pencereleri yuvarlak kemerli olarak tasarlanmıştır. Halen işlevini koruyan tarihi ibadethanenin küçük bir haziresi vardır.
Akhisar’a bağlı Paşa Mahallesinde konumlu Hergelen Camii’nin 16. yüzyılda Hacı Mustafa Ağa tarafından inşa ettirildiği söylenir. Hastane höyüğünün yakınlarındaki kutsal mekan, taştan yapılmıştır. Taş ve tuğladan örülmüş minaresi ile hala ayakta olan bu yapı, bugüne dek birkaç kez restore edilmiştir ve ibadete açıktır.
Alaşehir Surları, Bizans Dönemi’nde şehrin çevresine inşa edilmiş, günümüze kadar kısmen gelebilmiştir. Horasan harcı ve taştan yapılma tarihi surların, Kiremişli, Elhizar, Dombaykapı, Kirmastı isimli 4 adet kapısı vardır. Şehir surlarının kalınlığı 2,5 metre, yüksekliği 8 metredir. Gözetleme kuleleri bugüne kadar ulaşamamıştır
Sarıkız Kaplıcası (Ilıcası) Alaşehir’de aynı adlı madensuyu kaynağının yakınında yer alır. Yaklaşık 26 santigrat derecelik sıcaklığa sahip şifa kaynağı, romatizma, deri hastalıkları ve eklem rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olarak kullanılır. Ilıca çevresindeki havuzlar, çevre sakinleri tarafından sıklıkla ziyaret edilir. Alaşehir’in simgesi olan Sarıkız şifalı suyunu temsil eden Sarıkız heykeli, ilçe merkezinde bulunur.
Alaşehir ilçesinde, adını verdiği mahallede konumlu Şeyh Sinan Camii, bu bölgenin Osmanlılar tarafından fethedilmesinin ardından Şeyh Sinan tarafından 15. yüzyılda yaptırılmıştır. Kubbelerle örtülmüş kutsal mekanın içi nadide kalem işi örnekleriyle süslüdür. Yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılan tarihi ibadethane, günümüzde de işlevini muhafaza eder.
Alaşehir ilçesi, Soğuksu Mahallesinde konumlu Kütük Minare Camii’nin inşa kitabesi olmadığı ne zaman yapıldığı bilinmez. Yıldırım Bayezid zamanında inşa edildiği tahmin edilen kutsal mekanın tek şerefeli bir minaresi, köşeli kasnak üzerine yerleştirilmiş bir kubbesi vardır. 19. yüzyılda onarılmış olan cami, halen kullanılır.
Şeyh Sinan Türbesi, Alaşehir ilçesinde, aynı adlı caminin avlusunda konumludur. 1482 yılında hayatını kaybeden, Şeyh Sinan için inşa edilmiş kutsal mekan, taştan yapılmış, mütevazı bir kubbe ile örtülmüştür. Tarihi dokusunu halen muhafaza eden türbede, Şeyh Sinan ve ailesinin kabirleri bulunur.
Kadışeyh Camii, Alaşehir’e bağlı Sarısu Mahallesinde bulunur. Yapının inşa kitabesi yoktur. Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid döneminde yapıldığı söylenir. Kubbelerle süslenmiş olan tarihi ibadethanenin avlusunda dönemin kadılarına ait olduğu tahmin edilen türbe bulunur.
Alaşehir’in Soğuksu Mahallesinde bulunan Yağhane Camii’nin inşa zamanı belli değildir. Kubbelerle örtülü kutsal mekan, yangın sonucunda zarar görmüş, 1922 senesinde yeniden inşa edilmiştir. Yeni Yağhane Camii adıyla da anılan ibadethane, yuvarlak kemerli pencerelere sahiptir. Cami, günümüzde de işlevini korur.
Bardakçı Köyü İçmesi, Demirci ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunur. Böbrek taşı ve mide rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olduğu söylenen doğal kaynak suyu, her mevsim soğuk akar. Köy sakinleri ve çevre yerleşim yerlerinden pek çok kişi, şifa bulmak için Bardakçı Köyü İçmesi’nden su almaya gelir.
Manisa’nın Demirci ilçesine bağlı Çataloyuk köyünde bulunan Delikyar, sarp kayalıklar içerisine oyulmuş Bizans manastırıdır. Farklı seviyelerde oyulmuş pencerelerden oluşan bu manastırın içi, merdivenli dehlizlerle birbirine bağlanmıştır. Oldukça ilgi çekici olan Delikyar, yüksekte konumlandığı için yalnızca dışarıdan görülebilir.
Demirci’nin Hacı Hasan Mahallesinde yer alan Söylemiş Camii, kiliseden camiye dönüştürülmüş bir ibadethanedir. Taştan inşa edilmiş kutsal mekanın ikinci sıradaki pencereleri kafesli ve yuvarlak kemerlidir. Kiremit kaplı kubbe ile örtülmüş olan ibadethane, kalem işi bezemelerle süslenmiş, tek şerefeli minare ile taçlandırılmıştır. Söylemiş Camii, günümüzde de ibadete açıktır.
Demirci ilçesinin Yağmur Mahallesinde yer alan Yakup Çelebi Camii, 15. yüzyılda inşa edilmiştir. 2004 yılında çıkan bir yangın sonucu zarar gören kutsal mekan, takip eden yıllarda yenilenmiştir. Özgün plana sadık kalınarak yapılmış olan caminin, tek şerefeli minaresi, kiremit kaplı çatısı üzerinde yükselir. Cami, günümüzde de işlevini sürdürür.
Manisa’nın zengin ormanlıklarından biri de Gördes ilçesinde yer alır. Gördes Kent Ormanı, Akhisar - Demirci arasında yaklaşık 195 hektarlık alana yayılmıştır. Pek çoğu kızılçam olmak üzere zengin bir floraya sahip olan bu orman, trekking parkuru, ahşap piknik masaları, kameriye, spor sahaları, seyir terasları ile donatılmıştır.
Yortan Kaya Mezarları, Kırkağaç ilçesine bağlı günümüzdeki ismi Bostancı olan Yortan köyünde, aynı isimli höyüğün yakınında yer alır. Frig Dönemi’ne ait olduğu tahmin edilen iki kaya mezar, birbirine geçitlerle bağlanmıştır. Kaya mezarlarının etkileyici görüntüsü, kaçak kazılar nedeniyle yok olmaya yüz tutsa da burası tarihe ilgi duyanların görmek isteyeceği yerlerden biridir.
