Battalgazi ilçesinde konumlanmış olan Arslantepe Açık Hava Müzesi, Malatya’nın önemli bir sit alanıdır. Açık Hava Müzesi, Hititlerden kalma, Anadolu’da keşfedilmiş saray komplekslerinden biridir. Burada bulunan tarihi eser ve kalıntılar, Malatya Müzesi’nde sergilenir. Duvar kabartmaları, iki tane taştan yapılma aslan ve Kral Tarhunza heykelinin kopyaları burada görülebilir.
Yeni Camii, Battalgazi ilçesinde yer alır. Osmanlı Dönemi’nde, eskiden Hacı Yusuf Camii olarak anılan ve deprem nedeniyle zarar görmüş bir caminin yerine yapılmıştır. Kesme taştan yapılma ibadethane, dört fil ayağı üzerinde kondurulmuş bir kubbeye sahiptir. Ana kubbeyi destekleyen küçük kubbeleri de ana kubbedeki gibi kafesli pencerelerle donatılmıştır. Günümüzde aktif olan kutsal mekan, üç minareye sahiptir. Üst kısmı olmayan kesik minare, Hacı Yusuf Camii’ne aittir. Yeni Camii, yakın tarihte onarılmıştır.
Beş Konaklar, Malatya’nın geleneksel mimarisini yansıtır. 1900’lerin başında yapılan, yan yana sıralanmış beş adet konak, bulunduğu bölgeye de adını vermiştir. Birbirinin aynı olan İki katlı konaklar, cumba ve ahşap bezemelere sahiptir. Ahşap pencereleri ise nişle süslenmiştir. Konakların bir bölümü kente özgü eşyalarla ile donatılmıştır ve Etnografya Müzesi olarak gezilebilir.
Battalgazi’de yer alan Ulu Camii, Selçuklu sultanlarından Alaeddin Keykubat zamanında, 1224 senesinde yapılmıştır. Dört tane eyvanı olan kutsal mekanın içi, rengarenk çinilerle süslenmiştir. Kubbesi, içten bezemelere sahip olan tarihi cami, birkaç kez onarılarak günümüze kadar gelebilmiştir ve hala ibadete açıktır.
Battalgazi’ye bağlı Alacakapı Mahallesinde yer alan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, Osmanlı padişahlarından IV. Murat’ın silahtarı Mustafa Paşa tarafından 1637’de yaptırılmıştır. Açık ve revaklı bir avlu ve 170 hücreye sahip olan tarihi yapı, kesme taştan yapılmış, düz dam ile örtülmüştür. Han, yakın zamanda yenilenmiş ve ziyarete açılmıştır.
Kanlı Kümbet, Battalgazi’ye bağlı Meydanbaşı Mahallesinde konumlanmıştır. Taş ve tuğladan yapılma kümbetin, inşa kitabesi bulunmamakta, mimari çizgisi göz önüne alındığında Selçuklu Dönemi’nde yapıldığı tahmin edilmektedir. Üzerine bir kubbe kondurulmuş olan kümbetin mezar odası vardır. Osmanlı Dönemi’nde suçluların burada infaz edildiği, bu nedenle de buraya Kanlı Kümbet denildiği söylenir.
Çermik Camii olarak da bilinen kutsal yapı, Battalgazi’deki Meydanbaşı Mahallesinde yer alır. 17.yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilmiş olan cami, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Beyaz taştan yapıldığı için Sütlü Minare Camii olarak anıldığı tahmin edilir. Çeşitli onarımlardan geçerek bugüne kadar gelebilen tarihi cami, hala ibadete açıktır.
Somuncu Baba Camii ve Türbesi, Darende’deki Balıklı Göl’ün yanında, etkileyici bir manzaranın yanında konumlanmıştır. Minaresinde 1686 tarihli bir kitabe bulunan kutsal mekanın yapım tarihi bilinmiyor. Caminin içi, ahşap işlemelerle süslüdür, ortasında ise Somuncu Baba Türbesi bulunur. Türbede, Somuncu Baba olarak anılan ve 1412’de Darende’de hayatını kaybeden Şeyh Hamid-i Veli’nin kabri bulunur.
Akçadağ ilçesinde bulunan Levent Vadisi, yaklaşık 28 km uzunluğa sahiptir. Milyonlarca yıl önce oluşmuş vadide, tabiat aşıkları için birçok aktivite imkanı bulunduğu gibi tarihi değerler de yer alır. Bağköy Kaya Kabartması ve mağaralar, vadide bulunan tarihi kalıntılardır.
Trekking, paraşüt ve kamp için son derece uygun olan Levent Vadisi, yaklaşık 250 metre yüksekte kurulmuş seyir terası ile geniş perspektifli bir manzara sunar. Buraya gelen gezginlere fotoğraf makinelerini yanlarında getirmeleri önerilir.
Akçadağ’da, Levent Vadisi’nde bulunan Bağköy Kaya Kabartması, vadinin güzelliğine gizemli bir hava katar. Geç Hitit ve Roma Dönemi’nde yapıldığı düşünülen kaya kabartması, vadideki mağaraların yanı başında keşfedilmiştir.
Büyük Kozluk Köprüsü, Arapgir’deki Kozluk Çayı’nı süsleyen tarihi bir yapıdır. Köprü, yaklaşık 45 metre uzunluğundadır. 13 - 14. yüzyıl arasında yapıldığı tahmin edilen Kozluk Çayı Köprüsü, kesme taştan inşa edilmiştir ve iki gözlüdür.
Yukarı Ulupınar Köprüsü olarak da bilinir. Arapgir’in aynı adlı mahallesinde yer alır. Berenge Deresi üzerindeki tarihi köprü, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Köprü tek gözlüdür ve beşik kemerlidir. 19. yüzyılda inşa edilmiş bir Osmanlı eseri olduğu düşünülür. Günümüzde kullanılmayan Ulupınar Köprüsü, sağlam haldedir.
Cafer Paşa Camii, Arapgir’de Osmanpaşa Mahallesinde konumlanmıştır. 14. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen kutsal mekan, İlhanlı Beyliği’nin eseri olarak kabul edilir. 1694 senesinde Cafer Paşa tarafından onarıldığı için bu isimle anılmıştır. Sivri kemerli bir giriş kapısına sahip olan ibadethanenin sekiz köşeli beden üzerine oturtulmuş küçük bir kubbesi, renkli taşlarla süslenmiş te şerefeli bir minaresi vardır.
Hankah olarak da bilinen tarihi yapı, Arapgir’de, Ulu Cami’nin yanında yer alır. 14. yüzyıldan kalma Hanikah’ın İlhanlı Beyliği tarafından inşa edildiği tahmin edilir. Taş işlemeleri ile süslenmiş tarihi mekan, Ulu Cami’nin bir parçası gibi görünür; ancak bakımsız bir haldedir.
Osmanpaşa Mahallesinde konumlanmış aynı adlı tarihi hamamın, 18 ya da 19. yüzyılda inşa edildiği düşünülür. Moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Günümüzde bazı bölümleri yıkılmış vaziyette olan Osman Paşa Hamamı, kullanım dışıdır.
Gümrükçü Osman Paşa Camii, Arapgir’in Osmanpaşa Mahallesinde bulunur. 1700’lü yılların sonunda, Osmanlılar zamanında inşa edilen bu cami, kesme taştan yapılmış olup iç kısmında özenli bir kalem işçiliği örneği barındırır. Yüksek bir kubbeye ve tek şerefeli minareye sahip olan Osman Paşa Camii, kullanıma açıktır.
Arapgir’in Hocalı Mahallesindedir. 18. yüzyıldan kalma Derbeder Köprüsü, Osmanlılardan günümüze kadar ulaşmıştır. Moloz ve kesme taştan yapılan sivri kemerli köprü, Berenge Deresi’nin üzerindedir. Eni yaklaşık 4 metre olan köprü, yalnızca yaya geçidi olarak kullanılmıştır.
Millet Hanı, 1850’li yıllarda inşa edilmiştir. Arapgir ilçesinde yer alan tarihi han, iki katlıdır. Süs havuzuna sahip avlusu ve avlunun etrafına sıralanmış dükkanları ile klasik Osmanlı mimarisi örneklerindendir. Toplamda 25 dükkanlı Millet Hanı, yakın tarihte yenilenmiştir.
Arapgir’de yer alan tarihi köprülerden biridir. Tek gözlü Bulancık Köprüsü, 19. yüzyılda, Osmanlılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Kesme ve moloz taştan yapılmış olup günümüze dek birkaç kez onarımdan geçmiştir. Bulancık Köprüsü, halen yaya kullanımına açıktır.
Battalgazi ilçesindeki İstanbulluoğlu Konağı, kerpiçten yapılma geleneksel Malatya evlerinden biridir. 1930’lu yıllarda inşa edilmiş İstanbulluoğlu Konağı, ahşap bezemelerle ile süslenmiştir. Kemerli kapısı ve pencereleri, hayranlık uyandıran bir görüntüye sahiptir. Geçmişte Malatya’da yaşamış bazı önemli kişilere mesken olmuş bu ev, günümüzde bir sivil toplum kuruluşu tarafından kullanılır. İstanbulluoğlu Konağı, yakın zamanda restore edilmiştir.
Battalgazi’nin Şişman köyünde konumlanmış aynı adlı tarihi hanın, 1230’lu yıllarda, Selçuklular Dönemi’nde inşa edildiği düşünülür. Sultan Murad Han olarak da bilinir. Kesme ve moloz taştan yapılma iki katlı Şişman Han, zamana karşı yenik düşmüştür ve harap bir durumdadır.
Battalgazi’de yer alan Nefise Hatun Kümbeti, Selçuklu eserlerinden biridir. Yaklaşık 50 metrelik bir alanı kaplayan kümbet, Hz. Muhammed’in soyundan geldiği tahmin edilen Nefise Hatun için 14 ya da 15. yüzyılda yapılmıştır. L tipi kümbet, yakın zaman restore edilmiştir ve ziyarete açıktır.
Taşhoron Kilisesi, 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Battalgazi ilçesinde yer alan kutsal mekan, Ermeni Apostolik kilisesidir. Kesme taştan yapılmış, mermer ve kabartmalarla bezenmiştir. Kapısı ve pencereleri kemerlidir. Dört fil ayağına oturtulmuş bir kubbesi vardır.
Battalgazi’nin Çamurlu köyünde yer alan Venk Kilisesi, 1670 yılında inşa edilmiş bir Ermeni kilisesidir. Surp Yerrortutyun Kilisesi olarak bilinen kutsal mekan, moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlı kilise, küçük pencerelerle aydınlatılmıştır.
Yusuf Ziya Paşa Camii, Battalgazi ilçesinde konumlanmış tarihi ibadethanelerden biridir. 1792 yılında inşa edilmiş olan cami, dikdörtgen planlı olarak kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Kubbe yerine çatı ile örtülmüş olan kutsal mekan, tek şerefeli bir minareye sahiptir ve halen ibadete açıktır.
