İzmir ili Konak ilçesinde meydanda yer alan Saat Kulesi, kentin sembollerinden biridir. Kule, 1901 yılında, II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıl dönümü sebebiyle inşa ettirilir. Yaklaşık olarak 25 m yüksekliğe sahip olan kule, dört katlıdır. Kulenin sekizgen yapısının kenarlarında çeşme ve kurnaya sahip olan dört adet oturan sebil yer alır. Kulede yer alan dört saat Alman İmparator II. Wilhelm tarafından armağan edilmiştir.
1924’te Asar-ı Antika Müzesi adı altında kurulan müze, Aya Vukla Kilisesi’nde hizmet vermeye başlar. 1927 yılında ise aynı çatı altında halka açılır.1984 yılında modern binasına taşınan müze, İzmir ili ve çevresinde yapılan kazılardan çıkarılan arkeolojik eserleri ziyaretçileriyle buluşturur. Müzede tarihe ışık tutan buluntular sergilenir.
1907 yılında iş adamı Nesim Levi tarafından yaptırılan ve içerisinde iki asansör yer alan kule, üç kata sahiptir. 155 basamakla çıkılan yapı Nihat Bey ve Mithatpaşa caddelerini birbirine bağlar. Şerif Remzi Reyent tarafından 1942 yılında alınan asansör, 1960 senesinde ise Belediye’ye bağışlanır. Yapı, günümüzde kentin tarihi simgelerinden biridir.
Bergama Antik Kenti içerisinde yer alan tiyatro, Roma İmparatoru Hadrianus döneminde inşa edilir. 10 bin kişilik kapasiteye sahip olan tiyatro, üç kademeli olarak yapılmıştır ve 70 derecelik açısıyla oldukça dik bir yapıya sahiptir. Tiyatronun akustiği günümüzde etkisini korur. Dönemin sosyal ve kültürel gelişimine sağladığı katkı açısında büyük bir öneme sahiptir. Tiyatroya yürünerek, araçla veya teleferik ile ulaşılabilir.
Bergama ilçesinde yer alan ve adı Pergamon olan antik kentin tarihi MÖ 7-6.yy’a uzanır. Kent, MÖ 281-133 yılları arasında Pergamon Krallığı’na başkentlik yapmıştır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan kent, ayrıcalıklarıyla öne çıkar. II. Eumenes tarafından yaptırılan 200 bin kitap rulosuna sahip olan kütüphane, Mısır’da bulunan İskenderiye kütüphanesinden sonra Anadolu’daki en büyük kütüphane olmuştur. Kentte, hayvan derisinden üretilen parşömen kâğıdı bulunmuştur. Kent aynı zamanda döneminin en önemli sağlık ve şifa merkezlerine de ev sahipliği yapmıştır. Dik açılı bir antik tiyatroya sahip olan kentte, Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Demeter Tapınağı, Dionysos Tapınağı, gymnasion, agora, su yolları, çeşmeler ve nice yapı görülmeye değerdir.
Bergama Antik Kenti içerisinde bulunan görkemli yapılardan biri Traian Tapınağı’dır. Tarihte yapının bir deprem nedeniyle hasar gördüğü tahmin edilir. Yüksekliği ile dikkat çeken yapı, Athena Tapınağı’ndan yaklaşık olarak 9 m daha uzundur.
Bergama Antik Kenti merkezinde bulunan Bazilika, tuğladan inşa edilmesi ve büyük bir avluya sahip olması sebebiyle Kızıl Avlu olarak bilinir. Mısır Tanrılarına önem verilmesi sebebiyle, MS 2. yy’da kent merkezine inşa edilen yapının Mısır Tanrıları İsis ile Serapis’e ithaf edildiği düşünülür.
İzmir ili Bergama ilçesinde yer alan Asklepion Antik Tiyatrosu, Asklepios Kutsal Alanı içerisinde bulunur. 3500 kişilik kapasiteye sahip olan tiyatro, yarım daire şeklinde yapılmıştır. O dönemde, burada yapılan törenler ve müzikle yapılan çalışmalar hastaların iyileşmesine destek oluyordu. Günümüzde ise Uluslararası Bergama Kermesi çatısı altında antik tiyatroda etkinlikler düzenlenir.
İzmir ili Çeşme ilçesinin Karaburun Yardımadası’nda konumlanan Ildır köyü ve çevresinde bulunan Erythrai Antik Kenti, Antik Çağ’da yer alan on iki İon devletinden biridir. Ege Denizi’ndeki ticari öneminden dolayı tarihte birçok uygarlık tarafından hakimiyet altına alınmıştır. Bunlar; Atina Krallığı, İonlar, Lidyalılar, Persler, Büyük İskender, Bergama Krallığı, Roma, Bizans ve Osmanlılardır.
Çandarlı Kalesi, MÖ 14.yy’da savunma amaçlı olarak Cenevizliler tarafından inşa edilir. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan kalenin tarihte pek çok kez yıkılıp yeniden inşa edildiği yapılan kazılarda bulunan MÖ 2. yy’a ait taşlar sayesinde tespit edilir. Yakın zamanda büyük bir onarım geçiren kale, ziyaretçilerin akınına uğrar.
İzmir ili Konak ilçesi Namazgah semtinde yer alan Agora, MS 2.yy Roma döneminden günümüze ulaşmıştır. İon agoralarının en iyi korunmuş olanı olarak bilinen Agora, pazar yeri, şehir meydanı anlamında kullanılır. Din, adalet ve ticaret açısından önem gören bu yerde, felsefenin temelleri atılmıştır; pek çok heykel, anıt, sunağın bulunduğu önemli bir merkezdir.
Halı tüccarı Takfor tarafından 1875–1880 yıllarında inşa ettirilen konak, 1922 yılında kendi haline bırakılır. Ardından hazine mülkiyetine giren yapı, 1926 tarihinde İzmir Belediyesi tarafından alınır ve Mustafa Kemal Atatürk’e armağan edilir. Mustafa Kemal Atatürk, İzmir ziyaretlerinde bu evde kalıp çalışmalar yapar. Hayatını kaybetmesinin ardından 1940 yılında belediye tarafından istimlak edilen yapı restore edilir ve 1941’de müze olarak halka açılır. 1962 yılında Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve İzmir Şehri Atatürk Müzesi adını alan yapı, 1978 yılında Atatürk ve Etnografya Müzesi, 1988 yılında ise Atatürk Müzesi ismiyle ziyaretçilerini ağırlar.
İzmir ili Menderes ilçesi Ahmetbeyli mahallesinde yer alan Klaros Antik Kenti, Ahmetbeyli Vadisi’nin düzlüğünde konumlanır. MÖ 13.yy’ın sonunda kurulan kent, MS 4.yy’da terkedilir. Kent içerisinde yer alan, MÖ 3-2. yy arasında inşası süren Apollon tapınağı, Ionia’da yapılmış olan tek dor tapınağı olma özelliğine sahiptir. Tapınağın doğu yönünde ise Hellenistik Apollon sunağı konumlanır.
On iki İyon kentinden biri olan Teos’un, MÖ 1080’lerde kurulduğu bilinir. Kurucusu Akalı Komutan Athamas’dır. Lidya, Pers, Büyük İskender ve Roma dönemlerini yaşayan antik kentte Dionysos Tapınağı günümüze ulaşan en önemli ve en dikkat çeken yapıdır. Agora, sarnıç, Agora Tapınağı, odeon, sur ve liman kalıntıları antik kentte geniş bir alana yayılır. Geçmişte kuzey ve güney olmak üzere iki limana sahip olan kente ait limanlar alüvyon ile kaplanmıştır.
Antik kent içinde bulunan yüzlerce yıllık zeytin ağaçları da görülmeye değer bir manzara oluşturur. Bu kadim ağaçlar kentin zengin tarihini bize canlı olarak anlatır gibidirler.
MÖ 6000’lere uzanan tarihiyle Efes Antik Kenti, İzmir ili Selçuk ilçesinde yer alır. Efsaneye göre Efes, Amazon adı ile bilinen kadın savaşçılar tarafından kurulmuştur. Kentte son dönemde yapılan araştırmalar, Efes çevresindeki höyükler ve Ayasuluk Tepesi’nde Tunç Çağı ile Hititler döneminde yerleşim yapıldığına işaret eder.
MÖ 560’da Artemis Tapınağı çevresine taşınan kent, Hellenistik ve Roma döneminde parlak bir dönem geçirir. Bizans döneminde ise yeniden Ayasuluk Tepesi’ne taşınır.
II. Bayezid tarafından Venedik saldırılarına karşı savunma amaçlı olarak inşa ettirilen kale, 1509 yılında tamamlanır. Kale, Mimar Ahmet oğlu Mehmet’e yaptırılır. Altı kulesi ve üç tarafında kazılan hendeklerle denize sıfır inşa edilen kale, zamanla denizin doldurulmasıyla günümüzde iç tarafta yer alır. Sağlam yapısıyla dikkat çeken kale, bugün Çeşme Arkeoloji Müzesi olarak hizmet verir.
Kale, her yıl Uluslararası Çeşme Müzik Yarışması ve Çeşme Festivali’ne de ev sahipliği yapar.
Meryem Ana Evi, İzmir ili Selçuk ilçesine yaklaşık olarak 9 km uzaklıkta yer alan Bülbül Dağı’nda yer alır. Hz. İsa’nın hayatını kaybetmesinin ardından, Hz. Meryem’in son üç yılını burada geçirdiğine inanılır. 1891’de Lazarist papazlar tarafından bulunan yapı, Hz. Meryem Ana Derneği’ne aittir.
1950’de restorasyonu yapılan yapı, 1952 yılında Vatikan tarafından kutsal mekan ve hac yeri olarak ilan edilir.
Papa VI. Paul, Papa II. Jean Paul, Papa XVI. Benedictus tarafından Meryem Ana Evine ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Vatikan, burada her yılın 15 Ağustos günü Meryem Ana’nın ölüm yıldönümü organizasyonları düzenler.
Bizans imparatoru Iustinianus tarafından St. Jean anısına inşa ettirilen yapı altı kubbeye sahiptir. St. Jean, Hz. İsa’nın ölümünden önce annesi Meryem Ana’yı emanet ettiği havarisidir. St. Jean, İncil yazarlarından biri olması sebebiyle Hıristiyanlar için önemli bir yere sahiptir. Yapının merkezinde, alt kısımda St. Jean’ın mezarı yer alır. Meryem Ana’nın hayatını kaybetmesinin ardından, St. Jean’in Bülbül Dağı’nda ve yerini yalnızca kendisinin bildiği bir yere Meryem Ana’yı gömdüğü rivayet edilir.
Selçuk Kalesi, Efes’in ilk yerleşim yerinin üzerinde, Saint Jean Kilisesi’nin kuzeyinde yer alır. Ziyaret ettiğinizde göreceğiniz kale surları Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilmiştir. On beş kule ile desteklenen yapı, taş, tuğla ve harç kullanılarak örülmüştür. Kale içinde bir cami, sarnıçlar, taş döşenmiş sokaklar ve bir kilise kalıntısı bulunmaktadır.
İzmir ili Ödemiş ilçesi Birgi köyü tarihi evleri ile ünlüdür. Osmanlı mimarisini yansıtan evlerin çoğu yığma taş tekniği ile inşa edilmiştir. Evlerin tavanları ve çatıları ahşaptan, ince işçilikle yapılmış bacaları taş veya tuğladandır. Evler geleneksel Türk mimari özelliklerini taşır. Ağıl, kiler, depo gibi alanlar evin zemin katında, tuvalet, çeşme, fırın ise bahçede konumlandırılmıştır.
1550 yılında Şehzade Selim’e muallimlik yapmaya başlayan Ataullah Efendi, Birgilidir. İzmir ili Ödemiş ilçesinde yer alan medresesi kendisi tarafından inşa ettirilir. Net olarak medresenin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak, Ataullah Efendi 1571 yılında hayatını kaybetmesinden dolayı, medresenin bu tarihten önce yapıldığı bilinir. Bugün medresede geleneksel el sanatlarının tanıtımı yapılır.
Klazomenai Antik Kenti, Antik Çağ’ın oniki İyon kentinden biridir. Kente ait bugüne dek ulaşan kalıntıların bir kısmı Karantina Adası üzerinde, bir kısmı da Limantepe civarında denize bakan arazi üzerindedir. Antik kent kazılarında bulunan eserlerden bazıları İzmir Arkeoloji Müzesi’nde görülebilir.
Anadolu’da bilinen en eski zeytinyağı işliği olan zeytinyağı atölyesi kalıntıları, şehrin zeytin işleme konusundaki kadim kültürüne işaret eder.
19. yy. sonlarında, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve uzun yıllar boyunca gümrük binası, daha sonra balık hali olarak hizmet veren Konak Pier; bugün restoran, sinema ve kafeleriyle hem eğlence, hem alışveriş mekanı olarak hizmet vermektedir. Paris’teki ünlü Eyfel Kulesi’ne ismini veren Gustav Eiffel’in bürosunda, Fransa’da tasarımı yapılmış olan binanın çelik konstrüksiyonları ünlüydü.
İzmir Arkeoloji Müzesi ile aynı bahçede yer alan Etnoğrafya Müzesi’nin tarihi binası dikkate değer bir mimariye sahiptir. 1800’lerin ilk yarısında veba hastaları için hastane olarak inşa edilen bina, o günden bugüne fakir hristiyanlar için barınak, doğumhane, eğitim binası, Sağlık Müdürlüğü binası gibi farklı amaçlarla kullanılmış ve 1987’den itibaren müze haline getirilmiştir. Müzede İzmir yaşam ve kültürüne ilişkin, el işçiliği örnekleri, geleneksel sanat ürünleri, süs eşyaları, sikkeler ve el yazmaları gibi örnekler sergilenmektedir
İzmir Kordon’da bulunan tarihi Pasaport İskelesi bugün hala İzmirlilere hizmet vermeye devam ediyor. Kahveleri ile ünlü iskeleye İzmir’in tadını çıkarmak isteyenlerin uğraması şart.
İzmir’i Aydın’a bağlayan ve 1850’lerin sonunda faaliyete geçen demiryolu hattının başlangıç noktası, Alsancak Garı’dır. Bu tarihi bina, İzmir hinterlandının limana bağlanması işlevini yerine getirerek şehrin ekonomik ve sosyal gelişimine önemli bir katkı sağlamıştır. 150 yıllık yapı hala hizmet vererek İzmir tarihine tanıklık etmeye devam etmektedir.
1876 yılında hizmete giren ve İzmir – Kasaba (Turgutlu) hatının başlangıç noktası olarak bir Fransız firması tarafından inşa edilen tarihi Gar binası, Alsancak Garı’na benzer bir şekilde İzmir’in hafızasının bir bölümünü oluşturur. Yıllarca demiryolu ağının önemli bir noktası olan bu gar, bugün hala metro durağı olarak hizmet vermektedir. Garın özel mimarisi gece ışıklandırmaları ile daha bir anlamlı görünür
Antik İzmir’e adını veren Smyrna Antik Kenti, Bayraklı Tepekule höyüğünde yer alır. Prof.Dr. Ekrem Akurgal’ın yıllarca süren büyük çabaları ile tarihi kimliğine dair pek çok bulguya ulaşılan kent, modern İzmir’in ortasında yer alan önemli bir tarihi alan ve kentin antik kalbidir.
Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun ardından, 14 Eylül 1922’de bu köşke gelerek köşkü bir süre Başkomutanlık Karargahı olarak kullanmıştır. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım bu köşke gelir ve son günlerini köşkün sahibesi Latife Hanım’ın yanında geçirerek 14 Ocak 1923’de hayata gözlerini burada yumar. Annesinin ölümünün ardından Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım ile bu köşkte evlenir. Atatürk’ün ve eşi Latife Hanım’ın anıları ile yüklü bu ev bugün Latife Hanım Köşkü Anı Evi olarak ziyarete açıktır.
Karşıyaka’da varlığını koruyan, tarihi ve mimarisi ile dikkati çeken köşkler şunlardır: Çamlık Caddesi girişinde bulunan Durmuş Yaşar köşkü, sahilde bulunan Penetti köşkü, bugün kafe olarak hizmet veren Van der Zee köşkü ve Löhner(Epikmen) köşkü.
Bugün mavi denizi, güzel doğası, butik otelleri, marinası ve dingin ortamı ile önemli bir turizm beldesi olan Sığacık, tarihte de önemli bir liman kenti olmuş. Sığacık Kalesi, kentin tarihi zenginliğini ve önemini gözler önüne seren en önemli yapılardan biri. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 16. yy’da inşa edilen kale Kaptan-ı Derya Palak Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kalenin yapılış amacı kıyı savunmasından öte Osmanlı Bahriyesi için bir deniz üssü görevi görmesidir.
İyonya Birliği üyesi on iki İyon kentinden biri olan Lebedos, Seferihisar ile Menderes ilçeleri sınırında, Ürkmez Köyü yanındaki küçük bir tepe üzerinde yer alır. Bir Karya kenti olarak kurulduğu düşünülür. M.Ö. 3. yy’da bir müddet Mısır Kralı Ptolemaios’un egemenliğinde kalmıştır. Bugün antik kentden geriye çok az şey kalmıştır. Bunlar arasında şehre ait Helenistik Dönem surları, gymnasium, tapınak terası ve bazı konut kalıntıları sayılabilir.
Seferihisar’ın kuzeyindeki Düzce Köyü’nde aynı adlı caminin avlusunda yer alan ve 15. yy eseri olduğu tahmin edilen medresenin, L planına sahip olduğu; L’nin her bir kolunda birer ocak ve ikişer nişe sahip küçük birimler bulunduğu görülmektedir.
Bugün Şirinyer, geçmişte Kızılçullu veya Paradiso olarak anılan bölgede, Melez Çayı üzerinde iki sıra halinde inşa edilmiş olan bu su kemerleri, Roma Dönemi eseri olarak tarihlenmektedir. Kemerler, Kadifekale’de kurulan ve İzmir’in çekirdeğini teşkil eden antik kente su getirme amacıyla inşa edilmiştir. Kemerlerin yapımında tonlarca yumurta akı kullanıldığı söylenir. Yumurta akının yapıştırma etkisinden olsa gerek kemerler bugüne dek varlıklarını sürdürmeye, zamanın yıkıcı etkilerine direnmeye devam etmiştir
Eski adı Pagos Dağı olan Kadifekale, Büyük İskender’in uykuya yattığı ve düşünde perilerin kendisine yeni bir İzmir, antik adıyla Smyrna kurmasını fısıldadığı yer olarak bilinir. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos Dönemi’nde inşa edilen Yukarı Kale, üç imparatorluk görmüştür. Roma, Bizans, Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinin her birinde onarım gören Kale’nin bugün görünen duvarları, Fatih Dönemi’nden kalmadır. Kalenin bazı duvarları ve kulelerinden beş tanesi ayaktadır. Kalenin ana girişinin sağ ve solunda yer alan dik merdivenlerden yukarı çıkmayı göze alanlar, İzmir ve Körfez’in güzel manzarasını seyretme ayrıcalığına sahip olur.
Birgi’de bulunan ve Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden birini teşkil eden üç katlı binanın, 1700’lerin sonları, 1800’lerin başlarında yapıldığı tahmin ediliyor. Konağın alt katında mutfak, ahır gibi hizmet bölümleri yer alırken korunaklı olan ikinci kat kışlık, üçüncü kat ise yazlık olarak kullanılmış. Üçüncü katta İstanbul ve İzmir panoramaları ile süslü iki oda bulunur. Ahşap süslemeleri, duvar resimleri ve güzel bahçesi ile konak görülmeye değer.
Yeşilova Höyüğü, Yassıtepe Höyüğü ve İpekli Kuyu Höyüğü ile beraber İzmir’in prehistorik (tarih öncesi) yerleşim alanını oluşturur. Höyüğün keşfi 5000 yıllık olduğu tahmin edilen şehrin geçmişini 3500 yıl geriye, 8500 yıla taşır. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ege Üniversitesi işbirliği ile höyükte sürdürülen kazılarda Cilalı Taş Devri’nden başlayarak on mimari kat keşfedilmiştir.
Höyük yakınında bulunan Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi, İzmir’in bu en eski yerleşim yerini bizzat görmek isteyenlere rehberlik hizmeti sunmaktadır.
Bugün Ege Üniversitesi kampüsü içinde yer alan, üniversite öğrencilerine ve akademik personele kafe-restoran olarak hizmet veren, güzel mimarisi ile etkileyici tarihi bina, 19. Yüzyıl sonlarında İzmirli Ermeni asıllı tüccar Bardisbanian tarafından yaptırılır. Halk arasında Yeşil Köşk veya Pandespanyan Köşkü olarak da anılmaktadır.
Aliağa ilçe merkezinin güneyinde Çakmaklı mahallesinde bulunan Kyme Antik Kenti, Nemrut veya Namura olarak adlandırılan derin bir koy içinde yer alan antik bir liman kentidir ve Batı Anadolu’daki en eski kent devletlerinden biridir. Antik Çağ’da Ege’de kurulan 30 civarındaki Aiolia kentlerinin en önemlilerinden biri ve en büyüğü olarak nitelendirilir. Yapılan araştırmalar ile kentte yerleşimin MS. 13. yy’a dek sürdüğü ortaya konulmuştur. 1870’lerde başlayan ilk kazıların ardından, ne yazık ki kente ait buluntuların bir kısmı British Museum’a satılmış, daha sonra ortaya çıkan bazı buluntular da Paris Louvre Müzesi’ne taşınmıştır. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi ve İzmir Arkeoloji Müzesi’nde şehre ait bazı kalıntılar sergilenmekte; antik kentin bulunduğu alan da tarih meraklılarının ziyaretine sahne olmaktadır. Antik Kentte agora, liman, tiyatro, tapınak, sütunlu yol, Helenistik Dönem’e ait sur duvarları ve Bizans Dönemi’ne ait kale görülebilmektedir.
Bergama’nın Selçuk mahallesinde bulunan minarenin bitişik olduğu “Arap Camii” 1930 yılında yıkılmış, geriye minaresi, bu güzel eser kalmıştır. 13 veya 14. yy’a, Beylikler Dönemi’ne ait olduğu tahmin edilen minarenin gövdesi lacivert, yeşil, firuze renklerinde sırlı tuğlalardan örülmüş; süslü bir görünüme sahiptir. Şerefe korkuluğu taştan yapılmıştır ve sekizgen şeklindedir. Şerefe kısmı sırlı tuğlayla, külâhı ise taştan yapılmıştır.
Şifalı kaynak suları ile ünlü olan Çeşme’ye bu ad, çoğu 16 ve 17. yy’lardan kalma tarihi çeşmeleri için verilmiştir. Maraş Çeşmesi, Ahmetoğlu Hacı Memiş Ağa Çeşmesi, Kabadayı Çeşmesi, Kandıra Çeşmesi, Memiş İbn-i Ahmet Çeşmesi, Mimar Mehmet Çeşmesi, Hafize Rabia Hatun Çeşmesi, Şerif Ağazade Seyyidi Hasan Ağa Ailesi Hacı Salihe Çeşmesi, Kaymakam Sadık Bey Çeşmesi, Hüseyin Kaptan Çeşmesi, Şekerci Çeşmesi, bu çeşmelerden bir kısmıdır.
Çeşme’de dolaşırken bu tarihiçeşmeleri bulmak tarihsever dikkatli gözler için eğlenceli bir oyuna dönüşebilir.
1528 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından şehre gelen yabancı tüccarların konaklaması için inşa ettirilen Kervansaray bugün restore edilmiş ve otel olarak, tarihi bir atmosferde şehre gelen misafirleri ağırlamaya devam ediyor. Tarihi bina Çeşme Kalesi’nin hemen yanında yer alıyor.
Antik Phokia Şehri’nde ilk kazılar Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1913-1914 yıllarında başlatılır. Kazıyı yapan Fransız Arkeolog Felix Sartiaux’nun ardından Prof. Dr. Ekrem Akurgal bir dönem buradaki kazıları yürütür. Prof. Akurgal döneminde yapılan kazılarda şehre ilk yerleşenlerin MÖ. 11. yy’da Aioller olduğu ve daha sonra İyon yerleşimi olduğu kanısına varılmıştır ancak son dönem kazılar, şehrin tarihini çok daha eskilere, İlk Tunç Çağı’na dek uzatır. MÖ. 546’da şehir Perslerin eline geçer. Seleukos, Ceneviz ve Osmanlı egemenliğini yaşayan kentte bu uygarlıklardan da izler mevcuttur.
Kent sakini İyonlar, yüksek bir denizcilik bilgisine ulaşmışlar ve yaşadıkları dönemde deniz yoluyla büyük mesafeler katetmişlerdir.
Athena Tapınağı’nı çevreleyen antik kale, önce bir Bizans, sonra Ceneviz kalesi olarak hizmet vermiştir.
Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı toprağı olan kale ve çevreleyen surlar hem Ceneviz hem Osmanlı döneminde onarım görmüştür. Cumhuriyet Türkiyesi’nde de iki defa restorasyon geçirmiştir. Bugün modern Foça’ya da tarihi değeri ve görünümü ile damgasını vurmaktadır. Kale UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer alır.
Antik Dönem’de Phokaia kentinin ana tanrıçası olan Athena adına yapılan tapınak, Foça merkezinde yer alan yarımada üzerinde bulunuyordu. Bugün Foça’da bir lisenin bulunduğu arazide, Prof. Dr. Ekrem Akurgal liderliğinde, 1952’de başlatılan kazılarda varlığı anlaşılan; yerleşim alanı saptanan tapınağa dair pek çok yeni buluntu, Prof. Ömer Özyiğit liderliğindeki son dönem kazılarında ortaya konmuştur. Tapınak alanında bulunan mitolojik bir figür olan griffon ve at heykellerinin tapınağı süslediği, tapınağın bir podyum üzerinde durduğu anlaşılmıştır. Tapınağın tarihi boyunca iki büyük depremle yıkıldığı ve ilk yıkımdan sonra Roma Dönemi’nde tekrar inşa edildiği sanılıyor.
Foça’nın güneybatısında, Kale Burnu üzerinde yer alan Osmanlı Kalesi, bölgeye denizden yaklaşanlara karşı koruyucu bir el gibi, Ege’ye doğru uzanıyor. Bölgeyi savunmak için elverişli bir noktada yer alan kale aynı zamanda, Ceneviz Kalesi olarak da anılır. Kalenin yapım tarihi kesin olmamakla beraber, 1678 olarak tahmin edilmektedir. Kalenin iç kısmında bir Türk hamamı kalıntısı bulunur.
Arkeolojik araştırmalar, kale açıklarındaki deniz dibinde gülleler bulunduğunu göstermiş. Bu bilgi kalenin uzak geçmişinde yaşadığı çatışma anlarını düşündürüp, hayal gücünüzü zorluyor. Kaleden geriye çok az şey kalması üzücüyse de denizle neredeyse iç içe geçmiş kalıntılar güzel bir manzara oluşturuyor.
İzmir ili Urla ilçesinde yer alan Mermerli Çeşme, üzerinde yer alan kitabelere göre tarihte Hacı Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Kitabelerinde, 1923 yılında, Urla Belediyesi Heyeti tarafından İstiklal Abidesi olarak değiştirildiği yazılı olan çeşme, günümüzde bölgenin simgelerindendir.
Mermer bloklardan inşa edilen ve aşağıdan yukarıya doğru piramidal bir kaideye sahip olan çeşmenin bu kaidesi üzerinde bir kaide daha yer alır. İkinci kaide üzerinde ise bir mermer blok uzatılarak dikili taş ile çeşme yapısı taçlandırılır. Bugün, bu blok üzerinde Türk bayrağı yer alır.
Bizans Dönemi’nde, II. Thedoros Laskaris tarafından 1206-1222 yıllarında yaptırılan Kızkulesi, Kemalpaşa ilçesinde yer alır. Tarihte Laskaris Sarayı olarak anılan yapı, kare planlı ve üç katlıdır. Kule, ilçe girişinde görülebilir.