1754 tarihli Karaosmanoğlu Cami, Kırkağaç ilçesindeki Kocamehmetağa Mahallesinde yer alır. Karaosmanoğlu Abdullah Efendi tarafından yaptırılmış kutsal mekan, Osmanlı devrinde Anadolu’da inşa edilmiş tipik camilerden biridir. Tarihi cami, taştan yapılmış olup ahşap tavan üzerine kiremit çatı ile örtülmüştür. Bugüne kadar birkaç kez defa elden geçirilmiş, günümüzde de işlevini muhafaza etmiştir.
Kırkağaç ilçesinin merkezine bağlı Cinosman Mahallesinde yer alan Sarı Hoca Cami, 15. yüzyılda inşa edilmiştir. Sarı Abdullah Efendi’nin yaptırdığı cami, iç mekanı süsleyen çinileri ile bir hayli etkileyicidir. Mihraba derinlik katan renkli çiniler, minberde de kullanılmıştır. Yakın zamanda onarımdan geçmiş olan kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Kula’nın merkezinde Kurşunlu Meydanı’nda konumlu Kurşunlu Camii, 15. yüzyılım son çeyreğinde Saruhanoğulları Beyliği Dönemi’nde inşa edilmiştir. Tuğla ve kesme taştan yapılma kutsal mekan, skiz köşeli kasnak üzerinde yükselmiş bir kubbe ile süslüdür. Kalem işi bezemelerle donatılmış bu cami, bugüne kadar geçirdiği onarımlarla ayakta kalabilmiştir ve halen ibadete açıktır.
Kula’nın ilk camilerinden biri olduğu söylenen Eski Camii, Akgün Mahallesinde yer alır. İnşa kitabesi olmadığı için yapım yılı bilinmeyen kutsal mekanın 19. yüzyılın başlarında onarımdan geçirdiğine dair tamirat kitabesi bulunur. Tek şerefeli bir minaresi olan tarihi ibadethane, Köhne Camii adıyla da anılmakta olup halen işlevini korur.
Necip Camii, Kula ilçesine bağlı Seyitali Mahallesinde konumludur. İnşa kitabesi olmadığı yapım yılı bilinmeyen caminin 18. yüzyıl öncesine ait olduğu tahmin edilir. Sonradan eklenmiş taş minaresinin kitabesinde, minarenin Seyyid Hacı Hasan tarafından 1783 - 84 yıllarında yapıldığı yazılmıştır. Tekke Camii ya da Kızlar Camii adlarıyla da anılan tarihi ibadethane, halen işlevini korur.
İnşa zamanı bilinmeyen Soğukkuyu Camii, Kula’nın Kızılkaya Mahallesinde yer alır. 14 ile 16. yüzyıl arasında yapıldığı tahmin edilen kutsal mekan, dıştan sade, içten kalem işi bezemelerle süslüdür. Bitkisel motifler ve ahşap işlemeleriyle dikkat çelen Soğukkuyu Camii’nin minaresine 1784 - 85 yılında onarım kitabesi eklemiştir. Tarihi ibadethane, günümüzde de kullanılır.
Bintepeler ya da Lidya Kral Mezarlığı adlarıyla da anılan tarihi mezarlığın, Salihli, Ahmetli, Saruhanlı ve Gölmarmara ilçelerine sınırı vardır. Büyüleyici atmosferi ile merak uyandıran tümülüsler, Lidya Dönemi ve daha sonrasına ait pek çok kalıntıya ev sahipliği yapar. Oldukça büyük olan iki tümülüsün Lidya Kralı Gyges ve Alyattese’e ait olduğu düşünülür.
Salihli ilçesinde yer alan Sardes Ören Yeri’ndeki Gymnasium’un büyük salonu, Roma Dönemi’nde sinagoga dönüştürülmüştür. Musevilerin en önemli tapınaklarından biri olan kutsal mekan, M.Ö. 50’li yılların öncesinde kurulmuştur. Sardes Sinagogu’na ait İbranice yazıta göre burayı Roma imparatorlarından Lucius Verus sinagoga çevirmiştir. Kalıntıları ilgi çeken kutsal mekan, Avrupa ve Türkiye’nin en önemli havralarından biri olarak kabul edilir.
Salihli ilçesinde bulunan Adala beldesi, yanardağ tarafından meydana getirilmiş volkanik bir oluşumlara ev sahipliği yapar. Adala’da bulunan, genç volkanik konilerle süslü bu bir kanyon, Gediz’in coşkun suyu ile parıldar. Adala beldesi, bu kanyon ile beraber ilkbahar ve yaz aylarında doğa tutkunlarını buraya davet eder. Kanyonun çevresinde bakımlı ve yemyeşil bir mesire alanı bulunur.
Kız Köprüsü, Salihli ilçesindeki Adala beldesinde, Adala Kanyonu’nun üzerinde kuruludur. Gediz Nehri’ni süsleyen tarihi yapının Osmanlı devrinde inşa edildiği tahmin edilir. Taş köprü, yaklaşık 160 metre uzunluğunda olup yuvarlak biçimli altı göze sahiptir. İlk ve sonbaharda coşkulu akan Gediz Nehri, tarihi Kız Köprüsü’nü daha da çekici kılar.
Su Uçtu Şelalesi, Salihli, Adala beldesindeki Kız Köprüsü’ne yaklaşık 2 km mesafede gizlenmiş bir doğa harikasıdır. 25 metre yüksekten çağlayan bu güzellik, Adala Kanyonu’na kavuşur. Bahar aylarında daha coşkulu olan şelale, suyun çok olduğu zamanlarda iki ayrı koldan akar. Burada, şelalenin huzur verici sesi ve manzarası eşliğinde piknik yapılabilir.
Selendi ilçesine bağlı Karaselendi köyü, ilçe merkezine yaklaşık 4 km uzaklıkta bulunur. Bu köyü, mağara, anıt ve yapı kalıntıları bir hayli ilgi çekici kılar. Roma ve Bizans Dönemlerine ait buluntuların bazıları Manisa Müzesi’ne taşınmıştır. Karaselendi’nin Lidya devrinde gözde bir yerleşim yeri olarak kullanıldığı düşünülür.
Soma ilçesine bağlı Darkale köyü, ilçe merkezine yaklaşık 3 km uzaklıktadır. 19. yüzyıldan kalma Osmanlı Dönemi yapıları, camileri ve dar sokakları ile dikkat çeken bu köy, Bergama Krallığı’ndan bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmış, geçmişte Tarhala adı ile anılmıştır. Hamam kalıntısı, Minareli Cami, Kırkoluk Camii, burada görülecek yerlerin başındadır.
Tarihi dokusunu günümüze kadar muhafaza edebilmiş Soma’nın Darkale köyünde bulunan Kırkoluk Camii, 1746 - 47 senesinde inşa edilmiştir. 1823 - 24 yıllarında onarımdan geçen bu cami, Darkale’nin en dikkat çekici yapılarındandır. İbadethaneye adını veren şadırvanı, iç mekandaki süslemeleri ile hayranlık uyandırır. Tarihi cami, hala işlevini korur.