Atatürk Evi Müzesi, 1931 - 1937 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün konakladığı tarihi bir evdir. 19. yüzyılda, Osmanlılar Dönemi’nde inşa edilmiş bu ev, altı oda ve bir salondan oluşur. Müzede, Atatürk’ün eşyaları, kütüphanesi ve Cumhuriyet Dönemi’ne ait fotoğraflar sergilenir.
Battalgazi’nin Yaygın Mahallesinde yer alan Sevserek Han, Selçuklular Dönemi’nde inşa edilmiştir. Günümüze yalnızca kesme taştan yapılma duvar kalıntılarıyla gelebilmiş han, yüzyıllarca pek çok kervanın konakladığı bir yer olmuştur.
Battalgazi’de konumlanmış Tahtalı Minare Camii, 1778 yılında tarihinde inşa edilmiştir. Kerpiçten yapılma tarihi caminin içi, tahta oyma ve bezemelerle süslenmiştir. Kısa boylu minaresindeki ahşap detaylar nedeniyle bu isimle anılan kutsal mekan, kiremit bir çatıya sahiptir.
Battalgazi’de yer alan ve yakın tarihte müzeye dönüştürülen tarihi Tahtalı Hamamı, hamam kültürünü gelecek nesillere aktarmayı amaçlar. Tahtalı Minare Hamamı olarak anılan tarihi mekan, aynı adlı caminin yanındadır. 18. yüzyıl mimarisi olan müze - hamam, geleneksel şeylere ilgi duyanların görmek isteyeceği bir yerdir.
Bahri Camii, Battalgazi’de yer alır. Kerpiç ve taştan yapılmış olan kutsal mekanın ahşap tavanı ve kiremit çatısı vardır. Camiye, taşla çevrelenmiş bir kuyunun bulunduğu avludan girilir. 1667 senesinde inşa edilmiş Osmanlı eseri, halen kullanıma açıktır.
Hacı İlyas Camii, Battalgazi’dedir. Kısa boylu bir çan kulesine sahip olan kutsal mekan, yüzyıllar önce camiye dönüştürülmüş, yakın tarihte ise onarılmıştır. Dikdörtgen planlı Hacı İlyas Camii, sekizgen kasnak üzerine kondurulmuş sivri bir külaha sahiptir. Hacı İlyas Tenekeli Camii olarak da anılan tarihi ibadethane, halen kullanıma açıktır.
İmamoğlu Höyüğü olarak da anılır. İmamlı köyü mevkiinde, Fırat Nehri’nin yarattığı küçük bir adacık üzerinde keşfedilen höyük, Kalkolitik Çağ’a dek uzanan köklü bir tarihe işaret eder. Yapılan çalışmalar neticesinde höyükte ev kalıntıları ve seramikten yapılma eşyalar bulunmuştur.
Darende ilçesinde M.Ö. 2. yüzyıldan yapıldığı düşünülen ve bulunduğu bölgeye adını veren Aslantaşlar, aslan şeklinde yontulmuş iki heykelden oluşur. Yerden yüksekliği 2 metre olan oyma - yontma usulü ile yapılmış heykeller, Hitit Dönemi’nden günümüze dek ulaşmış önemli eserlerdir. Aslanların bacak kısımları, tam oluşturulmamıştır. Aslantaşlar’ın olduğu bölge 1. Dereceden Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir.
Arapgir Kalesi, ilçeyi tamamen gören yüksek bir noktada kurulmuştur. Yaklaşık 8 bin 5 yüz metre karelik bir alanı kaplayan yapı, kaya üzerine moloz ve kesme taştan inşa edilmiştir. Tarihi kalenin, kimler tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Günümüze yalnızca burç kalıntıları ile ulaşan Arapgir Kalesi’nin konumu itibariyle savunma amacıyla yapıldığı tahmin ediliyor.
Eski Arapgir olarak anılan mevkide, Osmanpaşa Mahallesinde konumlu Arapgir Ulu Camii¸ Gümrükçü Osman Paşa Camii’nin yakınında yer alır. Yanındaki Hanikah ile beraber 14. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen kutsal mekan, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Bir hayli bakımsız kalan tarihi ibadethane, günümüzde işlevini kaybetmiştir.
Molla Eyüp Mescidi, Arapgir’in tarihi mahallesi Osmanpaşa’da yer alır. 18. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen tarihi ibadethane, kubbeli olarak tasarlanmıştır. Bir dönem Ispanakçı Mustafa Paşa Kütüphanesi olarak kullanılmıştır. Bakımsız durumda olan mescidin minaresi yoktur.
Çarşı Hamamı, 1808 senesinde inşa edilmiştir. Arapgir’in Köseoğlu Mahallesinde bulunan dikdörtgen planlı tarihi yapı, iki kubbe ile süslenmiştir. Osmanlılardan kalma klasik hamamlardan biri olarak moloz taştan inşa edilmiştir. Çarşı Hamamı, bakımsız kaldığı için onarım çalışmalarına dahil edilmiştir.
Cevat Paşa Konağı, 19. yüzyılın son çeyreğinde inşa edilmiş, klasik Osmanlı konaklarından biridir. Arapgir’in Çobanlı Mahallesinde yer alan tarihi yapı, Çobanoğlu Konağı ya da Çobanlı Konağı olarak da bilinir. Avludan sonra geçilen iç mekan, çok sayıda pencere ile aydınlatılmıştır. 3 katlı tarihi konak, yakın tarihte onarılmış ve ziyarete açılmıştır.
Mirliva Ahmet Paşa Camii, Arapgir’in Köseoğlu Mahallesinde konumludur. İlçe merkezinde yer alan bu cami, 17. yüzyılın sonu, 18. yüzyılın başında tarihlendirilir. Mirliva Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış kutsal mekan, Çarşı Camii olarak da bilinir. Kubbesiz olarak tasarlanmasına rağmen içte kubbeli bir görüntüye sahiptir. Düzgün kesme taş ile örülmüş duvarlarının ardında, ahşap bezemeler ve taş işçiliği barındırır. Sonradan yapılan minaresi, tek şerefelidir. Yakın zamanda restore edilmiş ibadethane, işlevini sürdürür.
Diğer adı ile Şakir Paşa Camii olan tarihi ibadethane, Arapgir’in Çobanlı Mahallesinde yer alır. 1893 tarihli inşa kitabesine sahip kutsal mekan, taş ve tuğladan yapılmıştır. Cevat Paşa Konağı’nın yakınındaki yapının avlusunda kubbe ile süslenmiş bir çeşme bulunur. Taş minaresi ile hala ayakta olan ve restore edilen Çobanlı Camii, işlevini korur.
Arapgir’in tarihi kalıntılarla bezeli Onar Köyü, ilçe merkezine yaklaşık 15 km mesafededir. 780 yılı aşkın bir süredir ayakta olan tarihi Cemevi, anıt dut ağaçları ve Roma Dönemi’ne ait kaya mezarlarını saklayan mağaraları ile bu köy, tarihe merak duyanların gezi rotası arasında yer almalı. Burada, köye adını veren Şeyh Hasan Onar’ın türbesi de bulunur.
Arapgir’in tarihi köprülerinden biri olan Meydan Köprüsü, Kozluk Çayı Kanyonu, diğer ismi ile Kayaarası Kanyonu’nun başlangıcında, Kozluk Çayı üzerinde konumlanır. Taştan yapılan köprünün kitabesi olmadığı için inşa zamanı net değildir. İki gözlü, kemerli yapı, yakın zamanda restore edilerek yaya kullanımına açılmıştır.
Zengibar Kalesi, Darende’nin kuzeyinde ilçeyi gören yüksek bir noktada kurulmuştur. Kitabesi olmayan tarihi yapıda bazı bölümlerin Osmanlılar Dönemi’nde inşa edildiği tahmin edilir. Sengbar Kalesi ismiyle de bilinir. Sur, su kanalı, burç kalıntıları ve ana kapısı, bugüne dek gelebilmeyi başarmıştır. Kesme taştan yapılan kemerli kapı, yakın tarihte onarılmıştır.
Darende’ye bağlı Ozan köyünde konumlu anıt, M.Ö. 8. yüzyılda tarihlendirilen bir Roma mezarıdır. Çevre sakinlerinin mescit olarak andığı kutsal mekan, Tohma Çayı’nın yakınlarında, ağaçların arasında yer alır. Roma mezarı, kesme taştan yapılmış, sütunlarla süslenmiştir. Asırlardır ayakta kalan yapı, günümüzde bakımsız durumdadır.
Uzunok Köprüsü, Darende’ye bereket dağıtan ve güzelliği ile büyüleyen Tohma Çayı’nın üzerinde kurulmuştur. Kitabesi olmayan köprü, taştan yapılmıştır. Üç gözlü ve kemerli olarak tasarlanmış tarihi yapı, İbrahim Paşa ve Kaldırım Mahallelerini buluşturur. Osmanlılardan kaldığı tahmin edilen eser, yakın zamanda onarılmış olup işlevini sürdürür.
Eski Darende olarak anılan bölgede yer alan ve camileri yıkıldığı için tek kalan minareler, inşa zamanı bilinmeyen tarihi eserlerdir. Yalnız Minareler, taştan yapılmıştır. İbadethanelerden ayrı kalmaları, hüzünlü bir görüntü yaratır. Efsanelere konu olan minareler, bir duvarın bitiminde ya da yeşilliklerin içinde ziyaretçilerini bekler.
Eski Darende’de yer alan Yusuf Paşa Bedesteni, Osmanlı Sultanı III. Mustafa zamanında yaşamış olan Yusuf Paşa için yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi’nin klasik çarşılarından biridir. Kapalıçarşı’yı andıran ve iki bölüme ayrılan tarihi alışveriş merkezinde 36 dükkan vardır. 2008’e dek harap durumda kalmışsa da günümüzde onarılmış bir şekilde kullanıma açılmıştır. Yusuf Paşa Bedesteni, kermes gibi yardım amaçlı etkinliklere ev sahipliği yapar.
Ulu Camii, Darende’ye bağlı Zaviye Mahallesinde konumlanır. Zengibar Kalesi’nin altında bulunan ve yakın tarihte tamamen yenilenen ibadethaneyi, 14. yüzyıldan kalma özgün minaresi özel kılar. Dulkadiroğulları zamanında yapıldığı düşünülen tek şerefeli taş minare, çokgen gövdeye sahiptir. Şerefe ile külah arası silindir şeklindedir. Kutsal mekan minareye uygun olacak görünümde yenilenmiştir.
Hüseyin Paşa Hamamı olarak da anılan tarihi yapı, Eski Darende mevkiindedir. Hüseyin Paşa tarafından, 1743 senesinde inşa ettirildiği düşünülür. Kesme taştan yapılmış, çifte hamam olarak tasarlanmıştır. Soyunmalık bölümü, kubbe ile süslenmiştir.
Tarihi Darende Evleri, ahşap detaylı, taş ya da kerpiç yapılardır. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında yapılmış bu evleri geleneksel Osmanlı sivil mimari örneklerini teşkil eder. Çoğu iki katlıdır. İç mekanda tavanları muazzam ahşap işçiliği ile süslenmiş, çok sayıda pencere ile ferah bir yaşam alanı yaratılmıştır. Avlulu olan bu evlerin çoğu Balaban Mahallesinde yer alır. Evlerin bir kısmı restore edilmiştir.
