Sagalassos Antik Kenti, Ağlasun ilçesine 7 km uzaklıktadır. Akdağ’ın eteklerinde keşfedilmiş olan antik kent, Antik Çağ boyunca birçok medeniyet tarafından kullanılmıştır. Günümüze kadar büyük ölçüde korunarak gelebilmeyi başarmış olan yapı unsurları, özgün plana sadık kalınarak yenilenmiştir. Sagalassos, Antik Çağ’da Pisidya (Psidia) olarak adlandırılan bölgede yer alır. Buradaki birçok yapı Romalılar Dönemi’nden kalmıştır. Aşağı şehir ve yukarı şehir olmak üzere iki kısımdan oluşan Sagalassos’ta, tiyatro, kütüphane, su kanalları, seramik atölyesi, hamam ve tapınak kalıntıları görülebilir. Kazılar esnasında ortaya çıkan heykel ve seramik objeler Burdur Müzesi’nde sergilenir. Antik kent, zaman zaman konser ve müzik festivallerine ev sahipliği yapar.
Gölhisar’ın Horzum Mahallesinde, yüksek bir bölgede keşfedilmiş olan Kibyra (Cbyra) Antik Kenti, Antik Çağ’ın önemli şehirlerden biridir. Tarihi yerleşim yerinde gösterişli ve iyi korunmuş bir stadyum, hamam, tiyatro, anıt mezar, gymnasion, agora, nekropol, su kanalları, Odeion olarak adlandırılan müzik odası, demir, seramik ve çömlek atölyeleri yer alır. Günümüzde görülebilen bu yapıların büyük bir kısmı Geç Roma Dönemi’nin mirasıdır. Orkestra bölümünün önünde bulunan alandaki Medusa Mozaiği, büyük ilgi görür. Stadyumun yakınında konumlanmış olan Gladyatör Nekropolü, birçok lahdin yan yana yerleştiği etkileyici kısımlardan biridir. Kibyra Antik Kenti’nden çıkarılan eserler, Burdur Müzesi’nde sergilenir.
Bucak ilçesine bağlı Susuz köyünde yer alan tarihi han, 1237 - 1246 yılları arasında, Selçuklu Dönemi’nde inşa edilmiştir. Geçmişte bir avluya sahip olan yapının yalnızca üzeri kapalı olan bölümü günümüze kadar gelebilmiştir. Birçok Selçuklu eserinde olduğu gibi bu handa da kabartma ve işlemelerle bezenmiş, hayranlık uyandıran bir taç kapısı vardır. Avlunun yer aldığı kısımda yapılan kazılar neticesinde Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına ait seramik, sikke, metal objeler keşfedilmiştir.
Selçuklu Hamamı, Ağlasun ilçesinin Sakarca Mahallesinde bulunur. 13. yüzyılda inşa edilmiş olan tek katlı tarihi hamamın üstüne sonradan ev eklenmiştir. Hamamın üzerine evi yapabilmek adına kubbelerinin bir kısmı sökülmüştür. Yapı bir dönem samanlık olarak kullanılmış ve günümüzde kadar varlığını korumuştur. Yaklaşık 70 metrekare olduğu için Küçük Hamam olarak da bilinir. Günümüzde yenilenmiş bir şekilde kültürel aktivite sergilere ev sahipliği yapar.
Gölhisar’da bulunan iki katlı ev, Muallim Mustafa Sırrı Özkan tarafından 1928’de yaptırılmıştır. Gölhisar ve çevresine dair birçok kültürel detayın ve dönem eşyalarının sergilendiği Muallim Mustafa Sırrı Özkan Kültür Evi’nde yemek takımları, ev düzeni, mutfak gereçleri, geleneksel giysiler görülebilir.
Şehir merkezine bağlı Hacılar köyünde keşfedilen höyükte tarih öncesi çağlara ait yerleşim izleri bulunmuştur. Toprak kaplar, mühür, süs eşyaları, mezar ve sur kalıntıları gibi önemli buluntuları barındırmış olan Hacılar Höyüğü, Batı Anadolu’da bulunan en eski yerleşim yerlerinden biridir.
Kuruçay Höyüğü, kent merkezine bağlı Kuruçay köyünde yer alır. Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çağı boyunca yerleşim izleri barındıran höyük, Hacılar Höyüğü ile benzerlik taşır. Heykel, çanak, mezar kalıntıları, bitki ve hayvan fosillerinin keşfedildiği ören yerinde, sur duvarına benzer yapılaşmalara da rastlanmıştır.
Tabak Hamamı, Burdur’un merkezindedir. Osmanlı Dönemi mimari örneklerinden biri olan hamam, 1523’te Şeyhülislam Bedayi Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Geleneksel taşra hamamı olarak nitelendirilen tarihi yapı, moloz taştan yapılmış olup sade tasarıma sahiptir.
Yeni Hamam, şehir merkezindeki Pazar Mahallesi’nde konumlanmıştır. Osmanlı Dönemi hamamlarından biridir. İnşa tarihi bilinmeyen tarihi yapı, yenilenmiş bir şekilde hizmet vermeye devam eder.