Soma ilçesinde bulunan Darkale Minareli Camii, 19. yüzyılda yapılmış ve günümüze kadar ulaşabilmiş özel yapılardan biridir. Avlusundaki kapı, Bizans devrinden kalma bir yapıdan sökülmüş ve camiye yerleştirilmiştir. Camiye adını veren minaresi, yapıdan bağımsız olarak tasarlanmıştır. Kutsal mekan, bugün bakımsız durumda olsa da ayakta kalabilmeyi başarmıştır.
Emir Hıdır Bey Camii, Soma ilçesine bağlı Cuma Mahallesinde yer alır. 1791 - 92 yıllarında Emir Hıdır Bey’in yaptırmış olduğu kutsal mekan, bağımsız minaresi ile dikkat çekicidir. Barok üslubu ile tasarlanmış, zengin süslemelere sahip olan tarihi ibadethane, bugüne dek geçirdiği onarımlarla ayakta kalabilmeyi başarmıştır ve hala işlevini sürdürür.
Damgacı Camii, Soma’ya bağlı Karamanlı Mahallesinde bulunur. 1872 senesine ait kutsal mekan, Hacı Musa Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Şimdilerde bakımsız durumda olan ama halen ibadete açık olan bu cami, iç mekandaki bezemeleri ile dikkat çekicidir.
Ovacık Yaylası, Turgutlu ilçesinin 31 km uzağında konumlu bir doğa harikasıdır. Kuşlar köyü mevkiinde yaylada, zengin bir bitki örtüsü ile kaplıdır. Çam ormanının ortasında piknik yeri, lokanta, yürüyüş parkuruna sahiptir. Özellikle yaz mevsiminde ziyaret edilen Ovacık Yaylası, çok sıcak havalarda bile serin kalır.
Turgutlu ilçesine bağlı Acarlar Mahallesinde bulunan Çakıcı Camii, 19. yüzyılın sonu ya da 20. yüzyılın başında inşa edilmiştir. II. Abdülhamid zamanında kaymakamlık yapan Şakir Bey tarafından yaptırılmış bu mekan, Şakir Bey Camii adıyla da bilinir. Tarihi ibadethane, yuvarlak kemerli büyük camlarla aydınlatılmıştır. Birkaç kez onarılmış, özgün görüntüsünden uzaklaşmış olsa da hala ibadete açıktır.
Hacı Muharrem Camii, Turgutlu’ya bağlı Altay Mahallesinde bulunur. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yapılmıştır. Bugüne dek geçirdiği onarımlarla sağlam kalabilmeyi başarmış olan caminin iki minaresi vardır. Beyaz olan minaresi yakın tarihte yapılmıştır. Diğer minarenin ise camiyle beraber inşa edildiği tahmin edilir. Kutsal mekan, halen ibadete açıktır.
Gölmarmara ilçesinin merkezinde bulunan Halime Hatun Camii, aynı adlı külliyenin merkezi olarak 1595 - 1605 yılları arasında III. Murat’ın sütannesi Halime Hatun için yaptırılmıştır. Kubbelerle süslü kutsal mekan, özgünlüğünü büyük oranda muhafaza ederek bugüne ulaşabilmiştir. Hamam, imarethane, medreseden oluşan külliye, medrese ve imarethane ile günümüze kadar gelebilmiştir. Medrese Kur’an kursu olarak, imaret ise öğretmenevi olarak kullanılır.
Şahuban Camii, Gölmarmara ilçesinin Eski Cami Mahallesinde konumludur. 17. yüzyılda tarihlendirilen kutsal yapı, Sarı İbrahim Paşa’nın kızı Şahuban Hatun adına inşa ettirilmiştir. Tarihi ibadethane, taştan yapılmış, sekizgen kasnak üzerine kondurulmuş bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin arkasında bulunan mezar taşları, günümüze sağlam olarak gelebilmiştir.
Derviş Ali Camii, Şehzadeler ilçesine bağlı 1. Anafartalar Mahallesinde konumludur. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olan kagir yapı, kırma çatı ile kapatılmış, bodur bir minare ile taçlandırılmıştır. Son cemaat yerinde geniş, yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. İç mekanda ahşap detayların göze çarptığı cami, halen ibadete açıktır.
14. yüzyıldan kalma İlyas Bey Mescidi, Şehzadeler ilçesine bağlı Adakale Mahallesinde yer alır. Taştan yapılma mescidin çokgen kasnak üzerine oturtulmuş kiremit kaplı kubbesi vardır. Yuvarlak kemerli pencereleri ve dış duvarda bulunan çeşmesi, dikkat çekicidir. Restore edilerek halen işlevini koruyan bu yapı, tarihi özellikleri muhafaza edilerek onarılmıştır.
Ali Bey Camii, Şehzadeler ilçesinin Adakale Mahallesinde bulunan bir Osmanlı Dönemi camisidir. 1416 senesine ait olan tarihi ibadethane, antik mimari yapılarından alınmış devşirme malzemelerle inşa edilmiştir. Genişçe bir avlusu olan cami, tek şerefeli minareye sahiptir. 1978 senesinde gerçekleşen restorasyonla özgün özelliklerinden uzaklaşmış olsa da tarihi yapı halen işlevini korur.
Şehzadeler ilçesinde, bulunduğu mahalleye adını veren Alaybey Camii, Alaybeyi Ferhat Ağa tarafından 1571 senesinde yaptırılmıştır. Milli Mücadele Dönemi’nde zarar gören kutsal mekan, takip eden yıllarda yenilenmiştir. Ferhatoğlu Camii adıyla da bilinen ibadethane, taştan inşa edilmiştir. Üçgen alınlıklı niş içerisine yerleştirilen yuvarlak kemerli pencereleri ve tek şerefeli minaresi vardır. Günümüzde ibadete açıktır.
Şehzadeler ilçesinin Bayındırlık Mahallesinde konumlu Sarabat Camii, 1649 senesinde kapılarını açmıştır. Kesme taş ve inşa edilen kutsal yapı, bugüne dek geçirdiği onarımlarla ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Geometrik şekillerle süslenmiş minaresi tamamen korunarak günümüze ulaşmıştır. Tarihi ibadethane hala kullanıma açıktır.
Şehzadeler’e bağlı Çarşı Mahallesinde bulunan aynı isimli cami, 16. yüzyılda yapılmış bir Osmanlı Dönemi ibadethanesidir. Tuğla ve kesme taştan inşa edilmiş olan kutsal yapı, alaturka kiremit kaplı kubbe ile süslüdür. Kubbesi, çokgen bir kasnak üzerindedir. Caminin çeşmesi ve kuş yuvaları dikkat çekicidir. Taşçılar Camii adıyla da bilinen ibadethane, günümüzde de kullanıma açıktır.