Hekimhan’ın simgesi Taşhan, 1218 senesinde Selçuklu sultanı I. İzzettin Keykasuv zamanında yaptırılmıştır. Selçukluların meşhur doktoru El Malat’ın yaptırdığı zamana meydan okuyan tarihi han, takip eden yıllarda avlulu bir bölüm daha eklenerek genişletilmiştir. İlçenin simgesi olan bu eser, oldukça sade bir görüntüye sahip olsa da asırlardır ayakta kalması nedeniyle görenlerde hayranlık uyandırır. Ziyarete açık olan yapı, en son 2009 senesinde onarılmıştır.
Köprülü Mehmet Paşa Camii, Taşhan’ın yanı başında, Hekimhan ilçesinde konumlanır. 1661 tarihli kutsal yapı, Osmanlı vezirlerinden Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Düzgün kesme taştan yapılan ibadethane, kubbelerle örtülmüştür. Son cemaat yeri, kemerlerle süslenmiştir. Ana kubbesi, sekiz köşeli bir kasnak üzerine kondurulmuştur. Abdesthanesindeki kitabeye göre 1815’te onarılmıştır. Bugüne dek birkaç kez restore edilen Köprülü Mehmet Paşa Camii, işlevini korur.
Köprülü Mehmet Paşa Hamamı, aynı adlı cami ile beraber 1660’lı yıllarda yapılmıştır. Hekimhan’ın tarihi yapılarından biri olan bu hamam, tuğla ve moloz taş örgüsü ile inşa edilmiş, sıcaklık, ılıklık ve soyunmalık olmak üzere üç kısma ayrılmış, bazı yerleri kubbe süslenmiştir. Günümüzde işlevini yitirmiş olan tarihi mekan, bütünlüğünü büyük ölçüde muhafaza etmiştir.
Tarihi Kilise, Hekimhan’ın merkezinde konumludur. Moloz taştan yapılan kutsal mekanın inşa zamanı bilinmemekle beraber kilise mimarisi ve detayları incelendiğinde Bizanslılara dair izlere rastlanır. İlçe sakinleri tarafından Soruhan Kilisesi olarak bilinse de bu isim herhangi bir yazılı kaynakta geçmemekte. Bazilika olarak tasarlanmış tarihi Hekimhan kilisesi, bir dönem hapishane olmuştur. Günümüzde işlevinden tamamen uzaklaşmış olan bu mekan, depo olarak kullanılır.
Pütürge’nin Uzuntaş - Tepehan mevkiinde konumlu Dilber Kalesi, Peraş Kalesi olarak da bilinir. İnşa zamanı bilinmeyen yapının, Bizanslılara ait olduğu tahmin edilir. Şalyan Deresini batısına alan yapı, yaklaşık 300 metrelik bir tepededir. Su sarnıcı, kilise ve duvar kalıntıları ile kalenin bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir.
Yeşilyurt’un Mollakasım Mahallesinde konumlu Abdullah Ağa Konağı¸20. yüzyıla ait geleneksel Türk evlerinden biridir. İki katlı konak, kerpiç ve taştan yapılmış, ahşap pencere ve çatı ile tamamlanmıştır. Konağın içi, ahşap bezemelerle süslenmiştir. Yakın tarihte restore edilmiş olan tarihi konak, belediye başkanı Abdullah Kekevi tarafından yaptırılmıştır.
Yeşilyurt’a bağlı Atalar Mahallesinde yer alan Antik yerleşim yeri Cihankalesi, Tunç Çağı’na kadar ulaşan tarihi izler barındırır. Tarihi yapı ve duvar kalıntıları ile seramik parçalarının keşfedildiği bu alan, Roma ve Bizans Dönemi’nde yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Eski Malatya Şehir Surları olarak da bilinen tarihi kalıntılar, Roma Dönemi’nin mirasıdır. İlk kez, Roma İmparatoru Titus zamanında M.S. 98 - 117 senelerinde yapılan surlar, asırlar boyunca kentin savunmasında önemli bir rol oynamıştır. Battalgazi Kale Surları, 95 burç ve 11 kapılı olarak inşa edilmiş, şehri tehlikelerden korumuştur. 17. yüzyıl sonrasında önemini yavaş yavaş yitiren surlar, günümüze ulaştığı kadarıyla restore edilmiştir.
Kale, günümüze kadar gelmemiş olsa da Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde yapının beşgen şeklinde olduğundan bahsedilmiştir.
Battalgazi’ye bağlı Meydanbaşı Mahallesinde konumlu Poyraz Konağı, Geç Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserlerden biridir. 1890 ya da 1919’ta yapıldığı tahmin edilen konak, kerpiç ve taştandır. Tavan, pencere ve kapıları, ahşap işleme sanatının nadide örneklerinden biri olarak göz kamaştırıcıdır. İki katlı, iki girişli ve iki avlulu mekan, Ertuna Konağı adıyla da bilinir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında okul olarak kullanılmış konak, yakın zamanda onarılmıştır ve ziyarete açıktır.
Battalgazi ilçesinin Alacakapı Mahallesi’nde, Malatya Kalesi’nin kuzeyinde yer alan Emir Ömer Bey Mescidi, 1360’lı yıllarda tarihlendirilir. Taştan inşa edilmiş mescidin cümle kapısı, özenli bir taş işleme örneğidir. Taş Mescid adıyla da anılan kutsal mekanın batısında bir mezar bulunur. Dikdörtgen planlı ibadethane, farklı zamanlarda onarımdan geçmiş olup hala işlevini korur.
Akminare Camii, Battalgazi Kale Surları’nın doğusunda, Derme Deresi’nin kıyısında konumlanır. 1572 tarihli kutsal mekan, kesme taştan, bir minare ve bir kubbeli olarak tasarlanmıştır. Kubbesi, sekizgen kasnak üzerinde yükselirken minaresi silindir gövdelidir. Bugüne dek ayakta kalabilmiş tarihi yapı, birkaç kez onarılmış olup hala ibadete açıktır.
Melik Sunullah Camii, Battalgazi’de, Ulu Cami’nin batısında konumlanır. Çevre sakinleri tarafından Vaiz Ocağı adıyla anılan bu yapı, Karaca Köy Camii ya da Adile Camii isimleriyle de bilinir. 1393 senesinde yapılmış olan caminin yalnızca minaresi özgün bir şekilde bugüne kadar gelebilmiştir. Tuğla minarenin bitişiğinde, üç mezarlı bir türbe yer alır. Sonradan tekrar yapılan ibadet mekanının ne zaman inşa edildiği bilinmemekte.
Battalgazi’de ismini verdiği mahallede yer alan Karahan Camii, 1582 - 83 yıllarında yapılmış bir Osmanlı camisidir. Miralay Hüsrev Bey’in inşa ettirdiği tarihi ibadethane, taştan örülmüş duvarları ve tuğla minaresi ile dikkat çeker. Duvarları sıva ile kapatılsa da 16 köşeli minaresi özgünlüğünü muhafaza eder. Battalgazi Kale Surları dışındaki kutsal mekan 2012’de restore edilmiştir ve hala işlevini sürdürür.
Bulunduğu mahalleye ismini veren Toptaş Camii, Battalgazi’de yer alır. 1588 tarihli onarım kitabesine sahip olan kutsal mekanın inşa tarihi bilinmez. Tek şerefeli minaresinin farklı bir zamanda yapıldığı tahmin edilen cami, yakın tarihte restore edilerek ibadete açılmıştır. Caminin önündeki Toptaş Meydanı, hikayelere konu olan top taşına benzeyen taşları ile ünlüdür. Buraya gelmişken Toptaş Camii ve Meydanı hakkındaki hikayeleri çevre sakinlerinden dinlemekte yarar var.
Battalgazi’nin Karahan Mahallesinde bulunan Kırk Kardeşler Mezarlığı, tarihi mezar taşlarıyla bezeli oldukça eski kabirdir. Battal Gazi zamanında savaşta hayatını kaybetmiş 40 kişinin mezarının burada olduğu söylenir. Bitki figürlü süslemelerle bezeli mezar taşlarının bir bölümü, Malatya Müzesi’nde sergilenir. Taşlardaki işlemeler, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine işaret etmektedir.
Namazgah, Battalgazi Meydanbaşı Mahallesinde yer alır. Kent surlarının dışında konumlu kutsal mekan, kesme taştan yapılmıştır. Sade bir görünüme sahip Namazgah, İpek Yolu güzergahında ibadeti kolaylaştırmak amacı ile 1242 senesinde Selçuklu komutanlarından Kemaleddin Kamyar tarafından yapılmış, 1473’te ise onarılmıştır. Mihrabı renkli taşlarla süslenmiş tarihi ibadethane, sağlam bir şekilde günümüze ulaşabilmiştir. Ali Baba Namazgahı ismiyle de anılır.
Sıddı Zeynep Kümbeti, Battalgazi Karahan Mahallesinde konumlu tarihi yapılardan biridir. İnşa kitabesi olmayan kümbette, kimin yattığı bilinmez. Sekiz köşeli yapı, sivri bir külahla örtülmüş, kümbetin tamamı düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Mimari özelliklerine bakıldığında Danişmentliler zamanına ait olabileceği tahmin edilir. Yapının sivri kemerli bir kapısı vardır ve ziyarete açıktır.
Metin Sözen Sanat Sokağı, Battalgazi’ye bağlı Alacakapı Mahallesi’nde, Çukur sokakta konumlanır. Sanat Sokağı boyunca tarihi evler bulunur. Doğal taşla kaplı bu sokak, bölge kültürü ve mimarisine ışık tutar. Buradaki tarihi evlerin pek çoğu restore edilmiş, İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin tasarladığı objelerle süslenmiştir. Zaman zaman kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan Metin Sözen Sanat Sokağı, trafiğe kapalıdır.
Battalgazi’de Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi, biri salon olmak üzere toplam yedi sergi bölümünden oluşur. Mustafa Kemal Atatürk, Malatya’da bulunduğu dönemlerde burada konaklamıştır. Müzede, Atatürk’ün kullanmış olduğu şahsi eşyaları, kitap ve fotoğrafları sergilenir. Taş bir konak olan Müze binası, 19. yüzyılda yapılmış Osmanlı Dönemi mimarisi örneğidir.
Halfetih Minaresi, Battalgazi’ye bağlı Meydanbaşı Mahallesinde konumlanır. Tuğladan yapılmış tarihi minarenin çevresinde yapı kalıntıları bulunur. Camisi yıkılan tarihi yapı, yalnız başına kalmıştır. Gövdesi silindir şeklindedir. Ulu Cami’nin minaresi ile benzer mimari özelliklere sahip olması sebebiyle minarenin 13. yüzyıla ait olduğu tahmin edilir.
