Mudurnu Evleri, Osmanlı Dönemi’ne ait sivil mimari örneklerindendir. İki ya da üç katlı olan tarihi Mudurnu Evler özenli tavan süslemelerine sahiptir. En dikkat çekenleri Armutçular ve Haytalar Konağı’dır. Ahşap işçiliğinin nadide örnekleri ile bezeli olan bu evler, başta Mudurnu’nun merkezinde olmak üzere ilçenin birçok yerinde görülebilir.
Göynük’ün sembollerinden Zafer Kulesi, Cuma Mahallesinde bulunur. 1922 tarihli kule, Sakarya zaferine ithafen dönemin kaymakamı Hurşit Bey tarafından yaptırılmıştır. Üç katlı kule, çevresine hakim bir yükseklikte yer alır. Altıgen olarak tasarlanmış ve külahla süslenmiş yapının görünümü, Göynük tarihi evlerini andırır.
Mudurnu Saat Kulesi, Seyrancık Mahallesinin yüksek bir noktasında yer alır. 1891 yılında inşa edilmiş, 1900 senesinde yangın sonucu büyük zarar görmüştür. 1905’te yeniden yapılan bu kule, yaklaşık 12 metre yüksekliğinde olup ahşapla kaplıdır. Kare formunda tasarlanmış saat kulesi, kiremit çatı ile örtülmüştür. Yuvarlak saat kadranının üzerinde çanı vardır.
Göynük Tarihi Evleri, ilçenin birçok yerinde görülebilir. Özellikle Göynük’ün merkezinde sıralanmış tarihi evler, 20. yüzyılının ilk yarısında inşa edilmiştir. En fazla iki katlı olan tarihi Göynük Evleri’nin büyük bir kısmında avlu bulunur. Ahşap detaylarla süslenmiş pencereleri, kırma çatı olarak tasarlanmış düz damları ile bu evler, ilçenin simgesidir.
Gerede ilçesine hakim bir tepede konumlanmış olan Asar Kalesi’nin Bizanslılar Dönemi’nde inşa edildiği tahmin edilir. Kale çevresinde Bizanslılara ait seramik parçaları ve bir de mağara keşfedilmiştir. Günümüze yalnızca kalıntıları ile ulaşabilmiş olan Asar Kalesi’nin geçmişte Ulusu Deresi ile bağlantı sağlayan bir tüneli olsa da bu tünel, günümüzde gezilebilir durumda değildir.
Yukarı Tekke Camii, Gerede’de yer alır. 1844’te Abdullah Efendi’nin yaptırmış olduğu kutsal mekan, dikdörtgen planlıdır. Kerpiçten yapılma caminin yanında Abdullah Efendi’nin türbesi vardır. Tarihi ibadethane, günümüze kadar birkaç kez onarılmış olup özgünlüğünü yitirmiş olsa da hala kullanıma açıktır.
Kiliseli Tüccar Hanı, Gerede’nin merkezinde yer alır. Bizanslılardan kalma tarihi hanın geniş bir avlusu, odaları, Osmanlı Dönemi’nde hem kilise hem de mescit olarak kullanılan ibadet yerleri vardır. Bir ara kahvehane olarak kullanılan han, bakımsız durumdadır.
Keçi Kalesi, Arkut Dağı’nın yamacında, Gerede ilçesinde bulunur. Kesme ve moloz taştan inşa edilmiş olan Orta Çağ kalesi, bölgeye hakim bir konumdadır. Efsanelere konu olan Keçi Kalesi, 1993’te yenilenmiştir ve gezilebilir.
Gazi Süleyman Paşa Camii olarak da anılan tarihi ibadethane, Göynük’te yer alır. İlk olarak Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından 1335 yılında yaptırılmış olan tarihi cami, 1878’de II. Abdülhamit tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Kesme taştan yapılan caminin yivli ve tek şerefeli bir minaresi vardır. Vitraylı camları ve süslemeleriyle dikkat çeken kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Süleyman Paşa Camii ile aynı dönemde yaptırılan hamam, Göynük’te, Akşemseddin Türbesi’nin yakınında yer alır. Kesme taştan yapılmış olup çifte hamam olarak planlanmıştır. 1331 - 1335 seneleri arasında inşa edilmiş olan tarihi hamam özenli, süslemelerle bezelidir. Tarihi yapı onarılmıştır ve hala kullanılır.
1382’de Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı kutsal mekan, Mudurnu’nun Büyükcami Mahallesindedir. Büyük kubbeli Osmanlı yapılarından biridir. Yıldırım Bayezid Camii ismiyle de bilinir. Günümüze kadar çeşitli onarımlardan geçen ve özgünlüğünü büyük ölçüde koruyan tarihi caminin tek şerefeli bir minaresi vardır ve hala ibadete açıktır.
Seben ilçesine bağlı Çeltikdere köyü yakınlarında yer alan tarihi kilise, Bizanslılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Tuğla ve kesme taştan yapılmış olan kutsal mekan, haç şeklinde tasarlanmıştır. 1952’ye dek cami olarak kullanılmış olan Çeltikdere Bizans Kilisesi, köyün yukarı taşınmasından sonra bakımsız kalmıştır ve günümüzde harabe durumdadır.
Yeniçağa ilçesinin Eskiçağa köyünde konumlanmış olan Yıldırım Hamamı, Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid tarafından 1388 yılında yaptırılmıştır. Yeniçağa Yıldırım Bayezid Hamamı adıyla da anılır. Tuğla ve moloz taştan yapılma hamamın soğukluk kısmı küçük bir kubbeyle örtülüdür. Tarihi yapı, bakımsız durumda olduğu için günümüzde kullanılmamaktadır.
Bolu’nun merkezinde, Karaköy mevkiinde yer alan cami, 1563 senesinde inşa edilmiştir. Cuma Camii olarak da bilinir. Özenle işlenmiş çinileri, ahşap işçiliğinin güzel örneklerinden birini teşkil eden mihrabı ile oldukça dikkat çekicidir. Moloz taştan yapılma kutsal mekan, kiremitten bir çatıyla örtülüdür ve halen ibadete açıktır.
Ilıca Musa Paşa Camii olarak da bilinen tarihi ibadethane, kent merkezinde, Ilıca mevkiinde bulunur. İsfendiyaroğullarından Musa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin inşa tarihi, 1510 - 1511’dir. Moloz taştan yapılan Ilıca Camii’nin taş kapısı, 1960’ta yenilenmiştir. Halen ibadete açık olan kutsal mekan, tek şerefeli bir minareye sahiptir.
Yıldırım Bayezid Camii adıyla da anılan Büyük Camii, şehir merkezinde bulunur. 1382 senesinde Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. 1891’de yanan ahşap cami, 1899’da yeniden inşa edilmiştir. 1944’te meydana gelen deprem sonrasında onarım ve eklemelerle bugünkü halini alan Büyük Camii, iki katlıdır. Kesme taştan yapılmış kutsal mekanın alt katında dükkanlar vardır. Büyük bir kubbesi ve tek şerefeli iki minaresi olan ibadethane, halen kullanılır.
Kadı Camii, 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Bolu’nun merkezinde konumlanmış olan kutsal mekan, Demirtaş Paşa’nın oğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi mimari yapılarından bir olan ibadethane, kesme taştan inşa edilmiş olup kiremitten bir çatı ile örtülmüştür. Kadı Camii’nin köşeli ve tek şerefeli bir minaresi vardır ve hala ibadete açıktır.
İl merkezindeki Saraçhane Camii, Silahtar Mustafa Ağa tarafından 1750 senesinde inşa edilmiştir. Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olarak görülür. Tuğla, kesme ve moloz taştan yapılan caminin, silindir şeklinde yükselen bir minaresi vardır. Tarihi ibadethanenin güney ve kuzey cephelerinde sivri kemerle süslenmiş birer çeşme bulunur.
Şehir merkezindeki Pamukçular sokakta yer alan tarihi han, 1804 senesinde Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yukarı Taşhan, iki katlı olarak planlanmış olup açık bir avluya sahiptir. Revaklarla süslenmiş olan yapı, 30 odalıdır. Dükkan, kafe ve iş merkezi olarak halen kullanılır.