Nişancı Paşa Camii, Şehzadeler ilçesinde, kendisi ile aynı adı taşıyan mahallede yer alır. 15. yüzyılda tarihlendirilen kutsal mekan, yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Minaresi 1997 senesinde inşa edilmiştir. Caminin haziresinde, 17. yüzyıldan kalma mezar taşları bulunur. İbadethane, halen kullanıma açıktır.
Hüsrev Ağa Camii, Şehzadeler ilçesine bağlı Sakarya Mahallesinde bulunur. 1554 tarihli bu yapı, yuvarlak kemerli, kafesli pencereleri, çok köşeli kasnak üzerine kondurulmuş bir kubbesi ile dikkat çeker. Bugüne kadar birkaç kez onarılan caminin basık kemerli cümle kapısı özgün bir şekilde günümüze kadar ulaşmıştır. Haziresi ve çeşmesi olan kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Hacet Mescidi, Şehzadeler ilçesinde, Spil Dağı Milli Parkı mevkiinde, Manisa Kalesi’nin dış surları içindedir. 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen tarihi mekan, günümüze kalıntı olarak ulaşmıştır. Moloz taş ve tuğladan yapılma mescit, tarihi mekanlara ilgi duyanların görmek isteyeceği yerlerdendir.
18. yüzyılın başlarında inşa edilmiş olan Dilşeker Camii, Şehzadeler ilçesinde konumludur. Küçük planlı bir mescit olarak tasarlanmış yapıya 2001 senesinde minare eklemiştir. Caminin şadırvanı ve kiremit kaplı kubbesi dikkat çekicidir. Restore edilen yapı, hala işlevini muhafaza eder.
Hüsrev Ağa Hamamı, Şehzadeler ilçesinin Sakarya Mahallesinde, aynı adlı caminin yakınında yer alır. 1558 yılına ait tarihi mekan, tonozlu ve kubbeli olarak tasarlanmış tipik bir Osmanlı hamamıdır. Bugüne kadar sağlam bir şekilde gelebilmeyi başarmış hamam, asırla boyu işlevini korumuştur. Yapının restore edildikten sonra kültürel etkinliklerin ev sahipliği edecek bir merkez olması planlanır.
Diğer adı ile Hacı Osman Ağa Camii, Şehzadeler ilçesine bağlı Dilşeker Mahallesinde yer alır. 1700 senesinde Çatal Musa tarafından yaptırılmıştır. Milli Mücadele yıllarında zarar gömüş olan Çatal Camii, büyük bir onarımdan geçse de orijinal mimari özelliklerini kısmen muhafaza edebilmiştir. Yapılan değişikliklerin pek çoğu, Kurtuluş Savaşı sonrasındaki yıllara aittir.
Şehzadeler ilçesine bağlı Göktaşlı Mahallesinde bulunan aynı isimli cami, bir mescit olarak 15. yüzyılın sonunda inşa edilmiştir. Köşeli kasnak üzerindeki alaturka kiremit kaplama kubbesi, moloz taştan örülmüş gövdesi ile halen ayakta duran bu cami, bugüne dek pek çok tamirattan geçmiştir. Bazı mimari özellikleri 19. yüzyılı çağrıştıran Göktaşlı Camii, halen ibadete açıktır.
Kendisi ile aynı taşıyan mahallede, Şehzadeler ilçesinde bulunan İbrahim Çelebi Camii, 1549 yılında inşa edilmiştir. İbrahim Çelebi’nin kabrine ev sahipliği yapan türbesi ve avlusundaki şadırvanı ile sağlam bir şekilde günümüze gelebilmiştir. Büyük kemerli pencereleri ile dikkat çeken caminin önünde bir de çeşme bulunur.
Velioğlu Camii, 20. yüzyılın başında inşa edilmiştir. Şehzadeler ilçesinde bulunan kutsal yapı, büyük bir avlunun ortasına yerleştirilmiştir. Sivri kemerli açıklıklarla süslenmiş bu yapı, ahşap tavan ve kiremit çatı ile örtülmüştür. Hacı Mahmut Camii adıyla da anılan ibadethane, tek şerefeli minaresi ile halen kullanıma açıktır.
Seyyid Hoca Mescidi, Şehzadeler ilçesi, İshak Çelebi Mahallesinde yer alır. 14. yüzyılda tekke olarak yaptırılmış olan kutsal mekan, devşirme malzeme, taş ve tuğladan örülmüş duvarları ile hala ayaktadır. Kiremit kaplı sivri kubbesi ve büyük kemerleri ile dikkat çeken bu yapı, günümüzde ibadete açıktır.
Kısık Camii, Şehzadeler ilçesinin Akıncılar Mahallesinde bulunur. Bölcek Baba Camii adıyla da bilinir. İnşa zamanı bilinmeyen tarihi yapının sonradan eklenen son cemaat yerinde 1918 tarihli bir kitabe bulunur. Hala kullanılan tarihi ibadethane, yuvarlak kemerli uzun pencerelerle aydınlatılmıştır.
Karaoğlanlı Camii, Şehzadeler ilçesine bağlı Karaoğlanlı Mahallesinde yer alır. Büyükçe bir avlusu olan tarihi ibadethane, sütunların üzerine oturtulmuş kemerlerle süslüdür. Restoransyon esnasında ahşap pencerelerinin bir kısmı PVC ile değiştirilmiş, cami özgün görüntüsünde uzaklaşmıştır. Alçı çerçeveli pencereleri, vitray camlı olarak halen özgünlüğünü korur.
Hindistani Medresesi, Şehzadeler ilçesi, Ege Mahallesinde yer alır. 15. yüzyıla ait olan tarihi mekan, taş ve tuğladan yapılmış, sekiz köşeli kasnak üzerine yerleştirilmiş bir kubbe ile süslenmiştir. Günümüzde mescit olarak kullanılan bu yapı, kemerli kapısı ile dikkat çekçidir.
Şehzadeler ilçesine bağlı Utku Mahallesinde yer alan Taş Mektep, 1572 senesinde sıbyan mektebi olarak inşa edilmiştir. Kubbelerle örtülü tarihi yapının asıl ismi Çapraz-ı Sağır Mektebi’dir. Taş Mektep tarihi atmosferi ile günümüzde kafe olarak hizmet veren özel mekanlardan biridir.