Bakibey Konağı, Burdur’un merkezinde, Değirmenler Mahallesinde yer alır. Koca Oda adıyla da anılır. Osmanlılardan kalma tarihi yapı, 17. yüzyılda inşa edilmiştir. Dıştan merdivene sahip olan Bakibey Konağı, iki katlıdır. Konağın tavanları kalem işi boyama ve ahşap süslemelerin nadide örneklerini barındırır. Bahçesinde, Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi olarak hizmet veren Çelikbaşlar Evi yer alır.
Çelikbaşlar Evi, kent merkezindeki Bakibey Konağı’nın bahçesindedir. Tarihi ev Cumhuriyet Dönemi’nde inşa edilmiş olup iki katlıdır. Kagir ve ahşaptan yapılmıştır. Burdur’un milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy’un anısına, Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi olarak hizmete açılan Çelikbaşlar Evi’nde, 1920’li yıllara göre düzenlenmiş odalar, Ersoy’un heykeli, eserlerinden oluşan bir kütüphane ve şiir odası görülebilir.
Mısırlılar Evi, diğer ismi ile Hinnaplı Ev, şehir merkezinde bulunur. İki katlı yapı, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Alaturka kiremitlerle bezeli çatısı, ahşap kepenkli pencereleri ile dikkat çeken tarihi ev, iç mekanda ahşap süsleme ve kalem işi örnekleriyle donatılmıştır.
Kent merkezine bağlı Günalan köyü mevkiindeki Serençay Kanyonu, kalker tabakaların Serençay Deresi’nin suyu ile aşınması sonucu oluşmuştur. Doğal bir güzellik olmasının yanı sıra tarihi değere de sahip olan kanyonda M.S. 4 - 6. yüzyıl arasında yapıldığı tahmin edilen oyma mezaralar keşfedilmiştir.
Piribaşlar Evi, şehir merkezinde, Mısırlılar Evi’nin yanında konumlanmıştır. İki katlı evin ahşap detaylı pencereleri, alaturka kiremit döşenmiş çatısı vardır. Cumbayla süslenmiş ikinci kata, iç mekana yerleştirilmiş ahşap merdivenle çıkılır. 19. yüzyıldan kalma tarihi ev, onarılarak Kültür ve Sanat Evi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Osmanlı Dönemi’nden kalma Baltaoğlu Hamamı, şehir merkezinde yer alan tarihi hamamlardan biridir. İnşa tarihi bilinmeyen yapı, 1950’li yıllardan yenilenerek özgün görünümden uzaklaşmış olsa da halen hamam hizmeti vermeye devam eder.
Burdur’un simgelerinden biri olan Saat Kulesi, şehir merkezindeki Ulu Cami’nin yakınındadır. 1936’da yapılmış olan kule, kare biçimindedir. Sarı kesme taştan yapılmış olan sembol yapı, yaklaşık 30 metre yüksekliğindedir. Alt kısmı dükkan olarak hizmet veren Burdur Saat Kulesi’nin dört yüzünde de saat bulunur.
Burdur’un merkezinde, Sinan Mahallesinde bulunan Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesi, 1807 senesinde Derviş Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi mimari yapılarından biri olan tarihi kütüphane, 1914’te gerçekleşen depremden dolayı hasar görmüş, yapının büyük bir kısmı onarımdan geçirilerek bugünkü halini almıştır. Üzeri kubbe ile süslenmiştir ve halen Burdur İl Halk Kütüphanesi olarak hizmet verir.
Saden Cami ve Kütüphanesi, şehir merkezine bağlı Değirmenler Mahallesinde bulunur. 1800’lü yıllarda inşa edilmiş olan cami ve kütüphane, bitişiktir. Oyma ve işlemelerle bezeli tek şerefeli ahşap bir minareye sahip olan Saden Camii, kırma çatı ile örtülüdür. Yanı başındaki kütüphane, kubbe ile süslenmiş olup kerpiçten inşa edilmiştir.
Burdur Müzesi, şehir merkezinde yer alır. 1956’dan bu yana ziyarete açık olan müze, ilk olarak Osmanlı Dönemi mimari yapılarından biri olan Pirkulzade (Bulguroğlu) Kütüphanesi’nde hizmet vermeye başlamıştır. Zengin bir arkeolojik koleksiyona sahip olan müze, tarihi binanın yetersiz kalması nedeniyle, kütüphane ile aynı mimari çizgiyi yansıtan ek binalarla genişletilmiş, bugünkü haline ulaşmıştır. Antik Çağ’dan kalma Dionysos Heykeli ve Sagalassos Antik Kenti’nden çıkarılan frizler, Burdur Müzesi’nin en dikkat çekici parçalarından biridir.
Burdur’un merkezine bağlı Kayaaltı Köyiçi mevkiinde yer alan tarihi köprü, Selçuklulara ait mimari yapılardan biridir. Tek gözlü ve kemerli köprü, moloz taştan yapılmıştır.
Ağlasun’da yükselen İskender Tepesi’nin batısında, Zencirli Tepe’de bulunan Zencirli Gözetleme Kulesi, günümüze harap bir şekilde ulaşmış tarihi yapılardan biridir. Yaklaşık 1700 metrelik rakımı ile seyir terası olarak ziyaret edilebilen tarihi kulenin Roma Dönemi’nde yapıldığı tahmin edilir.