Torbalı ilçesi Yeniköy mahallesinde yer alan Seyir Köşkü, II. Abdülhamid döneminde, 1879 senesinde medrese olarak inşa edilir. Köşkün arazisi II. Abdülhamid tarafından alınır ve İspanya Kralı XII. Alfonso tarafından kendisine hediye edilen meşe ağaçları bölgeye ekilir.
İzmir ili Torbalı ilçesi Tepeköy mevkiinde konumlanan hipodrom, 1894 yılında Adnan Menderes’in eşi Berrin Menderes’in dayısı Evliyazade Refik Bey tarafından yaptırılır. Geçmişte yangın geçiren yapı büyük hasar görmesi nedeniyle günümüze yalnızca taşıyıcı duvarları ulaşır. Yapı, birinci derece SİT alanı içerisine alınmıştır. Restore edilen hipodrom, günümüzde farklı etkinliklere ev sahipliği yapar.
İzmir ili Menderes ilçesinde yer alan Klaros Kutsal Alanı Kehanet Merkezi, Anadolu ve Dünya arkeolojisinde önemli bir yere sahiptir. Tarihi alan içinde mutfak, hamam bulunan katagogeion (misafirhane) yer alır. Kutsal alanda ise Apollon Tapınağı bulunur. Tapınak, İonia’da yapılan tek Dor Tapınağı olarak bilinir.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Kızlarağası Hanı, kentin en hareketli hanlarından biridir. İki kata sahip olan avlulu han, 1744 senesinde Hacı Beşir ağa tarafından inşa ettirilir. Hisar Camii’nin yanında konumlanan han, Osmanlı Dönemi’nde sıklıkla kullanılan hanlardan biridir. Günümüzde hanın giriş katında seramik, tekstil, cam ve ahşap ürünler; üst katında antika, gümüş, el sanatı, müzik ürünleri satılır. Avlusunda kafeteryalar bulunur.
İzmir ili Bergama ilçesinde yer alan Hacı Hekim Hamamı, Hacı Hekim Camii’nin karşısında konumlanır. 1513 tarihinde yaptırılan hamam, kadın ve erkek bölümlerinden oluşur. Hamamda ılıklık, sıcaklık, soyunmalık bölümleri yer alır.
Bergama ilçesinde yer alan Tabaklar Hamamı’nın ilçedeki Ulu Camii ile aynı tarihte yapıldığı tahmin edilir. Hamam, 1842 yılında yaşanan sel baskınında zarar görür. Bugün hamamın bir kısmı ayaktadır.
Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’in eşi, Aydınoğulları Beyi İsa Bey’in kızı Hafsa Hatun tarafından yaptırıldığı düşünülen çeşmenin yapım tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Moloz taş ve tuğladan yapılan çeşme önünde, yuvarlak bir kemerde ayna taşı bulunur. Çeşmede yer alan yalak taşının Helenistik döneme ait bir lahit olduğu belirtilir.
Günümüzde harap durumda olan hamamın kitabesi bugüne gelemediği için hangi tarihte yapıldığı hakkında net bir bilgi mevcut değildir. Aydınoğulları döneminde, 13.yy’da yapıldığı düşünülen hamam dikdörtgen planlıdır, moloz taş ile tuğladan inşa edilmiştir. Hamamın sıcaklık, ılıklık ve soğukluk bölümleri bulunur.
Sadrazam Ferhat Paşa'nın oğlu Hasan Çavuş tarafından yapılan hamam, Yalınayak Camii ile beraber inşa edilir. Hamamın kitabesi olmaması nedeniyle inşa tarihi hakkında net bir bilgi yoktur. Vakfiyesinden 16.yy’da inşa edildiği tahmin edilir. Hamamın soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümleri mevcuttur.
Torbalı’nın ilk yerleşim alanı olarak nitelenen Metropolis, MÖ 3. yy’da Selluokos Krallığı zamanında Büyük İskender’in valilerinden Lysimakhos’un adamları tarafından kurulur. Ana Tanrıça kenti anlamına gelen Metropolis, MÖ 1-2.yy’da gelişme dönemine girer. Bu süreçte şehre sur duvarları yapılır, stoa, tiyatro ve Ares adına bir tapınak inşa edilir. Helenistik dönemde inşa edilen kent tiyatrosu, 8-10 bin kişiliktir. Tiyatro, MS 4. yy’da işlevini yitirmiştir. Bir sanat merkezi olan kentte heykeltıraşlık yapılmıştır.
Metropolis Antik Kenti’nde yer alan hamamın MS 2.yy’da Roma döneminde inşa edildiği düşünülür. Gerçekleştirilen kazılarda merkez salonunun kenarlarında basamaklı havuzlar ortaya çıkarılır. Sıcaklık, ılıklık ve soğukluktan meydana geldiği tespit edilen hamamın, döşemesinin altından bir metre yüksekliğindeki ısıtma sistemi, duvarlarının içerisinden ise içleri boş tuğlalarla ısıtıldığı belirlenmiştir.
Hacı Turan Camii’nin önünde konumlanan şadırvan, 1818 yılında Ahmet Bey isimli bir hayırsever tarafından inşa ettirilir. Sekiz sütunu birbirine bağlayan kemerleri ile şadırvan, Bursa kemerlerini andırır. Ahşap tavana sahip olan şadırvan tavanının içerisinde 19.yy sivil mimarisinde görülen resimler kullanılmıştır.
İzmir ili Bergama ilçesi Bergama çayı üzerinde yer alan Üç Kemer Köprüsü’nün kitabesi olmaması nedeniyle net olarak yapım tarihi bilinmemektedir. Mimari özellikleri dahilinde yapının MS 2-3.yy’da inşa edildiği tahmin edilir. Roma dönemi eseri olduğu düşünülen üç gözlü köprü, kesme taştan inşa edilmiştir. Köprü zaman içerisinde onarımlar geçirmiş, orijinal yapısından uzaklaşmıştır.
İzmir ili Foça ilçesinde yüksek bir tepede konumlanan üç yel değirmeni 18-19.yy’a tarihlenir. Günümüze dek, bir yel değirmeninin restorasyonu yapılabilmiştir. Konumlandığı tepenin manzarası ve etkileyici güzelliği ile yel değirmenleri ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir.
İzmir ili Ödemiş ilçesinde bulunan hamam, 15.yy’a tarihlenir. Çukur Hamam ve Şeyh Muhiddin Hamamı olarak da bilinen yapı, Çukur Medrese’nin karşısında yer alır. Moloz taştan inşa edilen hamam, kare sıcaklık etrafında sıralanan halvet hücreli tiptedir. Geçmişte yer alan soyunmalık bölümünün ahşaptan olduğu bilinir.
İzmir ili Selçuk ilçesinde bulunan Ayasuluk Kalesi, Efes’in ilk yerleşimi yeri olarak bilinir. Ayasuluk Tepesi’nde konumlanan kale, etkileyici bir manzaraya sahiptir. Kale surlarının Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde inşa edildiği, iç kale sur duvarlarının 15 kule ile güçlendirildiği ifade edilir. Kalede yer alan tek kubbeli bir camii, batısında bir kale hamamı, kuzey ve batı sarnıçları, kale köşkü ve yamaç evleri günümüze ulaşan bazı kalıntılardır.
Asıl adı Zafer Caddesi olan Urla Sanat Sokağı; antikacıların, seramik sanatçılarının, ressamların, zanaatkarların, renkli kafelerin yer aldığı huzurlu ve sanat dolu bir sokak. Enginar Festivali'de sokak daha da renkli oluyor, tezgahlar iniyor, el yapımı tasarım ürünler, antikalar görücüye çıkıyor.
Dükkanları tarih kokan bir yer Malgaca pazarı ve Arasta. Geçmişten günümüze tüm değişikliklere ve kentleşmeye rağmen yaklaşık olarak iki asırdır hala daha varlığını sürdürüyor.
Tarihlerine baktığımızda Arasta o dönemin alışveriş merkezini temsil ediyormuş. Manav, bakkal, kasap, terzi, ayakkabıcı ve birçok dükkanı aynı yerde bulabiliyormuşuz. Arastada alışverişin yanı sıra dostluklarda pekiştirilir çaylar, kahveler içilerek sohbetler edilirmiş. Haberleşme, bilgi aktarımı, alışveriş sayesinde güçlenen ekonomi bir nevi Arasta'da hayat buluyormuş. Bugünden baktığımız zaman günümüzün alışveriş kültürünün çok uzağında kalan sıcacık bir tarih göze çarpıyor.
Tarihi açıdan önemi oldukça büyük olan İplikçizade Köşkü ziyaretçilerini beklemektedir.
İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi kasabasındadır. İnşa kitâbesinden 1312 yılında Aydınoğlu Mehmed Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılan yapı Aydınoğulları’nın ilk camisi özelliğini taşır.
İzmir'in ünlü Havra Sokağı'ndaki Küçük Karaosmanoğlu Han aslına uygun yeniden inşa edilerek turizme kazandırıldı. Kentteki Musevi kültürünün izlerini yansıtan bölgede yeniden ayağa kaldırılan hanın, avlusunda düzenlenecek toplantı, seminer, müzik ve şiir dinletileri ile yaşayan bir yapı haline getirilmesi amaçlanıyor
Tarihi Abacıoğlu Hanı, Kemeraltı'nın kalabalığı ve keşmekeşi içinde arka planda kalmış, fazla bilinmeyen, fakat kapısından içeri adım atıldığı anda doğal mimarisi ve huzur veren yapısıyla dikkatleri çeken tarihi bir yer olarak göze çarpmaktadır.
Hala geçmişin izlerini taşıyan, kendine has yaşam tarzıyla ön plana çıkan ruhu olan bir şehir.
Araya saklanmış eskinin izleri ile zihninizdeki yeni görüntüleri birleştirmek için İzmir’in en köklü fotoğraf stüdyolarından biri olan Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi’nin yaklaşık yüzyıllık bir geçmişe sahip koleksiyonundan oluşan müzesini ziyaret etmelisiniz.
Mezarlık başı semtinden Konak Meydanı’na kadar uzanan bölgeyi içine alan tarihi çarşıdır. Çarşının ana caddesi Anafartalar Caddesidir. Ve büyük kavis çizer. Bu kavis; caddenin geçen yüzyıllarda var olan iç limanın etrafını dolaşmış olmasından kaynaklanmaktadır. Liman, zamanla ağzına doğru dolmaya başladığından, yeni yerleşim ve ticaret sahaları açılmış ve buraları yeni binalarla değerlendirilmiştir. İlk yapıldığı yıllarda çarşı, kısmen tonozlu, kiremit örtülü, yan sokakları ve arastalarıyla bir kapalı çarşı görünümündeydi.
Antik Phokaia'nın en önemli tapım yeri olan Athena Tapınağı'nın üzerinde bulunduğu tepenin kuzey eteğindeki nişler, Anatanrıça (Kybele) ile ilgili olmalıdır. Kayalara oyulmuş bu nişlere mermer kabartmalar yerleştiriliyordu. Kentin doğusunda yeldeğirmenlerinin bulunduğu tepenin üzerinde bu tip nişlerin sayısı oldukça fazladır.
Batı Anadolu'da bulunan Athena tapınaklarının yakınlarındaki kayalıklarda bu tür nişlere çok rastlanılır; bu nedenle Anatanrıça’nın Athena ile birlikte birçok yerde tapım gördüğü anlaşılmaktadır. Bu nişler, Roma dönemi öncesinde, belki de Arkaik dönemde (M.Ö. 6. yüzyıl) yapılmıştır.
Bir aile kaya mezarı özelliği taşıyan Şeytan Hamamı, uzun bir yoldan ve iki mezardan oluşmaktadır. Yapılan araştırma ve kazılar sonucunda bir seramik ortaya çıkarılmıştır. Bu seramikten yola çıkılarak Foça Şeytan Hamamı'nın tarihinin İ.Ö. 4. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.
Aynı zamanda Foça Kalesi olarak da adlandırılan kale, aslen bir Bizans kalesi olup daha sonra Cenevizliler tarafından kullanılır. Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı Kalesi haline gelir. Hem Osmanlı hem Cumhuriyet dönemlerinde restorasyon gören kale, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilmiştir.
Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından kızkardeşi Hanzade Hatun’un ölümünün ardından, 1310 yılında yaptırılan türbe, Hatuniye, Hanzade Hatun Türbesi veya Ümmü Sultan Şah Türbesi olarak da anılır. Altıgen planlı, kiremit kubbeli yapı, günümüze dek ulaşamamış bir medrese ile beraber yaptırılmıştır. Türbe bugün Ulu Camii yakınında, Aydınoğulları Meydanı’nda bulunmaktadır.
16. yy’da yaşamış, tanınmış İslam Alimlerinden İmam Birgivi Mehmet Efendi türbesi memleketi Birgi’de bulunuyor. Yaşamının bir bölümünü Birgi’de bulunan Ataullah Efendi Medresesi’nde müderris olarak geçiren, Kanuni Dönemi ilim adamlarından biri olan Mehmed Efendi, türbe yapılması ve ziyareti gibi batıl addettiği uygulamalarla mücadele etmesi ile de tanınıyor. Ancak karşıt bir şekilde bugün türbesi yoğun şekilde ziyaret edilmektedir. Birgi’yi ziyaret edenlerin ilk uğrak noktalarından birini bu türbe teşkil eder.
Kitabesinden Derviş Ağa tarafından 17. Yy’da, 1657-58 yıllarında yaptırılmış olduğu anlaşılan Darülhadis, aynı zamanda Dervişağa Medresesi ve Çukur Medrese isimleriyle de anılır. Hadis ilminin öğretildiği medreselere Darülhadis adı verilir. Derviş Ağa Darülhadisi de geçmişte öğrenciler tarafından kullanılan yedi hücreye sahiptir. L planlı tasarlanmış binanın avlusunda bir su kuyusu bulunur.
Aydınoğulları Beyliği Dönemi’den, 14. Yy’dan kalma bir mescide ait olan minare kısa ve küt bir görünüme sahiptir. Günümüze mescidin yalnız minare ve tek duvarı ayakta kalmış olsa da tarihi yapı hala zamana direnmekte.
II. Eumenes zamanında yapılan Pergamon Kütüphanesi, Pergamon Krallığı’nın güçlenmesiyle bir dönem dünyada en çok kitaba sahip olan bir kütüphaneymiş. İskenderiye Kütüphanesi ile yarışır hale gelmiş, Mısır’da papirüs kullanılırken Bergama kendi icadı olan parşömen kağıdını kullanır olmuş. İki katlı ve birbirine paralel iki yapıdan oluşan binanın doğusunda okuma odası, hemen yanında ise Athena Tapınağı yer almakta imiş.
Celsus Kütüphanesi M.S. 106 yılında ölen Efes valisi Celsius adına oğlu tarafından yaptırılmıştır. Kütüphane dışarıdan iki katlı bir görünümde olsa da içeriden tek katlı ve yüksek tavanlı bir yapıdır. Zamanında 14.000 kadar kitaba ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir
Helen ve Roma çağlarından kalma Efes kentinin merkezinde bulunuyor ve günümüzde burası, Kuretler Caddesi şeklinde adlandırılıyor. Cadde, iki yüksekçe tepenin (kuzeyde
Panayır ile güneydoğuda Bülbül dağları) arasına yerleşmiş. Roma döneminin varlıklı üst sınıf yaşantısını günümüze taşıyan ve eşsiz mimarlık eserleri olarak kabul edilen evler, cadde ile tepelerden birinin yamaçları arasında kurulmuş. Caddenin o çağdaki adının Embolos olduğu sanılıyor.
Yuhanna, Hristiyanlık inancına göre İsa'nın 12 havarisinden biridir. Aslen Yahudi olan Yuhanna'nın, Yuhanna İncili'nin yazarı olduğu düşünülmektedir.
Bazilika, 6. yüzyılda I. Justinian tarafından yaptırılmıştır. Havari Yuhanna'nın inanılan mezar alanının üzerinde durmaktadır. Konstantinopolis'teki şimdi kaybedilen Kutsal Havariler Kilisesi'nden sonra modellenmiştir.
Devlet agorası, devlet kontrolünde ticaretin yapıldığı dinî ve resmî törenlerin düzenlendiği alan.
Agora’nın yanında, basamakla çıkılan yer, Efes’in ticaret borsası düzeyinde bir işlevi olan bazilikadır. Bazilika 165 metre uzunluğunda olup, M.S. 1. yüzyılda Roma’lılar tarafından yaptırılmış.
Efes Antik şehirinin en önemli caddelerden biridir. insanlar bayram törenlerini bu cadde üzerinde yapardı. Sütunların arasından Celsus Kütüphanesi’ne kadar caddeyi adım adım gezebiliriz.
Mermerle kaplı olan cadde 8 metre genişliğinde. Caddenin sağında ve solunda sütiniçeler, revaklar ve bu revakların arka bölümünde ise, dükkânlar var.
Korinth düzenine göre inşa edilmiştir. Bir cella ve bir portikadan oluşan Hadrianus Tapınağı, Arşitrav üzerinde yer alan yazıta göre P. Quintilius adlı bir kişi tarafından yapılmıştır. Hadrianus Tapınağı M.S. 4. yüzyılda kısmen yıkılmış olması nedeni ile yeniden inşa edilmiş ve o dönemin tarihlerini gösteren 4 adet kabartma eklenmiştir.
İzmir Milli Kütüphane, İzmir'in Konak ilçesinde, adını verdiği Milli Kütüphane Caddesi'ndeki tarihi binada hizmet veren ve Türkiye'nin Milli adını taşıyan ilk kütüphanesidir.
Bölgenin en önemli tarihi değerlerinden biridir. Köyün yüksekçe bir noktasında yer alır. Yapımı 1805 yılında gerçekleşen kilisenin yerinde daha önceleri bir başka kilise olduğu tahmin ediliyor. İlki 1832 yılında ve son olarak 2015-16’da yapılan restorasyon çalışmaları ile şu anki halini almıştır. Kilisenin planı üç nefli ve dikdörtgen bir yapıdadır.
Aziz John Baptist Kilisesi’nin bahçesinde bir dilek havuzu göreceksiniz. Ziyaretçiler kabul olmasını arzu ettikleri dilekleri için bu havuza para atıyorlar. Paranın havuzun dibindeki delikten geçmesi halinde dileğin kabul edileceğine inanılıyor...
Tiyatro altı dönümlük bir arazi üzerine inşa edilmiştir. Şirince’de Nesin Matematik ve Felsefe Köyü gibi modernleşme sürecinin sembollerinden ve bir başka öğrenim noktasıdır. Performans Sanatları Araştırma Merkezi niteliğindeki medrese profesyonel ve amatör sanatçıları bir araya getiren, hem bireysel hem kollektif bir sanatsal yaratım alanı.
Tiyatro da 2015 Yılından itibaren mini atölyeler, tek kişilik oyunlar, monodrama konuşmaları, okuma tiyatroları yapılmaktadır. Tiyatro sanatçısı Erdem ŞENOCAK’ın hayalindeki bu projeyi merak ve keyifle gezeceksiniz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana inşa edilen ilk medrese olma özelliği taşıyan Tiyatro Medresesi için Türkiye’de birçok yer gezilir. İstanbul, Diyarbakır, Kapadokya gibi seçeneklerde istenilen türde bir yapı bulunamayınca Erdem Şenocak, medrese fikrini Şirince’de kendine has inşa ettiği yapılarıyla ün kazanan Sevan Nişanyan’a götürür. Böyle bir projeyi uygulamayı seve seve kabul eden Sevan Nişanyan medresenin Şirince’de kurulmasına ön ayak olur.
İş insanı ve yazar Sevan Nişanyan’ın yaptırdığı kule Şirince köyünün üst ucunda yer alır. Yerden yüksekliği 12 metredir. Kule 2012 yılında yapılmıştır.
Kule’nin benzerlerine Türkiye'nin Doğu Akdeniz Bölgesi'nde, Gürcistan'da ve Yunanistan'ın güneyinde rastlayabilirsiniz. Sevan Nişanyan kuleyi bölgeye katacağı güzellik için yaptığını söylemektedir.
Necip Paşa Vakfı’na ait toplam 671 cilt kitap mevcuttur. Bunların tamamı onarım ve bakımı yapıldıktan sonra kırmızı deri mahfazalar içine alınarak vakfedilmiştir. Bu mahfazalar cilt sanatının eşsiz örneklerindendir. Üzerlerine kaplanan çeşitli ebru örnekleriyle cilt sanatıyla ilgilenenlerin hayranlığını çekmektedir.
Artemis Tapınağı, aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis'e ithaf edilmiş tapınak, Efes'te Milattan önce 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tapınak tamamen mermerden inşa edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan tapınaktan geriye bugün sadece bir iki mermer parçası kalmıştır.
Yılanlı Köyü'ün sırtını yasladığı tepenin zirvesine kurulmuş olan kale Bozdağ eteklerinden Bozdağ Barajı' na kadar oldukça geniş bir yöreye hakim konumda .Yılanlı Kale’yi görmek için ilk olarak Yılanlı Köyüne ulaşmak gerekir. Kuruluşu Helenistik Döneme uzanan kale, Bizans Dönemi’nde 7-8. yüzyıllardan başlayarak, 12-13. yüzyıllara kadar kullanılmıştır. Özellikle biçimlenişi merkezi yönetimin isteği ile değil, dağda yaşayan halkın isteğiyledir
Firglerden Perslere, Bizanslılardan Aydınoğulları Beyliği’ne kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Birgi’de yer alan Gözetleme Kulesi, Küp Uçuranlar Kulesi adıyla da biliniyor. Geçmiş zamanlarda gözetleme kulesi olarak kullanılan yapı, çember temel üzerine oturtulmuş ongen planlı moloz taştan yapılmış bir Orta Çağ yapısı olarak görülmeye değer yapılardan biri.
Yapım tarihi tam olarak bilinmese de araştırmacıların 19. yüzyıla tarihlendirdikleri konak Türk evi tipinin özgün bir örneğidir.
Zemin katı moloz ve kırma taşla örülmüş olan konağın konsollarla genişletilmiş üst katının yan cepheleri taş örgülü, sokak cephesi ise ahşap görünüme sahiptir. Konsollarla sokağa taşırılmış odaları, dış sofası, avlusuyla dikkat çeken konağın duvarlarındaki hayali İstanbul manzarası, vazoda çiçekler gibi resimleri de görülmeye değer. 80’li yıllara kadar Sandıkoğlu ailesinin varisleri tarafından kullanıldıktan sonra bağışlanan konak özellikle dönemin mimarisi yansıtması açısından önemli kabul ediliyor.
Buca, Uğur Mumcu Caddesi üzerinde bulunan tarihi köşk 1905 yılında, Gavrili Ailesi tarafından inşa ettirilmiştir. Ardından Pengelli Ailesi’ne hizmet veren malikane günümüzde Sini Köşk adıyla restoran olarak hizmet vermektedir.
İzmir’de bulunan Levanten köşklerinden en güzellerinden biri, Forbes Ailesi tarafından 1908’de inşa ettirilen Forbes Malikanesi’dir. Forbes Ailesi’nin ardından Whittall Ailesi’nin mülkiyetine geçen malikane bugün SGK’ya aittir ve Buca Devlet Hastanesi bahçesinde yeniden hayata dönmeyi beklemektedir.
1903 yılında inşa edilmiş olan bu güzel malikane, Uğur Mumcu Caddesi üzerindedir. Bugün Buca Belediyesi’ne ait Kültür ve Sanat Merkezi olarak Buca halkına hizmet veren bina, özellikle görkemli ön cephesi ile şehri süsleyen yapılardan biridir.
İzmir’in önde gelen Levanten ailelerinden Rees’lerin yaptırdığı bu güzel köşk, bugün 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi’ne bağlı olarak kullanılmaktadır. Buca’yı süsleyen tarihi binalardan biridir.
Kyme gibi önemli bir Aiolia kenti olan Myrina, Çandarlı Körfezi’nde Güzelhisar deresinin deniz döküldüğü alanda yer alır. Kentten günümüze önemli yapılar ulaşmamıştır ancak liman taşları bugün hala görülebilir. 4.-5.yy’larda, hristiyanlık döneminde Efes Metropolitliğine bağlı piskoposluk merkezi olarak kullanılmıştır. 1880’den sonra bölgede yapılan kazılarda sayısı 5000’lere varan mezar kazıları yapılmış. Kazılarda Helenistik Dönem yapımı, çok sayıda toprak heykelcik, sikkeler, günlük yaşam eşyaları, vb. bulunmuştur. Buluntuların bir kısmını İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görmek mümkündür.
İzmir Körfezi’nin kuzey ucunda kurulmuş olan bu antik kentin Hellen dilinde adı “Ak Yerin Kenti” anlamına geliyordu. Kentin bir dönem Klazomenai egemenliğinde kaldığı anlaşılmaktadır. Ne yazık ki kentten günümüze pek az şey kalmıştır. Bugün Üç Tepeler mevkinde, sur izleri ve çanak çömlek parçaları dışında kentten pek bir iz kalmaması düşündürücüdür.
İzmir ili Kemalpaşa-Torbalı karayolundaki Karabel geçidinde yer alan Hitit Karabel Anıtı, kaya kabartma sanatı tarihine Karabel Kaya Kabartması olarak geçer. Geçidin batısında yer alan anıtta Hitit giysileri içinde canlandırılmış bir erkek figürü alçak kabartma tekniği ile işlenmiştir.
Antik çağ tarihçisi Herodotos’a göre kabartmada Mısır kralı Sesotris betimlenmiştir. Hititlerin Batı Anadolu’daki varlığının kanıtı olarak değerlendirilir. MÖ 1200’lerde yapıldığı tahmin edilen anıtın, tarihte bölgeye düzenlediği seferler sebebiyle, Mısır Kralı IV. Tuthaliya ait olduğu da ifade edilir.
Kınık ilçesi Kocaömer köyünde Tümülüs izlenimi veren bir tepe yer alır. Asar Kale denen, 475 m yüksekliğindeki tepenin etrafında sur kalıntıları bulunur. Tepenin ortasında ise büyük bir sarnıç konumlanır. Asar Kale, tarihte gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Yapılan kazılar sonucunda çıkarılan küplerden, tepenin yağ, şarap, zeytin ve tahılların toplandığı yer olduğu anlaşılır. Toplanan ürünlerin kara yolu veya deniz ticareti yolu ile aktarımı yapıldığı ortaya çıkmıştır.
İzmir ili Beydağ ilçesinde yer alan tarihi Taş Köprü, Tasavra Çayı üzerinde yer alır. Köprünün kim tarafından ve ne zaman yapıldığı hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.
İzmir ili Beydağ ilçesinde yer alan Kemerli Köprü, Küçük Menderes Nehri üzerinde konumlanır. Beydağ ilçesi girişinde bulunan köprünün inşa tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.
Roma Dönemi'nde inşa edildiği düşünülen ve savunma amaçlı yapılan Nif Kalesi, Nif dağı eteklerinde konumlanır. Günümüzde kale duvarı kalıntıları görülebilir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kalenin, 4 bin kiremitlik sayfiye yeri olarak kullanıldığının ve bölgede yaşayanların korunması amacıyla inşa edildiğinin anlatıldığı ifade edilir.
İzmir ili Kemalpaşa ilçesi Çambel mahallesi yakınlarında konumlanan Yedigöz Köprüsü’nün Roma Dönemi'nde inşa edildiği tahmin edilir. Nif çayı üzerinde bulunan ve günümüze dört gözü ulaşan köprünün kervanların kullanımı amacıyla inşa edildiği tahmin edilir.
İzmir ili Kınık ilçesi Karadere köyünde yer alan Yunt Dağı’nın en yüksek noktası olan Mamurt Tepe’de ilçenin tarihinin başladığı düşünülür. Bölgede bulunan baltanın Cilalı Taş Dönemi’nden kaldığı tahmin edilir. Dağ zirvesinde konumlanan Mamurt Kale taş temelleri, Kalkolitik ve Bakır Çağ kültüründen izler taşır. Mamurt Kale sur duvarları yıkıntıları arasında, MS 17. yy’da yaşanan depremde yıkıldığı tahmin edilen Kibele Tapınağı kalıntıları da görülür. Bereket Tanrıçası Kibele adına yapılan tapınağı, Amazon adı verilen kadınların koruduğu ifade edilir. Tanrıçanın anne ile çocukları, hastalıklardan koruduğuna inanılmıştır.
