Amasra kartpostallarını süsleyen tarihi Kemere Köprüsü, Roma Dönemi’ne ait özel yapılardan biridir. Boztepe Adası ile Amasra’yı birbirine bağlayan bu yapı, Amasra Kalesi’nin içinde yer alan Sormagir ve Zindan Kalelerini bir araya getirmek üzere yapılmıştır. Kemerli, tek gözlü Kemere Köprüsü, hırçın dalgalarıyla ünlü Karadeniz’e güzellik katan köprülerden biridir. Hala kullanımda olan köprü, yenilmiştir. Amasra’nın simgelerinden bir olan köprüyü kullanarak Ağlayan Ağaç’a ulaşılabilir.
Amasra - Bartın karayolunun Antik Yol (Eski Yol) olarak isimlendirilen tarafında yer alır. Romalıların bıraktığı önemli miraslardan biri olan Kuşkayası Yol Anıtı, M.S. 41 - 54 yılları arasında yaptırılmıştır. Kayalar üzerine özenle işlenmiş başsız bir insan figürü, Roma kartalı kabartması ve iki kitabeden meydana gelir. Anıtın önünde yer alan ve Roma Yolu olarak adlandırılan yolu takip ederek Cevizlik Vadisi ve Kemerdere Köprüsü’ne ulaşılabilir.
Şimşirli Baba Camii, Ulus’taki Kalecik köyünde konumlanmıştır. İnşa tarihi bilinmeyen kutsal mekanın, geyiklerle taşınmış malzemeler yardımıyla bir gecede yapıldığına inanılır. Çevredeki Şimşir ağaçları nedeniyle bu isimle anılır. Caminin Candaroğulları Dönemi’nde yaşamış Şemsettin Efendi tarafından yaptırıldığı söylenir.
Demirci Hasan Dede Camii olarak da bilinen kutsal mekan, Ulus ilçesinde konumlamıştır. Candaroğulları zamanında Demirci Hasan tarafından inşa edildiği tahmin edilen caminin içi özenli ahşap işçiliği ile bezelidir. Tarihi Hasan Dede Camii, çivi kullanılmadan yapılıştır ve hala ibadete açıktır.
Kemerdere Köprüsü, Amasra’nın merkezine 3 km uzaklıktaki Cevizlik Vadisi’nde yer alır. Roma Dönemi’nden kalma tarihi köprünün uzunluğu 8 metre, yüksekliği 5 metre olup ayak kısmında kabartmalar bulunur.
Cenova Şatosu, Amasra Kalesi’nin iç kale bölümüdür. Cenovalılar tarafından yapılan şatonun en dikkat çekici kısmı, Büyükliman’a bakan Cenova armaları ile süslenmiş ana kapısıdır. Bu armalar halen sağlam bir şekilde şato kapısında yer alır. Tarihi yapı, etkileyici liman manzarası ile Amasra’da görülmesi gereken yerlerden biridir.
Amasra Kaymakamlık Evi, 1884 tarihinde ilkokul olarak inşa edilmiş, sonraki zamanlarda kaymakama tahsis edilmiştir. Tarihi ev, Amasra’nın etkileyici manzarasına hakim bir bahçeye sahiptir. Günümüzde bu yapı, kaymakamlık lojmanının bir bölümü olarak kullanılır.
Amasra Kalesi, Bizanslılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Pek çok kez eklemeler ve onarımlarla yenilenip genişletilmiştir. İç kale, Cenova Şatosu olarak adlandırılır. Kalenin iki ana kısmı bu,lunur. Bunlardan biri Zindan, diğeri Sormagir Kalesi’dir. Kemere Köprüsü’nün de dahil olduğu eşsiz bir manzaraya hakim olan kale, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı Dönemlerine tanıklık etmiştir.
Amasra Şapeli olarak da anılan tarihi ibadethane, 9. yüzyılda inşa edilmiştir. 15. yüzyılda mescit olarak kullanılmıştır. Küçük Kilise, 2002 senesinde yenilenerek Kültür ve Sanat Evi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Amasra’nın Kaleiçi Mahallesindeki Çekiciler sokakta yer alan Çekiciler Çarşısı, el yapımı birçok eşya ve dekoratif objenin satıldığı dükkanlardan oluşur. Amasra’da yüzyıllardır sürdürülen ahşap oymacılığı sanatının en özel parçaları burada bulunabilir.