Ağlasun’un Sakarca Mahallesinde konumlu cami, ilçenin en eski camilerinden biridir. 19. yüzyılın sonlarına ait olduğu tahmin edilen kutsal mekan, Anadolu’da yer alan geleneksel köy camilerinden biridir. Sakarca Eski Camii, günümüze dek birkaç defa elden geçmiş olup halen ibadete açıktır.
Kremna Antik Kenti, Bucak ilçesine bağlı Çamlık köyü mevkiinde Aksu Vadisi’ni gören bir tepede konumludur. Pisidia uygarlığı tarafından kurulmuş bu kent, Romalılar zamanında da kullanılmıştır. Sur, gözetleme kulesi ve çeşitli yapı kalıntıları, Roma Dönemi’ne aittir. Arkeolojik kazı çalışmaları neticesinde ortaya çıkarılan heykel ve eserler Burdur Müzesi’nde sergilenir.
Sia Antik Kenti, Bucak ilçesine bağlı Karaot köyünde yer alır. Sur kalıntılarının arasında anıtsal mezarlar ve su sarnıcı ve yapı kalıntılarına ev sahipliği yapan antik kent, Pisidia uygarlığı tarafından kurulmuştur. Çevre sakinleri tarafından Taştan dam olarak anılan tarihi yerleşim yeri, çam ağaçları arasındadır. Günümüze ulaşan kalıntılardan meclis binası olarak bilinen Bouleuterion Roma Dönemi’ne aittir.
Bucak’taki İncirlidere köyünde bulunan tarihi kervansaray, 14. yüzyıla aittir. Geleneksel Selçuklu hanlarının güzel örneklerinden biri olan İncirhan, kesme taştan inşa edilmiş, gösterişli bir taç kapı ile süslenmiştir. Yüzyıllar boyunca Anadolu’dan geçen pek çok kervana ev sahipliği yapmış olan tarihi mekan, hala ayaktadır.
Milias Antik Kenti, Bucak ilçesinin Kocaaliler beldesinde yer alır. İlçeye yaklaşık 30 km uzaklıkta konumlu tarihi yerleşim yeri, Aksu Vadisi’ne hakim, yüksek bir noktadadır. Sur kalıntılarının ardında kaya evler, heykel kalıntıları ve küçük bir tiyatro vardır. Roma devrine ait olan şehrin nekropol kısmı, surların dışında yer alır.
Burdur’un merkezine bağlı Zafer Mahallesinde yer alan Doğa Tarihi Müzesi, Göller Bölgesi ve Elmacık köyü fosil kazılarında elde edilen fosil ve tabiat varlıklarının sergilendiği ilgi çekici bir müzedir. 19. yüzyıla ait Kavaklı Rum Kilisesi’nin dönüştürülmesiyle kurulmuş olan bu müzede, konferans ve eğitim kısımları da bulunur. Müzenin en dikkat çekici parçası, devasa boyuttaki fil iskeletidir.
Burdur’un merkezine bağlı Pazar Mahallesinde yer alan 19. yüzyıla ait Taş Oda Konağı, özenli bir restorasyonun ardından etnografya müzesi olarak kapılarını açmıştır. Geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan tarihi konak, Burdur’a özgü detaylarla bezelidir. Ahşap süslemelerin hakim olduğu Taş Oda Konağı Etnografya Müzesi, özellikle kapı süsleriyle hayranlık uyandırır.
Gölhisar ilçesine bağlı İbecik köyünde keşfedilmiş Boubon Antik Kenti, Likya ve Roma uygarlıklarına ilişkin kalıntılara ev sahipliği yapar. Agora, tiyatro, tapınak, su sarnıcı, çeşme ev ve sur kalıntılarının görülebileceği antik kentte, bronz heykeller keşfedilmiş, bu heykeller sergilenmek üzere Burdur Müzesi’ne götürülmüştür.
Gölhisar’ın Yusufça beldesinde yer alan tarihi kilise, Erken Bizans Dönemi’nde tarihlendirilir. Moloz taş ve tuğladan örülmüş duvarlarının ardında özenle işlenmiş mozaikler barındıran tarihi ibadethanenin duvarlarında lahit ve mermer parçaları gibi devşirme malzemeler kullanılmıştır.
Balboura Antik Kenti, Altınyayla ilçesinin Çölkayık mevkiinde keşfedilmiştir. Yaklaşık 1600 metre rakımlı bir tepede konumlu tarihi şehir, ilçe merkezine 6 km mesafededir. Romalılar zamanında da kullanılan Balboura, Burdur’da yer alan ve Likyalılara ait olan antik kentlerden biridir. Antik kentte, küçük bir tiyatro ve yapı kalıntılarının görülebilir.
Sagalassos Antik Kenti, Ağlasun ilçesine 7 km uzaklıktadır. Akdağ’ın eteklerinde keşfedilmiş olan antik kent, Antik Çağ boyunca birçok medeniyet tarafından kullanılmıştır. Günümüze kadar büyük ölçüde korunarak gelebilmeyi başarmış olan yapı unsurları, özgün plana sadık kalınarak yenilenmiştir. Sagalassos, Antik Çağ’da Pisidya (Psidia) olarak adlandırılan bölgede yer alır. Buradaki birçok yapı Romalılar Dönemi’nden kalmıştır. Aşağı şehir ve yukarı şehir olmak üzere iki kısımdan oluşan Sagalassos’ta, tiyatro, kütüphane, su kanalları, seramik atölyesi, hamam ve tapınak kalıntıları görülebilir. Kazılar esnasında ortaya çıkan heykel ve seramik objeler Burdur Müzesi’nde sergilenir. Antik kent, zaman zaman konser ve müzik festivallerine ev sahipliği yapar.