Hacı Bayram Ziyareti, Battalgazi sınırları içinde kalan Bulgurlu Mahallesinde bulunur. 1325 tarihli yazılı kaynaklarda adına rastlanan kutsal mekanın kitabesi olmadığı için ne zaman inşa edildiği ve kabrin kime ait olduğu bilinmez. Şifa arayanların dua edip namaz kıldığı türbe, ahşap çatılı olarak kerpiçten yapılmıştır. Duası kabul olanların Hacı Bayram Ziyareti çevresinde yemek dağıtma âdeti vardır.
Battalgazi’nin merkezinde bulunan Sancaktar Mezarlığı, yüzlerce yıl öncesinde kurulmuştur. 1774 tarihli ve Geç Osmanlı Dönemi mezar taşları oldukça dikkat çekicidir. 1980’e kadar kullanılmış olan mezarlığın güneyinde, tarihi mezar taşlar görülebilir. Bakımsız durumdaki kutsal mekanda, İsmet İnönü’nün babası Hacı Reşit Bey ve oğlu Ali İzzettin’in kabirleri de bulunur.
Yazıhan ilçesinde Buzluk köyünde keşfedilmiş olan Ansır Mağaraları, kaya mezarı ve kilise kalıntıları ile büyük bir kaya yerleşimidir. 50’den fazla odası olan mağalar, Tunç Çağı itibariyle yerleşim görmüştür. Çevre sakinleri tarafından Buzluk Mağaraları olarak anılan yerleşim yerinde, Hitit, Roma ve Bizanslılara dair birçok ize rastlanmıştır; ancak tarihi miras, kaçak kazılar neticesinde zarar görmüştür.
Yazıhan’ın Fethiye Mahallesinde konumlu tarihi ibadethane, 1566 senesinde inşa edilmiştir. Tabhanesi olan kutsal mekan, beş tane küçük kubbe ve kemerlerle süslenmiş bir son cemaat yerine sahiptir. Caminin içi oldukça sadedir. Ana kubbesi uzun olan kutsal yapının tek şerefeli, taş bir minaresi vardır. Çevre sakinleri tarafından Uzun Hasan Camii ya da Hasan Patrik Camii olarak anılır ve işlevini korumaktadır.
Battalgazi ilçesinde konumlanmış olan Arslantepe Açık Hava Müzesi, Malatya’nın önemli bir sit alanıdır. Açık Hava Müzesi, Hititlerden kalma, Anadolu’da keşfedilmiş saray komplekslerinden biridir. Burada bulunan tarihi eser ve kalıntılar, Malatya Müzesi’nde sergilenir. Duvar kabartmaları, iki tane taştan yapılma aslan ve Kral Tarhunza heykelinin kopyaları burada görülebilir.
Yeni Camii, Battalgazi ilçesinde yer alır. Osmanlı Dönemi’nde, eskiden Hacı Yusuf Camii olarak anılan ve deprem nedeniyle zarar görmüş bir caminin yerine yapılmıştır. Kesme taştan yapılma ibadethane, dört fil ayağı üzerinde kondurulmuş bir kubbeye sahiptir. Ana kubbeyi destekleyen küçük kubbeleri de ana kubbedeki gibi kafesli pencerelerle donatılmıştır. Günümüzde aktif olan kutsal mekan, üç minareye sahiptir. Üst kısmı olmayan kesik minare, Hacı Yusuf Camii’ne aittir. Yeni Camii, yakın tarihte onarılmıştır.
Beş Konaklar, Malatya’nın geleneksel mimarisini yansıtır. 1900’lerin başında yapılan, yan yana sıralanmış beş adet konak, bulunduğu bölgeye de adını vermiştir. Birbirinin aynı olan İki katlı konaklar, cumba ve ahşap bezemelere sahiptir. Ahşap pencereleri ise nişle süslenmiştir. Konakların bir bölümü kente özgü eşyalarla ile donatılmıştır ve Etnografya Müzesi olarak gezilebilir.
Battalgazi’de yer alan Ulu Camii, Selçuklu sultanlarından Alaeddin Keykubat zamanında, 1224 senesinde yapılmıştır. Dört tane eyvanı olan kutsal mekanın içi, rengarenk çinilerle süslenmiştir. Kubbesi, içten bezemelere sahip olan tarihi cami, birkaç kez onarılarak günümüze kadar gelebilmiştir ve hala ibadete açıktır.
Battalgazi’ye bağlı Alacakapı Mahallesinde yer alan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, Osmanlı padişahlarından IV. Murat’ın silahtarı Mustafa Paşa tarafından 1637’de yaptırılmıştır. Açık ve revaklı bir avlu ve 170 hücreye sahip olan tarihi yapı, kesme taştan yapılmış, düz dam ile örtülmüştür. Han, yakın zamanda yenilenmiş ve ziyarete açılmıştır.
Çermik Camii olarak da bilinen kutsal yapı, Battalgazi’deki Meydanbaşı Mahallesinde yer alır. 17.yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilmiş olan cami, tek şerefeli bir minareye sahiptir. Beyaz taştan yapıldığı için Sütlü Minare Camii olarak anıldığı tahmin edilir. Çeşitli onarımlardan geçerek bugüne kadar gelebilen tarihi cami, hala ibadete açıktır.
Somuncu Baba Camii ve Türbesi, Darende’deki Balıklı Göl’ün yanında, etkileyici bir manzaranın yanında konumlanmıştır. Minaresinde 1686 tarihli bir kitabe bulunan kutsal mekanın yapım tarihi bilinmiyor. Caminin içi, ahşap işlemelerle süslüdür, ortasında ise Somuncu Baba Türbesi bulunur. Türbede, Somuncu Baba olarak anılan ve 1412’de Darende’de hayatını kaybeden Şeyh Hamid-i Veli’nin kabri bulunur.
Akçadağ ilçesinde bulunan Levent Vadisi, yaklaşık 28 km uzunluğa sahiptir. Milyonlarca yıl önce oluşmuş vadide, tabiat aşıkları için birçok aktivite imkanı bulunduğu gibi tarihi değerler de yer alır. Bağköy Kaya Kabartması ve mağaralar, vadide bulunan tarihi kalıntılardır.
Trekking, paraşüt ve kamp için son derece uygun olan Levent Vadisi, yaklaşık 250 metre yüksekte kurulmuş seyir terası ile geniş perspektifli bir manzara sunar. Buraya gelen gezginlere fotoğraf makinelerini yanlarında getirmeleri önerilir.
Tohma Kanyonu, yalçın kayaların arasından geçen Tohma Çayı ile beraber hayranlık uyandıran bir görüntüye sahiptir. Darende’nin tabii zenginliği, her mevsim bambaşka bir güzelliğe bürünür. İlkbahar ve yaz aylarında yeşillenirken sonbaharda güz rengiyle tablo gibi bir görüntüye kavuşur. Doğa yürüyüşü, rafting ve kamp için uygun olan kanyon ve çevresi, fotoğraf tutkunlarının da vazgeçilmez noktalarından biri… Somuncu Baba Camii ve Türbesi’nin çevresinden başlayarak kanyon boyunca huzur dolu bir yürüyüş yapılabilir.
Darende’nin muazzam güzelliklerinden biri olan Günpınar Şelalesi, aynı adlı köyde, ilçe merkezinden yaklaşık 7 km uzaklıktadır. Üç basamaklı şelale, Tohma Çayı’nı besleyen Şuhul Deresi’yle buluşur. Kayaların üzerinden, 40 metre yükseklikten çağlayan tabiat harikası, kış aylarında donarak bembeyaz bir görüntü yaratır. Doğa yürüyüşüne uygun olan şelalenin çevresinde restoran ve dinlenme alanı bulunur.
Arapgir’in doğal güzelliği, Kozluk Çayı’nın geçtiği derin bir vadide yer alır. Muazzam bir görüntü yaratan Kozluk Çayı Kanyonu, doğa sporuyla ilgilenenlerin gözde yeridir. Kayaarası Kanyonu olarak da bilinen oluşum, yaklaşık 18 bin km uzunluğunda olup zengin bitki varlığı ile yaban hayvanlarının da yuvasıdır. Buraya gelen gezginlerin fotoğraf makinalarını yanlarında getirmeleri önerilir.
Cafer Paşa Camii, Arapgir’de Osmanpaşa Mahallesinde konumlanmıştır. 14. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen kutsal mekan, İlhanlı Beyliği’nin eseri olarak kabul edilir. 1694 senesinde Cafer Paşa tarafından onarıldığı için bu isimle anılmıştır. Sivri kemerli bir giriş kapısına sahip olan ibadethanenin sekiz köşeli beden üzerine oturtulmuş küçük bir kubbesi, renkli taşlarla süslenmiş te şerefeli bir minaresi vardır.
Gümrükçü Osman Paşa Camii, Arapgir’in Osmanpaşa Mahallesinde bulunur. 1700’lü yılların sonunda, Osmanlılar zamanında inşa edilen bu cami, kesme taştan yapılmış olup iç kısmında özenli bir kalem işçiliği örneği barındırır. Yüksek bir kubbeye ve tek şerefeli minareye sahip olan Osman Paşa Camii, kullanıma açıktır.
Battalgazi’nin Orduzu beldesindeki anıt çınar ağacı, 15 metre boyundadır. Binlerce yıldır ayakta kalan ağacın gövdesi ikiye ayrılmıştır. Orduzu Çınar Ağacı’nın gölgesi, dillere destandır. 10 metreyi bulan dalları, ağacın çevresinden akıp giden suyun üzerinde eşsiz bir yansıma oluşturur.
Battalgazi ilçesindeki İstanbulluoğlu Konağı, kerpiçten yapılma geleneksel Malatya evlerinden biridir. 1930’lu yıllarda inşa edilmiş İstanbulluoğlu Konağı, ahşap bezemelerle ile süslenmiştir. Kemerli kapısı ve pencereleri, hayranlık uyandıran bir görüntüye sahiptir. Geçmişte Malatya’da yaşamış bazı önemli kişilere mesken olmuş bu ev, günümüzde bir sivil toplum kuruluşu tarafından kullanılır. İstanbulluoğlu Konağı, yakın zamanda restore edilmiştir.
Battalgazi’deki yer alan 1580 tarihinde inşa edilmiş Sancaktar Türbesi, Malatya’nın fethinde Battal Gazi’nin silah arkadaşı olan Abdulvahap Gazi için yaptırılmış türbelerden biridir. Yakın zamanda yenilenen kutsal mekan, günümüzde ziyarete açıktır.
Taşhoron Kilisesi, 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Battalgazi ilçesinde yer alan kutsal mekan, Ermeni Apostolik kilisesidir. Kesme taştan yapılmış, mermer ve kabartmalarla bezenmiştir. Kapısı ve pencereleri kemerlidir. Dört fil ayağına oturtulmuş bir kubbesi vardır.
Battalgazi’nin Çamurlu köyünde yer alan Venk Kilisesi, 1670 yılında inşa edilmiş bir Ermeni kilisesidir. Surp Yerrortutyun Kilisesi olarak bilinen kutsal mekan, moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlı kilise, küçük pencerelerle aydınlatılmıştır.