Bizanslılardan kalma bir liman olduğu tahmin edilen Direkli Kaya, Amasra’da yer alır. Yaklaşık 7 metre uzunluğunda olan yapın, denize bağlantısı olan bir havuzla çevrelenmiştir. Cenevizliler tarafından deniz feneri olarak kullanıldığı tahmin edilen Direkli Kaya’ya, yine o dönemde yapılmış kaya merdivenler yardımıyla ulaşılır.
Romalıların mirası Amasra Antik Tiyatrosu, Aya Yorgi Tepesi’nin güney tarafında yer alır. Bir kısmı toprak altında olan yapının çevresinde nekropol ve akropol bulunur. Antik tiyatro, yaklaşık 5 bin kişilik olup duvarlarının büyük bir bölümü harap durumdadır.
Hisar Kalesi olarak da bilinen tarihi yapı, Kurucaşile ilçesinde, çevreye hakim bir tepede konumlanmıştır. Kromna Antik Kenti’nin merkezi olarak kullanılmış olan kalenin inşa tarihi belli değildir. Cenevizliler tarafından yapıldığı tahmin edilen Tekkeönü Kalesi’nden günümüze yalnızca kalıntıları ulaşmışsa da denize kadar inen galeri ve yakınındaki Hisarkale Mahzeni ile dikkat çekicidir.
Kurucaşile’nin tarihi yapılarından biri Hisarkale Mahzeni, Tekkeönü Kalesi’nin yakındadır. Kromna Antik Kenti’ne dahil olan bu yapı, kaya ile yapılmış 7 adet kuyudan oluşur. Mahzen, Tekkeönü Kalesi’nin galerisi ile beraber oldukça dikkat çekicidir.
Kent merkezindeki Tarihi Şehir Hamamı, 1747’de Osmanlılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Yakın tarihte aslına uygun olacak şekilde yenilenen şehir hamamı, ahşaptan yapılma soyunma bölümü ve moloz taştan yapılma ana kısmı ile halen hamam olarak hizmet verir.
Şehir merkezindeki Orta İbrahim Paşa Camii, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. İlk inşa tarihi bilinmeyen kutsal mekan, yangın nedeniyle 1898 - 1901 yılları arasında tekrar yaptırılmıştır. Hala ibadete açık olan camiyi, dönemin Bosna Valisi İbrahim Paşa inşa ettirmiştir. Eğimli bir arazi üzerinde yüksek girişli olarak fevkani tasarlanmış caminin altında dükkanlar bulunur.
1905 tarihinden bu yana ibadete açık olan Merkez Şadırvan Camii, tuğla, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Tarihi ibadethane, dikdörtgen olarak planlanmış, kırk adet pencereye sahip ferah bir camidir. Köşeli minaresi, 1913 senesinde yapılmış olup etkileyici bir görüntü yaratır.
Şehir merkezindeki Bartın Kültür Merkezi, 1868 senesinde, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilmiştir. Rumlar tarafından yapılan bir kilisenin dönüştürülmesiyle kurulan kültür merkezi, çeşitli ekleme ve onarımlar neticesinde bugünkü amacına uygun hale getirilmiştir. Tarihi yapı, günümüzde konser, tiyatro, opera gibi çeşitli sanat organizasyonlarına ev sahipliği yapar.
Yukarı Halilbey Camii, Bartın’ın merkezinde bulunur. Kagir yapı, 1872’de inşa edilmiştir. Halil Bey’in yaptırdığı kutsal mekanın kubbe yerine çatısı vardır. Ahşaptan yapılma mihrabı ve vitraylı pencereleriyle dikkat çeken tarihi ibadethanenin tek şerefeli, taş bir minaresi vardır.
Hacı Mehmet Camii, Bartın’ın merkezine bağlı Orta Mahallesinde, kendisi ile aynı adı taşıyan sokakta bulunur. İlk kez ne zaman yapıldığı bilinmeyen kutsal mekan, 1898 senesinde çıkan bir yangın sonucunda tahrip olmuş, 1902 yılında ise yeniden inşa edilmiştir. Sekiz köşeli kasnak üstüne kondurulmuş kiremit bir kubbeye sahip olan tarihi ibadethanenin iki şerefeli minaresi vardır. Kemeri pencerelerle aydınlatılmış Hacı Mehmet Camii, günümüzde de işlevini sürdürür
1894 tarihinde inşa edilmiş İkramiye Camii, Bartın’ın merkezinde konumludur. Kemer Köprü Camii adıyla da bilinen tarihi ibadethane moloz taştan yapılmış, harçla sıvanmıştır. İç mekanın büyük bir kısmı ahşaptır. Hala işlevini koruyan bu caminin tek şerefeli bir minaresi bulunur.