Aşağı Taşhan, Bolu’nun merkezinde yer alır. 1750 senesinde Emin Ağa’nın yaptırmış olduğu tarihi han, iki katlı olacak şekilde kesme taştan inşa edilmiştir. Yakın zaman yenilenen Aşağı Taşhan, orijinal görüntüsünden uzaklaşmış ve kafe olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Yıldırım Bayezid Hamamı olarak da bilinir. Yıldırım Bayezid tarafından 1389’da yaptırılmış olan tarihi hamam, Bolu’nun merkezinde yer alır. Ömer İbni İbrahim’in tasarladığı çifte hamamın soyunmalık bölümü kubbe ile örtülüdür. Orta Hamam, 1993’te onarılmış olup halen hizmete açıktır.
Kent merkezindeki Saraçhane Camii’nin yakınında yer alır. Şemsi Ahmet Paşa’nın 16. yüzyılda yaptırmış olduğu İmaret Camii, günümüze kadar çeşitli dönemlerde onarılırmış ve özgünlüğünü yitirmiştir. Kutsal mekanın yapımında tuğla ve kesme taş kullanılmıştır. Cami, hala ibadete açıktır.
Şehir merkezinde, kendisi ile aynı adı taşıyan mahallede yer alan Tabaklar Hamamı, 16. yüzyılda Tahvil Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Moloz taştan inşa edilmiş bu yapı, kiremit kaplı iki kubbeye sahiptir. İç mekan, tonozlarla bezenmiştir. Çifte hamam olarak planlanmış Tabaklar Hamamı, restore edilmiştir ve günümüzde kafe olarak hizmet verir.
Sultan Hamamı, şehir merkezinde yer alan 16. yüzyıla ait Osmanlı hamamlarından biridir. Moloz taştan yapılma tarihi mekan, kiremit kaplanmış kubbelerle örtülüdür. Fenere sahip olan soyunmalık kısmı yapıya, 19. yüzyıla ilave edilmiştir. Çifte hamam olarak planlanmış, yakın zamanda restore edilmiş olan tarihi hamam, şimdilerde yalnızca kadınlara hizmet verir.
Aktaş Camii, Bolu’nun merkezindeki Semerkant Mahallesinde yer alır. Tarihi ibadethane, taştan yapılmış olup üzeri sıva ile kapatılmıştır. Pencere, çatı, minber ve mihrabı ahşaptır. Mihrabı mukarnasla süslenmiştir. Caminin yanında, Anadolu erenlerinden Sâfî Âmidî Bolevî’ye ait bir türbe ve kubbe ile örtülü, barok stili ile süslenmiş taş bir şadırvan bulunur. Aktaş Camii, hala ibadete açıktır.
Bolu’nun merkezindeki Akpınar Mahallesinde yer alan ve Akpınar Camii olarak da anılan kutsal mekanın 19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilir. Taş temel üzerine kerpiçten yapılmış Keçeci Mehmet Camii, ahşap detaylarla süslüdür. Özellikle ahşap minaresi ile dikkat çeken tarihi ibadethane, halen işlevini korur.
Karamanlı Camii, aynı adlı mahallede, Bolu’nun merkezinde yer alır. 1897 senesine ait olan kutsal mekan, düz bir çatı ile örtülmüş olup tonozlu bir girişe sahiptir. Ahşap kapısı ve minberi ile dikkat çeken tarihi ibadethanenin kesme taştan yapılmış bir minaresi vardır. Kemerli pencerelerle aydınlatılmış cami, hala işlevini sürdürür.
Küçük Kaplıca Hamamı, Bolu’nun merkezinde, Karacasu beldesinde yer alır. 16. yüzyılda Kızıl Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış tarihi hamam, moloz taştan inşa edilmiş, daha sonra sıva ile kaplanmıştır. Hamam, sıcaklık, soğukluk, ılıklık bölümlerine sahiptir. Kubbelerle süslü tarihi yapı, Küçük Kaplıca Tesisleri adı ile hizmet veren küçük bir termal otel bölgesinde bulunur.
Bolu’nun merkezine bağlı Gölyüzü Mahallesinde bulunan Ağda Camii, 19. yüzyılda tarihlendirilir. Düz bir çatı ile örtülü kutsal mekan, ahşap tavan ve minbere sahiptir. Yuvarlak kemerli ve dikdörtgen olmak üzere iki tip pencere ile aydınlatılmış olan tarihi ibadethanenin tek şerefeli bir minaresi vardır. Cami, hala işlevini korur.
Somuncu Camii, Bolu merkezdeki Tabaklar Mahallesindedir. İnşa kitabesi bulunmayan tarihi cami, moloz taştan yapılmış, dikdörtgen şeklinde planlanmış, düz bir çatı ile örtülmüştür. Kubbeli şadırvanı ile sade bir görüntüye sahip kutsal mekan, Sultanzade Camii adıyla da anılmakta olup halen işlevini sürdürür.
Gerede ilçesine bağlı Çoğullu köyünden geçen Ulusu Çayı üzerine kondurulmuş bu köprü, moloz taştan sivri kemerli olarak yapılmıştır. Tek göze sahip köprünün inşa zamanı bilinmez. Hala kullanılan tarihi yapının yanında bir de ahşap köprü bulunur.
1882 senesinde yaptırılan Gerede Saat Kulesi, şehir merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nı süsler. Ahmet Usta tarafından ahşaptan inşa edilmiş kare şeklindeki kulenin yüksekliği 12 metredir. Bugüne dek birkaç defa elden geçirilen tarihi yapı, ilçenin simgelerinden biri olarak günümüze kadar gelebilmiştir.
Gerede’ye bağlı 2. Avşar köyünde yer alan tarihi çeşme, köy camisinin yakınındadır. Kitabesi olmadığı için inşa zamanı bilinmeyen yapı, tek yüzlü olarak dikdörtgen formunda tasarlanmıştır. Yüzeye yerleştirilen kemerli alınlığın üzerinde kafese benzer bir süsleme mevcuttur. Tek lülesi ve yalağı olan 2. Avşar Köyü Çeşmesi, hala işlevini korur.
Göynük’e bağlı Soğukçam köyünde yer alan Frig Kaya Abidesi, M.Ö. 7 ya da 8. yüzyılda Bolu çevresinde hüküm sürmüş Friglere ait önemli kalıntılardan biridir. Yaklaşık 9 metrelik uzunluğundaki kitabesi ile dikkat çeken tarihi kalıntı, üçgen nişle süslenmiştir. En uzun kitabelerden biri kabul edilen yazıt kısmı, nişin altında yer alır.
19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş Osmanlı Dönemi mimari yapılarından biri olan Göynük Hükümet Konağı, II. Abdülhamid döneminin kaymakamı Kami Efendi’nin isteği ile yapılmıştır. Yapı, kagirden üç katlı olarak inşa edilmiştir. Tüm pencereleri yuvarlak kemerli ve ahşaptır. Beşit çatısı üçgen alınlıklı olarak tasarlanmıştır. Günümüze sağlam bir şekilde gelebilmiş bu yapı, halen hükümet konağı olarak kullanılır.
Mengen’in Gökçesu beldesindeki Güney köyünde bulunan tarihi çeşme, 1901 senesinde, Hatipzade Davud Efendi tarafından yaptırılmıştır. Devşirme malzemeden tek yüzlü olarak yapılmış olan çeşmenin bir kısmı fayansla kaplandığı için özgün halinden uzaklaşmıştır. Eski Köy Çeşmesi adıyla da bilinen çeşmenin yalağı da vardır.
Yıldırım Bayezid Hamamı, Mudurnu’da aynı adlı caminin karşısında yer alır. 1382 senesinde inşa edilmiş tarihi yapı, çifte hamam olarak tasarlanmıştır. Moloz taştan örülmüş duvarları, kiremit kaplı kubbelerle örtülmüştür. İç mekan, Osmanlı mimarisi süslemelerle donatılmıştır. Tarihi hamam, günümüze kadar gelebilmiş olup hala kullanıma açıktır.