Yusuf Ziya Paşa Camii, Battalgazi ilçesinde konumlanmış tarihi ibadethanelerden biridir. 1792 yılında inşa edilmiş olan cami, dikdörtgen planlı olarak kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Kubbe yerine çatı ile örtülmüş olan kutsal mekan, tek şerefeli bir minareye sahiptir ve halen ibadete açıktır.
Battalgazi’de konumlanmış Tahtalı Minare Camii, 1778 yılında tarihinde inşa edilmiştir. Kerpiçten yapılma tarihi caminin içi, tahta oyma ve bezemelerle süslenmiştir. Kısa boylu minaresindeki ahşap detaylar nedeniyle bu isimle anılan kutsal mekan, kiremit bir çatıya sahiptir.
Battalgazi’de yer alan İnönü Anıtı, 1947 yılında inşa edilmiştir. İnönü Heykeli olarak da anılan yapıt, beyaz taştan yapılma bir kaidenin üzerine yerleştirilmiştir. Kaideye işlenmiş Kurtuluş Savaşı’nı betimleyen figürlerin yanı sıra, elinde meşale tutan öğrenci, spor yapan genç bir çocuk ve buğday tarlasındaki çiftçilerin kabartmaları da dikkat çeker.
Bahri Camii, Battalgazi’de yer alır. Kerpiç ve taştan yapılmış olan kutsal mekanın ahşap tavanı ve kiremit çatısı vardır. Camiye, taşla çevrelenmiş bir kuyunun bulunduğu avludan girilir. 1667 senesinde inşa edilmiş Osmanlı eseri, halen kullanıma açıktır.
Hacı İlyas Camii, Battalgazi’dedir. Kısa boylu bir çan kulesine sahip olan kutsal mekan, yüzyıllar önce camiye dönüştürülmüş, yakın tarihte ise onarılmıştır. Dikdörtgen planlı Hacı İlyas Camii, sekizgen kasnak üzerine kondurulmuş sivri bir külaha sahiptir. Hacı İlyas Tenekeli Camii olarak da anılan tarihi ibadethane, halen kullanıma açıktır.
Battalgazi’de yer alan Atatürk Anıtı, 1947 yılında yapılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ve genç bir erkeğin yan yana olduğu bronz heykelde, Atatürk askeri kıyafetleriyle ileriyi işaret eder. Genç ise Türk Bayrağı’nı taşır.
Malatya Kongre ve Kültür Merkezi, Yeşilyurt ilçesinin İstasyon Kavşağı’nda bulunur. Fuaye, sergi, bale ve folklor salonuna sahip olan kültür merkezinde, panel, tiyatro, tören gibi organizasyonlar düzenlenir.
1865 senesinde Sultansuyu Çiftlikatu Hümayun adı ile Sultansuyu Vadisi’nde kurulmuş olan hara, Akçadağ sınırları içindedir. Hara, yarış ve safkan Arap atları ile ünlüdür. Çiftlikte özgürce dolaşan atları görebilmek için birçok kişi buraya gelir. Sultansuyu Harası’nın yakınlarında baraj gölü ve piknik alanları bulunur.
Eski Arapgir olarak anılan mevkide, Osmanpaşa Mahallesinde konumlu Arapgir Ulu Camii¸ Gümrükçü Osman Paşa Camii’nin yakınında yer alır. Yanındaki Hanikah ile beraber 14. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen kutsal mekan, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Bir hayli bakımsız kalan tarihi ibadethane, günümüzde işlevini kaybetmiştir.
Molla Eyüp Mescidi, Arapgir’in tarihi mahallesi Osmanpaşa’da yer alır. 18. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen tarihi ibadethane, kubbeli olarak tasarlanmıştır. Bir dönem Ispanakçı Mustafa Paşa Kütüphanesi olarak kullanılmıştır. Bakımsız durumda olan mescidin minaresi yoktur.
Cevat Paşa Konağı, 19. yüzyılın son çeyreğinde inşa edilmiş, klasik Osmanlı konaklarından biridir. Arapgir’in Çobanlı Mahallesinde yer alan tarihi yapı, Çobanoğlu Konağı ya da Çobanlı Konağı olarak da bilinir. Avludan sonra geçilen iç mekan, çok sayıda pencere ile aydınlatılmıştır. 3 katlı tarihi konak, yakın tarihte onarılmış ve ziyarete açılmıştır.
Mirliva Ahmet Paşa Camii, Arapgir’in Köseoğlu Mahallesinde konumludur. İlçe merkezinde yer alan bu cami, 17. yüzyılın sonu, 18. yüzyılın başında tarihlendirilir. Mirliva Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış kutsal mekan, Çarşı Camii olarak da bilinir. Kubbesiz olarak tasarlanmasına rağmen içte kubbeli bir görüntüye sahiptir. Düzgün kesme taş ile örülmüş duvarlarının ardında, ahşap bezemeler ve taş işçiliği barındırır. Sonradan yapılan minaresi, tek şerefelidir. Yakın zamanda restore edilmiş ibadethane, işlevini sürdürür.
Diğer adı ile Şakir Paşa Camii olan tarihi ibadethane, Arapgir’in Çobanlı Mahallesinde yer alır. 1893 tarihli inşa kitabesine sahip kutsal mekan, taş ve tuğladan yapılmıştır. Cevat Paşa Konağı’nın yakınındaki yapının avlusunda kubbe ile süslenmiş bir çeşme bulunur. Taş minaresi ile hala ayakta olan ve restore edilen Çobanlı Camii, işlevini korur.
Arapgir’in tarihi kalıntılarla bezeli Onar Köyü, ilçe merkezine yaklaşık 15 km mesafededir. 780 yılı aşkın bir süredir ayakta olan tarihi Cemevi, anıt dut ağaçları ve Roma Dönemi’ne ait kaya mezarlarını saklayan mağaraları ile bu köy, tarihe merak duyanların gezi rotası arasında yer almalı. Burada, köye adını veren Şeyh Hasan Onar’ın türbesi de bulunur.
Arapgir’in, Arguvan, Divriği (Sivas) ve Kemaliye (Erzincan) ile paylaştığı Sarıçiçek Yaylası, 1500 metreyi aşan rakımıyla, kentin bol oksijenli köşelerinden biridir. Yemyeşil topraklar, hayvancılık için bir hayli uygundur. Lezzetli balı ve peynirleriyle ünlü olan Sarıçiçek Yaylası, eylül ayına dek göç alır. Kış gelince terkedilen yayla, her sene ağustos ayında düzenlenen festivallerle şenlenir.
Kutsal Balıklar Parkı, Arguvan’ın merkezinden yaklaşık 10 km uzaklıkta, Kızık köyünde konumlanır. Çevre sakinleri tarafından kutsal kabul edilen ve efsanelerle konu olan balıklar, parkın içinde bulunan havuzda yaşar. Yeni evlenen çiftler, şifa arayan hastalar, niyeti olanlar bu parka gelerek balıkları ziyaret eder.
Darende’nin simgesi olan Tohma Kanyonu’nun içindeki Kudret Havuzu, dağlardan süzülen şifalı suyu nedeniyle bu isimle anılır. Her mevsimde 22 derecelik su sıcaklığına sahip birbiriyle bağlantılı üç havuz, yaz aylarında çevre sakinlerinin buluşma noktalarından biridir. Kudret Hamamı adıyla da bilinir. Havuzu dolduran kudretli su, özellikle deri rahatsızlıklarının tedavisine destek amacı ile tercih edilir. Kanyonun ortasında konumlu manzaralı havuzun yakınında kafe de bulunur.
Hasan Gazi Türbesi ve Şehitliği, Darende’nin Şehitlik Tepesi’nde yer alır. Hz. Muhammed’in torunlarından biri olan Hasan Gazi’nin Zengibar Kalesi’ni ele geçirmek isteyen Abbasîlere karşı koyarken şehit olmuş ve burada kendisine bir türbe yapılmıştır. Türbenin yanında, Osmanlı - Rus Harbi ve Kurtuluş Savaşı’nda hayatını kaybetmiş Darendeli 92 askerin de şehitliği bulunur.
Darende’ye bağlı Ozan köyünde konumlu anıt, M.Ö. 8. yüzyılda tarihlendirilen bir Roma mezarıdır. Çevre sakinlerinin mescit olarak andığı kutsal mekan, Tohma Çayı’nın yakınlarında, ağaçların arasında yer alır. Roma mezarı, kesme taştan yapılmış, sütunlarla süslenmiştir. Asırlardır ayakta kalan yapı, günümüzde bakımsız durumdadır.
Abdurrahman Erzincani Camii ve Külliyesi, Darende’ye bağlı Balaban Mahallesinde konumlanmıştır. Külliye, Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezid zamanında yaşamış din alimi Abdurrahman Erzincani adına 1960’da inşa edilmiştir. Cami merkezli külliye, 1432’de hayatını kaybeden Erzincani’nin harap vaziyetteki türbesinin yanında yapılmıştır. Bu sırada türbe de yenilenmiştir. Özgün ve estetik mimarisi ile dikkat çeken Abdurrahman Erzincani Camii’nin yanında, konaklamalı olarak hizmet veren kurs binası bulunur. Caminin minaresi, Hz. Muhammed’in sancağını temsil etmektedir.
Darende’nin Medişeyh (Karşıyaka) Mahallesi’nde konumlu kutsal mekan, ilçe merkezine yaklaşık 15 km uzaklıktadır. Din alimlerinden Seyyid Abdurrahman Gazi’nin kabrine ev sahipliği yapan türbe, yakın tarihte yeniden yapılmıştır. Türbenin taş işçiliği ve modern mimarisi dikkat çeker. Kutsal yapının bitişiğinde cami, kubbelerle süslenmiştir ve minaresi yoktur.
Eski Darende olarak anılan bölgede yer alan ve camileri yıkıldığı için tek kalan minareler, inşa zamanı bilinmeyen tarihi eserlerdir. Yalnız Minareler, taştan yapılmıştır. İbadethanelerden ayrı kalmaları, hüzünlü bir görüntü yaratır. Efsanelere konu olan minareler, bir duvarın bitiminde ya da yeşilliklerin içinde ziyaretçilerini bekler.
Eski Darende’de yer alan Yusuf Paşa Bedesteni, Osmanlı Sultanı III. Mustafa zamanında yaşamış olan Yusuf Paşa için yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi’nin klasik çarşılarından biridir. Kapalıçarşı’yı andıran ve iki bölüme ayrılan tarihi alışveriş merkezinde 36 dükkan vardır. 2008’e dek harap durumda kalmışsa da günümüzde onarılmış bir şekilde kullanıma açılmıştır. Yusuf Paşa Bedesteni, kermes gibi yardım amaçlı etkinliklere ev sahipliği yapar.
Ulu Camii, Darende’ye bağlı Zaviye Mahallesinde konumlanır. Zengibar Kalesi’nin altında bulunan ve yakın tarihte tamamen yenilenen ibadethaneyi, 14. yüzyıldan kalma özgün minaresi özel kılar. Dulkadiroğulları zamanında yapıldığı düşünülen tek şerefeli taş minare, çokgen gövdeye sahiptir. Şerefe ile külah arası silindir şeklindedir. Kutsal mekan minareye uygun olacak görünümde yenilenmiştir.