Bölgede yer alan gövdeli sütunlar ve kesme granit parçaların çoğu, çevre köylerde yaşayanlar tarafından yapılarda kullanılmak amacıyla alınmıştır. Büyük parçalar ise hem bölgeye ulaşımın zor oluşu hem de ağırlıkları nedeniyle alanda halen bulunmaktadır.
İzmir ili Kiraz ilçesinde yer alan Kaleköy, bir diğer adıyla Kale Antik Kenti, gymnasium ve tonoz kalıntılarıyla günümüze ulaşmıştır. Geç Roma veya Erken Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen kentte yarım kavisli tonoz yapı tekniği kullanılmıştır. II. Derece Sit Alanı olarak tescillenen Kaleköy çevresinde bulunan yirmi kadar tonoz yapı ayakta kalmış ve bazıları köy halkı tarafından samanlık olarak kullanılmıştır.
Antik kent kalıntılarının çoğunun üzerinde günümüzdeki Kaleköy’ün bulunduğu ifade edilir. Antik kentte gymnasium çevresi, doğu yönünde bulunan tepeler ile ova arasında bulunan eğimli arazide yerleşim olmuştur. Nekropol alanının ise köy mezarlığının güneyinde, Kaleköy-Haliller Köy yolunun iki tarafında bulunduğu belirlenmiştir. Bu iki alanda tahrip edilmiş mezar odaları yer alır.
Geç döneme ait düzensiz taşlarla yapılmış mezarlar, İzmir ili Kiraz ilçesi Başaran köyü Erenler mevkiinde konumlanır. SİT alanı olarak tescillenen mezarlığın tarihinin Antik çağa uzandığı tahmin edilir.
Baretta Antik Kenti, İzmir ili Kiraz ilçesi Çayağzı köyü Elbi mahallesinde yer alır. Baretta, Büyük Ata anlamını taşır. Kentin ismi sonradan Ülkenin Beyi, Beyin Halkı anlamlarını taşıyan Elbi olarak değiştirilmiştir. Baretta, Keaia kenti ile beraber sikke bastırmıştır. 451 tarihinde IV. Ruhban Meclisi’ni İstanbul’da toplayan Bizans İmparatoru Marcianus’un bu toplantısına, Baretta papazının da katıldığı ifade edilir.
İzmir ili Kiraz ilçesi Haliller köyünde bulunan Haliller Çeşmesi, vakfiyesine göre 1780 yılında yaptırılmıştır. Dumanlıoğulları Hüseyin ve İsmail ile Mehmet Ağa tarafından yaptırılan çeşme kare planlı, depolu ve dört yüzlüdür. Moloz taştan yapılan çeşme, büyük bir yapıya sahiptir. Çeşmenin kuzey nişi, batı nişi ve doğu nişinde kitabeleri bulunur. Kuzey nişindeki kitabede tarih bulunmazken, batı nişinde yer alan tarih okunamamaktadır. Doğu nişinde ise M. 1780 tarihi görülebilir.
İzmir ili Kiraz ilçesi Haliller köyü Vakıflar mahallesinde yer alan türbenin kime ait olduğu net olarak bilinmemektedir. Türbenin Kara Halil Bey’e ait olduğu tahmin edilir.
İzmir ili Menemen ilçesinin yaklaşık olarak 13 km batısında, Yeditepeler olarak bilinen bölgenin kuzeyinde konumlanan Panaztepe’de kazılar 1985 yılından bu yana Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Armağan Erkanal başkanlığında yürütülür. Yapılan çalışmalar neticesinde, zaman içerisinde bölgenin Gediz nehrinin alüvyonları ile dolduğu tespit edilir. Bölge bu sebeple günümüzde kıyıdan 10 km içeride bulunur. Erken Tunç Çağı’ndan Osmanlı dönemine dek bölgenin yerleşim yeri olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Panaztepe’nin akropol alanında yapılan çalışmalarda Arkaik döneme ait anıtsal yapılar ve sur temellerinin altında, Orta Tunç Çağı başından itibaren kullanılan büyük bir yapı tespit edilir. Yapının saray veya idari bir yapı olabileceği üzerinde durulur.
MÖ 2. bin yılın ikinci yarısına ait tabakalarda tespit edilen açık deniz avcılığına işaret eden kurşun ağ ağırlıkları ve deniz kabuğu ile deniz canlılarına ait kalıntılar bölgenin liman kenti olduğunu ortaya koymuştur.
Geç Tunç Çağı’na tarihlenen Panaztepe mezarlık alanı ise Anadolu’da bilinen diğer mezarlıklar arasında en büyük mezarlıktır.
İzmir ili Menemen ilçesinde yer alan Taşhan’ın inşa tarihi hakkında net bir bilgi mevcut değildir. Taşhan’ın yanında 1600’lerde yaşamış olan Şıh Kamil’in türbesi yer alır. Bundan yola çıkarak Taşhan’ın I. Ahmet veya Genç Osman döneminde inşa edilmiş olabileceği düşünülür.
Kent içi hanların ilk örneklerinden olarak nitelendirilen, tarihte kervanların konaklama yeri olan Taşhan, Mahkeme Camii, hamamı ve karşısında yer alan bedesten ile beraber bir külliye meydana getirir.
MÖ 3. bin yılda kurulduğu düşünülen Larissa, İzmir ili Menemen ilçesinin kuzeyinde yer alır. Cilalı Taş Devri’nden kalan Larissa, Peleponez savaşlarında yıkılmış, ardından yeniden kurulmuş; fakat Galatlar tarafından yeniden yıkılmıştır. Bölgede yapılan kazıların ardından çıkarılan Arkaik döneme ait mimari parçalar günümüzde İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenir. Diğer eserler ise İstanbul ile Stockholm arkeoloji müzelerinde görülebilir.
Larissa kazıları, Batı Anadolu’da gerçekleştirilen araştırmalar arasında en yararlı olanlardan birisi olarak değerlendirilir. Larissa buluntuları, 6-4. yy’daki Aiol mimarlığının en güzel örnekleri arasındadır.
İzmir ili Menemen ilçesi Mithatpaşa caddesinde yer alan Papazın Evi, ilçenin en eski yapıları arasında yer alır. Giriş kapısında 1908 tarihi bulunan yapı, bir İtalyan mimar tarafından inşa edilmiştir. Çift katlı yapının sağ tarafı kubbelidir. Yapıda taş kabartmalar görülür.
Görece Kalesi’nin inşa tarihi hakkında net bir bilgi yoktur. Roma Dönem'inde yaşanan depremde kalenin hasar gördüğü tahmin edilir.
İzmir ili Menemen ilçesi Esatpaşa Mahallesinde yer alan Ermeni Kilisesi, 19.yy’da inşa edilmiştir. 1922 yılına dek hizmet veren kilise, bir süre askeri depo olarak kullanılmıştır.
Bayraklı ilçesinde yer alan Kral Tantalos’un Mezarı, 6.yy’ın ilk yarısı veya 7.yy’ın sonlarına tarihlenir. Ancak günümüzde mezar yanında yapılaşma olması sebebiyle, yapı görünmez durumdadır.
1992-1998 yılları arasında yürütülen kazı çalışmaları sırasında Hamdi Balaban Tarlası mevkiinde M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen, Anadolu’da bilinenler arasında en eski zeytinyağı üretim tesislerinden birisi açığa çıkarılmıştır. Anadolu'da paleobotanik ve arkeolojik açılardan henüz ayrıntılı araştırmalar yapılmamış olmakla birlikte, bu topraklarda da zeytin ve zeytinyağı üretimi kuşkusuz geriye, çok daha eski tarihlere gitmektedir.
İzmir ili Konak ilçesinde meydanda yer alan Saat Kulesi, kentin sembollerinden biridir. Kule, 1901 yılında, II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıl dönümü sebebiyle inşa ettirilir. Yaklaşık olarak 25 m yüksekliğe sahip olan kule, dört katlıdır. Kulenin sekizgen yapısının kenarlarında çeşme ve kurnaya sahip olan dört adet oturan sebil yer alır. Kulede yer alan dört saat Alman İmparator II. Wilhelm tarafından armağan edilmiştir.
1924’te Asar-ı Antika Müzesi adı altında kurulan müze, Aya Vukla Kilisesi’nde hizmet vermeye başlar. 1927 yılında ise aynı çatı altında halka açılır.1984 yılında modern binasına taşınan müze, İzmir ili ve çevresinde yapılan kazılardan çıkarılan arkeolojik eserleri ziyaretçileriyle buluşturur. Müzede tarihe ışık tutan buluntular sergilenir.
1907 yılında iş adamı Nesim Levi tarafından yaptırılan ve içerisinde iki asansör yer alan kule, üç kata sahiptir. 155 basamakla çıkılan yapı Nihat Bey ve Mithatpaşa caddelerini birbirine bağlar. Şerif Remzi Reyent tarafından 1942 yılında alınan asansör, 1960 senesinde ise Belediye’ye bağışlanır. Yapı, günümüzde kentin tarihi simgelerinden biridir.
Bergama Antik Kenti merkezinde bulunan Bazilika, tuğladan inşa edilmesi ve büyük bir avluya sahip olması sebebiyle Kızıl Avlu olarak bilinir. Mısır Tanrılarına önem verilmesi sebebiyle, MS 2. yy’da kent merkezine inşa edilen yapının Mısır Tanrıları İsis ile Serapis’e ithaf edildiği düşünülür.
İzmir ili Konak ilçesi Namazgah semtinde yer alan Agora, MS 2.yy Roma döneminden günümüze ulaşmıştır. İon agoralarının en iyi korunmuş olanı olarak bilinen Agora, pazar yeri, şehir meydanı anlamında kullanılır. Din, adalet ve ticaret açısından önem gören bu yerde, felsefenin temelleri atılmıştır; pek çok heykel, anıt, sunağın bulunduğu önemli bir merkezdir.
Halı tüccarı Takfor tarafından 1875–1880 yıllarında inşa ettirilen konak, 1922 yılında kendi haline bırakılır. Ardından hazine mülkiyetine giren yapı, 1926 tarihinde İzmir Belediyesi tarafından alınır ve Mustafa Kemal Atatürk’e armağan edilir. Mustafa Kemal Atatürk, İzmir ziyaretlerinde bu evde kalıp çalışmalar yapar. Hayatını kaybetmesinin ardından 1940 yılında belediye tarafından istimlak edilen yapı restore edilir ve 1941’de müze olarak halka açılır. 1962 yılında Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve İzmir Şehri Atatürk Müzesi adını alan yapı, 1978 yılında Atatürk ve Etnografya Müzesi, 1988 yılında ise Atatürk Müzesi ismiyle ziyaretçilerini ağırlar.
On iki İyon kentinden biri olan Teos’un, MÖ 1080’lerde kurulduğu bilinir. Kurucusu Akalı Komutan Athamas’dır. Lidya, Pers, Büyük İskender ve Roma dönemlerini yaşayan antik kentte Dionysos Tapınağı günümüze ulaşan en önemli ve en dikkat çeken yapıdır. Agora, sarnıç, Agora Tapınağı, odeon, sur ve liman kalıntıları antik kentte geniş bir alana yayılır. Geçmişte kuzey ve güney olmak üzere iki limana sahip olan kente ait limanlar alüvyon ile kaplanmıştır.
Antik kent içinde bulunan yüzlerce yıllık zeytin ağaçları da görülmeye değer bir manzara oluşturur. Bu kadim ağaçlar kentin zengin tarihini bize canlı olarak anlatır gibidirler.
MÖ 6000’lere uzanan tarihiyle Efes Antik Kenti, İzmir ili Selçuk ilçesinde yer alır. Efsaneye göre Efes, Amazon adı ile bilinen kadın savaşçılar tarafından kurulmuştur. Kentte son dönemde yapılan araştırmalar, Efes çevresindeki höyükler ve Ayasuluk Tepesi’nde Tunç Çağı ile Hititler döneminde yerleşim yapıldığına işaret eder.
MÖ 560’da Artemis Tapınağı çevresine taşınan kent, Hellenistik ve Roma döneminde parlak bir dönem geçirir. Bizans döneminde ise yeniden Ayasuluk Tepesi’ne taşınır.
1929’da, çevre bölgelerde yapılan kazılardan toplanan eserlerin bir araya getirilmesiyle Selçuk ilçesinde oluşturulan Efes Müzesi, 1964 yılında günümüzdeki yapısı ile kullanılmaya başlanır. 1976’da kuzey bölümü inşa edilen müze, günümüzde Türkiye’nin en önemli müzeleri arasında yer alır. Müzede 2014 yılında teşhir düzenlemesi yapılır. Günümüzde müzeyi ziyaret etmeyi planlayanlar Priapos heykeli, Efes Artemis heykeli, tavşanlı Eros, Eros başı, yunuslu Eros, Mısırlı rahip heykeli, mermer Artemis heykeli, Sokrates başı, İsis heykeli ve mitolojik Tanrı heykellerini yakından görebilir.
St. Jean Kilisesi ve Artemis Tapınağı arasında bir konuma inşa edilmiş olan camii, Mimar Şamlı Ali bin Müşeymeş’in eseridir. Camii, 1375 yılında ibadete açılır. Aydınoğlu Beyliği’nin kurucusu Mehmed Bey’in oğlu İsa Bey tarafından yaptırılan camii, Anadolu mimarisi açısından önemli bir yere sahiptir. Çift minareli ve şadırvanlı avlulu camilerden olan yapı, iç ve dış süslemeleriyle öne çıkar. 1653 ve 1688 yıllarında yaşanan depremlerde caminin minarelerinin birinin tamamı, diğerinin ise yarısı yıkılmıştır. Camii günümüzde ibadete açıktır.
1936’da hizmete açılan Kültür Park, 420 bin metrekarelik alana yayılır. Kültürpark’ın içerisinde İzmir Tarih ve Sanat Müzesi, Gençlik Tiyatrosu, Celal Atik Spor Salonu, Atatürk Açıkhava Tiyatrosu, Paraşüt Kulesi, Fuar Evlendirme Dairesi, İsmet İnönü Sanat Merkezi, Hayvanat Bahçesi, lunapark, Fuar Evlendirme Dairesi, Resim-Heykel Müzesi, 4 konferans salonu, 14 kapalı sergi salonu bulunur.
Aziz Vukolos olarak da bilinen Aya Vukla Kilisesi, 1886’da inşa edilmiş olan bir Ortodoks Rum kilisesidir. 1922 yılındaki büyük İzmir yangınında bütün Rum kiliseleri yanmasına rağmen Aya Vukla Kilisesi durumdan etkilenmeyen tek kilisedir. 1927 yılında yapı İzmir Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermeye başlar. Müze, sonrasında Kültürpark içerisine taşınır. Yapı ise İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nce kullanılır, ilerleyen yıllarda ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilir ve restore edilir. Bugün Basmane semtinde bulunan kilisenin müştemilat binasında İzmir Basın Müzesi hizmet verirken, kilisede kültür salonu ve sosyal aktivite merkezi de yer alır.
İzmir Varyant Fatih Camii Koruma ve Yaşatma Derneği tarafından yaptırılan camii, diğer illerde çok fazla olmasına rağmen İzmir’in simgesel bir camisi olmamasının eksikliğini gidermek amacıyla yaptırılmıştır. Geleneksel bir şekilde işveren ve ustaların birlikte çalışarak tamamladığı camii, farklı dönem ve kültürlerin İslam mimari yapıları örnek alınarak hazırlanmıştır. Dış cephesi mavi çinilerle bezenen Fatih Camii, burgulu iki şerefeli bir minareye sahiptir.
Meryem Ana Evi, İzmir ili Selçuk ilçesine yaklaşık olarak 9 km uzaklıkta yer alan Bülbül Dağı’nda yer alır. Hz. İsa’nın hayatını kaybetmesinin ardından, Hz. Meryem’in son üç yılını burada geçirdiğine inanılır. 1891’de Lazarist papazlar tarafından bulunan yapı, Hz. Meryem Ana Derneği’ne aittir.
1950’de restorasyonu yapılan yapı, 1952 yılında Vatikan tarafından kutsal mekan ve hac yeri olarak ilan edilir.
Papa VI. Paul, Papa II. Jean Paul, Papa XVI. Benedictus tarafından Meryem Ana Evine ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Vatikan, burada her yılın 15 Ağustos günü Meryem Ana’nın ölüm yıldönümü organizasyonları düzenler.
Bizans imparatoru Iustinianus tarafından St. Jean anısına inşa ettirilen yapı altı kubbeye sahiptir. St. Jean, Hz. İsa’nın ölümünden önce annesi Meryem Ana’yı emanet ettiği havarisidir. St. Jean, İncil yazarlarından biri olması sebebiyle Hıristiyanlar için önemli bir yere sahiptir. Yapının merkezinde, alt kısımda St. Jean’ın mezarı yer alır. Meryem Ana’nın hayatını kaybetmesinin ardından, St. Jean’in Bülbül Dağı’nda ve yerini yalnızca kendisinin bildiği bir yere Meryem Ana’yı gömdüğü rivayet edilir.
İzmir ili Selçuk ilçesi Çamlık köyünde yer alan Çamlık Buharlı Lokomotif Müzesi, buharlı lokomotifleri gelecek kuşakların da görmesi amacıyla açılır. 1991 yılında hizmet vermeye başlayan müzede, Atatürk’ün köye geldiğinde bulunduğu vagonlardan biri, 30 buharlı lokomotif ve dünyada yalnızca iki adet bulunan odunla çalışan bir lokomotif bulunur. Atatürk’ün tren seyahati fotoğrafları da müzede görülebilir.
İzmir ili Selçuk ilçesinde yer alan Yedi Uyurlar Mağarası, bir diğer adı ile Eshab-ı Kehf Mağarası, Hıristiyan ve Müslümanlarca kutsaldır. Rivayete göre, tek Tanrı olduğuna inanan Hıristiyan yedi arkadaş Putperest olmamaları halinde öldürülecekleri için bu mağaraya sığınır ve 309 yıl mağarada uykuda kalır. Gençlerden biri uyanıp yiyecek almaya dışarı çıktığında her şeyin değiştiğini fark eder.
Mağaranın yeri konusunda net bir bilgi mevcut değildir. Dünyada bu mağaranın adına sahip otuz üç mağara bulunur ve üçü Türkiye’de yer alır. Bunlar İzmir, Mersin ve Kahramanmaraş’tadır.
İzmir ili Karşıyaka ilçesinde bulunan İnsan Hakları Anıtı, Bihrat Mavitan tarafından 1992 yılında yapılır. İçinden sonsuzluğa doğru yol uzanan bir kapı şeklindeki eser, toplumun insan hakları konusunda ilerleme beklentisini sembolize eder.
Yaşar Kemal’in İnsan Hakları Ödülleri için habersizce önerdiği anıt, Karşıyaka Belediyesi’ne İnsan Hakları Ödülü’nü kazandırır.
Menderes ilçesinin sevilen rotalarından biri olan Gümüldür, mavi bayraklı plajları ile tatilcilerin gözdelerindendir. İzmir kent merkezine yaklaşık olarak 50 km uzaklıkta yer alan Gümüldür, satsuma mandalinasının merkezlerinden biri olarak bilinir. Eşsiz doğası ve masmavi denizi ile özellikle yaz aylarında turistler tarafından sıkça ziyaret edilir. İzmir Santral Garajı’ndan veya Üçkuyular Terminali’nden otobüsle ulaşmak mümkündür.
Urla’nın bu güzel, sakin mahallesi, yazın plajları, kışın güzel doğası ve sükuneti ile dikkati çeker.
Balıklıova Köyü, Karaburun Yarımadası’nın hemen güneyinde, Urla’nın güzel plajı ve denizi ile dikkat çeken köşesidir. Balıklıova’nın meşhur un kurabiyesi, bir bardak çayla ne güzel gider. Burada, deniz, güneş, ardından, yorgun ama mutlu bir balık ziyafeti, tatilin en güzel anları...
Karantina Adası, Osmanlı Dönemi’nde deniz yoluyla ulaşan yolcu ve gemi personelinin kolera veba gibi bulaşıcı hastalık taşımadığına dair denetime ve bazen zorunlu alıkonmaya uğradığı Karantina binalarının bulunduğu, Urla’ya bağlı bir adadır. Klazomenai Antik Kenti kalınıtılarının bir kısmı da adada bulunur. Adanın güzel manzarası görmeye değerdir. Adayı karaya bağlayan ince uzun yolu katetmek de ayrıca güzel.
Urla ilçesinde yer alan Kum Denizi Halk Plajı, misafirlerini masmavi Ege denizi ile buluşturur. Tertemiz sahili ile bilinen plaj, 2018 yılında mavi bayrak alan İzmir plajları arasında yer alır. Yaz aylarında serinlemek isteyenler, Kum Denizi Halk Plajı’nı ziyaret edebilir.
Konak’ın tarihi Kemeraltı Çarşısı, ilk yıllarda bir kapalıçarşı görünümünde, üstü örtülü bir çarşıdır. Kemeraltı adını bu nedenle alır. Pek çok han ve dükkan bulunan çarşı, zamanla eklemlenen modern mekanlarla hem açık, hem kapalı bir çarşı görünümü almıştır. İzmir’in önemli alışveriş mekanlarından biridir ve günün her saati canlı bir görünümdedir. Turistik nitelikli pek çok eşyayı Kemeraltı’nda bulmak mümkündür.
19. yy. sonlarında, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve uzun yıllar boyunca gümrük binası, daha sonra balık hali olarak hizmet veren Konak Pier; bugün restoran, sinema ve kafeleriyle hem eğlence, hem alışveriş mekanı olarak hizmet vermektedir. Paris’teki ünlü Eyfel Kulesi’ne ismini veren Gustav Eiffel’in bürosunda, Fransa’da tasarımı yapılmış olan binanın çelik konstrüksiyonları ünlüydü.
Alsancak’da bulunan tarihi Fransız Fahri Konsolosluk binasının 2010 yılında restore edilmesinin ardından, denize bakan bölümünün Arkas Holding’e tahsis edilmesiyle açılan Arkas Sanat Merkezi; Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın kişisel resim kolleksiyonunu sanatseverlerle paylaşıyor. İzmir’in sanat hayatına değer katan müzede, sergilerin yanı sıra sanatı sevdirmeyi amaçlayan çeşitli etkinlikler de yer alıyor.
Yalı Camii, Saat Kulesi ile beraber Konak Meydanı’nın simgelerinden biridir. Konak Camii olarak da anılır. Sekizgen planlı yapı, zarif çizgileri, kapı ve pencere kenarlarını süsleyen Firuze çinileri ile dikkati çeker. Klasik Osmanlı mimarisine sahip olan caminin yapımı 1755 yılında tamamlanmıştır. Mehmet Paşa’nın kızı Ayşe Hanım tarafından yaptırılmıştır. Cami, birkaç kez onarımdan geçmiştir.
Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan heykelin yüzü denize dönüktür. İzmir’in simgelerinden biri olan heykel, Atatürk’ü üniformayla ve at üstünde, sağ eliyle denizi işaret ederken, Büyük Taarruz başlangıcındaki ünlü “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!” emrini verirken betimlemiştir. İtalyan heykeltraş Pietro Canonica’nın eseridir. Kaide etrafında Kurtuluş Savaşı temalı bronz kabartmalar bulunur. Heykelin simgesel önemi büyüktür.
İzmir Arkeoloji Müzesi ile aynı bahçede yer alan Etnoğrafya Müzesi’nin tarihi binası dikkate değer bir mimariye sahiptir. 1800’lerin ilk yarısında veba hastaları için hastane olarak inşa edilen bina, o günden bugüne fakir hristiyanlar için barınak, doğumhane, eğitim binası, Sağlık Müdürlüğü binası gibi farklı amaçlarla kullanılmış ve 1987’den itibaren müze haline getirilmiştir. Müzede İzmir yaşam ve kültürüne ilişkin, el işçiliği örnekleri, geleneksel sanat ürünleri, süs eşyaları, sikkeler ve el yazmaları gibi örnekler sergilenmektedir
İzmir Kordon’da bulunan tarihi Pasaport İskelesi bugün hala İzmirlilere hizmet vermeye devam ediyor. Kahveleri ile ünlü iskeleye İzmir’in tadını çıkarmak isteyenlerin uğraması şart.
Kentin merkezinde, üç katlı binasında hizmet veren müze, bir kısmı sergilenen resim, heykel, seramik eser ve baskı resimden oluşan zengin bir koleksiyona sahiptir. Müzede Şeker Ahmet Paşa, İbrahim Çallı, Hikmet Onat gibi Türk resminin önemli isimlerine ait eserler yer alır. Müze, resim ve heykel sergilerinin yanı sıra zaman zaman amatör ressamlar için resim kursları, çeşitli süsleme ve el sanatlarına ilişkin kurslara da ev sahipliği yapmakta, sanatserverleri ağırlamaktadır.
İzmir’in incisi Kordon, yürüyen, spor yapan, balık tutan, güneşin batışını mis gibi kokan bir fincan kahve eşliğinde seyreden, damak tadını özel bir ortamda arayanları, her yaştan herkesi, taze deniz havasında ağırlar. Neşe ve hareket, denizin mavisi, gece İzmir ışıkları, İmbat rüzgarı da cabası...
İzmirlilerin bir araya gelme mekanlarından Gündoğdu Meydanı, simgesel öneme sahip yerlerden biridir. Meydanda, yuvarlak bir zemin üzerine kurulu, Cumhuriyet tarihindeki önemli gelişmelerin resmedildiği gövde üzerinde, Nazım Hikmet’in “Dört nala gelip uzak Asya'dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” mısrasından esinlenilmiş bir grup atlı bulunur. Prof. Dr. Ferit Özşen’in tasarımını yaptığı eser, uzaktan bakıldığında bir ağaca benzer ve Cumhuriyet Ağacı adını taşır.
Antik İzmir’e adını veren Smyrna Antik Kenti, Bayraklı Tepekule höyüğünde yer alır. Prof.Dr. Ekrem Akurgal’ın yıllarca süren büyük çabaları ile tarihi kimliğine dair pek çok bulguya ulaşılan kent, modern İzmir’in ortasında yer alan önemli bir tarihi alan ve kentin antik kalbidir.
Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun ardından, 14 Eylül 1922’de bu köşke gelerek köşkü bir süre Başkomutanlık Karargahı olarak kullanmıştır. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım bu köşke gelir ve son günlerini köşkün sahibesi Latife Hanım’ın yanında geçirerek 14 Ocak 1923’de hayata gözlerini burada yumar. Annesinin ölümünün ardından Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım ile bu köşkte evlenir. Atatürk’ün ve eşi Latife Hanım’ın anıları ile yüklü bu ev bugün Latife Hanım Köşkü Anı Evi olarak ziyarete açıktır.
Aziz Helen Kilisesi, Karşıyaka’nın ilk Katolik kilisesidir. Levanten Kont Alliotti’nin bağışta bulunduğu arazi üzerinde inşa edilmiş ve yapımı 1904’te tamamlanmıştır. Kilise vitraylarında Fransız aziz ve azizeleri tasvir edilir. Kilisede Azize Helen ve Aziz Konstantin’in mermer heykelleri bulunur.Kilisenin yapımı esnasında müslüman vatandaşların da bağışta bulunduğu ifade edilir.
Karşıyaka Mavişehir’de yer alan Bilim Müzesi, küçüklere ve bilime meraklı büyüklere, interaktif yöntemler ve deney düzenekleri ile bilimi sevdirmeyi amaçlar.
Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren Milli Mücadele destanını ve Cumhuriyetle yaşanan değişimi anıt, büst, rölyef, heykel ve kabartmalarla anlatan bir eserdir. Park, Yalı mahallesinde yer almaktadır.