Armutçuoğlu Konağı, Mudurnu’nun Büyükcami Mahallesinde bulunur. 19. yüzyıla ait olan yapı, üç katlıdır. Ahşap konak, tavan, pencere ve kapılarında zengin işlemelerle bezenmiştir. En son 2006 yılında özgün hali korunarak restore edilmiş olan tarihi yapı, günümüzde butik olarak hizmet verir.
Mudurnu’nun Taşkesti beldesine bağlı Ilıca köyünde bulunan tarihi hamam, Sarot Kaplıcası yakınındadır. 15 ya da 16. yüzyılda yapıldığı tahmin edilir. Kubbesinde küçük pencerelere sahip olan tarihi hamam, moloz taştan yapılmış olup sıva ile kaplanmıştır. Klasik Osmanlı hamamlarından biri olarak bugüne kadar gelebilmiştir ve hala faaliyettedir.
Seben Kaya Evleri, Frig Dönemi’ne ait geniş bir yerleşim alanıdır. Karca, Solaklar, Alpagut, Çeltikdere, Kaşbıyıklar, Muslar mevkiine vadi boyunca dizilmiştir. Görkemli kaya bloklarına oyulmuş evlerin bazıları şapel olarak kullanılmıştır. Kaya evleri yakınlarında restoran ve konaklama hizmeti sunan yerler vardır. Solaklar civarında alabalık çiftliği bulunur.
Kısaca Yeniçağa Hamamı olarak da anılır. 1909 yılında inşa edilmiş tarihi yapı, ılıklı, soğukluk, sıcaklık ve soyunmalık bölümlerinden oluşur. Tonozlarla süslenmiş tarihi hamamın kubbesi ve çatısı kiremitle kaplanmıştır. Yakın tarihte elden geçirilmiş olan Yeniçağa Eski Belediye Hamamı, günümüzde de hizmete açıktır.
Mudurnu Evleri, Osmanlı Dönemi’ne ait sivil mimari örneklerindendir. İki ya da üç katlı olan tarihi Mudurnu Evler özenli tavan süslemelerine sahiptir. En dikkat çekenleri Armutçular ve Haytalar Konağı’dır. Ahşap işçiliğinin nadide örnekleri ile bezeli olan bu evler, başta Mudurnu’nun merkezinde olmak üzere ilçenin birçok yerinde görülebilir.
Mudurnu’da yer alan Abant Gölü, Abant Dağları’nın arasındaki vadide heyelan sonucunda oluşmuştur. Çevresinde çam, gürgen ve köknar gibi ağaçlar, yemyeşil bir ormanlık yaratmıştır. Göl, ormanlık ve dağların zirvesine kadar olan kısım, Abant Tabiat Parkı’nı oluşturur. Berrak bir tatlı su gölü olan Abant Gölü, her mevsimde güzeldir. Bahar ve yaz boyunca etraftaki ağaçların rengini yansıtır, soğuk geçen kış mevsimlerinde ise buz tutar. Gölün kıyı bölümleri nilüferlerle kaplıdır. Abant Alabalığı olarak bilinen tür, bu gölde yaşar.
Yapay bir göl olan Seben Gölü, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük göllerinden biridir. Seben ovasının bereketlenmesi için 2006 - 2011 yılları arasında oluşturulmuş olan bu göl, şimdilerde Bolu’nun uğrak yerlerinden biridir. Gölün çevresi ağaçlarla bezeli olup kamp, doğa yürüyüşü ve balık tutmaya uygundur. Gölün üzerinde, ince bir yol ile karaya bağlanmış, kıyıya yaklaşık 100 metre uzaklıkta olan cami, oldukça dikkat çekicidir.
Çubuk Gölü, Göynük’ten yaklaşık 11 km uzaklıkta konumlanmıştır. Çubuk köyünde yer alan bu göl, çevresi çam ağaçlarından oluşan yemyeşil bir ormanlık alanla sarmalanmıştır. Gölde olta balıkçılığı yaygındır, çevresi yürüyüş ve piknik için müsaittir. Çubuk Gölü’nün güzelliğini perçinleyen yel değirmenleri, fotoğraf çekimleri için hoş bir fon oluşturur.
Göynük’ün sembollerinden Zafer Kulesi, Cuma Mahallesinde bulunur. 1922 tarihli kule, Sakarya zaferine ithafen dönemin kaymakamı Hurşit Bey tarafından yaptırılmıştır. Üç katlı kule, çevresine hakim bir yükseklikte yer alır. Altıgen olarak tasarlanmış ve külahla süslenmiş yapının görünümü, Göynük tarihi evlerini andırır.
Sülüklü Göl, Batı Karadeniz’in tabii güzelliklerinden biridir. Mudurnu ilçesinde bulunan heyelan set gölünün, Akyazı’nın Dokurcun köyü ve Göynük’e kıyısı vardır. Etrafı zengin bir ormanlık alanla sarmalanmış, geçmişte çok sayıda sülüğün yaşam alanı olan bu göl, tabiat parkı olarak koruma altına alınmıştır. Bugün, az sayıda sülük ile balıkçıl, sazan, alabalık ve mercan türlerinden oluşan faunası nedeniyle gölde yüzmek tehlikelidir. Seyrine doyum olmayan manzarası, bahar gelince çiçeklerle renklenir. Bolu’nun Akyazı ile paylaştığı doğal miras, kamp ve piknik etkinlikleri için uygundur.
Kartalkaya Kayak Merkezi, Bolu’nun merkezine yaklaşık 38 km uzaklıkta yer alır. Köroğlu Dağlarının yamacında kurulmuş bu alan, Türkiye’nin en sık gözde kış turizm merkezlerinden biridir. Özellikle snowboard için tercih edilen Kartalkaya, farklı zorluk derecelerine göre pistler bulunur. Konaklama tesisleri açısından da zengin olan kayak merkezi, mevsim şartlarına göre aralık ayından nisan ayına dek faaldir.
Gölcük Tabiat Parkı, doğası ile insanı büyüleyen Bolu’nun merkezinde, Mesciler köyü mevkiinde yer alır. Şehir merkezine yaklaşık 13 km uzaklıkta yer alan bu park, suni bir set gölünün çevresine yayılır. Yeşilin her tonunu barındıran el değmemiş alan, her mevsim güzeldir. İlkbahar ve yaz boyunca göl, kayın, gürgen, çam, köknar ağaçlarının yansımasıyla renklenir. Kışın ise buz tutarak bambaşka bir görüntüye bürünür. Ortalamam yükseltisi 1200 metreyi bulan Gölcük Tabiat Parkı’nda kır evi, yürüyüş parkuru, piknik alanı, yöresel ürünler satan marketler ve seyir köşeleri bulunur. Ahşaptan yapılma Gölcük Devlet Konukevi, gölün kıyısındaki manzaraya renk katar.
Mudurnu Saat Kulesi, Seyrancık Mahallesinin yüksek bir noktasında yer alır. 1891 yılında inşa edilmiş, 1900 senesinde yangın sonucu büyük zarar görmüştür. 1905’te yeniden yapılan bu kule, yaklaşık 12 metre yüksekliğinde olup ahşapla kaplıdır. Kare formunda tasarlanmış saat kulesi, kiremit çatı ile örtülmüştür. Yuvarlak saat kadranının üzerinde çanı vardır.
Göynük Tarihi Evleri, ilçenin birçok yerinde görülebilir. Özellikle Göynük’ün merkezinde sıralanmış tarihi evler, 20. yüzyılının ilk yarısında inşa edilmiştir. En fazla iki katlı olan tarihi Göynük Evleri’nin büyük bir kısmında avlu bulunur. Ahşap detaylarla süslenmiş pencereleri, kırma çatı olarak tasarlanmış düz damları ile bu evler, ilçenin simgesidir.
Himmet Dede, 17. yüzyılda yaşamış alimlerden biridir. Türbesi, Dörtdivan ilçesinde yer alır. Himmetiye tarikatının kurucusu olan zat için yapılan türbenin tek odası vardı. Duvarları ağaç figürleri ile süslenmiş olan kutsal mekanın inşa tarihi bilinmiyor.
