Girne
Girne, tarihi bir liman kenti... Bu güzel kent, öyle sıcak ve cezbedici ki Kıbrıs’ın turizm merkezi olmasını anlamak hiç güç değil. Kuzeyi Akdeniz suları, güneyi Girne Dağları ile çevrili olan kent Kıbrıs’ın incisi olarak nitelendiriliyor.
Akalar tarafından kurulduğu sanılan kentin simgesi, at nalı şeklindeki limanın yanı başında yer alan dörtgen planlı tarihi kale... Bizans Dönemi’nde inşa edildiği tahmin edilen kale, Lüzinyan ve ardından Venedik Dönemi’nde bazı ilavelerle günümüze kadar ulaşmış. Tarihi kale, 1570’de savaşmadan Osmanlı’ya teslim olmuş. Bugün çağdaş müzecilik anlayışı ile sergiye açılan kalede Venedik Kulesi, Lüzinyan Kulesi, Neolitik Yer Canlandırması, Aziz George Şapeli gibi birden çok bölüm bulunuyor. M.Ö. 300 yılından kalan, 2300 yıllık, dünyanın en eski batık gemilerinden biri de kalede Batık Gemi Müzesi’nde sergileniyor.
Tarihi Girne Limanı, midesine düşkünler için güzel lokantaları, barları, kafeleri ile kentin en eğlenceli bölgesi. Zaten pek çok eğlence yeri ve casinolar sayesinde Girne’de eğlence arayanların hayal kırıklığına uğramayacağı muhakkak.
Girne tarihi liman dışında çevredeki birbirinden güzel tarihi yapılarla da göz dolduruyor. Görkemli Bellapais Manastırı, yüzlerce metre yükseklikteki St. Hilarion ve Buffavento Kaleleri, Antiphonitis Manastırı bunlardan bazıları...
Kıbrıs’ın doğal güzelliklerine de Girne’de şahit olmak mümkün: nadide Kıbrıs orkidelerini görmek için Alevkayası Bölgesi; sevimli deniz kaplumbağaları caretta caretta ve yeşil kaplumbağaları gözlemlemek için Alagadi Sahili.
Girne, turkuaz renkli sulara bakarak türk kahvesini yudumlayıp tembelliğin keyfini çıkarmak isteyenler için ideal bir şehirken, hareketten hoşlananlar için de bisikleten golfe, su altı dalıştan hiking’e pek çok farklı imkan sunuyor. Deniz, güneş, kum da bunlara ekleniyor.
Girne, anlatmakla bitmiyor; yaşamak gerek!