Karşıyaka’da varlığını koruyan, tarihi ve mimarisi ile dikkati çeken köşkler şunlardır: Çamlık Caddesi girişinde bulunan Durmuş Yaşar köşkü, sahilde bulunan Penetti köşkü, bugün kafe olarak hizmet veren Van der Zee köşkü ve Löhner(Epikmen) köşkü.
Uzun bir kıyı şeridine sahip olan Seferihisar, listeye giren 11 plajıyla Türkiye’de en fazla mavi bayraklı plaja sahip kentlerden biridir. Bu güzel plajlardan sadece biri özel plaj, diğerleri halk plajıdır. Büyük Akkum Plajı, Akarca Plajı, Bahadır Mevkii Halk Plajı, Ömür Beldesi Plajı, Ürkmez Sağlık Ocağı Plajı, Doğanbey Sakız Ağacı Mevkii Plajı, Gemisuyu Mevkii Halk Plajı, Doğanbey Havacılar Sitesi Önü, İztur-Sertur Sitesi Önü, Bengiler Mahallesi Halk Plajı ve özel plaj olarak da Euphoria Aegean Resort Hotel plajı bu mavi bayraklı plajları oluşturur.
Teos Antik Kenti gezisi yapanlar, Sığacık’ın güneyinde yer olan Teos Ormanı Piknik Alanı’nda veya Ekmeksiz Tabiat Parkı’nda yeşilin tadını çıkarabilir veya Ekmeksiz Plajı’na inerek hem deniz keyfi yapabilir, hem de sahilde bulunan kır gazinosu ve tesislerden yararlanabilir. Ekmeksiz Parkı’nda çadırlı kamp yapmak da mümkün.
Sığacık’ta denizde 480, karada 80 teknelik kapasitesi ile Teos Marina, tekne sporları ve turizmine gönül veren tekne sahiplerinin, sosyal ve teknik tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış. Çevreye duyarlı yönetim anlayışı ile Mavi Bayrak sertifikasına da layık görülmüş bir tesistir.
Kent tarihine ilişkin belge ve objelerin sergilendiği Kent Belleği Müzesi ve Anı Evi binası, 1929 yılında Öğretmen Hamza Efendi tarafından yaptırılmıştır. Seferihisar merkezinde, Zenşiye Güler Konağı adresinde hizmet vermektedir. Özgün bir mimariye sahip olan konak, kent tarihi ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılması işlevini başarıyla yerine getirir.
Buca’da Tıngırtepe’de yükselir, Mevlânâ Celâleddîn-i Rumi anısına yapılan Mevlânâ heykeli. Dünyanın üçüncü büyük heykeli olarak nitelendirilen 25 metrelik dev heykel, yüksek bir tepede yer aldığı için İzmir’de pek çok noktadan görülebilmektedir. Heykelin yer aldığı parkta ayrıca semazen figürleri bulunmaktadır. Geceleri lazer aydınlatması yapılan heykelin bulunduğu alanda yürüyüş yolları ve dinlenme alanları ile kafeterya bulunur.
Eski adı Pagos Dağı olan Kadifekale, Büyük İskender’in uykuya yattığı ve düşünde perilerin kendisine yeni bir İzmir, antik adıyla Smyrna kurmasını fısıldadığı yer olarak bilinir. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos Dönemi’nde inşa edilen Yukarı Kale, üç imparatorluk görmüştür. Roma, Bizans, Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinin her birinde onarım gören Kale’nin bugün görünen duvarları, Fatih Dönemi’nden kalmadır. Kalenin bazı duvarları ve kulelerinden beş tanesi ayaktadır. Kalenin ana girişinin sağ ve solunda yer alan dik merdivenlerden yukarı çıkmayı göze alanlar, İzmir ve Körfez’in güzel manzarasını seyretme ayrıcalığına sahip olur.
Özellikle İzmir’e ilk kez gelenler için eğlenceli bir aktivitedir, rengarenk kabinleri ile teleferiğe binerek Dededağ’a çıkmak. Yolculuğun kendisi yeterince eğlencelidir ama geziniz varış noktasının güzelliği ile taçlanır. Dededağ üzerinde doyumsuz İzmir manzarasını izlemek, burada bulunan yeme-içme tesislerinden yararlanmak veya piknik yapmak mümkündür.
Özellikle Ege Üniversitesi gençlerinin çok rağbet ettiği; restoran, kafe ve barları ile Bornova’nın canlı yerlerinden biridir Küçükpark. Aynı zamanda, pek çok eğlence mekanı da Küçükpark’da bulunur.
Bornova Ergene mahallesinde yer alan Hüseyin İsabey Camii, Büyük Camii olarak da adlandırılır. Caminin 14. yy yapısı olduğu, Aydınoğulları Beyliği Dönemi’nden günümüze ulaştığı tahmin edilmektedir. Camii içinde kullanılan bazı sütunların Roma Dönemi Halkapınar Artemis Antik Kenti Diana Hamamlarından getirildiği bilinir. Sütunlardan birinde eski Yunanca bir kitabe bulunuyorsa da kitabenin üzeri kapatılarak gözlerden uzak tutulmuştur.
Bergama ve çevresinden çıkarılan binlerce tarihsel buluntunun sergilendiği müze, 1936 yılında hizmete girmiştir. Arkeoloji bölümünün yanı sıra müzede yer alan etnoğrafya bölümünde yöredeki yerleşik yaşama ait örnekler; halı, kilim, dokuma türleri, giyim kuşam ürünleri, günlük kullanım aletleri vs. sergilenir. Zengin bir arkeolojik mirasa sahip olan Bergama’da ortaya çıkarılmış değerli arkeolojik buluntular bu müzenin önemli bir parçasını oluşturur. Müzedeki eserler arasında en dikkat çekenlerden birisi; bugün yöredeki baraj sularının altında kalan ve tarihte önemli bir sağlık merkezi olarak görülen Allianoi Antik Kenti’nde yapılan kurtarma kazılarında erişilmiş mitolojik su perisi heykeli, Nimfe’dir. Pergamon akropolünde bulunmuş Medusa mozaiği ve Asklepion’da bulunmuş Nike Heykeli gibi pek çok önemli ve değerli eser müzede, bir kısım eser de müze bahçesinde sergilenmektedir.
Bergama’da, Yıldırım Bayezid tarafından 1398-99 yıllarında inşa ettirilen camii, dikdörtgen plan üzerinde kurulmuştur. Bergama’daki en eski camilerden biridir. Mermer mihrabı etkileyici bezemelere sahiptir. İki kapısı ve avlusunda taş şadırvanı bulunur. Kitabeli büyük kapı, mermer işlemeciliğinin güzel bir örneğidir.
Taş evleri, begonvillerle süslü parke taşlı dar sokakları, yeldeğirmenleri, denizi ve doğası, restoran kafe eğlence mekanları, sakız bahçeleri ile Alaçatı İzmir’in en sevilen, en popüler noktalarından biridir.
Alaçatı denince ilk akla gelenlerden biri sörftür. Bu heyecan verici su sporuna çok uygun bir koya sahip olan Alaçatı, Türkiye’nin en önemli rüzgar ve uçurtma sörfü merkezidir. Aynı zamanda uluslararası müsabakalara da sahne olan, dünya çapında bir su sporları arenasıdır.
Alaçatı, Ot Festivali, Tasting Alaçatı gibi aktivitelerle damak tadında da ne kadar iddialı olduğunu kanıtlamıştır.
Çeşme’nin en güvenli plajlarından birine sahiptir, Ilıca. Açık denizden nispeten korunaklı Ilıca Körfezi’nde yer alan Ilıca Plajı’nda deniz, güneş, plajı besleyen kaplıca sularıyla buluşur. Tam bir sağlık bileşimidir, bu. Yörede bulunan büyüklü küçüklü pek çok konaklama tesisinde, zahmetsizce bu kaplıca sularından yararlanmak mümkündür. Metrelerce gitseniz de sığ kalan plaj, çocuklar ve ilerlemiş yaşında denizden yararlanmak isteyenler için çok uygundur. İnce beyaz kumuyla iki kilometrelik sahili yalnız yerli yabancı turistlerin değil, İzmir halkının da çok rağbet ettiği alanlardan biridir.
Yaz günlerinin vazgeçilmez mekanı Ilıca’da, İzmir’in çok sevilen lezzetlerden kumrunun lezzeti daha bir güzeldir.
Tatil cenneti Şifne, aynı zamanda bir şifa merkezi niteliği taşır. İzmir’in bol mineralli şifalı sularının kaynadığı; çamuru ve termal suları ile cilt hastalıkları, romatizma, sindirim sistemi rahatsızlıklarına çare dağıtan beldesine, Ilıca yolu üzerinden ulaşım sağlanır. Paşa Limanı’nın sakin denizi, güzel bir deniz tatili planlayanlar için ideal. Akşam vakti, dalgalara değecek kadar yakın bir balık restoranında balık keyfi de bir başka güzel Şifne’de.
Çeşme’de sessiz sakin, denizle tarihle baş başa vakit geçirmek, romantik bir günbatımı seyretmek, balık, meze, lokma, gözleme, sakızlı muhallebi ile İzmir tatlarına özlem gidermek isteyenler için ideal bir yerdir Ildırı. Doğallığını bir ölçüde de olsa korumayı başarmıştır. Antik Çağ’ın oniki İyon kentinden biri olan Erythrai (Eritre) Antik Kenti, Ildırı'da bulunur. Antik kentte özellikle tiyatro ve Athena Tapınağı görmeye değer. Ildırı’nın içinde bulunduğu güzel koy, aynı zamanda Çelebi, Yassı Ada, Küçük Odalar, Karabağ, Sarı Ada, Taş Adaları, Eşek Adası gibi gezilebilecek küçük adalarla bezenmiştir. Fener Adası da dalışçılara sualtı dalış keyfini sonuna kadar yaşatır. Kampçılar için kamp alanları da mevcuttur, Ildırı’da.
İşte olanca güzelliği ile bir Ege kasabası. Eski bir balıkçı köyü olan Dalyanköy veya Dalyan mahallesi, Çeşme’ye çok kısa bir mesafede yer alıyor ve Çeşme yarımadasının kuzey ucunda bulunuyor. Artık bir turizm kasabası kimliğine bürünmüş olan Dalyanköy’de, karaya doğru sokulan ve bir kanal görünümündeki doğal korunaklı yat limanına, tekne sahipleri, içleri rahat teknelerini bağlayabilir. Marinayı çepeçevre saran balık restoranlarında ağız tadıyla yemek yemek, dostlarla koyu sohbetlere dalmak ayrı bir keyif. Dalyanköy’ün çevresi de etkileyici güzellikte plajlara sahip. Sakin, sessiz, spor yapma şansına da sahip olduğunuz Kocakarı ve Sakızlıkoy plajları güzel yaz tatili anıları biriktirecek tatilcileri bekliyor.
Kuzeyde sakin denizi ile Aya Yorgi Plajı ve doğuda Punta Burnu ile sınırlanan Boyacık Koyu, 5 km. civarında uzun ve güzel plajıyla hızlı gelişen bir turistik yöredir. Çeşme’nin görmeye değer, nezih koylarından biridir.
1528 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından şehre gelen yabancı tüccarların konaklaması için inşa ettirilen Kervansaray bugün restore edilmiş ve otel olarak, tarihi bir atmosferde şehre gelen misafirleri ağırlamaya devam ediyor. Tarihi bina Çeşme Kalesi’nin hemen yanında yer alıyor.
Tekne sahiplerinin Ege’de en güzel duraklarından birisidir, Çeşme Marina. Restoran ve kafeleri, alışveriş ve eğlence imkanları ile bir kompleks şeklinde tasarlanan Marina’da denizde 400, karada 100 teknelik kapasite mevcuttur.
Çeşme Kalesi içinde yer alan müze, 1965 yılından bu yana hizmet vermektedir. Arkeoloji müze olarak düzenlenen Çeşme Müzesi içinde Erythrai Antik Kenti’nden çıkarılan eserler başta olmak üzere yüzlerce arkeolojik eser bulunur. Sergilenen eserler arasında amforalar, heykel ve büstler, gümüş ve bronz sikkeler yer alır.
Dikili’nin güzel ve sakin turizm beldesi. Türkiye’nin paha biçilmez Ege sahili üzerinde cennet içinde bir cennettir, Çandarlı. Antik Çağ’da Pitane adıyla anılan bu güzel belde, bir dönem Cenevizlilerin Ege ticaret yollarını kontrol altında tutmak için kullandığı güvenli bir liman, üs vazifesi görmüştür. II. Murat’ın ünlü sadrazamı Çandarlı Halil Paşa Cenevizlilerin limanı korumak için yaptırmış olduğu kaleyi onarımdan geçirmiştir. Böylece Çandarlı Kalesi, bugünkü sevimli turizm kasabasına adını verir.
Çandarlı Körfezi’ne bir burunla uzanan yarımadanın iki yanında uzanan plajlarda, Ege’nin soğuk suyuna dalmak büyük bir zevktir.
Bademli, Dikili’nin güneybatısında yer alır ve güzel koyları, denizinin eşsiz renk ve berraklığı ile bilinir. Gelmişken hemen yakınlardaki Garip ve Kalem Adası’nı görmeden, adaların güzel denizinin tadını çıkarmadan olmaz. Bademli’nin geleneksel koruk suyundan da mutlaka tatmak lazım. Bademli’nin Denizköy’e doğru giderken 3. km'sinde ulaşılan Ilıcası deniz suyuna karışır. Şifa dağıtan sıcak sulardan serin sulara geçmek hem mümkün, hem büyük zevk.
Ege’nin incisi İzmir’in her köşesinde ayrı bir güzellik saklıdır. Gediz Nehri deltasında yer alan Çamaltı Tuzlası bu zenginliklerden biriyse, diğeri de onun çok yakınlarında yer alan Kuş Cenneti’dir. Tuzla ve sazlıklar, tuzlu ve tatlı su birlikte, yılda binlerce kuşun konakladığı doğal bir yaşam alanı oluşturur. Bu sulak alan koruma altına alınmıştır.
Kuş gözlemi yapmak isteyenler, fotoğraf meraklıları, bugün farklı bir şey yapmak istiyorum diyenler için bulunmaz bir köşedir burası. İsteyen yürüyerek, isteyen bisiklet parkurunu kullanarak keşif yapabilir veya bunun için kuş gözlem kulelerinden yararlanabilir. 300’e yakın kuş türünün görüldüğü Kuş Cenneti’nin saygıdeğer misafirlerinden biri özellikle dikkat çeker; bu misafirler Flamingo’lardır. Öyle ki Kuş Cenneti içinde yapay bir Flaming üreme adası dahi oluşturulmuştur.
Kozbeyli Köyü, Foça ilçesinin kuzeyinde, yüksekçe bir alan üzerine kurulmuştur. Köyün en dikkat çekici özelliği otantik taş evleridir. Dokusunu koruyan bu tarihi köy, deniz kenarında olmasa da, konumu itibariyle deniz görmektedir. İzmir, Foça gezisi yapıyorsanız; köy kahvaltısı yapmak veya sadece köyün meşhur dibek kahvesini içmek, nefis zeytinyağından satın almak için uğramak şart!
Su altı dünyasını keşfetmek isteyenler için Karaburun’da farklı dalış noktaları bulunur. Karaburun’da denizin altındaki büyülü dünya ile buluşmak isteyenler Büyük Ada, Küçük Ada, Domuzburnu ve Aslan Kayası’na doğru, tecrübeli dalgıçlar eşliğinde yol alabilirler.
İzmir Tire Müzesi, arkeolojik ve etnografik eserlere ev sahipliği yapar. Müze iki salondan oluşur. Salonlarda arkeolojik, etnografik, el yazması, güzel sanat eseri ve arşiv vesikası olmak üzere binlerce eser ziyaretçilerle buluşur. Salonların yanı sıra taş ve pişmiş toprak eserler de müze bahçesinde teşhir edilir.
İzmir ili Tire ilçesi Kurtuluş mahallesinde yer alan Tire Ulu Camii, kuzey kapısında yer alan onarım kitabesine göre 1870 tarihinde Aydınoğlu Cüneyd Bey tarafından yaptırılır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde ise caminin 1364-65 ve 1677 yıllarına ait iki kitabesi olduğundan söz edilir; ancak iki kitabe de yerinde bulunmamaktadır. Kare planlı camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Tire ilçesinde bulunan Yoğurtluoğlu Külliyesi 15. yy’da yaptırılır. Yavukluoğlu Cami olarak da bilinen camide kitabe olmaması nedeniyle inşa tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Külliye içerisinde içi boş bir rasathane, medrese, aşevi, hamam bulunur. Camii, yapılan restorasyonun ardından ibadete açılmıştır.
İzmir ili Torbalı ilçesi Tepeköy mevkiinde konumlanan hipodrom, 1894 yılında Adnan Menderes’in eşi Berrin Menderes’in dayısı Evliyazade Refik Bey tarafından yaptırılır. Geçmişte yangın geçiren yapı büyük hasar görmesi nedeniyle günümüze yalnızca taşıyıcı duvarları ulaşır. Yapı, birinci derece SİT alanı içerisine alınmıştır. Restore edilen hipodrom, günümüzde farklı etkinliklere ev sahipliği yapar.
İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde bulunan Kurudere Köyü, çatısı altında yapılan nazar boncuğu üretiminden dolayı 2007 yılında Bakanlık onayı ile Nazarköy adını alır. Köyde ocaklarda nazar boncuğu ve cam eşya üretimi 1950’den günümüze dek yapılır. Köy, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker.
İzmir ili Menderes ilçesinde yer alan Klaros Kutsal Alanı Kehanet Merkezi, Anadolu ve Dünya arkeolojisinde önemli bir yere sahiptir. Tarihi alan içinde mutfak, hamam bulunan katagogeion (misafirhane) yer alır. Kutsal alanda ise Apollon Tapınağı bulunur. Tapınak, İonia’da yapılan tek Dor Tapınağı olarak bilinir.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Kızlarağası Hanı, kentin en hareketli hanlarından biridir. İki kata sahip olan avlulu han, 1744 senesinde Hacı Beşir ağa tarafından inşa ettirilir. Hisar Camii’nin yanında konumlanan han, Osmanlı Dönemi’nde sıklıkla kullanılan hanlardan biridir. Günümüzde hanın giriş katında seramik, tekstil, cam ve ahşap ürünler; üst katında antika, gümüş, el sanatı, müzik ürünleri satılır. Avlusunda kafeteryalar bulunur.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Hükümet Konağı’nın bulunduğu yerde, uzun seneler Vali Konağı olarak kullanılan ahşap Katipzade konağı bulunur. Bölge, bu nedenle Konak adıyla anılır. Zaman içerisinde bakımsız hale gelen bina yıktırılır ve aynı yerde 1872 senesinde yeni hükümet binası hizmete girer. Ancak bu yapı da 1970 yılında çıkan yangın ile yıkılır. Günümüzde, Konak Meydanı’nda yer alan Hükümet Konağı, aslına sadık kalınarak o dönemde yapılır ve halen hizmet vermektedir.
Konak ilçesinde yer alan Mustafa Kemal Sahil Bulvarı, 6,5 km’lik sahil bandında yürüyüş ve bisiklete binme fırsatı sunar. Yaz aylarında güvenli bir şekilde yürüyüş yapma şansı sunan bulvarın kara tarafında ise keyifli zaman geçirilebilecek kafe ve restoranlar yer alır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Hatuniye Camii, Tayyibe Hatun isimli bir hayırsever tarafından inşa ettirilir. 17.yy başlarında yaptırıldığı tahmin edilen camii, zaman içerisinde onarım geçirir. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde konumlanan İkiçeşmelik Camii, Kurt Mehmet Paşa tarafından 1893 senesinde inşa ettirilir. İkiçeşmelik mahallesinde yer alan caminin yüksek minaresinin ise II. Abdülhamid’in talimatı ile yaptırıldığı ifade edilir. Camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Tarih ve Sanat Müzesi, 2004 yılında Kültürpark’ta hizmete girer. Ziyaretçilerine üç bölümde eserlerini sergileyen müze, Taş Eserler Bölümü’nde Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait heykeller ile mimari plastik eserlere yer verir. Seramik Eserler Bölümü’nde Prehistorik dönemden Bizans dönemine kadar olan zengin seramik koleksiyonları sergilenirken, Kıymetli Eserler Bölümü’nde ise Erken Tunç Çağı’ndan Osmanlı döneminin sonlarına kadar kıymetli taşlar, altın, gümüş, bronz sikkeler, pişmiş toprak, cam ve madeni eserler yer alır.
İzmir ili Ödemiş ilçesinde bulunan ve 1987 yılında ziyarete açılan Ödemiş Müzesi’nde tek teşhir salonu yer alır. Arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müzede sikke koleksiyonu da görülebilir.
İzmir ili Bergama ilçesinde yer alan Hacı Hekim Camii, Mevlana Hacı Hekim tarafından 1513 tarihinde inşa ettirilir. Zaman içerisinde farklı tarihlerde onarım geçiren camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Selçuk ilçesinde bulunan Meryem Ana Tabiat Parkı, ilçeye yaklaşık olarak 6 km uzaklıkta konumlanır. Doğal ve tarihi açıdan değerli bir alana yayılan park içerisinde Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti, Ortaburun, Kapılıdağ, Dede tepeleri yer alır. Zengin florasıyla öne çıkan parkta kızılçam, orman sarmaşığı, yabani zeytin, kermes meşesi, funda, keçi boynuzu, sığır kuyruğu, sandal ağaçları yetişir. Fauna türleri arasında ise şahin, baykuş̧, çakal, karatavuk, kurt yer alır. Park trekking, foto safari, dağcılığa uygun alanlara sahiptir.
İzmir ili Konak ilçesinde bulunan tarihi Ali Ağa Camii, 1672 yılında Gedizli Ali Ağa tarafından inşa ettirilir. Caminin yapımında mermer ve ahşap kullanılır. İzmir’in tek ahşap camisi olarak anılan ve 2015 yılında restore edilen camii ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Çorakkapı Camii, Bostanizade Mehmed Efendi tarafından 17.yy’da inşa ettirilir. Taşrakapı Camii olarak da bilinen ibadet yeri, minaresi ve kubbesi ile kentin en ilgi çeken tarihi camileri arasında bulunur.
İzmir ili Konak ilçesinde bulunan Fettah Camii, Türkistanlı Hacı Abdülfettah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Abdülfettah Camii olarak da anılan yapının yapım tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. 1843 yılına ait onarım kitabesi bulunan camii, 2011-2013 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek son halini alır. Camii ibadete açıktır.
Konak ilçesinde yer alan caminin kitabesi olmaması nedeniyle inşa tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. 16.yy’da yapıldığı tahmin edilen cami 1842 yılında çıkan yangında yanar ve ardından yeniden inşa edilir. Dikdörtgen planlı olan camii, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minareye sahiptir. 1914 ve 1955 yıllarında camii minaresi onarım geçirir. Faik Paşa Camii, ibadete açıktır.
İzmir ili Bergama ilçesinde yer alan Kurşunlu Camii, 1439 yılında inşa ettirilir. Zaman içerisinde onarım geçiren camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Algazi Sinagogu, Algazi ailesinden İshak Algazi tarafından 1724 yılında inşa ettirilir. Avlusunda yer alan 1889 ve kapısında bulunan 1901 tarihli kitabeleri, sinagogun 1841 senesinde yaşadığı yangının ardından onarım geçirdiğine işaret eder. İç mimarisiyle dikkat çeken sinagogda yer alan koltukların çoğu 19.yy’dan kalmadır. Algazi Sinagogu, günümüzde her şabat ve bayramlarda ibadete açıktır.
Şalom Sinagogu, 1930’larda Aydın ilinden gelip bölgeye yerleşen Yahudi cemaati tarafından kullanılır. İzmir ili Konak ilçesinde yer alan yapı, bu nedenle Aydınlılar Sinagogu olarak da anılır. 1841 yılında İzmir’de yaşanan yangından zarar görmeyen tek sinagog olma özelliğine sahiptir. Yangının sinagogun kapısının önünde durdurulduğuna dair bir kitabe, yapı kapısına yerleştirilmiştir. Mimarisi ve mekan süslemeleriyle, kentin en otantik sinagogu olarak gösterilir.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan, 1510-1569 senelerinde Donna Gracia Mendes tarafından inşa ettirilen Sinyora Giveret Sinagogu, 1841 tarihinde yaşanan yangında zarar gören sinagoglar arasında bulunur. Yangının ardından Yeruşalmi ailesinin tekrar yaptırdığı sinagog, ilk haline sadık kalınarak merkezi planlı olarak inşa edilir. Neo klasik dönemi yansıtan mimarisi ile Sinyora Giveret, günümüzde dimdik ayakta duran İzmir sinagoglarından biridir.
Salomon de Cavies tarafından 1724 yılında inşa ettirilen Bikur Holim Sinagogu, Sefarad sinagoglarından olması sebebiyle merkezi planlıdır. 1772 yılında yaşanan yangında zarar gören yapı, Manuel de Ciaves tarafından yeniden yapılır. İzmir ili Konak ilçesinde yer alan ve kentin en güzel tarihi sinagogları arasında gösterilen yapı, dini bayramlar ve cumartesi günleri ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan ve şehrin en eski sinagogu olarak bilinen Etz Hayim Sinagogu’nun Bizans döneminden günümüze geldiği düşünülür. Tarihte İzmir’de yaşanan yangınlarda zarar gören yapı, sonrasında onarım görür. Daniel Sidi’nin 1851 senesinde son kez sinagogu restore ettirdiği ifade edilir. Etz Hayim Sinagogu günümüzde kullanılmamaktadır.
Mimari özellikleri, sinagogun 17.yy’da yapıldığına işaret eder. İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Talmud Tora Sinagogu, Sefarad sinagoglarından olmasından dolayı merkezi planlıdır. 1838’de Hacez Kardeşler’in onarımını yaptırdığı sinagog, 1841 senesinde yaşanan yangında zarar görür. 1870 yılında yapı yeniden onarılır. Bugün harap durumdadır.
1905-1907 yıllarında inşa edilen sinagog, İtalyan mimarisinden izler taşır. İzmir’in en büyük sinagogu olarak bilinen Bet İsrael Sinagogu, kilise planlamasını yansıtan bir yapıdadır. İzmir ili Konak ilçesinde bulunan sinagog, 1907 yılında inşa edilen orijinal hali ile günümüze ulaşmıştır.
Şehrin en çok kullanılan sinagoglarından biri olan Bet İsrael Sinagogu, geçmişte ünlü haham Hayim Palaçi’nin ibadet ettiği sinagog olarak da bilinir.
19.yy’ın ikinci yarısında bölgeye yerleşen Yahudilerin ibadet ihtiyacını karşılamak amacıyla bir sinagog kurduğu ifade edilir. Nesim Levi Bayraklı’nın oğlu Moşe Levi’nin Roş Ha Har Sinagogu’na bağışladığı yazıtta, 1894, 1896 ve 1904 tarihlerine sahip olan kutsal kitap örtüleri, tarihi yapının 1890’larda kurulduğuna işaret eder. İzmir ili Konak ilçesinde yer alan sinagog, günümüzde bayramlarda ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesi Alsancak mahallesine yerleşen Yahudiler tarafından ibadet ihtiyacı ile inşa edilen Şaar Aşamayım Sinagogu’nun yapım tarihi hakkında net bir bilgi yoktur. Sıklıkla kullanılan sinagog, yoğunluk açısından Bet Israel Sinagogu’nun ardından gelir. İhtiyaçlar doğrultusunda restore edilen ve yapı değişiklikleri geçiren sinagogun orijinal formu hakkında net bir bilgi yoktur. İzmir’in en eski sinagoglarından biri olan Şaar Aşamayım Sinagogu, İtalyan etkisi taşır.
Mimari özelliklerinden ötürü 16.yy ortalarında inşa edildiği tahmin edilen sinagog, Portekiz asıllı göçmenler tarafından inşa edilir. İzmir ili Konak ilçesinde yer alan sinagog, bu nedenle Portekiz Sinagogu adını alır. 17.yy ortalarında, dönemin en büyük sinagogu olduğu bilinir. 1976 yılında yanan sinagog, günümüzde harap durumdadır.