Dörtdivan’ın Yağlarbaşı köyünde bulunan Ayvadibi Şifalı Suyu, cilt rahatsızlıklarını gidermede yardımcı olarak kullanılır. Çeşmeye bağlanan şifalı suyun yanında çamur banyosu yapmak ve yıkanmak için kapalı bir alan vardır.
Yukarı Tekke Camii, Gerede’de yer alır. 1844’te Abdullah Efendi’nin yaptırmış olduğu kutsal mekan, dikdörtgen planlıdır. Kerpiçten yapılma caminin yanında Abdullah Efendi’nin türbesi vardır. Tarihi ibadethane, günümüze kadar birkaç kez onarılmış olup özgünlüğünü yitirmiş olsa da hala kullanıma açıktır.
Gazi Süleyman Paşa Camii olarak da anılan tarihi ibadethane, Göynük’te yer alır. İlk olarak Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından 1335 yılında yaptırılmış olan tarihi cami, 1878’de II. Abdülhamit tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Kesme taştan yapılan caminin yivli ve tek şerefeli bir minaresi vardır. Vitraylı camları ve süslemeleriyle dikkat çeken kutsal mekan, hala ibadete açıktır.
Akşemseddin Türbesi, Göynük’te bulunan Süleyman Paşa Camii’nin avlusunda yer alır. Fatih Sultan Mehmet’e hocalık yapmış olan Akşemseddin’in 1459’da vefat etmesinden sonra 1464’te inşası tamamlanan türbe, altıgen şeklinde olup kubbe ile örtülmüştür. Kafesli pencerelerle süslenmiş olan türbede, Akşemseddin ve iki oğlunun sandukası yer alır.
1382’de Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı kutsal mekan, Mudurnu’nun Büyükcami Mahallesindedir. Büyük kubbeli Osmanlı yapılarından biridir. Yıldırım Bayezid Camii ismiyle de bilinir. Günümüze kadar çeşitli onarımlardan geçen ve özgünlüğünü büyük ölçüde koruyan tarihi caminin tek şerefeli bir minaresi vardır ve hala ibadete açıktır.
Seben ilçesine bağlı Çeltikdere köyü yakınlarında yer alan tarihi kilise, Bizanslılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Tuğla ve kesme taştan yapılmış olan kutsal mekan, haç şeklinde tasarlanmıştır. 1952’ye dek cami olarak kullanılmış olan Çeltikdere Bizans Kilisesi, köyün yukarı taşınmasından sonra bakımsız kalmıştır ve günümüzde harabe durumdadır.
Bolu Müzesi, Bolu Kültür Merkezi’nde hizmet verir. Şehir merkezindeki müze,1975 yılından bu yana ziyarete açıktır. Müzede, arkeoloji ve etnografya salonu olmak üzere iki bölüm vardır. Arkeoloji salonunda Neolitik Çağ itibariyle Bolu çevresinde keşfedilmiş heykel, seramik, mermer ve cam objeler, maden kalıntıları sergilenir. Etnografya salonunda, 19 ve 20. yüzyıl itibariyle Bolu ve çevresindeki yaşam tarzını yansıtan eşyalar görülebilir.
Bolu’nun merkezinde, Karaköy mevkiinde yer alan cami, 1563 senesinde inşa edilmiştir. Cuma Camii olarak da bilinir. Özenle işlenmiş çinileri, ahşap işçiliğinin güzel örneklerinden birini teşkil eden mihrabı ile oldukça dikkat çekicidir. Moloz taştan yapılma kutsal mekan, kiremitten bir çatıyla örtülüdür ve halen ibadete açıktır.
Ilıca Musa Paşa Camii olarak da bilinen tarihi ibadethane, kent merkezinde, Ilıca mevkiinde bulunur. İsfendiyaroğullarından Musa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin inşa tarihi, 1510 - 1511’dir. Moloz taştan yapılan Ilıca Camii’nin taş kapısı, 1960’ta yenilenmiştir. Halen ibadete açık olan kutsal mekan, tek şerefeli bir minareye sahiptir.
Yıldırım Bayezid Camii adıyla da anılan Büyük Camii, şehir merkezinde bulunur. 1382 senesinde Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. 1891’de yanan ahşap cami, 1899’da yeniden inşa edilmiştir. 1944’te meydana gelen deprem sonrasında onarım ve eklemelerle bugünkü halini alan Büyük Camii, iki katlıdır. Kesme taştan yapılmış kutsal mekanın alt katında dükkanlar vardır. Büyük bir kubbesi ve tek şerefeli iki minaresi olan ibadethane, halen kullanılır.
Kadı Camii, 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Bolu’nun merkezinde konumlanmış olan kutsal mekan, Demirtaş Paşa’nın oğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı Dönemi mimari yapılarından bir olan ibadethane, kesme taştan inşa edilmiş olup kiremitten bir çatı ile örtülmüştür. Kadı Camii’nin köşeli ve tek şerefeli bir minaresi vardır ve hala ibadete açıktır.
İl merkezindeki Saraçhane Camii, Silahtar Mustafa Ağa tarafından 1750 senesinde inşa edilmiştir. Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olarak görülür. Tuğla, kesme ve moloz taştan yapılan caminin, silindir şeklinde yükselen bir minaresi vardır. Tarihi ibadethanenin güney ve kuzey cephelerinde sivri kemerle süslenmiş birer çeşme bulunur.
Bolu’nun merkezindeki Elmalık köyünde yer alan Tokadi Hayreddin Türbesi, tepede konumlanmış ormanlık bir alandadır. 1524 senesinde vefat ettiği söylenen İslam bilgini Hayreddin Tokadi’nin kabri, demirden bir kafesin içindedir.
Şehir merkezindeki Pamukçular sokakta yer alan tarihi han, 1804 senesinde Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yukarı Taşhan, iki katlı olarak planlanmış olup açık bir avluya sahiptir. Revaklarla süslenmiş olan yapı, 30 odalıdır. Dükkan, kafe ve iş merkezi olarak halen kullanılır.
Kent merkezindeki Saraçhane Camii’nin yakınında yer alır. Şemsi Ahmet Paşa’nın 16. yüzyılda yaptırmış olduğu İmaret Camii, günümüze kadar çeşitli dönemlerde onarılırmış ve özgünlüğünü yitirmiştir. Kutsal mekanın yapımında tuğla ve kesme taş kullanılmıştır. Cami, hala ibadete açıktır.
Şehir merkezinden yaklaşık 12 km uzaklıkta bulunan At Yaylası, ismini burada yetiştirilen yılkı atlarından alır. Osmanlı Dönemi’nden bu yana aynı amaçla kullanılan bu yayla, yalnızca atlarıyla değil, tabii güzelliğiyle de ünlü… Yaklaşık 1200 metrelik rakıma sahip olan yaylada, meyve ağaçları, doğal kaynak suları boldur. Özellikle kirazı oldukça leziz olan At Yaylası, her sene kiraz festivali ve çeşitli şenliklere sahne olur.
Şehir merkezinde, kendisi ile aynı adı taşıyan mahallede yer alan Tabaklar Hamamı, 16. yüzyılda Tahvil Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Moloz taştan inşa edilmiş bu yapı, kiremit kaplı iki kubbeye sahiptir. İç mekan, tonozlarla bezenmiştir. Çifte hamam olarak planlanmış Tabaklar Hamamı, restore edilmiştir ve günümüzde kafe olarak hizmet verir.
Sultan Hamamı, şehir merkezinde yer alan 16. yüzyıla ait Osmanlı hamamlarından biridir. Moloz taştan yapılma tarihi mekan, kiremit kaplanmış kubbelerle örtülüdür. Fenere sahip olan soyunmalık kısmı yapıya, 19. yüzyıla ilave edilmiştir. Çifte hamam olarak planlanmış, yakın zamanda restore edilmiş olan tarihi hamam, şimdilerde yalnızca kadınlara hizmet verir.
Aktaş Camii, Bolu’nun merkezindeki Semerkant Mahallesinde yer alır. Tarihi ibadethane, taştan yapılmış olup üzeri sıva ile kapatılmıştır. Pencere, çatı, minber ve mihrabı ahşaptır. Mihrabı mukarnasla süslenmiştir. Caminin yanında, Anadolu erenlerinden Sâfî Âmidî Bolevî’ye ait bir türbe ve kubbe ile örtülü, barok stili ile süslenmiş taş bir şadırvan bulunur. Aktaş Camii, hala ibadete açıktır.