Kent merkezindeki Kırtepe Mahallesine yer alan Arap Camii, 1824 senesinde Yahya Ağa bin Mustafa tarafından yaptırılmıştır. Bugüne kadar geçirdiği onarımlarla günümüze gelebilmiş bu cami, işlemeli ahşap minberi ve taş mihrabı ile hayranlık uyandırır. Bartın’ın en eski camilerinden biri olarak kabul edilen Arap Camii, hala ibadete açıktır.
Şehir merkezinde, bulunduğu mahalleye adını veren Kemer Köprü, Bartın Irmağı’nı besleyen Kocanaz Deresi üzerine kurulmuştur.1787 senesinde 1. Abdülhamid zamanında yapılmıştır. İki sivri kemeri olan bu yapı, yaklaşık 42 metre uzunluğundadır. Günümüzde hala işlevini koruyan Kemer Köprü, güzel bir aydınlatma sayesinde geceleri adeta ışıldar.
Fatih Camii, Amasra Kalesi’nin içinde 9. yüzyılda inşa edilmiş tarihi bir kilisesin 15. yüzyılda camiye dönüştürülmesi ile kurulmuştur. 1460 senesinde Fatih Sultan Mehmet’in bölgeyi fethetmesinden nedeniyle bu adla anılmış kutsal mekan, taştan yapılmıştır. Minaresi 1963 senesinde inşa edilmiş cami, hala ibadete açıktır.
Amasra, Küçük Liman mevkiinde bulunan Edhem Ağa Konağı, 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş sivil mimari örneklerinden biridir. Bulaklı ustaların inşa ettiği tarihi konak, yerli ampiri üslubunda tasarlanmıştır. Üç katlı yapının arkasında geçmişte büyük avlulu bir bahçe bulunurken şimdi bu alan pazar yeri olarak kullanılır. Edhem Ağa Konağı, günümüzde mesken olarak kullanıldığı için sadece dışarıdan görülebilir.
Amasra kartpostallarını süsleyen tarihi Kemere Köprüsü, Roma Dönemi’ne ait özel yapılardan biridir. Boztepe Adası ile Amasra’yı birbirine bağlayan bu yapı, Amasra Kalesi’nin içinde yer alan Sormagir ve Zindan Kalelerini bir araya getirmek üzere yapılmıştır. Kemerli, tek gözlü Kemere Köprüsü, hırçın dalgalarıyla ünlü Karadeniz’e güzellik katan köprülerden biridir. Hala kullanımda olan köprü, yenilmiştir. Amasra’nın simgelerinden bir olan köprüyü kullanarak Ağlayan Ağaç’a ulaşılabilir.
Amasra - Bartın karayolunun Antik Yol (Eski Yol) olarak isimlendirilen tarafında yer alır. Romalıların bıraktığı önemli miraslardan biri olan Kuşkayası Yol Anıtı, M.S. 41 - 54 yılları arasında yaptırılmıştır. Kayalar üzerine özenle işlenmiş başsız bir insan figürü, Roma kartalı kabartması ve iki kitabeden meydana gelir. Anıtın önünde yer alan ve Roma Yolu olarak adlandırılan yolu takip ederek Cevizlik Vadisi ve Kemerdere Köprüsü’ne ulaşılabilir.
Karadeniz’in muazzam doğasından bir kesit olan Güzelcehisar Koyu, Bartın’ın merkezindedir. Aynı adlı köyde konumlanmış olan bu koy, halen bakirdir. Yaz boyunca Bartınlılar ve kenti ziyarete gelmiş turistlerin dinlenme alanı olan Güzelcehisar’da uzun ve temiz bir kumsal vardır.
Amasra’ya Kemere Köprüsü ile bağlanan Boztepe Adası, muazzam bir deniz manzarasına sahiptir. Sur kalıntılarına ev sahipliği yapan bu ada, Roma Dönemi’nden bu yana pek çok insanın yaşam alanı olmuştur. Tepeye ulaşmak biraz zorlu olsa da Boztepe’nin manzarası ve güneşin batışını burada seyretmek paha biçilmezdir.