Yirmi İki Sultanlar Türbesi, Şehzadeler ilçesine bağlı 1. Anafartalar Mahallesinde yer alır. 1490 - 1503 yılları arasında inşa edilmiş kutsal mekanda 8 tanesi kavuklu olmak üzere toplam 22 adet sanduka bulunur. Osmanlı şehzadeleri ve aileleri için yapılmış olan türbe, özenli bir taş işçiliği bezeli portale sahip tek bir mekandan oluşur. Sekizgen olarak tasarlanmış bu mekan, kubbe ile örtülüdür.
Şehzadeler ilçesindeki Ulu Camii Külliyesi’nde yer alan İshak Çelebi Türbesi, 1376 senesinde Emet bin Osman tarafından inşa edilmiştir. Anadolu Beylikleri Dönemi’nden kalma bu mekan, İshak Çelebi’nin isteği üzerine yapılmıştır. Tonozlu ve kubbeli olarak tasarlanmış kutsal yapı, devşirme malzemelerden yapılma sütunlarla süslüdür. Türbe, günümüzde de ziyarete açıktır.
Revak Sultan Türbesi, Şehzadeler ilçesine bağlı Dere Mahallesinde konumludur. 14. yüzyıla ait kutsal mekan, taştan yapılmış, sekiz köşeli olarak tasarlanmıştır. Saruhanoğulları Beyliği’nin kurucusu İshak Paşa zamanında yaşam sürmüş Halveti Şeyhi Revak Sultan için yaptırılmıştır. Türbede biri Revak Sultan’ın olmak üzere toplam 3 sanduka bulunur. Kiremit kaplı sivri bir kubbe ile örtülü kutsal yapı, günümüzde de ziyaret edilebilir.
Gülgün Hatun Türbesi, Şehzadeler ilçesinin Dere Mahallesinde bulunur. Yedi Kızlar Türbesi adıyla da anılan kutsal yapı, 14. yüzyıla aittir. Taştan yapılmış, kiremit kaplı kubbe ile örtülmüş türbede, yedi sanduka bulunur. Sandukalardan birinin Gülgün Hatun’a ait olduğu tahmin edilir. Yakın tarihte onarılmış bu mekan, ziyarete açıktır.
Şehzadeler ilçesinin Peker Mahallesinde bulunan Terzi Ahmet Dede Türbesi, 17. yüzyılda inşa edilmiştir. Küçük bir bahçe içinde yer alan kutsal mekan, moloz taştan yapılmış, sıva ile kapatılmıştır. Sivri bir kubbe ile örtülü türbe, halen ziyarete edilebilir.
Şehzadeler ilçesine bağlı Sakarya Mahallesinde bulunan Kadiri Türbesi, Hüsrev Ağa Camii’nin haziresindedir. 1615 senesinde inşa edilmiş kutsal mekan, sivri kemerli taş duvarlarının üzerinde kiremitli bir kubbe taşır. Paşa Kızı Türbesi adıyla da anılan türbede, III. Murat zamanında yaşam sürmüş önemli kişilerin sandukaları yer alır.
Hacı Yahya Camii, 1474 tarihinde Hacı Yahya’nın oğlu Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Yunusemre ilçesine bağlı Topçu Asım Mahallesinde bulunan tarihi ibadethane, taş ve tuğladan örülmüş duvarlarının üzerinde kiremitten üç kubbe taşır. Kırmızı tuğladan yapılmış minaresi tek şerefelidir. Tarihi cami, çeşitli onarımlarla günümüze kadar gelebilmiştir ve hala işlevini sürdürür.
Lala Paşa Camii, Yunusemre ilçesinin aynı isimli mahallesinde yer alır. Cami, Lala Mehmet Paşa tarafından 1569 senesinde yaptırılmıştır Kutsal yapı, taş duvarları üzerinde sekizgen kasnağa yerleştirilmiş bir kubbe taşır. Geniş bir bahçesi olan ibadethanenin avlu bölümünde şadırvan, yatır ve çeşme bulunur.
Diğer ismi Karaköy Camii’dir. Yunusemre ilçesinin Topçu Asım Mahallesinde bulunan kutsal mekan, 15. yüzyılda Attar Hoca tarafından yaptırılmıştır. Sivil mimari örneklerini andıran Attar Hoca Camii, ahşap tavan ve kırma çatı ile kapatılmıştır. Milli Mücadele zamanında büyük zarar görmüş, daha sonra yenilenmiştir.
14. yüzyıla ait olan Haki Baba Camii, bir mescit olarak inşa edilmiştir. Yunusemre ilçesine bağlı Kaynak Mahallesinde bulunan tarihi yapı, sonraki yıllarda tek şerefeli bir minare ile taçlandırılmıştır. Bugüne kadar geçirdiği onarımlarla ilk halinden uzaklaşmıştır; ama hala ibadete açıktır. Kuzeybatısında tarihi mezar taşları ile bezeli haziresi vardır.
Aynı Ali Camii, Yunusemre ilçesinin Kuyualan Mahallesinde bulunur. Osmanlı Döneminden kalma ibadethane, kemerlerle süslenmiş, kubbe ile örtülmüştür. Barok mimarisinin etkisi ile tasarlanmış olan iç mekan, günümüze büyük ölçüde özgün olarak ulaşmıştır. Tarihi cami, hala ibadete açıktır.
Aynı Ali Türbesi, Yunusemre ilçesinin Akgün Mahallesinde, Kumludere mevkiinde yer alır. Altıgen planlı yapının, 15 ya da 16. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilir. Kesme taştan örülmüş duvarları üzerine bir kubbe taşıyan bu mekan, kutsal günlerde birçok kişinin dua etmek üzere bir araya geldiği türbelerden biridir.
Yunusemre ilçesinde, Uncubozköy mevkiinde yaklaşık 12 hektarlık bir alana yayılmış olan Mesir Tabiat Parkı, her mevsim ziyaret edilir. Manisa ile özdeşleşmiş mesir macununun yapımında kullanılan bitkilerin pek çoğu burada yetişir. Yürüyüş yolu, piknik alanı ve restorana sahip olan tabiat parkı, hayvanların da yuvasıdır.
Yunusemre ilçesinin Topçu Asım Mahallesinde bulunan Karaköy Hamamı, geleneksel Osmanlı hamamlarından biridir. Kitabesi olmayan yapı, moloz taş ve devşirme malzemelerle yapılmıştır. Ilıklık, sıcaklık ve soğukluk kısımlarından oluşan tarihi hamama, sonradan soyunmalık kısmı eklenmiştir. Kubbeleri aydınlatma fenerleri ile süslü olan Karaköy Hamamı, günümüzde de aynı amaçla kullanılır.