Bolu’nun merkezindeki Akpınar Mahallesinde yer alan ve Akpınar Camii olarak da anılan kutsal mekanın 19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilir. Taş temel üzerine kerpiçten yapılmış Keçeci Mehmet Camii, ahşap detaylarla süslüdür. Özellikle ahşap minaresi ile dikkat çeken tarihi ibadethane, halen işlevini korur.
Karamanlı Camii, aynı adlı mahallede, Bolu’nun merkezinde yer alır. 1897 senesine ait olan kutsal mekan, düz bir çatı ile örtülmüş olup tonozlu bir girişe sahiptir. Ahşap kapısı ve minberi ile dikkat çeken tarihi ibadethanenin kesme taştan yapılmış bir minaresi vardır. Kemerli pencerelerle aydınlatılmış cami, hala işlevini sürdürür.
Bolu’nun merkezine bağlı Gölyüzü Mahallesinde bulunan Ağda Camii, 19. yüzyılda tarihlendirilir. Düz bir çatı ile örtülü kutsal mekan, ahşap tavan ve minbere sahiptir. Yuvarlak kemerli ve dikdörtgen olmak üzere iki tip pencere ile aydınlatılmış olan tarihi ibadethanenin tek şerefeli bir minaresi vardır. Cami, hala işlevini korur.
Somuncu Camii, Bolu merkezdeki Tabaklar Mahallesindedir. İnşa kitabesi bulunmayan tarihi cami, moloz taştan yapılmış, dikdörtgen şeklinde planlanmış, düz bir çatı ile örtülmüştür. Kubbeli şadırvanı ile sade bir görüntüye sahip kutsal mekan, Sultanzade Camii adıyla da anılmakta olup halen işlevini sürdürür.
1882 senesinde yaptırılan Gerede Saat Kulesi, şehir merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nı süsler. Ahmet Usta tarafından ahşaptan inşa edilmiş kare şeklindeki kulenin yüksekliği 12 metredir. Bugüne dek birkaç defa elden geçirilen tarihi yapı, ilçenin simgelerinden biri olarak günümüze kadar gelebilmiştir.
Yıldırım Bayezıd Camii, Gerede ilçesi, Seviller Mahallesinde yer alır. İlk olarak 14. yüzyılın sonunda, Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış, deprem nedeniyle zarar görünce 1947 yılında yeniden inşa edilmiştir. Yığma moloz taş üzerinde sıvalı olarak yapılmış kutsal mekan, ahşap tavanla örtülmüştür. Yer yer kalem işi bezemelerle süslü caminin tek şerefeli bir minaresi vardır.
Gerede’nin Demirciler Mahallesinde bulunan Hacı Emin Efendi Camii, 20. yüzyılda inşa edilmiştir. Ahşap tavanla örtülü dikdörtgen planlı caminin çatısı alaturka kiremitle kaplıdır. Sade bir görüntüye sahip olan tarihi ibadethane, ahşap minber ve mihraba sahiptir. Tek şerefeli minaresi de ahşap olan kutsal yapı, hala işlevini korur.
Aşağı Tekke Camii ve Türbesi, Gerede’nin Seviller Mahallesinde yer alır. Türbe, 1843 yılında hayatını kaybeden Geredeli Şeyh Hacı Halil Efendi için 1844 senesinde moloz taştan yaptırılmıştır. Caminin inşa zamanı bilinmez; ancak ibadethane 1944 yılında deprem nedeniyle yıkıldığı için takip eden yıllarda yeniden inşa edilmiş ve 1957’de açılmıştır.
Ömer Sekkin Hazreti Türbesi olarak da anılan kutsal mekan, Göynük’e bağlı Çeşme Mahallesinde yer alır. Hacı Bayram Veli’nin müritlerinden Bıçakçı Ömer Dede adıyla anılan Ömer Sıkkîn’in kabrine ev sahipliği yapan türbe, sekizgen planlı olarak taştan inşa edilmiş olup kubbe ile örtülmüştür. Cümle kapısı kemerlerle süslü olan Ömer Sıkkîn Türbesi, günümüzde de ziyarete açıktır.
Diğer adı ile Tabak Dede Türbesi, Göynük ilçesi, Hacıabdi Mahallesinde yer alır. Hangi yıllarda yaşadığı bilinmeyen Debbağ Dede’nin kabrine ev sahipliği yapan kutsal mekan, dikdörtgen planlı olarak taştan yapılmış, üzerine bir kubbe kondurulmuştur. Debbağ Dede Türbesi, çevre sakinlerinin sıkça ziyaret ettiği, dua etmek üzere buluştuğu yerlerden biridir.
19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş Osmanlı Dönemi mimari yapılarından biri olan Göynük Hükümet Konağı, II. Abdülhamid döneminin kaymakamı Kami Efendi’nin isteği ile yapılmıştır. Yapı, kagirden üç katlı olarak inşa edilmiştir. Tüm pencereleri yuvarlak kemerli ve ahşaptır. Beşit çatısı üçgen alınlıklı olarak tasarlanmıştır. Günümüze sağlam bir şekilde gelebilmiş bu yapı, halen hükümet konağı olarak kullanılır.
Hatice Hatun Camii, Göynük ilçesinin Yenice Mahallesinde yer alır. Kesme taştan inşa edilmiş kutsal mekanın kitabesinde 1324 tarihinde yapıldığı yazar. Tarihi ibadethane, Hacı Kadın Camii olarak da bilinir. Caminin geçmişte ahşap olan minaresi, taş minare olarak yeniden inşa edilmiştir. Günümüze dek pek çok onarımdan geçmiş, özgün halinden uzaklaşmış olsa da halen ibadete açıktır.
Sofuali Camii, Göynük ilçesinde, adını verdiği mahallede yer alır. Dışarıdan oldukça sade görünen dikdörtgen planlı kutsal mekanın içi oldukça gösterişlidir. Duvar, mihrap ve pencere kenarlarındaki özenle işlenmiş kalem işi bezemeler, hayranlık uyandırır. Kiremit çatı ile kapatılmış olan ibadethanenin ahşap bir tavanı vardır.
Göynük’ün Çeşme Mahallesinde yer alan Çeşme Camii, kesme taştan inşa edilmiştir. Üstü kiremit çatı ile örtülü kutsal mekanın tek şerefeli taş bir minaresi bulunur. Dikdörtgen pencerelerle aydınlatılmış olan tarihi ibadethanenin içi kalem işi süslemelerle bezelidir. Ahşap minberi ve mahfili, oymalarla süslenmiştir. Çeşme Camii, hala ibadete açıktır.
Yayabaşı Camii, Göynük’ün Sofuali Mahallesinde bulunur. Geleneksel Göynük evlerine benzeyen kutsal mekan, son cemaat yerindeki kitabeye göre 1913 senesinde yapılmıştır. Ahşap minaresi ile dikkat çeken tarihi ibadethane, hala işlevini korur.
Kepkebir Camii, Göynük ilçesinde, Gazi Süleyman Paşa Bulvarı’nda yer alır. Kiremit çatı ile örtülü caminin tek şerefeli ahşap minaresi, çatının üzerine yerleştirilmiştir. Taştan inşa edilmiş, sıva ile kapatılmış duvarlarına dikdörtgen pencereler açılmıştır. İnşa zamanı bilinmeyen tarihi cami, halen ibadete açıktır.
19. yüzyıla ait olan Hacı Abdi Camii, Göynük’te, Gazi Süleyman Paşa Camii yakınında bulunur. Geleneksel Göynük evlerine benzeyen tarihi ibadethane, düz bir çatı ile örtülmüştür. Pencerelerinin bir kısmı yuvarlak kemerli, bir kısmı dikdörtgendir. Tek şerefeli silindir formundaki minaresi, kiremit çatısının üzerine kondurulmuştur. Hacı Abdi Camii, günümüzde de işlevini sürdürür.