1840 senesinde Viyanalı Rotşild ailesinin desteği ile kurulan Hahamhane, İzmir Hahambaşılığı ofisi olarak tarihte hizmet vermiştir. İzmir Yahudi cemaatinin 1930’lara dek resmi işlerinin görüldüğü Hahamhane’de, Yeşiva (dini öğretim kurumu) ile kitaplığa yer verilmiştir. İzmir ili Konak ilçesinde konumlanan ve 1997 yılında boşaltılan yapı, günümüzde harap durumdadır.
19.yy’da yaşayan önemli din adamları arasında gösterilen Haham Hayim Palaçi ve oğlu Abraham Palaçi, Yahudi cemaatinin önemli din bilginlerindendir. 1861 yılında Osmanlı padişahı Abdülmecit tarafından “Adaletten sorumlu din adamı” nişanı ile ödüllendirilen Haham Hayim Palaçi, hayattayken pek çok eser kaleme alır; ancak oğlu tarafından bir kısmı yayınlanabilir. Abraham Palaçi, Bükreşli bir bağışçı sayesinde hem babasının eserlerini bastırır hem de Beit Hillel Sinagogu’nun inşasını yaptırır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan sinagog, tarihte iki yangın geçirir ve harap olur. Restorasyon döneminden geçirilen sinagog günümüzde müzeye dönüştürülmüştür.
Beit Hillel Sinagogu, Gürçeşme’de yer alan Palaçi mezarı ve mezarın yanında yer alan mikve (arınma havuzu) Yahudi cemaati tarafından Pırlanta Üçgeni olarak kabul görür.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Başdurak Camii, 1652 yılında tahıl tüccarı Hacı Hüseyin tarafından inşa ettirilir. Hacı Hüseyin Camii olarak da anılan yapının Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde giriş kapısı üzerinde bir kitabesinin olduğu ve kim tarafından ne zaman yaptırıldığının burada belirtildiği ifade edilir. Günümüzde bu kitabe camide yer almazken, 1774 yılındaki onarım kitabesi görülebilir.
Mimarisi ve süslemeleriyle dikkat çeken tarihi camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Hacı Mahmut Camii, 18.yy’da inşa edilir. Camii batısında hazire konumlanır. Otuz sekiz mezar kitabesinin yer aldığı cami haziresinde, üç mezar öne çıkar. Kadri Paşa, eşi Üftade Hanım ve ordu kâtiplerinden Mirliva Mesut Paşa’nın oğlu Mehmed Murad Bey’in mezarları hazirede bulunur. Hazirenin güneydoğusunda yer alan ve ince duvarla çevrelenmiş olan bir mezarın kitabesi ile ayak taşı ise bulunmamaktadır.
Hazire düzensiz bir taş yığını gibi görünmesi nedeniyle, düzenlemeye ihtiyaç gösterir.
1597-1598 yıllarında Aydınoğlu Özdemiroğlu Yakup Bey tarafından inşa ettirilen Hisar Camii, İzmir ili Konak ilçesi Hisarönü mevkiinde yer alır. İzmir’de yaşanan depremlerde zarar gören yapı, zaman içerisinde onarımlar geçirir. 1927 yılında, camiye yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenir. Kare planlı, merkezi bir kubbe ve altı kubbe ile örtülü olan camiye son cemaat yerinden ibadet mekânına üç kapı ile girilir. Kısa zaman önce son cemaat yerinin önü camekânla örtülür.
Camii içerisinde 18-19.yy kalem işleri görülebilir.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Pazaryeri Camii’nin 15.yy’da yapıldığı tahmin edilir. Caminin ilerleyen zamanlarda onarım geçirdiği belirtilir. Camii, Han-Bey olarak da anılmaktadır.
Kestane Pazarı Camii, 1079 tarihinde Emin oğlu Hacı Ahmet Ağa tarafından inşa ettirilir. İzmir ili Konak ilçesinde bulunan kare planlı camii, kesme ve moloz taştan inşa edilmiştir. Camii minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. 19. yy’da, Selçuk ilçesinde yer alan İsa Bey Camii’nden bir bölüm getirilerek camii mihrabının üst kısmına eklenir. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesi Kemeraltı Çarşısı’nda yer alan Kemeraltı Camii, 1671 senesinde Yusuf Çamazade Ahmet Ağa tarafından inşa ettirilir. Kare planlı camii, kesme taştan inşa edilmiştir. Camii minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Yapı içerisinde 18.yy kalem işleri görülebilir. Kalem işleri son dönemde yapılan onarımlarda yenilenmiştir.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Salepçioğlu Camii, Salepçizade Hacı Ahmet Efendi’nin vasiyeti ile 1897-1907 yıllarında İzmir Kadısı Mehmet Emin Efendi’nin gözetiminde yaptırılır. Fevkani bir yapı olan caminin üst katı camii, alt katı medrese olarak inşa edilmiştir. Caminin medrese bölümü bugün kuran kursu olarak hizmet verir. Camii minaresi, sekizgen kaide üzerinde daire kesitlidir. 1904’te camii için hazırlanan çizimler, son cemaat alanında sergilenir.
Camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Şadırvan Camii, 1636 yılında inşa edilir. Camii adını çevresinde bulunan şadırvanlardan alır. 1815 tarihinde onarım gören camii, tek şerefeli minareye sahiptir. Kesme taştan yapılan caminin son cemaat yeri camekânla çevrilidir. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
Şeyh Camii, İzmir ili Konak ilçesinde bulunur. Camii, yanında yer alan türbede yatan Şeyh Mustafa Efendi’den adını alır. 17. yy ortalarında yapıldığı tahmin edilen camii, zaman içerisinde onarımlar geçirmiştir. Günümüzde camii ibadete açıkken, türbe de ziyaret edilebilmektedir.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Odunkapı Camii, kentin tarihi camileri arasında yer alır. Caminin 1753 tarihinde Odunkapılızade Hacı Mehmed Ağa tarafından inşa ettirildiği tahmin edilir. Camii kitabesinde yapının 1757 yılında inşa edildiği geçer. Camii çeşmesinin kitabesinde ise 1738 tarihi yer alır.
Zaman içerisinde onarımlar geçiren camii günümüze ulaşmıştır. Camii, bugün ibadete açıktır.
İzmir ili Karşıyaka ilçesinde yer alan, 1901 yılında Üçüncü Kolordu 32. Tümen 63. İzmir Tali Tugayı Kumandanı Hacı Osman Hilmi Paşa tarafından inşa ettirilen camii, tek minarelidir. Camii yanında Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın anıt mezarı konumlanır.
1874’te inşa edilen ve Meryem Ana’ya adanan Eisodion Tis Theotokou Kilisesi, Cumhuriyetin ilk yıllarında camiye dönüştürülür. Pazaryeri Camii adını alan yapı, Çeşme ilçesi Alaçatı mevkiinde yer alan en eski eserlerden biridir. Camiye kesme taştan ve tek şerefeli minare sonradan eklenmiştir. Camii içerisinde kilisenin olduğu dönemden kalma mimari yapılar, figürler ve resimler görülebilir. Camii, ibadet saatleri dışında ziyarete açılır.
Aziz Yuhanna Katedrali, İzmir ili Konak ilçesi Alsancak mevkiinde yer alır. Osmanlı Padişahı Abdülaziz’in izni ile 1862 yılında inşa edilen katedral, 1874 yılında ibadete açılır. 1965 yılında dönemin başpiskoposu katedrali ABD’ye kiraya verir ve yaklaşık 50 yıl NATO’da görevli olan askerler katedrali ibadethane olarak kullanır. Ancak askerlerin zamanla güvenlik önlemleri artar ve halk kiliseden faydalanamaz. Bu nedenle ilerleyen dönemde kontrat sonlandırılır ve katedral restore edilir. Yapı, 2013’den günümüze halka hizmet eder.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Notre Dame Lourdes Katolik Kilisesi, Fransa’nın kasabalarından olan Lourdes’tan adını alır. Kilise günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Konak ilçesi Alsancak mevkiinde yer alan Saint John Avengelist Kilisesi, 1902 tarihinde ibadete açılmıştır.
Kilise, İzmir ili Konak ilçesi Alsancak mevkiinde konumlanır. 1850 yılında inşa edilen Katolik Kilisesi, 1904 senesinde yıkılır ve daha sonra günümüzdeki haliyle tekrar yapılır.
İzmir ili Bornova ilçesinde bulunan Santa Maria Katolik Kilisesi, 1797 yılında inşa edilir. Kilise 1832 senesinde onarım geçirmiştir.
İzmir ili Konak ilçesi Alsancak mevkiinde yer alan kilise, 1793 yılında Hollanda Kilisesi olarak ibadete kapılarını açar. Kilise, ilerleyen yıllarda, 1922 yılında yaşanan yangında yok olan Aya Fotini Kilisesi’nin adını alarak hizmet vermeye devam eder.
İzmir ili Bornova ilçesinde bulunan Anglikan kilisesi, 1857 senesinde, Bornova’da yaşayan Anglikan Topluluğu için Charlton Whittall tarafından inşa edilir. Kilise bölgedeki tek Anglikan kilisesidir.
İzmir ili Konak ilçesi Alsancak mevkiinde yer alan kilise, bir İtalyan Katolik kilisesidir. Fransisken rahiplerin görev aldığı kilise, Meryem Ana’ya ithafen 1689 yılında ibadete açılır. 1889 yılında yanan kilise, 1891’de restore edilir. 1922 yangınında ise kilisenin manastır binası hasar görür. Tarihi mimarisi ile kilise günümüze ulaşmıştır.
İzmir ili Karşıyaka ilçesinde yer alan kilise, Karşıyaka’da yer alan ilk Katolik kilisesi olarak bilinir. Kilise, 1904-1905 yıllarında Kont Nikolai Alliotti’nin desteğiyle inşa edilir. Karşıyaka’da yaşayan Müslümanların yapımı için bağışta bulundukları kilisenin mimarı, Konak Saat Kulesi ile St. Polycarp Kilisesi kemerine imza atan Raymond Pere olur. Kilise, bugün hafta sonu ayinlerine ev sahipliği yapar.
İzmir ili Konak ilçesinde yer alan Saint Polycarp Kilisesi, Aziz Yuhanna’nın ilk öğrencilerinden olan ve Aziz ilan edilen İzmir Piskoposu St. Policarp’a ithafen 1625 yılında inşa edilir. Osmanlı padişahı I. Süleyman’ın izni ile inşa edilen kilise, 1680 yılında yaşanan yangında zarar görür. Sonrasında onarım geçiren kilise, 1775 yılında tekrar restore edilir ve üç nefli bir bazilika formunu alır. Kilise, 1892-1898 tarihleri arasında geçirdiği onarımda ise şapellerle genişletilir. Fransız ressam Raymond Pere, St. Policarp’ın hayatını kilisenin içine yaptığı resimlere taşımıştır.
7 bin yıl önce yerleşimin başladığı Özdere, günümüzde İzmir ili Menderes ilçesinin turizm bölgesi olarak bilinir. Tarihte farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Özdere, Kesre, Kasura ve Dioshieron isimleriyle anılmıştır.
30 km’ye yaklaşan sahil şeridi, masmavi denizi, mavi bayraklı plajları ile yaz aylarında tatilcilerin gözdelerinden olmayı başaran Özdere, aynı zamanda doğası ile de dikkat çeker. Bölgede ünlü satsuma mandalinası yetiştirilmektedir.
2000 yılında çalışmalarına başlayan, eğitim ve eğlence hedefli olarak yola çıkan Uzay Kampı, farklı ülkelerden pek çok ziyaretçiyi kabul eder. Çocuklar ve yetişkinleri uzayla ilgili interaktif simülasyonların kullanıldığı dinamik bir ortamda ağırlayan kamp, ziyaretçilerini takım çalışmasına yönlendirir. Gençler kampta aynı zamanda teknoloji, bilim ve matematik alanlarında kariyer yapmaları için motive edilirler.
Dünyadaki üçüncü uzay kampı özelliğine sahip olan kamp, merkezi Alabama’da yer alan Amerika Uzay Bilimleri Sergi Komisyonu Lisansı'na sahiptir. Kamp aynı zamanda Türkiye Kamplar Derneği üyesidir.
İzmir ili Güzelbahçe ilçesi Yaka mahallesinde her pazar günü kurulan Otantik Pazar, ziyaretçilerini ağırlar. Pazarda satışı yapılan ürünler, sağlığa zararlı olması nedeniyle naylon poşet ile teslim edilmez. Taptaze meyve ve sebzeler, baldan zeytine uzanan kahvaltılıklar, köy ekmekleri, kuru bakliyatlar ve el emeği ürünlere pazarda ulaşılabilir.
İzmir ili Güzelbahçe ilçesi haftanın farklı günlerinde pazarlara ev sahipliği yapar. 15 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında ilçe vapur iskelesinde her akşam Gece Pazarı kurulur. Bunun yanı sıra her cumartesi Yelki mahallesinde Yelki Yöresel Pazarı ve Kahramandere mahallesinde halk pazarı; salı günleri Yalı mahallesi Kültür Merkezi Kapalı Pazaryeri’nde halk pazarı; pazar günleri ise Yaka mahallesinde Otantik Pazar kurulur.
İzmir ili Torbalı ilçesinde yer alan caminin, Sultan II. Abdülhamid tarafından 1891 yılında inşa edildiği söylenir. Cami zaman içerisinde onarımlar geçirdiğinden orijinalliğini yitirmiştir. Dikdörtgen planlı yapının tavanı kiremitle kaplıdır. Tek şerefeli minaresi orijinalliğini korumaktadır. Camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Torbalı ilçesi Tulum köyünde bulunan camii, kitabesine göre Sultan II. Abdülhamid tarafından 1889 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı camii, tek şerefeli minareye sahiptir. Yapının giriş kapısı üzerinde sultanın tuğrası bulunur. Camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Torbalı ilçesi Naime köyünde yer alan caminin 1888 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından kızının adına inşa ettirildiği söylenir. Yapıda sultanın tuğrası bulunur. Dikdörtgen planlı camide tek şerefeli minare yer alır. Çinilerle süslü olan mihrabı görülmeye değerdir.
İzmir ili Torbalı ilçesi Yeniköy’de konumlanan camii 1898 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından inşa ettirilir. Abdülhamid Camii olarak da anılan dikdörtgen planlı camii, ahşap çatıya sahiptir. Harim giriş kapısında sultan tuğrası ve kitabe görülür. Tek şerefeli camii minaresi kesme taştan yapılmıştır.
İzmir ili Torbalı ilçesinde yer alan caminin, Sultan II. Abdülhamid tarafından 1902 yılında, Ramazan ayında açıldığı söylenir. Tek minareli caminin iç mekanında ahşap işçiliği ön plandadır. Yakın zamanda camide restorasyon yapılmıştır. Yapılan onarım çalışmaları neticesinde camii günümüzde orijinalliğinden uzaktır.
İzmir ili Urla ilçesi Yenice mahallesinde yer alan Hacı Turan Cami, 1554 yılında inşa edilmiştir. Kapan Camii olarak da anılan yapı, kare planlıdır, kesme taş ve moloz taştan inşa edilmiştir. Farklı zamanlarda onarım geçiren camii, onarımlar sebebiyle orijinal mimarisinden uzaklaşmıştır. Camii minaresi tek şerefelidir.
Ayasuluk (Selçuk) Kalesi’nin iç bölümünde konumlanan Kale Camii, tek kubbeye sahiptir. Camii minaresinin ise bir kısmı ayaktadır. Caminin yapım tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.
İzmir ili Selçuk ilçesi Atatürk Mahallesinde yer alan Kılıçaslan Camii’nin mimari özeliklerine dayanılarak 14. yy’a tarihlendiği belirtilir. Kare planlı camii, tek kubbelidir. Son cemaat yerine sahip olan camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Çeşme ilçesi Alaçatı beldesinde bulunan Hacı Memiş Camii 1812 yılında, Geç Osmanlı döneminde inşa edilir. Kare planlı camii, tek kubbeli ve kiremit örtülüdür. Tek şerefeli minareye sahip olan camii günümüzde ibadete açıktır.
Bergama Antik Kenti, yüksek bir konumda bulunmasından dolayı Akropol’e ulaşım teleferik ile sağlanır. Tonajlı araçların titreşiminin sur duvarlarına zarar verdiğinin tespit edilmesi üzerine bölgedeki yollar tonajlı araçlara kapatılmıştır. Teleferik ile hem keyifli bir yolculuk yapılır hem de akropole kısa sürede ulaşım sağlanır. Teleferik ulaşımından ücret tahsil edilir.
İzmir ili Bornova ilçesi sınırlarında bulunan İkiz Göller, doğa harikası güzelliği ile görenleri kendine hayran bırakır. Bornova’ya yola düşen doğaseverlerin gölleri görmeleri önerilir. Keyif veren bu rota için ağırlıkla trekking turları düzenlenir.
İzmir ili Dikili ilçesinde ziyaretçilerin masmavi denizle buluşabileceği birçok plaj yer alır. Tertemiz plajların bazıları yıllardır mavi bayrak almaya hak kazanmıştır. Dikili Halk Plajı, bunlardan biridir. 2018 yılında mavi bayrak almış olan plaj, uzun bir sahile sahiptir. Hayıtlı Plajı, denize girerken sakinliği arayanlar için idealdir. Bunların yanı sıra Antur Plajı, Deçemko Plajı, Pissa Plajı, Mysia Plajı, Salihleraltı Plajı, Kayra Plajı, Killilk Koyu, Deniz Kalesi ve Bimeyko ilçede denize girilebilecek diğer alanlardandır.
İzmir ili Foça ilçesinde yüksek bir tepede konumlanan üç yel değirmeni 18-19.yy’a tarihlenir. Günümüze dek, bir yel değirmeninin restorasyonu yapılabilmiştir. Konumlandığı tepenin manzarası ve etkileyici güzelliği ile yel değirmenleri ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir.
İzmir ili Karşıyaka ilçesinde yer alan Uçan Yunuslar Heykeli, Heykeltıraş İsmet Erayda tarafından 1984 yılında yapılmıştır. Birbirine sarılmış, sudan sıçrayan yunusların oluşturduğu heykel, barış, dostluk ve sevgiyi simgeler.
Prof. Dr. Tamer Başoğlu’nun 1972 yılında yaptığı Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı, İzmir ili Karşıyaka ilçesi Anayasa Meydanı’nda yer alır. Anıtın bulunduğu alandaki döşeme üzerinde yürünen ve sonrasında yükselen materyaller dikkate alınmayan kadın haklarının Atatürk ve Cumhuriyet ile yüceldiğini temsil eder. Atatürk ve ilkelerini de temsil eden dikitler bronz bir kuşakla çevrelenir. Atatürk, Zübeyde Hanım ve Türk kadını kabartmaları anıttaki kuşakta görülür.
İzmir ili Menderes ilçesinde yer alan Ahmetbeyli Sahili, uzun sahil şeridi ile kentin beğenilen plajları arasında bulunur. Bölgeyi ziyaret eden tatilciler için Ahmetbeyli, tertemiz denizi ile ideal denize girme noktalarından biridir.
Masmavi denizi, yemyeşil doğası, incecik kumla bezeli kumsallarıyla Sığacık, konuklarını keyifle ağırlar. Deniz kenarında yer alan güzel tatil beldesi Sığacık, seyahatseverleri etkileyecek rotalar arasında bulunur. Akkum ve Ekmeksiz plajlarında huzurla denize girebilir, 16.yy’da inşa edilen Sığacık Kalesi’nde tarihi bir yolculuğa çıkabilir, sahilde sıralanan çay bahçelerinde deniz manzarası eşliğinde çayın keyfi çıkarılabilir… Sığacık’tan kalkan motorlar ile Azmak, Camağız, Papaz Boğaz ve Taş Ada’yı keşfetmek de gezginler için ayrı bir serüven olur.
İzmir ili Urla ilçesinde haftanın farklı günlerinde pazarlar kurulur. Cuma günleri Zeytinalanı mahallesinde kurulan semt pazarının ardından, cumartesi günleri eski tamirhane binasında Kadın Üretici Pazarı kurulur. Kadın üretici pazarında, kadınlar tarafından el emeği ile üretilen ürünler, ev yemekleri ve organik sebze meyveler bulunabilir. Hem cumartesi hem de pazar günlerinde kurulan Urla İskelesi Halk Pazarı’nda doğal tohumdan doğal gübreyle yetişmiş sertifikalı ürünler satışa çıkar.
Ayın son pazar gününde ise Urla Sanat Sokağı’nda, Sanat ve Antika Pazarı kurulur. Resimden antika eşyaya kadar birçok değerli parçaya pazarda rastlamak mümkündür.
İzmir ili Karaburun ilçesinde bulunan deniz feneri, 1938 yılından bu yana hizmet verir. Denizden 97 m yükseklikte konumlanan çakar fenerin 12 mil görünme erişimi bulunur. Sarpıncık köyünde bulunan fener, 12 m uzunluğa sahiptir ve güneş enerjisi ile çalışır. Beyaz kulesi, bahçe içinde bulunan evi ve çevresindeki yeşillikler ile etkileyici bir manzara oluşturur.
İzmir ili Karaburun ilçesine bağlı şirin bir belde olan Mordoğan, sakin ve huzur veren İzmir rotaları arasında bulunur. Balıkçı lokantaları ve küçük kafelerin sıralandığı beldenin plajları da ilgi görür. Üç plaja ev sahipliği Mordoğan’da Kocakum Plajı merkezde yer alırken, Ardıç ve Ayıbalığı plajları doğal plajlar arasında yer alır. Ayıbalığı Plajı aynı zamanda Akdeniz foklarının da üreme alanıdır ve bu sebeple bölge 2008 senesinde doğal sit alanı ilan edilmiştir.
İzmir ili Karaburun ilçesinde yer alan Karaburun İskelesi, yanında yer alan caddeye de adını verir. İskele Caddesi’ne paralel uzanan tekneler, ilçeyi balıkçı kasabası olarak niteleyenleri haklı çıkaracak güzelliktedir. Rengarenk teknelerin sıra sıra dizildiği iskele çevresinde keyifli bir yürüyüşe çıkılabilir.
İzmir ili Karaburun ilçesinde bulunan İncirliköy Plajı, bir diğer adı ile Akvaryum Plajı, şehir merkezine yaklaşık olarak 3 km uzaklıkta bulunur. 30 m uzunluğa sahip olan plaj, kum ve çakıl taşlardan oluşur. Masmavi ve tertemiz bir denize sahip olan İncirliköy, dalışa uygundur. Plajda engellilere uygun bir tuvalet bulunur. Plaj, 2018 yılında mavi bayrak almaya hak kazanmıştır.
İzmir ili Bayındır ilçesine yaklaşık olarak 5 km uzaklıkta konumlanan Eski Furunlu Köyü, günümüzde terkedilmiş durumdadır. Karayolunun diğer yanında yer alan ve yerel halkın geçmişte yalnızca yaz aylarında yerleştiği Yeni Furunlu Köyü’ne elektrik bağlanması ile halk 1970 yılında tamamıyla bu köye göç etmiştir. Eski köyde camii, hamam, köprü ve çok sayıda çeşme halen yerinde durur.
İzmir ili Selçuk ilçesi sınırlarında konumlanan Şirince köyüne 15.yy zamanında yerleşim olmaya başladığı ifade edilir. Ortodoks köyü olduğu dönemde eski adı Çirkince olan köyün ismi, Vali Kazım Dirik tarafından güzel bir köy olması sebebiyle değiştirilir. Kurtuluş Savaşı’nın ardından Yunanistan ve Türkiye arasındaki mübadele anlaşmasına göre köye Yunanistan’da yaşayan Türkler yerleştirilir. Köyde bulunan Rumlar da Yunanistan’a göç eder. Yerleşen Türkler ise mimari yapıları tüm özellikleri ile korurlar. Bugün köy tarihi mimari yapıları, kiliseleri, bağları, çarşısı, yerel lezzetler sunan restoranları, şarap evleri ile ilgi çeker.
Müze genel olarak bağışçıkların katkılarıyla büyüdüğü için sıradan kent müzelerinden daha büyük. Bir kent müzesi olmanın gerekliliği olan el sanatları ve Tire’nin yöresel kıyafetleri müzede görebileceğiniz eserlerden. Geçmişteki meslekler de unutulmuyor tabii. Berber, seaat tamircisi, fotoğrafçı, eczane, ayakkabıcı, yorgancı, kalaycı gibi mesleklerin ustalarının dükkanlarını, eşyalarını görebiliyorsunuz.
Asıl adı Zafer Caddesi olan Urla Sanat Sokağı; antikacıların, seramik sanatçılarının, ressamların, zanaatkarların, renkli kafelerin yer aldığı huzurlu ve sanat dolu bir sokak. Enginar Festivali'de sokak daha da renkli oluyor, tezgahlar iniyor, el yapımı tasarım ürünler, antikalar görücüye çıkıyor.
İzmir'in Urla ilçesinde yaşayan ve adı kentle özdeşleyen merhum Sanatçı Tanju Okan'ın adını taşıyan park ziyaretçilerini bekliyor.
Dükkanları tarih kokan bir yer Malgaca pazarı ve Arasta. Geçmişten günümüze tüm değişikliklere ve kentleşmeye rağmen yaklaşık olarak iki asırdır hala daha varlığını sürdürüyor.
Tarihlerine baktığımızda Arasta o dönemin alışveriş merkezini temsil ediyormuş. Manav, bakkal, kasap, terzi, ayakkabıcı ve birçok dükkanı aynı yerde bulabiliyormuşuz. Arastada alışverişin yanı sıra dostluklarda pekiştirilir çaylar, kahveler içilerek sohbetler edilirmiş. Haberleşme, bilgi aktarımı, alışveriş sayesinde güçlenen ekonomi bir nevi Arasta'da hayat buluyormuş. Bugünden baktığımız zaman günümüzün alışveriş kültürünün çok uzağında kalan sıcacık bir tarih göze çarpıyor.
Belkahve mevkii İzmir ili Bornova ilçesi sınırları içinde, Ankara karayolu üzerinde bir geçit ve tarihi önemi olan bir mesire yeridir. İzmir il merkezine 25 Km mesafededir.
Tarihi açıdan önemi oldukça büyük olan İplikçizade Köşkü ziyaretçilerini beklemektedir.
Şahane taş evleriyle, tarih kokan çiçekli sokaklarıyla, bozulmamış dokusuyla, kaliteli mekanlarıyla insanın kalbini ısıtan bir yer Alaçatı. Taş duvarlarından begonvillerin sarktığı evlerin gölgelediği Arnavut kaldırımlı dar sokaklarıyla Alaçatı, kim ne derse desin ülkemizin en gözde kasabası.
Germiyan Köyü İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı şirin mi şirin bir köy. Çeşme’de bulunan tek Türkmen Köyü ve Türkiye’de Slow Food (Yavaş Gıda) hareketine katılan ilk köy.
İzmir ili Ödemiş ilçesi Hacı İlyas Köyünde bulunan bu anıt, Yunan işgali sırasında direnişçiler tarafından atılan ilk kurşun anısına dikilmiştir.
İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi kasabasındadır. İnşa kitâbesinden 1312 yılında Aydınoğlu Mehmed Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılan yapı Aydınoğulları’nın ilk camisi özelliğini taşır.
İzmir'de yaşadığınızı hissettiren nadir sokaklardan birisi olan Dario Moreno Sokağı, Güzelyalı ve Tarihi Asansör 'ün tam ortasında bulunuyor.
İzmir ili Tire ilçesinde, Turan Mahallesi, Beyler Deresi semtinde bulunan Yoğurtluoğlu Camisi ve medresesinin yapım tarihini ve banisini belirten kitabesi günümüze gelememiştir. Vakıf kayıtlarında da vakfiyesine rastlanmayan bu yapı topluluğunun XV. yüzyılda Yoğurtluoğlu Mehmet Bey tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Halk arasında Yavukluoğlu Külliyesi olarak tanınmaktadır.