Delikli Şile olarak da bilinen yarımada şeklindeki tabii kayalık, Amasra’nın yaklaşık 15 km doğusunda, Akkonak köyünde, Çakraz yakınlarında yer alır. Geçmişte Akkonak köyüne adını veren bu oluşumun doğusunda plaj bulunur. Ortasındaki boşluktan dolayı Delikli Şili olarak anılır. Çeşitli efsanelere konu olan bu güzellik, görenleri kendine hayran bırakır.
Ulus’un 27 km uzağındaki Uluyayla, Ovacuma ile Göktepe arasında yükselmiş bir doğa harikasıdır. Yaklaşık 1416 metre yüksekliğe sahiptir. 86 bin hektar büyüklüğünde ormanlık alanı kapsayan bu güzellik, doğadaki tüm renkleri bünyesinde toplamıştır. Bahar gelir gelmez yeşeren eteklerinde Eldeş Vadisi yer alır. Su kaynakları, ahşap yayla evleri ve ağustosun 2. haftasında düzenlenen şenlikleri ile doğaseverlerin mutlaka görmek isteyeceği Uluyayla, fotoğrafçılık ve trekking için muazzam bir yerdir.
Şimşirli Baba Camii, Ulus’taki Kalecik köyünde konumlanmıştır. İnşa tarihi bilinmeyen kutsal mekanın, geyiklerle taşınmış malzemeler yardımıyla bir gecede yapıldığına inanılır. Çevredeki Şimşir ağaçları nedeniyle bu isimle anılır. Caminin Candaroğulları Dönemi’nde yaşamış Şemsettin Efendi tarafından yaptırıldığı söylenir.
Demirci Hasan Dede Camii olarak da bilinen kutsal mekan, Ulus ilçesinde konumlamıştır. Candaroğulları zamanında Demirci Hasan tarafından inşa edildiği tahmin edilen caminin içi özenli ahşap işçiliği ile bezelidir. Tarihi Hasan Dede Camii, çivi kullanılmadan yapılıştır ve hala ibadete açıktır.
Hasan Dede Türbesi, aynı adlı caminin yaklaşık 400 metre uzağındaki mezarlığın içindedir. Etrafı açık bir mezar olan türbede, Candaroğulları Dönemi’nde yaşamış, camiyi yapan Demirci Hasan’ın yattığı söylenir.
Amasra’nın en dikkat çekici doğal güzelliklerinden biridir Ağlayan Ağaç. Boztepe mevkiinde yer alan doğa harikası, bir selvi ağacıdır. Gövdesi ve dallarında muhafaza ettiği nemi, bahar aylarında damla damla dışarı atar. Etkileyici bir görüntü yaratan Ağlayan Ağaç, adını verdiği tepede, Tavşan Adası’nı da içine alan geniş bir manzaraya hakimdir.
Bakacak Tepesi, Amasra’nın özel seyir alanlarından biridir. Karadeniz’in hoş manzarası, Amasra Marina ve denizin dalgasıyla salınan balıkçı tekneleri ile süslüdür. Fatih Sultan Mehmet’in bu tepeye çıkıp Akşemseddin’e “Lala lala, çeşm-i cihan bu mu ola?” diyerek Amasra’yı dünyanın gözbebeği olarak betimlediği söylenir.
Cenova Şatosu, Amasra Kalesi’nin iç kale bölümüdür. Cenovalılar tarafından yapılan şatonun en dikkat çekici kısmı, Büyükliman’a bakan Cenova armaları ile süslenmiş ana kapısıdır. Bu armalar halen sağlam bir şekilde şato kapısında yer alır. Tarihi yapı, etkileyici liman manzarası ile Amasra’da görülmesi gereken yerlerden biridir.
İki tane arkeolojik, iki tane de etnografik eser salonuna sahip olan Amasra Müzesi, Antik Çağ’ın gözde yerleşim alanlarından biri olan Amasra ve çevresine dair birçok şeyi bir araya toplar. İlk olarak 1955’te belediye binasında ziyarete açılmış olup bugünkü binasında 1982’de hizmet vermeye başlamıştır. Müze binası, 1884’te yapılmaya başlanmış ancak tamamlanmış bir bahriye mektebinin onarılıp tamamlanması ile bugünkü görüntüsüne kavuşmuştur. Amasra Müzesi’nde Helenistik Dönem’den Osmanlı Dönemi’ne kadar birçok heykel, kabartma, sikke gibi objeler, günlük hayatta kullanılan eşyalar görülebilir.