Kula Peribacaları, ilçe merkezinden yaklaşık 18 km uzaklıkta konumlanmış bir doğa turizmi merkezidir. Volkanik özelliklere sahip olan Kula topraklarında, Gediz Nehri’nin üstünde Burgaz köyü mevkiinde oluşmuş bu doğa harikası, Tabiat Anıtı ilan edilmiştir. Genişçe bir alana yayılan peribacaları, seyrine doyum olmayan bir manzara yaratır.
Kula’nın Antik Dönem’de Katakekaumene, yani “Yanık Ülke” olarak anılmasına neden olan Kula Volkanları, Salihli’ye kadar uzanan sönmüş küçük tepelerden oluşur. Eşsiz bir manzaraya sahip olan bu saha, yer yer siyah lav kalıntıları ile kaplıdır. Divlit Yanardağı’nda tarih öncesi çağlardan kalma insana ait fosil ayak izleri keşfedilmiştir. Bu izlerin yanardağdan aşağı doğru indiği görülebilir. Kula Volkanik Jeoparkı (Kula Jeooparkı) ilan edilen Kula Volkanları, Türkiye’nin ilk ve tek jeoparkı olarak yerkürenin gizemli geçmişine ilgi duyanları ağırlar.
Gölmarmara ilçesinin güneyinde bulunan Marmara Gölü, bir set gölüdür. Kuş ve balıkların yuvası olan bu göl, tepeli pelikandan gri balıkçıla kadar pek çok türün bir araya geldiği özel alanlardan biridir. Çevresi kamp ve piknik alanı olarak kullanılır. Gölün güneyinde Salihli ilçesi yer alsa da bu güzellik, Gölmarmara Gölü olarak da anılır. Olta balıkçılığı, buranın en popüler aktivitesidir. Marmara Gölü’nün sazan balıkları, lezzetiyle ünlüdür. Gölün yakınlarındaki balık lokantalarında bu lezzetten tadılabilir.
Demirköprü Baraj Gölü’nün bir kısmı Köprübaşı bir kısmı Salihli’de bulunur. Çevresi ormanlık alanla kaplı olan baraj gölü, Salihli ve Köprübaşı ilçelerinin sosyalleştiği mesireliklerden biridir. Burada alabalık çiftlikleri bulunur. Olta balıkçılığının yaygın olduğu Demirköprü’de bahar ve az boyunca piknik organizasyonları düzenlenir.
Niobe Ağlayan Kaya Anıtı, Şehzadeler ilçesi sınırları içinde, Spil Dağı’nın güney yamacında yer alır. Niobe Kayası ya da Ağlayan Kaya olarak anılan yer şekli, oturarak ağlayan bir kadını andırır. Efsaneye göre Frig kralı Tantalos’un kızı olan Niobe’nin çocukları, Leto Şenliği sırasında Apollon ve Artemis tarafından öldürülür. Sürekli yas tutan ve ağlayan Niobe, daha fazla acı çekmemesi için Zeus tarafından taşa dönüştürtülür.
Kula’ya yaklaşık 40 km uzaklıkta bulunan Börtlüce köyünde keşfedilmiş bu mağara, yeraltı sularının aşındırması ile meydana gelmiş doğal bir oluşumdur. Bir hayli geniş olan mağaranın içinde sarkıt ve dikitler görsel bir şölen yaratır.
Spil Dağı Milli Parkı, Şehzadeler ilçesine yaklaşık 24 km mesafede konumludur. Spil Dağı’nın yamaçlarında kurulmuş olan milli park, başta lale olmak üzere pek çok endemik bitki türüne ev sahipliği yapar. İzmir - Bornova’ya 38 km uzaklıkta bulunan doğal alan, kampçılar ve doğa tutkunlarının uğrak yerlerindendir. Milli park sınırları içinde orman köşkü, konaklama yerleri ve piknik alanı bulunur. Muazzam manzarası ve zarafetin sembolü Manisa Lalesi ile dikkat çeken doğal alan, ilkbahar ve yaz aylarında ziyaret edilmeli.
Akhisar ilçesine bağlı Kargın köyü mevkiinden geçen Çağlak Deresi, ilçenin en gözde mesire alanlarından biri olarak sıkça ziyaret edilir. Derenin çevresi zeytin ağaçları ve mis kokulu çamlarla sarmalanmıştır. Burası her yıl Mayıs’ın 1 ya da 2. haftasında geleneksel Çağlak Festival’ne sahne olur. Trekking, piknik ve kampa müsait olan dere kıyısı, güzel manzaralara ev sahipliği yapar.
Akhisar’ın yaklaşık 12 km uzağında, Kırkağaç karayolu güzergahında yer alan Süleyman Çamlığı, Süleymanlı mevkiindedir. Zengin bitki örtüsü ve mis kokulu çam ağaçlarıyla kaplı bu mesirelik, çevre sakinlerinin özellikle yaz aylarında ziyaret ettiği bir piknik alanıdır. Mesire alanın da çeşme, yürüyüş yolu ve piknik tesisi bulunur.
Toptepe Mesire Alanı, Alaşehir’in yüksek bir tepesinde yer alan, hoş manzarası ile dikkat çeken bir seyir köşesidir. Çam ağaçlarının süslediği mesirelik, çay bahçesi, restoran, piknik alanı ve çocuk parkı ile her yaştan kişiye hitap eder. Alaşehir’i geniş açıyla gören Toptepe, trekking için uygun bir rotadır.
Alaşehir’in gözde mesireliği Toptepe’nin arka tarafında yer alan Bahçearası Mesire Alanı, Sarıkız Çayı ile yeşermiştir. Güzel manzarası ve zengin bitki örtüsüyle çevre sakinlerinin uğrak yerlerindendir. Piknik, doğa yürüyüşü ve kamp için elverişlidir.
Bardakçı Köyü İçmesi, Demirci ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunur. Böbrek taşı ve mide rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olduğu söylenen doğal kaynak suyu, her mevsim soğuk akar. Köy sakinleri ve çevre yerleşim yerlerinden pek çok kişi, şifa bulmak için Bardakçı Köyü İçmesi’nden su almaya gelir.
Başalan Mesire Alanı, büyük bir bölümü ormanlık olan Demirci ilçesinin Hoşçalar mevkiinde yer alır. İlçe merkezine yaklaşık 10 km uzaklıkta, kolay bir ulaşıma sahip bu alan, kamp, piknik, doğa yürüyüşü için tercih edilir. Yemyeşil bitki örtüsünün büyük bir kısmı karaçam ağaçlarından oluşur. Mesire yeri, kalabalık aktiviteler için uygundur.
Güldürdek Mesire Alanı, Demirci ilçesinin yaklaşık 20 km uzağında yer alır. Çoğu karaçam ağaçlarından oluşan zengin bir ormanlığın içindeki bu alan, çevre sakinlerinin piknik için tercih ettiği yerlerden biridir. Su kaynaklarıyla zenginleşen alanda, kamp ve trekking de yapılabilir.