Nesin Matematik Köyü, matematik alanında faaliyet gösteren bir eğitim ve araştırma kurumudur. İzmir Selçuk'taki Şirince köyüne 1 km uzaklıkta bulunan, Nesin Vakfı'na ait 55 dönümlük bir arazi üzerine Mayıs 2007'de kurulmuştur.
İzmir'in ünlü Havra Sokağı'ndaki Küçük Karaosmanoğlu Han aslına uygun yeniden inşa edilerek turizme kazandırıldı. Kentteki Musevi kültürünün izlerini yansıtan bölgede yeniden ayağa kaldırılan hanın, avlusunda düzenlenecek toplantı, seminer, müzik ve şiir dinletileri ile yaşayan bir yapı haline getirilmesi amaçlanıyor
Hala geçmişin izlerini taşıyan, kendine has yaşam tarzıyla ön plana çıkan ruhu olan bir şehir.
Araya saklanmış eskinin izleri ile zihninizdeki yeni görüntüleri birleştirmek için İzmir’in en köklü fotoğraf stüdyolarından biri olan Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi’nin yaklaşık yüzyıllık bir geçmişe sahip koleksiyonundan oluşan müzesini ziyaret etmelisiniz.
Mezarlık başı semtinden Konak Meydanı’na kadar uzanan bölgeyi içine alan tarihi çarşıdır. Çarşının ana caddesi Anafartalar Caddesidir. Ve büyük kavis çizer. Bu kavis; caddenin geçen yüzyıllarda var olan iç limanın etrafını dolaşmış olmasından kaynaklanmaktadır. Liman, zamanla ağzına doğru dolmaya başladığından, yeni yerleşim ve ticaret sahaları açılmış ve buraları yeni binalarla değerlendirilmiştir. İlk yapıldığı yıllarda çarşı, kısmen tonozlu, kiremit örtülü, yan sokakları ve arastalarıyla bir kapalı çarşı görünümündeydi.
Antik Phokaia'nın en önemli tapım yeri olan Athena Tapınağı'nın üzerinde bulunduğu tepenin kuzey eteğindeki nişler, Anatanrıça (Kybele) ile ilgili olmalıdır. Kayalara oyulmuş bu nişlere mermer kabartmalar yerleştiriliyordu. Kentin doğusunda yeldeğirmenlerinin bulunduğu tepenin üzerinde bu tip nişlerin sayısı oldukça fazladır.
Batı Anadolu'da bulunan Athena tapınaklarının yakınlarındaki kayalıklarda bu tür nişlere çok rastlanılır; bu nedenle Anatanrıça’nın Athena ile birlikte birçok yerde tapım gördüğü anlaşılmaktadır. Bu nişler, Roma dönemi öncesinde, belki de Arkaik dönemde (M.Ö. 6. yüzyıl) yapılmıştır.
Bir aile kaya mezarı özelliği taşıyan Şeytan Hamamı, uzun bir yoldan ve iki mezardan oluşmaktadır. Yapılan araştırma ve kazılar sonucunda bir seramik ortaya çıkarılmıştır. Bu seramikten yola çıkılarak Foça Şeytan Hamamı'nın tarihinin İ.Ö. 4. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.
Aynı zamanda Foça Kalesi olarak da adlandırılan kale, aslen bir Bizans kalesi olup daha sonra Cenevizliler tarafından kullanılır. Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı Kalesi haline gelir. Hem Osmanlı hem Cumhuriyet dönemlerinde restorasyon gören kale, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilmiştir.
Yüz elli yıl kadar alaçatı gibi rüzgarı bol olan yerlerde buğdayı öğütmek için kullanılan yel değirmenleri günümüzde turizm amaçlı ziyaret ediliyor.
Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından kızkardeşi Hanzade Hatun’un ölümünün ardından, 1310 yılında yaptırılan türbe, Hatuniye, Hanzade Hatun Türbesi veya Ümmü Sultan Şah Türbesi olarak da anılır. Altıgen planlı, kiremit kubbeli yapı, günümüze dek ulaşamamış bir medrese ile beraber yaptırılmıştır. Türbe bugün Ulu Camii yakınında, Aydınoğulları Meydanı’nda bulunmaktadır.
16. yy’da yaşamış, tanınmış İslam Alimlerinden İmam Birgivi Mehmet Efendi türbesi memleketi Birgi’de bulunuyor. Yaşamının bir bölümünü Birgi’de bulunan Ataullah Efendi Medresesi’nde müderris olarak geçiren, Kanuni Dönemi ilim adamlarından biri olan Mehmed Efendi, türbe yapılması ve ziyareti gibi batıl addettiği uygulamalarla mücadele etmesi ile de tanınıyor. Ancak karşıt bir şekilde bugün türbesi yoğun şekilde ziyaret edilmektedir. Birgi’yi ziyaret edenlerin ilk uğrak noktalarından birini bu türbe teşkil eder.
Kitabesinden Derviş Ağa tarafından 17. Yy’da, 1657-58 yıllarında yaptırılmış olduğu anlaşılan Darülhadis, aynı zamanda Dervişağa Medresesi ve Çukur Medrese isimleriyle de anılır. Hadis ilminin öğretildiği medreselere Darülhadis adı verilir. Derviş Ağa Darülhadisi de geçmişte öğrenciler tarafından kullanılan yedi hücreye sahiptir. L planlı tasarlanmış binanın avlusunda bir su kuyusu bulunur.
Aydınoğulları Beyliği Dönemi’den, 14. Yy’dan kalma bir mescide ait olan minare kısa ve küt bir görünüme sahiptir. Günümüze mescidin yalnız minare ve tek duvarı ayakta kalmış olsa da tarihi yapı hala zamana direnmekte.
II. Eumenes zamanında yapılan Pergamon Kütüphanesi, Pergamon Krallığı’nın güçlenmesiyle bir dönem dünyada en çok kitaba sahip olan bir kütüphaneymiş. İskenderiye Kütüphanesi ile yarışır hale gelmiş, Mısır’da papirüs kullanılırken Bergama kendi icadı olan parşömen kağıdını kullanır olmuş. İki katlı ve birbirine paralel iki yapıdan oluşan binanın doğusunda okuma odası, hemen yanında ise Athena Tapınağı yer almakta imiş.
Bölgenin en önemli tarihi değerlerinden biridir. Köyün yüksekçe bir noktasında yer alır. Yapımı 1805 yılında gerçekleşen kilisenin yerinde daha önceleri bir başka kilise olduğu tahmin ediliyor. İlki 1832 yılında ve son olarak 2015-16’da yapılan restorasyon çalışmaları ile şu anki halini almıştır. Kilisenin planı üç nefli ve dikdörtgen bir yapıdadır.
Aziz John Baptist Kilisesi’nin bahçesinde bir dilek havuzu göreceksiniz. Ziyaretçiler kabul olmasını arzu ettikleri dilekleri için bu havuza para atıyorlar. Paranın havuzun dibindeki delikten geçmesi halinde dileğin kabul edileceğine inanılıyor...
Köstem Zeytinyağı Müzesi, İzmir'in Urla ilçesinde, Uzunkuyu Köyü'nde yapımı tamamlanmak üzere olan "Dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi" kompleksidir.
Müze 20 bin metrekare toplam alan içinde 5 bin 650 metrekare kapalı Alana sahiptir. Müze bahçesinin peyzajı düzenlenirken bir arberatum oluşturma mantığı içinde bölgede ve yerel toprakta yetiştirilebilen tüm ağaç türleri müze bahçesine dikilerek 500 üzerinde ağaç dikimi yapılmıştır. Bununla da çocuklara doğayı sevdirmek, doğa kültürlerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Müzenin arka bahçesinde zeytin ağacı koleksiyonu oluşturulmuş, özellikle Ege bölgesi zeytin türleri ile dikimi yapılan diğer Anadolu zeytinciliği türleri de bu koleksiyonda toplanmıştır.
Müze kurulurken yapılmak istenen , ülkemizde bugüne kadar kurulmuş bulunan tüm zeytinyağı ezme sistemlerinin 1/1 ölçekte müze içinde yer almasını sağlamak ve yurt dışındaki çok gezilen zeytinyağı müzeleri içinde genellikle hemen hiç bahsedilmeyen ülkemiz, özellikle Ege ve Urla Yarımadası zeytinciliğinin ve kültürünün aslında neleri içerdiğini göstermektir.
Müze Pazartesi günü hariç tüm günler akşam 17:00'a kadar açıktır.
Urla'nın en yenilerinden Hayati Cavice, sanatçı Hande Bilten'in yarattığı nefis bir cafe, sergi, sohbet ve atölye alanıdır. Yolunuz Urla'ya düştüyse buraya uğramadan Urla turunuzu sonlandırmayın.
Bu sanat galerisinde kahve içmek isterseniz kahveleri yarımadanın en güzel kahvecisi Kaffe'den geliyor. Dolayı ile nefis kahveler denemek içinde kesinlikle uygun bir yerdesiniz.
Bedia Akartürk Sanat Müzesinde, Bedia hanımın bugüne kadar almış olduğu ödüller, plaketler, çıkarmış olduğu plaklar, kasetler, gazetede çıkan haberleri, sanatçı dostlarıyla olan resimleri, aile resimleri, sahne kıyafetleri ve gittiği her yöreye ait yapmış olduğu bebekleri sergilenmektedir.
Bir köy düşünün, halkının büyük çoğunluğu 7-8 km ötedeki yaylaya taşınıyor, kalanları da eğitim, iş gibi nedenlerle en yakın ilçeye göç ediyor. Zamanla köyde kimsecikler kalmıyor. Lübbey Köyü, İzmir’in Ödemiş İlçesine bağlı terkedilmiş bir köy. Köyde hala yaşayan sadece birkaç hane kalmış, onlar da köyün yaşlıları.
Urla'da 15 senedir, eski çağlardaki tekneleri bugünün koşullarında yeniden üreterek yolculuklar yapan 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, milattan önce (M.Ö.) 800’lü yıllarda Fenikelilere ait olduğu düşünülen ticaret teknesinin kopyasını aynı montaj tekniğini kullanarak yapıyor. Metal çivi, cıvata veya vida kullanılmadan monte edilen tekneleri incelemek size çok keyif verecek
Ahşap ustası Kazım Polat Atölyesini şöyle tanımlıyor.
Her bir ahşap parçasının, kendine özgü hikâyesi var. Yapmaya çalıştığım; sizlerin de bu hikâyelere, yenilerini eklemenize yardımcı olmak. Hepsi bu!
Arkas Sanat Urla, Lucien Arkas’ın sanata ve koleksiyonculuğa duyduğu ilgi doğrultusunda oluşturulan Arkas Koleksiyonu’ndan bir seçki sunmaktadır. Pek çok farklı sanat ve zanaat alanını barındıran, kapsamlı bir koleksiyon olan Arkas Koleksiyonu, farklı dönemlere ışık tutan resim, heykel, halı, zırh, cam obje gibi Türkiye’den ve yurt dışından sanatçılara ait eserlerden oluşmaktadır.
Urla’da, 10 yıl kadar önce, Arzu Pakdemir tarafından kurulan Atölye KIRMIZI, dekoratif sanatlar üzerine yürüttüğü faaliyetlerini, 2015 yılında, KIRMIZI Sanat Galerisi’nin açılışı ile zenginleştirmiştir. Bugüne kadar, 40 adedi aşkın sanat sergisine ev sahipliği yapan Galeri KIRMIZI’da, resim, heykel, seramik, mozaik, tekstil gibi pek çok Sanat dalında sayısız workshop düzenlenmiştir. Genç ve dinamik bir ekip ile çalışan Arzu Pakdemir, ekonomik olarak “ulaşılabilir sanat” mottosunu benimseniş, özellikle genç sanatçıların eserlerini sanatseverler ile buluşturma ilkesi ile katkıda bulunmayı amaç edinmiştir.
Birgi Mahallesinin unutulmaz sembollerinden Gazi Umur Bey, son yıllarda “mavi sularda” yeniden adından söz ettirmeye başlayan Türkiye’nin denizcilik faaliyetlerine ilham kaynağı oluyor. İlk Türk denizcileri arasında yer alan ve 1338 yılındaki Epir harekatında İnebahtı Körfezi’ne geçebilmek için gemileri 10 kilometre karadan yürütmesiyle Fatih Sultan Mehmet’e de ilham kaynağı olduğu belirtilen Aydınoğulları Beyi Gazi Umur Bey, Çaka Bey ile Türk denizciliğinin kurucusu olarak gösteriliyor.
Seferihisar’da Düzce Köyü’nün Kocakavak adı verilen mevkiinde bulunan anıt ağacın 1000 yaşında olduğu söylenir. Yörede anıt çınara kavak ağacı da denir. Bu nedenle ağacın bulunduğu yerin Kocakavak olarak adlandırıldığı sanılmaktadır. Anıt çınarın hemen yanında tarihi bir kuyu yer alır.
Buca’nın Kaynaklar köyünde, köy camisi ile aynı meydanda, beş adet anıt çınar yer alıyor. Bu çınarların bin yaşını doldurmuş olduğu tahmin ediliyor. Gölgesinde yüzlerce kuşağı ağırlamış, ölümsüz görünen bu dev çınarların altında oturup dinlenmek, kahvaltı etmek, çayın kahvenin tadını çıkarmak mümkün.
1903 yılında inşa edilmiş olan bu güzel malikane, Uğur Mumcu Caddesi üzerindedir. Bugün Buca Belediyesi’ne ait Kültür ve Sanat Merkezi olarak Buca halkına hizmet veren bina, özellikle görkemli ön cephesi ile şehri süsleyen yapılardan biridir.
Her yıl uluslararası bir çiçek festivaline sahne olan, rengarenk çiçekleri ile ünlü Bayındır’da, Osmanlı Dönemi’nden kalma çiçek yetiştiriciliği geleneğini canlandıran Zeynep Çakır adına bir heykel dikilmiştir. “Çiçekçilerin Annesi” olarak anılan Zeynep Çakır’ın heykeli, heykeltraş Mustafa Toygar tarafından yapılmış ve Kani Bey parkına yerleştirilmiştir. Böylece Bayındır’a büyük hizmeti dokunmuş bu güzel insanın anısı ölümsüzleştirilir.
Sarnıç Gölet, Gaziemirliler ve misafirleri için güzel bir dinlenme, piknik ve spor alanı. Gölette olta balıkçılığı yapanları görmek mümkün. 350 dönüm üzerinde, etrafı çam ormanları ile kaplı olan gölet alanı, şehir merkezinde bir doğal ortam sunuyor. Gölet alanında bulunan restoranlar da hizmetinizde.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, on yıllardır Dünya çocuklarının katılımı ile büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Gaziemir ilçesi, Ulusal ve Uluslararası Çocuk Şenliği ile bu geleneğin taşıyıcılığını üstlenmiş. Dünya çocuklarının Türk çocuklarıyla paylaşmak için getirdiği hediyeler, ülkelerin kültürel öğeleri bu Kültür Evi’nde sergileniyor. Bu Kültür Evi, aynı zamanda resim, kitap ve fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapan bir sanat merkezi niteliği taşıyor. Çocuklarınıza farklı kültürleri tanıtmak için bulunmaz bir yer!
İzmir ili Bayraklı ilçesinde yer alan St. Antoine Katolik Kilisesi, 1902 yılında inşa edilir. Aynı yıl, Papa yardımcısının katılım sağladığı bir törenle kilisenin açılışı gerçekleştirilir. Sonraki yıllarda kilisenin yanına bir İtalyan okulu, manastır ve günümüze ulaşmamış olan mezarlık yapılır.
Yaşanan bir deprem sırasında kilisenin çan kulelerinden biri yıkılır. Bugün kilisenin yalnızca ana mekâna bitişik olan kesme taştan kulesi görülebilir. 1966 yılında yaşanan depremde de zarar gören kilise, 1990’da onarım geçirir. Günümüzde kilise, belirli günlerde ayine açıktır.
Türk edebiyatının değerli yazarlarından Reşat Nuri Güntekin’in yaşadığı ve Çalıkuşu romanını kaleme aldığı ev, günümüzde çocuk kitaplığı olarak hizmet verir. 2004 senesinde koruma altına alınan yapı, 2007 yılında Reşat Nuri Güntekin Çocuk Kitaplığı olarak çalışmalarına başlar. Bugün kütüphane çocuklara, dünya ve Türk edebiyatından seçkin eserler sunar. Kütüphanede, her hafta “Masal Çarşambaları” etkinliği düzenlenerek Çalıkuşu Çocuk Kulübü çatısı altında kurs ve kültür etkinlikleri gerçekleştirilir.
İzmir ili Karabağlar ilçesinde bulunan Kavacık Köyü doğal, kültürel ve tarihi güzellikleri ile bölgenin dikkat çeken rotalarındandır. Günübirlik gezi için önerilen köyün, 19. yüzyılın ilk yarısında Yörükler tarafından kurulduğu ifade edilir. Taş yapıları ile dikkat çeken köy, yüzlerce yıllık mezar taşlarına ev sahipliği yapar.
Hormonsuz meyve ve sebzeleri ile ziyaretçilerin ilgi odağı olan köy, özellikle pekmezi ile tanınır. Hafta sonu ise Kavacık’ta köy ekmeği pişirilerek satılır.
Köyü ziyaret etmeyi planlayanlar, Kavacık’ın çevresindeki uygun alanlarda trekking yapma şansını da yakalayabilir.
Karaburun ilçesi Mordoğan beldesinde bulunan Ayşe Kadın Camii, bölgenin en eski camileri arasında bulunur. 16.yy’da, genç Ayşe Hatun’un vasiyeti üzerine annesi tarafından inşa ettirilen camii, Kâbe’deki bir camii modeli üzerinden uygulanmıştır. Çeyizine Mordoğan’ın doğa motifleri olan karanfil, nergis, sümbül ve zeytini işleyen Ayşe Hatun’un bu motifleri cami kubbesine yansıtılmıştır. Tarihi net olarak bilinmeyen ancak 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen ahşap saat cami içerisinde bulunur; saat günümüzde çalışmaya devam etmektedir.
İzmir ili Kınık ilçesinde yer alan Beşiktaş Tepesi, bölgenin görülmesi önerilen rotalarındandır. Bakırçay ovası ve Bergama’nın gözlemlenebildiği tepe, doğal yapıları ile tanınır. İki mağaraya ev sahipliği yapan Beşiktaş Tepesi’ndeki mağaralardan biri doğal, diğeri insan yapımıdır. İnsan yapımı mağara, günümüzde göçüktür ve girişi kapalıdır. Geçmişte bu mağaranın suçluları hapsetmek ve erzak depolamak amacıyla kullanıldığı düşünülür. Beşiktaş Tepesi’nin güneyi ise tamamen korunacak şekilde sur duvarları ile çevrelenmiştir. Duvarlar, tepenin tarihteki önemini ortaya koyar.
İzmir ili Kiraz ilçesinde yer alan İsa Bey Camii, Ulu Camii olarak da adlandırılır. 1360-1390 yıllarında Aydınoğlu Beyi olan İsa Bey tarafından inşa ettirilen caminin yapım tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Menemen ilçesi Tülbentli mahallesinde konumlanan Tarihi Çınarlı Camii’nin inşa tarihi net olarak bilinmemektedir. Camii adını, avlusunda yer alan çınar ağacından alır. Camii avlusunda bulunan çeşme kitabesinde 1858-1859 tarihleri geçer. Çeşme ve caminin benzer mimari özelliklere sahip olmasından ötürü, aynı dönemde yapıldıkları tahmin edilir.
İzmir ili Menemen ilçesinde yer alan ve 19.yy’da inşa edilen kilise, Kurtuluş Savaşı’ndan önce bölgedeki Hristiyan ve Rumlara hizmet eder. 1922 yılında kendi haline bırakılan tarihi yapı, 2015 yılında restore edilerek Kültür Evi olarak kullanılmak üzere yeniden açılır.
İzmir ili Menemen ilçesi Pazarbaşı mahallesinde yer alan Mühürlü Sultan Türbesi’nin yapım tarihi hakkında, kitabesinin kaybolması nedeniyle, net bir bilgi bulunmamaktadır. Mimarisi itibariyle türbenin yaklaşık olarak beş yüz yıllık olduğu tahmin edilir. Türbenin Kırklardan Veli Kız’a ait olduğu rivayet edilir.
İzmir ili Menderes ilçesinde yer alan Cüneytbey Camii’nin 14-15.yy’da inşa edildiği tahmin edilir. İçerisinde medrese, hamam, camii bulunan bir külliye olarak inşa edilen yapıdan günümüze yalnızca camii ulaşabilmiştir. Samancıoğlu Camii olarak da bilinen camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Menderes ilçesinde konumlanan Kasımpaşa Camii ve Türbesi, Kasımpaşa mahallesi 50. Yıl caddesinde yer alır. Beş Mihraplı Camii olarak da anılan camii, dönemin vezirlerinden Kasımpaşa tarafından 1505-1506 yıllarında inşa edilmiştir. Geniş bir avlu içerisinde yer alan caminin güneybatısında, 1505 yılında inşa edilen kare planlı ve basık kubbeli olan türbe yer alır. Türbede iki mezar taşı bulunur. Camide yer alan kitabeye göre, türbedeki iki mezar taşından biri Kasım Paşa’nın diğeri ise defter-i hakani katibi Eyüb Çelebi’nindir.
İzmir ili Narlıdere ilçesinde yer alan Narlıdere Belediyesi Kültür Evi, 1874 yılında inşa edilen tarihi cemevinde hizmet verir. 2007 yılında restore edilen yapı, müzeye dönüştürülür. Günümüzde kültür evi olarak hizmet veren yapı 9 odadan oluşur. Kültür evi çatısı altında balmumu heykeller, Alevi inancına ilişkin tarihî belgeler ve yaşam tarzlarını yansıtan materyaller görülebilir.
Kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan Atatürk Kültür Merkezi, Narlıdere’de yer alır. Merkezde farklı branşlarda sanat kursları da verilir.
Kemalpaşa ilçesinde eyer alan Alaş Kımız Çiftliği, Türk kültüründe yer alan kımız ve otağın yeniden canlandırılması hedefiyle kurulur. Çiftlikte Kazak Türklerinin yerel özelliklerine göre dekore edilen otağ, Kımız lokantası, at pansiyonu ve kır düğünü alanı yer alır.
Balçova ilçesinde bulunan marina, teknelere yıl boyunca bağlama ve 300 tona kadar karaya çekme hizmeti veriyor. Marinada, teknelere bakım ve onarım da yapılıyor. 2017 yılında mavi bayrak alan marinada restoran, kafe, açık otopark, atm, yakıt alım noktası, kiralık depo, çamaşırhane, duş bulunuyor.
İzmir ili Buca ilçesinde yer alan Protestan Baptist Kilisesi, 1838 yılında hizmete açılan bir Protestan kilisesidir. Osmanlı Padişahı Abdülaziz’in fermanı ile 1868 yılında kilise binası yenilenir. 1961 yılında ise kilisenin sanatsal değere sahip olan renkli cam vitrayları Alsancak semtindeki Saint John Avengelist Kilisesi’ne taşınır.
1965 yılında kilise belediyeye devredilir ve 2001 yılına kadar kültür merkezi olarak kullanılır. Türk Protestan cemaatinin aldığı izinle, 2001 senesinde kilise, ibadete yeniden açılır. Kilise, pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açık.
1993 yılında inşaatına başlanan, 2000 yılında ibadete açılan ve Türkiye’nin en modern camileri arasında gösterilen Egekent Camii, İzmir ili Çiğli ilçesi Egekent semtinde yer alır. 2 bin kişinin ibadet etmesine olanak tanıyan camii, iki büyük kubbeye sahiptir. Caminin büyük kubbesi 16 metre çapındadır ve 1.5 ton bakırla kaplıdır. Yapının alt katında dört dükkan, lojman, Kur'an Kursu bulunur. Mimari yapısıyla Taç Mahal’i andıran camii, yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğrar. Camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Çiğli ilçesi Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan camii 1995 yılında ibadete açılır. Gerçekleştirilen bir proje yarışmasının ardından Mimar Ziyaeddin Bilgin tarafından hayata geçirilen camii, alanda yer alan tek camii olma özelliğine sahiptir. Modern mimarisi ile dikkat çeken camide bin kişi aynı anda ibadet edebilmektedir.
Haftanın her gününde 0-12 yaş aralığındaki çocuklara kapılarını eğlence için açan Monkey Jungle Çocuk Oyun Parkı, İzmir ili Gaziemir ilçesinde yer alır. 2015 yılında hizmet vermeye başlayan oyun parkında 0-3 yaş aralığındaki çocuklar alanlara ebeveynleriyle alınmakta. Soft play oyun alanlarının bulunduğu parkta, elektronik oyuncaklar, pedallı go-kart ve kum boyama etkinlikleri yapılabilir. Parkta aynı zamanda özel etkinlikler de yapılabilmekte.
İzmir ili Gaziemir ilçesinde bulunan Eyyüb-El Ensari Camii, 2013 yılında ibadete açılır. İki şerefeli tek minareye sahip olan camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Gaziemir ilçesinde bulunan Seydibaba Türbesi, kentin önemli türbeleri arasında yer alır. İlçenin eski adı olan Seydiköy’e ismini veren Seydi Baba, mübadele sırasında Yunanistan’a göç eden Rumlar tarafından sıkça ziyaret edilir.
İzmir ili Karaburun ilçesinde bulunan ve 1932 yılında inşa edilen Mordoğan Bucağı İlkokulu’nun restore edilmesi ile yapıda Müesser Aktaş Etnografya ve Tarih Evi hizmete girer. 2008 yılında açılan tarih evinde geleneksel giysilerden mutfak eşyalarına kadar pek çok yöresel eşya görülebilir.
İzmir ili Kemalpaşa ilçesi Yukarı Kızılca köyünde bulunan Halil Ağa Camii, 19.yy sonunda inşa edilir. Caminin ana bina yapısına bitişik olan minaresine dayanılarak aynı yerde daha eski bir camii bulunduğu ifade edilir. Kapı üzerinde bulunan kitabesinde, caminin 1311 yılında Talib’in mimarlığında yapıldığı belirtilir. Dikdörtgen planlı camii, son cemaat yerine sahiptir. Caminin örtü sistemi ile iç aksamı ahşaptan yapılmıştır. Yakın zamanda onarım gören camii, ibadete açıktır.
İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde yer alan Çiniliköy mahallesine 1975 yılında kültür köyü kurmak hedefiyle yerleşen Çini Sanatçısı ve Ressam Ümran Baradan, çocuklara sanatı sevdirmek amacıyla yaz okulu kurar. Yaz okulu, yedi yıl sonra kendi adını taşıyan müzeye dönüştürülür. 2009’da Kemalpaşa Belediyesi’ne devredilen müzede, Ümran Baradan’ın eserleri ile 49 ülkeden tanınmış sanatçıların resim, seramik ve heykel çalışmaları görülebilir. Müze, haftanın her günü 09:00-17:00 saatlerinde ziyaret edilebilir.
İzmir ili Kınık ilçesi Poyracık semtinde konumlanan camii, Osmanlı dönemi yapılarındandır. Kare planlı camii, tek minarelidir. Camii mahfili ahşap korkulukludur. Camii bahçesinde yer alan hazirenin 18. yy’a tarihlendiği tahmin edilir.