Tarihi Darende Evleri, ahşap detaylı, taş ya da kerpiç yapılardır. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında yapılmış bu evleri geleneksel Osmanlı sivil mimari örneklerini teşkil eder. Çoğu iki katlıdır. İç mekanda tavanları muazzam ahşap işçiliği ile süslenmiş, çok sayıda pencere ile ferah bir yaşam alanı yaratılmıştır. Avlulu olan bu evlerin çoğu Balaban Mahallesinde yer alır. Evlerin bir kısmı restore edilmiştir.
Darende’nin Balaban Mahallesinde yer alan şifa kaynağı, birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılır. Sindirim ve böbrek hastalıklarında tercih edilen mineralli suyun, cilde de iyi geldiği bilinir. Balaban’daki çeşme, buradan geçenlerin ve yalnızca içme için Darende’ye gelenlerin buluşma noktasıdır. Şifalı su, kaplıca olarak da kullanılır. Çevresinde pansiyon gibi konaklama yerleri bulunur.
Doğanşehir’in tabii güzelliği Sürgü Takaz Mesire Alanı, ilçe merkezine 14 km uzaklıktaki Sürgü kasabasında yer alır. Takaz suyunun çevresindeki doğal alan, huzur verici manzaralar barındırır. Yemyeşil ağaçları, berrak deresi, rengarenk çiçekleri ile ilk bahar gelir gelmez çevre sakinlerinin uğrak yeri haline gelir. Takaz Mesire Alanı’na gelmişken lezzetiyle nam salmış alabalıktan tadılabilir.
Hekimhan’ın simgesi Taşhan, 1218 senesinde Selçuklu sultanı I. İzzettin Keykasuv zamanında yaptırılmıştır. Selçukluların meşhur doktoru El Malat’ın yaptırdığı zamana meydan okuyan tarihi han, takip eden yıllarda avlulu bir bölüm daha eklenerek genişletilmiştir. İlçenin simgesi olan bu eser, oldukça sade bir görüntüye sahip olsa da asırlardır ayakta kalması nedeniyle görenlerde hayranlık uyandırır. Ziyarete açık olan yapı, en son 2009 senesinde onarılmıştır.
Köprülü Mehmet Paşa Camii, Taşhan’ın yanı başında, Hekimhan ilçesinde konumlanır. 1661 tarihli kutsal yapı, Osmanlı vezirlerinden Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Düzgün kesme taştan yapılan ibadethane, kubbelerle örtülmüştür. Son cemaat yeri, kemerlerle süslenmiştir. Ana kubbesi, sekiz köşeli bir kasnak üzerine kondurulmuştur. Abdesthanesindeki kitabeye göre 1815’te onarılmıştır. Bugüne dek birkaç kez restore edilen Köprülü Mehmet Paşa Camii, işlevini korur.
Tarihi Kilise, Hekimhan’ın merkezinde konumludur. Moloz taştan yapılan kutsal mekanın inşa zamanı bilinmemekle beraber kilise mimarisi ve detayları incelendiğinde Bizanslılara dair izlere rastlanır. İlçe sakinleri tarafından Soruhan Kilisesi olarak bilinse de bu isim herhangi bir yazılı kaynakta geçmemekte. Bazilika olarak tasarlanmış tarihi Hekimhan kilisesi, bir dönem hapishane olmuştur. Günümüzde işlevinden tamamen uzaklaşmış olan bu mekan, depo olarak kullanılır.
Yeşilyurt’un Mollakasım Mahallesinde konumlu Abdullah Ağa Konağı¸20. yüzyıla ait geleneksel Türk evlerinden biridir. İki katlı konak, kerpiç ve taştan yapılmış, ahşap pencere ve çatı ile tamamlanmıştır. Konağın içi, ahşap bezemelerle süslenmiştir. Yakın tarihte restore edilmiş olan tarihi konak, belediye başkanı Abdullah Kekevi tarafından yaptırılmıştır.
Yeşilyurt’un doğal köşesi Gündüzbey, merkeze bağlı bir beldedir. Muazzam doğası ile ünlü olan bu belde, ilçenin sayfiye yeridir. Kır lokantası, piknik alanı, doğal su kaynakları ile ilgi gören doğa harikası, yaz bitene karar Yeşilyurt sakinlerinin gözde mesireliğidir. Denizden yaklaşık bin metre yüksekte konumlu Gündüzbey, yaz mevsiminde de serindir.
Battalgazi’ye bağlı Hasan Varol Mahallesinde konumlu Malatya Müzesi, 1971 senesinden bu yana ziyarete açıktır. Şimdiki müze binasında 1979’den beri hizmet verir. Müzede, Neolitik Çağ’dan Osmanlı Dönemi’ne karar geçen sürece ait Malatya topraklarında keşfedilmiş birçok tarihi obje sergilenir. Arslantepe Höyüğü’nden elde edilen eserlerin hepsi burada görülebilir. Neolitik Çağ’a ait kireç taşı heykelleri, Arslantepe’nin kılıç ve mızrak kalıntıları, Geç Kalkolitik Çağ’ın mezarları, müzenin en dikkat çeken eserleri arasında yer alır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı, Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı Malatyalı İsmet İnönü’ye ithafen kurulmuş müze, Battalgazi’de bulunan İnönü Üniversitesi’nin rektörlük binasındır. İnönü Müzesi’nde, Kurtuluş Savaşı’na dair birçok detayın yanı sıra, İsmet İnönü’nün eşya ve fotoğrafları görülebilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. cumhurbaşkanı, Malatyalı eski başbakan Turgut Özal’a ithafen düzenlenmiş olan müze, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde ziyaret edilebilir. Müzede, Özal’ın şahsi eşyaları ve fotoğrafları sergilenir.
Eski Malatya Şehir Surları olarak da bilinen tarihi kalıntılar, Roma Dönemi’nin mirasıdır. İlk kez, Roma İmparatoru Titus zamanında M.S. 98 - 117 senelerinde yapılan surlar, asırlar boyunca kentin savunmasında önemli bir rol oynamıştır. Battalgazi Kale Surları, 95 burç ve 11 kapılı olarak inşa edilmiş, şehri tehlikelerden korumuştur. 17. yüzyıl sonrasında önemini yavaş yavaş yitiren surlar, günümüze ulaştığı kadarıyla restore edilmiştir.
Kale, günümüze kadar gelmemiş olsa da Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde yapının beşgen şeklinde olduğundan bahsedilmiştir.
Battalgazi’ye bağlı Meydanbaşı Mahallesinde konumlu Poyraz Konağı, Geç Osmanlı Dönemi’ne ait mimari eserlerden biridir. 1890 ya da 1919’ta yapıldığı tahmin edilen konak, kerpiç ve taştandır. Tavan, pencere ve kapıları, ahşap işleme sanatının nadide örneklerinden biri olarak göz kamaştırıcıdır. İki katlı, iki girişli ve iki avlulu mekan, Ertuna Konağı adıyla da bilinir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında okul olarak kullanılmış konak, yakın zamanda onarılmıştır ve ziyarete açıktır.
Edir ve Bedir Türbesi, Battalgazi ilçesinin merkezinde yer alır. Kutsal mekan, derdine çare arayanların buluşma yeridir. Tek katlı küçük bir yapıda yer alan mezarların sahiplerine dair iki farklı inanış vardır. Bir rivayete göre bu türbe, birbirini seven ancak kavuşamadan hayatını kaybeden iki aşığın kabrine ev sahipliği yapar. Bu aşıklar, Battal Gazi zamanında şehir topraklarını savunurken can vermiştir. Diğer rivayete göre ise Edir ve Bedir kardeştir.
Medeniyet Ağacı, Battalgazi’nin ilgi çeken detaylarından biridir. 2015 senesinde Vilayet Parkı’nda kurumuş bir ağacın kullanılmasıyla ile sembolik bir yapıya dönüştürmüştür. Ağacın gövdesine, Hasan Basri’den Mevlana’ya, Danişment Gazi’den İsmet İnönü’ye kadar Malatya’nın önemli kişilerinin temsili portreleri kazınmıştır.
Battalgazi ilçesinin Alacakapı Mahallesi’nde, Malatya Kalesi’nin kuzeyinde yer alan Emir Ömer Bey Mescidi, 1360’lı yıllarda tarihlendirilir. Taştan inşa edilmiş mescidin cümle kapısı, özenli bir taş işleme örneğidir. Taş Mescid adıyla da anılan kutsal mekanın batısında bir mezar bulunur. Dikdörtgen planlı ibadethane, farklı zamanlarda onarımdan geçmiş olup hala işlevini korur.
Akminare Camii, Battalgazi Kale Surları’nın doğusunda, Derme Deresi’nin kıyısında konumlanır. 1572 tarihli kutsal mekan, kesme taştan, bir minare ve bir kubbeli olarak tasarlanmıştır. Kubbesi, sekizgen kasnak üzerinde yükselirken minaresi silindir gövdelidir. Bugüne dek ayakta kalabilmiş tarihi yapı, birkaç kez onarılmış olup hala ibadete açıktır.
Melik Sunullah Camii, Battalgazi’de, Ulu Cami’nin batısında konumlanır. Çevre sakinleri tarafından Vaiz Ocağı adıyla anılan bu yapı, Karaca Köy Camii ya da Adile Camii isimleriyle de bilinir. 1393 senesinde yapılmış olan caminin yalnızca minaresi özgün bir şekilde bugüne kadar gelebilmiştir. Tuğla minarenin bitişiğinde, üç mezarlı bir türbe yer alır. Sonradan tekrar yapılan ibadet mekanının ne zaman inşa edildiği bilinmemekte.
Battalgazi’de ismini verdiği mahallede yer alan Karahan Camii, 1582 - 83 yıllarında yapılmış bir Osmanlı camisidir. Miralay Hüsrev Bey’in inşa ettirdiği tarihi ibadethane, taştan örülmüş duvarları ve tuğla minaresi ile dikkat çeker. Duvarları sıva ile kapatılsa da 16 köşeli minaresi özgünlüğünü muhafaza eder. Battalgazi Kale Surları dışındaki kutsal mekan 2012’de restore edilmiştir ve hala işlevini sürdürür.
Bulunduğu mahalleye ismini veren Toptaş Camii, Battalgazi’de yer alır. 1588 tarihli onarım kitabesine sahip olan kutsal mekanın inşa tarihi bilinmez. Tek şerefeli minaresinin farklı bir zamanda yapıldığı tahmin edilen cami, yakın tarihte restore edilerek ibadete açılmıştır. Caminin önündeki Toptaş Meydanı, hikayelere konu olan top taşına benzeyen taşları ile ünlüdür. Buraya gelmişken Toptaş Camii ve Meydanı hakkındaki hikayeleri çevre sakinlerinden dinlemekte yarar var.