İlçe merkezine yaklaşık 20 km uzaklıktaki Kıbrıscık Karagöl Tabiat Parkı, şehirden uzakta dinlenmek isteyenlerin buluşma yeridir. Oksijen kaynağı ormanlıkta, doğa yürüyüşü yapılabilir, kamp kurulabilir. Karagöl’ün etrafında konaklama için bungalov evler bulunur. Seyirlik manzaralara ev sahipliği yapan Karagöl Tabiat Parkı, ilkbaharda doğanın tüm renklerini barındırır.
Kıbrıscık’a bağlı Yazıca köyü, ilçe merkezine yaklaşık 12 km mesafede yer alır. Dağın yamacında kurulmuş olan bu köy, eşsiz yaylaları ile ünlüdür. Seyrine doyum olmayan manzarası ve mis gibi orman havası eşliğinde doğa yürüyüşü yapılabilir. Geleneksel yayla evlerinin yer aldığı köyde, bir de tarihi çeşme bulunur.
Güney Köyü Camii, Mengen’e yaklaşık 15 km uzaklıkta, Gökçesu mevkiinde yer alır. 1804 tarihli inşa kitabesine sahip olan tarihi cami, Sakaoğlu Memiş Ağa tarafından yaptırılmıştır. Sıvalı moloz taş ve kerpiçten inşa edilmiş kutsal mekan, ahşap minareli olarak yapılmış; ancak bu minare 1944 senesindeki deprem sonucunda yıkılmıştır. O yıllarda caminin kiremit çatısı üzerine tek şerefeli taş bir minare eklenmiştir. Eski Köy Camii olarak da bilinen ibadethane, hala işlevini korur.
Mengen’e bağlı Bölükören köyü, ilçe merkezine yaklaşık 12 km uzaklıktadır. Köy camii, 1711 senesinde Ömer oğlu Osman tarafından yaptırılmış olup günümüze kadar gelebilmiştir. Bugüne dek birkaç kez onarılan Bölükören Köyü Camii’nin kiremit çatısı üzerine yerleştirilmiş tek şerefeli ahşap bir minaresi vardır. İç mekanı yer yer kalem işi ile süslü olan ibadethane, hala işlevini sürdürür.
Kayabükü köyü, Mengel ilçesine bağlıdır. Moloz taştan yapılan caminin kitabesinde 1892 tarihinde Derviş Nihad tarafından inşa edildiği yazar. Ahşap kapısı ve kiremit kaplı çatısında yükselen ahşap minaresi özgün bir şekilde günümüze gelebilmiştir. Kayabükü Köyü Camii, halen ibadete açıktır.
Mudurnu ilçesine yaklaşık 30 km uzaklıkta yer doğa harikası, adını sınırları içinde bulunduğu Karamurat köyünden alır. Dağların sarmaladığı bu güzellik, büyüleyici manzarası ile tabiat aşıklarını buraya çağırır. Karamurat Gölü, vadi sularıyla beslenir. Trekking, doğa fotoğrafçılığı, olta balıkçılığı, kamp ve piknik gibi aktivitelere müsaittir.
Kanuni Sultan Süleyman Camii, Mudurnu ilçesinin Büyükcami Mahallesinde yer alır. Taştan yapılma tarihi ibadethane, 1546 yılına aittir. Ahşap tavanı, kiremit çatıyla kapatılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’ne ait olduğu söylenen caminin içi kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Hala ibadete açık olan caminin tek şerefeli taş bir minaresi vardır.
Şehriman Tepesi, Mudurnu’yu tepeden gören bir konumda yer alır. Çam ormanlarına hakim muazzam bir manzaraya sahip olan bu tepe, Mudurnu’nun seyir köşesi olarak bilinir. Asıl adı Şeyh-ül Ümran Tepesi’dir. Tepede, biri Şeyh-ül Ümran diğeri Filibeli Hacı Tevfik Bey’e ait olduğu söylenen iki mezar bulunur.
Asilbey Camii, Mudurnu’nun Musalla Mahallesinde konumludur. Tarihi ibadethane, taş temel üzerine kerpiçten yapılmıştır. Kiremit çatıya sahip kutsal mekanın ahşaptan yapılma tek şerefeli bir minaresi vardır. Bugüne dek geçirdiği onarımlarla özgün görüntüsünden zamanla uzaklaşmış olan cami, hala işlevini sürdürür.
Ağaçlarbaşı Camii, Mudurnu’nun Kaygana Mahallesindedir. Moloz taş üzerine kerpiç sıva ile yapılmış olan kutsal mekanın çatısı kiremit kaplıdır. Tavanı çeşitli süslemelerle bezeli olan caminin pencereleri yuvarlak kemerlidir. Minaresi ahşaptan ve tek şerefeli olan tarihi ibadethane, hala işlevini sürdürür.
Seben’in Nimetli köyünde konumlu tarihi cami, 1845 yılına aittir. Tuğla ve taştan yapılma kutsal mekan, eğimli bir arazi üzerine kurulmuştur. Sade bir görünüme sahip olan tarihi ibadethanenin tek şerefeli ahşap minaresi, çatının üzerinden yükselir. İki sıra halinde yerleştirilmiş pencerelerinin ikinci sırası yuvarlak kemerlidir. Nimetli Köyü Camii, hala ibadete açıktır.
Seben’in Korucuk köyündeki Orta Mahallede yer alan tarihi ibadethane, taş temel üzerine ahşap yapılmış, kiremit çatı ile örtülmüştür. Ahşap minberi işlemelerle bezeli olan Orta Mahalle Camii, sade bir görüntüye sahiptir.
Seben’in Çarşı Mahallesinde yer alan aynı isimli tarihi cami, moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Mihrap ve minberi ahşap olan kutsal yapı, yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Kapısı da ahşap olan Çarşı Camii, kırma çatıyla örtülü olup hala ibadete açıktır.
Kırklar Türbesi, Dörtdivan ilçesine bağlı Kılıçlar köyünün Kuzköy Mahallesinde yer alır. Erenler Türbesi adıyla anılan kutsal yapının yerine geçmiş yıllarda kırk tane kuyu olduğu söylenir. Şimdilerde türbenin yanında iki adet kuyu vardır. Dua edenlerin bir araya getiren kutsal mekan, yöre sakinleri tarafından yağmur duası için de ziyaret edilir.
Merkez Camii, Dörtdivan ilçesinin merkezinde konumludur. 1874 tarihli ibadethane Bayram Ağazade Hafız Seyit Ahmet tarafından inşa ettirilmiştir. Dıştan kırma çatıyla kapatılmış Merkez Camii, içten kubbelidir. Kubbesi, mihrap ve pencerelerinin çevresi özenli kalem işi bezemelerle süslenmiştir. Osmanlı Dönemi’nden bugüne iyi bir şekilde korunarak gelebilmiş olup hala ibadete açıktır.
Yeniçağa’nın merkezinde yer alan bu göl, deniz seviyesinden yaklaşık 1000 metre yükseklikte oluşmuş bir çanak gölüdür. Balıktan kuşa kadar birçok hayvan türüne yuva olan gölün çevresi, trekkingcilerin vazgeçilmez rotalarından biridir. Göl kıyısında kuş gözlem evi bulunur. Su kuşu ve göçmen kuşlarının yuvası, etrafındaki muhteşem doğa ile çevre sakinleri tarafından mesirelik olarak kullanılır.
Yıldırım Bayezid Camii, Yeniçağa’nın Eskiçağa kasabasında yer alır. Yıldırım Bayezid tarafından 14. yüzyılın sonlarında yapıldığı düşünülen kutsal mekan, taştan inşa edilmiştir. İki sıra olan pencerelerinin ilk sırası dikdörtgen, ikinci sırası yuvarlak kemerli olarak tasarlanmıştır. Çevre sakinleri tarafından Yıldırım Camii adıyla da anılan tarihi ibadethane, halen işlevini sürdürür.