Burdur’un sembollerinden biridir Salda Gölü… Yeşilova ilçesinde bulunan bu güzellik, karstik (kireç, kaya oluşumlarının aşınması) hareketler neticesinde oluşmuştur. Salda Gölü’nü bu denli güzel kılan turkuaz rengi ve tabanını kaplayan beyaz kumlardır. Yılın her mevsiminde birçok ziyaretçiyi ağırlayan tabiat harikası, yemyeşil ormanlarla sarmalanmıştır. Gölün çevresinde plaj ve Salda Gölü Tabiat Parkı bulunur. Kano, yelken gibi su sporları ve doğa yürüyüşüne uygun olan göl, balık ve kuşların yuvasıdır.
Gölhisar’ın Horzum Mahallesinde, yüksek bir bölgede keşfedilmiş olan Kibyra (Cbyra) Antik Kenti, Antik Çağ’ın önemli şehirlerden biridir. Tarihi yerleşim yerinde gösterişli ve iyi korunmuş bir stadyum, hamam, tiyatro, anıt mezar, gymnasion, agora, nekropol, su kanalları, Odeion olarak adlandırılan müzik odası, demir, seramik ve çömlek atölyeleri yer alır. Günümüzde görülebilen bu yapıların büyük bir kısmı Geç Roma Dönemi’nin mirasıdır. Orkestra bölümünün önünde bulunan alandaki Medusa Mozaiği, büyük ilgi görür. Stadyumun yakınında konumlanmış olan Gladyatör Nekropolü, birçok lahdin yan yana yerleştiği etkileyici kısımlardan biridir. Kibyra Antik Kenti’nden çıkarılan eserler, Burdur Müzesi’nde sergilenir.
Bucak ilçesine bağlı Susuz köyünde yer alan tarihi han, 1237 - 1246 yılları arasında, Selçuklu Dönemi’nde inşa edilmiştir. Geçmişte bir avluya sahip olan yapının yalnızca üzeri kapalı olan bölümü günümüze kadar gelebilmiştir. Birçok Selçuklu eserinde olduğu gibi bu handa da kabartma ve işlemelerle bezenmiş, hayranlık uyandıran bir taç kapısı vardır. Avlunun yer aldığı kısımda yapılan kazılar neticesinde Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına ait seramik, sikke, metal objeler keşfedilmiştir.
Karacaören Gölü, Bucak ilçesinden geçen Aksu Çayı üzerinde oluşturulmuş bir baraj gölüdür. Etrafı zengin bir ormanlık alanla sarmalanmıştır. Fotoğrafçıların kadrajına süsleyen bu güzellik, doğal gölleri aratmayacak zenginliği ile görenlerde hayranlık uyandırır. Su sporları ile ilgilenenler ve doğa yürüyüşü sevenlerin Burdur’daki buluşma yeridir. Gölde alabalık çiftlikleri, çevresinde ise konakla yerleri, kafe ve lokantalar bulunur.
Gölhisar’da bulunan iki katlı ev, Muallim Mustafa Sırrı Özkan tarafından 1928’de yaptırılmıştır. Gölhisar ve çevresine dair birçok kültürel detayın ve dönem eşyalarının sergilendiği Muallim Mustafa Sırrı Özkan Kültür Evi’nde yemek takımları, ev düzeni, mutfak gereçleri, geleneksel giysiler görülebilir.
Gölhisar Gölü, yaklaşık 1000 metre yükseklikte yer alan bir tatlı su gölüdür. Aynı adlı ilçede konumlanmış olan bu gölde, yayın, sazan gibi farklı türde tatlı su gölü balıkları yetişir. Çevresi muazzam bir mesireliktir ve piknik yapmaya uygun alanlara sahiptir. Tektonik olaylar sonucunda oluşmuş olan gölde, olta balıkçılığı yapılabilir.
Tefenni’ye yaklaşık 5 km uzaklıktaki İçme Deresi mevkiinde yeryüzüyle buluşan Barutlu Su, bölgenin şifa kaynaklarından biri olarak bilinir. Böbrek taşı ve mide rahatsızlıklarının giderilmesine destek amacı ile tüketilen su, kendine has bir tada ve kokuya sahiptir. İsmini kokusundan alan Barutlu Su, kükürt, serbest hidroksil iyonu ve bromür içerir.
Bakibey Konağı, Burdur’un merkezinde, Değirmenler Mahallesinde yer alır. Koca Oda adıyla da anılır. Osmanlılardan kalma tarihi yapı, 17. yüzyılda inşa edilmiştir. Dıştan merdivene sahip olan Bakibey Konağı, iki katlıdır. Konağın tavanları kalem işi boyama ve ahşap süslemelerin nadide örneklerini barındırır. Bahçesinde, Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi olarak hizmet veren Çelikbaşlar Evi yer alır.