Manisa’nın zengin ormanlıklarından biri de Gördes ilçesinde yer alır. Gördes Kent Ormanı, Akhisar - Demirci arasında yaklaşık 195 hektarlık alana yayılmıştır. Pek çoğu kızılçam olmak üzere zengin bir floraya sahip olan bu orman, trekking parkuru, ahşap piknik masaları, kameriye, spor sahaları, seyir terasları ile donatılmıştır.
İlçe merkezine yaklaşık 4 km mesafede yer alan Kırkağaç Çamlığı, çevrede yaşayanların sıkça ziyaret ettiği yerlerdendir. Burası, her mayıs ayının 2. haftasında Çam Festivali ve Tarım Fuarı ile daha da hareketlenir. Çamlık olarak da anılan doğal alan, çam ağaçları nedeniyle yazları serindir. Çocuk parkı ve piknik alanı ile kalabalık etkinlikler için uygundur.
Salihli ilçesinde bulunan Adala beldesi, yanardağ tarafından meydana getirilmiş volkanik bir oluşumlara ev sahipliği yapar. Adala’da bulunan, genç volkanik konilerle süslü bu bir kanyon, Gediz’in coşkun suyu ile parıldar. Adala beldesi, bu kanyon ile beraber ilkbahar ve yaz aylarında doğa tutkunlarını buraya davet eder. Kanyonun çevresinde bakımlı ve yemyeşil bir mesire alanı bulunur.
Salihli ilçesinin doğal güzelliklerle bezeli köyü, Gökköy’de bulunan mesire alanı, ormanlık bir alanın orta yerinde, mis kokulu çam ağaçlarının kalbindedir. Bakir bir alanda bulunan mesire yeri, tabiat aşıklarının mutlaka görmek isteyeceği noktalardan biri. Buraya yaz aylarında gelenler, Gökköy’ün lezzetiyle meşhur yaz meyvelerini tatmalı.
Su Uçtu Şelalesi, Salihli, Adala beldesindeki Kız Köprüsü’ne yaklaşık 2 km mesafede gizlenmiş bir doğa harikasıdır. 25 metre yüksekten çağlayan bu güzellik, Adala Kanyonu’na kavuşur. Bahar aylarında daha coşkulu olan şelale, suyun çok olduğu zamanlarda iki ayrı koldan akar. Burada, şelalenin huzur verici sesi ve manzarası eşliğinde piknik yapılabilir.
Sarıgöl ilçesine bağlı Afşar köyünde yer alan mesire alanı, baraj gölünün tüm güzelliğini gözler önüne serer. Kamp, piknik ve doğa yürüyüşü için müsait olan mesirelik, zengin bir bitki örtüsüyle kaplıdır. Baraj gölü, olta balıkçılığına uygundur. Afşar köyünde keşfedilmiş Roma ve Bizans kalıntıları da buraya gelmişken görülebilir.
Saruhanlı ilçesine bağlı Gökçeköy’de bulunan mesire alanı, zengin bir çam ormanlığının içinde kurulmuştur. Yüksek bir alanda yer aldığı için bol oksijenli olan mesirelikte, ziyaretçileri geniş açılı bir manzara karşılar. Ahşap piknik masaları, yürüyüş yolu ile ilgi çeken bu alan, kalabalık piknik etkinliklerinde tercih edilir.
Kınık Mesire Alanı, Selendi ilçesine bağlı Kınık köyünün tepelik bir alanında kurulmuştur. Ormanlık alanın içinde bulunan mesire yeri, yaklaşık 5 hektarlık geniş bir alanı kaplar. Hoş manzarası ve buram buram çam kokan havası ile doğa tutkunlarını buraya davet eder.
Soma ilçesinin en gözde mesireliği olan Sevişler Barajı, Soma - Savaştepe güzergahındadır. Yüksek bir noktada bulunan bu alan, temiz havası ve yeşil doğası ile ilgi çeker. Olta balıkçılığına da uygun olan Sevişler Barajı Mesire Alanı, ziyaretçilere muhteşem bir manzaranın eşlik ettiği güzel bir piknik ve dinlenme imkanı sunar.
Ovacık Yaylası, Turgutlu ilçesinin 31 km uzağında konumlu bir doğa harikasıdır. Kuşlar köyü mevkiinde yaylada, zengin bir bitki örtüsü ile kaplıdır. Çam ormanının ortasında piknik yeri, lokanta, yürüyüş parkuruna sahiptir. Özellikle yaz mevsiminde ziyaret edilen Ovacık Yaylası, çok sıcak havalarda bile serin kalır.
Turgutlu’nun merkezinde bulunan Orta Park, ilçenin en gözde yerlerinden biridir. Şehrin içinde, yemyeşil bir alanda kurulmuştur. Çardak, yürüme parkuru, çocuk parkı, kafe ve restoranı her yaştan insana hitap eder.
Ahmetli ilçesindeki Dereköy mevkiinde bulunan piknik alanı, bakir bir doğası ile tabiat aşıklarını buraya çağırır. Kelebek Çayı’nın pırıl pırıl suyu ile beslenen yemyeşil toprakları, pek çok ağaç ve bitki türüne ev sahipliği yapar. Doğa yürüyüşü için muhteşem bir parkur olan Dereköy Piknik Alanı’nın yakınında Çakıcı Köprüsü bulunur.
Gölmarmara ilçesine yaklaşık 5 km uzaklıkta bulunan Akpınar Mesire Alanı, Beyler köyü mevkiinde bulunan eşsiz bir güzelliktir. Piknik alanı olarak düzenlenmiş mesirelikte Marmara Gölü’ne kavuşan Akpınar Deresi, huzur verici bir atmosfer yaratır. Akpınar mevkiinde her sene Kavun - Karpuz Festivali gerçekleşir.
Karaağaçlı Mesire Alanı, Şehzadeler ilçesine bağlı Karaağaçlı Mahallesinde yer alır. Çam ağaçlarıyla kaplı mesire alanında yürüyüş parkuru, ahşap piknik üniteleri ve dinlenme yerleri vardır. Koyu yeşilin hakim olduğu Karaağaçlı mevkii, kalabalık etkinlikler için müsait bir dinlenme yeridir.
Fatih Parkı, Şehzadeler ilçesine bağlı 1. Anafartalar Mahallesinde bulunur. Osmanlı yıllarından kalma Saray - ı Amire’nin merkezinde konumlu bu park, Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altındadır. Çam ağaçlarının çevresinde düzenlenmiş yürüyüş yolu, dinlenme alanı, çocuk parkı, kafe ve restoranı ile bu park, kent merkezinin huzur dolu köşelerindendir.