Bolu’nun kuzeyinde, şehir merkezi sınırları içinde konumlanmış olan Yedigöller Milli Parkı, toprak kayması sonucu meydana gelmiş yedi tane göl ve muazzam bir ormanlıktan oluşur. Birçok ağaç ve çiçek türü, göllere uluşan büyüleyici şelaleler ile doğanın yeryüzüne bir armağanıdır. Kamp, doğa yürüyüşü, dağcılık, fotoğrafçılık ve kuş gözlemciliğine elverişli olan Yedigöller Milli Parkı’nda, konaklama için bungalov evler bulunur. Kapankaya Seyir Terası, bu eşsiz güzelliğe uzaktan bakmak isteyenler için milli park sınırları içerisinde ziyaret edilebilir. Ağaçların yapraklarını döktüğü sonbahar mevsimi, Yedigöller’in en sık ziyaret edildiği dönemdir.
Abant Tabiat Parkı, Abant Gölü ve etrafındaki ormanlıktan, dağların zirvesine kadar olan yaklaşık 1150 hektarlık bir alanı kapsar. Mudurnu’da yer alan Abant Gölü Tabiat Parkı, endemik bitki ve hayvan türlerine yuva olmuş bir rekreasyon alanıdır. Sert geçen kışlarda buz tutan Abant Gölü, yazları nilüferlerle süslenir. Doğa yürüyüşü, kamp ve pikniğe elverişli olan tabiat parkının çevresinde lokantalar, konaklama için bungalov ev ve oteller bulunur. Tabiat parkının içinde yöresel gıda ve hediyelik eşyaların satıldığı bir alışveriş alanı vardır.
Muhteşem doğası ile büyüleyici kentlerden biri olan Bolu’nun Göynük ilçesine yer alan yaylaları, 1500 metreye ulaşan yükseklikte sıralanmıştır. Taze dağ havası ve çam kokusuyla dolu Karabey ve Kaşıkçı Yaylaları, Göynük’ün uğrak alanlarındandır. Yaylalarda, kamp ve pikniğe uygun alanlar bulunur.
Yemyeşil mesireliklerle süslü olan Mengen’de, birbirinden güzel yaylalar bulunur. Mengen’in en büyük yaylası olan Akçakoca ile Küçükkuz, Soğucak, Sarıklı ve Çelebioğlu Yaylaları, kamp, dağcılık, doğa yürüyüşü, piknik gibi aktiviteler için ziyaret edilir.
Mudurnu’da yer alan Abant Gölü, Abant Dağları’nın arasındaki vadide heyelan sonucunda oluşmuştur. Çevresinde çam, gürgen ve köknar gibi ağaçlar, yemyeşil bir ormanlık yaratmıştır. Göl, ormanlık ve dağların zirvesine kadar olan kısım, Abant Tabiat Parkı’nı oluşturur. Berrak bir tatlı su gölü olan Abant Gölü, her mevsimde güzeldir. Bahar ve yaz boyunca etraftaki ağaçların rengini yansıtır, soğuk geçen kış mevsimlerinde ise buz tutar. Gölün kıyı bölümleri nilüferlerle kaplıdır. Abant Alabalığı olarak bilinen tür, bu gölde yaşar.
Yapay bir göl olan Seben Gölü, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük göllerinden biridir. Seben ovasının bereketlenmesi için 2006 - 2011 yılları arasında oluşturulmuş olan bu göl, şimdilerde Bolu’nun uğrak yerlerinden biridir. Gölün çevresi ağaçlarla bezeli olup kamp, doğa yürüyüşü ve balık tutmaya uygundur. Gölün üzerinde, ince bir yol ile karaya bağlanmış, kıyıya yaklaşık 100 metre uzaklıkta olan cami, oldukça dikkat çekicidir.
Çubuk Gölü, Göynük’ten yaklaşık 11 km uzaklıkta konumlanmıştır. Çubuk köyünde yer alan bu göl, çevresi çam ağaçlarından oluşan yemyeşil bir ormanlık alanla sarmalanmıştır. Gölde olta balıkçılığı yaygındır, çevresi yürüyüş ve piknik için müsaittir. Çubuk Gölü’nün güzelliğini perçinleyen yel değirmenleri, fotoğraf çekimleri için hoş bir fon oluşturur.
Sünnet Gölü Tabiat Parkı, Göynük’e yaklaşık 22 km mesafededir. Vadi içindeki Sünnet Gölü, çevresi ormanlıkla kaplı bir doğa harikasıdır. Yemyeşil ağaçların rengini yansıtan göl, balık ve kuğulara yuva olur. Tabiat parkında, lokanta, otel ve piknik alanları bulunur. Etkileyici manzara, gölün içine doğru uzanmış ahşap köprüden izlenebilir.
Sülüklü Göl, Batı Karadeniz’in tabii güzelliklerinden biridir. Mudurnu ilçesinde bulunan heyelan set gölünün, Akyazı’nın Dokurcun köyü ve Göynük’e kıyısı vardır. Etrafı zengin bir ormanlık alanla sarmalanmış, geçmişte çok sayıda sülüğün yaşam alanı olan bu göl, tabiat parkı olarak koruma altına alınmıştır. Bugün, az sayıda sülük ile balıkçıl, sazan, alabalık ve mercan türlerinden oluşan faunası nedeniyle gölde yüzmek tehlikelidir. Seyrine doyum olmayan manzarası, bahar gelince çiçeklerle renklenir. Bolu’nun Akyazı ile paylaştığı doğal miras, kamp ve piknik etkinlikleri için uygundur.
Gölcük Tabiat Parkı, doğası ile insanı büyüleyen Bolu’nun merkezinde, Mesciler köyü mevkiinde yer alır. Şehir merkezine yaklaşık 13 km uzaklıkta yer alan bu park, suni bir set gölünün çevresine yayılır. Yeşilin her tonunu barındıran el değmemiş alan, her mevsim güzeldir. İlkbahar ve yaz boyunca göl, kayın, gürgen, çam, köknar ağaçlarının yansımasıyla renklenir. Kışın ise buz tutarak bambaşka bir görüntüye bürünür. Ortalamam yükseltisi 1200 metreyi bulan Gölcük Tabiat Parkı’nda kır evi, yürüyüş parkuru, piknik alanı, yöresel ürünler satan marketler ve seyir köşeleri bulunur. Ahşaptan yapılma Gölcük Devlet Konukevi, gölün kıyısındaki manzaraya renk katar.
Bolu ovasının sulanması için oluşturulan Gölköy Baraj Gölü, kent merkezine yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Güzelliği sebebiyle şehir sakinlerinin mesireliklerinden biri olmuştur. Etrafa yayılan yeşil orman örtüsü, temiz hava eşliğinde dinlenmek ve eğlenmek isteyenleri adeta buraya çağır. Kışın karla kaplanan tabiat, buz tutmuş göller beraber enfes bir manzara yaratır. Yaz aylarında sıkça ziyaret edilen gölde, olta balıkçılığı yapılabilir.
Mudurnu’ya bağlı Çepni köyünde yer alan Akkaya Travertenleri, Bolu’nun merkezine de oldukça yakındır. Karadeniz’in Pamukkale’si olarak bilinen doğal oluşum, büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. Küçük havuzları, yaz mevsiminde serinlemek isteyenleri ağırlar. Doğasever gezginlerin uğrak yeri olan travertenlerin çevresi, mesire alanı olarak kullanılır. 100 metre kadar batısında, 50 metre uzunluğunda bir traverten daha bulunur.
Dörtdivan’ın Yağlarbaşı köyünde bulunan Ayvadibi Şifalı Suyu, cilt rahatsızlıklarını gidermede yardımcı olarak kullanılır. Çeşmeye bağlanan şifalı suyun yanında çamur banyosu yapmak ve yıkanmak için kapalı bir alan vardır.
Tabiatın güzellikleriyle bezeli Gerede, yemyeşil yaylalarında birçok kişiye doğa ile buluşma imkanı sunar. Çam ağaçlarıyla bezeli yaylalar, sakin bir dinlenme yeri arayanlar için idealdir. Rumşah, Hasbeyler, Seviller, Dörtdivan, ilçede bulunan yaylaların bir kısmıdır. Kamp, piknik ve doğa yürüyüşü için bahar itibariyle Gerede Yaylaları tercih edilebilir.
Doğa turizminin en popüler noktalarından biri olan Bolu, Kıbrıscık mevkiindeki yaylalarında birçok doğaseverleri konuk eder. Belen, Karadoğan, Devevira, Bölücekkaya ve Kökez Yaylaları, Köroğlu Dağları’nın eteklerinde yer alır.