İzmir ili Kınık ilçesi Cumalı köyünde yer alan camii, H. 762 tarihlidir. Cami avlusunda hazire ve abdest alma alanı yer alır. Dikdörtgen planlı caminin batı cephesi beden duvarına bitişik olarak minaresi yer alır. Caminin son cemaat yeri camekanla kapalıdır. Son cemaat yeri pencere açıklıklarının üst bölümünde çiçek süslemeleri bulunur. Çift kanatlı ahşap kapıdan harim bölümüne giriş yapılır. Camii günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Kınık ilçesi Karadere köyünde yer alan Yunt Dağı’nın en yüksek noktası olan Mamurt Tepe’de ilçenin tarihinin başladığı düşünülür. Bölgede bulunan baltanın Cilalı Taş Dönemi’nden kaldığı tahmin edilir. Dağ zirvesinde konumlanan Mamurt Kale taş temelleri, Kalkolitik ve Bakır Çağ kültüründen izler taşır. Mamurt Kale sur duvarları yıkıntıları arasında, MS 17. yy’da yaşanan depremde yıkıldığı tahmin edilen Kibele Tapınağı kalıntıları da görülür. Bereket Tanrıçası Kibele adına yapılan tapınağı, Amazon adı verilen kadınların koruduğu ifade edilir. Tanrıçanın anne ile çocukları, hastalıklardan koruduğuna inanılmıştır.
Bölgede yer alan gövdeli sütunlar ve kesme granit parçaların çoğu, çevre köylerde yaşayanlar tarafından yapılarda kullanılmak amacıyla alınmıştır. Büyük parçalar ise hem bölgeye ulaşımın zor oluşu hem de ağırlıkları nedeniyle alanda halen bulunmaktadır.
İzmir ili Kiraz ilçesi Hisar köyü Köyiçi mevkiinde yer alan Asar Kale, Hisar Kale olarak da bilinir. Roma veya Bizans döneminde yapıldığı düşünülen yapının, Aydınoğlu Beyliği ve Osmanlı Devleti dönemlerinde onarım gördüğü ifade edilir. Burç ve sur duvarlarının çoğu yıkılmış olan Asar Kale’nin ayakta kalan sur duvarlarına ise pek çok köy yapısı yaslanmıştır. Kalenin iç bölümüne de köy yapıları inşa edilmiş ve ayakta kalan kalıntılar iskân içerisinde kalmıştır.
İzmir ili Kiraz ilçesi Haliller köyü Vakıflar mahallesinde yer alan türbenin kime ait olduğu net olarak bilinmemektedir. Türbenin Kara Halil Bey’e ait olduğu tahmin edilir.
İzmir ili Kiraz ilçesi Sarıkaya köyü Tarlabaşı mevkiinde bulunan Sarıkaya Köyü Camii, 1893 yılında Hacı Mehmet Efendioğlu Hasan tarafından inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde inşa edilen kare planlı camii, kırma ahşap çatılı ve alaturka kiremit kaplamalıdır. Ahşap dikmelerin yuvarlak kemerlerle bağlı olduğu caminin son cemaat yerinin batısı açıktır. Caminin ahşap giriş kapısında bitkisel ve geometrik motifler görülebilir. Camii mihrap ve minberi sade bırakılmıştır.
İzmir ili Menemen ilçesi Ahi Hıdır mahallesinde bulunan Gazez Camii, kitabesine göre 1575-1576 tarihlerinde inşa edilmiştir. Kare planlı camii, Osmanlı mimari özelliklerini yansıtır. Camii, günümüzde ibadete açıktır.
İzmir ili Menemen ilçesinde bulunan Cezayirli Camii, Çerkez Cami olarak da bilinir. Caminin inşa tarihi hakkında mevcut bir bilgi yoktur. Camii abdest musluklarının üzerinde yer alan kitabede, 1730-1740 yıllarında onarımının yapıldığı belirtilir. Yapının dışında konumlanan çeşme üzerinde bulunan kitabede ise, çeşmenin 1743 yılında Sultan Cezayirli Mehmed Hoca tarafından yaptırıldığı belirtilir.
Kurtuluş Savaşı’nda şehit olan gençlerin anısına yapılmış olan Narlıdere Şehitliği’nde 19 mezar bulunur. I. Dünya Savaşı’nda İngiliz Deniz Topçusu’nun Sancakkale’ye ilk saldırısında şehit olan 6 subay ve er, şehitliğe ilk olarak gömülür. Öte yandan şehitlikte İzmir'in işgali sırasında şehit edilen 17. Kolordu Asker Alma Heyeti Başkanı ve Garnizon komutanı Albay Süleyman Fethi Bey, 8 asker ve farklı tarihlerde şehit olan 4 görev şehidinin mezarı da yer alır. Şehitlik, 1999 yılında restore edilmiştir.
Narlıdere ilçesi Çamtepe Mahallesinde yer alan Narlıdere Kapalı Pazar Yeri, her hafta çok ayıda ziyaretçi ağırlıyor. Taze sebze ve meyvenin yanı sıra pazar alanında kahvaltılık malzemelerden hediyelik eşyalara kadar pek çok ürüne ulaşmak mümkün.
İzmir ili Menemen ilçesinde yer alan tarihi Mahkeme Camii’nin yapım tarihi hakkında net bir bilgi yoktur. Evliya Çelebi’nin verdiği bilgilerde caminin adının Mahkeme Camii olduğunu ifade etmiştir. 17.yy’da inşa edildiği düşünülen camii, 1858-1859 ve 1906 tarihli onarım kitabelerine sahiptir. Günümüzde ibadete açık olan camii, halk arasında Çivili Camii ya da Mehmet Paşa Camii olarak da anılır.
İzmir Atatürk Müzesi, Türkiye'nin İzmir şehrinde yer alan bir müzedir. 1941'de açılan müzede Mustafa Kemal Atatürk'ün eşyaları sergilenmektedir.
1992-1998 yılları arasında yürütülen kazı çalışmaları sırasında Hamdi Balaban Tarlası mevkiinde M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen, Anadolu’da bilinenler arasında en eski zeytinyağı üretim tesislerinden birisi açığa çıkarılmıştır. Anadolu'da paleobotanik ve arkeolojik açılardan henüz ayrıntılı araştırmalar yapılmamış olmakla birlikte, bu topraklarda da zeytin ve zeytinyağı üretimi kuşkusuz geriye, çok daha eski tarihlere gitmektedir.
1936’da hizmete açılan Kültür Park, 420 bin metrekarelik alana yayılır. Kültürpark’ın içerisinde İzmir Tarih ve Sanat Müzesi, Gençlik Tiyatrosu, Celal Atik Spor Salonu, Atatürk Açıkhava Tiyatrosu, Paraşüt Kulesi, Fuar Evlendirme Dairesi, İsmet İnönü Sanat Merkezi, Hayvanat Bahçesi, lunapark, Fuar Evlendirme Dairesi, Resim-Heykel Müzesi, 4 konferans salonu, 14 kapalı sergi salonu bulunur.
Urla ilçesinde yer alan Kum Denizi Halk Plajı, misafirlerini masmavi Ege denizi ile buluşturur. Tertemiz sahili ile bilinen plaj, 2018 yılında mavi bayrak alan İzmir plajları arasında yer alır. Yaz aylarında serinlemek isteyenler, Kum Denizi Halk Plajı’nı ziyaret edebilir.
İzmir’in incisi Kordon, yürüyen, spor yapan, balık tutan, güneşin batışını mis gibi kokan bir fincan kahve eşliğinde seyreden, damak tadını özel bir ortamda arayanları, her yaştan herkesi, taze deniz havasında ağırlar. Neşe ve hareket, denizin mavisi, gece İzmir ışıkları, İmbat rüzgarı da cabası...
Karşıyaka Mavişehir’de bulunan Tay Park, İzmirli küçükleri hayvan sevgisi ile tanıştırmak amacıyla kurulmuş. Midilliler, güvercin ve tavuklar parkta yer alan hayvanlardan bazıları. Parkta bir at binme alanı-manej de bulunuyor. Manej, bilinen olumlu etkileri nedeniyle otistik çocuklara da hizmet veriyor.
Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren Milli Mücadele destanını ve Cumhuriyetle yaşanan değişimi anıt, büst, rölyef, heykel ve kabartmalarla anlatan bir eserdir. Park, Yalı mahallesinde yer almaktadır.
Uzun bir kıyı şeridine sahip olan Seferihisar, listeye giren 11 plajıyla Türkiye’de en fazla mavi bayraklı plaja sahip kentlerden biridir. Bu güzel plajlardan sadece biri özel plaj, diğerleri halk plajıdır. Büyük Akkum Plajı, Akarca Plajı, Bahadır Mevkii Halk Plajı, Ömür Beldesi Plajı, Ürkmez Sağlık Ocağı Plajı, Doğanbey Sakız Ağacı Mevkii Plajı, Gemisuyu Mevkii Halk Plajı, Doğanbey Havacılar Sitesi Önü, İztur-Sertur Sitesi Önü, Bengiler Mahallesi Halk Plajı ve özel plaj olarak da Euphoria Aegean Resort Hotel plajı bu mavi bayraklı plajları oluşturur.
Teos Antik Kenti gezisi yapanlar, Sığacık’ın güneyinde yer olan Teos Ormanı Piknik Alanı’nda veya Ekmeksiz Tabiat Parkı’nda yeşilin tadını çıkarabilir veya Ekmeksiz Plajı’na inerek hem deniz keyfi yapabilir, hem de sahilde bulunan kır gazinosu ve tesislerden yararlanabilir. Ekmeksiz Parkı’nda çadırlı kamp yapmak da mümkün.
Buca Göleti, İzmirliler ve Bucalılar için önemli bir dinlenme ve eğlenme alanıdır. Gölet arazisi üzerinde yeme içme, dinlenme, piknik alanları; tiyatro ve konserler için amfi tiyatro, çocuk parkları, hobi bahçeleri bulunur. Renkli İzmir geceleri Buca Gölet’de yaşanır.
Buca’da Tıngırtepe’de yükselir, Mevlânâ Celâleddîn-i Rumi anısına yapılan Mevlânâ heykeli. Dünyanın üçüncü büyük heykeli olarak nitelendirilen 25 metrelik dev heykel, yüksek bir tepede yer aldığı için İzmir’de pek çok noktadan görülebilmektedir. Heykelin yer aldığı parkta ayrıca semazen figürleri bulunmaktadır. Geceleri lazer aydınlatması yapılan heykelin bulunduğu alanda yürüyüş yolları ve dinlenme alanları ile kafeterya bulunur.
Özellikle İzmir’e ilk kez gelenler için eğlenceli bir aktivitedir, rengarenk kabinleri ile teleferiğe binerek Dededağ’a çıkmak. Yolculuğun kendisi yeterince eğlencelidir ama geziniz varış noktasının güzelliği ile taçlanır. Dededağ üzerinde doyumsuz İzmir manzarasını izlemek, burada bulunan yeme-içme tesislerinden yararlanmak veya piknik yapmak mümkündür.
Balçova İnciraltı mevkiinde yer alan Kent Ormanı, denizle doğanın kucaklaştığı bir spor, dinlenme, piknik alanıdır. Çok büyük bir alana yayılan Kent Ormanı’nda yürüyüş yapmak, dinlenme alanlarından yararlanmak, bisiklet yolunda güvenle pedal çevirmek mümkün.
Bozdağ Kayak Merkezi, yemyeşil doğası ile kaydadeğer bir yer olan Bozdağ’ın kuzey yamaçlarında, üç adet pistiyle kayakseverlere hizmet verir. Merkezde konaklama tesisi, kafeterya, restoran bulunur. Kış turizmine hizmet eden bu merkez, bir deniz ve tatil şehri olarak algılanan İzmir’in sınırsız olanaklarına işaret eder.
Yaz aylarında mesire alanı olarak kullanılan Bozdağ Yaylası görmeye değer doğal güzelliğe sahiptir. Kayak Merkezi tesisleri yaz aylarında da açıktır; dağcılık, yamaç paraşütü gibi doğa sporlarına düşkün ziyaretçilerin tesislerden yararlanması mümkündür.
Bozdağ üzerinde yer alan yaylalardan biri Gölcük yaylasıdır ve yaylada bulunan göl de aynı adla anılır. Göl çevresinde yerleşim yeri olarak Gölcük mahallesi bulunur. Doğada huzur ve mutluluk arayanların, yürüyüş, göl kenarında bisiklet turu, doğa sporları yapanların, fotoğraf düşkünlerinin çok seveceği Gölcük’te şehirden kaçıp birkaç gün dinlenmek isteyenler için konaklama tesisleri de bulunur.
Kazım Dirik mahallesinde yer alan Büyük Park, Bornova’nın en eski parklarından biridir. Güzel bir yeşil alan olan parkta, çocukların hoşça vakit geçirebileceği oyun alanları da mevcuttur. Parkta engelli çocuklar da düşünülmüş, oyuncaklara erişimlerini kolaylaştıran bazı düzenlemeler yapılmış.
Uçansu, Su Uçuran, Su Uçan, Türkmen Şelalesi gibi birden fazla adla anılan bu güzel doğal yapı, Aliağa’nın Karakuzu ile Manisa’nın Türkmen köylerinin çok yakınında yer alır. Şelaleye ulaşmak patika bir yolu takip etmeyi gerektirir. Dağcıların da ziyaret noktalarından biri olan şelaleye ulaşım konusunda yöre halkından bilgi almakta yarar bulunur.
Kozak Yaylası, Bergama ilçesinin en önemli doğal güzelliklerinden birini oluşturur. Yayla, fıstık çamlarıyla kaplıdır. Yörede geleneksel dokuma ürünleri, hayvancılık ürünleri, ünlü Bergama peyniri, üzüm bulmak mümkündür. Yayla, doğal ortamda güzel bir gün geçirmek isteyenler, piknik meraklıları, doğa yürüyüşleri ve av turizmi sevenler için uygun bir alandır.
Bir akvaryum görünümü ile Aya Yorgi Plajı açık deniz rüzgarlarına karşı korumalı bir plajdır ve yanı sıra Çeşme’nin eğlence merkezlerinden biridir. Gündüz plaj olarak hizmet veren tesisler, geceleri yaz günlerinin gece eğlencelerine mekan olur. Denizle güneşle dinlenmiş ruhlar, geceleri burada müziğin dansın tadını çıkarır.
Çeşme Alaçatı beldesinde Ilıca yakınlarında yer alan park, 1. Derecede Doğal SİT Alanı olarak koruma altındadır. Park içinde soyunma kabini, duş gibi deniz kullanımına yönelik bazı imkanlar, piknik üniteleri, büfe, kır lokantası gibi tesisler bulunmaktadır. Denizle, doğayla iç içe bir gün geçirmek isteyenlerin yararlanabileceği park alanı içinde otopark da mevcuttur.
Çeşme’nin en sevilen, en güzel, en popüler ve en nadide plajlarından biri ... Çeşme’nin güneyinde yer alan plaj, kuzey rüzgarlarından korunaklı olduğu için dalgasız ama aynı zamanda açık denize baktığı için soğuk bir suya sahiptir.
Çiftlikköy’de yer alan bu güzel plaj, Çeşme yarımadasının batısında yer alır. Kuzeye ve açık denize baktığı için rüzgarlıdır ve bu sayede Çeşme’de uçurtma sörfünün merkezi haline gelmiştir. Bu alanda dünyada da isim yapmıştır. Adını pırıl pırıl parlayan kumsalından alır.
Cunda’ya 35 dakika uzaklıkta bulunan Aşıklar Şelalesi, yoğun bitki örtüsü ve buz gibi akan şelaleleriyle bölgenin en önemli doğa ve trekking rotalarından birini oluşturuyor.
Çiğli’de İzmir Körfezi’nin kuzeyinde yer alan bu güzel alan, özellikle çocuklu ailelerin gezip görmesi gereken yerlerden. Parkta hem eğlenceli, hem eğitici bir gezi yaparken yüzlerce farklı türde hayvanı bir hayvanat bahçesi görünümünden daha çok doğal ortamlarına benzer alanlarda gözlemek mümkün. 425 bin metrekarelik, çok geniş bir alan üzerine kurulu parkta, 200’den fazla bitki türüne rastlamanın da mümkün olduğu, meraklılarına duyurulur. Parkın içinde yer alan gölet, sulak alan işlevi görüyor ve sevimli su kuşlarını izleme şansı veriyor. Park içinde vahşi hayvanlardan, tropik iklim hayvanlarına, evcil hayvanlardan, kuş türlerine dünyayı bizimle paylaşan hayvan dostlarımızı yakından görebiliyor, programlı gidersek bazı etkinlik ve eğitimlere de katılabiliyoruz. Parkta hayvanları tedavi etmek için bir merkez de bulunuyor.
Sasalı adıyla da anılan bu güzel parkta piknik yapma, kafeterya veya hediyelik eşya dükkanlarına uğrama şansı da var.
Ege’nin incisi İzmir’in her köşesinde ayrı bir güzellik saklıdır. Gediz Nehri deltasında yer alan Çamaltı Tuzlası bu zenginliklerden biriyse, diğeri de onun çok yakınlarında yer alan Kuş Cenneti’dir. Tuzla ve sazlıklar, tuzlu ve tatlı su birlikte, yılda binlerce kuşun konakladığı doğal bir yaşam alanı oluşturur. Bu sulak alan koruma altına alınmıştır.
Kuş gözlemi yapmak isteyenler, fotoğraf meraklıları, bugün farklı bir şey yapmak istiyorum diyenler için bulunmaz bir köşedir burası. İsteyen yürüyerek, isteyen bisiklet parkurunu kullanarak keşif yapabilir veya bunun için kuş gözlem kulelerinden yararlanabilir. 300’e yakın kuş türünün görüldüğü Kuş Cenneti’nin saygıdeğer misafirlerinden biri özellikle dikkat çeker; bu misafirler Flamingo’lardır. Öyle ki Kuş Cenneti içinde yapay bir Flaming üreme adası dahi oluşturulmuştur.
Foça’da Orak Adası yakınlarındaki değişik şekilleriyle dikkat çeken kayalıklar, Siren Kayalıkları adıyla anılır. Sirenler, ilk olarak Homeros’un Odysseia’sında karşımıza çıkan mitolojik deniz canlılarıdır ve büyülü sesleriyle söyledikleri şarkılar, gemicileri yoldan çıkarıp gemilerini kayalara sürmelerine ve yokolmalarına neden olur. Foça’daki Siren Kayalıkları’nda bu efsanevi yaratıkların yaşadığına inanılır. Aslında bu kayalıklar bugün sirenleri değil ama nesli tehlikede olan sevimli Akdeniz foklarını barındırmakta. Burası onların üreme ve yaşam alanı... Kayalıklar 1. Derecede Koruma Alanı olduğu için buraya tekneyle ulaşmak veya yüzmek yasaklanmıştır ancak tekne turu yapanlar uzaktan görme şansına sahip olur.
Foça önlerinde yer alan altı ada, güneyden kuzeye doğru İncir Adası, Fener Adası, Orak Adası, Metelik, Hayırsız, Güvercin Adası şeklinde sıralanmaktadır. Adalarda yerleşim mevcut değildir. Adalar çevresi ve Foça koyları günübirlik tekne turları ile görülebilir. Tekneler denize girilebilir noktalarda demirleyerek yolcularının Foça’nın güzel denizinin keyfini çıkarmasına fırsat yaratır.
İzmir ili Güzelbahçe ilçesi yaz aylarında halk plajları ile ilgi çeker. Ege’nin mavi sularıyla buluşan hasır şemsiyeli Güzelbahçe kumsalları, hem İzmirlilerin hem de şehri ziyaret edenlerin serinlemesine fırsat tanır.
İzmir ili Karaburun ilçesinde yer alan Karaburun plajları, İzmirlilerin ve kenti ziyaret edenlerin yaz aylarında serinlemesine fırsat tanır. 2018 yılında mavi bayrak alan Kuyucak Plajı, Akvaryum Plajı ve Bodrum Plajı, ilçenin en çok tercih edilen plajlarındandır.
Su altı dünyasını keşfetmek isteyenler için Karaburun’da farklı dalış noktaları bulunur. Karaburun’da denizin altındaki büyülü dünya ile buluşmak isteyenler Büyük Ada, Küçük Ada, Domuzburnu ve Aslan Kayası’na doğru, tecrübeli dalgıçlar eşliğinde yol alabilirler.
Hafta sonunda denizle buluşmak isteyenlerin ilk tercihi olan Menderes Halk Plajları, yaz döneminde ziyaretçilerine şezlong ve şemsiyeleriyle hizmet veriyor. Çukuraltı, Gümüldür ve Orta Mahalle Halk Plajları, temiz ve güvenilir sahilleri ile ilçenin 2018 yılında mavi bayrak alan halk plajlarından.
İzmir ili Torbalı ilçesinde yer alan Efeoğlu Tabiat Parkı, günübirlik kullanım alanı olarak ziyaretçilerine hizmet verir. Günlük bin kişi kapasiteli park alanı içerisinde piknik masaları, çocuk oyun alanı, yürüyüş yolu, kır büfesi, tuvalet yer alır.
Kızılçam, fıstıkçamı, çınar, kuşkonmaz, zakkum, karaçalı, zeytin, orman sarmaşığı, katalpa, okaliptus, akdeniz servisi, arizona servisi, meşe, funda, ateş dikeni ağaçlarının oluşturduğu yemyeşil bir alana sahip olan tabiat parkı, faunası ile büyüler. Parkta yaşayan hayvanlar arasında ağaçkakan, çekirge, akrep, kaplumbağa, kirpi, atmaca, tesbih böceği, kertenkele, doğan, sincap, karatavuk, kırkayak, kurbağa, yılan, bülbül, tilki, sansar, yaban domuzu bulunur.
İzmir ili Selçuk ilçesinde bulunan Meryem Ana Tabiat Parkı, ilçeye yaklaşık olarak 6 km uzaklıkta konumlanır. Doğal ve tarihi açıdan değerli bir alana yayılan park içerisinde Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti, Ortaburun, Kapılıdağ, Dede tepeleri yer alır. Zengin florasıyla öne çıkan parkta kızılçam, orman sarmaşığı, yabani zeytin, kermes meşesi, funda, keçi boynuzu, sığır kuyruğu, sandal ağaçları yetişir. Fauna türleri arasında ise şahin, baykuş̧, çakal, karatavuk, kurt yer alır. Park trekking, foto safari, dağcılığa uygun alanlara sahiptir.
İzmir ili Bornova ilçesi Karaçam köyünde bulunan Çiçekli Tabiat Parkı, 1. Derece Doğal SİT alanı içerisinde bulunur. Günübirlik kullanım alanı olarak hizmet veren park, içinde piknik alanı, çocuk oyun alanı, yürüyüş yolu barındırır. Ormanlık alanı ile tabiat parkı, ziyaretçilerin dinlenme ve piknik ihtiyaçlarına yanıt verir.
Foça ilçesi Fevzi Çakmak mahallesinde yer alan Yeni Foça Halk Plajı, Foçalılar ve kent misafirlerinin yaz aylarında sık ziyaret ettikleri plajlardandır. 2018 yılında mavi bayrak alan plajda ücretsiz olarak denize girilebilir.
İzmir ili Aliağa ilçesi Yenişakran Mahallesi, 25 bin metrekareden oluşan sahil ve plaja sahiptir. Palmiye ağaçlarıyla hayat bulan sahilde güneşlenme alanları, giyinme kabinleri, duş, şezlong, oturma alanı, bisiklet park yerleri bulunur.
İzmir ili Bornova ilçesi sınırlarında bulunan İkiz Göller, doğa harikası güzelliği ile görenleri kendine hayran bırakır. Bornova’ya yola düşen doğaseverlerin gölleri görmeleri önerilir. Keyif veren bu rota için ağırlıkla trekking turları düzenlenir.
İzmir ili Dikili ilçesinde ziyaretçilerin masmavi denizle buluşabileceği birçok plaj yer alır. Tertemiz plajların bazıları yıllardır mavi bayrak almaya hak kazanmıştır. Dikili Halk Plajı, bunlardan biridir. 2018 yılında mavi bayrak almış olan plaj, uzun bir sahile sahiptir. Hayıtlı Plajı, denize girerken sakinliği arayanlar için idealdir. Bunların yanı sıra Antur Plajı, Deçemko Plajı, Pissa Plajı, Mysia Plajı, Salihleraltı Plajı, Kayra Plajı, Killilk Koyu, Deniz Kalesi ve Bimeyko ilçede denize girilebilecek diğer alanlardandır.
İzmir ili Karşıyaka ilçesi Yamanlar Dağı mevkiinde bulunan Karagöl, cennetten bir köşe olarak nitelendirilir. Tertemiz havası, yemyeşil doğası, hayran bırakan güzelliği ile Karagöl, İzmir’e yolu düşen gezginlerin görmesi önerilen rotalar arasında yer alır. Çevresinde konaklamak için tesislerin yer almadığı Karagöl’de dileyenler çadır kurma fırsatına sahip olabilir.
İzmir ili Menderes ilçesinde yer alan Ahmetbeyli Sahili, uzun sahil şeridi ile kentin beğenilen plajları arasında bulunur. Bölgeyi ziyaret eden tatilciler için Ahmetbeyli, tertemiz denizi ile ideal denize girme noktalarından biridir.
İzmir ili Konak ilçesi yürüyüş yapmak isteyenlere, yürüyüş parkurları ile aktif bir gün geçirme şansı sunar. Kordon’da 2 km’lik yürüyüş parkuru yer alır. Bunun yanı sıra Kültürpark ve Güzelyalı sahil bandı gün içinde ilçenin yürüyüş yapılacak rotalarıdır.
İzmir ili Karşıyaka ilçesinde sağlık ve zinde bir gün geçirmek isteyenler, ilçenin Bostanlı sahil bandında yürüyüş yaparak güne başlayabilir.
İzmir ili Bornova ilçesinde, yürüyüş parkuru arayışı içine giren sporseverlerin tercihi Sakarya Parkı ve Çamkule mahallesi MTK Parkı’ndan yana olur.
İzmir ili Selçuk ilçesinde trekking rotası arayanlar 10 km’lik uzunluğu ile Belevi-Keçi Kalesi-Sağlık Köyü ve 12 km’lik uzunluğu ile Selçuk-Efes-Pamucak rotalarını tercih edebilir.
Zengin trekking güzergahlarına sahip olan İzmir, Bornova ilçesinde doğa yürüyüşü yapmayı sevenlere farklı alternatifler sunar. Doğayı keşfetmek ve sağlıklı zaman geçirmek isteyenler grup yürüyüşlerine katılabilir. 9 km’lik uzunluğu ile Pınarbaşı Meydan-Rasathane, 12 km’lik uzunluğu ile Kayadibi-Çamiçi, 10 km’lik uzunluğu ile Kayadibi-Homeros-Kayadibi, 12 km’lik uzunluğu ile Kurudere-Gürle öne çıkan yürüyüş güzergâhlarından.
İzmir ili Seferihisar ilçesine trekking amacıyla gelenler doğa ile buluşarak sağlıklı ve huzurlu bir gün geçirme fırsatına sahip olur. İlçede 13 km’lik uzunluğu ile Kavakdere-Seferihisar-Sığacık güzergâhı sık kullanılan doğa yürüyüşü güzergâhlarındandır.
Bir tatil rotası olarak anılan Çeşme, aynı zamanda doğaseverlerin sık yol aldığı rotalardan. Trekking aktivitelerinin düzenlendiği İzmir ilçelerinden biri olan Çeşme’de 17 km’lik uzunluğu ile Germiyan-Alaçatı ve 11 km’lik uzunluğu ile Ovacık-Dededağ-Ovacık parkurunda keyifli bir doğa yürüyüşü yapılabilir.
Mis kokulu toprakta yürüyüş yapmak ve ormanla kaplı arazilerde keyifli zaman geçirmek için Urla ilçesi her mevsim ideal. İlçenin 16 km’lik uzunluğa sahip olan Urla İskele-Özbek-Çeşmealtı güzergahı, tercih edilen trekking rotalarından biri.
İzmir ili Foça ilçesinde birçok trekking parkuru bulunur. İlçedeki trekking parkurları arasında öne çıkanlardan ikisi 10 km’lik uzunluğu ile Kozbeyli-Yeni Foça ve 12 km’lik uzunluğu ile Yeniköy-Yeni Foça’dır.
İzmir ili Menemen ilçesi Yamanlar mevkiinde konumlanan Karagöl Tabiat Parkı, doğa içerisinde ailesi ve sevdikleriyle keyifli zaman geçirmek isteyenler için ideal bir alandır. Yılın her mevsiminde haftanın yedi günü hizmet veren parkta kamp alanları, çocuk oyun parkı, piknik alanları, duşlar ve restoran bulunur. Parkta dileyenlere ücretli olarak çadır kiralama fırsatı da sunulur.