Yunusemre ilçesinde bulunan Süreyya Tabiat Parkı, yaklaşık 5 hektarlık bir alanı kaplar. İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki tabii alanda, çam, meşe, servi ve çınar ağaçlarıyla bezelidir. Çevre sakinleri tarafından özellikle piknik amaçlı ziyaret edilen tabiat parkında, doğa yürüyüşü yapılabilir.
Yunusemre ilçesinde, Uncubozköy mevkiinde yaklaşık 12 hektarlık bir alana yayılmış olan Mesir Tabiat Parkı, her mevsim ziyaret edilir. Manisa ile özdeşleşmiş mesir macununun yapımında kullanılan bitkilerin pek çoğu burada yetişir. Yürüyüş yolu, piknik alanı ve restorana sahip olan tabiat parkı, hayvanların da yuvasıdır.
Türkmen Şelalesi’nin bir kısmı İzmir sınırları içinde, bir kısmı ise Yunusemre ilçesinde yer alır. Tabii güzellik, yaklaşık 30 metre yükseklikten süzülür. Su sesinin kuş seslerine karıştığı bu güzel mesirelik, doğaseverlerin gözde yerlerindedir. Uçansu Şelalesi adıyla da anılan tabiat harikası, özelikle bahar aylarında ziyaret edilmelidir.
Salihli’nin doğal zenginliklerinden biri olan Kurşunlu Kaplıcaları¸ ilçe merkezine 5 km mesafede konumlanır. Yemyeşil bir vadide, Kurşunlu Deresi’nin çevresinde yer alan doğal kaynak suyu, 52 ile 96 derece sıcaklığa sahiptir. Şifa kaynağı, romatizma ve çeşitli eklem rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı olarak kullanılır. Kurşunlu Kaplıcaları’nın yakınında konaklama ve tedavi merkezleri bulunur.
Kula ilçesine yaklaşık 19 km uzaklıkta olan Emir Kaplıcaları, Şehitlioğlu köyündedir. Roma ve Bizanslılar tarafından da kullanılan şifa kaynağı, günümüzde modern tesislerinde pek çok kişiyi ağırlar. Sodyum, bikarbonat ve kalsiyum açısından zengin olan termal suyun sıcaklığı 37 - 65 santigrat derece arasındadır. Birçok hastalığa şifa olarak ziyaret edilen Emir Kaplıcaları’nın çevresinde Roma - Bizans Dönemlerine ait kalıntılar bulunur.
Yeni Han, Şehzadeler ilçesinde konumlu tarihi yapılardandır. 19. yüzyıldan kalma iki katlı han, büyük ve üzeri açık bir avluya sahiptir. Kesme taştan ve tuğladan inşa edilmiş yapı, kemerli revaklarla, kalem işi bezemelerle donatılmıştır. Günümüzde, dükkanların yer aldığı bir alışveriş merkezidir.
Sarıkız Kaplıcası (Ilıcası) Alaşehir’de aynı adlı madensuyu kaynağının yakınında yer alır. Yaklaşık 26 santigrat derecelik sıcaklığa sahip şifa kaynağı, romatizma, deri hastalıkları ve eklem rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olarak kullanılır. Ilıca çevresindeki havuzlar, çevre sakinleri tarafından sıklıkla ziyaret edilir. Alaşehir’in simgesi olan Sarıkız şifalı suyunu temsil eden Sarıkız heykeli, ilçe merkezinde bulunur.
Demirci ilçesine yaklaşık 40 km uzaklıkta yer alan Saraycık köyündeki şifa kaynağı, 45 - 54 santigrat derecelik suyu ile birçok hastalığın tedavisine şifa olur. Kaplıca kaynağı çevresinde keşfedilen Roma Dönemi kalıntıları, buranın yüzlerce yıldır kullanıldığına işaret eder. Saraycık Kaplıcaları, günümüzde de konaklama, hamam ve havuz seçeneği ile pek çok kişinin ziyaret ettiği bir termal turizm merkezidir.
Demirci ilçesine yaklaşık 4 km uzaklıkta konumlu Hisar Kaplıcaları, Manisa’nın en çok ilgi gören termal merkezlerinden biridir. Üç ayrı kaynağı olan kaplıcadaki su sıcaklığı 37 - 48 santigrat derece arasındadır. Hisar Kaplıcaları çevresinde, apart, pansiyon hizmeti veren tesis ve havuz bulunur. Etrafı alabildiğine orman olan kaplıca, yıl boyunca Manisa ve çevresinden ziyaret alır.
Çamur Hamamı ya da Çamur Hamamı Kaplıcaları isimleriyle de bilinen Sart Kaplıcaları, Salihli ilçesinde yer alan şifa kaynaklarından biridir. Çamurhamamı Mahallesinde bulunan yeraltı kaynağı, ilçe merkezine yaklaşık 11 km mesafededir. Sodyum bikarbonat, sülfür ve kalsiyum açısından zengin olan termal su, romatizma gibi pek çok rahatsızlığın tedavisine yardım amaçlı tercih edilir. Sart Kaplıcaları çevresinde konaklama imkanı sunan tesisler vardır.
Soma ilçesine 30 metre mesafede kurulmuş olan Menteşe köyü, bugün pek çok kişiye şifa dağıtan kaplıcaları ile ünlüdür. Sülfat, bikarbonat, kalsiyum ve sodyum zengini olan termal su, kemik hastalıkları, romatizma gibi pek çok rahatsızlığın tedavisine destek amacı ile ziyaret edilir. Şifalı su, kaynağından 85 santigrat derecede çıkar. Bu bölgede konaklama hizmeti sunan bir termal tesis bulunur.
Urganlı Kaplıcaları, Turgutlu ilçesine 17 km uzaklıktadır. İçme ve banyo amacı ile kullanılan termal su, eklem ve deri rahatsızlıkları ile sindirim sistemi sorunları için tercih edilir. Bahar ve kış aylarında çevre sakinleri tarafından ziyaret edilen kaplıca bölgesinde konaklama imkanı sunan tesis bulunur.
Forum Magnesia Alışveriş Merkezi, Yunusemre ilçesinin Laleli Mahallesinde konumludur. Giyim mağazaları, eğlence merkezi, sinema salonları, kafe ve restoranları bir araya getiren AVM, ferah ve geniş iç mekanı ile ziyaretçilerin aradıklarını kolayca bulabildiği yerlerdendir.
Yunusemre ilçesine bağlı Güzelyurt Mahallesinde bulunan 45 Park AVM, 45 dükkanın yan yana sıralandığı açık bir alışveriş alanıdır. Sinema salonu ile büyük ilgi çeken 45 Park’ta birbirinden leziz yemekler sunan restoranlar ve hipermarket yer alır.