Mudurnu Yaylaları, Abant Gölü çevresine dizilmiş, el değmemiş dokusu ile etkileyici güzelliğe sahip mesireliklerdir. 1550 metreye kadar ulaşan yükseklikte yer alan Alpağut, Dodurga, Dedeler ve Dağyolu Yaylaları, Kiraz Dağı etrafına sıralı Seben ve Kızık Yaylaları, kamp, piknik, doğa yürüyüşü ve dağcılığa elverişlidir.
Şehir merkezinden yaklaşık 12 km uzaklıkta bulunan At Yaylası, ismini burada yetiştirilen yılkı atlarından alır. Osmanlı Dönemi’nden bu yana aynı amaçla kullanılan bu yayla, yalnızca atlarıyla değil, tabii güzelliğiyle de ünlü… Yaklaşık 1200 metrelik rakıma sahip olan yaylada, meyve ağaçları, doğal kaynak suları boldur. Özellikle kirazı oldukça leziz olan At Yaylası, her sene kiraz festivali ve çeşitli şenliklere sahne olur.
Ayıkayası Tabiat Parkı, Yedigöller yolu üzerinde, Bolu merkeze bağlı Çukurören köyünde yer alır. Tipik Karadeniz bitki örtüsü ile bezeli tabiat parkı, doğa yürüyüşü tutkunlarının buluşma yeridir. Kafe, restoran ve piknik alanına sahip olan doğal alan, huzur verici manzarası ile doğaseverlerin gezi rotasında yer almalı.
Bolu merkezde, Mesciler mevkiinde konumlu Beşpınarlar Tabiat Parkı, kentin tabii güzellikleri arasında bulunur. Zengin bir orman örtüsü ile kaplı bu alan, merkeze yaklaşık 30 km uzaklıktadır. Ormanlığın içinde doğanın tüm renklerini yansıtan bir göl bulunur. Kamp için de tercih edilen Beşpınarlar Tabiat Parkı’nda restoran, çocuk oyun alanı, yürüyüş ve bisiklet parkuru vardır.
Bolu merkezde, Çamyayla köyü yolu üzerinde yer alan Göksu Tabiat Parkı, yaklaşık 25 hektarlık geniş bir alana yayılır. Aladağ Göleti çevresinde yayılan bu alan, Karadeniz’in bereketli ikliminden nasiplenmiş, yemyeşil bir doğanın kalbine kurulmuştur. Yaşlı sarıçam ağaçları ile her mevsim muhteşem manzaralara ev sahipliği yapan Göksu Tabiat Parkı’nda, trekking, kamp, piknik, olta balıkçılığı yapılabilir.
Bolu’nun merkezinde yer alan Atatürk Orman Parkı, yürüyüş parkuru, çay bahçesi, piknik alanı ile kent sakinlerinin uğrak noktalarındandır. Zekai Konpara Bulvarı’nda yer alan bu park, merkezi konumda olması sebebiyle her daim ziyaret edilir. Bahar gelince rengarenk çiçeklerle bezenen parkta, çocuk oyun alanlı ve banklar vardır.
Gerede’nin merkezine yaklaşık 5 km uzaklıkta konumlu Esentepe mevkiindeki mesire alanı, Karadeniz’in zengin bitki örtüsü ile bezelidir. Çam ağaçlarının çoğunlukta olduğu yerde, piknik masaları, yürüyüş alanı, çay bahçesi bulunur. Esentepe Mesire Alanı, denizden yaklaşık 1300 metre yüksekte yer alır. Oksijenin ve yeşilin bol olduğu ormanlık, ilçeyi tamamen gören bir noktadadır. Arkut Dağı Kayak Merkezi’nin yanı başındaki mesire yeri, yaz boyunca tabiat tutkunlarını ağırlar.
İlçe merkezine yaklaşık 20 km uzaklıktaki Kıbrıscık Karagöl Tabiat Parkı, şehirden uzakta dinlenmek isteyenlerin buluşma yeridir. Oksijen kaynağı ormanlıkta, doğa yürüyüşü yapılabilir, kamp kurulabilir. Karagöl’ün etrafında konaklama için bungalov evler bulunur. Seyirlik manzaralara ev sahipliği yapan Karagöl Tabiat Parkı, ilkbaharda doğanın tüm renklerini barındırır.
Kıbrıscık’a bağlı Yazıca köyü, ilçe merkezine yaklaşık 12 km mesafede yer alır. Dağın yamacında kurulmuş olan bu köy, eşsiz yaylaları ile ünlüdür. Seyrine doyum olmayan manzarası ve mis gibi orman havası eşliğinde doğa yürüyüşü yapılabilir. Geleneksel yayla evlerinin yer aldığı köyde, bir de tarihi çeşme bulunur.
Ağalar Gölü, Mengen’in merkezine yaklaşık 6 km uzaklıkta bir doğa harikasıdır. Mengenlilerin gözde mesireliklerinden biri olan gölde, yaban ördekleri yaşar. Etrafı yeşil örtüyle kaplı gölün yakınında Acı Su olarak anılan bir kaynak suyu vardır. Ağalar Gölü, kampçıların da uğrak yerlerinden biridir.
Şirinyazı Göleti, Mengen’in Bürnük köyünde yer alır. Bürnük Göleti olarak da anılan bu güzellik, ormanın ortasında konumludur. Orman yangınlarına hızlıca müdahale edebilmek için oluşturulmuşsa da günümüzde sıkça ziyaret edilen mesire alanlarında biri haline gelmiştir. Gölde, sazan, alabalık gibi tatlı su balıkları yaşar. Olta balıkçılığı, kamp ve piknik yapmak isteyenlerin buluşma yeri olan Şirinyazı mevkii, doğa yürüyüşü için de idealdir.
Oyukkaya Mağarası, Mengen’e bağlı Karakaya köyünde keşfedilmiştir. Doğal yollardan oluşmuş bu mağara, büyük bir kaya bloğu üzerinde birkaç göz oyuğa sahip olduğu için bu adla anılır. İlçe merkezine yaklaşık 25 km uzaklıkta konumlu olan Oyukkaya, uzunca bir süre hayvan barınağı olarak kullanılmıştır.
Mengen’in Güneyhisar Mahallesinde yer alan Gelin Kayası, doğal yollarla oluşmuş birkaç kayalıktan meydana gelir. Duvaklı bir geline benzetildiği için bu ismi almıştır. Pazarköy mevkiindeki kayalıklar, çeşitli efsanelerle anılır. İhtişamlı görüntüsüyle hayranlık uyandıran Gelin Kayası’nın çevresi yemyeşildir ve mesirelik olarak ziyaret edilir.
Mudurnu ilçesine yaklaşık 30 km uzaklıkta yer doğa harikası, adını sınırları içinde bulunduğu Karamurat köyünden alır. Dağların sarmaladığı bu güzellik, büyüleyici manzarası ile tabiat aşıklarını buraya çağırır. Karamurat Gölü, vadi sularıyla beslenir. Trekking, doğa fotoğrafçılığı, olta balıkçılığı, kamp ve piknik gibi aktivitelere müsaittir.
Kızık Yaylası, Seben - Bolu yolunda, kent merkezinden yaklaşık 25 km uzaklıkta konumlanmış bir doğa harikasıdır. Çivisiz olarak ahşaptan yapılmış yayla evlerinin dizildiği yemyeşil alan, doğal su kaynaklarıyla daha da zenginleşmiştir. Tabiat tutkunlarının görmek isteyeceği Kızık Yaylası, bol oksijenli havasıyla ünlüdür.
Yeniçağa’nın merkezinde yer alan bu göl, deniz seviyesinden yaklaşık 1000 metre yükseklikte oluşmuş bir çanak gölüdür. Balıktan kuşa kadar birçok hayvan türüne yuva olan gölün çevresi, trekkingcilerin vazgeçilmez rotalarından biridir. Göl kıyısında kuş gözlem evi bulunur. Su kuşu ve göçmen kuşlarının yuvası, etrafındaki muhteşem doğa ile çevre sakinleri tarafından mesirelik olarak kullanılır.