İzmir ili Karaburun ilçesinde bulunan İncirliköy Plajı, bir diğer adı ile Akvaryum Plajı, şehir merkezine yaklaşık olarak 3 km uzaklıkta bulunur. 30 m uzunluğa sahip olan plaj, kum ve çakıl taşlardan oluşur. Masmavi ve tertemiz bir denize sahip olan İncirliköy, dalışa uygundur. Plajda engellilere uygun bir tuvalet bulunur. Plaj, 2018 yılında mavi bayrak almaya hak kazanmıştır.
İzmir ili Karaburun ilçesinde yer alan Mimoza Koyu, çakıltaşlı sahili ve dalgasız denizi ile dikkat çeker. Sakin ve dingin bir alan olan koy, dalışa uygundur.
İzmir'in Urla ilçesinde yaşayan ve adı kentle özdeşleyen merhum Sanatçı Tanju Okan'ın adını taşıyan park ziyaretçilerini bekliyor.
Bir köy düşünün, halkının büyük çoğunluğu 7-8 km ötedeki yaylaya taşınıyor, kalanları da eğitim, iş gibi nedenlerle en yakın ilçeye göç ediyor. Zamanla köyde kimsecikler kalmıyor. Lübbey Köyü, İzmir’in Ödemiş İlçesine bağlı terkedilmiş bir köy. Köyde hala yaşayan sadece birkaç hane kalmış, onlar da köyün yaşlıları.
Seferihisar’da Düzce Köyü’nün Kocakavak adı verilen mevkiinde bulunan anıt ağacın 1000 yaşında olduğu söylenir. Yörede anıt çınara kavak ağacı da denir. Bu nedenle ağacın bulunduğu yerin Kocakavak olarak adlandırıldığı sanılmaktadır. Anıt çınarın hemen yanında tarihi bir kuyu yer alır.
Buca’nın Kaynaklar köyünde, köy camisi ile aynı meydanda, beş adet anıt çınar yer alıyor. Bu çınarların bin yaşını doldurmuş olduğu tahmin ediliyor. Gölgesinde yüzlerce kuşağı ağırlamış, ölümsüz görünen bu dev çınarların altında oturup dinlenmek, kahvaltı etmek, çayın kahvenin tadını çıkarmak mümkün.
İzkent ve Evka arasındaki vadiye, Bolu Yedigöller’den esinlenilerek yapılmış yeşil alandır. İçinde yedi adet yapma göl bulunur. Göller birbirine şelalelerle bağlanmıştır. Bucalıların dinlenme, eğlenme, yeşillikler arasında soluklanma alanlarından biri olarak tasarlanmıştır ve bu amaca uygun olarak hizmet vermektedir.
Aliağa’da Güzelhisar deresinin denize döküldüğü yerde oluşturduğu Güzelcehisar deltası ile Aliağa kuş cenneti önemli bir sulak alandır. Dolayısıyla bu alanlar pek çok farklı türde kuşun uğrak yeridir. Sanayi kenti olarak bilinen Aliağa’da özellikle flamingoların kuş cennetine gelmesi, ilçenin çehresine değer katıyor.
Aliağa’nın mavi bayraklı plajı, ilçenin Yalı mahallesinde yer alır. Plajda pek çok yeme-içme tesisi, sosyal alanlar, spor olanakları mevcuttur. Ulaşımın kolay sağlandığı plajda plaj hizmetlerine erişim de kolaydır. Plajda geçirilen güzel bir günün bir kısmını çok yakında bulunan Kuş Cenneti’ne ayırmak da mümkün.
Yöre halkı tarafından Aslan Kavak olarak adlandırılan bu devasa çınar ağacı, Bayındır’ın Kızıloba köyü yakınlarında bulunur. Türkiye’de bilinen en kalın ağaç gövdesine sahip ağaç olduğu söylenmektedir. Tahminen 1000 yaşını aşmış, gerçek bir tabiat anıtı olan çınar ağacı, doğaseverlerin ve ekoturizme gönül verenlerin mutlaka görmesi gereken boyutlara sahiptir. Gövde çapı 5 metreyi aşmakta, gövdenin dip çevresi 22 metre civarında ölçülmektedir. Yaklaşık 40 metre civarında bir yüksekliğe sahip olan Aslan Kavak, bir dere içinde yer aldığı için köklerinin sağlam ve sağlıklı kaldığı ve bu olağanüstü boyutlara ulaşmasını sağladığı anlaşılmaktadır.
Bayındır’ın Hisarlık Yaylası’nda bulunan şelale, etrafındaki kayalara yuva yapan yaban güvercinleri nedeniyle Güvercinlik Şelalesi olarak anılır. Şelaleye, çevresindeki yeşil ortam, kiraz bahçeleri ve üzüm bağları ayrı bir güzellik katar.
Bayındır’a ait Ovacık Yaylası doğaseverlerin çok seveceği alanlardan biridir ve yaylada bulunan Anadolu Kestanesi anıt ağaçları, boyları çok uzun olmasa da geniş gövdeleri ile görmeye değer bir manzaradır. Bu güzel ağaçlar hala kestane üretimi ile bölgeye katkıda bulunmaya devam etmektedir. Kestanelerin bulunduğu 2,5 dekarlık alan Tabiat Anıtı olarak ilan edilmiştir.
Sarnıç Gölet, Gaziemirliler ve misafirleri için güzel bir dinlenme, piknik ve spor alanı. Gölette olta balıkçılığı yapanları görmek mümkün. 350 dönüm üzerinde, etrafı çam ormanları ile kaplı olan gölet alanı, şehir merkezinde bir doğal ortam sunuyor. Gölet alanında bulunan restoranlar da hizmetinizde.
İzmir ili Beydağ ilçesinde yer alan Beydağ Barajı kenarında konumlanan mesire alanı, Beydağ Belediyesi tarafından 2016 yılında hizmete açıldı. 60 dekar alana yayılan alanda, baraj göleti ile orman manzarası eşliğinde, restoran ve çocuk oyun alanları yer alıyor. Ailesi ve sevdikleri ile keyifli vakit geçirmek isteyenlere Beydağ’ı ziyaret ettiklerinde mesire alanını görmeleri öneriliyor.
Güzelbahçe ilçesi sınırlarında milli park esasları dâhilinde korunan tabiat parçalarından üç tane bulunur. Bunlar Maltepe mahallesinde yer alan Yarendede Fıstıkçamı Tabiat Anıtı, Yalı mahallesinde bulunan Yemişçi Çınarı Tabiat Anıtı ve Fıstıkçamı Tabiat Anıtı.
İzmir ili Karaburun ilçesi Civa Madeni mevkiinde konumlanan Peynirini mağarası, büyük galerilere sahiptir. 108 m derinliğe, 229 m uzunluğa sahip olan mağara, yarasalara ev sahipliği yapar.
İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde yer alan piknik alanı Kemalpaşa-Torbalı karayolu üzerinde bulunan 20 hektarlık çam ormanı içerisinde bulunur. Piknik alanı, keyifli zaman geçirmeye fırsat tanır.
Kemalpaşa ilçesinde eyer alan Alaş Kımız Çiftliği, Türk kültüründe yer alan kımız ve otağın yeniden canlandırılması hedefiyle kurulur. Çiftlikte Kazak Türklerinin yerel özelliklerine göre dekore edilen otağ, Kımız lokantası, at pansiyonu ve kır düğünü alanı yer alır.
İzmir ili Kınık ilçesi Poyracık mahallesinde konumlanan Boncuk Göl, doğa ile buluşup keyifli zaman geçirmek isteyenlere kucak açar. Geniş bir alana sahip olan Boncuk Göl’de restoran da yer alır.
İzmir ili Menderes ilçesi Gümüldür beldesinde yer alan Gümüldür Tabiat Parkı, ilçeye yaklaşık olarak 30 km uzaklıkta bulunur. Ziyaretçilerin piknik ve dinlenme ihtiyaçlarına yanıt veren ormanlık alan ve deniz kıyısına sahip olan park, günübirlik kullanım için piknik ve kamp alanına sahiptir. Park içerisinde piknik masaları, yürüyüş yolu, büfe, soyunma kabinleri, duş, elektrik, içme ve kullanım suyu bulunur.
Menemen ilçesinde yer alan İzmir Karagöl Tabiat Parkı, Yamanlar Dağı mevkiinde konumlanır. Jeolojik hareketler sonucunda oluşan bir heyelan set gölü olan Karagöl çevresinde yer alan ve adını gölden alan park, geniş ormanlık alanı ile ilgi çeker. Park içerisinde piknik, kamp ve karavan alanı yer alır. Tabiat parkı bisiklete binmeye, trekking’e, foto safariye uygundur.
Sasalı Kent Ormanı ve Piknik Alanı, 1800 dönüm araziye sahiptir. Ege Bölgesi’nin en büyük piknik alanı olarak anılan Sasalı, kent merkezine yaklaşık olarak 28 km uzaklıkta bulunur. İzmir ili Çiğli ilçesi Kaklıç mahallesinde bulunan alan, okaliptüs, söğüt ve çam ağaçlarına ev sahipliği yapar. Dinginlik arayanlar ve ailesiyle keyifli vakit geçirmek isteyenlerin uğrak adresi olan Sasalı Piknik Alanı’nda mangal alanları, basketbol ve voleybol sahaları, piknik alanları, yürüyüş yolu, bisiklet yolu, çocuk oyun alanları ile tuvaletler bulunur.
İzmir ili Çiğli ilçesi Egekent semtinde yer alan Cumhuriyet ve Demokrasi Parkı, 23 bin metrekarelik alana yayılıyor. Seyir kuleleri, süs havuzları, amfi tiyatro ve şelaleleri ile ziyaretçilerini ağırlayan parkta kafe ve restoranlar da bulunuyor.
İzmir ili Güzelbahçe ilçesi Yelki köyünün batısında konumlanan Kocadağ’da yer alan İnkaya Mağarası yüksek bir konumda bulunur. Mağaraya dik bir yamaçtan yürüyerek ulaşım sağlanabilir.
İzmir ili Karabağlar ilçesinde konumlanan Uğur Mumcu Parkı, geniş bir alana yayılır. Atatürk ve Uğur Mumcu heykellerinin bulunduğu yemyeşil parkta, çocuk oyun alanları, spor aletlerinin yer aldığı alan, kuş yuvaları ve süs havuzları görülebilir. Park içerisinde halı saha bulunurken, Uğur Mumcu sosyal tesisleri de görülebilir. Parktaki geniş alanda yıl içerisinde etkinlikler düzenlenir.
İzmir ili Karabağlar ilçesi Çalıkuşu mahallesinde konumlanan Kilimcitepe Parkı, bölgenin keyif alınacak rotalarından. Huzur veren bir ortama sahip olan parkta çocuk oyun alanı bulunur. Parkın en önemli özelliği Türk edebiyatının değerli isimlerinden Reşat Nuri Güntekin’in bir süre yaşamış olduğu eve ev sahipliği yapmasıdır. Ev, günümüzde çocuk kitaplığı olarak hizmet verir.
İzmir ili Kemalpaşa ilçesi merkezinde bulunan Dere Mesire Alanı, doğanın tadını çıkarmak isteyenler için keyif veren bir ortama sahip. Mesire alanı içerisinde piknik alanları, amfi tiyatro, düğün salonu, kafe gibi alanlar bulunur.
İzmir ili Bayraklı ilçesi sahil bandı, bölgede yaşayanların en sık tercih ettiği yürüyüş parkurudur.
Kemalpaşa ilçesinde grup olarak yürüyüş aktivitesi yapmak isteyenler için birçok rota yer alır. Trekking yapmayı sevenler için öne çıkan rotalardan bazıları 10 km’lik uzunluğuyla Vişneli-Nazarköy, 10 km’lik uzunluğuyla Sinancılar-Hamzababa, 12 km’lik uzunluğuyla Yenikurudere-Yiğitler ve 13 km’lik uzunluğuyla Beşpınar-Spil Zirve-At Alanı’dır.
Hafta sonunda doğa ile buluşmak isteyenler Gaziemir ilçesinde trekking aktivitelerine katılım sağlayabilir. Doğa yürüyüşleri için Gaziemir ilçesinde tercih edilen rotalar arasında 16 km’lik uzunluğu ile Gaziemir-Tırazlı-Balçova ve 22 km’lik uzunluğu ile Gaziemir-Balçova yer alır.
İzmir ili Menderes ilçesinde grup halinde doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için farklı rotalar bulunur. Bunlar arasında 12 km’lik uzunluğu ile Yeniköy-Yenifoça ve 10 km’lik uzunluğu ile Ataköy-Değirmendere öne çıkan güzergâhlardandır.
Kıymetini en iyi doğaseverlerin bildiği dağ ve yayla güzergâhları yılın her mevsiminde yürüyüş severleri ağırlar. Buca ilçesi de bu güzel güzergâhlara sahip bölgelerden biridir. İlçede bulunan 15 km’lik uzunluğa sahip Kırıklar-Kaynaklar, 20 km’lik uzunluğa sahip Gürlek Şelalesi-Nif Dağı öne çıkan trekking parkurları arasında bulunur.
Yönünü Menemen ilçesine çevirecekler, ilçenin doğa yürüyüşüne elverişli güzergâhlarında keyifli vakit geçirebilir. 9 km’lik uzunluğa sahip olan Hatundere-Sarıkaya-Hatundere, 14 km’lik uzunluğa sahip Çukurköy-Dumanlı-Hatundere güzergâhı sık kullanılanlar arasında.
İzmir ili Karaburun ilçesi 10 km’lik uzunluğa sahip olan Kösedere-Eğlenhoca ve 14 km’lik uzunluğa erişen Kösedere Akdağ Zirve-Karaburun parkuru ile doğa yürüyüşü yapmayı sevenlere kapısını açar.
İzmir ili Buca ilçesinde yer alan Hasanağa Bahçesi, yaklaşık 1.4 km’lik yürüyüş ve koşu parkuru ile gün içinde spor yapmak isteyenlerin buluştuğu adreslerden... Bahçede aynı zamanda bisiklet yolu, basketbol sahası, tenis kortu ve kaykay pisti de yer alıyor.
Konak’ın tarihi Kemeraltı Çarşısı, ilk yıllarda bir kapalıçarşı görünümünde, üstü örtülü bir çarşıdır. Kemeraltı adını bu nedenle alır. Pek çok han ve dükkan bulunan çarşı, zamanla eklemlenen modern mekanlarla hem açık, hem kapalı bir çarşı görünümü almıştır. İzmir’in önemli alışveriş mekanlarından biridir ve günün her saati canlı bir görünümdedir. Turistik nitelikli pek çok eşyayı Kemeraltı’nda bulmak mümkündür.
19. yy. sonlarında, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve uzun yıllar boyunca gümrük binası, daha sonra balık hali olarak hizmet veren Konak Pier; bugün restoran, sinema ve kafeleriyle hem eğlence, hem alışveriş mekanı olarak hizmet vermektedir. Paris’teki ünlü Eyfel Kulesi’ne ismini veren Gustav Eiffel’in bürosunda, Fransa’da tasarımı yapılmış olan binanın çelik konstrüksiyonları ünlüydü.
Bozdağ Kayak Merkezi, yemyeşil doğası ile kaydadeğer bir yer olan Bozdağ’ın kuzey yamaçlarında, üç adet pistiyle kayakseverlere hizmet verir. Merkezde konaklama tesisi, kafeterya, restoran bulunur. Kış turizmine hizmet eden bu merkez, bir deniz ve tatil şehri olarak algılanan İzmir’in sınırsız olanaklarına işaret eder.
Yaz aylarında mesire alanı olarak kullanılan Bozdağ Yaylası görmeye değer doğal güzelliğe sahiptir. Kayak Merkezi tesisleri yaz aylarında da açıktır; dağcılık, yamaç paraşütü gibi doğa sporlarına düşkün ziyaretçilerin tesislerden yararlanması mümkündür.
Bergama ilçe merkezine çok kısa mesafede yer alan Güzellik Ilıcası, Geyiklidağ Ilıcası olarak da anılır. Ilıcaya ilişkin anlatılan efsanelerden biri ünlü Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın ılıcanın güzellik veren şifalı suyundan yararlanmış olmasıdır ve bu nedenle ılıca, Kleopatra Ilıcası adıyla da bilinir. Kaplıcanın Bergama Kralı Eumenes tarafından kurulmuş olduğu ve Eskülap Banyoları adıyla uzun bir dönem hizmet verdiği bilinir. Bugün tarihi kaplıcanın yakınlarında yer alan Belediye Sosyal Tesisleri halkın hizmetindedir.
Hem İzmirlilerin hem de şehri ziyaret edenlerin buluşup yemek yeme, eğlenme ve alışveriş yapma yeri olarak tasarlanan Mavi Bahçe Alışveriş Merkezi, Ege mimarisi detaylarıyla hayat bulur. Açık ve kapalı alanlarıyla dikkat çeken alışveriş merkezinde, geniş yeme-içme alanı, güzel vakit geçirmeye fırsat tanıyan çocuk eğlence merkezi, konforlu sinema salonları, ünlü markalara ait mağazalar yer alır.
Bornova ilçesinde yer alan ve açık hava alışveriş merkezi Forum Bornova, 200 bin metrekare alana yayılır. Şehri ziyaret edenlerin keyifli zaman geçirmesine fırsat tanıyacak eğlence alanları, yerli ve yabancı markaların mağazaları, sineması, yemek alanı, hipermarketi, mobilya ve dekorasyon mağazası çatısı altında bulunur.
Bornova ilçesi Bağburnu mevkiinde konumlanan Point Bornova Alışveriş Merkezi, elektronikten giyime, kozmetikten dekorasyona uzanan mağazaları ile her ihtiyaca yanıt verir. Yeme-içme alanları, sinemaları ve eğlence alanları ile keyifli vakit geçirmeye fırsat tanır. Özel araçların yanı sıra toplu taşıma ile alışveriş merkezine ulaşım sağlamak mümkündür.
2007 yılında Bornova ilçesinde ziyaretçilerle buluşan Park Bornova Outlet Center, ulusal ve uluslararası markaların outlet mağazalarına çatısı altında yer verir. Alışveriş merkezinde mağazaların yanı sıra yeme-içme alanı, sinema, çocuk oyun alanı, bowling ve hipermarket yer alır. Özel aracın yanı sıra alışveriş merkezine ücretsiz servisleri ile de ulaşım sağlanabilir.
Bornova ilçesinde yer alan Kids Mall Alışveriş Merkezi, Forum Bornova Alışveriş Merkezi’nin yanında yer alır. İçerisinde bulunan çocuk giyim ve oyuncak mağazaları ile ilgi çeken Kids Mall’daki çocuk oyun alanı da sık ziyaret alır.
2015 yılında açılan Soyak Siesta Meydan Alışveriş Merkezi, Karşıyaka ilçesinde yer alır. Alışveriş merkezinde yeme-içme, alışveriş, kuru temizleme, terzi, market, kuaför gibi farklı hizmet alanları ziyaretçilerle buluşur.
İzmir ili Karşıyaka ilçesi Mavişehir beldesinde yer alan alışveriş merkezi 18 bin metrekare alana yayılır. 120 mağazaya sahip olan alışveriş merkezinde, sinema, market, çocuk oyun alanı, yeme-içme alanı ve bowling salonu ziyaretçilerle buluşur.
Torbalı ilçesindeki alışveriş rotaları arasında bulunan Kipa Alışveriş Merkezi, ziyaretçilerin keyifli zaman geçirmesine fırsat tanır. Alışveriş merkezinde giyimden dekorasyona mağazalar, restoranlar, çocuk oyun alanı, sinemalar, hipermarket ve elektronik mağaza bulunur.
Konak ilçesinde Konak Meydanı’na oldukça yakın mesafede yer alan İzmir Park Alışveriş Merkezi, hesaplı alışverişin adreslerinden biri olarak bilinir. Düzenli olarak etkinliklerle renklenen alışveriş merkezinde dünyaca ünlü markaların mağazaları yer alır. Güzel lezzetleri tatmak isteyenler için yeme-içme alanına, eğlenceli vakit geçirmek isteyenler için çocuk oyun alanı ve sinemaya alışveriş merkezinde yer verilmiştir.
Dükkanları tarih kokan bir yer Malgaca pazarı ve Arasta. Geçmişten günümüze tüm değişikliklere ve kentleşmeye rağmen yaklaşık olarak iki asırdır hala daha varlığını sürdürüyor.
Tarihlerine baktığımızda Arasta o dönemin alışveriş merkezini temsil ediyormuş. Manav, bakkal, kasap, terzi, ayakkabıcı ve birçok dükkanı aynı yerde bulabiliyormuşuz. Arastada alışverişin yanı sıra dostluklarda pekiştirilir çaylar, kahveler içilerek sohbetler edilirmiş. Haberleşme, bilgi aktarımı, alışveriş sayesinde güçlenen ekonomi bir nevi Arasta'da hayat buluyormuş. Bugünden baktığımız zaman günümüzün alışveriş kültürünün çok uzağında kalan sıcacık bir tarih göze çarpıyor.
Şahane taş evleriyle, tarih kokan çiçekli sokaklarıyla, bozulmamış dokusuyla, kaliteli mekanlarıyla insanın kalbini ısıtan bir yer Alaçatı. Taş duvarlarından begonvillerin sarktığı evlerin gölgelediği Arnavut kaldırımlı dar sokaklarıyla Alaçatı, kim ne derse desin ülkemizin en gözde kasabası.
Yüzyıllar boyunca şifa kaynağı olan Balçova termal kaynakları, Agamemnon Kaplıcaları olarak da anılır. Balçova Kaplıcaları her alanda sahip olduğu zengin kaynaklar ile göz kamaştıran İzmir’i, aynı zamanda bir termal turizm merkezi haline getirir. Bugün, ısısı 63 dereceye varan şifalı sularıyla bu bölge, modern tıbbi olanaklarla da donatılmış olarak; deri hastalıkları, romatizmal hastalıklar, üst solunum yolu rahatsızlıklarına çare arayanlara hizmet verir.
Bakanlar Kurulu kararıyla termal turizm merkezi ilan edilen Bayındır ilçesinde Turgutlu yolu üzerinde, Ergenli ve Dereköy arasındaki ılıca merkezinde ve civarında, birbirine çok kısa mesafelerde birkaç kaplıca bulunur. Ergenli Köyü, Fatma Hanım ve Dereköy kaplıcalarının su sıcaklığı 40 ila 50 derece arasında değişmektedir. Kaplıcalarda tesisler de bulunmaktadır.
Dikili çevresine yayılmış bir grup şifa kaynağı termal su, ilçenin önemli bir değeridir. Bu ılıcalardan Nebiler’e ulaşmak için Dikili merkezden Ayvalık yönüne hareket etmek gerekir. Bergama’ya doğru giderken ulaşılan Kaynarca Ilıcası, 100 dereceye ulaşan su sıcaklığı ile meşhurdur. Yine aynı yönde yer alan Çamur Ilıcası’nda çamur banyosu yapmak mümkündür. Bergama yolundan anayola girince hemen sola sapılarak gidilen Kocaoba Ilıcası’nda, su sıcaklığı 50 derece civarındadır. Bademli Deniz Ilıcası’na ise Dikili’den sahil boyunca Denizköy’e doğru güneye giderken ulaşılabilir.
Ege bölgesinde yer alan en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Optimum Alışveriş Merkezi, çatısı altında yer alan 250 mağaza, otopark, restoran ve kafeler, buz pisti, çocuk oyun alanları, sinema ve bowling ile ziyaretçilerini bekliyor. Özel tasarlanmış iki çocuk oyun alanı daha bulunan alışveriş merkezinde, farklı yaş gruplarından çocukların zihinsel zeka ve el becerilerinin gelişmesi sağlanıyor. Alanlarda otizmli çocuklar için özel olarak tasarlanmış oyuncakların yer aldığı bir bölüm de bulunmakta.
Balçova ilçesinde yer alan Selway Outlet Alışveriş Merkezi, giyimden dekorasyona, elektronikten yapı markete uzanan birçok dünya markasının mağazasına çatısı altında yer verir. Şehrin ilk outlet alışveriş merkezi olarak anılan Selway’e özel araçların yanı sıra toplu taşıma araçlarıyla da ulaşım sağlanabilir.
2003 yılında hizmete giren Agora Alışveriş Merkezi, Balçova ilçesinde bulunur. Moda ve eğlence anlayışıyla hizmet veren alışveriş merkezi, ziyaretçilerine iyi zaman geçirmeleri için farklı alternatifler sunar. Eğlence merkezi, sinema salonları, önde gelen markaların mağazaları, dünya mutfaklarından gurme lezzetlerin restoranları ziyaretçileri ağırlar.
Balçova ilçesinde yer alan Özdilek Balçova, sık ziyaret alan alışveriş merkezleri arasında bulunur. Giyimden ev tekstiline, dekorasyondan elektrikli ev aletlerine uzanan birçok ürün mağaza çatısı altında yer alır. Hipermarket ile yeme-içme alanının da yer aldığı Özdilek Balçova’da keyifli zaman geçirmek mümkün.
İzmir ili Bayraklı ilçesinde yer alan West Park Outlet Alışveriş Merkezi, Ege bölgesinin en büyük outleti olarak nitelenir. Ayakkabıdan giyime, oyuncaktan teknolojiye uzanan büyük markaların mağazalarının yer aldığı alışveriş merkezinde yapı market ve hipermarkete ulaşmak da mümkündür. Yeme-içme alanları, sinema ve eğlence alanlarının bulunduğu alışveriş merkezinin en ilgi çeken yanı akvaryumudur. Funtastic Aquarium, İzmir’e denizlerin en ilgi çeken atmosferini taşır ve sık ziyaret alır.
Balçova ilçesinde yer alan Palmiye Alışveriş Merkezi, sinema salonları, çocuk eğlence alanları, eczanesi, yeme-içme alanları, teknoloji marketi ile ziyaretçilerini ağırlar.
2017 yılında Bayraklı ilçesinde açılan Ege Perla, dünyaca ünlü markaların mağazalarını misafirleri ile buluşturur. Alışveriş merkezinin geniş hizmet alanları arasında yeme-içme alanları, spor salonu, çocuk parkı, sinema ve tiyatro salonları da yer alır.
Çiğli ilçesinde konumlanan Kipa alışveriş Merkezi, çatısı altında giyimden dekorasyona uzanan birçok ünlü markanın mağazasına yer verir. Kafe ve restoranların bulunduğu alışveriş merkezinde çocukların keyifli vakit geçirmesi için oyun alanları da yer alır.
İzmir’in farklı ilçelerinde yer alan Kipa Alışveriş Merkezleri’nden bir diğeri Gaziemir’de bulunur. İlçedeki alışveriş merkezi çatısı altında restoran ve kafe, hipermarket, alışveriş mağazaları, sinema, kuru temizleme ve çocuk oyun alanı bulunur.
Balçova ilçesinde yer alan Ege Park Alışveriş Merkezi, ilçenin hem alışveriş hem de eğlenceli zaman geçirmek için sık ziyaret alan noktalarından. Alışveriş merkezinde yer alan restoran ve kafeler ile çocuk oyun alanları keyifli zaman geçirmeye fırsat tanırken, giyimden dekorasyona, spor giyimden takıya uzanan dünyaca ünlü markaların mağazaları ve yapı market her ihtiyaca yanıt verir.
Balçova ilçesinde konumlanan Kipa Alışveriş Merkezi, büyük bir alana yayılır. Kozmetikten takıya, giyimden ayakkabıya uzanan farklı markaların mağazalarının bulunduğu alışveriş merkezindeki elektronik mağazalar da ilgi çeker. Alışveriş merkezi yeme-içme alanları, hipermarket, çocuk oyun alanı ve sineması ile yıl boyu ziyaretçilerini ağırlar. Düzenli olarak müşteri servisleri ile alışveriş merkezine ulaşım mevcuttur.