Çelikbaşlar Evi, kent merkezindeki Bakibey Konağı’nın bahçesindedir. Tarihi ev Cumhuriyet Dönemi’nde inşa edilmiş olup iki katlıdır. Kagir ve ahşaptan yapılmıştır. Burdur’un milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy’un anısına, Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi olarak hizmete açılan Çelikbaşlar Evi’nde, 1920’li yıllara göre düzenlenmiş odalar, Ersoy’un heykeli, eserlerinden oluşan bir kütüphane ve şiir odası görülebilir.
Mısırlılar Evi, diğer ismi ile Hinnaplı Ev, şehir merkezinde bulunur. İki katlı yapı, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Alaturka kiremitlerle bezeli çatısı, ahşap kepenkli pencereleri ile dikkat çeken tarihi ev, iç mekanda ahşap süsleme ve kalem işi örnekleriyle donatılmıştır.
Osmanlılardan kalma Divanbaba Camii, şehir merkezinde yer alır. İnşa tarihi net olarak bilinmeyen kutsal mekan, 1971’de gerçekleşen deprem nedeni ile zarar görmüş ve onarılmıştır. Minaresinde yer alan inşa kitabesi, 1775 tarihini işaret etse de bu tarihin minareye ait olabileceği tahmin edilir.
Burdur’un simgelerinden biri olan Saat Kulesi, şehir merkezindeki Ulu Cami’nin yakınındadır. 1936’da yapılmış olan kule, kare biçimindedir. Sarı kesme taştan yapılmış olan sembol yapı, yaklaşık 30 metre yüksekliğindedir. Alt kısmı dükkan olarak hizmet veren Burdur Saat Kulesi’nin dört yüzünde de saat bulunur.
Burdur’un merkezinde, Sinan Mahallesinde bulunan Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesi, 1807 senesinde Derviş Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi mimari yapılarından biri olan tarihi kütüphane, 1914’te gerçekleşen depremden dolayı hasar görmüş, yapının büyük bir kısmı onarımdan geçirilerek bugünkü halini almıştır. Üzeri kubbe ile süslenmiştir ve halen Burdur İl Halk Kütüphanesi olarak hizmet verir.
Saden Cami ve Kütüphanesi, şehir merkezine bağlı Değirmenler Mahallesinde bulunur. 1800’lü yıllarda inşa edilmiş olan cami ve kütüphane, bitişiktir. Oyma ve işlemelerle bezeli tek şerefeli ahşap bir minareye sahip olan Saden Camii, kırma çatı ile örtülüdür. Yanı başındaki kütüphane, kubbe ile süslenmiş olup kerpiçten inşa edilmiştir.
Burdur Müzesi, şehir merkezinde yer alır. 1956’dan bu yana ziyarete açık olan müze, ilk olarak Osmanlı Dönemi mimari yapılarından biri olan Pirkulzade (Bulguroğlu) Kütüphanesi’nde hizmet vermeye başlamıştır. Zengin bir arkeolojik koleksiyona sahip olan müze, tarihi binanın yetersiz kalması nedeniyle, kütüphane ile aynı mimari çizgiyi yansıtan ek binalarla genişletilmiş, bugünkü haline ulaşmıştır. Antik Çağ’dan kalma Dionysos Heykeli ve Sagalassos Antik Kenti’nden çıkarılan frizler, Burdur Müzesi’nin en dikkat çekici parçalarından biridir.
Ağlasun’un merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan anıt ağaç, bin yaşını aşmış, yaşlı bir çınardır. Çapı 3 metreyi geçen ağaç, parmaklıkla çevrilerek koruma altına alınmıştır. Heybetli görüntüsü ile hayranlık uyandıran çınar, çevre sakinleri tarafından Tarihi Ulu Çınar olarak bilinir.
Ağlasun’a bağlı Sakarca Mahallesinin Kazım Karabekir caddesinde yer alan Mülazımoğlu Camii, klasik Anadolu camilerinden biridir. Taş ve kerpiçten örülmüş duvarları, Marsilya tipi kiremit çatı ile örtülmüş, camiye sonradan eklenen bölümler ise betondan yapılmıştır. Tarihi cami, günümüzde de ibadete açıktır.
Bucak ilçesine bağlı Kargı köyünü süsleyen bu zengin ormanlık, göz kamaştırıcı güzelliği ile tabiat tutkunların buraya davet eder. Sığla ağaçlarının oluşturduğu orman örtüsü, trekking için mükemmel rotalardan biridir. Aksu Çayı üzerinde kurulan Karacaören Baraj Gölü’nün güneybatısında konumlu Sığla Ormanı, seyrine doyum olmayan manzarası ve bakir doğası ile Bucak ilçesinin çekim noktaları arasındadır.
Kremna Antik Kenti, Bucak ilçesine bağlı Çamlık köyü mevkiinde Aksu Vadisi’ni gören bir tepede konumludur. Pisidia uygarlığı tarafından kurulmuş bu kent, Romalılar zamanında da kullanılmıştır. Sur, gözetleme kulesi ve çeşitli yapı kalıntıları, Roma Dönemi’ne aittir. Arkeolojik kazı çalışmaları neticesinde ortaya çıkarılan heykel ve eserler Burdur Müzesi’nde sergilenir.