Amasra Kalesi, Bizanslılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Pek çok kez eklemeler ve onarımlarla yenilenip genişletilmiştir. İç kale, Cenova Şatosu olarak adlandırılır. Kalenin iki ana kısmı bu,lunur. Bunlardan biri Zindan, diğeri Sormagir Kalesi’dir. Kemere Köprüsü’nün de dahil olduğu eşsiz bir manzaraya hakim olan kale, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı Dönemlerine tanıklık etmiştir.
Amasra Şapeli olarak da anılan tarihi ibadethane, 9. yüzyılda inşa edilmiştir. 15. yüzyılda mescit olarak kullanılmıştır. Küçük Kilise, 2002 senesinde yenilenerek Kültür ve Sanat Evi olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Amasra’nın Kaleiçi Mahallesindeki Çekiciler sokakta yer alan Çekiciler Çarşısı, el yapımı birçok eşya ve dekoratif objenin satıldığı dükkanlardan oluşur. Amasra’da yüzyıllardır sürdürülen ahşap oymacılığı sanatının en özel parçaları burada bulunabilir.
Hisar Kalesi olarak da bilinen tarihi yapı, Kurucaşile ilçesinde, çevreye hakim bir tepede konumlanmıştır. Kromna Antik Kenti’nin merkezi olarak kullanılmış olan kalenin inşa tarihi belli değildir. Cenevizliler tarafından yapıldığı tahmin edilen Tekkeönü Kalesi’nden günümüze yalnızca kalıntıları ulaşmışsa da denize kadar inen galeri ve yakınındaki Hisarkale Mahzeni ile dikkat çekicidir.
Kurucaşile’nin tarihi yapılarından biri Hisarkale Mahzeni, Tekkeönü Kalesi’nin yakındadır. Kromna Antik Kenti’ne dahil olan bu yapı, kaya ile yapılmış 7 adet kuyudan oluşur. Mahzen, Tekkeönü Kalesi’nin galerisi ile beraber oldukça dikkat çekicidir.
Bir kısmı Kastamonu sınırları içinde yer alan Küre Dağları Milli Parkı’nın diğer kısmı, Bartın’ın merkezindedir. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) öncelikli alanlardan biri olarak belirlediği milli park, pek çok canlıya ev sahipliği yapar. Zengin bir bitki örtüsü ve geyikten sürüngene kadar geniş çaplı bir faunaya sahiptir. Küre Dağları Milli Parkı’nda dinlenme, yeme - içme yerleri ve konaklama için dağ evi bulunur.
Kent merkezindeki Tarihi Şehir Hamamı, 1747’de Osmanlılar Dönemi’nde inşa edilmiştir. Yakın tarihte aslına uygun olacak şekilde yenilenen şehir hamamı, ahşaptan yapılma soyunma bölümü ve moloz taştan yapılma ana kısmı ile halen hamam olarak hizmet verir.
Şehir merkezindeki Orta İbrahim Paşa Camii, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. İlk inşa tarihi bilinmeyen kutsal mekan, yangın nedeniyle 1898 - 1901 yılları arasında tekrar yaptırılmıştır. Hala ibadete açık olan camiyi, dönemin Bosna Valisi İbrahim Paşa inşa ettirmiştir. Eğimli bir arazi üzerinde yüksek girişli olarak fevkani tasarlanmış caminin altında dükkanlar bulunur.
1905 tarihinden bu yana ibadete açık olan Merkez Şadırvan Camii, tuğla, kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Tarihi ibadethane, dikdörtgen olarak planlanmış, kırk adet pencereye sahip ferah bir camidir. Köşeli minaresi, 1913 senesinde yapılmış olup etkileyici bir görüntü yaratır.
Şehir merkezindeki Bartın Kültür Merkezi, 1868 senesinde, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilmiştir. Rumlar tarafından yapılan bir kilisenin dönüştürülmesiyle kurulan kültür merkezi, çeşitli ekleme ve onarımlar neticesinde bugünkü amacına uygun hale getirilmiştir. Tarihi yapı, günümüzde konser, tiyatro, opera gibi çeşitli sanat organizasyonlarına ev sahipliği yapar.
Ebu Derda Türbesi, Bartın’ın merkezinde, Tuna Caddesinde yer alır. Hz. Muhammed’in sancaktarı olan Ebu Derda’yı anmak için yaptırılmıştır. Türbe, altıgen şeklinde olup kemerlerle süslenmiştir. Etrafı açık olan kutsal mekanın üzeri çatı ile örtülmüştür.