Beydağı Tabiat Parkı, Battalgazi İnderesi mevkiinde yaklaşık 900 dönümlük bir alanı kaplar. Yakın zamanda düzenlenen tabiat parkı, piknik, kamp, doğa yürüyüşü, bisiklet etkinliklerine uygundur. Çocuk oyun parkları ve kameriyelere sahiptir. Kanyon, mağara ve ormanlık alanları ile eşsiz güzellikler barındırır. Bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanı, yemyeşil tabiatıyla doğada huzur bulmak isteyenleri buraya davet eder.
Hırslı Baba Türbesi, Battalgazi’ye bağlı Meydanbaşı Mahallesinde yer alır. Gazi İlköğretim Okulu’nun bahçesinde konumlu kutsal mekan, türbe binası yıkıldığı için yalnızca mezardan ibarettir. Kabrin, Battal Gazi zamanında yaşam sürdüğü tahmin edilen alimlerden Hırslı Baba’ya ait olduğu düşünülür. Tarihi mezar, yakın tarihte onarılmıştır. Okul bahçesinde bulunduğundan olsa gerek ki pek çok kişiyi buraya çocuklarının uslanması için dua etmeye gelir.
Battalgazi’nin Karahan Mahallesinde bulunan Kırk Kardeşler Mezarlığı, tarihi mezar taşlarıyla bezeli oldukça eski kabirdir. Battal Gazi zamanında savaşta hayatını kaybetmiş 40 kişinin mezarının burada olduğu söylenir. Bitki figürlü süslemelerle bezeli mezar taşlarının bir bölümü, Malatya Müzesi’nde sergilenir. Taşlardaki işlemeler, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine işaret etmektedir.
Namazgah, Battalgazi Meydanbaşı Mahallesinde yer alır. Kent surlarının dışında konumlu kutsal mekan, kesme taştan yapılmıştır. Sade bir görünüme sahip Namazgah, İpek Yolu güzergahında ibadeti kolaylaştırmak amacı ile 1242 senesinde Selçuklu komutanlarından Kemaleddin Kamyar tarafından yapılmış, 1473’te ise onarılmıştır. Mihrabı renkli taşlarla süslenmiş tarihi ibadethane, sağlam bir şekilde günümüze ulaşabilmiştir. Ali Baba Namazgahı ismiyle de anılır.
Sıddı Zeynep Kümbeti, Battalgazi Karahan Mahallesinde konumlu tarihi yapılardan biridir. İnşa kitabesi olmayan kümbette, kimin yattığı bilinmez. Sekiz köşeli yapı, sivri bir külahla örtülmüş, kümbetin tamamı düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Mimari özelliklerine bakıldığında Danişmentliler zamanına ait olabileceği tahmin edilir. Yapının sivri kemerli bir kapısı vardır ve ziyarete açıktır.
Metin Sözen Sanat Sokağı, Battalgazi’ye bağlı Alacakapı Mahallesi’nde, Çukur sokakta konumlanır. Sanat Sokağı boyunca tarihi evler bulunur. Doğal taşla kaplı bu sokak, bölge kültürü ve mimarisine ışık tutar. Buradaki tarihi evlerin pek çoğu restore edilmiş, İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin tasarladığı objelerle süslenmiştir. Zaman zaman kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan Metin Sözen Sanat Sokağı, trafiğe kapalıdır.
Hz. Ali’nin torunu, Hz. Hüseyin’in oğlu, İslam alimi Zeynel Abidin’in bir türbesi de Battalgazi ilçesinin Kadıçayırı Mahallesindedir. Kubbe ile örtülü türbenin içinde mescit de bulunur. Karakaya Baraj Gölü yakınlarındaki kutsal mekanın her daim ziyaretçisi vardır. Türbenin yakında dua edenlerin buluştuğu ve dinlendiği bir sosyal tesis yer alır.
Battalgazi’de Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi, biri salon olmak üzere toplam yedi sergi bölümünden oluşur. Mustafa Kemal Atatürk, Malatya’da bulunduğu dönemlerde burada konaklamıştır. Müzede, Atatürk’ün kullanmış olduğu şahsi eşyaları, kitap ve fotoğrafları sergilenir. Taş bir konak olan Müze binası, 19. yüzyılda yapılmış Osmanlı Dönemi mimarisi örneğidir.
Battalgazi’de, Kırk Kardeşler Mezarlığı’nın yanında bulunan Hasan Basri Türbesi, Hz. Muhammed’in sahabelerinden Hasan Basri’nin ziyaretgahlarından biridir. M.S. 7. yüzyılda yaşam sürmüş olan Hasan Basri, türbenin bulunduğu Korucuk köyünde hayatını kaybetmiştir. Kutsal yapı, önceleri baraj gölü kıyısındayken zarar gördüğü için birkaç kez onarılmış, 1965’te ise köy sakinleri tarafından yeniden yapılmıştır. Karakaya Baraj Gölü’nün taşması ile bugünkü yerine taşınmıştır. Çevre sakinleri tarafından Korucuk Türbesi olarak bilinir.
Halfetih Minaresi, Battalgazi’ye bağlı Meydanbaşı Mahallesinde konumlanır. Tuğladan yapılmış tarihi minarenin çevresinde yapı kalıntıları bulunur. Camisi yıkılan tarihi yapı, yalnız başına kalmıştır. Gövdesi silindir şeklindedir. Ulu Cami’nin minaresi ile benzer mimari özelliklere sahip olması sebebiyle minarenin 13. yüzyıla ait olduğu tahmin edilir.
Hacı Bayram Ziyareti, Battalgazi sınırları içinde kalan Bulgurlu Mahallesinde bulunur. 1325 tarihli yazılı kaynaklarda adına rastlanan kutsal mekanın kitabesi olmadığı için ne zaman inşa edildiği ve kabrin kime ait olduğu bilinmez. Şifa arayanların dua edip namaz kıldığı türbe, ahşap çatılı olarak kerpiçten yapılmıştır. Duası kabul olanların Hacı Bayram Ziyareti çevresinde yemek dağıtma âdeti vardır.
Miralay Şah Ali Bey Camii, Battalgazi’nin Alacakapı Mahallesinde bulunur. 1592’de onarıldığına dair kitabesi olan caminin inşa zamanı belli değildir. Osmanlı Dönemi’nden önce yapıldığı tahmin edilen kutsal mekan, bulunduğu mahalle nedeniyle Alacakapı Camii olarak bilinir. Aslında bir mescid olarak yapılmış, silindir gövdeli tek şerefeli tuğla minaresi, ibadethaneye sonradan eklenmiştir. Bugüne dek birkaç kez onarımdan geçen yapı, özgün halinden uzaklaşmıştır.
Şeyh Muhammed Kerhi Hazretleri Türbesi, Elazığ yolu üzerindeki Kale ilçesine bağlı Üçdeğirmen Mahallesinde konumludur. Osmanlı padişahlarından IV. Murat ile bu topraklarda bir araya gelen Muhammed Kerhi’nin kerametleriyle sultanı da etkilediği söylenir. 1640 yılında hayatını kaybeden şeyhin defnedildiği yerde yapılan türbesi, şifa ve derman arayanları bir araya getirir.
Yazıhan’ın Fethiye Mahallesinde konumlu tarihi ibadethane, 1566 senesinde inşa edilmiştir. Tabhanesi olan kutsal mekan, beş tane küçük kubbe ve kemerlerle süslenmiş bir son cemaat yerine sahiptir. Caminin içi oldukça sadedir. Ana kubbesi uzun olan kutsal yapının tek şerefeli, taş bir minaresi vardır. Çevre sakinleri tarafından Uzun Hasan Camii ya da Hasan Patrik Camii olarak anılır ve işlevini korumaktadır.
Battalgazi, Orduzu beldesinde bulunan Turgut Özal Tabiat Parkı, doğal kaynak suyu ve göleti ile huzur dolu bir dinlenme yeridir. Endemik bitki türleri ve ağaçlarla çevrili tabiat parkında Pınarbaşı kaynak suyunun oluşturduğu aynı isimli göletin çevresi mutlaka görülmelidir. Turgut Özal Tabiat Parkı’nda, kır lokantası, kafe, piknik masası, kameriye, çocuk parkı, yürüyüş ve bisiklet yolları bulunur.
Battalgazi ilçesinde yer alan Hürriyet Parkı, çocuk oyun alanı, yürüyüş parkuru, kafe ve restorana sahiptir. Yeşillikler içindeki süs havuzu ile ilgi çeken parkta, doğa ile iç içe dinlenmek isteyenler bir araya gelir.
Akçadağ ilçesinde bulunan Levent Vadisi, yaklaşık 28 km uzunluğa sahiptir. Milyonlarca yıl önce oluşmuş vadide, tabiat aşıkları için birçok aktivite imkanı bulunduğu gibi tarihi değerler de yer alır. Bağköy Kaya Kabartması ve mağaralar, vadide bulunan tarihi kalıntılardır.
Trekking, paraşüt ve kamp için son derece uygun olan Levent Vadisi, yaklaşık 250 metre yüksekte kurulmuş seyir terası ile geniş perspektifli bir manzara sunar. Buraya gelen gezginlere fotoğraf makinelerini yanlarında getirmeleri önerilir.
Tohma Kanyonu, yalçın kayaların arasından geçen Tohma Çayı ile beraber hayranlık uyandıran bir görüntüye sahiptir. Darende’nin tabii zenginliği, her mevsim bambaşka bir güzelliğe bürünür. İlkbahar ve yaz aylarında yeşillenirken sonbaharda güz rengiyle tablo gibi bir görüntüye kavuşur. Doğa yürüyüşü, rafting ve kamp için uygun olan kanyon ve çevresi, fotoğraf tutkunlarının da vazgeçilmez noktalarından biri… Somuncu Baba Camii ve Türbesi’nin çevresinden başlayarak kanyon boyunca huzur dolu bir yürüyüş yapılabilir.
Darende’nin muazzam güzelliklerinden biri olan Günpınar Şelalesi, aynı adlı köyde, ilçe merkezinden yaklaşık 7 km uzaklıktadır. Üç basamaklı şelale, Tohma Çayı’nı besleyen Şuhul Deresi’yle buluşur. Kayaların üzerinden, 40 metre yükseklikten çağlayan tabiat harikası, kış aylarında donarak bembeyaz bir görüntü yaratır. Doğa yürüyüşüne uygun olan şelalenin çevresinde restoran ve dinlenme alanı bulunur.
Arapgir’in doğal güzelliği, Kozluk Çayı’nın geçtiği derin bir vadide yer alır. Muazzam bir görüntü yaratan Kozluk Çayı Kanyonu, doğa sporuyla ilgilenenlerin gözde yeridir. Kayaarası Kanyonu olarak da bilinen oluşum, yaklaşık 18 bin km uzunluğunda olup zengin bitki varlığı ile yaban hayvanlarının da yuvasıdır. Buraya gelen gezginlerin fotoğraf makinalarını yanlarında getirmeleri önerilir.