Burdur’un merkezine bağlı Zafer Mahallesinde yer alan Doğa Tarihi Müzesi, Göller Bölgesi ve Elmacık köyü fosil kazılarında elde edilen fosil ve tabiat varlıklarının sergilendiği ilgi çekici bir müzedir. 19. yüzyıla ait Kavaklı Rum Kilisesi’nin dönüştürülmesiyle kurulmuş olan bu müzede, konferans ve eğitim kısımları da bulunur. Müzenin en dikkat çekici parçası, devasa boyuttaki fil iskeletidir.
Burdur’un merkezine bağlı Pazar Mahallesinde yer alan 19. yüzyıla ait Taş Oda Konağı, özenli bir restorasyonun ardından etnografya müzesi olarak kapılarını açmıştır. Geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan tarihi konak, Burdur’a özgü detaylarla bezelidir. Ahşap süslemelerin hakim olduğu Taş Oda Konağı Etnografya Müzesi, özellikle kapı süsleriyle hayranlık uyandırır.
14. yüzyılın başında Hamitoğulları Beyliği’nin kurucusu Dündar Bey tarafından yaptırılmış olan tarihi Ulu Camii, 1749’da Çelik Mehmet Paşa tarafından kapsamlı bir onarımdan geçirilmiştir. Deprem sonucunda büyük zarar gören kutsal mekan, 1919’da yeniden yapılmıştır. Kiremit kaplama bir çatı ile örtülü olan Ulu Camii, içten kubbeli olarak tasarlanmıştır. İbadethane, iki minareye sahip olup günümüzde de işlevini sürdürür.
Burdur Gölü, Göller Bölgesi’nde, Isparta ve Burdur arasında yer alır. Kent merkezine oldukça yakın olan bu göl, pek çok kuş türüne ev sahipliği yapar. Güzel manzarası ile fotoğrafçılık ve kuş gözlemciliği için ideal bir alandır. Günümüzde kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış olsa da Burdur Gölü, halen pek çok kişi tarafından ziyaret edilir.
Hacı Rahmi Sultan Türbesi, Burdur’un merkezine bağlı Karasenir Mahallesinde yer alır. 19. yüzyılda yaşamış alimlerden Hacı Rahmi Sultan’ın kabrine ev sahipliği yapan kutsal mekan, dua eden ve şifa arayanların buluşma yeridir.
Hecin Dede Türbesi, Burdur’un merkezine bağlı Değirmenler Mahallesinde, aynı adlı caminin yanı başında yer. Türbe, kitabesine göre 1900 yılında inşa edilmiştir. Dibaşızade Mustafa Efendi’nin kabrinin bulunduğu kutsal mekan, dua edenleri bir araya getirir.
Burdur’un merkezine bağlı Sinan Mahallesinde konumlu Şeyh Sinan Camii, 19. yüzyıla aittir. Kiremit çatı ile kapatılmış kutsal mekan, günümüze dek birkaç kez onarımdan geçmiş, özgün görüntüsünden biraz uzaklaşmıştır. Tarihi cami, hala ibadete açıktır.
Gölhisar’ın Yusufça beldesinde yer alan tarihi kilise, Erken Bizans Dönemi’nde tarihlendirilir. Moloz taş ve tuğladan örülmüş duvarlarının ardında özenle işlenmiş mozaikler barındıran tarihi ibadethanenin duvarlarında lahit ve mermer parçaları gibi devşirme malzemeler kullanılmıştır.
Hasanpaşa Seyitoğlu Vakfı Camii adıyla da bilinen kutsal mekan, Tefenni ilçesinin merkezinde yer alır. 19. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Çarşı Camii, klasik Anadolu camilerinin pek çoğu gibi kiremit çatı ile kapatılmıştır. İç mekanı kubbeli olarak tasarlanmıştır. Deprem nedeniyle zarar görmüş olan ibadethane, 20. yüzyılın başında büyük bir onarımdan geçmiş olup hala işlevini korur.
Yeşilova’nın Onacak köyünde yer alan Veli Dede Türbesi, ilçeden yaklaşık 31 km uzaklıktadır. Taştan yapılma çokgen gövdeli kutsal mekan, konik bir kubbe ile örtülüdür. Türbede yatan Veli Dede’nin hangi yıllarda yaşadığı ve yapının ne zaman inşa edildiği bilinmez. Türbe, özellikle şifa arayanlar tarafından ziyaret edilir.
Niyazi Baba Türbesi, Yeşilova’ya bağlı Niyazlar köyünde konumludur. Horasanlı erenlerden biri olan Niyazi Baba için yaptırılmış kutsal mekan, dua eden ve şifa arayanlar tarafından sıkça ziyaret edilir. Niyazlar köyünün adı, Niyazi Baba’dan gelmektedir.
Karataş Gölü, Karamanlı ilçesinde bulunan tabii güzelliklerden biridir. Tatlı su gölü, balık ve kuşların yaşam alanıdır. Zengin bir ormanlıkla sarmalanmış olan göl, piknik, kamp ve doğa yürüyüşü için tercih edilen önemli bir mesireliktir. Göç mevsiminde birçok farklı kuş türünü bir arada görebilmek mümkün…
Karamanlı ilçesine bağlı Mürseller köyü, ilçe merkezine yaklaşık 21 km uzaklıkta konumludur. Mürseller Köyü Kültür Evi, ilçede bulunan pek çok tarihi eşya ve objenin sergilendiği bir müze niteliğindedir. Burada, tarım gereçleri, gaz lambaları, ev eşyaları, geçmişte kullanılan silah ve tüfekler gibi yörenin kültürüne dair birçok şey görülebilir.