Yukarı Halilbey Camii, Bartın’ın merkezinde bulunur. Kagir yapı, 1872’de inşa edilmiştir. Halil Bey’in yaptırdığı kutsal mekanın kubbe yerine çatısı vardır. Ahşaptan yapılma mihrabı ve vitraylı pencereleriyle dikkat çeken tarihi ibadethanenin tek şerefeli, taş bir minaresi vardır.
Hacı Mehmet Camii, Bartın’ın merkezine bağlı Orta Mahallesinde, kendisi ile aynı adı taşıyan sokakta bulunur. İlk kez ne zaman yapıldığı bilinmeyen kutsal mekan, 1898 senesinde çıkan bir yangın sonucunda tahrip olmuş, 1902 yılında ise yeniden inşa edilmiştir. Sekiz köşeli kasnak üstüne kondurulmuş kiremit bir kubbeye sahip olan tarihi ibadethanenin iki şerefeli minaresi vardır. Kemeri pencerelerle aydınlatılmış Hacı Mehmet Camii, günümüzde de işlevini sürdürür
1894 tarihinde inşa edilmiş İkramiye Camii, Bartın’ın merkezinde konumludur. Kemer Köprü Camii adıyla da bilinen tarihi ibadethane moloz taştan yapılmış, harçla sıvanmıştır. İç mekanın büyük bir kısmı ahşaptır. Hala işlevini koruyan bu caminin tek şerefeli bir minaresi bulunur.
Kent merkezindeki Kırtepe Mahallesine yer alan Arap Camii, 1824 senesinde Yahya Ağa bin Mustafa tarafından yaptırılmıştır. Bugüne kadar geçirdiği onarımlarla günümüze gelebilmiş bu cami, işlemeli ahşap minberi ve taş mihrabı ile hayranlık uyandırır. Bartın’ın en eski camilerinden biri olarak kabul edilen Arap Camii, hala ibadete açıktır.
Kurucaşile ilçesinde bulunan bu güzel plaj, ilçeye yaklaşık 3 km mesafedeki aynı adlı köyün sınırları içinde yer alır. Yaklaşık 1 km uzunluğa sahip olan kumsal, yaz boyunca denizle buluşmak isteyenleri ağırlar. Plajın arkası yemyeşil ormanla çevrilidir. Huzur verici atmosferi, buraya gelenlere doğa ile baş başa bir dinlenme imkanı sunar.
Gölderesi Şelalesi, Kurucaşile ilçesine bağlı Kanatlı köyü mevkiinde yer alır. İlçe merkezine yaklaşık 18 km uzaklıkta konumlu tabii güzellik, aynı adlı dereye kavuşur. 8 metre yükseklikten çağlayan şelalenin etrafı kamp, piknik ve trekking için uygundur.
Kurucaşile ilçesine bağlı Şeyhler köyü sınırları içinde konumlu Yardibi Plajı, ilçe merkezine yaklaşık 2 km uzaklıktadır. Çevre sakinleri ve yolu Kurucaşile’ye düşen deniz tutkunları tarafından tercih edilen plajın çevresi kamp ve piknik için müsaittir. Çakıl taşlı plaj, sakinlik arayanların görmek isteyeceği yerlerden biridir.
Kurucaşile’ye bağlı Karaman köyünde bulunan bu plaj, ilçe merkezine yaklaşık 17 km uzaklıktadır. Çakılla kaplı ve oldukça sakin olan Karaman Plajı, koyda yer aldığı için sığdır. Plajda, kamp ve piknik için müsait alanlar bulunur.
Fatih Camii, Amasra Kalesi’nin içinde 9. yüzyılda inşa edilmiş tarihi bir kilisesin 15. yüzyılda camiye dönüştürülmesi ile kurulmuştur. 1460 senesinde Fatih Sultan Mehmet’in bölgeyi fethetmesinden nedeniyle bu adla anılmış kutsal mekan, taştan yapılmıştır. Minaresi 1963 senesinde inşa edilmiş cami, hala ibadete açıktır.