Battalgazi’nin Orduzu beldesindeki anıt çınar ağacı, 15 metre boyundadır. Binlerce yıldır ayakta kalan ağacın gövdesi ikiye ayrılmıştır. Orduzu Çınar Ağacı’nın gölgesi, dillere destandır. 10 metreyi bulan dalları, ağacın çevresinden akıp giden suyun üzerinde eşsiz bir yansıma oluşturur.
1865 senesinde Sultansuyu Çiftlikatu Hümayun adı ile Sultansuyu Vadisi’nde kurulmuş olan hara, Akçadağ sınırları içindedir. Hara, yarış ve safkan Arap atları ile ünlüdür. Çiftlikte özgürce dolaşan atları görebilmek için birçok kişi buraya gelir. Sultansuyu Harası’nın yakınlarında baraj gölü ve piknik alanları bulunur.
Temiz havası ve su kaynakları ile ünlü Başyurt Yaylası, Akçadağ ilçesinde, yaklaşık 2 bin metre yükseklikte yer alır. Her mevsim serin olan bu yayla, kamp ve piknik için uygundur. Yaylada hayvancılık yaygındır. El değmemiş doğası ile tabiat aşıklarının görmek isteyeceği yerlerin başında gelir.
Arapgir’in, Arguvan, Divriği (Sivas) ve Kemaliye (Erzincan) ile paylaştığı Sarıçiçek Yaylası, 1500 metreyi aşan rakımıyla, kentin bol oksijenli köşelerinden biridir. Yemyeşil topraklar, hayvancılık için bir hayli uygundur. Lezzetli balı ve peynirleriyle ünlü olan Sarıçiçek Yaylası, eylül ayına dek göç alır. Kış gelince terkedilen yayla, her sene ağustos ayında düzenlenen festivallerle şenlenir.
Kutsal Balıklar Parkı, Arguvan’ın merkezinden yaklaşık 10 km uzaklıkta, Kızık köyünde konumlanır. Çevre sakinleri tarafından kutsal kabul edilen ve efsanelerle konu olan balıklar, parkın içinde bulunan havuzda yaşar. Yeni evlenen çiftler, şifa arayan hastalar, niyeti olanlar bu parka gelerek balıkları ziyaret eder.
Darende’nin simgesi olan Tohma Kanyonu’nun içindeki Kudret Havuzu, dağlardan süzülen şifalı suyu nedeniyle bu isimle anılır. Her mevsimde 22 derecelik su sıcaklığına sahip birbiriyle bağlantılı üç havuz, yaz aylarında çevre sakinlerinin buluşma noktalarından biridir. Kudret Hamamı adıyla da bilinir. Havuzu dolduran kudretli su, özellikle deri rahatsızlıklarının tedavisine destek amacı ile tercih edilir. Kanyonun ortasında konumlu manzaralı havuzun yakınında kafe de bulunur.
Doğanşehir’in tabii güzelliği Sürgü Takaz Mesire Alanı, ilçe merkezine 14 km uzaklıktaki Sürgü kasabasında yer alır. Takaz suyunun çevresindeki doğal alan, huzur verici manzaralar barındırır. Yemyeşil ağaçları, berrak deresi, rengarenk çiçekleri ile ilk bahar gelir gelmez çevre sakinlerinin uğrak yeri haline gelir. Takaz Mesire Alanı’na gelmişken lezzetiyle nam salmış alabalıktan tadılabilir.
Doğanşehir’e bağlı Polat beldesinde keşfedilmiş Sulu Mağara, dar bir girişin ardında, eşsiz güzellikler gizler. İçi bir hayli nemli olan mağaranın zemini kaygandır. Dikit ve sarkıtlarla bezeli oluşum, iki kısımdan meydana gelmiştir. İçi dar ve alçak olan Sulu Mağara’yı gezmek biraz zor olsa da ikinci kısımdaki dikit ve sarkıtlar, bu zorlu geziyi taçlandırır.
Sivas ve Malatya’nın paylaştığı Yama Dağı’nın bir kısmı Hekimhan ilçesinin en ferah yaylasına ev sahipliği yapar. Güneş yüzünü gösterir göstermez yaylacılığın başladığı Yama Dağı’nda kampçıları da görebilmek mümkün… Su kaynaklarının yeşillendirdiği Yama Dağı Yaylası’nın en alçak yeri, deniz seviyesinden 1500 metre yüksektedir. Yılın en sıcak zamanında birçok kişi serinlemek için buraya gelir.
Hekimhan’a bağlı Hasançelebi köyünde yer alan mesire alanı, park ve yapay göleti ile birçok kişinin huzurla vakit geçireceği doğal alanlardan biridir. Kentten uzaklaşıp nefes almak isleyenlerin uğrak yeri olan bu mesirelik, kamp ve piknik aktivitelerine uygun. Bahar aylarında hoş manzaralar yaratan gölette, sandalla kısa gezintilere yapılabilir. Buraya yolu düşen gezginler, fotoğraf makinelerini de yanlarına almalı.
Tepehan Mesire Alanı, Pütürge’nin Tepehan Mahallesinde yer alır. Çam ağaçlarının koynunda huzur dolu bir mesireliktir. Çocuk parkı, kameriye, ahşap piknik ünitesi ve mangal yerlerine sahip olan bu alan, doğa yürüyüşü için de tercih edilebilir. Mesire alanı içibde, restoran ve çay bahçesi vardır.
Yeşilyurt’un bol oksijenli köşesi olan Karlık Yaylası, Adıyaman sınırındadır. 2 bin metreye ulaşan rakımı ile her mevsim serindir. İlkbahar ve yaz boyunca çevre sakinlerinin uğrak yeri olan bu yayla, zengin ekosistemi ile hem hayvancılık hem de arıcılığa uygundur. Aromatik balı ve peyniri ile ünlüdür. Kış boyu kar altında kalan yayla, su kaynaklarıyla bereketlenir ve eşsiz bir manzaraya hakimdir.
Yeşilyurt’un doğal köşesi Gündüzbey, merkeze bağlı bir beldedir. Muazzam doğası ile ünlü olan bu belde, ilçenin sayfiye yeridir. Kır lokantası, piknik alanı, doğal su kaynakları ile ilgi gören doğa harikası, yaz bitene karar Yeşilyurt sakinlerinin gözde mesireliğidir. Denizden yaklaşık bin metre yüksekte konumlu Gündüzbey, yaz mevsiminde de serindir.
Medeniyet Ağacı, Battalgazi’nin ilgi çeken detaylarından biridir. 2015 senesinde Vilayet Parkı’nda kurumuş bir ağacın kullanılmasıyla ile sembolik bir yapıya dönüştürmüştür. Ağacın gövdesine, Hasan Basri’den Mevlana’ya, Danişment Gazi’den İsmet İnönü’ye kadar Malatya’nın önemli kişilerinin temsili portreleri kazınmıştır.
Battalgazi’nin dinlendiği, nefes aldığı mesireliği Karakaya Barajı ve çevresi, ilçe merkezine yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Huzur verici baraj gölü manzarasına karşı piknik ve doğa yürüyüşü etkinliklerinin düzenlendiği mesire yerinde, göç mevsimi leylekleri seyretmek bir hayli güzeldir. Karakaya Baraj Gölü, olta balıkçılığı ve sal gezintilerine müsaittir.
Beydağı Tabiat Parkı, Battalgazi İnderesi mevkiinde yaklaşık 900 dönümlük bir alanı kaplar. Yakın zamanda düzenlenen tabiat parkı, piknik, kamp, doğa yürüyüşü, bisiklet etkinliklerine uygundur. Çocuk oyun parkları ve kameriyelere sahiptir. Kanyon, mağara ve ormanlık alanları ile eşsiz güzellikler barındırır. Bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanı, yemyeşil tabiatıyla doğada huzur bulmak isteyenleri buraya davet eder.
Her köşesi yemyeşil olan Doğanyol’un Karakaya Baraj Gölü kıyısındaki Süzgün İskelesi Mesire Alanı, ferah havası hoş manzarası ile ilçe sakinlerini buraya davet eder. Göl manzarasına nazır piknik yerinde olta balıkçılığı yapılabilir. Kamp yapmaya elverişli alanları ve el değmemiş doğası, tabiat tutkunlarını cezbeder.
Kale ilçesine bağlı Kıyıcak Mahallesinde konumlu bu park, yaklaşık 7 dönümlük bir alanda birçok sosyalleşme imkanı barındırır. Uzun bir yürüyüş parkuru, piknik alanı, kameriye, futbol ve basketbol sahası, çocuk parkı ve kondisyon aletleri ile ilçe sakinlerine açık havada etkinlik imkanı sunar. Yeşil alanların bol olduğu Kıyıcak Parkı’nda eğitim ve toplantıların düzenleneceği binalar bulunur.
Yazıhan ilçesinde Buzluk köyünde keşfedilmiş olan Ansır Mağaraları, kaya mezarı ve kilise kalıntıları ile büyük bir kaya yerleşimidir. 50’den fazla odası olan mağalar, Tunç Çağı itibariyle yerleşim görmüştür. Çevre sakinleri tarafından Buzluk Mağaraları olarak anılan yerleşim yerinde, Hitit, Roma ve Bizanslılara dair birçok ize rastlanmıştır; ancak tarihi miras, kaçak kazılar neticesinde zarar görmüştür.
Eski Darende’de yer alan Yusuf Paşa Bedesteni, Osmanlı Sultanı III. Mustafa zamanında yaşamış olan Yusuf Paşa için yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi’nin klasik çarşılarından biridir. Kapalıçarşı’yı andıran ve iki bölüme ayrılan tarihi alışveriş merkezinde 36 dükkan vardır. 2008’e dek harap durumda kalmışsa da günümüzde onarılmış bir şekilde kullanıma açılmıştır. Yusuf Paşa Bedesteni, kermes gibi yardım amaçlı etkinliklere ev sahipliği yapar.
Darende’nin Balaban Mahallesinde yer alan şifa kaynağı, birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılır. Sindirim ve böbrek hastalıklarında tercih edilen mineralli suyun, cilde de iyi geldiği bilinir. Balaban’daki çeşme, buradan geçenlerin ve yalnızca içme için Darende’ye gelenlerin buluşma noktasıdır. Şifalı su, kaplıca olarak da kullanılır. Çevresinde pansiyon gibi konaklama yerleri bulunur.
Doğa Cadde AVM, açık havada gezinti ve alışveriş imkanı sunar. Bilinen pek çok markanın mağazasını barındıran alışveriş merkezi, yaklaşık 40 bin metrekarelik bir alanda kurulmuştur. Spor merkezi, kafe ve restoranları ile Doğa Cadde AVM, bir de hipermarkete sahiptir.
Malatya Park Alışveriş Merkezi, Yeşilyurt’ta 100 bin metrekareyi aşan alanı ile kentin en büyük alışveriş merkezidir. Giyim, kişisel bakım, ev tekstili, teknoloji mağazalarına sahip olan AVM, farklı lezzetler sunan restoran ve kafeleri ile dinlenme imkanı sunar. Malatya Park’ta, buz pateni, go kart, bowling, çocuk oyun merkezi ve sinema salonları bulunur.