Dengere Camii, Çavdır ilçesinin merkezinden yaklaşık 12 km uzaklıktaki Bölmepınar köyünde konumludur. Bölmepınar Eski Camii olarak da bilinen tarihi ibadethanenin kitabesinde 1711 - 12 yıllarında yapıldığı yazar. Taştan örülmüş duvarları kiremit çatı ile kapatılmış olan kutsal mekanın tek şerefeli taş minaresi vardır. Ahşap sütunları, süslemeli ahşap minberi ve mihrabı ile dikkat çeken Dengere Camii, halen ibadete açıktır.
Yeşilova’nın 12 km uzağında yer alan Salda Kayak Merkezi, kış boyunca pek çok kişiyi ağırlar. Beş adet piste sahip olan kayak merkezi, Salda Gölü’nün muhteşem manzarası ile Burdur’un çekim noktalarından biridir. Telesiyeje sahip olan Salda Kayak Merkezi’nde ekipman kiralama hizmeti sunan bir kafeterya bulunur.
Burdur’un sembollerinden biridir Salda Gölü… Yeşilova ilçesinde bulunan bu güzellik, karstik (kireç, kaya oluşumlarının aşınması) hareketler neticesinde oluşmuştur. Salda Gölü’nü bu denli güzel kılan turkuaz rengi ve tabanını kaplayan beyaz kumlardır. Yılın her mevsiminde birçok ziyaretçiyi ağırlayan tabiat harikası, yemyeşil ormanlarla sarmalanmıştır. Gölün çevresinde plaj ve Salda Gölü Tabiat Parkı bulunur. Kano, yelken gibi su sporları ve doğa yürüyüşüne uygun olan göl, balık ve kuşların yuvasıdır.
İİnsuyu Mağarası, şehir merkezi sınırlarında keşfedilmiştir. Tabanı göllerle kaplı doğal oluşum, 500 metreyi aşan bir uzunluğa sahiptir. Karstik tabakaların erimesiyle meydana gelmiş olan mağarada dikit, sarkıt ve damla taşlar muazzam bir kompozisyon yaratır. İnsuyu Mağarası iki bölümden oluşur. Sonradan keşfedilen ikinci bölüm, zorlu bir yola sahip olduğu için donanımlı ve profesyonel olmayan ziyaretçiler için uygun değildir.
Karacaören Gölü, Bucak ilçesinden geçen Aksu Çayı üzerinde oluşturulmuş bir baraj gölüdür. Etrafı zengin bir ormanlık alanla sarmalanmıştır. Fotoğrafçıların kadrajına süsleyen bu güzellik, doğal gölleri aratmayacak zenginliği ile görenlerde hayranlık uyandırır. Su sporları ile ilgilenenler ve doğa yürüyüşü sevenlerin Burdur’daki buluşma yeridir. Gölde alabalık çiftlikleri, çevresinde ise konakla yerleri, kafe ve lokantalar bulunur.
Altınyayla’nın güzelliklerinden biri olan Karanlıkdere Kanyonu, Ballık köyü mevkiindedir. Çam, ardıç ve meşe gibi ağaçlarla bezeli kanyon, yaklaşık 10 km uzunluğunda olsa da güvenlik nedeni ile yalnızca 2 km’lik bir bölümü görülebilir. Trekking ve dağcılığa elverişlidir. Kanyonun yakınında piknik alanı bulunur.
Sefer Yitiği Mağarası, Bucak, İncirdere mevkiinde keşfedilmiştir. Dikit ve sarkıtlarla bezeli mağara, içerisinde barınan yarasalar nedeniyle Yarasa Mağarası ismiyle de anılır. Mağaranın ilerleyen bölümlerinde oksijen azaldığı için özellikle astım rahatsızlığı olanların dikkatli olması gerekir.
Yazır Gölü, Göller Yöresinin harikalarından biridir. Çavdır’da bulunan bu göl, kuşların göç döneminde konakladığı kalabalık bir duraktır. Göl ve çevresi, balık tutma, fotoğrafçılık, trekking, kamp ve kuş gözlemciliği gibi aktivitelere müsaittir.
Gölhisar Gölü, yaklaşık 1000 metre yükseklikte yer alan bir tatlı su gölüdür. Aynı adlı ilçede konumlanmış olan bu gölde, yayın, sazan gibi farklı türde tatlı su gölü balıkları yetişir. Çevresi muazzam bir mesireliktir ve piknik yapmaya uygun alanlara sahiptir. Tektonik olaylar sonucunda oluşmuş olan gölde, olta balıkçılığı yapılabilir.
Tefenni’ye yaklaşık 5 km uzaklıktaki İçme Deresi mevkiinde yeryüzüyle buluşan Barutlu Su, bölgenin şifa kaynaklarından biri olarak bilinir. Böbrek taşı ve mide rahatsızlıklarının giderilmesine destek amacı ile tüketilen su, kendine has bir tada ve kokuya sahiptir. İsmini kokusundan alan Barutlu Su, kükürt, serbest hidroksil iyonu ve bromür içerir.