Amasra, Küçük Liman mevkiinde bulunan Edhem Ağa Konağı, 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş sivil mimari örneklerinden biridir. Bulaklı ustaların inşa ettiği tarihi konak, yerli ampiri üslubunda tasarlanmıştır. Üç katlı yapının arkasında geçmişte büyük avlulu bir bahçe bulunurken şimdi bu alan pazar yeri olarak kullanılır. Edhem Ağa Konağı, günümüzde mesken olarak kullanıldığı için sadece dışarıdan görülebilir.
Amasra’nın Kaleiçi Mahallesindeki Çekiciler sokakta yer alan Çekiciler Çarşısı, el yapımı birçok eşya ve dekoratif objenin satıldığı dükkanlardan oluşur. Amasra’da yüzyıllardır sürdürülen ahşap oymacılığı sanatının en özel parçaları burada bulunabilir.
Ulus’un Ulukaya köyünü süsleyen Ulukaya Şelalesi, kayaların arasından, yaklaşık 20 metre yükseklikten yeryüzüne dökülür. Kışın ve bol yağışlı bahar aylarında su miktarı artan şelale, yazları daha sakindir. Döküldüğü yerde küçük bir gölet oluşturarak Ulus Çayı ile buluşur.
Karadeniz’in muazzam doğasından bir kesit olan Güzelcehisar Koyu, Bartın’ın merkezindedir. Aynı adlı köyde konumlanmış olan bu koy, halen bakirdir. Yaz boyunca Bartınlılar ve kenti ziyarete gelmiş turistlerin dinlenme alanı olan Güzelcehisar’da uzun ve temiz bir kumsal vardır.
Yaklaşık 1,5 km uzunluğundaki Çakraz Plajı, Amasra’ya 17 km mesafededir. Çevresi çam, kestane, köknar ve fıstık çamı ile çevrili bu güzellik, kum plajdır. Karadeniz’in berrak suyu ve yemyeşil doğasının bir arada olduğu Çakraz, Amasra’nın yaz boyunca en kalabalık yerlerinden biri olur. Plajın yakınlarında oteller bulunur. Her daim açık olan balık lokantaları, akşamları da burayı popüler kılar.
Delikli Şile olarak da bilinen yarımada şeklindeki tabii kayalık, Amasra’nın yaklaşık 15 km doğusunda, Akkonak köyünde, Çakraz yakınlarında yer alır. Geçmişte Akkonak köyüne adını veren bu oluşumun doğusunda plaj bulunur. Ortasındaki boşluktan dolayı Delikli Şili olarak anılır. Çeşitli efsanelere konu olan bu güzellik, görenleri kendine hayran bırakır.
Ulus’un 27 km uzağındaki Uluyayla, Ovacuma ile Göktepe arasında yükselmiş bir doğa harikasıdır. Yaklaşık 1416 metre yüksekliğe sahiptir. 86 bin hektar büyüklüğünde ormanlık alanı kapsayan bu güzellik, doğadaki tüm renkleri bünyesinde toplamıştır. Bahar gelir gelmez yeşeren eteklerinde Eldeş Vadisi yer alır. Su kaynakları, ahşap yayla evleri ve ağustosun 2. haftasında düzenlenen şenlikleri ile doğaseverlerin mutlaka görmek isteyeceği Uluyayla, fotoğrafçılık ve trekking için muazzam bir yerdir.
Ulus’un Kumluca mevkiindeki Gezen Yaylası, ardıç, köknar, meşe, kayın, kavak ve birçok ağaç türü ile bezelidir. El değmemiş yaylalardan biridir. Bitki örtüsü, yaban hayvanlarına yuva oluşturur. Çoğunlukla Ardıç kuşlarını ağırlayan Gezen Yaylası, bahar gelince yemyeşil bir masala dönüşür.
Amasra’nın en dikkat çekici doğal güzelliklerinden biridir Ağlayan Ağaç. Boztepe mevkiinde yer alan doğa harikası, bir selvi ağacıdır. Gövdesi ve dallarında muhafaza ettiği nemi, bahar aylarında damla damla dışarı atar. Etkileyici bir görüntü yaratan Ağlayan Ağaç, adını verdiği tepede, Tavşan Adası’nı da içine alan geniş bir manzaraya hakimdir.
Bakacak Tepesi, Amasra’nın özel seyir alanlarından biridir. Karadeniz’in hoş manzarası, Amasra Marina ve denizin dalgasıyla salınan balıkçı tekneleri ile süslüdür. Fatih Sultan Mehmet’in bu tepeye çıkıp Akşemseddin’e “Lala lala, çeşm-i cihan bu mu ola?” diyerek Amasra’yı dünyanın gözbebeği olarak betimlediği söylenir.
Amasra’nın güneydoğusundaki Gölleryazı mevkiinde konumlamış olan Gürcüoluk Mağarası, yaklaşık 169 metre uzunluğundadır. Bir galerisi olan mağara, dikit, sarkıt ve damlataşlarla bezelidir. Mağaranın genişliği 2,5 metreye kadar ulaşır ve içi ısısı düşüktür. Solunum güçlüğü çekenlerin mağaranın derinliklerine gitmeleri önerilmez.
Amasra’yı süsleyen tabii güzelliklerden biridir Gölderesi Şelalesi. Büyük kayaların arasından aynı isimli göle dökülen şelalenin çevresinde kamp alanı bulunur. Suyun kayalara çarpma sesi ve şelalenin görüntüsü, doğaseverlere etkileyici bir gezi tecrübesi yaratır.
Bir kısmı Kastamonu sınırları içinde yer alan Küre Dağları Milli Parkı’nın diğer kısmı, Bartın’ın merkezindedir. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) öncelikli alanlardan biri olarak belirlediği milli park, pek çok canlıya ev sahipliği yapar. Zengin bir bitki örtüsü ve geyikten sürüngene kadar geniş çaplı bir faunaya sahiptir. Küre Dağları Milli Parkı’nda dinlenme, yeme - içme yerleri ve konaklama için dağ evi bulunur.
Balamba Tabiat Parkı, şehir merkezi Çaydüzü Mahallesinde yer alır. Merkezden yaklaşık 2 km uzaklıkta olması nedeniyle kent sakinleri tarafından sıkça ziyaret edilir. Yemyeşil mesire alanı, bereketli Karadeniz topraklarının tipik bitki örtüsü ile kaplıdır. Çam, meşe, gürgen, sedir ağaçlarının gölgesinde huzur dolu atmosfere sahiptir. Her mevsim doğa yürüyüşü için tercih edilen bu park, yaz boyu piknikçiler tarafından ziyaret edilir.
Kurucaşile ilçesinde bulunan bu güzel plaj, ilçeye yaklaşık 3 km mesafedeki aynı adlı köyün sınırları içinde yer alır. Yaklaşık 1 km uzunluğa sahip olan kumsal, yaz boyunca denizle buluşmak isteyenleri ağırlar. Plajın arkası yemyeşil ormanla çevrilidir. Huzur verici atmosferi, buraya gelenlere doğa ile baş başa bir dinlenme imkanı sunar.
Kurucaşile ilçesine bağlı Şeyhler köyü sınırları içinde konumlu Yardibi Plajı, ilçe merkezine yaklaşık 2 km uzaklıktadır. Çevre sakinleri ve yolu Kurucaşile’ye düşen deniz tutkunları tarafından tercih edilen plajın çevresi kamp ve piknik için müsaittir. Çakıl taşlı plaj, sakinlik arayanların görmek isteyeceği yerlerden biridir.
Kurucaşile’ye bağlı Karaman köyünde bulunan bu plaj, ilçe merkezine yaklaşık 17 km uzaklıktadır. Çakılla kaplı ve oldukça sakin olan Karaman Plajı, koyda yer aldığı için sığdır. Plajda, kamp ve piknik için müsait alanlar bulunur.
Ardıç ağaçlarıyla bezeli olduğu için bu adla anılan yayla, Ulus ilçesi, Kumluca mevkiinde yer alır. İlçe merkezine yaklaşık 33 km uzaklıkta konumludur. 1500 metre rakıma sahip yaylanın her köşesi, yeşilin başka bir tonuyla parlar. Yılın yarısı karla kaplı olan Ardıç Yaylası, yaz aylarında çevre sakinlerinin sayfiye alanı olur. Yolu Ulus’a düşen tabiat tutkunları, bol oksijenli bu yaylada kamp, piknik ve trekking yapabilir.
Ahatlar Tabiat Parkı, Amasra ilçesine yaklaşık 6 km uzaklıktadır. İçinde herhangi bir tesisi bulunmayan bu park, yürüyüş, piknik ve kamp için müsaittir. Yaklaşık 9 hektarlık bir alana yayılan tabiat parkında, Karadeniz ikliminin tipik bitki örtüsü gözlenir. Meşe, kızılçam, gürgen ağaçlarının gölgesinde deniz manzarasına karşı dinlenmek için pek çok kişi burayı ziyaret eder.