Kent merkezine bağlı Günalan köyü mevkiindeki Serençay Kanyonu, kalker tabakaların Serençay Deresi’nin suyu ile aşınması sonucu oluşmuştur. Doğal bir güzellik olmasının yanı sıra tarihi değere de sahip olan kanyonda M.S. 4 - 6. yüzyıl arasında yapıldığı tahmin edilen oyma mezaralar keşfedilmiştir.
Ağlasun’un merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan anıt ağaç, bin yaşını aşmış, yaşlı bir çınardır. Çapı 3 metreyi geçen ağaç, parmaklıkla çevrilerek koruma altına alınmıştır. Heybetli görüntüsü ile hayranlık uyandıran çınar, çevre sakinleri tarafından Tarihi Ulu Çınar olarak bilinir.
Bucak ilçesine bağlı Kargı köyünü süsleyen bu zengin ormanlık, göz kamaştırıcı güzelliği ile tabiat tutkunların buraya davet eder. Sığla ağaçlarının oluşturduğu orman örtüsü, trekking için mükemmel rotalardan biridir. Aksu Çayı üzerinde kurulan Karacaören Baraj Gölü’nün güneybatısında konumlu Sığla Ormanı, seyrine doyum olmayan manzarası ve bakir doğası ile Bucak ilçesinin çekim noktaları arasındadır.
Burdur Gölü, Göller Bölgesi’nde, Isparta ve Burdur arasında yer alır. Kent merkezine oldukça yakın olan bu göl, pek çok kuş türüne ev sahipliği yapar. Güzel manzarası ile fotoğrafçılık ve kuş gözlemciliği için ideal bir alandır. Günümüzde kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış olsa da Burdur Gölü, halen pek çok kişi tarafından ziyaret edilir.
Lisinia Doğa, 2005 senesinde Burdur Gölü kıyısında, Karakent köyünde kurulmuş bir doğa proje alanıdır. Antik Çağ’daki Pisidia bölgesinin en önemli şehirlerinden Lisinia’nın adını almıştır. Veteriner hekim ve doğa tutkunu Öztürk Sarıca tarafından temeli atılmış bu proje, göl kıyısında yaban hayatı koruma rehabilitasyon merkezine sahiptir. Binlerce gönüllünün çalışmasıyla daha da genişleyen Lisinia Doğa, insanlığın doğaya dönmesi gerekliliğine inanarak pek çok çalışma gerçekleştiriyor.
Yapraklı Baraj Gölü, Burdur’un Gölhisar ilçesinde, İbecik yolu üzerinde konumludur. Dalaman Çayı üzerine kurulmuş baraj, ormanlık alanla sarmalanmıştır. Sazan, alabalık gibi tatlı su balıklarının yuvası, ilkbaharın gelmesiyle Gölhisar’ın en sık ziyaret edilen mesire alanlarından biri olur. Baraj gölünün çevresi, doğa yürüyüşü ve piknik için elverişlidir.
Yeşilova ilçesinin bir başka güzelliği de Yarışlı Gölü’dür. Yaklaşık 900 metrelik rakıma sahip olan bu göl, ilçe merkezinden 20 km uzakta konumludur. Tabii yollarla oluşmuş, sığ bir göldür. Sodyum fosfat, sodyum sülfat ve sodyum klorür açısından zengin olan suyu, acıdır. Kuşlara yuva olan Yarışlı Gölü, gözlem ve fotoğrafçılıkla ilgilenenler için ilgi çekicidir.
Karataş Gölü, Karamanlı ilçesinde bulunan tabii güzelliklerden biridir. Tatlı su gölü, balık ve kuşların yaşam alanıdır. Zengin bir ormanlıkla sarmalanmış olan göl, piknik, kamp ve doğa yürüyüşü için tercih edilen önemli bir mesireliktir. Göç mevsiminde birçok farklı kuş türünü bir arada görebilmek mümkün…
Burdur’un Kemer ilçesinde yer alan Akpınar Yaylası, bakir doğası ile ünlüdür. Su kaynaklarıyla bereketlenen yayladan aynı adlı bir dere geçer. Doğa yürüyüşü, kamp ve piknik için uygun olan tabii alan, Yörük kültürünü yaşatmak üzere her Haziran ayında Akpınar Yayla Şenlikleri ile Kemerlileri bir araya getirir.
Altınyayla ilçesinde Kozağaç mevkiinde yer alan Kırkpınar Yaylası, yaklaşık 1600 metre rakıma sahiptir. Şenliklere sahne olan yayla, yemyeşil görüntüsü ve bol oksijenli havasıyla tabiat tutkunlarını mutlu edecek güzelliklere ev sahipliği yapar. Su kaynaklarının bolluk dağıttığı topraklarda tarihi izlere de rastlamak mümkün...
Boncuk Dağı, Altınyayla sınırları içinde yükselir. Zirvesi, 2200 metreyi bulan bu dağ, doğa yürüyüşü ve tırmanma aktivitelerine uygundur. Yaklaşık 8 km’lik bir parkura sahiptir. Buraya Ballık köyü mevkiinden ulaşılabilir. Zorlu bir parkur olması nedeniyle tüm organizasyonlarda tedarikli olunması önerilir. Zirveye ulaşanları Yapraklı Baraj Gölü’nün muhteşem manzarası karşılar.